Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metinleri

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem (28 Şubat)

ÖNSÖZ

Toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye’nin yıllardır gör- meyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik.

Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır.

Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarak etkisini ağır bir biçimde göster- mektedir. Bu krizin en önemli sebebi kuşkusuz, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz yönetimdir.

Hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı de- mokratik siyasetin alanını güçlendirerek, çoğulculuk ve katılımcılık temelinde çözebilmektir.

Bu inanç ve kararlılıkla, demokratik hukuk devletini hâkim kılmak amacıyla Güçlendirilmiş Parla- menter Sistem Mutabakat Metni üzerinde demokrasinin temel ilkeleri olan istişare ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdik.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnini hazırlayan partiler olarak bizler, etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı içindeyiz.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile geçmişe dönmeyi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü devlet ve Cumhuriyet tecrübesinin demokrasi ile taçlandırıldığı yeni bir sisteme geçmeyi hedef- liyoruz.

Biliyoruz ki Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, temel hak ve özgürlüklerin Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde güvence altına alındığı, bireylerin eşit ve özgür vatandaş olarak düşüncelerini özgürce ifade edebildiği ve inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Tür- kiye’yi inşa etmektir.

Öte yandan hedefimiz; kamu yönetiminde şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlanması, yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi, Siyasi Etik Kanunu ile siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmamasının güvence altına alınmasıdır.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile “Yarının Türkiyesi”ni inşa etmek için milletimizin talepleri doğrultusunda önemli bir adım attık. Ülkemize adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla bu sistemi hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz.

I. GİRİŞ

A. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE NASIL BİR ORTAMDA GEÇİLDİ?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türki- ye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında ger- çekleşmiştir. Sistemin hüviyeti, içinde bulunduğu kriz halinin ruhunu yansıtmaktadır. Bu sebeple, milli iradenin sağlıklı bir şekilde sandıkta tecelli etmesi de mümkün olmamıştır.

Darbe girişimi ardından iktidar, otoriter tutum, ayrıştırıcı ve güvenlikçi siyasal dil ile top- lumda endişe ve kutuplaşmayı arttırmış, OHAL’i de antidemokratik bir iktidar yapısını oluşturmak için bahane ve araç olarak kullanmıştır. Bu dönemde demokrasinin asli ge- reği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri yok sayılmış, anayasa değişikliği geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsü- leriyle ve barolarla müzakere edilmemiştir.

İki partinin genel başkanları tarafından oluşturulan dar bir komisyon ile hazırlanan bu anayasa değişikliği, toplumsal bir sözleşmede olması gereken kapsayıcı bir bakış açısın- dan oldukça uzak şekilde Meclis gündemine getirilmiş, 41 gün gibi kısa bir sürede komis- yond ve Genel Kurul’da demokratik bir biçimde müzakere edilmeden kabul edilmiş ve alela ele referanduma sunulmuştur.

Devletin tüm imkanları “Evet” kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütler toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları kısıtlanmış, farklı görüşle medya bargosu uygulanmıştır. Yapılan referandumda malı oy- lama sonucuna göre %51,41 ‘kabul’ yanında %48,59 ‘hayır’ gibi toplumun eyse ya- rısının reddettiği bir anayasa değişikliği kabul edilmiştir.

B. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ NEDEN YANLIŞ?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış; Cum- hurbaşkanı’na yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına alan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır.

Anayasal devlet; kuvvetler ayrılığına dayanan, yürütme gücünün sınırlandırıldığı, denge ve denetlemeyi teminat altına alan, yargının bağımsız olduğu, temel hak ve hürriyetlerin en geniş manada tanındığı ve kurumsal aklın günübirlik düşüncenin önüne geçtiği bir sistemdir. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini teme- linden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine karşı çıkıyoruz.

1. Yürütme

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde gerçek anlamda denge ve denetleme mekaniz- maları öngörülmemiştir. Yürütme yetkisi tek bir kişide toplanmış, Cumhurbaşkanlığı ka- rarnamesi çıkarma yetkisi ile yasama etkisiz kılınmış, atama yetkileri ile de yargı bağım- lı hale getirilmiştir. Böylece kişiselleşen bir iktidar yapısı ortaya çıkmıştır.

Cumhurbaşkanı, tek imza ile her türlü işlemi yapabilme yetkisi ile donatılmıştır. Bu durum Cumhurbaşkanı’nın her konuda söz söylemesine, karar vermesine ve imza atmasına yol açmıştır. Bu sistem, bakanları ve kamu bürokrasisini yetkisiz kılmış, sorumluluk al- malarını engellemiş ve sağlıklı bir kamu yönetiminin oluşmasına engel olmuştur.

Anayasa’daki tarafsızlık yeminine rağmen, Cumhurbaşkanı parti genel başkanlığına devam etmiştir. Dolayısıyla parti genel başkanlığı ile dev- let ve hükümet başkanlığı tek kişinin şahsında birleşmiş, partili Cumhur- başkanı, ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir.

Cumhurbaşkanı’nın “geri gönderme yetkisi” bu sistem ile “veto yetkisi”- ne dönüşmüştür. Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e iade edilen kanun- lar ancak üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kabul edilebilmektedir. Böylece Cumhurbaşkanı Meclis’in kanun yapım sürecini sınırlandırabile- cek ve hatta engelleyebilecek bir yetkiye sahip olmuştur.

Üst düzey kamu görevlilerini atama ve görevden alma yetkilerinin ta- mamı Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmaktadır. Bu durum, yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanının şahsında toplanarak merkezileşmesine, kurumların geri planda kalmasına, bürokraside liyakat ve hiyerarşinin ortadan kalkmasına neden olmuştur.

2. Yasama

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Meclis’in yasama fonksiyonları yürütme ile pay- laşılmış, yasamanın denetim fonksiyonu işlevsiz hale getirilmiştir.

Cumhurbaşkanı’na tanınan kararname yetkisi ile münhasıran Meclis’e ait olan yasama yetkisi Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır hale getirilmiş, bu durum kuvvetler ayrılığı ilkesini yürütme lehine bozmuştur.

Yasamanın yürütme üzerindeki denetim fonksiyonları fiilen yok edilmiştir. Gensoru ve bakanlara sözlü soru sorma yetkisi kaldırılmıştır. Yine yasamanın en etkili denetim araç- larından olan meclis soruşturması, yeter sayılarının arttırılması nedeniyle işletilemez hale getirilmiştir.

Yasamanın millet adına kullandığı devredilemez bütçe hakkı ortadan kaldırılmıştır. Bu hak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhurbaşkanı’na geçmiş, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan bütçenin reddedilmesi halinde bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranı ile yürürlüğe gireceği kabul edilmiştir. Böylece Meclis’teki bütçe mü- zakerelerinin ve bütçenin reddedilmesinin yürütme üzerinde hiçbir anlamı kalmamıştır.

3.Yargı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle partili Cumhurbaşkanı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını yok etmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu, Cumhurbaşkanı’na tanınan doğ- rudan ve dolaylı atama yetkileriyle, yürütmenin vesayetine girmiştir.

Hâkimin görevini icra ederken iç ve dış etkenlerden tamamen arınmış şekilde objektif kriterlere ve vicdanının sesine uyarak karar verebilmesi anlamına gelen hâkimlik temi- natı, etkili şekilde güvence altına alınmamıştır. Oysa hâkimin coğrafi teminatının olma- dığı bir yargı düzeninde, yargı bağımsızlığından söz edilemez.

Anay sa Mah emesi’nin iktidarın baskı ve tehdidi altında olması ve üyelerinin neredey- semamınındoğrudandolaylıolarakCumhurbaşkanıtarafındanatanması,Yüksek Mahkeme’nin bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelemektedir.

Anay sa Mah emesi’ne pılan üye atamaları siyasi saiklerle yapılmaktadır. Böylelikle yürütmeye bağlı bir Anayasa Mahkemesi hedeflenmektedir. Yürütmenin ndirmesi ile Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmaması ve Anayasa’ya aykırı tavır sergi- leyen alt derece yargıçlarına Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından i apılmaması hatta terfi yoluyla ödüllendirilmesi, anayasal devlet iddiasını boşa çıkarmaktadır.

C. YENİ BİR SİSTEM ÖNERİYORUZ

Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Siste- mini sona erdirirken geçmişe geri dönmüyor, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan yeni bir sisteme geçiyoruz.

Türkiye, parlamenter demokrasi bakımından köklü bir geçmişe sahiptir. Kesintiye uğra- yarak halkın iradesinin engellendiği dönemler olsa da güçlü bir parlamenter demokrasi kültürüne sahibiz.

Bununla birlikte ülkemizde hiçbir zaman gerçek anlamda çoğulcu demokrasiye geçiş de mümkün olmamıştır. 1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Tür- kiye Cumhuriyeti devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.

1961 Anayasa’sı, birçok yeni ve önemli düzenleme getirmiş olsa da çok partili siyasi ha- yatımıza sekte vuran bir askeri darbenin ardından hazırlanmıştır. Buna bağlı olarak da silahlı kuvvetler başta olmak üzere, bazı bürokratik kurumlara demokrasi ile bağdaş- mayacak yetkiler tanımış, dolayısıyla bürokratik vesayet düzenine sebep olmuştur. Ör- neğin, MGK üzerinden yürütmenin etkinliği zaafa uğratılmış, siyasi faaliyetlerin dar bir perspektif ile denetlenmesi neticesinde anayasa yargısı tarafından pek çok siyasi parti kapatılmış, yasama ve yürütme vesayet altına alınarak zayıflatılmış, siyaset müessesesi istikrarsızlığa mahkûm edilmiştir.

Reform önerimiz ile 1961 Anayasası’nda geçerli olan, bürokratik kurumların, siyaset üze- rinde bir vesayet makamı olarak kurgulanmasını reddediyoruz. Denetim adı altında, milli irade üzerinde vesayet kuran anlayışı geride bırakarak, hukuki denetime tabi güçlü ve etkin bir siyaset ve iktidar perspektifini benimsiyoruz.

Anayasası da yine bir darbe dönemi ürünüdür. Önceki Anayasa’da yer alan bürokratik kurumları ve vesayetçi bakışı korurken, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan hükümler öngörmüştür. Bu Anayasa’da Cumhurbaşkanlığı makamının sorumluluğu olmamasına karşın yetkileri çok geniş tutulmuştur.

Reform önerimizle siyasi aktör, kurum ve faaliyetleri baskı altına alarak etkisizleştiren, yönetimde kilitlenmeye zemin hazırlayan, parlamento çoğunluklarını ve onun içinden doğan hükümetleri çalışamaz hale geti- ren, böylece seçim mekanizmasını göstermelik bir oyuna dönüştüren bu vesayetçi anlayışı ve melez hükümet modelini de reddediyoruz.

16 Nisan 2017 referandumuyla geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sis- teminde ise Meclis tamamen göstermelik bir kuruma dönüşmüş, tüm kararlar tek kişinin yetkisine verilmiş, yürütme üzerindeki eksik denetim mekanizmaları dahi yok edilmiştir.

Bizler geçmişin bu dar kalıplarını reddediyoruz. Geçmişin tecrübelerin- den istifade ederek geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara imkan vermeyecek, milli iradenin tecelli ettiği, yargının bağımsız olduğu, yürütmenin istikrarlı bir şekilde kurallara bağlı olarak ülkeyi yönettiği, temel hak ve özgürlüklerin temi- nat altına alındığı, kurumsal kültürün hakim olduğu bir kamu yönetimi temin edecek Güçlendirilmiş bir Parlamenter Sistemi inşa ederek Tür- kiye Cumhuriyeti’nin köklü devlet ve Cumhuriyet tecrübesini demokrasi ile taçlandırmayı hedeflemekteyiz.

Bu yeni bir başlangıç ve yeni bir inşadır.

D. NEDEN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM?

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamak- tadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarak etkisini ağır bir biçimde göstermektedir. Eğitimden sağlığa, ekonomiden adalete, özgürlükten güvenliğe akla gelen her alanda yaşanan çok yönlü kriz hali, vatandaşların sadece gündelik hayat- larını olumsuz etkilemekle kalmamakta, geleceğe yönelik umutlarını da yok etmektedir.

Bu krizin en önemli sebebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfi ve kural tanımaz sistemsizlik ve yozlaşmış iktidardır.

Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni hazırlayan altı siyasi par- ti olarak, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, ço- ğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek ve gelecek nesillere bu değerleri emanet etmek için bir araya geldik.

Dünyanın ve ülkemizin demokrasi tecrübeleri ışığında bizler, ortak akıl ve uzlaşı ile ha- zırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisi ile özgürlükçü demokratik bir hukuk devleti tesis etmeyi hedefliyoruz.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, devletin karşısında bireyin “zayıf” konumda olma- sının önüne geçerek, bireyin kendini tanımlamasına ve belirlemesine imkân tanıyan, “in- sana araç değil, amaç olarak” bakılmasını ve davranılmasını sağlayan özgürlükçü bir sistemdir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, devletin tüm kurumlar r p tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sist

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, yasamanın yürütmeyi etkin şekilde den tlediği ve millet iradesinin en yüksek oranda temsil edildiği, hükümet istikrarının sağlandığı ve yü- rütmenin yasama önünde hesap verdiği, yargının tam anlamıyla tarafsız ve bağımsız ol- duğu, kuvvetler ayrılığının güçlü bir şekilde tesis edildiği bir sistemdir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, düş özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, ka- dın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlandığı, yolsuzlukla etkin mücadele edildiği, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarının sağlandığı, yükseköğretim kurumlarının demokratikleştirildiği, adil ve tarafsız bir sistemdir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, siyasi makamların millete hizmetten başka bir ama- cının olmadığı, bunu da yeni hazırlanacak Siyasi Etik Kanunu ile güvence altına alan şef- faf ve hesap verebilir bir sistemdir.

Ortak idealimiz olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, tüm milletimize ve gelecek nesillere huzur ve barış getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz.

II. GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİN TEMEL ESASLARI

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile etkin denge ve denetleme mekanizmaları- na dayanan bir hükümet sistemi modeli amaçlıyoruz.

Hükümet sistemimizde, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkelerini eşit şekilde esas almaktayız. Ülkemizin geçmişte yaşadığı acı tecrübelerden hareketle Meclis’i güçlendi- rirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken de Meclis’i zayıflatmama ka- rarlılığı içerisindeyiz.

Önerdiğimiz bu sistemde birey, temel hak ve özgürlükler ve sivil toplum güçlendirilmek- te; yasama etkili, yürütme ve kamu idaresi ise hesap verebilir hale getirilmekte, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin güvenceler tam olarak tesis edilmektedir.

A. DEVLETİNTEMELORGANLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ

1. ETKİLİ VE KATILIMCI YASAMA

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi de- netleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha de- mokratik, daha etkin ve daha verimli olması sağlanacaktır.

Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde katılımcılık ön plana çıkarılacak, Meclis’in bütçe hakkı tesis edilecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni her açıdan güçlendirmek için parti içi demokrasi ve temsilde adalet ilkeleri tesis edilecek; siyasi partiler ve seçim kanunlarında ya- pılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacaktır.

1.1. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Giden Yolların Demokratikleştirilmesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri 5 yılda bir yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil gücünü arttırabilmek, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlayarak millet desini clis’e etkili bir şekilde yansıtabilmek ve yürütmede istikrarı temin etmek amacıyla seçim barajı %3’e düşürülecektir.

Seçim sistemi, nispi temsil sistemi olarak uygulanacaktır. Seçim çevreleri belirlenirken yurt dışında mukim 6 milyonu aşan vatandaşımızın doğrudan Meclis’te temsilinin sağla- nabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturulacaktır.

Siyasi partilerin faaliyetlerinin, çalışmalarının, kendi iç işleyişlerinin ve karar alma süreçlerinin çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun şekilde düzenlenmesi, demokratik işlevlerini yerine getirebilmeleri bakımından büyük önem taşımaktadır.

Bu kapsamda, siyasi partiler ve seçim mevzuatı “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti iç düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur.” şeklindeki anayasal kurala uygun biçimde ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzktir.

Ayrıca, siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ve Venedik Komisyo- nu raporları gibi Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde yeniden düzenlenecektir.

Siyasetin finansmanı konusu gerek özgür ve adil seçimler gerek siyasal etik ilkeleri ba- kımından vazgeçilmez önemdedir. Bu nedenle siyasetin finansmanı şeffaflık, denetle- nebilirlik ve seçim harcamalarının saydamlığı ilkeleri çerçevesinde ayrıntılı biçimde dü- zenlenecektir. Şeffaflık ilkeleri doğrultusunda, siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamu- oyuna açıklanması zorunlu tutulacaktır.

Siyasi partiler arasında adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi haya- tın güçlendirilmesi amacıyla en son yapılan milletvekili genel seçiminde en az %1 oy alan siyasi partilerin hazine yardımından faydalanması sağlanacaktır.

Her yıl bütçe kanununda siyasi partilere ayrılan hazine yardımının dörtte biri, yardıma hak kazanan siyasi partiler arasında eşit olarak paylaştırılacaktır. Hazine yardımının geri kalanı, yardıma hak kazanan partiler arasında, en son yapılan milletvekili genel seçimin- deki oy oranlarıyla orantılı olarak bölüştürülecektir.

1.2. Yasama Faaliyetlerinin Etkinleştirilmesi

Meclis çalışmalarında çoğulculuğun sağlanabilmesi için yeni bir Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hazırlanacaktır. Yeni İçtüzük ile yasama çalışmalarının katılımcı, etkin ve şeffaf şekilde yürütülmesi sağlanacak- tır. Bu kapsamda, komisyonların işleyişi, denetim mekanizmalarının et- kinliği ve muhalefetin söz hakkı demokrasinin gereklerine uygun şekilde düzenlenecektir. Ayrıca, İçtüzüğün değiştirilmesi nitelikli çoğunluk şar- tına bağlanacaktır.

Yasama fonksiyonunun serbest, özgür ve bağımsız şekilde yerine geti- rilebilmesini sağlamak amacıyla yasama bağışıklıkları yeniden düzen- lenecektir. Bu kapsamda, yasama sorumsuzluğunun kapsamı genişle- tilecek ve yasama dokunulmazlığının istisnaları açıkça düzenlenerek belirsizliğe ve keyfiliğe son verilecektir.

1.3. anun pım Süreçlerinin Demokratikleştirilmesi

Demokrasinin özüyle bağdaşmayan, milletvekillerinin parlamenter etkinliklerini zayıfla- tan Meclis içerisinde ılımcılığı, tartışmayı ve müzakereyi etkisiz hale getiren torba kanun uygula asına so verilecektir.

Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, yetki kanununa da- yanmak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından konusu, sınırları ve süresi yetki ka- nununda açıkça belirtilmek şartıyla kabul edilecektir. Ancak temel hak ürlükler, kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyecektir.

Bu yetkinin, Anayasa’da öngörülen sınırlar çerçevesinde kullanılmasını temin etmek amacıyla kanun hükmünde kararnameler, Meclis’in siyasi denetimine ve Anayasa Mah- kemesi’nin hukukilik denetimine tabi tutulacaktır.

Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son verilecek- tir. Parlamentonun yasama işlevi üzerinde önemli bir sınırlandırma aracı olan bu yetki kaldırılacak, Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisi, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan “geri gönderme yetkisi” ile sınırlı tutulacaktır.

Yasama komisyonlarının oluşumu ve işleyişi, yasama faaliyetlerinin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Bu kapsamda, Meclis komisyonlarında muhalefetin etkili şekilde temsil edilmesi sağlanacak, milletvekillerinin yasama faaliyetlerine yönelik destek hizmetleri arttırılacak ve komisyonlar teknik kapasite bakımından güçlendirilecektir. Ayrıca, komis- yonların çalışma yöntemlerini işlevsel hale getirecek tedbirler alınacaktır.

Kanunların müzakeresinde ve metinlerin olgunlaşmasında komisyon aşamasının ağırlıklı bir yer tutması temin edilecek; bu konuda daha nitelikli kanun yapım sürecinin işletilmesi için teklif ve tasarıların komisyonlarda görüşülmesi esnasında ilgili sivil toplum ve mes- lek kuruluşları ile uzmanların görüşlerine başvurulması sağlanacaktır.

İçtüzük hükümleri ile komisyonlardaki ve Genel Kurul’daki açık görüşmeler canlı olarak yayınlanacaktır.

1.4. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Denetim Yetkisinin Güçlendirilmesi

Yasama organının yürütmeyi denetleyebilmesi, kuvvetler ayrılığının sağlanması bakı- mından bir zorunluluk olduğu gibi parlamenter sistemin sağlıklı işleyebilmesinin de şar- tıdır. Bu yetki, demokrasinin gerçekleştirilmesi hedefi ile de iç içedir. Dolayısıyla, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için Meclis’in millet adına y en b aksaklıklar karşısında hükümete hesap sorulabilmesini ğlayaca araçlar

ve var olan araçlar etkili kılınacaktır.

Sözlü soru mekanizması belirli bir sürede cevap verilmesi zorunluluğu ile kabul edilecek bu denetim mekanizmasının etkili kılınması sağlanacaktır.

Yazılı soru önergesi mekanizması etkili kılınacaktır. Yazılı soru önergelerine süresi içeri- sinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanması sağlanacaktır.

Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisi tesis edilecektir. Hükümet ile Başbakan hakkında gensoru, yapıcı/kurucu güvensizlik oyu şartına bağlanacaktır.

Genel Görüşme ve Meclis Araştırması mekanizmaları etkili kılınacaktır. Bir yasama yılında en az 20 gün gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşmeler açılabilmesi mümkün olacaktır. Böylece Meclis, muhalefet partilerinin seslerini duyurabildiği, millet meselelerinin serbestçe konuşulduğu ve tartışıldığı bir “müzakere organı” haline getirilecektir. Kabul edilen Meclis Araştırması Komisyonu raporlarının takibi için izleme yöntemi belirlenecektir.

Meclis soruşturması mekanizması hem yapısal hem de işlevsel olarak etkili hale getiri- lecektir. Bu kapsamda, gerekli yeter sayılar düşürülerek meclis soruşturması etkinleşti- rilecek ve Meclis’in denetim yetkisi güçlendirilecektir.

Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin gereği olarak, kamu kurum ve kuruluşlarının da Meclis tarafından etkili şekilde denetlenmesi sağlanacaktır. Bu denetimin işlevsel ola- bilmesi için Meclis denetimi kapsamında davet edilen kamu görevlilerinin davete icabet etmesi zorunlu kılınacaktır.

Meclis Araştırma, Soruşturma ve Denetim Komisyonları’nın yapısı ve çalışma usulüne dair düzenlemelerle bu komisyonların görevlerini etkili ve verimli şekilde yerine getire- bilmeleri sağlanacaktır.

Komisyonların yönetimine ilişkin olarak, Meclis’te yer alan tüm siyasi parti gruplarının adil bir şekilde temsil edilmeleri temin edilecektir.

Komisyon faaliyetlerinin gereğine uygun şekilde yerine getirilmesini temin etmek ama- cıyla Meclis denetimi kapsamında davet edilen herkesin davete icabet etmesi zorunlu kılınacak; komisyonların çalışmalarının niteliğini arttırmak üzere gerekli bütçe ayrılacak, komisyonlara uzmanların ve akademisyenlerin katılımı sağlanacaktır.

Yine bu kapsamda, devlet sırrı ve ticari sır kavramları, Meclis’in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlanacaktır.

1.5. Bütçe Hakkının Devredilmezliği

Vat ndaştan lanan vergilerin ne şekilde harcandığının etkili şekilde denetlenebilmesi için Meclis’in bütçe hakkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin devredilemez bir yetkisi ve denetimaracıolarakdüznlenecektir.Bakanlıklarınvekamukurumlarınınbütçesinin, Pla e Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeden önce ilgili komisyonlarda görüşülmesi sağ- lanacaktır.

Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kesin Hesap Komisyonu kuru esin he- sap kanun tasarılarının bu komisyonda görüşülmesi sağlanacaktır. Kesin Hesap Komis- yonu’nun Başkanı, ana muhalefet partisinden olacaktır.

Sayıştay raporlarının tamamının Kesin Hesap Komisyonu’na sunulması sağlanacaktır.

2. İSTİKRARLI ve HESAP VEREBİLİR YÜRÜTME

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız ve siyasi sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil bir yürütme organı oluşturula- caktır. Başbakan, Bakanlar ve Bakanlar Kurulu güçlendirilip etkili hale getirilecek ve hü- kümet istikrarını sağlayıcı tedbirler arttırılacaktır.

2.1. Cumhurbaşkanı

Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşka- nı’nın görev süresi 7 yıl olarak düzenlenecektir.

Cumhurbaşkanı’nın hem toplumun farklı kesimleri hem de Meclis’teki partiler karşısın- daki tarafsızlığını tam anlamıyla sağlayabilmek için yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralı benimsenecektir.

Cumhurbaşkanlığı makamı, milletin ve devletin birliğini temsil eden, devletin başı sıfa- tıyla temsili görev ve yetkilere sahip, tarafsız bir makam olarak düzenlenecektir. Cum- hurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhur- başkanı aktif siyasette görev alamayacaktır.

Yürütmeye dair icrai yetkiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve Bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacaktır.

Cumhurbaşkanı’nın istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemler Anayasa’da düzen- lenecektir.

Cumhurbaşkanı’nın icrai bir yetkiye sahip olmamasına paralel olarak gö- revi ile ilgili siyasi sorumsuzluğu esas olacaktır. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir.

2.2. Bakanlar Kurulu

Başbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak belirlenecektir. Başbakan’ın belirlenmesi bakımından, Cum- hurbaşkanı Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevi- ni verecektir. Hükümetin Anayasa’da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecektir.

Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya ihtiyaç halinde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakan tarafından atanacaktır. Bakanlar Kurulu, Başbakanın başkanlığında toplanacaktır.

Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereğince Başbakan ve Bakanlar Kurulu Meclis’e karşı sorumlu olacaktır. Buna göre Başbakan ve Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Mecli- si’ne karşı bireysel ve kolektif olarak sorumlu tutulacaktır.

Hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak amacıyla hükümetin kurulmasında basit çoğun- luk, düşürülmesinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğu esas alınacaktır.

Hükümete istikrar kazandırmak için gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecek, hü- kümetin düşürülebilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tam sayısının salt çoğun- luğuyla yeni hükümetin seçilmesi şartına bağlı olacaktır. Böylece bir yandan hükümetin düşürülmesi zorlaştırılırken diğer yandan olası hükümet krizleri de önlenecektir. Güç- lendirilmiş Parlamenter Sistemde yeni hükümetin kurulması güvence altına alınmadan mevcut hükümet düşürülemeyecektir.

2.3. Olağanüstü Hal Yönetimi

Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olma- yacaktır. OHAL an etme yetkisi Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Ku- rulu’na ait ola aktır. Bu ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır.

OHAL rejiminin istisnai niteliğinin bir gereği olarak OHAL için öngörülen süreler kısaltıla- cakt

OHALrejimininkeyfibiryönetimedönüşmesineengelolmakamacıylaüstühal kanun hükmünde kararnamelerine hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir. Bu kapsamda, olağanüstü halin hukuk devletinin güvenceleri çerçevesinde sürdürülmesini sağla- mak üzere, Olağanüstü Hal Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

3. BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ YARGI

Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi, adaletin tesisinin asgari şartı, demokratik hu- kuk devletinin güvencesi, hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayabilmek ve yargı organlarının hızlı, etkin ve verimli çalışıp adil kararlar verebilmesini temin edebilmek adına Hakimler ve Savcılar Kurulu yeniden yapılandırılacak, yüksek yargı kurulları ile yüksek yargı organ- larının yapıları, bağımsızlıkları ve demokratik meşruiyetleri güçlendirilecek ve yürütme organının müdahalesini engelleyecek tedbirler alınacaktır.

3.1. Yargı Sistemi ile Hakimlik ve Savcılık Mesleği

Yargı bağımsızlığının tesisi için anayasal ve yasal düzenlemelerin yanında yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilecektir.

Hakimlik teminatı güçlendirilecek, hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlanacaktır. Hâkimlik mesleği ile savcılık mesleği, tam bağımsızlık için, birbirinden ayrılacaktır.

Hâkimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlı olduğuna ilişkin Anayasa hükmü kaldırılacaktır.

Hakimlik ve savcılık meslekleri arasında geçiş ancak ilgilinin rızası ile mümkün olacaktır. Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı Adli Kolluk Teşkilatı kurulacaktır.

Hâkim ve savcıların mesleğe kabullerinde ve yükselmelerinde objektif kriterler esas alı- nacaktır.

Özel yargılama usullerine ve özel yetkili mahkeme uygulamasına son verilecektir.

Sulh Ceza Hakimlikleri’nin görev, yetki ve işleyişleri hukuk devletinin gereklerine göre yeniden düzenlenecektir.

Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirler alına- caktır.

Hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmek amacıyla hukuk fakülteleri sayısı azaltılacak aka droları ve müfredatı hususlarında kapsamlı iyileştirmel yapılacaktır.

Yar her aşamasında ve duruşma salonlarının düzeninde iddia ve savunma ara- sında “silahların eşitliği” ilkesinin uygulanması sağlanacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması, hu- kuk devleti ve anayasanın üstünlüğü ilkesinin en önemli gereklerindendir. Bu kararların uygulanmaması ya da uygulanmasının geciktirilmesi, hukuki güvenlik bakımından ciddi bir sorundur. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç- tihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.

Hâkimlerin terfilerinde, kararlarını verirken özenli davranmalarını sağlamak amacıyla verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatla- rıyla uyumu temel ölçütlerden biri olarak kabul edilecektir.

Görevini kötüye kullanmak suretiyle Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesi sağlanacaktır.

3.2. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu

Yargı sistemi içerisinde farklı görevlere ve konumlara sahip olan hâkimlik mesleği ile savcılık mesleği birbirinden ayrılacak, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kaldırılacak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturulacaktır. Böylece her bir meslek grubu için görevin gereklerine uygun ayrı düzenlemeler ve güvenceler öngö- rülecektir.

Yüksek Yargı Kurulları’na üye seçimi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması ba- kımından önemlidir. Bu çerçevede, yüksek kurullarda çoğulculuğun, hesap verebilirliğin ve demokratik meşruiyetin sağlanması için üyelerin yarısının Türkiye Büyük Millet Mec- lisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesi öngörülecektir. Nitelikli çoğunluk şartının sağlanamaması halinde üyeler kura yöntemi ile belirlenecektir. Üyelerin diğer yarısı ise Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hakim ve savcılar tarafından, kendi mensupları arasından doğrudan seçilecektir.

Bağımsızlık ilkesinin güçlendirilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kuru- lu’nda yer almayacaktır

Hukuk devleti olmanın gereği olarak Yüksek Yargı Kurulları’nın disiplin kararları da yargı dene mine açık hale getirilecektir.

3.3. Barolar ve Türkiye Barolar Birliği

Avukatlık mesleği, yargılama sürecinin temel unsurlarından biri olarak adalete erişim, temel hak ve hürriyetlerin korunması ve hukuk düzeninin tesisi bakımından hayati öne- me sahiptir. Bu önemi dolayısıyla avukatlık mesleğinin bağımsız ve özgür bir şekilde ye- rine getirilmesi temin edilecektir. Bu kapsamda, yargının kurucu unsuru olan savunma(avukatlık mesleği), anayasal güvenceye kavuşturulacaktır.

Çoklu baro uygulamasına son verilecektir.
Baro ve Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde temsilde adalet ilkesi esas alınacaktır.

3.4. Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesi, anayasal düzenin, temel hak ve hürriyetlerin güvencesidir. Bu önemi dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri genişletilerek güçlü ve et- kili denetim için Mahkeme yeniden yapılandırılacaktır. Temel hak ve hürriyetlerin daha güçlü şekilde korunabilmesi için bireysel başvurunun kapsamı, konu ve başvurulabilecek haklar bakımından genişletilecektir.

Kamu tüzel kişilerinin de bireysel başvuru hakkı kabul edilecektir. Anayasa Mahkemesi organ uyuşmazlığı davaları bakımından da yetkilendirilecektir. Böylece yasama, yürüt- me, yargı organları ile siyasi partiler ya da Anayasa’da düzenlenen kurumlardan biri, bir diğer anayasal organ ya da kurumun anayasal yetkilerini aştığı iddiasıyla Anayasa Mah- kemesi’ne başvurabilecektir.

Mahkemenin artan iş yükü karşısında çalışma usulü iyileştirilerek, bölüm ve üye sayısı arttırılacaktır.

Anayasa Mahkemesi’nin bağımsızlığını etkileyen unsurlardan biri, üyelerin seçilme yön- temidir. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin Bü et tarafından, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Türkiye Barolar Birliği ve Üniversiteler rası Kurul tarafından belirlenen üç katı aday içerisinden üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesi ön- görülecektir.

Üç üye ise üst düzey kamu görevlileri, öğretim üyeleri, en az 15 yıl m sleği icra tmiş ser- best avukatlar, birinci sınıf hakim ve savcılar ile en az 5 yıl raportörlük yapmış Anayasa Ma si raportörleri arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir.

Yar ıştay ve Sayıştay tarafından belirlenecek adayların en az 5 yıl Yüksek Mah- keme üyesi olarak görev yapmış olması şartı aranacaktır.

Mahkeme üyelerinin en az dörtte üçünün hukukçu olması zorunlu olacaktır. Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açabileceklerin kapsamı genişletilecektir. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki siyasi parti grupları ve Meclis üye tam sayısının onda biri kadar milletvekili tarafından iptal davası açılabilecektir.

3.5. Danıştay ve Yargıtay

Yargıtay üyeleri, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu tarafından seçilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekili, Yargıtay Genel Kurulu tarafından seçilecektir.

Danıştay üyelerinin dörtte üçü Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu tarafından, dörtte biri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilecektir.

Yüksek yargı organları üyeleri, yaş hadleri dolana kadar görevlerine devam edebilecek- lerdir.

3.6. Yüksek Seçim Kurulu

Yüksek Seçim Kurulu’nun hukuki niteliğine ilişkin tartışmalar uygulamada çeşitli sorun- lara yol açmaktadır. Bu nedenle, Yüksek Seçim Kurulu Anayasa’da yargı bölümü içerisin- de bir yüksek mahkeme olarak düzenlenecek, kurulun niteliği açıklığa kavuşturulacaktır.

Yüksek Seçim Kurulu, idari ve yargısal görevleri bakımından iki daireye ayrılacaktır.

Yargısal görevi olan kurul bir yüksek yargı organı olarak, idari görevi olan kurulun aldığı kararlara yapılan itirazları da karara bağlayacaktır.

3.7. Sayıştay

Demokratik hukuk devletinin bir gereği olarak hesap verebilirliği sağlamak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yapan Sayıştay, Anayasa’da bir yüksek mahke- me olarak düzenlenecektir. Sayıştay’ın kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar, anayasal gü- venceye kavuşturulacakt Hesap verebilir ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla Sayıştay de- netiminin kap amı, tüm amu kurum ve kuruluşlarını içerecek şekilde genişletilecektir.

Üyelerinin tamamı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilecektir.

B. DEMOKRATİKHUKUKDEVLETİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

Hukukun ve demokrasinin gerekleri ancak bireyin ve sivil toplumun güçlendiği, temel hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla güvenceye kavuştuğu, ifade ve basın özgürlüğünün sağlandığı, kanun önünde eşitlik ilkesinin hayata geçtiği, çevre değerlerinin ve haklarının korunduğu, sosyal adaletin gerçekleştiği bir sistemde yerine getirilebilir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile;

  • Çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü demokrasinin hâkim olduğu bir sistem oluştu-

    rulacaktır.

  • Türkiye’nin hukuka bağlı, herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdüğü ve

    sosyal refah standartlarına ulaştığı bir ülke haline gelmesi sağlanacaktır.

  • Türkiye; kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umut-

    la baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülke olacaktır.

  • Kamu yönetimi; hukuka bağlı, liyakate dayanan, hesap verebilir ve sürdürülebi-

    lir bir yapıya kavuşturulacaktır.

    1. TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER

    Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile hukuk devleti ve çoğulcu de- mokratik toplumun gerekleri sağlanacaktır. Bu kapsamda, uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde temel hakların ve başta ifade ile basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin güvence altına alındığı; bireylerin ve sivil toplumun güçlendirildiği, çevre haklarının ve sürdürülebilirliğin sağlandığı, kadın-erkek eşitliğinin tesis edildiği özgür ve demokratik bir Türkiye inşa edilecektir.

    Temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır. Öteki- leştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır.

1.1. Düşünce ve İfade, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü ile Örgütlenme Özgürlükleri

Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi anlayışı esas alınarak temel hak ve özgürlüklere iliş- kin anayasal ve yasal güvenceler sağlanacak, hak ve özgürlüklerin kullanımına engel teşkil eden uygulamalara son verilecektir.

Düşünce ve ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü ile örgütlenme özgürlüklerinin kullanımını engelleyen ya da ölçüsüz şekilde sınırlandıran mevzuat yeniden düzenlenecek, demok- ratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son verilecektir.

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihatları gereğin- ce ifade özgürlüğü şiddete teşvik, nefret söylemi ya da kişilik haklarına saldırı durumları dışında sınırlandırılamayacaktır.

İnternet mevzuatı, uluslararası standartlara uygun olarak ifade özgürlüğünü kısıtlama- yacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenlenecektir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin mevzuat, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında yeniden düzenlenerek bu hakla ilgili bildirim uygulamasının idare tarafından keyfi şekilde kullanılması engellenecektir.

1.2. Din ve Vicdan Özgürlüğü

Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan demokratik laik hukuk devleti çoğulcu toplum düzeninin temelidir. Herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyul- duğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistem inşa edilecektir.

1.3. Kadın Hakları

Kadınlar; eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mekanizmalarına katılma gibi büyük so- runlarla ve eşitsizliklerl karşı karşıyadır. Çoğulcu demokratik siyasal sistemin inşası ve güçlü bir toplum yapısı için kadının sosyal, siyasal ve ekonomik durumun güçlendiril- mesi esastır.

Bu amaçla toplumun ve yaşamın her alanında, tüm karar alma mekanizmalarında ka- dın-erkek eşitliğini sağlamak ve korumak öncelikli bir devlet politikası haline getirilecek; bu konuda yasal ve yapısal gereklilikler sağlanacaktır.

Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilecek, şiddetin önlenmesi adına ulus- lararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacaktır. Kadına karşı işlenen suçlarla ilgili Türk Ceza Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Fa- iller için caydırıcı cezalar öngörülecek, cezaların seçenek yaptırımlara çevrilmesi engel- lenerek infazının derhal uygulanması sağlanacak, uygulanan indirim sebepleri yeniden düzenlenecektir.

Eğitim müfredatına ilkokul birinci sınıftan itibaren insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri konulacaktır.

Kız çocuklarının eğitim hakkı güvence altına alınacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

Adaletli bir çalışma hayatı için kadınların güvenceli çalışma, eşit işe eşit ücret, iş-özel yaşam dengesinin kurulmasına yönelik, uluslararası standartlar doğrultusunda, gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

1.4. Basın Özgürlüğü

Basın özgürlüğü güvence altına alınacak, basının özgür bir şekilde görev yapacağı gü- venli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlanacaktır. Bu kapsamda, gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe yapılan mevzuat, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde yeniden düzenlenecektir.

TRT ve Anadolu Ajansı, bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırı- larak bu kurumların görevlerini gereğince ifa etmeleri sağlanacak; keyfi akreditasyon kararları engellenecek, basın kartlarının verilmesinde ve mesleğe kabulde meslek kuru- luşlarının belirleyici olması sağlanacaktır.

Medya sahipliği ve finansmanı şeffaf hale getirilecek, medyada tekelleşme ve kartel- leşmeyi önlemek amacıyla yasal ve yapısal tedbirler alınacaktır. Basında tekel ve kartel oluşmaması ve medya kuruluşlarının denetlenmesi amacıyla Reka Kurumu’na resen inceleme yetkisi verilecektir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun görevini bağımsız ve tarafs olarak y rine geti- reb içinyasalveyapısaldeğişiklikleryapılacak,kurulunidarivemalibğımsızlığ güvence altına alınacaktır. Kurulun üyeleri, üye yapısında çoğulculuğu sağlamak üzere alanında uzman kişiler ve meslek kuruluşları temsilcileri arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecektir.

Basın İlan Kurumu’nun yapısı ve üye seçimi basın özgürlüğüne uygun şekilde yeniden düzenlenecek, kurumun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için ya- sal ve yapısal değişiklikler yapılacaktır.

1.5. Sivil Toplum

Sivil toplum, demokratik toplumun asli bir unsurudur.

Sivil toplum kuruluşlarına yönelik ayrımcılığa ve baskıya son verilecek, bu kuruluşların özgürce çalışabileceği güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam oluşturulacaktır. Sivil top- lum kuruluşlarının faaliyetlerini keyfi bir biçimde engelleyen düzenlemeler kaldırılacak, demokratik toplumun gereklerine uygun düzenlemeler yapılacaktır.

Kamu kuruluşlarının karar alma süreçlerine ve çalışmalarına sivil toplum kuruluşlarının katılımında “açık kapı ilkesi” esas alınacak, bu kuruluşların kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmasında eşit, adil ve şeffaf bir yöntem uygulana- caktır.

1.6. Sosyal Haklar

Her bir vatandaşımızın insanca bir yaşam sürdürebilmesi şartını sağlayan önlemlerin alınması sosyal devlet anlayışının zorunlu bir gereğidir. Bu kapsamda refahın adil bölü- şümü sağlanacak, sosyal haklar ve devlet yardımları insan onuruna yaraşır hak temelli bir yükümlülük olarak güçlendirilecektir.

Engelli vatandaşlarımızın çalışma hayatı dahil toplumsal hayatın tüm alanlarına tam ka- tılımlarının önündeki engeller kaldırılacaktır.

1.7. Çevre Hakları ve Sürdürülebilirlik

Sağlıklı bir ekosisteme sahip dünyaya doğma hakkı gelecek nesillerin hakkıdır. Oysa küresel ekolojik kriz, hızlı ve yıkıcı etkileriyle her zaman- kinden daha görünür bir sorun haline gelmiştir. Ormanların yok olması, sera gazı emisyonlarının artması, yenilenemeyen kaynakların tükenme- si, su kaynaklarının kirlenmesi, çölleşme, su baskınları ve iklim değişikli- ği gibi çeşitli sorunlara yol açan ekolojik kriz, mevcut ve gelecek nesilleri etkilediği gibi bütün canlı yaşamı ve doğa üzerinde büyük bir tahribata yol açmıştır. Nitekim iklim krizi, aşırı hava olayları, ekosistemlerin yok olması, gıda güvenliği ve temiz su kaynaklarının yok olması, 21. yüzyılda insanlığı tehdit eden temel konular olarak öne çıkmaktadır.

Bu amaçla çevre haklarına ilişkin anayasal ve yasal düzenlemeler ulus- lararası hukukla uyumlu hale getirilecek, Anayasa’da doğal yaşam kay- nakları ve çevrenin korunması konusundaki devletin yükümlülükleri açık şekilde düzenlenecektir.

Devlet, toplum sağlığının korunması ve refahının sağlanması amacıyla içme suyu kaynaklarını, tarım alanlarını, ormanları ve hayvanları koru- makla; hava ve deniz kirliliği ile çölleşme başta olmak üzere diğer böl- gesel iklim krizlerine karşı mücadele etmekle ve düzenli kentleşmeyi sağlamakla yükümlü kılınacaktır.

Tarafı olduğumuz Paris İklim Anlaşması’nda öngörülen küresel ortalama yüzeysıcaklığındakiartışı2dereceilesınırlandavemümkün derecenin altında tutma hedefini gerçekleştirme yönelik etkili d lemeler yapılacaktır. Bu kapsamda enerji sisteminde yenilenebilir enerji ve iklim dostu teknolojilerin oranı arttırılacaktır. Sanayi, ulaşım, inşaat, tarım, a yönetimi gibi çeşitli sektörlerde iklim hedeflerine ulaşmaya yöne dönüşümler gerçekleştirilecektir. Söz konusu hedeflerin sağlan- masına yönelik etkili tedbirler alınacaktır.

Okul öncesi eğitimden başlayarak bireylerde pratik alışkanlıklar oluştur- mayı hedefleyen güçlü bir çevre bilinci verilmesi sağlanacak, çevresel sorunlar hakkındaki toplumsal farkındalık arttırılacaktır.

Yargı sisteminde çevre konusunda uzmanlaşmış yargıçların görev yapacağı “Çevre Mah- kemeleri” kurulacaktır.

2. KAMU YÖNETİMİ

Yürütme organının oluşumunda ve yapısında yapılan değişiklikler ışığında, Güçlendiril- miş Parlamenter Sistem ile adil ve tarafsız bir kamu yönetimi oluşturulacak, idarenin şeffaf ve hesap verebilir olması sağlanacak, yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları arttırılacak, yolsuzlukla mücadele için yasal ve yapısal düzenlemeler yapılacaktır.

2.1. Kamu Yönetimi İlkeleri

Kamu yönetimi; eşitlik, tarafsızlık, liyakat, hukuka uygunluk, etkililik ve şeffaflık ilkeleri- ne göre vatandaş odaklı bir biçimde örgütlenecektir.

Devletin her kademesinde açıklık, şeffaflık, denetlenebilirlik ve hesap verebilirlik ilke- lerinin gerekleri yerine getirilerek iyi bir yönetişim tesis edilecektir.

Tüm kamu kurumları, fonksiyon ve etkinlikleri gözden geçirilerek ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandırılacaktır. Paralel tüm kurum ve kurulların faaliyetlerine son verilecektir.

Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısı arttırılacaktır.

2.2. Kamuya Alımda Liyakat ve Mülakat

Kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkeleri hâkim kılınacak, şeffaflık sağlanacaktır.

Mülakat uygulamalarına son verilecek, yazılı sınav sonuçları esas alınacaktır. Yazılı sı- navda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılacaktır. Yapılacak işin niteliği gereği sözlü mülakat yapılması zorunlu haller istisnai olarak kanunla düzenlenecektir. Bu sözlü sınavlar- da adaylara yöneltilecek sorular kura usulüyle belirlenecek, sözlü sınav ve mülakatlar kayda alınacaktır. İdarenin her işleminin yargıya tabi ol- ması ilkesi gereğince, ilgilinin sınava karşı yasal yollara müracaatı halin- de bu kayıtlar yargı organı tarafından dikkate alınacaktır.

2.3. Yolsuzlukla Etki Mücadele

Yolsuzlukla etkin mücadele edilebilmesi için toplumsal farkındalık ve duy arttırıla- cak, yolsuzlukla mücadeleye yönelik mevzuat, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRE- CO)’nun tavsiye kararlarıyla tam uyumlu hale getirilecek; idari, yargı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimi etkinleştirilecektir.

Yolsuzluklara yönelik denetimin etkinliğini arttırmak için ulusal denetim standartları belirlenecektir.

Kamu İhale Kanunu yenilenecek, ihale mevzuatı tek kanunda düzenlenecektir. İhale ve satın alma süreçlerinin kamuoyuna açık bir şekilde yapılması sağlanacaktır. Kamu alım- ları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna, keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan istisna ve muafiyet hükümleri kaldırılacaktır. Kamu ihale- lerinde, ihalenin her aşamasında ve ihale sonrasında eşitlik ilkesine uygun hareket edi- lecektir.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) yeniden yapılandırılarak mali suçlarla mücadelede daha etkili kılınacaktır.

2.4. Yerel Yönetimler

Yerel ihtiyaçlar, nüfus artışı, çevresel sorunlar ve vatandaşların talep ve beklentilerindeki çeşitlilik, kamu hizmetlerindeki verimlilik ve etkililik dikkate alınarak yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları arttırılacaktır.

Yerel yönetimlerde iyi yönetişimin gereği olarak demokratik katılım, şef- faflık ve hesap verebilirlik ilkeleri hâkim kılınacaktır. Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırları açıkça belirlenecek ve yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilerek yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır.

Yerel yönetimlerin gelirleri ile ilgili yeniden düzenleme yapılacak, borç- lanma ana gelir kaynağı olmaktan çıkarılacak, yerel yönetimlere genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan pay arttırılacak ve öz kaynaklarını art- tırma imkanı sağlanacaktır.

Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak, yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son verilecektir.

Seçilmiş yöneticilerin görevlerine bir yargı kararı olmadıkça son verilemeyecektir. Görev suçları sebebiyle hakkında soruşturma başlatılan yerel yöneticilerin geçici olarak görevden  uzaklaştırılmaları da ancak yargı kararı ile mümkün olacaktır. Seçilme yeterliliğini kaybeden ya da geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanı yerine yeni başkan, belediye meclisi tarafından seçilecektir.

Yerel yönetimlerin meclislerinin bütün toplantılarının kamuya açıklığı ilkesi kurumsallaştırılktır.

Kentin geleceğini ilgilendiren önemli karar alım süreçlerine muhtarların, meslek kuruluşlarının, sivil toplumun ve bilim insanlarının katılımı sağlanacaktır.

2.5. Akademik Özgürlük ve Üniversiteler

Yükseköğretimde bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin engellenmesine son verilecek, özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturulacaktır. Araştırma ve eğitim-öğretimde kalite arttı- rılacak, akademik özgürlüğün tesisi için gerekli güvenceler sağlanacaktır. Üniversitelerin bilimsel özerkliğinin yanında idari ve mali açıdan özerklikleri de anayasal güvence altına alınacaktır.

Yükseköğretim Kurulu kaldırılarak yerine koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış ve üye- lerin seçim usulü demokratik meşruiyet esasına dayanan üniversiteler arası bir kurul tesis edilecektir.

Rektör ve dekan atamaları yeniden düzenlenecektir. Buna göre öğretim üyeleri kendi üniversitelerinin rektörünü aday olan öğretim üyeleri arasından seçecektir. Dekanların öğretim üyeleri tarafından yapılacak seçim sonrasında rektör tarafından atanması kuralı benimsenecektir. Dekan adaylarının uzmanlık alanlarının ilgili fakültenin niteliğine uy- gun olması esas alınacaktır.

2.6. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar

Düzenleyici ve denetleyici kurumların oluşumunda ve çalışmasında iyi yönetişimi sağ- lamak adına liyakat, şeffaflık, tarafsızlık, çoğulculuk, hesap verebilirlik ve ulaşılabilirlik ilkeleri esas alınacaktır. Kurumlar idari ve mali özerkliğe kavuşturulacaktır. Kurumların bağımsızlıklarının tesisi ve yürütmenin müdahalelerine karşı korunmaları için yasal ve yapısal önlemler alınacaktır.

Ku atanacak üyelerin yetkinliklerini nesnel olarak ortaya koyacak kriterler belirlenecektir. Para politikası ve mali politikaların belir- lenmesi ve uygulanması işlevlerini ifa eden kurumların üye ve başkan seçimi, en fazla iki dönem olmak üzere uzmanlık esasına riayet edilerek Bakanlar Kurulu tarafından yapılacaktır.

Bu kişilerin istifa, hastalık vb. nedenler dışında görevden alınmamaları teminat altına alınacaktır. Bunun dışındaki kurumlara yapılacak atamalar ile kurumların denetiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin daha elirleyic e etkin olması sağlanacak, kurumların üye yapılarında çoğulculuk esas alınacaktır.

Düzenleyici ve denetleyici kurum personellerinin görevleri sırasında tâbii oldukları yasaklar ile görevden ayrıldıktan sonra kamu görevi ile bağlantılı sektörlerde hangi şartlarda çalışabileceklerine dair ayrıntılı yasal düzenleme yapılacaktır.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başta olmak üzere, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını zedeleyecek hiçbir uygulama ve düzenlemeye müsaade edilmeyecektir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın tam bağımsızlığının sağlanması için yasal ve ya- pısal önlemler alınacak, bankanın araç ve operasyon bağımsızlığı siyasi müdahalelere karşı korunacaktır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, para politikasının uygulanma- sında tek karar merci olacaktır.

Kamu Denetçiliği Kurumu; tüm kamu kurum ve kuruluşlarını denetim ve resen soruştur- ma yetkileriyle donatılacak, kurumun bağımsızlığı tesis edilecektir. Baş denetçi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecektir.

İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, “Paris İlkeleri” gereğince özerk ve uzman bir insan hak- ları koruma ve ilerletme kurumu olarak yeniden yapılandırılacaktır.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun çalışmalarını uluslararası alandaki gelişmeler ve Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) kapsamında etkin ve verimli bir şekilde yerine getirmesini sağlayacak tedbirler alınacaktır.

3. SİYASİ ETİK KANUNU

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, bakanların, kamu görevlilerinin ve siyasi makam sahiplerinin yolsuzluklarını önleyecek mevzuatın ye- tersiz olması ve var olan hükümlerin uygulanmaması nedeniyle siyaset- te şeffaflık sağlanamamış, rüşvet ve yolsuzluklar engellenememiştir. Bu doğrultuda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, bakanların, siyasi parti genel merkez yöneticilerinin ve belediye başkanlarının görevlerini yerine getirirken uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin düzenlenmesi amacıyla Siyasi Etik Kanunu hazır- lanacaktır.

Bu Kanun’da söz konusu kişilerin etik davranış ilkeleri, görevleri ile bağ- daşmayan işler, mal bildiriminde bulunması, çeşitli çıkar çatışması du- rumlarında beyan yükümlülüğü, hediye alma yasağı ve etkili bir denetim ve yaptırım sistemi hususları Avrupa Birliği Müktesebatı ve ilkeleri ile Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)’nun Tavsiye Kararları’na uygun olacak şekilde ayrıntılı olarak düzenlenecektir.

Kanun kapsamındaki kişilerin görevlerini yerine getirirken; adalet, eşitlik, dürüstlük, ayrımcılık yapmama, objektiflik, açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik, genel yararı gözetme, konum, unvan ve yetkilerini kullanarak kişisel menfaat sağlamama, çıkar çatışması olacak hallerden kaçınma, yasama faaliyetlerini etkilemeye dönük girişimlere ilişkin açıklık ve şef- faflık ilkelerine göre hareket etmesi sağlanacaktır.

Kanun kapsamındaki kişilerin mal beyanlarını yenileme süresi kısaltılarak, 2 yılda bir mal beyanı vermeleri öngörülecektir. Beyan yükümlü- lüğünün kapsamı genişletilerek kişiler görevleri ile ilgili çıkar çatışması oluşturan ya da oluşturabilecek durumları, kendilerine sunulan imkânlar ile bu imkânların kullanım alanları ve görevle bağdaşan işleri de ilgili makama bildirmekle yükümlü kılınacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ve bakanların davranışlarında kamu yararını gözetmesi, kişisel çıkarla kamu yararının çatışmasından kaçınması sağlanacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin görevleri ile bağdaşmayan işler açıkça düzenlenecek ve yaptıkları işlerden edindikleri gelirlere de beyan yükümlülüğü getirilecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin; yürütme organının teklif, inha, atama ya da onamasına bağlı resmi veya özel işlerde görevlendirilmeleri engellenecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri görev süreleri boyunca elde ettikleri gelirleri beyan etme şartıyla serbest meslek ve ferdi işletme faaliyetlerinde bulunabilecektir. Ancak bu görevler esnasında milletvekilliği unvanlarını kullanmalarına izin verilmeyecektir.

Bakanlar, görev süreleri boyunca serbest meslek ve ferdi işletme faaliyetinde bulunamayacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ve bakanların konuşma ve katılımlarına karşılık ücret veya bağış aldıkları durumlarda belirli bir miktarı aşan meblağlarda beyan yüküm- lülüğü öngörülecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve bakanlar, asgari ücretin 1/10 değerinin üstünde değere sahip hediyeleri beyan etmekle yükümlü tutulacak, bu görevlerin kişinin kendisi ya da yakınlarına menfaat sağlama aracı olarak kullanılması önlenecektir. Hediye kabul etme yasağına ilişkin istisnalar yönetmelikte açıkça belirlenecektir.

Kanun kapsamındaki kişilerin beyanlarının doğruluğuna ilişkin etkili bir denetim sistemi oluşturulacaktır.

Siyasi etik ilkelerinin etkili olarak uygulanmasına ilişkin kurumsal yapılanma tesis edile- cektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kurulacaktır. Komisyon, milletvekilleri ve bakanlar için siyasi etikle ilgili bilgilendirici çalışmaların yapılması ve siyasi etik kurullarının incelediği başvurulara karşı itirazların incelenmesi konularında görevli olacaktır.

Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin oy oranlarına göre temsil edil- diği komisyon, resen ya da başvuru üzerine inceleme ve araştırma yapa- bilecektir. Komisyona olay ve kişiler hakkında somut bilgi ve bulgulara dayanarak herkes tarafından başvuru yapılabilecektir.

Komisyon, siyasi parti gruplarının yüzde oranlarına göre kendi üyeleri içinden bir başkan, iki başkanvekili, bir sözcü ve bir katip seçecektir. Bu seçim, üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanan komisyonun, top- lantıya katılanlarının salt çoğunluğunun gizli oyuyla yapılacaktır.

Komis tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve bakanlar hakkında etik ilkelere aykırı davrandığının tespit edilmesi halinde uyarma, kınama, idari para cezası ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil edecek heyetlerde süreli olarak görev alamama kararları verilebilecektir. Mal beyanı yükümlülüğüne aykırı hareket eden Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri hakkında 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol- suzluklarla Mücadele Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanacaktır. Üyelikle bağdaşma- yan herhangi bir hizmeti veya görevi sürdürmekte ısrar eden üyeler hakkında üyeliğin düşmesine komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurulca karar verilecektir.

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’İN ANAYASASI

İŞTE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’İN ANAYASASI

Altılı masa, Anayasa değişikliği önerisini “Şimdi Demokrasi Zamanı” sloganıyla açıkladı. Tasarıya göre partili cumhurbaşkanlığı dönemi kapanacak. Anayasaya özgürlükçü bir anlayış kazandırılacak. Meclis güçlü, yargı bağımsız, yürütme istikrarlı olacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de yeni hükümet kurulmadan mevcut hükümet düşürülemeyecek. Parti kapatma zorlaştırılacak.  Hayvan hakları Anayasaya girecek. Kadına şiddetten suçlu bulunanlar milletvekili olamayacak.

 Cumhuriyet Halk Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş için üzerinde uzlaştıkları anayasa değişikliği önerilerini bugün Ankara’da Bilkent Otel’de liderler Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun katıldığı toplantıda açıkladı.

Anayasa önerisini CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya tanıttı.

Altılı masa ortak programlarla sahaya çıkacak

Tasarıyı hazırlayan komisyon üyeleri önümüzdeki günlerde medya organlarını, baroları, sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini, iş dünyasını, sendikaları, kadın ve gençlik örgütlerini ziyaret edecek. Ayrıca altı siyasi parti Türkiye genelinde ortak programlar düzenleyerek sivil toplumla bir araya gelecek.

Kuvvetler ayrılığı tesis edilecek

Altılı masanın Anayasa değişikliği önerisi 84 maddeden oluşuyor. Kuvvetler ayrılığının vurgulandığı yeni sistemde yasamanın etkin ve katılımcı, yürütmenin istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir, yargının ise bağımsız ve tarafsız olması hedefleniyor. Uzlaşılan metinde “Güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı içindeyiz” ifadelerine yer veriliyor.

Altılı masanın anayasa değişikliği paketinden öne çıkanlar şöyle:

Partili cumhurbaşkanlığı dönemi kapanacak

Cumhurbaşkanı 7 yıllığına halk tarafından seçilecek ve seçimle beraber partisiyle ilişkisi sona erecek. Görevi sona eren bir cumhurbaşkanı, seçimle gelinen siyasi bir görev üstlenemeyecek. Cumhurbaşkanına, TBMM Başkanı vekalet edecek. Cumhurbaşkanının kanunlar üzerindeki zorlaştırıcı veto etkisi sona erdirilip geri gönderme hakkı veriliyor

Anayasaya özgürlükçü anlayış kazandırılacak

Altılı masanın teklifi, Anayasayı temel hakları “ödev” olarak vurgulayan ve hürriyetleri ödev kavramıyla sınırlayan anlayıştan arındırıyor. Anayasaya özgürlükçü bir anlayış kazandırılıyor. Anayasadan otoriter anlayışın izleri siliniyor. Anayasada “temel hak ve ödevler” yerine “temel hak ve hürriyetler” düzenleniyor.

“İnsan onuru” Anayasanın temel esası olacak

Anayasanın temel hakları düzenleyen ilk maddesine “İnsan onuru dokunulmazdır ve anayasal düzenin temelidir” ifadesi ekleniyor. Bu vurguyla beraber Anayasanın insan onurunu esas alan bir bakış açısı kazanması sağlanıyor. Devletin temel işlevinin insan onurunu korumak ve ona saygı göstermek olduğu vurgulanıyor.

Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılacak

Anayasa’nın 13. maddesine “Hürriyet esas sınırlama istisnadır. Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılır” hükmü ekleniyor. Böylece temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması düşüncesinden temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü dönemine geçiliyor.

Eleştiri hürriyeti güvence altına alınacak

Düşünce, kanaat ve ifade hürriyeti tek bir maddede düzenleniyor. Anayasanın 25. maddesinde yapılacak değişiklikle eleştiri hürriyeti güvence altına alınıyor. Keyfi sınırlamaların önüne geçiliyor.

Hayvan hakları ilk kez Anayasaya girecek

Anayasanın 56. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasada sağlık hakkı ve çevre hakkı yeniden düzenlenirken hayvan hakları ilk kez anayasal güvenceye kavuşturuluyor.

Parti kapatma zorlaştırılacak

Siyasi parti kapatma davalarının açılması zorlaştırılıyor. Şiddete başvurma ya da şiddeti teşvik hariç olmak üzere parti kapatma davalarının açılabilmesi için ihtar şartı getiriliyor. Kapatma davasının açılabilmesi, TBMM’nin üçte ikisinin oyuyla alınacak izne bağlanıyor. Milletvekillerinin meclis kürsüsünde kullandığı ifadelerin parti kapatma davalarında delil olamayacağı düzenleniyor. Bu davalardan çıkabilecek yaptırımlara idari para cezası ekleniyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması zorlaştırılacak

Milletvekillerinin sadece ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü halinde dokunulmazlıktan faydalanamayacağı düzenleniyor. Anayasanın 83. maddesinde Anayasanın 14. maddesine yapılan atıf metinden çıkarılıyor. Dokunulmazlığın kaldırılması için üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alınacağı hükmü getiriliyor. Milletvekili düşme kararında bireysel başvuru yoluna gidilmiş ise Anayasa Mahkemesinin kararının bekleneceği düzenleniyor.

Kadına şiddetten suçlu bulunanlar milletvekili olamayacak

Affa uğramış olsalar bile cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kadına yönelik kasten yaralama ve edimi ifasını fesat karıştırma suçlarından hüküm giymiş olanların milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olamayacağı hükmü getiriliyor.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun alanı genişletilecek

Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 15’ten 22’ye çıkarılıyor. Üyelerden 20’sinin TBMM, 2’sinin cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi öngörülüyor. Mahkemenin bölüm sayısı 2’den 4’e yükseltiliyor. Anayasada veya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen hakların ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılıyor.

Uluslararası anlaşmalardan çekilme kararı açıkça TBMM’nin uygun bulmasına bağlanacak

Türkiye’nin taraf olduğu bir uluslararası anlaşmadan çekilme için TBMM’nin uygun bulması şartı Anayasada açıkça düzenleniyor.

Herkes Meclis Araştırma Komisyonu’nun davetine uyacak

Meclisin denetim yetkisi güçlendiriliyor. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları artırıp etkili kılınıyor. Muhalefete bir yasama yılında en az yirmi gün gündemi belirleyerek genel görüşme açma hakkı tanınıyor. Herkesin Meclis Araştırma Komisyonunun davetine uymak zorunda olduğu düzenleniyor.

Milletin meclisi, bütçe yetkisine kavuşacak

Bütçe yetkisi Meclise iade ediliyor. Hükümetlerin politikalarını Bütçe Kanununun sınırlarına uygun olarak yürütmelerini sağlamak amacıyla Kesinhesap Anayasada ayrı bir maddede düzenleniyor. Değişikliğe göre, Kesinhesap Komisyonu kuruluyor ve başkanının ana muhalefet partisinin milletvekili olması şartı getiriliyor.

Yeni hükümet kurulmadan mevcut hükümet düşürülemeyecek

Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında gensoru verme yetkisi tesis ediliyor. Bu yenilikle, Bakanlar Kurulu aleyhine verilen güvensizlik önergelerine yeni Başbakanın isminin eklenmesi zorunlu kılınıyor. Böylece meclis, istikrarın gereği olarak ancak yeni hükümeti kurmakta birleşebilirse mevcut hükümeti düşürebilecek.

HSK kapatılacak

Hakimler ve Savcılar Kurulu kapatılarak Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu kuruluyor. Yargı bağımsızlığının sağlanması için Adalet Bakanı ve yardımcısının Hakimler Kurulu üyesi olmasına son veriliyor.

OHAL KHK’larına son verilecek

OHAL KHK’ları kaldırılıyor. Olağanüstü Hallere ilişkin tedbirlerin Olağanüstü Hal Kanunu ile düzenleneceği ve Olağanüstü Hal Kanunu ile bu kanundan kaynaklı idari eylem ve işlemlere karşı yargı yolunun kapatılamayacağı düzenleniyor.

Savunma ve iddia makamı eşitlenecek

Hakim ve savcılara coğrafi teminat getiriliyor. Savunmanın bağımsızlığı vurgulanıyor.  Yargılama sürecinin temel unsurlarından biri olan savunma makamı, ilk defa, bir anayasa hükmüyle düzenlenerek bu makamın iddia makamıyla eşit bir statüye kavuşturulması sağlanıyor. Her ilde bir baro olacağı açıkça Anayasada düzenleniyor.

 Sayıştay ve YSK yüksek mahkeme olacak

Sayıştay yüksek mahkeme statüsüne kavuşturuluyor. Kurumun denetim yetkisinin kapsamı genişletiliyor. Yüksek Seçim Kurulu Anayasada yargı bölümünde bir yüksek mahkeme olarak düzenleniyor, kurulun niteliği açıklığa kavuşturuluyor. Yüksek Seçim Kurulunun seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına ilişkin kararları Anayasa Mahkemesinin denetimine açılıyor.

RTÜK üyeleri gazeteci ve akademisyenlerden oluşacak

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun üye yapısında çoğulculuk sağlanıyor. RTÜK üyeleri, basın mensupları ile iletişim ve hukuk fakültesi öğretim üyeleri arasından seçiliyor. Üye seçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin nitelikli çoğunluğu aranıyor. Kurulun çoğulculuk, özerklik ve tarafsızlık esaslarına bağlı olarak çalışacağı vurgulanıyor.

 Belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına Danıştay karar verecek

İçişleri Bakanlığı’nın belediye başkanlarını ve meclis üyelerini görevden uzaklaştırma yetkisi kaldırılıyor. Onun yerine Danıştay kararı şartı getiriliyor. Görevden uzaklaştırmanın en fazla altı ay sürebileceği düzenleniyor.

YÖK kaldırılacak

Yükseköğretim Kurulu kaldırılıyor. Üniversitelerin akademik, idari ve mali özerklikleri ihlal edilmemek kaydıyla planlama ve koordinasyon kurulu olacak Yükseköğretim Üst Kurulu düzenleniyor.

Kurumsal Reformlar Komisyonu Raporu

ALTILI MASA KURUMSAL REFORMLAR KOMİSYONU RAPORU

I. GİRİŞ

Demokratik toplumlar güçlerini; gelenekleri ve müktesebatı olgunlaşmış kurumlardan, esasları katılımcı bir anlayışla oluşturulmuş sağlam kurallardan, sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu politikalardan ve ehliyetli, liyakatli, dürüst kadrolardan alırlar.

Kamu kaynaklarının kullanımı ve dağıtımında şeffaflık ve hesap verilebilirlik asla taviz verilemeyecek bir alan olup, bunun teminatını ise güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve herkesin hukuk önünde eşitliği sağlar.

1800’lü yıllardan beri süregelen parlamenter sistem arayışları modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile taçlanmış ve darbe dönemleri hariç olmak üzere, ülkemizde yönetimler güçlerini ve meşruiyetlerini parlamentodan almışlardır. Ancak, 2018'den itibaren tecrübe etmeye başladığımız ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, devletin yönetim modeli, kurumsal yapısı, hukuk, temel hak ve özgürlükler ve ekonomi başta olmak üzere tüm alanlarda büyük bir yıkıma yol açmıştır. Bu ucube sistemde Güçler Ayrılığı yerini Güçler Birliğine bırakmış, kurumsal yapılar ve kapasiteler tahrip edilmiş, ehliyet, liyakat ve dürüstlük yok edilerek, ülkemiz yetersiz yandaş kadroların elinde, tek kişinin emir-komutası altına girmiştir. Esasen mevcut tablo yönetmeden ziyade bir yönetememe manzarasıdır. Bunun sonucu da istikrarsızlık, pahalılık, işsizlik ve her geçen gün daha da fakirleşmektir.

Kurumsal yapıdaki bozulma özellikle Türkiye’nin dünya ekonomisindeki değişime uyumunu engellemekte, ekonominin dış etkilere dayanma gücünü zayıflatmakta, fırsatlardan yararlanma bir tarafa, ülkenin dünyadaki yeri ve etkinliğini her geçen gün geri götürmektedir.

Bütün bu sorunların çözümü; acilen Parlamenter Sisteme geçilerek güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesinden, ekonomi başta olmak üzere tüm kurumsal yapının güçlendirilmesinden, stratejik hedefler çerçevesinde toplumun tüm kesimlerini içeren,

istişareye, ortak akla ve koordinasyona dayalı bir kamu yönetimi anlayışının geliştirilmesinden, kaynakların tüm toplum kesimlerinin ortak yararını gözetecek şekilde kullanılmasından, akla ve bilime dayalı politikalara dönülmesinden geçmektedir.

Hedefimiz ekonomimizi içinde bulunduğu ağır bunalımdan çıkarmak, milletimizi huzura ve refaha kavuşturmak, ülkemizi dünyanın saygın ve gelişmiş ülkelerinden biri haline getirmektir.

Bu hedef doğrultusunda altı siyasi parti kapsamlı bir çalışma yürütmektedir. Bu çalışmaların bir parçası olarak liderler tarafından oluşturulması kararlaştırılan “Kurumsal Reformlar Komisyonu”, kamu maliyesindeki gerçek durumun ve geleceğe yönelik yükümlülüklerin tespiti, Ekonomik ve Sosyal Konseye işlevsellik kazandırılması, Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması ve uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması konularında çalışmak üzere görevlendirilmiştir.

Bu görevlendirme çerçevesinde komisyonumuzun tam bir mutabakatla hazırladığı bu çalışmayı kamuoyunun takdirlerine saygıyla arz ediyoruz.

II. KAMU MALİYESİNDEKİ GERÇEK DURUMUN VE GELECEĞE YÖNELİK YÜKÜMLÜLÜKLERİN TESPİTİ

Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra, her alanda kuralsız, keyfi, saydam olmayan uygulamalar artmıştır.

Devletin köklü kurumları tahrip olmuş, liyakat sahibi, tecrübeli bürokratlar tasfiye edilmiş, kritik makamlara, hükümete sadakati esas alan, ehliyetsiz atamalar yapılmıştır.

Devlet ile parti arasındaki çizgi silikleşmiş, yönetimde liyakat değil Saraya sadakat esas olmuştur.

Kurumsal kapasitede yaşanan büyük yıkım sonucunda ağır bir yönetim krizi baş göstermiştir. Delik deşik olan Kamu İhale Sistemi; keyfi, yandaşa teslim özelleştirmeler; şeffaf olmayan ihalelerle dağıtılan, hesapsız garantilerle geleceğimizi ipotek altına alan Kamu Özel İşbirliği modeli; Türkiye Varlık Fonu gibi paralel bütçe uygulamaları ve Merkez Bankası rezervlerinin kural dışı arka kapı yöntemiyle satılması, kamu maliyesini denetlenmeyen, açık ve gizli ağır yükler altına sokmuş, mali disiplin bozulmuştur. Kamunun hesaplarına duyulan güven hızla aşınmıştır.

Kurumsal kapasitesi ve güvenilirliği en ağır yara alan kurumlardan biri de TÜİK olmuştur. TÜİK verilerinin kalitesi, içsel tutarlılığı ve bağımsız hesaplamalarla paralelliği ciddi biçimde kötüleşmiştir. Başta enflasyon olmak üzere işsizlik, büyüme, yoksulluk ve gelir dağılımı gibi temel istatistiklere güven kalmamıştır.

Bu durum, çalışanlarımız, emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz başta olmak üzere tüm yurttaşlarımızda haklarının yendiği gerekçesiyle infiale neden olmaktadır.

Daha da vahimi verilerle oynanması ekonomideki sorunların doğru teşhisini ve tedavisini imkansız hale getirmektedir.

Kamu maliyesindeki tahribatın tam olarak bilinmemesi ve istatistiklerle oynanması ekonomide ciddi bir belirsizliğe neden olmaktadır. Bu ise ekonomide ağır bir güven bunalımına yol açmaktadır. Nitekim, ülkenin risk primi (CDS) 800 baz puanı aşmıştır. Bu, dünyada bizim de içinde olduğumuz ligde en yüksek risk primidir.

Ülkemiz küresel ekonominin sunduğu fırsatları kaçırmaktadır. Ekonominin içsel dayanıklılığı azalmakta, milletimiz hayat pahalılığı altında ezilmekte, hızla yoksullaşmaktadır.

Hükümetin akıl ve bilim dışı uygulamaları sonucu oluşan, faiz, kur, enflasyon kısır döngüsünden çıkmak için yapılan akıl bilim dışı müdahaleler, savrulmayı, belirsizliği ve güvensizliği daha da artırmaktadır.

1970’li yıllarda ekonomiyi çökerten Dövize Çevrilebilir Mevduatın (DÇM) kopyası olan Kur Korumalı Mevduat gibi daha önce denenmiş, başarısız olmuş, vazgeçilmiş uygulamalar milletin Hazinesine büyüklüğü belirsiz maliyetler yüklemekte, ülkenin geleceğini ipotek altına almaktadır.

Altılı Masa olarak, mevcut Hükümetin ekonomide neden olduğu yıkımın, bugün görünenden çok daha ağır olduğunu biliyoruz.

Bu değerlendirmelerden hareketle işe başladığımızda karşımıza çıkacak açık ve gizli tüm yükümlülük ve risklerin belirlenmesi ve ulusal istatistiklerde yaşanan veri kalitesi sorunlarının sağlıklı bir biçimde doğru ve eksiksiz olarak hızla tespiti en acil yapılması gereken işlerden biridir.

Bu çerçevede iktidara gelir gelmez, ilk işimiz Cumhurbaşkanına bağlı, seçkin, liyakatli ve deneyimli denetim personeli ve uzmanlardan, bir Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturmak olacaktır. Komite kurumlardan veri ve bilgi temini noktasında tam yetkiyle donatılacaktır.

Durum ve Hasar Tespit Komitesi, veri kalitesiyle ilgili sorunları, kamu zararlarını, riskleri ve açık- gizli tüm yükümlülükleri hızla Cumhurbaşkanı’na raporlayacaktır. Strateji ve Planlama Teşkilatı başta olmak üzere ilgili kurumlar bu doğru ve sağlıklı veriler ve tespitler çerçevesinde gerekli

adımları atacaklardır. Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulunun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır.

Türkiye, kuralsızlık yerine kuralın, keyfilik yerine hesap verebilirliğin hakim olacağı yeni bir dönemin şafağındadır.

Bu başlangıç, önümüzdeki dönemde keyfiliğe, kuralsızlığa yolsuzluğa sıfır tolerans gösterileceğinin, kamuda israfın önleneceğinin, istatistiklerle kimsenin hakkının yenmeyeceğinin, ülke kaynaklarının, milletimizin refahı için en etkin ve en verimli şekilde kullanılacağının teminatı olacak, ülkemizde güveni yeniden sağlamaya büyük katkıda bulunacaktır. 

III. EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’E İŞLEVSELLİK KAZANDIRILMASI

Ekonomik ve Sosyal Konsey, ülke sorunlarının diyalog ve uzlaşma yoluyla ele alınarak tüm kesimlerin ortak menfaatlerinin sağlanması, iş birliğinin kurumsallaştırılarak karar alma mekanizmasına dahil edilmesi amacıyla kurulmuştur.

Konseyin her üç ayda bir Başkanın (2018 yılına kadar Başbakan, daha sonra Cumhurbaşkanı) daveti ile toplanacağı düzenlenmiş olsa da ESK 2009 yılına kadar geçen 14 yılda sadece 19 kez toplanmış, 2009 yılından sonra ise hiç toplanmamıştır.

Kuruluşundan bu yana düzenli toplanamayan ve kayda değer bir karar alamayan ESK; 4641 sayılı Kanuna göre hazırladığı raporları hükümetin yanı sıra, TBMM, Cumhurbaşkanı ve kamuoyuna sunabiliyorken, 2010 tarihli Anayasa değişikliği ile sadece hükümete istişari nitelikte görüş sunan bir yapıya dönüşmüştür.

2018 yılına kadar olan dönemde sekretarya faaliyetini DPT (daha sonra Kalkınma Bakanlığı) yürütmüştür. 2 Temmuz 2018 tarihli ve 703 sayılı KHK ile Konsey üyeleri, yapısı, çalışma usul ve esasları, toplantı periyodu gibi hususlar ilga edildiği ve bugüne kadar Cumhurbaşkanı tarafından gerekli düzenleme yapılmadığı için ESK işlemez durumdadır. Halihazırda sekretarya görevi de zımnen Cumhurbaşkanlığındadır.

Konuyla ilgili yasal düzenleme yapılıncaya kadar ESK toplantılarının 4641 sayılı Kanunun 3. Maddesinin (f) fıkrasına dayanılarak gerçekleştirilmesi mümkündür. Sekretarya işlemlerinin; hem Devlet Planlama Teşkilatı ve Kalkınma Bakanlığı dönemlerindeki deneyim ve arşive sahip olması hem de halihazırda Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olması nedeniyle Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülmesine mani bir durum bulunmamaktadır.

Bu çerçevede iktidara gelir gelmez Ekonomik ve Sosyal Konseyi hemen toplayacağız.

Konseyin İşlevselliğini Artırmaya Yönelik Olarak Yapılacak İşlemler ve Görev Alanları

4641 sayılı Kanun, ESK’nın amacını ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında toplumsal uzlaşma ve iş birliğini sağlamak gibi geniş bir çerçevede belirlemiş olmakla birlikte, daha önceki ESK’nın bileşenleri dikkate alındığında, ağırlıkla çalışma hayatına yönelik olarak tasarlandığı görülmektedir. Bu çerçevede, Kanundaki amacına paralel olarak ESK’nın geleneksel olarak öne çıkan çalışma hayatında uyum ve iş birliğinin tesisine ilişkin amacının ötesinde, Birleşmiş Milletlerin açıklamış olduğu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ekseninde ekonomik ve sosyal kesimler arasında uzlaşma ve katılımcılığı artıran bir yapıya dönüşümü sağlanacaktır.

ESK’yı ekonomik istikrar, kaynak tahsisinde etkinlik, verimlilik, rekabet gücünün artırılması, yoksulluk ve gelir dağılımında eşitsizlik gibi ekonomik ve sosyal sektörleri çapraz kesen konularda farklı kesimlerin politika önerilerinin değerlendirildiği, uzlaşma ve diyaloğun sağlandığı bir platform olarak tanımlıyoruz.

Yeni yapıdaki ESK’nın; tarımsal üretimin artırılması, gıda güvenliği ve yeterliliğinin sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümün sağlanması, sanayi ve teknolojik gelişmenin hızlandırılması, çevre, istihdam, toplumsal yaşam ve gençlik, bölgesel kalkınma gibi konularda uluslararası iyi örneklerin ülkemize uyarlanmasını sağlayacak çalışma ve önerilerde bulunması önem arz etmektedir.

Konsey Bileşenleri ve Çalışma Yapısı

  • Etkin sosyal diyaloğun sağlanması amacıyla ve uzlaştırıcı bir yaklaşımla ESK’da görev alan kesimler hükümete yakınlıklarına ve politik kaygılara göre değil temsil güçlerine göre seçilecek, üyeler arasında temsilde adalet sağlanacaktır.

  • Konsey Başkanı; geçiş döneminde Cumhurbaşkanı, Parlamenter sisteme geçildiğinde ise Başbakan olacak, Başkanların katılamadıkları toplantılara tayin ettikleri yardımcıları başkanlık edecektir.

  • Konseyin; 

    − Birisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından, 

    − Birisi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından,

    − Birisi Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından, olmak üzere üç başkan yardımcısı olacaktır.

     

  • Başkan yardımcıları bir yıl süreyle ve dönüşümlü olarak görev yapacaklardır.

  • Konsey;

    −  İlgili Bakanlar, Müsteşarlar,Başkanlar,

    −  İşçi, İşveren ve Memur Sendikaları Konfederasyonlarının Başkanları,

    −  Kamu veya sivil nitelikteki mesleği temsile yetkili veya bu özelliğe haiz Oda, Borsa, Meclis, Birlik ve Derneklerin Başkanları,

    −  Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı,

    −  Öğretim Üyeleri,

    −  Kadın, Gençlik ve Dezavantajlı Grupların temsilcileri,

    −  Cumhurbaşkanı/Başbakan tarafından belirlenecek diğer kamu görevlileri ile STK başkanlarından oluşacaktır.

  • Konsey, biri bütçe süreci başlamadan önce olmak üzere altı ayda bir toplanacaktır.

  • Konseyin sekretarya hizmetleri geçici olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülecek, bilahare bu görev Strateji ve Planlama Teşkilatına devredilecektir. Teşkilat bünyesinde konuyla ilgili özel bir birim oluşturulacaktır.

  • Konsey bünyesinde çalışma hayatı, sanayi ve teknoloji, tarım, çevre, toplumsal yaşam, dezavantajlı gruplar, kadın ve gençlik gibi çeşitli konularda çalışma grupları oluşturularak, konuyla ilgili tüm kamu ve sivil tarafların katılımı temin edilecek, Konseye görüş ve önerilerini sunmaları sağlanacaktır. Ayrıca bu çalışmalardan bütçe, yıllık program ve planlara girdi sağlayacak şekilde yararlanılacaktır.

  • ESK’nın görev alanıyla ilgili konularda tüm katılımcıların görüş ve önerileri sekretarya tarafından raporlanarak varsa alınmış nihai kararları da içerecek şekilde tüm katılımcı birimler ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna iletilecektir.

 

IV. STRATEJİ VE PLANLAMA TEŞKİLATI KURULMASI

Dünya ekonomisi belirsizliklerin, risk ve fırsatların yoğun olduğu bir döneme girmiştir. Ülkemizde bu dönemin gerekleriyle uyumlu stratejileri oluşturacak kurumsal bir yapıya şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır.

Öte yandan Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi sonrasında yaygınlaşan günübirlik, hesapsız, veri ve analize dayanmayan, kurumlar arası işbirliğinden uzak politika geliştirme ve karar alma yaklaşımının yerine, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlara dayalı, kurumlar arası koordinasyonu esas alan bir yönetim anlayışına geçilmesi gerektiği çok açıktır.

Bu çerçevede, başlangıçta Cumhurbaşkanına, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçildiğinde ise Başbakan’a doğrudan bağlı Strateji ve Planlama Teşkilatı’nı ivedilikle kuracağız.

Bu teşkilat, küresel gelişmelerle bütünleşik olarak, tüm kesimleri kapsayacak bütüncül bir yaklaşımla, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ekseninde; ulusal, bölgesel ve sektörel bazda strateji, reform, plan ve programları hazırlayacaktır.

Ülkemizin gelişmişlik düzeyini, milletimizin refahı ve huzurunu artırmaya yönelik bu çalışmalar; verimliliği, yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi esas alan bir anlayışla gerçekleştirilecektir.

Teşkilat, çalışmalarında akademi, STK ve özel kesimle yakın iş birliği içinde olacak, bunların birikim ve deneyiminden daha fazla yararlanmak amacıyla geçici ve daimi ihtisas komisyonları kuracaktır.

Görevleri:

  • Makroekonomik, sektörel ve bölgesel bağlamda ekonomik ve sosyal hedefleri belirleme ve uygulamada Hükümete danışmanlık yapmak,
  • Uzun vadeli strateji, plan ve programları hazırlamak, izlemek ve sonuçlarını değerlendirmek,
  • Karar alma süreçlerinde tutarlılığı sağlayacak bir model altyapısını oluşturmak suretiyle karar alıcılar için sürdürülebilir hedefleri içeren seçenekleri geliştirmek,

  • Orta ve uzun vadeli perspektifle kamu, özel kesim, sivil toplum kuruluşları ve akademi ile yakın iş birliği ve koordinasyon içinde kurumsal ve yapısal dönüşümü

    sağlayacak reform önerilerini geliştirmek,

  • Kamu kurumlarının stratejik planlarının usul ve esaslarını belirleyerek plan ve programlarda belirlenen hedeflere uygunluğunu kontrol edecek merkezi uyumlaştırma fonksiyonunu yerine getirmek.

    Kurumsal Yapı

    Kurumun organları ve yapısı tüm paydaşlarla daimi ve yaşayan bir ilişkiyi tesis edecek şekilde tasarlanacaktır.

    Strateji ve Planlama Teşkilatı aşağıdaki organlardan oluşacaktır:
  • Merkez Teşkilatı

  • Yüksek Planlama ve Koordinasyon Kurulu (YPK)

  • Ekonomik ve Sosyal Konsey Sekretaryası

  • Dış Temsilcilikler (AB, OECD, DTÖ vb.)

  • Özel İhtisas Komisyonları

    Amacımız gereksiz bürokrasinden uzak duracak ve meselelere stratejik düzeyde yaklaşan dinamik bir teşkilat kurmaktır. Bu anlayışla Kurumun Merkez Teşkilatı dinamik gelişmelere hızla adapte olacak bir şekilde esnek bir çerçevede oluşturulacaktır.

    Kurumsal İşleyiş

    Strateji ve Planlama Teşkilatı faaliyetlerini; katılımcılığı esas alarak, ortak akıl ve istişareyle, sorunların kök sebeplerine odaklanarak, paydaşlarla etkili iş birliği içinde, yerel, ulusal ve uluslararası gelişme ve dinamikleri yakından takip ederek yürütecektir.

    Bu kapsamda;

  • Planda belirlenen stratejik sektörlerde dinamik bir yapıda, daimi ve geçici özel ihtisas komisyonları kurularak iş dünyası, akademi ve sivil toplum kuruluşlarıyla iç içe bir çalışma ortamı sağlanacaktır.
  • Planlama sektör uzmanları, çalışmalarına girdi olmak üzere düzenli aralıklarla ve gündemli olarak saha ziyaretleri yapacak, sektörlerindeki kuruluşlarla fikir- alışverişinde bulunacaktır.

  • Yerel kalkınma anlayışının uygulanması ve geliştirilmesinde motor görevi üstlenecek şekilde yapılandırılacak olan Kalkınma Ajansları; ulusal, bölgesel, kentsel ve kırsal kalkınma arasında tamamlayıcılık ve sinerji oluşturmak üzere yerel sorunlara yönelik geliştirilen politika demetlerinin sonuçlarını, girdi olarak kullanılmak üzere yıllık bazda Teşkilata raporlayacaktır.

  • Proje ömrüyle sınırlı olmak üzere yerli ve yabancı uzmanlar sözleşmeli olarak istihdam edilebilecek, politika üretimi, araştırma ve karar süreçlerinde deneyimlerinden yararlanılacaktır.

  • Uluslararası kurumların ülkemizin uluslararası rekabet gücünü etkileyecek politika ve düzenlemeleri sınırlı sayıda dış temsilciler yardımıyla yerinde ve yakından izlenecek, yeni düzenlemeler ve gelişmeler politika tasarımına girdi oluşturacak şekilde raporlanacaktır.

  • Teşkilat tüm kamu ve özel kuruluşlarla yakın iş birliği içinde çalışacak ve ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri ilgili kurumlardan doğrudan toplama yetkisine sahip olacak, tüm kurumlar istenen bilgileri en kısa sürede vermekle mükellef olacaklardır.

    Yüksek Planlama ve Koordinasyon Kurulu (YPK)

    Kamu kuruluşları arasındaki koordinasyon ve ilgili paydaşların kurumsal bir yapıda karar süreçlerine katılımı YPK vasıtasıyla sağlanacaktır.

  • YPK Cumhurbaşkanı/Başbakanın başkanlığında, Hazine ve Maliye, Ticaret, Tarım ve Orman, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ulaştırma ve Altyapı, Çevre- Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları ile Strateji ve Planlama Teşkilatı Müsteşarından oluşur. Gündeme göre diğer Bakan, Müsteşar ve Başkanlar da toplantılara davet edilebilir.

  • Makroekonomik, finansal, sektörel ve teşvik politikalarının ana esasları YPK’da görüşülür. Bu alanlardaki düzenlemeler YPK’ya ilgili birimlerce hazırlanmış etki analizleri ile birlikte gönderilir. YPK’da onaylanmamış taslaklar TBMM’ye sevk edilemez veya uygulamaya konulamaz.

  • Kamu yatırımlarının sektörel dağılımının belirlenmesi, belirli bir tutarın üzerindeki kamu yatırımları YPK tarafından karara bağlanır.

  • Büyük ölçekli, ekonominin rekabet gücünü artıracak, dışa bağımlılığı azaltacak, yüksek sermaye gerektiren imalat sektörü yatırımları başta olmak üzere devletin katkısıyla gerçekleştirilecek projelere yönelik iş ve iş birliği modelleri ile kamu-özel iş birliği yatırımları ancak YPK kararı/onayı ile uygulamaya konulabilir.

 

V. TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI’NIN KURUMSAL YAPISININ GÜÇLENDİRİLMESİ VE BAĞIMSIZLIĞININ TEMİNAT ALTINA ALINMASI

Fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınmanın temel yapı taşları arasındadır.

Enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli değerlere indirilebilmesi için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hükümetle birlikte belirlediği enflasyon hedefi ve kur rejimi çerçevesinde elindeki araçları bağımsız şekilde kullanan ve karar alan itibarlı ve etkili bir kurum olması büyük önem taşımaktadır.

Bu doğrultuda;

  • TCMB, temel görevi olan fiyat istikrarına odaklanacak, finansal istikrara da katkı yapacak şekilde faaliyetlerini yürütecektir. Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrar dışında sorumluluklar yüklenmeyecektir.

  • Merkez Bankası’nın temel görevlerini, araç bağımsızlığını ve üst düzey atamalarını ilgilendiren yasal değişiklikler TBMM’de nitelikli çoğunlukla gerçekleştirilecektir.

  • Başkan ve üst düzey yönetimin atanma süreçleri şeffaflık, ehliyet, liyakat ve ortak aklı esas alan bir zeminde yeniden tasarlanacak, Başkan, Başkan Yardımcıları ve Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri beş yıllık süre için atanacaktır.

  • Başkan, Bakanlar Kurulu Kararıyla, Başkan Yardımları ise Başkanın teklifi üzerine üçlü kararname ile atanacaklardır.

  • Başkan atanmadan önce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kamuoyuna açık bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır.

  • Başkan ve PPK üyeleri en fazla iki defa atanabileceklerdir.

  • Merkez Bankası Kanunu’nda süre tamamlanmadan görevden almaya izin veren haller açıkça belirlenerek, Başkan, Başkan Yardımcısı ve Kurul üyelerinin TCMB Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınamaması temin edilecektir.

  • Başkan, Başkan Yardımcıları ve PPK üyelerinin atamalarında; dört yıllık eğitim veren fakültelerin ekonomi, maliye, işletme, bankacılık ve finans bölümlerini bitirmiş olma veya bu bölümlerde en az lisans üstü seviyede eğitim görme ve asgari on yıllık mesleki tecrübeye sahip olma şartı aranacaktır.

  • Banka Meclisi belirlenirken üyelerin; finans, sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinin dinamiklerine hakimiyetleri arasında denge gözetilecektir.

  • Banka Meclisi ve PPK üyeleri, üniversitelerin talep etmesi durumunda herhangi bir ücret ve ödeme almadan ders verme haricinde bankadaki görevleri dışında hiçbir işle iştigal etmeyeceklerdir.

  • TCMB’nin araç bağımsızlığının beraberinde getirdiği hesap verme yükümlülüğü toplumun tüm katmanlarını kapsayacak şekilde uygulanacak, karar alma süreçlerinin şeffaflığı artırılacaktır. Bu çerçevede;

    -  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu oturumlarına düzenli olarak yılda iki defa katılım sağlanacak, basına da açık olacak olan sunumlar naklen yayınlanacaktır.

    -  Enflasyon hedefinin tutturulamaması durumunda Bankanın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna özel gündemle bilgi vermesi sağlanacaktır.
  • Uluslararası döviz rezervleri güçlendirilecek ve rezervlerin kullanımında keyfilik giderilecek, rezerv yönetiminin şeffaf ve hesap verebilir bir çerçevede yürütülmesi sağlanacaktır. Uluslararası rezervlerin şeffaf olmayan bir biçimde satılmasına benzer uygulamaların önüne geçecek düzenlemeler yapılacaktır. Her ne şekilde olursa olsun, rezerv satışları en geç on beş günlük periyotlarla kamuoyuna açıklanacaktır.

  • Kamuoyunda 128 Milyar Dolar olarak bilinen ve halen sürdürülen Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemler idari ve hukuki denetime tabi tutulacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takibi sağlanacaktır.

  • Hazineye doğrudan kaynak aktarımı suretiyle parasal genişlemeye yol açılmasına, özel sektöre kredi temini yoluyla kaynak tahsisine doğrudan müdahale edilmesine, bankaların bilançolarının kompozisyonuna mikro düzeyde müdahale edilmesine ve serbest kambiyo rejimi ile dalgalı kur sistemine aykırı uygulamalara izin veren yetkilere, işlemlere ve uygulamalara son verilecektir.

  • Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Fiyat İstikrarı Komitesi kaldırılacaktır.

 
  • Finansal istikrarın makro düzeyde daha etkin bir şekilde gözetilebilmesi amacıyla Finansal İstikrar Komitesinin kurumsal yapısı güçlendirilecek, Komite’nin düzenli toplanması temin edilerek, kararlar detaylı biçimde kamuoyuna açıklanacaktır.

  • TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) arasındaki koordinasyonu daha da güçlendirecek, para ve kredi politikalarının daha uyumlu bir biçimde yürütülmesini sağlayacak uygulamalar hayata geçirilecektir.

  • Makro ihtiyati politikaların asli işlevi doğrultusunda mevcut riskleri azaltmaya ve risk birikimini önlemeye odaklanması sağlanacaktır. Ayrıca, enflasyonla mücadeleyi desteklemek için maliye politikasının bileşimi, yönetilen fiyatlar, üretim yapısı, rekabet ve verimlilik gibi alanlarda gerekli yapısal düzenlemeler hayata geçirilecektir.

  • Son dönemde ayrılmak zorunda bırakılan liyakatli personelin Bankaya yeniden kazandırılması için gerekli çalışmalar yapılacaktır. İşe alım kriterleri ve eğitim süreçlerinde yeniden yüksek standartlar getirilecektir.

  • TCMB’nin merkezi başkent Ankara’dadır. Bankanın Ankara’ya taşınma süreci mümkün olan en kısa sürede sağlanacaktır. Banka Kanununa aykırı biçimde Ankara dışına taşınma işlemleri ve bu işlemler sonrasında uğranılan kamu zararı idari ve hukuki denetime tabi tutulacak ve zararlar ilgililerine rücu edilecektir.

KURUMSAL REFORMLAR KOMİSYONU

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 12-13 Şubat 2022)
ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI (Ankara, 12 - 13 Şubat 2022)

Bugün, Türkiye için tarihi bir gündür. Birbirinden farklı altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni hazırlayan partiler olarak bizler, etkin ve katılımcı bir yasama, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim, tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlığı içindeyiz.

Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarak etkisini ağır bir biçimde göstermektedir. Bu krizin en önemli sebebi kuşkusuz, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz yönetimdir.

Altı siyasi parti olarak hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek, çoğulculuk temelinde çözebilmektir.

Tam da bu inanç ve kararlılıkla, yasama, yürütme ve yargı organlarının güçlendirilmesinin yanında, demokratik hukuk devletini güçlendirmek amacıyla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni üzerinde yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas aldık.

Bugün de parti genel başkanları olarak bir araya gelerek, üzerinde uzlaşıya vardığımız yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna takdimi üzerine görüştük ve 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek ortak ve öncelikli hedefimizdir. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sürecin nasıl işleyeceğinin ve bu süreçte ülkemizin nasıl yönetileceğinin yapıcı bir şekilde planlanması gerekmektedir. Bu nedenle geçiş sürecinin yol haritasının çalışılarak üzerinde mutabık kalınması ve vatandaşlarımızla paylaşılması konularında da uzlaşıya vardık.

Ayrıca bu toplantıda güncel ekonomik ve sosyal gelişmeleri değerlendirdik ve seçimlerden sonra uygulanmaya başlanacak politikalar konusunda ortak çalışma yapılabilecek alanlara ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Hedefimiz milletimizin rahat bir nefes almasını sağlamak ve refah düzeyini, kapsayıcı bir anlayışla ivedilikle yükseltmektir.

Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.

Öte yandan hedefimiz; kamu yönetiminde şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlanması, yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi, Siyasi Etik Kanunu ile siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmamasının garanti altına alınmasıdır.

Bugün burada milletimiz adına “Yarının Türkiyesi”ni inşa etmek için önemli bir adım attık. Bundan sonra da işbirliği alanlarını genişleterek sürdürmekte kararlıyız. Hep birlikte inşa edeceğimiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i milletimize ve gelecek nesillere adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 27-28 Mart 2022)

Toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak bizler, Türkiye siyasi tarihinde benzeri olmayan bir iş birliği bilinciyle, kutuplaşma yerine istişare ve uzlaşmayı esas alarak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş” konusunda tam bir mutabakata varmış ve ortak mutabakat metnimizi 28 Şubat’ta milletimizle paylaşmıştık.

“Yarının Türkiyesi”ni inşa etmek üzere 12 Şubat tarihindeki toplantımızda kararlaştırdığımız iş birliği alanlarını değerlendirmek ve ilerletmek amacıyla bugün tekrar bir araya geldik.

Öncelikle Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin yol haritası kapsamında bir çalışma grubu oluşturduk.

Geçtiğimiz ay içinde yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendirdik ve bu bağlamda birlikteliğimizi bozmayı amaçlayan seçim kanunu teklifi üzerinde görüş alışverişinde bulunduk.

Milletimizin bilmesini isteriz ki, demokratik ilkelere dayanan birlikteliğimiz bu gibi siyasi mühendislik çabalarından etkilenmeyecektir. İş birliğimizi uyum içinde sürdürmeye kararlıyız.

Öte yandan hangi şartlarda olursa olsun, milli iradeyi parlamentoya tam olarak yansıtmak üzere seçim güvenliğini sağlamak amacıyla bir çalışma daha grubu oluşturduk.

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu derin ekonomik krizi de değerlendirdik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle beraber uygulamaya konulan akıldan, bilimden, gerçeklikten ve istişare kültüründen kopuk keyfi politikalar ağır bir hayat pahalılığına, işsizliğe ve yoksulluğa yol açmış, ekonomik kırılganlıklar ciddi biçimde artmıştır.

Bu konularla birlikte derin bir uluslararası krize yol açan Rusya-Ukrayna savaşını da ele aldık. Rusya Federasyonu’nun uluslararası hukuku ihlal ederek Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saldırması ile bölgemizde istikrar ve barış tehdit altına girmiştir. Bu kriz bize akılcı, tutarlı ve ülkemizin orta ve uzun vadeli stratejik menfaatlerini dikkate alan bir dış politikanın önemini bir kere daha göstermiştir.

Buradan tüm vatandaşlarımıza seslenmek istiyoruz; bizler Türkiye’yi karanlık günlerden çıkartma kararlılığı içerisindeyiz. Umutlarımız ve geleceğe olan inancımız, Türkiye’nin sorunlarından çok daha büyüktür.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnimiz ve sürdürdüğümüz iş birliği, milletimizin geleceğe dair umudunu ve inancını artırmıştır.

Hedefimiz istişare ile derin sorunlarımıza son vermek ve her bir vatandaşımızı insan onuruna yaraşır bir yaşam ve refah standardına kavuşturmaktır.

İktidarın ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarının tam tersine, birlik ve uzlaşı ile çalışmalarımıza devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 24-25 Nisan 2022)

Milli Egemenliğimizin kaynağı Gazi Meclisimizin, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Nisan 1920’de açılışının 102. yıldönümünden bir gün sonra bir araya gelen altı siyasi partinin liderleri olarak, TBMM’ye yeniden itibar kazandıracak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Bu bağlamda, iktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik. Yoksullaşmayı derinleştiren hayat pahalılığı ve yaşanan ekonomik yıkım sürecinden çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduk.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin anayasal ve yasal çerçevesi, seçim güvenliği ve işbirliğimizin temel ilke ve hedefleri konularında oluşturmaya karar verdiğimiz çalışma gruplarının görev alanları ve çalışma yöntemlerini ele aldık.

Bu çerçevede anayasal ve yasal mevzuatla ilgili çalışma grubu;

  1. Siyasi ahlak yasası,
  2. Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler,
  3.  Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması,
  4.  Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması,
    konularında yasal hazırlık yapılması için görevlendirilmiştir.

    Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda liderler olarak birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz.

    Ayrıca, bugün ABD Başkanı Joe Biden’ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene “soykırım” ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.
Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 29-30 Mayıs 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI (ANKARA, 29-30 MAYIS 2022)

Ülkemizde insan haklarına dayalı özgürlükçü, demokratik bir düzenin düzenin tesis edilmesi için altı siyasi parti olarak başlattığımız işbirliği sürecinin dördüncü zirvesi 29 Mayıs 2022’de gerçekleştirilmiştir.

İstanbul’un fethinin 569. yıldönümünde gerçekleştirdiğimiz bu toplantı vesilesi ile Fatih Sultan Mehmet Han’ı minnetle anıyor, bu topraklar için canlarını feda eden bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz.

Bu toplantımızda işbirliğimizin ve “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e geçiş hedefimizin hayata geçirilmesi amacıyla oluşturulmasına karar verdiğimiz dört komisyonun çalışmaları gözden geçirilmiş, bu çalışmaların kararlılıkla sürdürülmesi konusunda mutabık kalınmıştır.

Bugün açıkladığımız “Temel İlkeler ve Hedefler” metniyle geçiş süreci ve ülke yönetimi konusunda bundan sonraki ortak çalışmalarımıza referans kaynağı olacak bir tutum belgesi ortaya koymuş bulunuyoruz. Bu referans metin aynı zamanda milletimize ve partilerimizin tabanlarına ortak bir taahhüt niteliği taşımaktadır.

“Seçim Güvenliği Komisyonu” seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere dört aşamada yapılacak ortak çalışmaları ele almış ve atılacak adımları planlama aşamasına geçmiştir. Bu çerçevede, şu temel hususu kamuoyumuza duyurmak isteriz: Altı siyasi parti olarak yol haritamızda belirlediğimiz şekilde, seçim sonuçları YSK tarafından ilan edilip kesinleşene kadar ortak çalışmaya ve işbirliğine devam edeceğiz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, bir tek oylarının dahi zayi olmaması için gece gündüz çalışacak, seçimlerin adil, serbest, şeffaf ve güvenlik içinde gerçekleşmesi için her türlü tedbiri alacağız. Komisyonumuzun bu konuda yaptığı çalışmaların geldiği aşama, 6 Haziran 2022 Pazartesi günü kamuoyumuzla paylaşılacaktır.

“Kurumsal Reformlar Komisyonu” Kamu Maliyesindeki gerçek durumun ve geleceğe yönelik yükümlülüklerin tespitinin yanı sıra Stratejik Planlama Teşkilatı’nın kurulması, TCMB’nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve bağımsızlığının teminat altına alınması ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yeniden yapılandırılarak işlevsel hale getirilmesine yönelik ilkesel ve yapısal reformların çerçevesini oluşturmuş bulunmaktadır. Komisyonumuz bu kurumlardaki tahribatı tespit ve bu tahribatın giderilmesi için atılacak kurumsal reform adımları için geliştirdiği somut önerileri 13 Haziran 2022 Pazartesi günü kamuoyumuzla paylaşacaktır.

“Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu”nun Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinde gerekli görülen anayasal ve yasal reformlarla ilgili çalışmaları çerçevesinde Anayasa’nın yasamaya ilişkin 75. ile 91. maddeleri arasında yapılacak değişiklikler değerlendirilmiştir. Komisyonumuz çalışmalarını aynı kararlılıkla sürdürecek, anayasal düzenleme konusundaki hazırlıklarını önümüzdeki toplantıya kadar tamamlayacaktır.

Toplantımızda komisyon çalışmalarını değerlendirmenin yanısıra gündemdeki siyasi ve ekonomik konular ele alınmıştır.

Ekonominin en önemli unsurlarından olan fiyat istikrarı; iktidarın akıldan, bilimden ve rasyonaliteden uzak tezleri nedeniyle maalesef ağır bir tahribat almıştır. Ülkemiz dünya enflasyon sıralamasında 6. sıraya yükselmiş, oluşan hayat pahalılığı sosyal istikrarı bozacak düzeye ulaşmıştır. Kur Korumalı Mevduat (KKM) Sistemi ile 85 milyon vatandaşın kamuya emaneti olan kaynaklar, ülkemizin az sayıdaki varlıklı insanına adaletsiz bir servet transferi şeklinde aktarılmaya başlanmıştır. İktidar acilen KKM uygulamasına son vermeli, para politikasını normalleştirmelidir.

Son dönemde bir taraftan provokatif açıklamalarla diğer taraftan yanlış uygulamalarla tırmanan göçmenler sorunu da kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Kapsamlı bir “Göç Politikası” geliştirilmesi için partilerimiz arasındaki istişarelerin derinleştirilmesi amacıyla bir komisyon kurulması hususunda mutabakata varılmıştır.

Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği gerilimli konjonktürde gündeme gelen NATO’nun genişlemesi konusu da ülkemizin stratejik çıkarlarının gerektirdiği çok boyutlu dış politika perspektifinden ele alınmıştır. Türkiye’nin terörle mücadele bağlamında ortak tavır ve işbirliği konusundaki haklı talepleri sadece NATO üyeliğine baş vuran İsveç ve Finlandiya için değil halihazırda üye olan bütün NATO üyeleri ve esasen bütün BM üyeleri için de geçerlidir. Bir taraftan bu konuda haklı taleplerimiz dile getirilirken diğer taraftan Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olacak ve Türkiye’nin çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek gerilimlerden ve maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmalıdır.

Son MGK toplantısı sonrasında gündeme gelen muhtemel sınır ötesi operasyon konusu da toplantımızda değerlendirilmiştir. Terörle mücadele ve sınır güvenliği konusunda gerekli tedbirlerin alınması ülkemizin hakkı, iktidarın ise sorumluluğudur. Ancak milli güvenliği ilgilendiren konular olağanüstü bir sürece girildiği intibaı verilerek önümüzdeki seçim sürecini de etkileyecek şekilde iç siyasette malzeme olarak kullanılmasına karşı ortak bir tavır geliştirme konusunda da kararlıyız. İlgili devlet kurumlarının, muhalefet partilerini olası operasyonun gerekçeleri, süresi, kapsamı ve hedefleri konusunda bilgilendirmeleri şarttır.

Son olarak, çok zor şartlar altında hayat mücadelesi veren milletimize ortak mesajımız şudur: Her gün derinleşen sorunlara son verme hedef ve iradesiyle bir araya gelen liderler olarak, iktidarın gündem mühendisliklerini boşa çıkararak ülkemizi bu darboğazdan kurtaracak, milletimizi hak ettiği demokratik ve müreffeh Türkiye hedefine ulaştıracağız.

TEMEL İLKELER VE HEDEFLER

(29-30 MAYIS 2022)

Yüzyıl önce mazlum milletlere örnek olmuş bir zaferle kurulan Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak hedefiyle önkoşulsuz olarak bir araya geldik. Ülkemizi insan hakları temelinde ve gerçek manada demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti kılmayı kaçınılmaz bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Kendi parti programlarımızdan ve söylem ve hedeflerimizden vazgeçmeksizin, karşılıklı güven ve saygıya dayalı fedakarlıklarda bulunarak Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılına taşıyacağız.

Bu amaçla 6 parti arasında başlamış olan İŞBİRLİĞİ SÜRECİ’nde yer alan bütün partilerin genel başkanları olarak önümüzdeki kritik tarihi süreçte aşağıdaki ilkelere sadık kalacağımızı taahhüt ve ilan ediyoruz:

1. Kuvvetler Ayrılığı İlkesine Dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem: Hukuk devletinin yeniden tesisi, siyasetin normalleşmesi ve ekonomimizin tekrar refah üretmesi için gerçek anlamda güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde, denge ve denetim mekanizmaları ile yapılandırıldığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” bütün kurumlarıyla hayata geçireceğiz.

2. Özgürlükçü Kamu Düzeni: Vatanseverliğimizin gereği olarak farklılıklarımıza saygı çerçevesinde geçmişte yaşanmış kırgınlıkların geleceğimizi esir almasına izin vermeyecek, demokratikleşme anlayışıyla ve empati bilinciyle ülkemizin huzurlu geleceğini hep birlikte kuracağız. Toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit eden terör örgütleri dâhil her tür yapılanmaya karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

3. Her Tür Ayrımcılığa Son Verecek Çoğulcu, Katılımcı ve Özgürlükçü Demokrasi: Demokratik hak ve özgürlüklerin evrensel ilkelerini savunan bizler, insan haklarına dayalı bir siyasal düzenin kurulması gerektiğine inanıyoruz. Vatandaşlarımız arasında ayrımcılığa yol açan her türlü engeli ortadan kaldırarak, milletimizin hiçbir ferdinin etnik, mezhebi ve dini kimliği, felsefi ve siyasi görüşü dolayısıyla dışlanmadığı çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi hep birlikte inşa edeceğiz.

4. Düşünce, İfade ve Basın Özgürlüğü: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ve yasal güvenceleri temin edeceğiz. Düşünce, ifade ve basın özgürlüklerinin kullanımını engelleyen mevzuatı yeniden düzenleyecek, demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz. Basının ve sosyal medyanın demokrasi açısından taşıdığı önemi dikkate alarak, özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlayacağız.

5. Din ve Vicdan Özgürlüğü: Ortak hedefimiz, bugüne kadar vatandaşlarımızın elde ettiği insan hakları kazanımlarını daha da ileri götürerek evrensel standartlara tam anlamıyla ulaştırmaktır. Kimseyi, yaşamın hiçbir alanında ayırımcılığa maruz bırakmayacak, kimseye de özel bir ayrıcalık tanımayacağız. Kamusal ve özel yaşamda herkesin inanç pratiğine saygılı olmayı özgürlükçü laiklik anlayışının zorunlu bir gereği olarak görüyoruz. Bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğü çerçevesindeki kazanımların koruyucusu ve güvencesi olacağız.

6. Toplumsal Barış ve Tarafsız/Bağımsız Yargı Önünde Hesap Verilirlik: Hiç kimse siyasi tercihleri nedeniyle suçlanmayacak, toplumsal barışımızın rövanşist bir tavır ve kollektif suç anlayışı üzerinden zarar görmesine müsaade edilmeyecektir. Demokratik hukuk devleti anlayışı temelinde her kişi ve işlem hukuki denetime tabi tutulacaktır. Ülkenin zenginliklerini, kamu kaynaklarını hukuk ve ahlak dışı yol ve yöntemlerle elde edenler ise bağımsız ve tarafsız yargının karşısına çıkartılacaktır.

7. Sosyal Devlet ve Gelir Adaleti: Türkiye’yi Anayasa’mızda yer aldığı şekliyle gerçek bir sosyal devlet haline getireceğiz. Sosyal yardım ve güvenlik mekanizmalarıyla bütün dezavantajlı kesimlerin insana yaraşır bir hayat sürmelerini sağlayacağız. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye inşa edeceğiz. Kadınlarımızı toplumsal eşitsizlikten ve şiddetten, çocuklarımızı her türlü istismardan, gençlerimizi ise gelecek kaygısından kurtaracağız.

8. Üretim ve İstihdam Odaklı Ekonomi: Ülkemizi yaşanan ekonomik krizden çıkaracak şekilde makroekonomik dengeleri rasyonel bir yaklaşımla gözeten, sosyal devlet ilkesiyle adil bir gelir dağılımını önceleyen, AR-GE ve üretim-odaklı bir ekonomi politikası benimseyeceğiz. Ekonomi ile ilgili tüm kurumların etkin biçimde çalışmasını ve kuralların tüm taraflara adil biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Hayat pahalılığı ile mücadele eden, üretim ve istihdam odaklı, insan onuruna yaraşır sosyal politikalarla desteklenmiş bir anlayışı hayata geçireceğiz.

9. Siyasi Etik Reformu: Mevcut iktidar koalisyonunun sorumsuzca zaafa uğrattığı devlet yapısını kurumsal kültür, ehliyet ve liyakat temelinde yeniden inşa edeceğiz. Bu geçiş sürecinde devlet sürekliliği ve kamu düzeni zaafa uğratılmayacak, kaos senaryosu çizenlere asla fırsat verilmeyecektir. Demokratik meşruiyete sahip olmayan hiçbir yapının devlet kurumlarını organize bir şekilde kontrol etmesine izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın kamu istihdamında görünen ve görünmeyen bir dezavantaj veya avantajla karşılaşmasına engel olacağız. İsrafı ve yolsuzluğu önleyecek, kamuda denetimi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği temel alacak siyasi etik reformunu hayata geçireceğiz.

10. Etkin ve İtibarlı Dış Politika: Ülkemizin çıkarlarını ve itibarını korumak, uluslararası alandaki etkinliğini ve saygınlığını en üst seviyeye çıkarmak ana önceliğimizdir. Türkiye’nin AB perspektifine odaklanarak; çok boyutlu dış politikayla ülkemizin demokratik dünyanın ve uluslararası kurumların saygın bir üyesi olması sağlanacaktır. Tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesine önem verilecektir. Dış politikamızın ve dış ilişkilerimizin iç siyasetin malzemesi yapılmasına müsaade edilmeyecektir. Güvenliğimizi ve sınırlarımızı korumak üzere savunma sanayimiz daha da güçlendirilecek, TSK’nın caydırıcılığı azami seviyeye çıkarılacaktır.

Birbirinden farklı siyasi geleneklere sahip partiler olarak bizler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık. Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 3 Temmuz 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI (ANKARA, 3 TEMMUZ 2022)

Ülkemize ve milletimize ağır ekonomik, sosyal ve psikolojik bedeller ödeten Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin açtığı yaraları sarabilmek, hukukun üstünlüğünü ve siyasi ahlakı yeniden tesis edebilmek için büyük bir kararlılıkla başlattığımız işbirliği sürecinin beşinci toplantısını bugün İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in ev sahipliğinde gerçekleştirdik.

İktidarın milletimizi kutuplaştırarak birbirine hasım ilan eden bu kutuplaşma üzerinden çıkar düzenini sürdürmeyi amaçlayan kirli siyasetinin karşısında huzurun hâkim olduğu “Yarının Türkiyesi’ni” inşa etmeye kararlıyız.

Bu vesileyle, bundan tam 29 yıl önce Madımak ve Başbağlar’da yitirdiğimiz vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, yaşananlardan ders çıkararak, nice acı tecrübeleri yaşamamıza sebep olmuş bu siyaset anlayışını ve bu nefret dilini reddettiğimizi ve memleketimizde toplumsal barışı mutlaka tesis edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

Bugünkü toplantımızda, işbirliğimizin geldiği aşamayı, milletimizin gündemindeki sıkıntıları ve o sıkıntıları çözmek üzere atılacak yeni adımları ele aldık.

Altı siyasi partinin Genel Başkanları olarak, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatımız” ile “Temel İlkeler ve Hedefler” metnimizi daha önce milletimizle paylaşmıştık. Ayrıca, görevlendirdiğimiz Seçim Güvenliği ve Kurumsal Reformlar Komisyonlarının çalışmaları da kamuoyunun takdirine sunulmuştur.

Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu çalışmalarını düzenli bir şekilde sürdürmektedir.

İktidarın son dönemde devreye sokmaya çalıştığı politikaların dünyaya kapalı ve otoriter bir yapının kalıcı nitelik kazanması hedefine dönük olduğu açıktır. Bu çerçevede, BDDK’nın geçtiğimiz hafta içinde aldığı kararlar da açık bir şekilde serbest kambiyo sisteminden sermaye kontrol sistemine geçişin adımları olarak görülmektedir.

Siyasi iktidar tarafından Haziran ayında TBMM’ye sunulan ek bütçe ise ekonomi politikalarının iflasının itirafıdır. İktidar, tercihini bir kez daha enflasyonla ve işsizlikle mücadeleden, çiftçinin, memurun ve emeklilerin dertlerinden değil yandaş müteahhitlerinden ve faiz lobilerinden yana yaptığını açıkça göstermiştir.

Genel Başkanlar olarak bizler, iktidarın ülkemizi geçen yüzyılda kalan, kapalı bir ekonomi-politik sisteme yöneltme çabalarına karşı mücadele etme kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Kurallı, verimli, rekabetçi, istihdamı önceleyen bir ekonominin güvencesi olarak, yüksek enflasyon ve işsizliği bitirmeye, çiftçimizi, emekçimizi, sanayicimizi, esnafımızı, memurumuzu ve emeklimizi refaha kavuşturmaya; milletimizin hiçbir ferdini açlık sınırının altında bir asgari ücrete mahkûm etmemeye kararlıyız.

Öte yandan, TBMM gündemindeki, özünde sansür niteliği taşıyan dezenformasyon yasa teklifi, siyasal ve toplumsal muhalefeti suçlu ilan ederek cezalandırmaya ve demokratik seçim ortamını zedelemeye odaklanmıştır. Dezenformasyon yasasının ertelenmesi bizi asla rehavete sürüklemeyecektir. Basın ve ifade özgürlüğünü savunma konusundaki kararlı tutumumuzu sürdüreceğiz.

Türk dış politikasında ise son yıllarda kişisel ve tepkisel tercihlere bağlı olarak yaşanan; savrulma, hedefsizlik ve vizyonsuzluğun son örneği, NATO’nun Madrid Zirvesi sürecinde görülmüştür. Türkiye’nin haklı taleplerini somut güvencelere bağlamayan üçlü mutabakat metni, bir iç siyaset malzemesi olarak kullanılması dışında herhangi bir değer taşımamaktadır.

Bu çerçevede dış politikayı şahsi menfaatlere göre değil, millî menfaatlere göre yöneteceğiz. Türkiye’yi itibarı sarsılan değil; sözü dinlenen, saygın ve bölgesinin en güçlü ülkesi yapacağız.

Bir kez daha altını çizmek isteriz ki;

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçtiğimiz 2018 yılından bu yana sadece siyasi iktidarın ve bir avuç azınlığın memnun olduğu, vatandaşlarımızın ise feryat ve isyan ettiği, adaletsiz, haksız ve keyfi uygulamalarla, çarpık ve gayri ahlaki kriterlerle karşı karşıyayız.

Ülkemizin yaşadığı, özellikle son dört yıldır katlanarak artan ve milletimize ağır bir yük hâline gelen tüm sorunların kaynağında, tek bir kişinin ve onun belirlediği dar bir zümrenin tahakkümünü esas alan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi vardır.

Bu sorunları aşabilmenin yolu, siyasi iktidar ve ortaklarının tüm gündem değiştirme çabalarıyla yıpratmaya çalıştıkları Cumhuriyet değerlerimize ve demokratik hukuk devleti ilkelerine sımsıkı sarılarak millî egemenliğimizi esas alan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” yine milletimizin teveccühü ile hayata geçirmek üzere, seçim sandığının bir an evvel milletimizin önüne getirilmesidir.

İşte bu nedenle, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile hedefimiz:

Mahkûm edildikleri işsizlik ve baskı altına alınmaya çalışılan özgürlükler de dahil olmak üzere, gençlerimizin önündeki tüm engelleri kaldırıp, hayallerine kavuşabilmelerini sağlamaktır.

İşletmelerimizin yurt dışı ile rekabet edebilmeleri ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda marka değeri oluşturmalarına destek olmaktır.

Esnafımızın, üreticimizin, sanayicimizin ve çiftçimizin, tüketiciye, uygun fiyata kaliteli ürün sunabilmesi, ürettiğinden kazanabilmesidir.

Memurumuzun, işçimizin, emeklilerimizin hak ettiği yaşam kalitesine kavuşmasıdır.

Kapsayıcı politikalarla yoksulluğun, özellikle de kadın ve çocuk yoksulluğunun sonlandırılması, milletimizin her bir ferdinin refahtan adil pay almasını sağlamaktır.

Özetle, sadece yönetim sisteminin değil, topyekûn hayatlarımızın değişmesidir. Milletçe hak ettiğimiz, 21’inci yüzyıla yakışır, mutlu ve refah içinde bir Türkiye’ye kavuşmaktır.

Bilinmesini isteriz ki;

Altı siyasi partinin ortak akıl ve makulde buluşmak üzere oluşturduğu istişare mekanizmasını, adaylık tartışmasına indirgemeye çalışanlar, milletimizin ve ülkemizin geleceğine dair büyük bir kazanım olarak gördüğümüz çalışmalarımızı asla sekteye uğratamayacaktır.

Bir kez daha ilan ediyoruz ki;

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, Güçlendirilmiş Parlamenter sistemden yana olan, demokrasi âşıklarının adayı olacaktır.

Bu vesileyle, 9 Temmuz 2022’de idrak edeceğimiz Kurban Bayramının aziz milletimize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.

Altılı Masa Seçim Güvenliği Komisyonu Raporu (6 Haziran 2022)

ALTILI MASA
SEÇİM GÜVENLİĞİ KOMİSYONU RAPORU 6 HAZİRAN 2022

Ülkemizde gerçekleşen seçimlerde yaşanan mühürsüz oyların geçerli sayılması, seçmen listelerindeki usulsüzlükler, geçerli-geçersiz oylar üzerinden yapılan itirazlar, seçim günlerinde yaşanan olaylar ve tekrarlanan seçimler seçmende seçim güvenliğinin temini konusunda ciddi endişeler yaratmıştır. Sandığa atılacak oyun sonuca doğru yansımayacağı endişesi seçmeni sandıktan uzaklaştırmış ve bu konuda seçime katılan siyasi partilere duyduğu güveni de zedelemiştir.

Bu endişelerin farkındalığı ile Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin ilgili yöneticileri ve ekipleri bir araya gelerek 6 toplantı düzenlemiştir. Bu toplantılarda, seçim güvenliğinin temini için gerekli unsurlar ve bu konularda yapılacak iş birliğinin esasları belirlenmiştir. Bu iş birliği, seçmen kütüklerinin analizi, sandık kurulu üyelerinin belirlenmesi ve ortak avukat havuzunun oluşturulmasını içeren seçim öncesi sürecini, oy kullanma ve sayım işlemlerinin usullere uygun yapılmasını içeren seçim günü işlemlerini ve seçim sonuçlarının alınması, ıslak imzalı tutanaklar ile Yüksek Seçim Kurulunun ilan ettiği sonuçların karşılaştırılması, itirazların süresinde ve usullere uygun şekilde yapılmasını içeren seçim sonrası sürecini kapsayacaktır.

Seçim takviminin ilanıyla birlikte resmen başlayacak olan seçim sürecinde, millet iradesinin tecelli edeceği yerin sandık olduğunun bilinciyle, hangi siyasi partiye verilmiş olursa olsun, oyların sonuçlara doğru yansıması hususunda, Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler olarak bu iş ve güç birliğinin eksiksiz gerçekleşmesi için üzerimize düşeni yapmak milletimize sözümüzdür.

SEÇİM GÜVENLİĞİ KOMİSYONU ORTAK ÇALIŞMA BAŞLIKLARI

A. SEÇİM ÖNCESİ YAPILACAK ÇALIŞMALAR
1. Seçmen kütüklerinin oluşumu ve paylaşımı

Her siyasi parti, seçmen kütüklerini düzenli olarak YSK’dan temin ederek üzerinde çalışacaktır. Bu çalışmalar aşağıdaki incelemeleri kapsayacaktır.

  • Türkiye geneli ve il/ilçe/mahalle bazında seçmen sayısı değişimi,

  • Konut satışı üzerinden, bankaya döviz yatırılması/tahvil alma gibi yöntemlerle veya geçici koruma statüsündeyken Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanının tek imzasıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kazananların seçmen kütüklerinde il/ilçe/mahalle bazındaki dağılımı

  • Anormal sayıda seçmen kaydı görünen haneler,

  • Vefat ettiği halde seçmen listelerinden düşürülmemiş vatandaşlar,

  • Konut vasfını kaybetmiş/taşımayan adreslerde bulunan seçmenler. 

    İncelemeler sonucu elde edilen veriler Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında paylaşılacak, seçim güvenliğini tehdit eden unsurlar önceden tespit edilecek, gerekli hukuki işlemler yapılacak ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.

    Seçmen kütüklerinin oluşumuna/paylaşımına dair söz konusu endişeler göz önünde bulundurulduğunda, Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler olarak bizler, bir an önce aşağıda belirttiğimiz tedbirlerin alınması gerektiğine inanıyoruz.

  • Halen adres kayıt sistemine kayıtlı olmayan çok sayıda vatandaşımızın olduğu ifade edilmektedir. Bu kişilerin belirsiz halleri bir sorun olarak ortada durmaktadır. Bilindiği üzere “Milletvekili Seçimi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında Nisan ayında yapılan yasal değişiklik çerçevesinde adresi kapanmış olması sebebiyle adres kayıt sisteminde görünmeyenler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminde bulunan en son geçerli adres kayıt bilgileri kapsamında seçmen kütüğüne kaydedilmektedir. Bu kapsamda, adres kaydı olmadığı halde seçmen olan kişiler, eski adreslerinde seçmen olarak gösterildikleri takdirde seçmen ve askı listelerinde bir işaretle belirtilmeli, böylelikle ortaya çıkacak çelişki ve soru işaretlerinin önüne geçilmelidir.
  • Seçmen kütüklerinin oluşumu veya güncelleştirilmesi sırasında şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin olarak karara bağlama yetkisi sadece İlçe Seçim Kurulu Başkanındadır. Bu yetkiyi her ne kadar resmi olarak İlçe Seçim Kurulu Başkanı kullanıyor gibi gözükse de bütün işlemler Seçim Müdürü üzerinden yürümektedir. Bu yetkinin Seçim Kurulu başkanı yerine Seçim Kurulları tarafından yürütülmesi ve seçmen kütüklerinin güncelleştirme sürecinde kesin olarak karar verme yetkisinin İlçe Seçim Kurulunda olması konusunda yasal düzenleme yapılmalıdır.

  • Taksirli suçtan hükümlüler hariç, diğer hükümlülerin oy kullanması mümkün değildir. Bu kapsam içerisine Açık Cezaevlerinde bulunan kişiler de dahildir. Ancak, pandemi süreci ile açık cezaevinde bulunan çok sayıda hükümlü izinli sayılmış ve serbest bırakılmıştır. Yaklaşık olarak bu sayı 100 Bin civarındadır. Bu kişilerin oy kullanma süreçleri takip edilmelidir.

  • Bir diğer önemli konu ise, kısıtlı ve silah altında bulunan kişilerin yerine oy kullanılmasıdır. Her iki grupta bulunan kişilerin yerine oy kullanma işlemleri yapıldığı daha önce defaten tespit edilmiş olup bu konuda da özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu kategoride bulunanların, seçmen kütüklerinin kesinleşmesi öncesi kütükten silinmesi ya da oy kullanamayacağının belirtilmesi takip edilmesi gereken bir konudur.

    Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, bu konulardaki itirazları ve önerileri usullere uygun şekilde ilgili mercilere sunacak, süreç ve sonuçları da kamuoyu ile paylaşacaktır.

2. Sandık başı işlemlerini takip edecek kadroların tespiti

Gerçekleşecek ilk seçimde yurtiçinde ve yurtdışında 200 Bin civarı sandık kurulması beklenmektedir. Her siyasi parti, seçim günü görev yapacak sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitlerini önceden belirleyecektir. Söz konusu görevlilerin seçim mevzuatı, görev ve yetkileri konusunda eğitim almasını sağlayacaktır.

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında görevli sayısı ve görev yeri bilgileri paylaşılarak görevli sayısı az olan sandıklar önceden belirlenecek, bu şekilde her sandıkta yeterli sayıda görevlendirmenin yapılması sağlanacaktır.

3. İl ve İlçe Seçim Kurulları

Her siyasi parti, İl Seçim Kurullarında temsilci bulunduracaktır. Yurtiçi ve Yurtdışı İlçe Seçim Kurullarına üye verebilen siyasi partilerin üyeleri halihazırda yeminlerini etmiş ve görevlerine başlamışlardır. Üye verilmeyen İlçe Seçim Kurullarında ise her siyasi parti birer temsilci bulunduracaktır. Söz konusu üye ve temsilcilere seçim mevzuatı ile görev ve yetkileri konusunda eğitimleri verilecektir.

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında İl ve İlçe Seçim Kurullarında görev yapacak üye ve temsilci sayısı ile görev yeri bilgileri paylaşılarak kurul toplantılarında, itiraz süreçlerinde ve birleştirme tutanaklarının kontrolü gibi işlemlerde iş birliği yapılması sağlanacaktır.

İl Seçim Kurullarının yeniden oluşumu, İlçe Seçim Kurulu Başkanlarının yeniden belirlenmesi konuları, Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin yetkilileri tarafından takip edilecektir.

4. Partilerin seçim altyapısı, ortak çalışma ve bilgi paylaşımı

Her siyasi parti, kendi sandık görevlileri, müşahitleri, sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları ve teşkilatları aracılığıyla sandıklardan ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarını temin etmek üzere hazırlığını yapmaktadır. Bu görevliler ile sandık sonuçlarının, tutanakların ve diğer bilgilerin saklanacağı, işleneceği teknik altyapı ve sistem konusunda Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında iş birliği yapılacaktır.

Seçmen kütüklerine ilişkin partiler arası bilgi paylaşımının sağlanması, müşahit, sandık kurulu üyesi, okul ve bina sorumlusu gibi sandık sorumlularına ilişkin listelerin birleştirilmesi, eksik görevlisi olan sandıklara yönelik gerekli önlem ve tedbirlerin alınması, İl/İlçe Seçim Kurullarına verilen temsilci ve üyelerin bilgilerinin paylaşılması ve tek bir ekranda görüntülenmesi, riskli sandık ve seçim bölgelerinin belirlenerek, gerekli tedbirlerin alınması, yurtdışı seçmen listeleri ve seçim sonuçlarının takibine yönelik ayrı bir planlama yapılması hususlarında bu teknik altyapı ve sistemlerin birbirleriyle iletişimi sağlanacaktır.

5. Bütün kurul üyeleri, temsilci ve müşahitlerin eğitimi

Her siyasi parti, sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, bilişim ve hukuk sorumluları sandık kurulu üyeleri ve müşahitler ile İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcilerinin seçim mevzuatı, görev ve yetkileri, itiraz süreçleri ve gerekli bütün konularda eğitimlerini verecektir.

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, eğitim sunumları içerikleri, itiraz/şikâyet dilekçesi örnekleri gibi materyaller konusunda birbirleriyle paylaşımda bulunacaktır.

6. YSK Temsilcileri

YSK’da temsilcisi bulunan siyasi partilerin YSK temsilcileri, YSK’nın bütün toplantılarında hazır bulunacak, bilgilerini ve notlarını diğer siyasi partiler ile düzenli olarak paylaşacaktır. İtiraz süreçlerinde iş birliği yapılacaktır.

7. Avukat/Hukukçuların belirlenmesi

Her siyasi parti, kendi avukat/hukukçu havuzunu oluşturacaktır. Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler ellerindeki avukat/hukukçu havuzunu sayı ve görev yeri bakımından karşılaştırarak, Türkiye’nin her yerinde gerekli hukuki desteği sağlamak üzere avukat/hukukçu görevlendirmesinin yapılmasını sağlayacaktır. Seçimlerde itiraza yetkili kişilerin mümkün olduğunca avukat/hukukçular arasından belirlenmesi sağlanacaktır. Bu avukat/hukukçular itiraz süreçleri ve gerekli bütün hallerde iş birliği yapacaktır.

8. Yurtdışı seçmenlerine yönelik çalışmalar

Her siyasi parti, yurtdışı seçmen kütüklerini YSK’dan temin ederek üzerinde çalışacaktır. Bu çalışmalar aşağıdaki incelemeleri kapsayacaktır.

  • Yurtdışı seçmen kütüğünde kayıtlı seçmen sayısı değişimi,

  • Ülke/şehir bazında seçmen sayısı değişimi,

  • Vefat ettiği halde seçmen listelerinden düşürülmemiş vatandaşlar

İncelemeler sonucu elde edilen veriler Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında paylaşılacak, seçim güvenliğini tehdit eden unsurlar önceden tespit edilecek, gerekli hukuki işlemler yapılacak ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.

9. Sivil toplum ve gönüllülerle iş birliği

Sivil toplum ve gönüllülerle iş birliği konusunda her siyasi parti kendi görüşmelerini yapacak, Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler seçim güvenliğine dair tedbirlerin alınması, mevcut insan kaynağının kuvvetlendirilmesi, kamuoyundaki endişelerin giderilmesi amaçlı bilgi paylaşımı konusunda gerekli hassasiyeti gösterecektir.

10. Seçim Mevzuatı

Her siyasi parti, seçim mevzuatı üzerinde kendi hukukçu ve uzman ekipleriyle incelemelerde bulunacak, Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında bilgi ve tecrübe paylaşımı yapılarak adil, şeffaf ve güvenli bir seçim ortamının temini sağlanacaktır.

B. SEÇİM TAKVİMİ BOYUNCA YAPILACAK ÇALIŞMALAR

11. Sandık kurulu başkanı ve memur üye belirleme sürecinin takibi

Her siyasi parti kanun gereği İlçe Seçim Kurullarınca tarafsız kamu görevlileri arasından seçilecek sandık kurulu başkanı ve üyesinin belirlenme sürecini takip edecektir. Söz konusu kamu görevlilerinin iktidar yanlısı kesimlerden seçilmesi gibi ihlaller ile itiraza konu olacak iş ve işlemlerin takibi konusunda Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler gerekli iş birliğini sağlayacaktır.

12. Partiler arası program koordinasyonu

Her siyasi parti seçim sürecinde düzenleyeceği miting, toplantı vb. faaliyetleri programlayarak diğer siyasi partilerle paylaşacaktır. Bu şekilde, propaganda alanlarının Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler tarafından etkili bir biçimde kullanılması ve partiler arası program koordinasyonu sağlanacaktır.

13. Propaganda

Bugüne kadar gerçekleşen seçimlerde yürütülen propaganda faaliyetlerinin adil ve eşit koşullarda gerçekleşmediği, siyasi partilerin medya, miting alanı, reklam panoları kullanımı konularında iktidarın adil olmayan tutumlarıyla karşılaştığı bir gerçektir. Diğer yandan, seçim mevzuatı propaganda konusunda siyasi partilere eşit haklar tanımıştır. Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, propaganda faaliyetlerinin sağlıklı, eşit ve adil şekilde yürütülmesi konusunda iş birliği yaparak her türlü ihlalin karşısında durulacaktır.

Bu bağlamda,
- Seçim yasakları ihlallerinin engellenmesi/yasak propaganda
- Kamu gücünün ve bürokrasinin kullanılmasının engellenmesi
- TRT, Anadolu Ajansı, Basın İlan Kurumu, RTÜK gibi kuruluşların hukuka aykırı yayınları ve müdahaleleri
konularında siyasi partilerin yöneticileri, İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri ve YSK temsilcileri paylaşım ve iş birliği içinde hareket edecektir.

14. İl/İlçe Seçim Güvenliği Toplantıları

Mülki İdare Amirliklerince düzenlenecek Seçim Güvenliği Toplantılarına katılım sağlanacaktır. Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatları da seçim takvimi sürecinde bir araya gelerek seçim güvenliği konusunda genel merkezler düzeyinde sağlanan iş birliğinin tabana yayılmasını temin edecektir.

C. SEÇİM GÜNÜ YAPILACAK ÇALIŞMALAR

15. Sandık oluşumlarının takibi

Seçim günü, bütün sandık kurullarının mevzuata uygun şekilde oluşumu takip edilecektir.

Her siyasi parti, seçim günü sandıklarda görev yapacak sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, bilişim ve hukuk sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitler ile İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcilerinin zamanında görev yerinde olmasını sağlayacak ve görev yerinden ayrılmamasını temin edecektir. Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasında yapılacak bilgi alışverişi yoluyla, zorunlu hallerde görev yerinden ayrılması gereken görevliler için derhal yeni görevlendirme yapılması sağlanacaktır.

16. Sandık başı işlemlerinin takibi

Her siyasi parti, kendi sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri ile İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri aracılığıyla sandık başında gerçekleşen,

- Usulsüz işlemler,
- Mükerrer oy kullanımı,
- Kamu gücü kullanılarak yapılan manipülasyonlar,
- Yerel ve yöresel müdahaleler gibi seçmenin iradesini etkileyecek ihlallerde, taviz vermeden şikayet ve itiraz yollarını kullanarak gerekli iş ve işlemleri gerçekleştirecektir.

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler seçim günü iletişim halinde olacak, İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri, YSK temsilcileri, avukat/hukukçuları, yöneticileri bu hususlarda paylaşım ve iş birliği içinde hareket edecektir.

17. Seçmenin oy kullanmasının teşviki ve kolaylaştırılması

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler arasındaki bu iş birliği, seçim öncesinde ve seçim gününde seçmenin oy kullanmasını teşvik etmek ve kolaylaştırmak amacına da hizmet edecektir.

Son yıllarda vatandaşlarımız her alanda büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Sorunların çözümünün sandıkta olduğu inancı güçlendirilecek ve demokrasiye olan güven pekiştirilecektir.

Siyasi partiler, oy kullanmaya gelen ve yardıma ihtiyacı olan seçmenlere, imkansızlıkları dolayısıyla oy kullanacağı yere ulaşamayan seçmenlere, hangi siyasi partiye oy verecek olursa olsun gerekli yardım ve desteği sağlayacaktır.

D. SEÇİM SONRASI (OYLAMA SONRASI) YAPILACAK ÇALIŞMALAR

18. İtirazların takibi

Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, sandık kurullarının, İlçe Seçim Kurullarının, İl Seçim Kurullarının usule uygun olmayan işlem ve kararlarına karşı yapılacak itirazların takibi konusunda iş birliği içinde hareket edecektir. İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri, YSK temsilcileri ve avukatlar/hukukçuları bu konuları takip edecek, siyasi partilerin yöneticileri de kamuoyunu bilgilendirmenin yanı sıra gerekli duruşu birlikte sergileyecektir.

19. Islak imzalı sandık sonuç tutanağının alınması ve yetkili birime iletilmesi

Her siyasi parti, seçim günü sandıklarda görev yapacak sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, bilişim ve hukuk sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitler aracılığı ile ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarını temin edecektir. Bu tutanaklar, Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin görebileceği şekilde her siyasi partinin kendi sisteminde dijital olarak da paylaşılacaktır. Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatları da eksik kalan ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının teşkilatlarda toplanması konusunda iş birliği içinde hareket edecektir.

20. Oy torbasının İlçe Seçim Kuruluna intikali

Her siyasi parti, seçim günü sandıklarda görev yapacak sandık alanı (okul/bina/kat) sorumluları, sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri ile İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri aracılığıyla oy torbasının İlçe Seçim Kuruluna intikalini takip ederek, intikal sırasında oluşabilecek ihlallere itiraz edecek, diğer siyasi partilerle paylaşacaktır. Bu şikâyet ve itiraz süreçlerinde de Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler iş birliği içerisinde hareket edecektir.

21. İlçe Seçim Kurullarındaki birleştirme işlemlerinin takibi

Her siyasi parti İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri ile itiraza yetkili kişiler aracılığıyla İlçe Seçim Kurullarındaki birleştirme işlemlerini takip edecektir. İlçe Seçim Kurullarında sandık sonuçlarının YSK’nın resmi sistemine girişi sırasında yapılabilecek usulsüzlük ve ihlallere itiraz edilerek Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerle paylaşılacaktır. Bu itiraz süreçlerinde de Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler iş birliği içerisinde hareket edecektir.

22. İl Seçim Kurullarındaki birleştirme işlemlerinin takibi

Her siyasi parti İl Seçim Kurulu temsilcileri ile itiraza yetkili kişiler aracılığıyla İl Seçim Kurullarındaki birleştirme işlemlerini takip edecektir. İl Seçim Kurullarında yapılabilecek usulsüzlük ve ihlallere itiraz ederek Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerle paylaşılacaktır. Bu itiraz süreçlerinde de Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler iş birliği içerisinde hareket edecektir.

23. Sandık sonuçlarının merkeze iletilmesi

Her siyasi parti, sonuçların kendi sistemine girişini sağlayacaktır. Bu sonuçlar Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler tarafından görülecektir. Aynı zamanda, YSK’nın siyasi partilere ilettiği sonuçlarla karşılaştırmalar yapılıp itirazlar süresi içerisinde usullere uygun şekilde gerçekleştirilecektir. İl/İlçe Seçim Kurulu üye ve temsilcileri, YSK temsilcileri ve itiraza yetkili kişileri bu konularda süreçleri takip edecek, siyasi partilerin yöneticileri de kamuoyunu gerek usulsüzlükler gerekse itiraz ve şikâyet süreçleri hakkında bilgilendirecektir.

24. YSK tarafından resmi seçim sonuçlarının ilanı

Her siyasi parti, YSK tarafından resmi seçim sonuçlarının ilanına kadar itirazların kademeli olarak yapılması, karara bağlanması, kesinleştirilmesi süreçlerini takip edecektir. Altılı Masayı oluşturan siyasi partilerin yöneticileri kamuoyunu usulsüzlükler itiraz süreçleri hakkında bilgilendirecektir.

Altılı masayı oluşturan siyasi partiler olarak yol haritamızda belirlediğimiz şekilde, seçim sonuçları YSK tarafından ilan edilip kesinleşene kadar ortak çalışmamız ve iş birliğimiz devam edecektir.

Vatandaşlarımız müsterih olsunlar; bir tek oylarının dahi zayi olmaması için gece gündüz çalışılacak, seçimlerin adil, serbest, eşit, şeffaf, düzen ve dürüstlük ilkeleri içinde gerçekleşmesi için tüm imkanlar seferber edilecek, her türlü tedbir alınacaktır.

 

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 21 Ağustos 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI (ANKARA, 21 AĞUSTOS 2022) 

Toplumun her bir kesimini ve 85 milyon insanımızı en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına yaraşır bir Türkiye'yi inşa etmek ve vatandaşlarımızın tüm problemlerine çözüm oluşturmak amacıyla başlattığımız “Liderler Buluşmaları”nın birinci turunu, bugün Saadet Partisi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz 6. toplantımızla tamamlıyoruz.

Siyasette istişareyi, nezaketi, centilmenliği ve iş birliğini ilke olarak benimsemiş partilerin Genel Başkanları olarak;

Ülkemizi hızla felakete sürükleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin doğal sonuçlarına, yani; ekonomide iflasa, iç ve dış politikada itibarsızlaşmaya, kamu kurum ve kadrolarındaki çürümeye, yaşanan sosyolojik ve psikolojik çöküntüye dur demek için ilk kez 12 Şubat 2022 tarihinde bir araya gelerek ortaya koyduğumuz kararlılığımızla milletimize umut olduk.

O tarihten sonra Türkiye’de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılmış ve milletimiz tarafından  "6'lı Masa"olarak adlandırılan iş birliğimiz, kararlılıkla bugünkü aşamasına gelmiştir.

Bilinmelidir ki bugün, 12 Şubat'tan çok daha kararlı ve umutluyuz!

Siyasi iktidarın, ortaklarının, varlıklarını iktidarın varlığına adamış medyanın tüm siyasi mühendisliklerine, çabalarına, hakaretlerine, isnatlarına ve iftiralarına rağmen milletimize umut olmanın verdiği güçle 28 Şubat 2022 tarihinde “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnimizi” geniş katılımlı bir organizasyonla kamuoyu ile paylaştık.

Kurduğumuz komisyonlarla, ortaya koyduğumuz ilkeleri tek tek hayata geçirme hazırlıklarımızın hukuki ve toplumsal alt yapılarını güçlendirecek adımlar attık.

Bu çerçevede; geçtiğimiz süreç içinde “Temel İlkeler ve Hedefler”, “Seçim Güvenliği” ve “Bazı Ekonomik Kurumların Reformu” komisyonlarının metinlerini kamuoyu ile paylaştık. Diğer komisyon çalışma ve raporlarını da gözden geçirdik.

Ayrıca son toplantımızdan bu yana kamuoyunun gündeminde olan güncel ekonomik, iç ve dış siyasi gelişmeleri de değerlendirdik.

Ortak sorunlarımız karşısında ortak sorumluluklarımızın ağırlığını hepimiz omuzlarımızda hissediyor ve iş birliği kararlılığımızı da bu sorumluluk bilinciyle sürdürüyoruz.

Bugünden itibaren seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere önümüzdeki tüm süreçlerde istişareye önem veren anlayışımızla birlikte yol yürümeye devam etme kararlılığında olduğumuzun altını tekraren çizmek isteriz.

Ülkemizi, hemen her alanda içine sürüklendiği bu krizlerden düzlüğe çıkarana ve her bir insanımızın rahat bir nefes alacağı günleri birlikte kurana dek; mücadelemiz ve iş birliğimiz, hedef ve ilkelerimiz doğrultusunda devam edecektir.

Şu hususu da özellikle kamuoyuna beyan etmek isteriz ki, son dönemlerde yoğunlaşan partilerimize yönelik baskı ve şiddet uygulamaları mücadele kararlığımızı asla sarsamayacaktır.

Milletimizin bunca senedir uğradığı hayal kırıklıklarının farkındayız. Bu hayal kırıklıklarını gidermek üzere insanımızın beklenti ve taleplerini karşılayacak liyakatli kadrolarla ve etkin politikalarla milletimizin karşısına çıkacağız.

Milletimiz emin olsun; ortak Cumhurbaşkanı adayımız hem "Türkiye Cumhuriyeti'nin 13. Cumhurbaşkanı" hem de sadece bu masa etrafında bir araya gelen siyasi partilere oy verenlerin değil, “Herkesin Cumhurbaşkanı” olacaktır.

Milletimiz müsterih olsun; bu karanlık günlerin bitmesine çok az kaldı.

Bu topraklarda;

  • Toplumsal kutuplaşma son bulacak; toplumsal barış hakim olacak.
  • Öfke ve nefret dili kaybedecek; nezaket ve karşılıklı saygı kazanacak.
  • Demokrasi ve hukukun üstünlüğü tesis edilecek.
  • Ahlaki yozlaşma ve manevi tahribatın önüne set çekecek etkin politikalar geliştirilecek.
  • Rüşvet, torpil, iltimas gidecek; adalet, dürüstlük ve liyakat gelecek.
  • Hak eden hak ettiğini eksiksiz alacak.
  • İsraf ve hayat pahalılığı son bulacak; üretim esas alınacak.
  • Geniş halk kitlelerinin yoksullaşmasına yol açan bir avuç rantiyeciye kaynak aktarımına son verilecek.

Şimdi, karamsarlığa kapılma zamanı değildir! Zaman, her geçen gün umudu büyütme zamanıdır.

Çünkü biz kazanacağız, Türkiye kazanacak! Biz kazanacağız, 85 milyon insanımız kazanacak!

Bu vesileyle milletimizin özgürlüğü, birliği ve beraberliği önünde hiçbir engelin duramayacağını simgeleyen 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve tazimle anıyoruz.

Bu inanç ve kararlılıkla iş birliğimizin çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğini ve bir sonraki toplantımızı 2 Ekim 2022 Pazar günü saat 14.00’da CHP Genel Merkezinde gerçekleştireceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız...

 

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 2 Ekim 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI

 (Ankara, 2 Ekim 2022)

12 Şubat 2022 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ev sahipliğinde başlayan toplantılarımız, kamuoyu ile paylaştığımız temel ilkeler ve hedefler doğrultusunda kararlılıkla devam etmektedir. Gerçekleştirdiğimiz ilk altı toplantıda siyasi tarihimizde ender görülen bir işbirliği anlayışı içinde önemli mesafeler aldık.

Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni hazırlayan altı siyasi parti olarak, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek ve gelecek nesillere bu değerleri emanet etmek için bir aradayız.

Altılı Masa olarak kurduğumuz Geçiş Süreci Yol Haritası Komisyonu, Anayasal ve Yasal Reform Komisyonu, Kurumsal Reform Komisyonu, Seçim Güvenliği Komisyonu ve İletişim Komisyonu yarının Türkiye’sini inşa için çalışmalarını hız kesmeden sürdürmektedir.

Liderler Buluşmaları’nın ikinci turunun bu ilk toplantısında yaklaşan seçim takviminin ve artan toplumsal beklentinin bilincinde olarak iki temel konuyu ele aldık:

Birincisi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritası konusunda yapılan çalışmaları değerlendirdik ve bu konudaki çalışmaları en kısa sürede tamamlayarak kamuoyunun bilgisine sunma kararı aldık.

İkincisi, ülkemizin önemli temel politika alanları için ortak bir çalışma grubu kurulmasına, halkımızın menfaatleri doğrultusunda ortak politikalar belirlenmesine ve bu politikaların ortak taahhütlerimiz olarak kamuoyuna ilan edilmesine karar verdik.

Bu temel politika alanlarını da;

  • Hukuk, adalet ve yargı,
  • Kamu yönetimi,
  • Şeffaflık, denetim ve yolsuzlukla mücadele,
  • Ekonomi, finans ve istihdam,
  • Sektörel ve bölgesel konular,
  • Bilim ve teknoloji,
  • Eğitim ve öğretim,
  • Sosyal politikalar,
  • Dış politika, güvenlik, savunma olarak belirledik.

Önemle bir kez daha vurgularız ki, halkın gerçeklerinden tamamen kopmuş siyasi iktidar, çarpıtma ve algıyla gerçeklerin üzerini örtebileceğini sanan beyhude bir çaba içerisindedir. İktidarın yarattığı yozlaşma öyle bir boyuta ulaşmıştır ki, borsa manipülasyonlarıyla bir avuç yandaşın zengin edilerek küçük yatırımcının yok edilmesi dahi bu dönemde yaşanmıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla hem de kamu bankaları üzerinden borsa manipülatörleri kurtarılmaya çalışılmıştır. Gençlerimiz daha iyi yaşam koşulları ve özgürlük için başka ülkelere giderken, kamuda dört beş maaş alanlar lüks ve şatafat içinde yaşamlarını sürdürmekte; ülkeyi yönetenler zenginleşirken geniş halk kitleleri fakirleşmektedir. Bu adaletsiz düzene birlikte son vereceğiz.

Güçlü bir demokrasi olmadan güçlü bir ekonomi olamayacağı, güçlü bir ekonomi olmadan da güçlü bir dış politika olamayacağı gün ışığı gibi ortadadır. Dış politika ve milli güvenlik konularını iç politika malzemesi olarak kullanan iktidar Ege’deki Türk-Yunan dengesinin Yunanistan lehine bozulmakta olduğu gerçeğini hamasi nutuklarla örtmeye çalışmaktadır. Kurumsal akıldan yoksun dış politikanın ürünü olan bu güvenlik zaafı hiçbir hamasi dille kapatılamaz. Öte yandan, Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerini ilhak kararını da Kırım’ın ilhakı kararı gibi geçersiz görüyoruz.

Milletimiz müsterih olsun! Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları her geçen gün ağırlaştıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, keyfilikle ve kural tanımazlıkla, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir şahıs devletine dönüştürmesine ve 85 milyonu uçuruma sürüklemesine asla izin vermeyeceğiz.

Kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunarız ki;

  • Altılı Masa hedefine emin adımlarla ilerlemektedir ve göstereceğimiz ortak Cumhurbaşkanı adayı, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır.
  • Altılı Masa aynı zamanda, demokratik hukuk devleti için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi tesis edecek Meclis çoğunluğunu da kazanacaktır.
  • Yeni bir yönetim anlayışı ve siyaset kültürüyle ülkemiz hızla kutuplaşma girdabından çıkartılacak, inancı, kimliği, dünya görüşü ve yaşam tarzı sebebiyle hiç kimse ötekileştirilmeyecek, temel hak ve özgürlükler güvenceye kavuşacak, gençlerin önündeki tüm engeller kaldırılacak, kamuda israfa son verilecek, siyasi ahlak kanunu yürürlüğe girecek, yolsuzlukla ve yozlaşmayla etkin mücadele edilecek, güçlü kurumlar tesis edilecek, tüm terör örgütlerinin, yeraltı suç örgütlerinin ve uyuşturucu baronlarının üzerine kararlılıkla gidilecek, güzel ülkemizin hiçbir çocuğu yoksulluğa mahkûm edilmeyecek ve Türkiye rahat bir nefes alacaktır.

Altılı Masa olarak her zaman vurguladığımız gibi, bu yeni bir başlangıç ve yeni bir inşadır.

 

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 14 Kasım 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI

(Ankara, 14 Kasım 2022)

Altılı Masa olarak, liderler buluşmaları’nın ikinci turunun ikinci toplantısında DEVA Partisi ev sahipliğinde bir araya geldik. Toplantımızın başında yaptığımız özel açıklamada vurguladığımız gibi dün İstanbul Taksim’de gerçekleşen terör saldırısını lanetliyoruz ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye’yi terör saldırılarıyla dizayn etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

Bizler, iktidarın tüm ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına karşı, ortak idealimiz olan yarının özgür ve demokratik Türkiye’si için birlik ve uzlaşı içerisinde çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz.

Önümüzdeki seçimle birlikte, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirildiği, özgürlükçü ve demokratik Türkiye’yi vatandaşlarımızın desteği ile inşa edeceğiz.

Bugünkü toplantımızda, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritası ile ortak komisyonlarımızın çalışmalarını değerlendirdik.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritası konusunda çalışmalarımızı en kısa sürede tamamlayarak kamuoyuyla paylaşacağız.

Altılı Masa olarak kurduğumuz Ortak Çalışma Grubu, Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu, Seçim Güvenliği Komisyonu ve İletişim Komisyonu çalışmalarını hız kesmeden sürdürmektedir.

Bir önceki toplantımızda kurulmasına karar verdiğimiz Ortak Çalışma Grubu, temel politika alanlarında (9 ana, 60 alt başlık altında) yürüttüğü çalışmada önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bu çalışma ile ülkemizin içinde bulunduğu sorunların hızlı ve kalıcı biçimde çözülmesi için atılması gereken somut adımları ortaya koyacak, belirlenecek ortak hedefleri, politikaları ve projeleri ortak taahhütlerimiz olarak büyük bir kararlılıkla gerçekleştireceğiz.

Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni doğrultusunda yapılması gereken Anayasa değişikliklerinin kodifikasyonunu tamamlamıştır. Altılı Masa olarak, bu çalışmayı 28 Kasım tarihinde kamuoyuyla paylaşma kararı aldık.

Seçim Güvenliği Komisyonu, seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere tüm süreçte atılacak adımları planlamakta, seçim güvenliği için güç ve iş birliğimizi eksiksiz şekilde yürütmek için çalışmalarını sürdürmektedir.

İletişim Komisyonu, ortak komisyonlarımızın rapor ve çalışmalarını kamuoyuna daha güçlü biçimde duyuracak hazırlıkları yürütmektedir. Altılı Masanın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Anayasa çalışmasının milletimize daha etkili bir biçimde sunulması için ülke genelinde ortak programlar tertiplenmesi kararını aldık.Türkiye’nin yarınlarının inşası için yapılan çalışmalar kamuoyu tarafından www.altilimasa.biz isimli web sitesinden takip edilebilir.

Bugün Altılı Masanın genişlemesiyle ilgili önerileri de görüştük. Bizler toplumu en geniş yelpazede temsil eden ve 85 milyon vatandaşımızın tamamını kucaklayan bir anlayışla 12 Şubat 2022’de tarihi bir ilke imza attık. Belirlediğimiz ortak ilke ve değerler zemininde beraber çalışma kültürü oluşturduk. Çalışmalarımızı planlı ve programlı bir biçimde sürdürüyoruz. Altı siyasi parti olarak bu çalışmalarda büyük bir mesafe kaydettik ve bundan sonraki süreçte de Altılı Masa zemininde en kısa zamanda bu çalışmaları tamamlamaya odaklandık.

Bugünkü toplantımızda güncel ekonomik ve siyasi gelişmeleri de değerlendirdik.

Gerçekçi ve güven duyulan adımlarla sorunları kalıcı biçimde çözmek yerine gerçekleri gizleme peşinde olan iktidar, ülkemizi tarihin en yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya bırakmıştır. Gıda, enerji, barınma, öğrenci, çocuk, emekli ve çalışan yoksulluğu görülmemiş derecede derinleşmiş ve yaygınlaşmıştır. Kur Korumalı Mevduat, arka kapı döviz satışları, döviz cinsi borçlanma ve garantiler gibi uygulamalar haksız gelir ve servet transferini körüklemekte, gelir dağılımı her geçen gün daha da bozulmakta ve orta direk yok olmaktadır.

Altılı Masa olarak bu adaletsiz ve çarpık düzene son verecek; enflasyonun tek haneye indirildiği, alım gücünün yükseltildiği, insan onuruna yaraşır gelir sağlayan istihdam artışlarının gerçekleştirildiği, yoksulluğun ortadan kaldırıldığı, sosyal adaletin sağlanarak toplumun tüm kesimlerinin refahtan adil bir şekilde pay aldığı kapsayıcı bir ekonomi inşa edeceğiz. Bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştireceğimiz tüm reformları kamuoyuna açıklayacağımız Ortak Politikalar Metni ile ortaya koyacağız.

Kamuoyunun açıkça bilmesini isteriz ki temel hak ve özgürlüklerin siyasi bir kavga konusu olmasına izin vermeyeceğiz. Anayasayı ve hukuk devletini yok sayan ve herkesin temel hak ve özgürlüklerini kendi tasarrufunda gören bir iktidarın vaatlerinin kimseye güven veremeyeceğinin bilincindeyiz.

Bizler Anayasayı, temel hak ve özgürlükleri parçalanamaz bir bütün olarak görüyoruz. Yarının Türkiye’sinde hiç kimse düşüncesinden ve inancından, özellikle hiçbir kadın kıyafetinden ve giyim tarzından dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacaktır. Bizler, toplumun bir kesimini siyasi rehine gibi kendi saflarında tutmaya ve özgürlüklerinin ellerinden alınmasıyla tehdit etmeye kalkışan bu çarpık siyasi anlayışa son vereceğiz.

Sansür yasasıyla gerçeği dahi kendi tekeline almaya çalışan, basını susturan, sivil toplumu ve sosyal medyayı tehdit olarak gören, demokrasinin nefes borusu olan düşünce ve ifade özgürlüğünü ayaklar altına alan bu otoriter yönetim anlayışına hep birlikte son vereceğiz.

Bu inanç ve azimle Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında konuşan, tartışan, kendini özgürce ifade eden, güçlü, demokratik ve müreffeh bir Türkiye’yi; adalet, liyakat ve istişare ile inşa edeceğiz.

Bir kez daha vurgulamak isteriz ki, Altılı Masanın ortak adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak ve parlamentoda ulaşacağımız büyük bir çoğunlukla en kısa zamanda Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçerek Anayasa’dan ve milletten kopmuş bu otoriter yönetime son vererek milletimizi özgür ve müreffeh yarınlara kavuşturacağız.

Tüm vatandaşlarımız müsterih olsun.

Not: Altılı Masanın bir sonraki liderler buluşması 28 Kasım 2022 tarihinde Demokrat Parti’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecektir.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 28 Kasım 2022)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI

(Ankara- 28 Kasım 2022)

Milletimizi en geniş yelpazede temsil eden Altı Siyasi Parti Genel Başkanı olarak bugün Demokrat Parti ev sahipliğinde bir araya geldik. Altılı Masanın bu toplantısı öncesinde, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerimizi büyük bir heyecan ile kamuoyuna tanıttık.

Bizler Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışmaya imza attık. Anayasa’nın 84 maddesinde değişiklik yaparak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında uygulanan keyfi ve otoriter sistem yerine geçmişin sorunlarını da dikkate alarak yeni bir sistem öneriyoruz. Bizler ‘Yarının Türkiye’sinde etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı, kurumsal kültürün hakim olduğu bir kamu yönetimi ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği özgürlükçü, demokratik ve adil bir sistem inşa etme kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.

Anayasa Değişikliği Önerisi çalışmasını hazırlayan Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonumuz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili Anayasa değişikliği önerisine uygun olarak Meclis İçtüzüğü ve Siyasi Etik Kanunu hazırlıklarını sürdürmektedir. Ayrıca Anayasa değişikliği önerimizi tanıtmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve müzakere kültürü ile tüm toplumsal kesimlerin önerilerini almak üzere ilgili komisyonumuz ziyaretler gerçekleştirip tüm ülkede sivil toplum buluşmaları tertip edecektir. Tüm vatandaşlarımızın da Anayasa değişikliği önerimizi www.altilimasa.bizisimli web sitesinden incelemelerini ve görüşlerini bizlerle paylaşmalarını bekliyoruz.

Bugün ayrıca, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritasını da ayrıntılı bir biçimde değerlendirerek hazırlıklarımızın büyük bölümünü tamamladık.

Toplantımızda Ortak Çalışma Grubunun ara raporunu da müzakere ettik. Ortak Çalışma Grubu hazırlıklarını 9 ana başlık ve 72 alt başlıkta yoğun bir biçimde sürdürmektedir. Grup, 36 alt başlıkta çalışmalarını bitirmiş, 5 alt başlıktaki çalışmaları tamamlama aşamasına getirmiştir. Kalan alt başlıklardaki çalışmalar devam ettirilmektedir. Bu çalışmaların sonuçlarını önümüzdeki günlerde ortak taahhütlerimiz olarak kamuoyuyla paylaşacağız.

Bugün ayrıca iç ve dış politikadaki gelişmeleri de değerlendirdik.

Hukukun yerine keyfiliğin hâkim olduğu iç ve dış politika uygulamaları ile ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin yerini iktidar ve ortaklarının şahsi çıkarları almıştır. Ekonomi, dış politika ve güvenlik konularında dar bir zümrenin ihtiyaçları öncelenerek milletimizin mağduriyetleri iktidar tarafından sıradanlaştırılmış, hatta buna alışılması gerektiği iktidarın temel politikası haline getirilmiştir.

Öte yandan, sınırlarımızın korunması ve ulusal güvenliğimizin sağlanması dış politikada temel önceliğimizdir. Bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet güçlerimizin canları pahasına terörle mücadele etmelerini takdir ve minnet duygularıyla karşılıyoruz. Ancak, konuyu iç politikada istismar eden ve farklı toplumsal kesimleri düşmanlaştıran söylemlerin ve politikaların ulusal menfaatlerimize aykırı olduğuna inanıyoruz.

Biz Altı Siyasi Parti Genel Başkanı olarak, iktidarın, ülkemizi ve milletimizi savurduğu bu derin ekonomik ve siyasi kriz içinde sorumluluklarımızın farkındayız. Milletimizi demokrasiye, refaha ve huzura kavuşturma kararlılığındayız. Öncelikli hedefimiz bütün vatandaşlarımızı insan onuruna yaraşır bir yaşam ve refah standardına kavuşturmaktır.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 05 Ocak 2023)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI

(Ankara- 05 Ocak 2023)

 

Aziz Milletimiz,

Altı siyasi partinin Genel Başkanları olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılına girdiğimiz bu hafta içinde 5 Ocak 2023’te Gelecek Partisi’nin ev sahipliğinde bir araya geldik. 2023 yılının ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ülkemize ve milletimize mutluluk, adalet ve refah getirmesini diliyoruz.

Bu yılın ilk toplantısı ile Altılı Masa olarak başlattığımız iş birliği sürecinin ilk yılını da tamamlamış olduk. Bu bağlamda toplantımıza bir yılın genel değerlendirmesi ile başladık. Üstlendiğimiz tarihi sorumluluğumuzun bilincinde olarak iş birliğimizi 12 Şubat 2022’deki ilk zirvemizde kamuoyuna duyurduğumuz ilke ve hedefler doğrultusunda sürdürme kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.

İki yüzyıllık modernleşme, 150 yıllık Meclis, 100 yıllık Cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizdeki bütün ana akımların temsil edildiği bu iş birliği süreci siyasi tarihimizde bir ilk niteliği taşımaktadır. Bütün bu tecrübe birikimimizden hareketle temel amacımız bir taraftan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devlet ve kamu hayatında yol açtığı tahribatı gidermek diğer taraftan Cumhuriyetimizi gerçek ve kâmil bir demokratik düzen ile taçlandıracak bir dönemi başlatmaktır.

Bu bağlamda, son bir yıl içinde kat ettiğimiz mesafeyi, elde ettiğimiz kazanımları ve karşı karşıya olduğumuz meydan okumaları son derece samimi bir ortamda ve yapıcı bir şekilde değerlendirdik. Her şeyden önce memnuniyetle ifade etmek isteriz ki bu iş birliği süreci ülkemizin siyasi ikliminde psikolojik bir dönüşüme öncülük etmektedir. İktidarın kendisinden farklı düşünen kesimleri düşmanlaştırma ve kutuplaştırma üzerinden tahakkümünü sürdürme çabasına karşı farklı düşünceleri ve yaklaşımları bir masa etrafında bir araya getirerek yeni bir siyasi iklim oluşturduk.

Oluşturduğumuz bu yeni siyasi iklim temelinde önümüzdeki kritik süreçlerde rehber olacak referans metinler ortaya koyduk. Uzun mesailer sonucunda üretilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, Temel İlkeler ve Hedefler, Seçim Güvenliği, Kurumsal Reform ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi metinleri siyasi tarihimizde altı siyasi partinin ortak bir zemin inşası için ortaya koyduğu ve demokratik olgunluk seviyemizi gösteren birer başarı örneği olmuşlardır.

Otoriter yolsuzluk düzenini sürdürmek isteyen iktidar demokratik özgürlüklerin kısıtlanması, kutuplaştırma, yargının siyasallaşması ve medya tekeli üzerinden siyasi mühendislik peşindeyken bizler uzlaşıya, ortak akla, siyasi nezakete ve kapsayıcı demokrasiye dayalı yeni bir siyaset mimarisi inşa etme çabası içine girdik ve bu alanda önemli bir mesafe kat ettik.

Değerli vatandaşlarımız,

Bu çerçevede, bugün işbirliği sürecimizin somut adımlar bağlamında son derece önemli iki ortak metnini daha tamamlama aşamasına getirdik. Ayrıca bundan sonraki adımlarımızı ve çalışma takvimimizi de oluşturduk.

Bugün tamamlama aşamasına getirdiğimiz Geçiş Süreci Yol Haritası ve Ortak Politikalar Metnini 30 Ocak’ta yapacağımız ortak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyunun bilgilerine sunacağız.

Bu iki metin ile birlikte partilerimizin siyasi iş birliği mimarisi önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır.

  • Temel İlkeler ve Hedefler metni ile iş birliğimizin dayandığı zemini,
  • Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni ile iş birliğimizin siyasi iskeletini,
  • Seçim Güvenliği metni ile siyasi sigortasını,
  • Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi ile hukuki sütunlarını,
  • Kurumsal Reform metni ile kurumsal altyapısını,

açıkladıktan sonra şimdi de Yol Haritamız ile süreç yönetim mekanizmalarını, Ortak Politikalar Metni ile her alandaki ortak somut adımlarımızı tanımlamış olacağız.

Değerli vatandaşlarımız,

Çetin siyasi şartlar altında bir yıllık yoğun bir çaba ile ortaya koyduğumuz bu vizyonun hayata geçirilmesinin iki gerekli şarta bağlı olduğunun da bilincindeyiz: Ortak Adayımızın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve TBMM’de Anayasa reformu için gerekli çoğunluğun elde edilmesi.

Bu temel şartların sağlanabilmesi için,

  • Seçim güvenliği için oluşturulan komisyonun aralıksız çalışarak sandıkların tamamındaki her oyun korunmasını temin edecek tedbirlere yoğunlaşmasına,
  • Ortak bir komisyon tarafından genel başkanların kararlarına baz teşkil etmek üzere TBMM’de anayasal çoğunluğu elde edebilmek için milletvekili seçimlerinde uygulanabilecek alternatiflerin çalışılmasına ve nihai kararı vermek üzere genel başkanlara sunulmasına,
  • Genel Başkanlar arasında ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti ile ilgili istişarelerin başlatılmasına,

karar verdik.

Cumhurbaşkanı adayı ve Milletvekili seçimleri konusunda tam bir uzlaşı kültürüyle hareket edecek ve seçimlerden sonra hem yürütmede hem yasamada yeni bir dönemi başlatacağız.

Bu çalışmaların kısa sürede tamamlanabilmesi amacıyla liderler arası toplantıların daha sık aralıklarla yapılmasına karar verdik. Bu bağlamda, bir sonraki toplantımız İYİ Parti’nin ev sahipliğinde 26 Ocak tarihinde yapılacaktır.

Bu vesile ile ayrıca vurgulamak isteriz ki son günlerde gündeme gelen erken seçim tartışmaları bağlamında da ortak tutumumuz açıktır: Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek -yani 6 Nisan’dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız.

Değerli vatandaşlarımız,

Toplantımızda ayrıca gündemdeki siyasi ve ekonomik konuları da ele aldık.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ve siyaset yasağını da içeren ceza hükmü, yargının siyasallaşmasının son çarpıcı örneği olmuştur. Yargının siyasallaşması karşısındaki tutumumuzu Saraçhane’de sergilediğimiz dayanışmayla bir kez daha göstermiş olduk. Sayın Erdoğan’ın kendi yaşadığı mağduriyeti başkalarına da yaşatacak adımlar atması güç yozlaşmasının en hazin örneklerinden birini teşkil etmektedir. Seçim sürecini etkilemek üzere yargıya müdahale niteliği taşıyacak benzer siyaset mühendisliği çabalarına karşı da bu dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.

Son aylarda gündemde yer alan başörtüsü konusunu da son derece samimi bir istişare ortamı içinde ele aldık. 12 Eylül’ün darbeci ve 28 Şubat’ın vesayetçi zihniyetinin eseri olan ve milyonlarca kadının hayatını karartan bu çağdışı yasağın bir daha gündeme gelmesini engelleyecek hukuki bir teminatın sağlanması konusunda tam bir mutabakata sahibiz.

Ancak, insan hakları ve inanç özgürlüğü ile ilgili bir konuyu ve başörtüsü gibi bir sembolü “gollük pas” olarak gören zihniyete de esastan karşıyız. Başörtüsü yasağı dolayısıyla ağır mağduriyetler yaşayan kadınlar için hakaret niteliği taşıyan bu tanımlama Sayın Erdoğan’ın bu meseleyi bir seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İktidar samimi ise, bu düzenlemeler konusunda muhalefetten gelecek önerilere önyargısız şekilde yaklaşarak metinlerin uzlaşı ile çıkmasını desteklemelidir.

Toplantımızda ekonomideki son gelişmeleri de ele aldık. Akıl, bilim ve rasyonalite ile tüm bağlarını koparan, Merkez Bankası bağımsızlığını yok sayan iktidar ülkemize dünyada 7. Avrupa’da 1. en yüksek enflasyona sahip olma utancını yaşatmıştır. TÜİK’in enflasyon hesaplamalarının gerçek hayat ve bağımsız hesaplamalarla hiçbir tutarlılığı kalmamıştır. Ücret ve maaş artışlarında TÜİK’in verilerinin esas alınması milletimize karşı ağır bir hak gaspıdır. İktidarın daha işçinin eline geçmeden bu ay sonunda açlık sınırının altında kalacak olan yeni asgari ücreti bir övünç kaynağı olarak görmesi en hafif tabiriyle hazindir.

Seçimleri kaybedeceğini anlayan hükümet, panik içinde henüz mürekkebi dahi kurumamış olan 2023 bütçesinde yer vermediği ve 24 saat geçmeden değişen adımlar atarak devlet ve bütçe yönetimindeki ciddiyetsizliğini ve umursamazlığını ortaya koymaktadır. Öte yandan hükümet çalışanların zaten hakkı olan EYT düzenlemesini ve alım gücündeki erime karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen maaş artışlarını bir müjde gibi sunmaktadır. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ortaya çıkan keyfiliğin, kuralsızlığın ve kamu yönetimindeki çöküşün en somut örneğidir.

Toplantımızda ayrıca, geçtiğimiz hafta içinde Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da güpegündüz sokak ortasında katledilmesi ile daha da aşikâr bir şekilde ortaya çıkan kamu düzenindeki bozulma konusunu da kapsamlı bir şekilde ele aldık. Her şeyden önce Sinan Ateş’in ailesine ve sevenlerine taziyelerimizi sunuyoruz. Bu vahşeti daha da vahim kılan husus ise, cinayet sonrasında başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MHP Genel Başkanı olmak üzere ilgili yetkililerin derin bir sessizlik içine girmeleridir. Daha önce siyasilere, akademisyenlere ve gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin hiçbir ceza almadan serbest kalmalarının da verdiği cüretle kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran çetelerin elini kolunu sallayarak gezdiği, mafyatik yapıların karşılıklı infazlar gerçekleştirdiği bir ülkede kamu düzeninden ve demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir.

Bu cürümleri işleyenlerin ve onların arkasındaki güçlerin hak ettikleri cezaları almasının takipçisi olacağız. Kimse ülkemizi her kesimden gençlerin feda edildiği yetmişli yılların karanlıklarına da, seksenli yılların darbeci 12 Eylül şartlarına da, doksanlı yılların faili meçhullerine de geri götüremeyecektir.

Bizi bir araya getiren en önemli saik olan özgürlükçü kamu düzeni ve hukuk devleti ilkeleri ülkemizde egemen oluncaya kadar ortak bir mücadele vermeye kararlıyız. Bu bağlamda, otoriter düzeni sürdürmek için seçimlere olağanüstü şartlarda gitme senaryolarına karşı adil ve objektif seçim şartlarının korunması yönündeki çabalarımızı da yoğunlaştıracağız.

Bu gelişmeleri kaygı ile izleyen Aziz Milletimiz,

Asla ümitsizliğe kapılmayınız.

Siyaseti bir rant ve güç paylaşımı olarak değil, hak ve adalet temelli bir alan olarak gören bizler bu kara bulutları dağıtmaya kararlıyız.

Kimsenin Cumhuriyetimizin 100. Yılını yolsuzluklarla, yasaklarla, baskılarla ve yoksullukla karartmasına izin vermeyeceğiz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, demokratik hukuk devletinin, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yönünde yeni bir başlangıcın yılı olacaktır.

Altı Siyasi Parti Genel Başkanının Ortak Açıklaması (Ankara, 26 Ocak 2023)

ALTI SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANININ ORTAK AÇIKLAMASI

                                                                      (Ankara, 26 OCAK 2023)

Altı siyasi parti olarak ülkemizi aydınlığa çıkarmak için kararlılıkla sürdürdüğümüz işbirliği sürecinin on birinci toplantısını mübarek Regaip Kandili gününde İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in ev sahipliğinde gerçekleştirdik.

Öncelikle milletimizin ve tüm İslam aleminin Regaip Kandili’ni kutlar, yüce Allah’tan nice kandillere huzurla erişmeyi niyaz ederiz.

Bugünkü toplantımızda öncelikle güncel gelişmeleri değerlendirdik.

İsveç’te ve Hollanda’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin saldırıları bir nefret suçu olarak görüyor ve bunlara göz yuman hükümetleri de şiddetle kınıyoruz. Halkımızın hür iradesiyle seçim sandığına gidip ülkemizin kaderini belirleyeceği bu dönemde dış dünyada nedense her seçim dönemine denk gelen provokasyonları da dikkatle izliyoruz.

Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüte yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.  Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Bununla beraber, Cumhuriyetimizin 100. yılında milletimizin bu hukuksuz düzene “Yeter” cevabı vereceğinden emin olan bizler, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapmayı planladığı seçime halkımızdan aldığımız destekle, kendimize olan inancımızla ve ülke sevdamızla hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.

Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın üstünlerin hukuku anlayışıyla hareket eden Cumhur İttifakı değil, hukukun üstünlüğüne inanan Millet İttifakı kazanacaktır. İktidar kaybettiği halk desteğini her tür hukuksuzlukla kapatmaya çalışsa da biz bu oyunu milletimizden aldığımız destekle bozacağız ve Türkiye’yi özgürlükçü demokratik bir hukuk devleti yapacağız. Bu tek adam düzenini sandıkta milletimizin iradesi ile değiştirmek için hodri meydan diyoruz!

Ayrıca, Cumhur İttifakı’nın TBMM’ye sunduğu başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, başörtülü kadının ‘dini inancını’ sorgulayan şekilde kaleme alınmıştır. Başörtülü kadını korur gibi yapan bu madde aslında tam tersi sonuçlar doğuracak niteliktedir. Kadının kıyafet özgürlüğü ile başörtüsü kullanmasının amacını sorgulayan bu ifadeyi metinden çıkaran bir değişiklik önergesi verilmiştir. Son derece açık bir biçimde başını örten veya örtmeyen kadınlara tam bir anayasal güvence getirecek olan bu önerge Cumhur İttifakı tarafından reddedilmiştir. Bu, Cumhur İttifakı’nın her zaman yaptığı gibi samimiyetsiz bir şekilde kadınların başörtüsü hakkını siyasi istismar ve ranta dönüştürme amacını ortaya koymaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devletimiz için bir beka sorunu haline gelmiştir. Bir kişinin iradesiyle millet iradesinin yok sayılması devletin bir şahısla özdeşleştirilmesinin açık bir göstergesidir. Bugünkü toplantımızda seçimi kazanmaya ve ülkemizi halkımızın büyük bir teveccüh gösterdiği güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetmeye dair çok somut adımlar attık. Tamamlama aşamasına geldiğimiz Geçiş Sürecinin Yol Haritasını, Cumhurbaşkanı adayını belirleme süreciyle beraber nihai değerlendirme sonrası kamuoyuyla paylaşacağız.

Bu toplantımızda 30 Ocak’ta kamuoyuyla paylaşacağımız Ortak Politikalar Mutabakat Metni konusunda da anlaşma sağladık. Yoksullukla mücadeleden kadın haklarına, siber güvenlikten siyasi etik yasasına, kamuda israfla mücadeleden tersine beyin göçüne, savunma sanayinden afet yönetimine, mesleki eğitimden konut ve barınma krizine, uyuşturucuyla mücadeleden esnafımızın sorunlarına, sınır politikamızdan tarıma kadar ülkemizin öncelikli konuları için hazırladığımız somut hedef, politika ve projeleri dokuz ana başlık ve yetmiş beş alt başlıkta topladık. Bu mutabakat metni, Türkiye’nin her alanda artan sorunlarını Millet İttifakı’nın çözeceğinin de ispatıdır.

Toplantımızda son olarak Millet İttifakı’nın seçeceği Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğimizi de konuştuk.

Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda altı siyasi partinin istişare, uzlaşı ve halkın tercihlerini yansıtacak şekilde çalıştığını buradan duyurmak isteriz. Halkımız, ülkemizin hak ettiği refaha ulaşma ve yeniden demokratikleşme ümidini altı partinin birliğinde görmektedir. Bu da bize tarihi bir görev yüklemektedir. Biliyoruz ki bu Türkiye’nin kader seçimidir. Halkımız canını, malını, geleceğini, medeni, hür ve refah içinde bir Türkiye’de nefes alma ümidini bize emanet etmiştir.  Halkımız müsterih olsun, altı parti bu görevi layıkıyla tamamlayacaktır.

Bir kez daha ilan ediyoruz ki;

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı parlamenter sisteme inanmış, temel hak ve özgürlüklerin yanında, demokrasi aşıklarının adayı olacaktır.

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, “Yeter! Söz Milletindir” diyen Millet İttifakı’nın adayı olacaktır.

Bir sonraki toplantımız Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel KARAMOLLAOĞLU’ nun ev sahipliğinde, 13 Şubat 2023 Pazartesi günü yapılacaktır.

Ortak Politikalar Mutabakat Metni

ORTAK POLİTİKALAR MUTABAKAT METNİ

Çalışmalar - Raporlar

ÖNSÖZ

Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin yönetim ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artmaktadır. Bu krizin en temel sebebi “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile keyfi ve kural tanımaz yönetim anlayışıdır.

Mevcut sistem Devlet için bir beka sorununa dönüşmüştür.

Milletimizi en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak bizler, birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerek, çoğulculuk ve katılımcılık temelinde çözmek hedefiyle bir araya geldik.

Temel hedefimiz, Türkiye’yi herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdüğü ve sosyal refah standartlarına ulaştığı, kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umutla baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülke haline getirmektir.

Bu inanç ve kararlılıkla hazırladığımız “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni”ni, “Temel İlkeler ve Hedefler” mutabakatını, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”ni, “Kurumsal Reformlar Raporu”nu ve “Seçim Güvenliği Raporu”nu 2022 yılı içinde kamuoyu ile paylaştık.

Bugün ülkemizin önemli temel politika alanlarında milletimizin menfaatleri doğrultusunda belirlediğimiz hedef, politika ve projeleri içeren “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”mizi kamuoyuna açıklıyoruz.

“Ortak Politikalar Mutabakat Metni”nde yer alan somut hedef, politika ve projeler milletimize karşı ortak taahhüdümüzdür.

“Ortak Politikalar Mutabakat Metni”miz altı siyasi parti olarak destekleyeceğimiz Ortak Cumhurbaşkanı Adayı’nın Seçim Beyannamesinin ve seçimlerden sonra uygulanacak Hükümet Programının ana omurgasını oluşturacaktır.

Ortak Politikalar Metnimizde yer alan somut adımlarla, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etmeyi; kamu yönetimini liyakat, hukuka uygunluk ve şeffaflık ilkelerine göre vatandaş odaklı bir biçimde yapılandırmayı; yeşil dönüşümü ve dijital devrimi merkezine alan yeni bir sürdürülebilir, kapsayıcı kalkınma stratejisiyle Türkiye’yi ‘’Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtarıp ‘’Yüksek Gelirli Ülkeler” arasında sağlam ve kalıcı bir konuma getirmeyi; cinsiyet, etnik köken, din, dil, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyo-ekonomik koşulları ayırt etmeden, fırsat eşitliğini garanti altına alan kapsayıcı bir eğitim sistemi kurmayı; gelecek nesillerin “ekosistem hakkı”nı anayasal güvence altına almayı; aşırı yoksulluğu sıfırlamayı, hiçbir vatandaşımızı geride bırakmamayı ve ülkemizi güvenilir, güçlü ve etkili bir uluslararası oyuncu konumuna getirmeyi taahhüt ediyoruz.

ÖZET

Milletimizi en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak Cumhuriyet tarihinin en derin yönetim ve ekonomik krizini aşmak amacıyla büyük bir kararlılıkla yürüttüğümüz ortak çalışmalarda yeni bir aşamaya gelmiş bulunmaktayız.

Temel politika alanlarında milletimizin menfaatleri doğrultusunda belirlediğimiz hedef, politika ve projeleri içeren “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”mizi kamuoyuna açıklıyoruz.

Ortak Politikalar Mutabakat Metnimiz, (1) hukuk, adalet yargı, (2) kamu yönetimi, (3) yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim, (4) ekonomi, finans ve istihdam, (5) bilim, Ar-Ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm, (6) sektörel politikalar, (7) eğitim ve öğretim, (8) sosyal politikalar ve (9) dış politika, savunma, güvenlik ve göç olmak üzere 9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta 2300’den fazla somut hedef, politika ve projeleri ortaya koymaktadır.

“Ortak Politikalar Mutabakat Metni” altı siyasi parti olarak destekleyeceğimiz Ortak Cumhurbaşkanı Aday’ının Seçim Beyannamesinin ve seçimlerden sonra uygulanacak Hükümet Programının ana omurgasını oluşturacaktır.

9 ana başlıkta atılacak somut adımlara ilişkin bir özet aşağıda, detaylı adımlar ise ana metinde yer almaktadır.

HUKUK, ADALET VE YARGI 

  • Etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz.
  • Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni doğrultusunda yapılması gereken anayasal ve yasal değişiklikleri ivedilikle hayata geçireceğiz.
  • Bir yasama yılında en az 20 gün, gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşme açılabilmesini sağlayacağız.
  • Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını, Meclis’in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız.
  • Milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme yetkisinin Meclis’e ait olduğunu anayasal güvence altına alacağız.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başkanı ana muhalefet milletvekilleri arasından seçilen Kesin Hesap Komisyonu kuracağız.
  • Kanunlar üzerinde tanınan veto yetkisini kaldırarak Cumhurbaşkanına sadece “geri gönderme yetkisi” tanıyacağız.
  • Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine son vereceğiz.
  • Cumhurbaşkanının 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilmesine, seçildikten sonra partisi ile ilişiğinin kesilmesine ve görev sonrasında aktif siyasete dönememesine ilişkin düzenleme yapacağız.
  • Başbakan veya Bakanlar Kurulu’nun tamamı aleyhine verilecek güvensizlik önergelerinde yeni Başbakanın isminin yer almasını ve önergenin TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu tarafından imzalanmasını güvence altına alacağız.
  • Olağanüstü hal kararnamelerine son verecek, OHAL süresini altı aydan iki aya düşüreceğiz.
  • Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız.
  • Çoklu baro sistemine son vereceğiz.
  • Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyecek, Sayıştay denetiminin kapsamını, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını içerecek şekilde genişleteceğiz.
  • Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız.
  • Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz.
  • Basın özgürlüğünü güçlendirecek, TRT ve Anadolu Ajansı’nı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız.
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının belirsiz ve keyfi şekilde sınırlanmasına son vereceğiz.
  • Sivil toplum kuruluşlarının kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmasında eşit, adil ve şeffaf bir yöntem uygulanmasını sağlayacağız.
  • Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son vereceğiz.
  • Seçim barajını %3’e düşüreceğiz.
  • Yurt dışındaki vatandaşlarımızın en fazla 15 milletvekili ile doğrudan Meclis’te temsili için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.
  • En son yapılan milletvekili genel seçiminde en az %1 oy alan siyasi partilerin hazine yardımından faydalanmasını sağlayacağız.
  • Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davaların açılmasında TBMM’nin iznini zorunlu hale getireceğiz.
  • Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız.

KAMU YÖNETİMİ 

  • Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.
  • Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız.
  • Bakanlıkları yeşil ve dijital dönüşüm ve kapsayıcılık hedefimiz doğrultusunda yeniden yapılandıracağız.
  • Strateji ve Planlama Teşkilatı Kuracağız.
  • Bakan yardımcılıklarını kaldırıp, müsteşarlık sistemini kuracağız.
  • Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.
  • Belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı payları artıracak, payların belirlenmesinde illerin üretim ve ihracata olan katkısını ve yaz-kış ile gece-gündüz nüfus farkı ile düzensiz göçü dikkate alacağız.
  • Muhtarlık Temel Kanunu’nu çıkaracağız.
  • Büyükşehir Yasası’yla mahalleye dönüştürülen köylere tüzel kişiliklerini iade edeceğiz.
  • Devlet Personel Başkanlığı kuracağız.
  • Mülakat uygulamalarına son verecek, yazılı sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılmasını sağlayacağız.
  • KPSS sınavlarının sayısını artıracak ve sınavlardan ücret almayacağız.
  • Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin vekil ya da taşeronlar eliyle yürütülmesine izin vermeyeceğiz.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE, ŞEFFAFLIK VE DENETİM 

  • TBMM’de “Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu” kuracağız.
  • Yolsuzluktan elde edilen ve yurt dışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede “Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi”ni kuracağız.
  • Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın mali kaynakları ile personel ve bilişim alt yapısını güçlendirecek, çalışmalarında idari özerkliğe sahip olmasını sağlayacağız.
  • Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına tam uyum sağlayacak ve ülkemizi “gri liste”den çıkaracağız.
  • Vergi cennetleri listesini ve kara paranın aklanması bakımından riskli ülkeler listesini acilen yayımlayacağız.
  • Vergi affı ve varlık barışlarının kara para aklanması aracı olarak kullanılmasını engelleyeceğiz.
  • 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nu Avrupa Birliği normlarına uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz.
  • Bilgi edinme hakkını ihlal eden kamu görevlilerinin disiplin, ceza ve tazminat sorumluluğunu artıracağız.
  • Kamu Özel İşbirliği projelerinden kaynaklanan garanti ve diğer koşullu yükümlülükleri şeffaf bir biçimde yayınlayacağız.
  • TÜİK istatistiklerinin akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından düzenli biçimde kalite ve güvenilirlik kontrolüne tabi tutulmasını zorunlu hale getireceğiz.
  • Siyasi Etik Kanunu’nu çıkaracak, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kuracak, grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceğiz.

EKONOMİ, FİNANS VE İSTİHDAM 

  • Enflasyonu iki yıl içinde düşük tek haneye kalıcı bir biçimde indireceğiz.
  • Türk lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandıracağız.
  • Ortalama büyüme hızının yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesini sağlayacağız.
  • Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkaracağız.
  • Beş yılda en az 5 milyon ilave, nitelikli ve insan onuruna yaraşır gelir sağlayan iş imkanı oluşturacak, işsizliği tek haneye indireceğiz.
  • 2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız.
  • Haksız gelir ve servet transferi ile rant devşirmeye dayalı politikalara son verecek, gelirin bireyler, haneler ve bölgeler arasında adil ve dengeli dağılımını sağlayacağız.
  • Beş yılın sonunda yıllık ihracatı 600 milyar dolar seviyesine, ihracatın kilogram değerini 2 doların üzerine, yüksek teknoloji ürünleri ihracatının payını ise iki katına çıkartacağız.
  • Verimlilik, yüksek katma değer ve rekabetçiliğe dayalı sektörel politikalarımızla üretim yapısını ithalata bağımlı olmaktan kurtaracak ve ekonomimizi sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşturacağız.
  • Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz.
  • Merkez Bankası kanununda temel görevleri, araç bağımsızlığını ve üst düzey atamaları ilgilendiren değişikliklerin TBMM’de nitelikli çoğunlukla yapılabilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemesini gerçekleştireceğiz.
  • Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Fiyat İstikrarı Komitesi’ni kaldıracağız.
  • TCMB’nin İstanbul’daki birimlerinin tekrar Ankara’ya taşınma sürecini mümkün olan en kısa sürede sağlayacağız.
  • Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemleri idari ve hukuki denetime tabi tutacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takipçisi olacağız.
  • İktidara gelir gelmez yeni Kur Korumalı Mevduat hesabı açılmasını durduracak, mevcut hesapları vade sonlarında kapatacağız.
  • İtibar gerekçesine sığınılarak gerçekleştirilen tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz.
  • Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımındaki uçak sayısını azaltacağız.
  • Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla “Mali Kural” uygulamasını hayata geçireceğiz.
  • Kaynakları “Kanal İstanbul” gibi rant projeleri için değil Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Konya Ovası Projesi (KOP) ve Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız.
  • Kamunun zorunlu haller dışında döviz cinsinden sözleşme yapmamasını sağlayacağız.
  • Beyana tabi gelir unsurlarının kapsamını genişletecek, böylece dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan bir vergi yapısı tesis edeceğiz.
  • Çalışanlar üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünü indireceğiz.
  • Vergi Harcamaları Raporu’nu, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle birlikte TBMM’ye sunacağız.
  • İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.
  • İlk kez konut alımında tapu harcı almayacağız.
  • Her türlü eğitim ve öğretim hizmetinden alınan KDV’yi indireceğiz.
  • Şoför esnafının 10 yaşın üzerindeki araçlarının yenilenmesinde ÖTV almayacağız.
  • Değer artış payı ve imar rantlarına ilişkin diğer düzenlemeleri gözden geçirecek, kentsel rantları kapsamlı ve etkili bir biçimde vergilendireceğiz.
  • Vergi denetimini iş dünyası üzerinde siyasi baskı kurmanın bir aracı olmaktan çıkaracağız.
  • Ekonomik ve teknik gerekçeleri olmayan vergi affı ile özellikle matrah artırımı ve varlık barışı uygulamalarına son vereceğiz.
  • Vergi Cennetlerine yapılan ödemelerden stopaj alınması dâhil gerekli önlemleri alacağız.
  • Kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele edecek, kayıt dışılığı OECD ortalamasının altına indirecek, bu mücadeleden elde edilecek kaynakları toplumun en kırılgan kesimlerini desteklemek için kullanacağız.
  • Usulsüzlük ve yolsuzluk tespit edilen Kamu-Özel İşbirliği projeleri için ulusal ve uluslararası tüm hukuki yolları kullanacak, gerekirse tahkim süreçlerini işletecek, varsa kamuyu zarara uğratan yüklenici şirketler, bunların ortakları ve sorumlu şahıslarla ilgili yasal işlemleri başlatacak ve oluşan zararların ilgililerinden tahsilini sağlayacağız.
  • Sermayenin tabana yayılmasını sağlayacak, uzun vadeli kaynakları özellikle sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleştirilmesine dönük şirketlere yönlendireceğiz.
  • Borsa’da manipülasyon ve yolsuzluk iddialarına ilişkin ilgili kurumları da kapsayacak şekilde bir inceleme ve denetim başlatacak ve tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız.
  • Spekülatif ve saadet zinciri türü finans uygulamalarının yarattığı riskleri önleyici düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
  • İnşaat merkezli bakış açısına son vererek İstanbul’u gerçek anlamda bir Finans Merkezi yapacağız.
  • İstihdamla ilgili düzenlemeleri gözden geçirecek kayıtlı istihdamın önündeki mali ve mali olmayan yükleri azaltacağız.
  • Çok sayıda ve karmaşık olan istihdama yönelik vergi ve sosyal güvenlik prim teşviklerini sadeleştirerek uygulanmasını kolaylaştıracağız.
  • Gençlerin istihdamına yönelik kısa eğitim programları, stajlar, sertifikalar, uzaktan eğitimler, dijital eğitim mecraları ve ücretsiz dijital geliştirme atölyeleri gibi programlar geliştirecek ve destekleyeceğiz.
  • Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla okul sonrası eğitmenli aktivite merkezleri ile kreşlerin sayısını yerel yönetimlerle işbirliği içinde mahalle düzeyinde artıracak, bu amaçla, yaşlı bakımına erişimi de iyileştireceğiz.
  • Engellilerin rekabetçi işgücü piyasası içinde yer almasını sağlayacak mesleki profilleme, iş bulma, meslek yönlendirmesi ve meslek edindirme kursları gibi hizmetleri vereceğiz.
  • İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasını önleyecek ve faaliyetlerinin daha şeffaf bir çerçevede yürütülmesini sağlayacağız.
  • İşsizlik Sigortası Fonu’na %2’lik işveren katkısının yarısını “Yarına Hazırlık Fonu’na” aktaracak, bu fon aracılığıyla işsiz kalma riski yüksek çalışanlara yönelik beceri kazandırma yatırımlarına finansman sağlayacağız.
  • Mesleki eğitim müfredatını geleceğin meslekleri doğrultusunda güncelleyecek, öğrencilere farklı alanlarda da kullanabilecekleri taşınabilir yeni beceriler kazandıracağız.
  • OSB’ler bünyesinde ilgili paydaşların yönetiminde bulunduğu Teknoloji Liseleri kuracağız.

BİLİM, AR-GE, YENİLİKÇİLİK, GİRİŞİMCİLİK VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM 

  • Bilim politikamızı, insan, özgürlük, demokratik eğitim, bilimsel düşünme, girişimcilik ve teknoloji üretimi odaklı bir anlayışla yürüteceğiz.
  • Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunu tekrar çalışır hale getireceğiz.
  • Yüksek Yetenek İnşası Acil Eylem Planını uygulamaya koyacağız.
  • Türkiye’yi giderek dışlandığı uluslararası araştırma ve yenilik ağlarına dahil edeceğiz.
  • Çok boyutlu bir Beyin Göçüyle Mücadele Eylem Planı hazırlayacak ve uygulayacağız.
  • Yetişmiş insan gücümüz için uygun ekonomik ve sosyal koşulları yaratacak, akademisyenlerin özlük haklarında ve gelirlerinde iyileştirmeler yapacağız.
  • Yurtdışındaki yetenekli yapay zekâ araştırmacılarını ülkeye çekmek ve ülkede kalmalarını sağlamak için burs ve araştırma imkanları sağlayacağız.
  • TÜBİTAK’ı sadece Araştırma Enstitüleri ile kritik alanlarda ileri araştırmalar yapan bir kurum haline getireceğiz.
  • İlgili bakanlık ve kurumların eşgüdümü ile Ulusal İnovasyon Sistemini inşa edeceğiz.
  • Teknopark teşviklerini fiziksel mekândan bağımsız hale getirerek tüm Türkiye’yi teknopark yapacağız.
  • Kendine yeterliliğimizin merkezine yenilikçi, yeşil ve dijital dönüşümü benimsemiş girişimcilerimizi yerleştireceğiz.
  • Yeni Girişim Şirketleri (Start-Up) Kanunu’nu çıkartarak girişimciliğe ilişkin hukuki tanımları, statüleri, mali yükümlülükler ve teşvikleri net bir çerçeveye kavuşturacağız.
  • Silikon Vadisi gibi küresel ölçekte başarılı girişimcilik ekosistemlerinin bulunduğu yerlere Özel Temsilci/Büyükelçi atayacağız.
  • Girişimcilerimizin tüm ihtiyaçlarını tek duraktan karşılamak amacıyla Girişimcilik Merkezi kuracağız
  • “Çalışan Hisse Opsiyonları” için gerekli hukuki ve muhasebe alt yapısını oluşturacak ve güçlendireceğiz.
  • Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kuracağız.
  • Fiber/Optik uzunluğunu en kısa sürede 2 milyon kilometreye ulaştıracağız.
  • Telekomünikasyon sektöründe halen devam eden tüm imtiyaz sözleşmelerini, geçmiş süreçleri ve devir mevzuatlarını inceleyecek, gelişmiş ülke standartlarına uygun yeni bir yetkilendirme rejimi uygulamaya koyacağız.
  • Varlık Fonuna aktarılan Türk Telekom ve Turkcell hisselerini Hazineye devredecek ve çağdaş yönetişim ilkelerine göre bağımsız bir şekilde yönetilmelerini sağlayacağız.
  • İnternete erişimi temel bir insan hakkı olarak tanımlayacak, vatandaşlarımızın her yerde, güvenli, hızlı, ucuz ve sansürsüz internete erişimini sağlayacağız
  • İnternet erişiminin üzerindeki vergileri, Dijital Hizmet Vergisi’ni ve BTK kesintilerini indireceğiz.
  • İnternet üzerinden yayınlara ilişkin yasayı ifade özgürlüğünü ve kişisel mahremiyeti koruyacak şekilde, evrensel, çoğulcu ve demokratik ilkeler çerçevesinde ve geniş bir istişareyle yeniden düzenleyeceğiz.
  • Kamu gözetim gücünün siyasi rakiplere karşı silah olarak kullanılmasının önüne geçeceğiz.

SEKTÖREL POLİTİKALAR 

Tarım 

  • Tarım ve Orman Bakanlığı’nı “Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı” olarak yeniden yapılandıracağız.
  • Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesinde öngörülen ancak bugüne kadar hiç uyulmayan tarımsal destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamayacağı hükmünü yerine getireceğiz
  • Tarımda kullanılan mazotta ÖTV yükünü kaldıracak, gübre ve tohum maliyetinin yüzde 50’sini destek olarak geri vereceğiz.
  • Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulayacak, sulama ve elektrik faturalarının hasattan sonra tahsil edilmesini sağlayacağız.
  • Tarım Kredi Kooperatifleri‘ne tahsis edilecek GES lisansıyla üretilecek elektriği sadece işletme, amortisman ve elektrik nakil maliyetleri karşılığında tarımsal sulama amaçlı kullandıracağız.
  • Temel tarım ürünlerinde taban fiyatlarını maliyet, kur, enflasyon ve çiftçilerimize insan onuruna yaraşır gelir sağlamayı dikkate alarak belirleyeceğiz.
  • Tarımsal ürün alım fiyatlarını ekim öncesi ilan edecek, girdi desteklerini çiftçi tarlasını sürmeden, süt sağılmadan, besi hayvanı kesime gitmeden önce verecek, diğer destek ödemelerini üretim sonrası 90 gün içinde ödeyeceğiz.
  • Çiftçilerimizin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredinin faizini silip, yeniden yapılandıracağız.
  • Çiftçimizin Tarım BAĞ-KUR prim ödemelerini hasat sonrası faizsiz ödenecek şekilde planlayacak ve sağlık güvencesinden faydalanmasını sağlayacağız.
  • Parite uygulaması getirerek çiğ süt ve et üreticilerini yem fiyatlarındaki artışlara karşı koruyacağız.
  • Orman köylülerinin gelirini artıracak alternatif geçim kaynakları oluşturacak, gerekli destek ve teşvikleri sağlayacağız.
  • Tarım Kredi Kooperatifleri’nin asli işlevine odaklanarak, gübre, tarım ilacı, tohum, yem gibi dışa bağımlı olduğumuz tarımsal girdilerin ülkemizde üretimine ve girdi fiyatlarında istikrarın sağlanmasına yönelik yatırımlar gerçekleştirmesini sağlayacağız.
  • TARSİM’İ yeniden yapılandırarak hızlı ve güçlü bir tarımsal sigorta yapısı oluşturacağız.
  • 1.2.3. sınıf tarım topraklarının tamamını, 4. sınıf tarım topraklarının bir kısmını, “Ulusal Gıda Güvenliği Stratejik Kaynağı” olarak kayıt altına alacak ve tarım dışı amaçlarla kullanılmasının önüne geçeceğiz.
  • Başta sulama kanalları olmak üzere GAP, KOP ve DAP projeleri kapsamındaki altyapı yatırımlarının tamamlanmasına öncelik vereceğiz.
  • Gıda güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelerdeki eksiklileri gidereceğiz ve farkındalığı artıracağız.
  • Tarımsal ürün ithalat izinlerini, yeter miktarda üretilmeyen veya üretilme imkanı olmayan ürünler ile Dahilde İşleme Rejimiyle sınırlı tutacak ve rekabetçi bir ortamda şeffaf bir şekilde vereceğiz.
  • Tarımda çalışan kadın ve 30 yaş altındaki gençlere sosyal güvenlik prim desteği sağlayacağız.
  • Mevsimlik tarım işçilerinin konaklama, sağlık ve temizlik başta olmak üzere yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik “Mevsimsel Yaşam Alanları” projesini hayata geçirecek, çocuklarının ulaşım ve beslenme masraflarını da karşılayarak en yakın eğitim kurumuna gitmelerini sağlayacağız.

Sanayi ve Teknoloji, Savunma Sanayi 

  • Sanayi sektörünü üretime ve verimliliğe dayalı ekonominin önemli bir unsuru haline getirecek, imalat sanayinin milli gelir içerisindeki payını artıracağız.
  • İmalat sanayi ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 10’lara, orta-yüksek teknoloji yoğunluğunu yüzde 40’lara taşıyacağız.
  • Yetenek yönetimi, bağlantılılık, çevre dostu üretim, inovasyon ve dijitalleşme eksenlerinde geliştirilmiş, modern altyapıya sahip, sosyal alanlar içeren ülke çapında sanayi, teknoloji ve siber güvenlik vadileri kuracağız.
  • Yerli ürün temininde uygulanan %15 fiyat avantajının, hizmet alımı yoluyla kiralama ihalelerinde de uygulanmasını sağlayacağız.
  • Yeşil Dönüşüm’den olumsuz etkilenmesi muhtemel sanayi tesislerinin bu dönüşüme uyum sağlayabilmesi için ‘Yeşil Dönüşüm Ar-Ge Destek Paketi’ hazırlayacağız.
  • Teşvik ve destekleri; üretim zincirinin bütünselliği, ölçek ekonomisi, verimlilik, dijital ve yeşil dönüşüm, küresel rekabet ortamı, net katma değer, sıçrama ve büyüme potansiyeli, kayıtlılığa özen gösterme, finansman, kurumsal kapasite, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltma ve sürdürülebilirlik unsurlarını dikkate alan bütüncül bir yaklaşımla sunacağız.
  • “Proje Bazlı Teşvik Sistemi”ni objektif, adil ve şeffaf bir biçimde uygulayacağız.
  • Savunma sanayimizi çok daha ileri bir noktaya taşıyarak, ülkemizin savunma alanındaki dışa bağımlılığını azaltacak, ileri endüstriyel teknolojilerin gelişimine öncülük yapacak bir ekosistem oluşturacak, silahlı kuvvetlerimizin gücünü ve caydırıcılığını artıracak ve yüksek katma değerli ihracatı geliştireceğiz.
  • Savunma Sanayiinde özel sektörün önünü açacak ve sektörde adil rekabeti sağlayacağız.
  • Büyük tedarik projelerini, kuvvet yapısı ve kuvvet planlamasını bozmayacak şekilde somut güvenlik ortam ve ihtiyacına uygun olarak, ülkenin dış politikası ile çelişmeyen bir biçimde yöneteceğiz.
  • Geliştirme takvimleri sürekli sarkan Milli Muharip Uçak, Jet Eğitim Uçağı, Altay Tankı, TF 2000 Firkateyni, 4G ve 5G baz istasyonu ve ağ alt yapısı, askeri gözetleme ve iletişim uyduları ve benzeri projelerin gerçekçi şekilde hayata geçirilmesi ve tamamen yerlileştirilmesi için ayrı ve özel bir bütçe oluşturacak, gerekli uzman personel tahsisini gerçekleştireceğiz.
  • Altay Tankı’nda motor tedarik sürecini tamamlayacak, bununla paralel olarak yerli motor çalışmalarını başlatacak, yüzde 100 yerli tank çalışmalarını büyük bir seferberlikle sürdürecek ve başarıya ulaştıracağız.
  • Konsolidasyon, stratejik satın almalar, birleşmeler, girişim sermayesi yatırımı ve etkin bir planlama ile özel sektörün de aktif desteğiyle Askerî Elektronik Sanayi A.Ş (ASELSAN), TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş (TAI), Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE), Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş (Roketsan), TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş (TEI) ve Hava Elektronik Sanayii A.Ş (HAVELSAN)’ı global şirketlere dönüştüreceğiz.
  • Milli menfaat ve milli güvenlik ilkeleri çerçevesinde, kritik özellikteki yetenekleri ve hizmetleri zaafa uğratacak askeri fabrika özelleştirilmesine gitmeyeceğiz.
  • Sakarya Tank Palet Fabrikasının tahsis işlemlerini hukuki mevzuat çerçevesinde iptal edeceğiz.

Enerji ve Madencilik 

  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB) görev ve sorumluluklarını gözden geçirecek, Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (EPDK) yetki alanına müdahalesine son vereceğiz.
  • Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt piyasalarındaki yoğun tüketici şikayetlerinin tek bir merkezden takibi için bir ‘Enerji Tüketici Portalı’ kuracağız.
  • Enerji sektöründe arz-talep dengesini bozacak teşvik ve sübvansiyonlar yerine bütçeden doğrudan maddi destekler vererek vatandaşları, sanayiciyi ve esnafı yüksek fiyatlar altında ezdirmeyeceğiz.
  • Kalıcı yaz saati uygulamasına son vereceğiz.
  • Elektrik üretim ve dağıtım şirketleriyle yapılan sözleşmeleri inceleyecek bir komisyon oluşturacak, sözleşmelere aykırı davranan, sözleşmelerdeki yatırım, hizmet kalitesi ve benzeri hususlardaki taahhütlerini yerine getirmeyen şirketler hakkında sözleşme feshi dahil hukuk çerçevesinde gerekli tüm adımları atacağız.
  • Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nı (YEKDEM) değişen piyasa şartlarına ve fiyatlarına bağlı bir şekilde tekrar tasarlayacağız.
  • Rüzgar enerjisinde yatay, dikey, kara ve deniz üstü olmak üzere tüm alternatifleri değerlendirecek, Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerini destekleyeceğiz
  • Elektrikli araç şarj istasyonu ağını 2025 itibariyle tüm Türkiye’de hazır hale getireceğiz.
  • Doğalgaz ithalatında belli ülkelere/şirketlere bağımlılık riskini azaltmak ve doğalgaz ithalat maliyetini düşürmek için yeni kaynak ülkelerle anlaşmalar yapacak, yüksek fiyatlı mevcut doğalgaz anlaşmalarını yeniden müzakere edeceğiz.
  • Yeni nesil nükleer teknolojilere dayalı Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi kurarak ‘Türkiye Nükleer Ekosistemi’ geliştireceğiz.
  • Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını, anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz.
  • Türkiye’yi Doğu Avrupa–Kafkasya–Ortadoğu–Kuzey Afrika havzasının en büyük Enerji Ticaret Merkezi’ne dönüştüreceğiz.
  • Doğu Akdeniz’de haklarımızı koruyarak münhasır ekonomik bölgelerle ilgili uluslararası antlaşmaları tamamlayacak ve arama faaliyetlerini yoğunlaştıracağız.
  • Türkiye’nin sahip olduğu maden kaynaklarının tespitine hız verecek, sektörün milli gelirdeki payını arttıracağız.
  • Bu güne kadar sayısız kez değişikliğe uğramış ve bütünlüğü önemli ölçüde zedelenmiş olan 3213 Sayılı Maden Kanunu yerine yeni bir maden yasası çıkaracağız.
  • Madencilik sektöründe tıkanmaya yol açan kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarına yönelik 2018/8 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesini yürürlükten kaldıracağız.
  • İş Sağlığı ve Güvenliği ile Çevre duyarlılığını ön planda tutarak ‘Sorumlu Madencilik İlkeleri’ni’ Belirleyeceğiz.

Ulaştırma ve Lojistik 

  • Ulaştırma sektörünü ülkemizi uluslararası ticarette cazip bir üretim ve lojistik üssü haline getirecek, emniyetli ve teknolojik yeniliklere sahip, kalkınmaya ivme kazandıracak bir yapıya kavuşturacağız.
  • Şehir içi ve şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığında başta modern raylı sistemler, metro, demiryolu, deniz yolu ve iç su yolları olmak üzere alternatif ulaşım türleri ve sistemlerini devreye sokacağız.
  • Kanal İstanbul projesini göreve başladığımız gün iptal edecek, bugüne kadar yapılan iş ve işlemleri hukuki, ekonomik, ekolojik ve teknik olarak incelemeye alacağız.
  • İl merkezlerinin tamamını birbirine bölünmüş yollarla bağlayacağız.
  • Demiryolu güvenlik prosedürleri, personelin eğitimi, demiryolu araçlarının güvenlik kuralları ve benzeri konuları düzenleyip denetleyecek bir “Demiryolu Düzenleme ve Denetleme Kurumu” kuracağız.
  • Hızlı tren projelerinden Karaman-Ulukışla, Mersin-Konya, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep, İzmir-Manisa-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara ve Ankara-Bursa-Bandırma gibi ilerlemeyen projelerini süratle tamamlayacak, Antalya-Konya-Aksaray-Kayseri projesine hemen başlayacak, emniyetli Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren hatlarının sayısını arttıracağız.
  • Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçişi de içeren Kuzey Marmara Demiryolu projesini süratle tamamlayacağız.
  • Kuzey-Güney Hızlı Tren Demiryolu Projesi ile Orta ve Doğu Anadolu’daki illerin limanlara erişimini hızlandıracağız.
  • Demiryolu ağının hala bağlantısı olmayan illerimize de ulaşacak şekilde gerekli yerlere çift hat da yaparak lojistik merkezlere, üretim merkezlerine ve limanlara erişimini sağlayacağız.
  • Sivil havacılık alanında tek yetkili ve bağımsız Sivil Havacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu oluşturacağız.
  • Havayolunda iç hatların gelişimi için, çapraz uçuşlar ile mevcut havayolu bağlantı şebekesine derinlik kazandıracak, turizm destinasyonları arasında charter uçuşların artırılmasını sağlayacak, düşük ücretli havayolu taşımacılığının gelişimini destekleyeceğiz.
  • Atatürk Havalimanını yeniden uçuşa uygun hale getirecek, Esenboğa Havalimanı’nın Anadolu şehirlerinin yurtdışına alternatif çıkış kapısı haline getirilmesini sağlayacağız.
  • Limanlarımızda muhtelif kurumlar tarafından verilen hizmetlerin tek elden yürütülmesi için Liman Başkanlıklarının yetkisini artıracağız.
  • Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz limanları arasında yurtiçi yük taşımacılığı için deniz otobanları oluşturacağız.
  • Akdeniz ve Karadeniz’de belirlenecek limanların ana dağıtım üssü olmasını ve kısa mesafe taşımacılığı ile bölge ülkelerine sevkiyat yapabilecek kapasiteye ulaşmasını sağlayacağız.
  • Büyük veri ve akıllı ulaşım teknolojileri kullanarak, Türkiye’yi hızla Lojistik 4.0 Dönüşümüne hazırlayacak ve ülkemizi Küresel ve Bölgesel Lojistik Üssüne çevireceğiz.
  • Gümrük ve taşımacılık süreçlerini hızlandırmak üzere uçtan uca dijital ve geniş ölçüde otomatik hale getirilmiş blokzincir temelli Dijital Gümrük kuracağız.

Dış Ticaret, İç Ticaret ve Rekabet Politikası 

  • İhracatçıların döviz gelirlerinin %40’nı TCMB’ye satma zorunluluğunu kaldıracağız.
  • Eximbank’ın sermayesini güçlendirecek, uzun vadeli ve uygun koşullu fon imkanlarından daha fazla yararlanmasını sağlayacağız.
  • Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birliklerinin yapısını revize edecek, kaynakların siyasi bağlantılar yerine asıl ihtiyacı olan ihracatçı kurumlara yönelmesini sağlayacağız.
  • Yatırım Destek Ajansını yeniden yapılandıracak, ajansın dijital araçlarla danışmanlık hizmeti sunmasını sağlayacağız.
  • Kamu-özel sektör ortaklığında İhracatı Geliştirme Merkezini (İGEME) yeniden faaliyete geçireceğiz.
  • DEİK’i yeniden bağımsız bir yapıya kavuşturacağız.
  • Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması’nı güncelleme müzakerelerini hızlandıracağız.
  • Dâhilde işleme uygulamalarını gözden geçirerek yerli üretimin önünde haksız rekabet oluşturmasını engelleyeceğiz.
  • Rekabet Kurumu ile sektörel düzenleyici otoriteler arasındaki iletişim ve işbirliğini geliştirmeye yönelik bir Koordinasyon Kurulu oluşturacağız.
  • Rekabet Kurumu’na eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi verilmesi, bilgi vermeyi reddetme, Kurum personelinin yapmakla görevli olduğu yerinde incelemenin engellenmesi gibi durumlarda uygulanacak idari para cezalarını caydırıcı hale getireceğiz.
  • Rekabet Kurulu kararlarının temyiz mercii olarak, İdare Mahkemeleri yerine, yeniden Danıştay’ın ilgili dairelerinin yetkili kılınmasını sağlayacağız.
  • Tüketici Hakem Heyetlerinin idari ve mali kapasitelerini artıracak, üyelerin seçimi için eğitim, deneyim gibi kriterler belirleyecek, kararların şeffaflığı ve ulaşılabilirliğini artıracağız.
  • Hal Kanunu ve Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da gerekli değişiklikleri yaparak gıda değer zinciri içindeki tekelci ve oligopolistik yapılara son vereceğiz.

Küçük ve Orta Boy İşletmeler ile Esnaf ve Sanatkarlar 

  • KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilikçilik, üretim, pazarlama ve ihracat yeteneklerinin geliştirilebilmesi, rekabet güçlerinin arttırılabilmesi ve finansmana erişiminin kolaylaştırılabilmesi için üretim odaklı, güvenli, adil, hızlı işleyen bir destek sistemi oluşturacağız.
  • KOBİ’lerimizin ulusal ve uluslararası e-ticaret kapasitelerini artırmaya yönelik yurtdışı pazar araştırma, mentorluk ve finansman desteklerini etkin bir biçimde artıracağız.
  • KOBİ’lere verilen kredi hacmini arttıracak, girişim sermayesi, kitle fonlaması ve etki yatırımcılığı gibi yenilikçi finansman imkanlarından daha fazla yararlanabilmelerini sağlayacağız.
  • KOSGEB’in veri tabanlarını, insan kaynaklarını ve bütçe olanaklarını KOBİ’lerimizin gereksinim duyduğu büyüklüğe ve kaliteye eriştireceğiz.
  • Ticaret Bakanlığını Esnaf ve Ticaret Bakanlığı şeklinde yeniden yapılandıracağız.
  • Esnafımızın salgın sürecinde kullandığı kredilerin faizleri ile BAĞ-KUR ve vergi borçlarının faizlerini silecek, kalan anaparanın uygun vadede ödenmesini sağlayacağız.
  • Esnaf Ahilik Sandığı’na dahil esnaflarımızın katkı payı oranını düşürecek, kısa çalışma ödeneği gibi gelir kaybını telafi edecek uygulamalardan faydalanmalarını sağlayacağız.
  • Küçük esnafımızı zincir marketler, büyük marketler, AVM’ler karşısında korumak ve haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli düzenlemeleri hızla hayata geçireceğiz.

Turizm 

  • Turizm Stratejisi ve Master Planı hazırlayacak, çerçeve bir turizm yasası çıkaracağız.
  • Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nı tüm paydaşları kapsayacak, daha etkili tanıtım yapacak, sektörün gelişimine yönelik somut projeler üretecek, sorunlara ortak akılla hızlı çözüm bulacak, liyakatli kadrolardan oluşacak şekilde yeniden yapılandıracağız.
  • Turizm bölgelerinde imar rantı ve istismarının önüne geçeceğiz.
  • Turizm tahsislerini yeniden inceleyerek uygun olmayanlarla ilgili gerekli adımları atacağız.
  • Kıyılardan herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına engel olan uygulamaları sıkı denetim altına alacağız.
  • Turizmde mevsimsel bağımlılığın azaltılması, turizmin 12 aya yayılması, nitelikli turist girişinin arttırılması ve sektörde çeşitlendirmenin sağlanması amacıyla, sağlık, festival, spor, doğa, kamp, karavan, tarih, kültür, inanç, müze, termal, gençlik, üçüncü yaş, yat, kurvaziyer, tarım, gastronomi, alışveriş, kongre ve fuar alanlarındaki turizmi destekleyeceğiz.
  • “Akıllı Turizm”, “Akıllı Destinasyon”, “Akıllı Şehir”, “Akıllı Oteller” gibi uygulamalarla turizmde dijital dönüşüme destek vereceğiz.
  • Otellerden alınan konaklama vergisinin büyük bir kısmını, kentin tanıtımında ve turizminin geliştirilmesinde kullanılmak üzere yerel yönetimlere bırakacağız.

Kültür 

  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu ve ilgili ikincil mevzuatı başta sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıracak bir anlayışla gözden geçireceğiz.
  • Bütçeden kültür ve sanata ayrılan kaynakları artıracak, özel kesimin bu alana daha fazla destek olmasını teşvik edeceğiz.
  • Bağımsız çalışan sanatçıların sosyal güvenlik ve emeklilik haklarıyla ilgili yaşanan sorunları gidereceğiz.
  • Kültür ve sanat alanında kamu tarafından sağlanan desteklerin fırsat eşitliğini gözeten, önceden ilan edilmiş objektif kriterlere dayalı, tarafsız kurullarca değerlendirilen bir çerçevede ve şeffaf bir biçimde verecek, desteklerin yerinde kullanımını titizlikle takip edeceğiz.
  • Sanatçının telif haklarını koruyacak; ihlalden ve korsandan korunması için her türlü tedbiri alacağız.
  • Yurtdışına kaçırılmış tarihi eserlerimizin iadesi hususunda etkin bir mücadele yürüteceğiz.
  • Türkiye´yi festival yasaklarıyla değil festival teşvikleriyle gündeme gelen bir ülke hüviyetine kavuşturacağız.
  • Son yıllarda öne çıkan film ve dizi sektörü ihracatını destekleyeceğiz.
  • Harika Çocuk Yasasını güncelleyerek yeniden işlerlik kazandıracağız.

İklim Değişikliği, Çevre, Doğa ve Hayvan Hakları, Ormanlar ve Su Yönetimi 

  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” şeklinde yeniden yapılandıracağız.
  • İklim Kanunu çıkartacak, ilgili düzenlemeleri bu kanunla uyumlu hale getireceğiz.
  • İklim Özel Elçisi atayacağız.
  • Paris İklim Anlaşması’nın hedefini ve gerekliliklerini yerine getirecek, anlaşma prensipleri doğrultusunda 2050 yılı Net Sıfır Karbon Emisyonu hedefi koyacağız.
  • Yeşil dönüşümü destekleyecek müstakil ve uzmanlaşmış bir finansman kuruluşu olarak İklim Bankası kuracağız.
  • Bir yandan Avrupa Topluluğu’nun Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması düzenlemeleri sonucu Türkiye’nin aleyhine oluşan durumu Gümrük Birliği çerçevesinde müzakere ederken, diğer yandan yurtiçinde etkin işleyen karbon fiyatlama sistemlerini hayata geçirerek ihracatçı firmalarımızın Türkiye dışında vergi ödemesinin önüne geçeceğiz.
  • 2050 yılında “net sıfır” emisyona hedeflerini tutturmak için belli bir program dahilinde en kısa sürede kömürden çıkacağız.
  • Hayvan haklarını anayasal güvence altına alacak, mevcut hakları daha ileri götüren Hayvan Hakları Yasasını çıkaracağız.
  • Glasgow’da COP 26’da onayladığımız “2030’a kadar ‘Ormansızlaşmayı tersine çevirme ve sona erdirme’ taahhüdünün gereklerini yerine getireceğiz.
  • Cumhurbaşkanı’na ormanlık alanın vasfını değiştirme yetkisi veren Orman Kanunu’nun Ek 16. maddesini yürürlükten kaldıracağız.
  • Cumhurbaşkanlığı envanterindeki uçakları satarak elde edilen gelirle alınacak yangın söndürme uçaklarını orman yangınlarını söndürme filosuna dâhil edeceğiz.
  • Yanan orman yerlerinde yeni ormanların orman bilimi çerçevesinde yeniden yetişmesini sağlayacak, buralarda kesinlikle başka bir faaliyete izin vermeyeceğiz.
  • Su Yönetimini yeni kuracağımız “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” altında yürüteceğiz.
  • Su havzalarını, sulak alanları ve su varlığımızı koruyacak, varlığını sürdürmesini sağlayacak, ayrım gözetmeksizin herkesin ücretsiz, güvenilir suya erişim hakkını yasal güvenceye kavuşturacak bir Su Kanunu’nu derhal çıkaracağız.
  • Tüm Türkiye’de musluk suyunu içilebilir hale getireceğiz.
  • Tüm yerleşim alanlarında ‘Atıksu Arıtma Tesisleri’ yapılmasını sağlayacak, atıksu kanal projelerine arıtma tesisi olmadan kredi ve onay verilmesine izin vermeyeceğiz.
  • Sanayi, endüstri alanları başta olmak üzere her alanda “Su Ayak İzi” hesaplamalarını dikkate alan projeleri destekleyeceğiz.

Kentleşme ve Afet Yönetimi 

  • Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kuracağız.
  • Şehirlerimizi kısa vadeli kişisel rant ve menfaat odaklı değil uzun vadeli planlayacağız.
  • ‘Kente Karşı İşlenen Suçlar’ kavramını hukuk sistemimize yerleştirmek üzere çalışma başlatacağız.
  • Kentsel dönüşümü rant değil çevre ve insan odaklı, afet risklerine karşı dayanıklığı artıran, kent kimliğini yok etmeyen, doğaya ve tarihe karşı saygılı, dezavantajlı ve engelli vatandaşlarımızı önceleyen bir anlayışla yürüteceğiz.
  • Şehrin anayasası olacak Nazım İmar Planı’nın tarih, istatistiki veriler ve şehrin kimliğiyle uyumlu işlevlere göre bilimsel yöntemlerle yapılmasını sağlayacağız.
  • İmar planı değişikliklerini parsel bazlı olmaktan çıkaracak bölge bazlı hale getirecek, bölgede yaşayanların büyük kısmını etkileyecek projeleri halk oylamasına sunacağız.
  • Rant amacı güden veya yerel yönetimlere gelir sağlama amaçlı mevzi imar planı değişikliklerine ve emsal artışlarına son vereceğiz.
  • 15 dakikalık kent/kendine yeten semt modelini özel desteklerle geliştireceğiz.
  • Şehirleri engelli dostu hale getirecek, belli metrikler üzerinden il/ilçe/mahalle düzeyinde ölçüm ve puanlama yapacak, yerel yönetimlerin gerekli geliştirmeleri yapmalarını sağlayacağız.
  • AFAD’a kuruluş statüsünü ve itibarını geri kazandıracak, İçişleri Bakanlığı bünyesinden çıkaracak, kural koyucu, yönlendirici, koordine edici, destekleyici ve denetleyici olarak yeniden yapılandıracağız.
  • Toplanan afet vergilerinin, afetin zararlarını azaltacak tedbirler ve afet sonrasındaki normale dönüş ile rehabilitasyon çalışmaları için harcanmasını sağlayacağız.
  • İstanbul depremine karşı, risk azaltmayı hedefleyen Hayat İstanbul Projesini başlatacağız.
  • DASK’ı tüm afet türlerini ve konut harici yapıları da kapsayacak şekilde geliştireceğiz.
  • Afet sonrasında evleri “oturulmaz” hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara geçici barınma imkanları sunup, eşya ve kira yardımı yapacağız.
  • Afet yönetimini etkisizleştiren imar afları çıkarılmasına son vereceğiz.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM 

  • Eğitim kurum ve süreçlerini cinsiyet, etnik köken, din, dil, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyo-ekonomik koşulları ayırt etmeden, fırsat eşitliği ve adaletini ve herkesin nitelikli eğitim hakkını garanti altına alan kapsayıcı bir anlayışla düzenleyeceğiz.
  • Devlet okullarındaki öğrencilere ücretsiz süt, su ve öğle yemeği vereceğiz.
  • Okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretimdeki tüm öğrencilere yardımcı kitaba ihtiyaç duymayacak şekilde ders kitaplarını yerel esnafa ve ekonomiye katkıda bulunacak şekilde ücretsiz temin edeceğiz.
  • “Eğitim Destek Kartı” ile anaokulundan üniversiteye kadar devlet okullarındaki ihtiyaç sahibi öğrencilerin kırtasiye, çanta, kıyafet ihtiyaçlarını ve internete erişimlerini ücretsiz karşılayacağız.
  • Sınav güvenliğini kamu vicdanında hiçbir tereddüt oluşturmayacak şekilde sağlayacağız.
  • Ortaöğretime geçişlerde sınav odaklı değil süreç odaklı bir sistem geliştireceğiz.
  • Liselere Giriş Sınavlarında yıldan yıla değişen uygulamalara son verecek, LGS sınavını süreç içinde kaldıracağız.
  • Üniversiteye girişte yılda bir defa yapılan sınav yerine çoklu sınav imkânı sunacağız.
  • Zorunlu eğitimi 1 yılı okul öncesi eğitim, 5 yılı ilkokul, 4 yılı ortaokul, 3 yılı ise lise olmak üzere 1+5+4+3 şeklinde uygulayacağız.
  • Altyapıları oluşturarak okul öncesi eğitimi 1 yıl zorunlu tutarak ücretsiz sağlayacak ve isteğe bağlı olarak 3 yaş ve üzerine erken çocukluk eğitimi imkânı sunacağız.
  • Çocuklarımıza üç yaşından itibaren; dil, zeka ve beceri gelişimlerini, doğayı tanımalarını, değerler eğitimini, kişisel, fiziksel ve eğitsel gelişmelerini bütüncül bir yaklaşım ile sağlayacağız.
  • 5 yıllık ilkokulun 5. sınıfını bir üst öğrenime akademik hazırlık programı şeklinde, 4 yıllık ortaokulun ilk yılını ise yabancı dil ve kodlama hazırlık sınıfı şeklinde düzenleyeceğiz.
  • İlköğretimde evrensel etik, insan hakları, adalet, sağlık, çevre ve hayvan hakları, kültür, sanat, bilim, spor konusunda farkındalığın artırılmasını sağlayacak, müfredatı teknoloji ve inovasyona dönük farkındalığı artıracak şekilde güncelleyecek, oyunlaştırma gibi tekniklerle öğrencilerimize programlama ve girişimcilik felsefesi kazandıracağız.
  • Dijital içerik ve ortamlar kullanılarak öğrencilerin en az bir yabancı dil öğrenmesini ve yazılım ile kodlama becerisi kazanmasını sağlayacağız.
  • Lise eğitiminde salt bilgi veren ve sınav odaklı yaklaşımdan sosyal-duygusal ve bilimsel düşünme, mesleki eğilim, sosyal farkındalık, kimlik kazanımı gibi konularda rehberlik odaklı sisteme geçeceğiz.
  • YÖK’ü kaldıracak, yüksek öğretim kurumlarının akademik, idari ve mali özerkliğine müdahale etmeksizin yüksek öğretimin planlanması ve yükseköğretim kurumları arasında koordinasyonun sağlanması şeklinde sınırlı görevleri bulunan bir kurul kuracağız.
  • Yükseköğretim kurumlarının yönetim ve denetiminin kendi öğretim üyeleri arasından seçimle oluşturdukları organlar eliyle gerçekleştirilmesini sağlayacağız.
  • Öğretmen başına öğrenci sayısında OECD ortalamasına ulaşmayı hedefleyeceğiz.
  • Öğretmenlik Meslek Yasasını değiştirecek, öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirecek, öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen şeklinde gruplayan uygulamaya son vereceğiz.
  • Öğretmen atamalarında mülakatı kaldıracak, ataması yapılmayan öğretmen havuzunu eriteceğiz.
  • Özel eğitime ihtiyacı olan dezavantajlı çocukların eğitime erişiminin önündeki tüm engelleri kaldıracağız.
  • Üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerimizi, objektif ölçütlerle tespit ederek, bu öğrencilerimiz için özel okullar açacak, özel destek programları hazırlayacak ve okul dışı eğitim olanakları ile burs sağlayacağız.

SOSYAL POLİTİKALAR 

Sosyal Yardımlar, Sosyal Hizmetler, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Hayatı 

  • Farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan sosyal yardımların Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi’ne entegrasyonuna devam edecek, sistemi sürekli biçimde güncel tutacak ve etkili biçimde kullanacağız.
  • Geliri belirli düzeyin altındaki ailelere gelirlerini insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak seviyeye yükseltmek amacıyla Devlet tarafından aile bazında, hak temelli, arz odaklı ve kurumsallaşmış bir yapıda “Gelir Desteği” sağlayacağız.
  • Çocukların sağlık ve eğitimi için verilen nakit yardımları bakım, beslenme, giyinme ve ulaşım masraflarını da dikkate alarak yükselteceğiz.
  • Yoksul ailelerde yenidoğan bebeklere 1 yıl boyunca başta; süt ve bebek maması olmak üzere gıda desteği vereceğiz.
  • Yoksul ailelerimize kış aylarında ısınma yardımı yapacağız.
  • Sosyal konut üretimini hızlandıracak, dar gelirli ailelerin kira öder gibi taksitlerle konut sahibi olmalarını ya da düşük bir bedelle kiralayabilmelerini sağlayacağız.
  • Toplu Konut İdaresi’nin asıl görevi olan Sosyal Konut üretimine odaklanmasını sağlayacak, bu amaçla ihtiyaç duyulan kaynakları tahsis edeceğiz.
  • Sigortalının çalıştığı süre arttıkça aylık bağlama oranın da arttığı bir sisteme geçecek, daha uzun süre çalışanın daha fazla emekli aylığı almasını sağlayacağız.
  • Emekli aylıklarının artışında sadece enflasyonu değil, büyümeden kaynaklı refah payını da hesaba katacağız.
  • İsteğe bağlı sigorta ile emeklilik hakkı bulunan ev kadınları için prim ödeme gün sayısı ve oranı ile sigortalılıktan önce yaptıkları doğumlarla ilgili borçlanma hususlarında iyileştirmeler sağlayacağız.
  • Emeklilerin sağlık hizmetlerinde ödedikleri katılım payını almayacağız.
  • Dul ve Yetim Aylıklarını arttıracağız.
  • 3600 ek gösterge düzenlemesindeki eksiklik, haksızlık ve dengesizlikleri gidereceğiz.
  • ILO’nun 175 sayılı part-time çalışma sözleşmesini kabul edeceğiz.
  • ILO’nun 189 sayılı “Ev İşçileri İçin İnsana Yakışır İş” sözleşmesini onaylayacağız.
  • Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi onaylayacağız.
  • İşsizlik ödeneğinden daha fazla işsizin daha uzun süre ve daha fazla yardım almasını sağlayacağız.
  • Kıdem tazminatı sistemini sosyal taraflarla diyalog çerçevesinde gözden geçireceğiz.
  • İş sağlığı ve güvenliğini ILO standartlarına getireceğiz.
  • Sendikal alanı düzenleyen mevzuatı ILO ve AB standartlarına uygun hale getireceğiz.

Engelliler, 65 Yaş ve Üzerindeki Vatandaşlarımız, Şehit Yakınları ve Gaziler 

  • Ülkemizin iç mevzuatını, BM Engelli Hakları Komitesi’nin Nihai Gözlem Sonuç Raporu doğrultusunda geliştireceğiz.
  • Kamu ve özel sektörde engelliler için ayrılan mevcut kotaları dolduracağız.
  • Engelli aylıkları, bakım yardımları ve malzeme desteklerini yüksek enflasyonu da dikkate alarak günün şartlarına göre güncelleyeceğiz.
  • Engelli vatandaşlarımızın kullandığı protez, ortezlerin SGK katkı paylarını günün şartlarına göre güncelleyeceğiz.
  • Şehirlerin, kamu binaları başta olmak üzere iş yerlerinin, sinema, tiyatro gibi kültür merkezlerinin, eğitim kurumlarının ve toplu taşıma araçlarının engellilerin kullanımına uluslararası standartlarda uygun hale getirilmesini sağlayacak, bu konudaki denetimleri titizlikle gerçekleştireceğiz.
  • Yaşlı Aylığını arttıracağız.
  • 65 yaş üzerindeki yurttaşlarımızın kültür, sanat ve spor etkinliklerinden ücretsiz yararlanmalarını sağlayacağız.
  • ‘‘Şehit Aileleri ve Gaziler Kanununda’’ ve diğer ilgili mevzuatta gerekli düzenlemeleri yaparak şehitlik ve gazilik statüsü verilmesi konusundaki dağınıklığı ve Şehit aileleri ve malul gazilere ödenen maaşlardaki dengesizlikleri gidereceğiz.
  • 15 Temmuz Şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınları için toplanan 310 milyon lira ve Beşiktaş terör mağdurları için toplanan 52 milyon lira tutarındaki bağışlar ile şehit aileleri ve gazilere harcanmak üzere toplanan diğer kaynakların akıbetini şeffaf şekilde kamuoyu ile paylaşacak, bu kaynakları muhataplarına söz verildiği gibi ulaştıracağız.
  • Şehit anne ve babalarına verilen maaşı yükselteceğiz.
  • 18 Mart Şehitler Gününde şehit ailelerine ve 19 Eylül Gaziler Gününde malul gazilere ikramiye verilmesini sağlayacağız.

Sağlık 

  • Birinci basamağı sağlık hizmetleri sunumunun odak noktası yapacak, kademeli sevk zinciri altyapısını hazırlayarak, ikinci ve üçüncü basamak üzerindeki hasta yükünü azaltacağız.
  • Sağlık çalışanlarının çalışma şart¬larını, ücretlerini ve özlük haklarını iyileştirerek toplumda hak ettikleri itibarı yeniden kazandıracak, ek göstergelerinde yeni düzenlemelere gideceğiz.
  • Performansa dayalı gelir sistemini yeniden düzenleyecek, maaş-performans oranını maaş yönünde arttıracağız.
  • Yurtdışına gitmiş sağlık çalışanlarımız için ‘Yurda Dönüş’ Projesi başlatacağız.
  • Sağlık personeli sayısında OECD ortalamalarına ulaşmayı hedefleyeceğiz.
  • Hasta ve sağlık çalışanlarının haklarına riayet edilmesini sağlayacağız.
  • Sağlıkta şiddet vakalarında etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmasını sağlayacak, ceza ve yaptırımları daha caydırıcı hale getirecek ve sağlık çalışanlarına karşı şiddet suçunda iyi hal ve infaz indirimi uygulanmamasını sağlayacağız.
  • Yüksek kapasiteli hastaneler yerine, hastaneleri ulaşım ve erişim olanakları ve hasta kapasitesini homojen olarak dağıtacak şekilde farklı bölgelere yayarak bütçe kaynaklarından yapacağız.
  • Şehir Hastaneleri gerekçesiyle kapatılan devlet hastanelerini ihtiyaç analizi çerçevesinde yeniden açacağız.
  • GATA ve diğer askeri hastaneleri yeniden açacağız.
  • Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün “Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi” olarak açılması çalışmalarını hızla sonuçlandıracağız.
  • Eczacılıkta ilaç fiyat kararnamesini üretim, dağıtım ve satış aşamasındaki sorunları giderecek, ilaç bulunamamasını önleyecek ve aynı zamanda finansal sürdürülebilirliği sağlayacak bir anlayışla gözden geçireceğiz.

Kadın, Aile ve Çocuk 

  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını “Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı” şeklinde yeniden yapılandıracağız.
  • Cinsiyet eşitliğini esas alarak parlamento, yerel yönetimler, siyasi partiler ve kamu kurumlarında kadınların karar ve yönetim süreçlerine katılımını destekleyecek, kadın temsilini artıracak, kadın haklarının korunmasını öncelikli tutan bir politika izleyeceğiz.
  • Girişimcilikle ve istihdamla ilgili sağlayacağımız destekleri ve teşvikleri kadınlar lehine olacak şekilde güçlendirerek ve farklılaştırarak kadın girişimciliğinin önünü açacağız.
  • Kadına Yönelik Şiddetle Toplumsal Mücadele Seferberliği başlatacak, şiddetin her türüyle ilgili “Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikaları” başlıklarında etkin çözümler uygulayacağız.
  • Temel ihtiyaç olan kadın hijyen ürünleri üzerindeki vergi yükünü azaltacağız.
  • 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kamu ve özel sektörde çalışan kadınların idari izinli sayılmasını sağlayacağız.
  • Evlilik öncesi eğitimler, aile danışmanlığı ve boşanma süreci danışmanlığı gibi hizmetleri yaygınlaştıracağız.
  • Evlilik yardımı ve desteklerini güçlendirerek yaygınlaştıracağız.
  • Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (Lanzorete Sözleşmesi) yükümlülüklerine uyacağız.
  • Bağımsız ‘Çocuk Hakları İzleme Kurulu’ kuracağız.
  • Sokakta yaşamak zorunda bırakılan, çalıştırılan ve dilendirilen tüm çocukları kurumsal koruma altına alacağız.
  • Çocuk işçiliği ile veri temelli ve ilgili paydaşların katılımıyla planlı bir şekilde mücadele edeceğiz.
  • Çocukların erken yaşta ve zorla evlendirilmelerinin önüne geçeceğiz.

Gençlik, Spor ve Uyuşturucuyla Mücadele 

  • Ulusal Gençlik Stratejisini hazırlayacağız.
  • İstanbul’da Birleşmiş Milletler Gençlik Merkezi kurulmasına yönelik çalışmaları başlatacağız.
  • Gençlere pasaportu ücretsiz verecek, yurtdışına çıkışta harç almayacağız.
  • KYK kredi ve burs tutarlarını artıracağız.
  • KYK borçlarında 2 yıl olan geri ödemesiz dönemi uzatacak, ödemeler devam ederken işsiz kalanlar için ödemeleri erteleyecek, aylık taksit ödemelerini, aylık gelirin makul bir oranını aşmayacak şekilde düzenleyeceğiz.
  • İsteyen öğrencilerin KYK borçlarını sosyal sorumluluk projeleri kapsamında çalışarak kısa sürede ve hayatlarına olan olumsuz etkileri asgari seviyeye indirecek biçimde ödemelerine imkân sağlayacağız.
  • İstihdamı artırmak için sağlayacağımız hibe, vergi, prim, kredi, diğer finansman ve benzeri teşvikleri gençler lehine güçlendirerek ve farklılaştırarak genç istihdamını destekleyeceğiz.
  • Parlamentoda, yerel yönetimlerde, siyasi partilerin karar mekanizmalarında ve kamu kurumlarının özellikle orta ve üst yönetim kademesinde genç temsilini artıracağız.
  • Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde Yetenek Takip ve Geliştirme Genel Müdürlüğü kuracağız.
  • Spor ekipmanları üzerindeki vergi yükünü azaltacağız
  • Spor sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi sigorta ve finansman modellerini teşvik edeceğiz.
  • Federasyon başkanlık seçimlerine siyasi müdahaleye son verecek, seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleştirilmesini sağlayacak, federasyonları tam özerk hale getirecek, federasyonlarda siyasi kadrolaşmalara ve akrabalık, yakınlık ilişkilerine son vereceğiz.
  • Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı hazırlayacak, illerde uyuşturucuyla ilgili sosyal risk haritaları çıkaracağız.
  • Uyuşturucu baronlarının, organize suç örgütü üyelerinin ülkemizde faaliyet yürütmelerinin önüne geçeceğiz.
  • Sınırlarımızı güvenlik altına alacak ve kaçak göçmenlerle beraber uyuşturucu girişini engelleyeceğiz.
  • Bağımlılık yapan maddelerin hoş gösterilmesi, tavsiyesi, üretimi, bulundurulması, taşınması, ticareti ve kullanılmasını yasaklayacağız.
  • Gençleri uyuşturucu çetelerinin elinden kurtarmak için, okul çıkış saatlerinde ve öğle aralarında okullar ve yakın çevresinde sivil narko-timlerin sürekli görev yapmasını sağlayacağız.
  • 18 yaş altı ve eğitime devam eden gençlere uyuşturucu veya kimyasal uyuşturucu satıcılarına yönelik cezaları en az 2 katına çıkaracak, bu suçlarda infaz indirimlerinden yararlanmayı önleyecek hukuki düzenlemeleri yapacağız.
  • AMATEM ve ÇEMATEM’leri günümüz koşullarına göre yenileyecek, alt yapı, araç-gereç, yatak sayısı ve personel açısından güçlendireceğiz.

DIŞ POLİTİKA, SAVUNMA, GÜVENLİK VE GÖÇ POLİTİKALARI 

Dış Politika 

  • Dış politikamızın mihenk taşı olan “Yurtta Barış Dünyada Barış” şiarını yeniden temel dış politika ilkemiz olarak benimseyeceğiz.
  • Dış politikada iç siyasi hesaplara ve ideolojik yaklaşımlara dayalı uygulamalara son vereceğiz.
  • Dışişleri Bakanlığı’na dış politika yapım, karar ve uygulamalarındaki rol ve görevini yeniden kazandıracağız.
  • Dışişleri Bakanlığı’na personel alımlarında objektif, güvenilir, siyasi tercihlerden uzak, ehliyete ve liyakate dayalı kapsamlı bir sınav sistemi getireceğiz.
  • Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve onların oluşturdukları STK’ların Türkiye’nin yumuşak gücü ve kamu diplomasisinin etkin bir aracı olması için gayret göstereceğiz.
  • Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Diplomasi Akademisi kuracağız.
  • Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimiz doğrultusunda bu alandaki sürecin diyalog, adalet ve eşitlik çerçevesinde tamamlanması için çalışacağız.
  • Türkiye ile AB’nin sığınmacılar sorununa ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı üstlenerek yaklaşmalarını sağlayacak, 2014 Geri Kabul Anlaşması ile 18 Mart 2016 Mutabakatı’nı gözden geçireceğiz.
  • Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olmamız ve Anayasamızın gereği olarak, AİHS’ne ve Konsey’in diğer hukuki belgelerine uyum sağlayacak, AİHM kararlarını uygulayacağız.
  • NATO bünyesindeki katkılarımızı rasyonel bir zeminde ve ulusal çıkarlarımızı gözeterek sürdüreceğiz.
  • Türk Devletleri Teşkilatı’nı güçlendireceğiz.
  • Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, D8 gibi örgütlerdeki konumumuzu ve bu örgütlerin uluslararası ilişkilerdeki rolünü geliştireceğiz.
  • Ortadoğu Bölgesindeki ülkelerinin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüklerine saygı duyacak, iç işlerine karışmayacak, aralarındaki sorunlarda “taraf tutan” değil “çözümleri kolaylaştıran” olacağız.
  • İsrail-Filistin sorununa BM kararları çerçevesinde ve iki devlet esasına göre kalıcı bir çözüm bulunması için bütün ilgili taraflarla görüşecek, Filistin konusunda Türkiye’nin güvenilir bir kolaylaştırıcı olarak masadaki yerini almasını sağlayacağız.
  • Azerbaycan ile kardeşlik bağlarımızı karşılıklı güven esasına dayalı olarak daha da güçlendireceğiz.
  • Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmasının önüne geçecek, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında, hidrokarbon kaynaklarının hakça paylaşımında çoklu müzakere süreçleriyle sonuç alınmasına öncelik vereceğiz.
  • Milli davamız olan Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma ve iki toplumun egemen siyasi eşitliğini sağlama hedeflerini gözeteceğiz.
  • Ege denizi barış, işbirliği ve iyi komşuluk alanı olarak görülmelidir. Bu amacı gerçekleştirmek için çalışacak, Ege denizindeki egemenlik alanlarımıza zarar verebilecek hiç bir gelişmeye müsaade etmeyeceğiz.
  • ABD ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla kurumsal temele oturtacak, müttefiklik ilişkisini karşılıklı güvene dayanacak şekilde ilerleteceğiz.
  • Türkiye’nin yeniden F-35 projesine dönmesi için girişimlerde bulunacağız.
  • Rusya Federasyonu ile ilişkileri eşitler arası bir anlayışla, kurumsal düzeyde dengeli ve yapıcı diyalog ile güçlendirilerek sürdüreceğiz.
  • Afrika ile ilişkileri kıtayı sadece temsilcilik açtığımız bir alan olarak görmenin ötesinde çok yönlü olarak nitelikli şekilde geliştirecek, Türkiye-Afrika Zirvelerini düzenli ve işlevsel bir sürece dönüştüreceğiz.
  • “Asya vizyonumuz”u bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizi bir yandan ikili düzeyde güçlendirmek, bir yandan da bu ikili ilişkileri çoklu işbirliği mekanizmalarıyla çeşitlendirerek zenginleştirmek üzerine kurgulayacağız.
  • Şangay İşbirliği Örgütü, ASEAN gibi örgütlerle ilişkilerimizi gerçekçi ve sürdürülebilir bir zeminde değerlendireceğiz.

Milli Savunma, İç Güvenlik, Terörle Mücadele ve Siber Güvenlik 

  • Ordumuzu kendisine verilen görevleri yerine getirebilecek ileri teknoloji ürünü sistemlerle donatacak; istihbarat, keşif, vuruş gücü ve diğer operasyonel yeteneklerini güçlendireceğiz.
  • Millî Savunma Bakanlığı teşkilat yapısını gözden geçirecek, Kuvvet Komutanlıklarını tekrar Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlayacağız.
  • Askeri liseler, Harp Akademileri, kurmay subay, subay ve astsubay yetiştiren tüm okullar ile ilga edilen etkin sistemleri tekrar açacağız.
  • Her yıl güvenlik kurumlarının temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve ilgili tüm tarafların katılımıyla kapsamlı bir Güvenlik Şûrası düzenleyeceğiz.
  • Tüm terör örgütleri ve terörizmle mücadeleyi tüm güç unsurlarımızı kullanarak kesintisiz sürdüreceğiz.
  • Yurtdışına kaçan teröristlerin iade edilmesi çalışmalarını etkinleştireceğiz.
  • Organize suç örgütlerinin sınır aşan faaliyetleri konusunda bölgesel ve uluslararası iş birliğini güçlendireceğiz.
  • TBMM’de güvenlik teşkilatı üzerinde hem halk adına hem de güvenlik personeli adına “kamusal denetçilik” yetkisiyle donatılmış, partilerin eşit temsil edildiği Güvenlik Komisyonu kuracağız.
  • Ulusal Siber Güvenlik Strateji Belgesi’ni ilgili tüm kesimlerin katılımıyla yenileyecek ve kamu ile özel kesime yönelik eylem planları hazırlayacağız.
  • Siber savunma gücümüzü kuvvetlendirmek amacıyla düzenli Siber Güvenlik Koalisyon tatbikatlarıyla siber güvenlik seviyemizi sürekli kontrol edeceğiz.

Göç ve Sığınmacı Politikaları 

  • Göç İdaresi Başkanlığı başta olmak üzere sığınmacılarla ilgili kurumları yeniden yapılandıracak, yönetim ve personel altyapılarını güçlendireceğiz.
  • Düzensiz göçün kaynağı olan ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları yapacağız.
  • Türkiye’ye bir “tampon ülke” muamelesi yapılmasına izin vermeyeceğiz.
  • Sınırlarımızı elektro optik kuleler, aydınlatma sistemleri, gece görüşlü kameralar, insansız hava araçları, entegre güvenlik sistemleri ve gerekli hallerde duvarlarla tahkim edecek, kaçak geçişlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
  • Geri gönderme merkezlerinin sayılarını ve kapasitelerini artıracağız.
  • Gayrimenkul, devlet borçlanma senedi, yatırım fonu satın alınması ya da döviz cinsi mevduat ya da bireysel emeklilik hesabı açılması karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi uygulamasına son vereceğiz.
  • Sığınmacıların mahalle, ilçe ve il bazında kontrolsüz yoğunlaşmalara erişmesine veya gettolaşmaya izin vermeyeceğiz.
  • Geçici Koruma Altındaki Suriyeli’lerin güvenli ve iç hukukumuz ile uluslararası hukuka uygun biçimde mümkün olan en kısa sürede ülkelerine geri dönmelerini sağlayacağız.

GİRİŞ

Toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir birliktelik için 12 Şubat 2022 tarihinde bir araya geldik ve “Yarın’ın Türkiyesi”ni inşa sürecini başlattık.

Bu süreçte etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” ve üretimde verimliliği, yenilikçiliği ve rekabet gücümüzü tahkim eden, tarım, enerji, savunma sanayi, sağlık gibi kritik alanlarda arz güvenliğini tesis eden, nitelikli, kaliteli istihdam imkânlarını artıran, büyüme sürecinde herkesi kucaklayan, refahın adil paylaşımını sağlayan, çevre başta olmak üzere, sürdürülebilirliği bütün boyutlarıyla ele alan “Yeni Nesil” bir kalkınma stratejisini beraberce hayata geçirme kararlığımızı ortaya koyduk.

Bu vizyonumuzu hayata geçirmek üzere 2 Ekim 2022 tarihindeki toplantımızda kararlaştırdığımız gibi 9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta 2300’den fazla somut hedef, politika ve projeleri tam bir uzlaşma içinde belirledik.

Ortak Politikalar Mutabakat Metnimizle Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında Türkiye’yi;

  • Özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasiye,
  • Ehliyet ve liyakate dayalı, vatandaş odaklı, yolsuzluklardan tümüyle arınmış şeffaf ve hesap verebilir bir kamu yönetimine,
  • Üretken, uluslararası rekabet gücüne sahip, hiç kimseyi geride bırakmayan dayanıklı, istikrarlı ve kapsayıcı bir ekonomiye,
  • Cazibe merkezi haline getirecek bir bilim ve teknoloji seviyesine,
  • Fikri, irfanı ve vicdanı hür nesiller yetiştiren eğitim sistemine,
  • Bölgesinde ve dünyada saygın, güvenilir, güçlü ve etkili bir ülke konumuna kavuşturacağız.

 

I. HUKUK, ADALET ve YARGI REFORMU

Yasama Reformu, Yürütme Reformu, Yargı Reformu, Temel Hak ve Hürriyetler, Seçim ve Siyasi Partiler Mevzuatı

Etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni doğrultusunda yapılması gereken anayasal ve yasal değişiklikleri ivedilikle hayata geçireceğiz.

Yasama Reformu 

Yasama faaliyetlerinin katılımcı, etkin, şeffaf şekilde yürütülmesi ve çalışmalarda çoğulculuğu sağlamak amacıyla yeni bir Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hazırlayacak, İçtüzüğün değiştirilmesinde üye tam sayısının salt çoğunluğunu gerekli kılacağız.

Yasama faaliyetlerinin niteliğini doğrudan etkileyen Meclis komisyonlarının oluşumu ve işleyişinde muhalefetin etkili şekilde temsil edilmesini sağlayacak, milletvekillerinin yasama faaliyetlerine yönelik destek hizmetlerini arttıracak ve komisyonları teknik kapasite bakımından güçlendireceğiz.

Yasama faaliyetlerinin serbest, özgür ve bağımsız şekilde yerine getirilebilmesini sağlamak amacıyla milletvekili dokunulmazlığının Anayasa’nın 14. maddesinden kaynaklanan istisnasını kaldıracağız.

Kanun yapım süreçlerinin demokratikleştirilmesi için nitelikli kanun yapım süreçlerinin işletilmesini sağlayacağız:

  • Demokrasinin özüyle bağdaşmayan, hukuk devletinin temel unsurlarından belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesine aykırılık oluşturan, milletvekillerinin parlamenter etkinliklerini zayıflatan ve Meclis içerisinde katılımcılığı, tartışmayı ve müzakereyi etkisiz hale getiren torba kanun uygulamasına son vereceğiz.
  • Bakanlar Kurulu’na, konusu, sınırları ve süresi yetki kanununda açıkça belirtilmek şartıyla kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verecek, temel hak ve hürriyetlerin kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenmesini engelleyeceğiz.
  • Yasamayı güçlendirmek için kanunlar üzerinde tanınan veto yetkisini kaldırarak Cumhurbaşkanına sadece “geri gönderme yetkisi” tanıyacağız.
  • Kanun teklif ve tasarılarının komisyonlarda görüşülmesi esnasında ilgili sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları ile uzmanların görüşlerine başvurulmasını genel kural haline getireceğiz.
  • TBMM Genel Kurulu’ndaki açık görüşmelerin TRT’nin bu amaca tahsis edilmiş bir kanalından ve sosyal medya platformlarından; Komisyon görüşmelerinin ise TBMM’nin sosyal medya platformlarından canlı olarak yayınlanmasını sağlayacağız.

Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için TBMM’nin denetim yollarına etkinlik kazandıracağız:

  • Bakanlara yönelik sözlü soru mekanizmasını Anayasa’da düzenleyerek sözlü sorulara belirli bir sürede cevap verilmesi zorunluluğunu getireceğiz.
  • Yazılı soru önergelerine süresi içinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız.
  • Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme hakkını tesis edeceğiz.
  • Genel Görüşme ve Meclis Araştırması mekanizmalarını etkili kılacak, bir yasama yılında en az 20 gün, gündemi muhalefet tarafından belirlenen genel görüşme açılabilmesini sağlayacağız.
  • Meclis soruşturması mekanizmasının harekete geçirilmesi için Anayasanın aradığı karar yeter sayılarını düşüreceğiz. Böylece meclis soruşturmasını etkin bir mekanizma haline getirerek yürütme aktörlerinin hesap verirliğini sağlayacağız.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının Meclis tarafından etkili şekilde denetlenmesini sağlayacağız.
  • Meclis Araştırma, Soruşturma ve Denetim Komisyonlarında Meclis’te yer alan tüm siyasi parti gruplarının adil bir şekilde temsil edilmelerini sağlayacağız.
  • Meclis Araştırma, Soruşturma ve Denetim Komisyonlarına Meclis denetimi kapsamında davet edilen herkesin bu davete icabet etmesini zorunlu kılacağız.
  • Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını, Meclis’in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız.

Yasama yetkisinin korunması için milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme yetkisinin Meclis’e ait olduğunu anayasal güvence altına alacağız.

Bütçe hakkının devredilmezliği ilkesi gereğince bütçe hakkını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenleyeceğiz:

  • Bütçe tasarılarının Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeden önce ilgili Komisyon’da görüşülmesini gerekli kılacak ve kanun hükmünde kararnamelerle bütçede değişiklik yapılamamasını güvence altına alacağız.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kesin Hesap Komisyonu kuracak; kesin hesap kanun tasarılarının, başkanı ana muhalefet milletvekilleri arasından seçilen bu Komisyon’da görüşülmesini sağlayacağız.

Yürütme Reformu 

Yürütmenin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşmasını ancak yürütmeye dair icrai yetkilerin Bakanlar Kurulu tarafından kullanılmasını sağlayacağız.

Cumhurbaşkanlığı makamını siyasi sorumluluğu olmayan ve tarafsız bir yapıya kavuşturacağız:

  • Cumhurbaşkanlığını milletin ve devletin birliğini temsil eden, devletin başı sıfatıyla temsili görev ve yetkilere sahip, tarafsız bir makam olarak düzenleyecek, Cumhurbaşkanı’nın istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemleri Anayasa’da açıkça düzenleyeceğiz.
  • Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine son vereceğiz.
  • Cumhurbaşkanının tarafsızlığını güvence altına almak için bir dönem seçilebilmesi kuralını kabul edecek, görev süresini 7 yıl ile sınırlı tutacağız.
  • Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisi ile ilişiğinin kesilmesi kuralını düzenleyeceğiz.
  • Görevi sona eren Cumhurbaşkanı’na görev sonrasında aktif siyaset yasağı getireceğiz.

Başbakanı, Bakanları ve Bakanlar Kurulunu güçlendirip etkili hale getirecek ve hükümetin istikrarını sağlayacak tedbirleri artıracağız:

  • Başbakan’ın atanmasında belirsizliği engellemek için Cumhurbaşkanının Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini vermesini Anayasa’da düzenleyeceğiz. Hükümetin Anayasa’da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görevin, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilmesi esasını kabul edeceğiz.
  • Hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak için kurulmasında basit çoğunluk, düşürülmesinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunu gerekli kılacağız.
  • Hükümete istikrar kazandırmak için gensoru ile yapıcı güvensizlik oyunu birleştireceğiz. Gensoru görüşmeleri sırasında Başbakan veya Bakanlar Kurulu’nun tamamı aleyhine verilecek güvensizlik önergelerinde yeni Başbakanın isminin yer almasını sağlayacağız. TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu ile imzalanmayan bu yöndeki önergelerin işleme konulmamasını güvence altına alacağız.
  • Genelkurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanına bağlı ve ona karşı sorumlu olmasını sağlayacağız.

Olağanüstü Hal Kanunu’nda gerekli düzenlemeleri yaparak olağanüstü halin hukuk devletinin sınırları içinde yürütülmesini sağlayacağız:

  • Olağanüstü hal kararnamelerine son vereceğiz.
  • Olağanüstü hal ilan edilebilecek süreyi altı aydan iki aya düşüreceğiz.
  • Olağanüstü halin Olağanüstü Hal Kanunu’na göre yönetilmesini ve bu Kanun’dan kaynaklanan işlem ve eylemlerin tamamının yargı denetimine açık olmasını sağlayacağız.

Yargı Reformu 

Yargı bağımsızlığının tesisi için anayasal ve yasal düzenlemelerle beraber yapısal bir dönüşüm gerçekleştireceğiz:

  • Birinci sınıfa ayrılan ve birinci sınıf olan hâkim ve savcılar bakımından coğrafi teminat güvencesi getireceğiz.
  • Hakimlik mesleği ile savcılık mesleğini birbirinden ayıracağız.
  • Hâkimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’na bağlı olmasına son vereceğiz.
  • Savcıların, araştırma ve soruşturma görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla, Cumhuriyet Başsavcılıklarına bağlı Adli Kolluk Teşkilatı kuracağız.
  • Özel yargılama usullerine ve özel yetkili mahkeme uygulamasına son verecek, Sulh Ceza Hakimliklerini kaldırarak bunların yerine Sulh Ceza Mahkemelerini kuracak; görev, yetki ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre düzenleyeceğiz.
  • Hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmek amacıyla hukuk fakültelerinin sayısını azaltacak, fakültelerin akademik kadrolarında, müfredatında ve kütüphane olanaklarında kapsamlı iyileştirmeler yapacağız.
  • Türkiye Adalet Akademisi’nin eğitim kadrosunu ve hâkim ve savcı adaylarının eğitimlerini daha nitelikli hale getireceğiz.
  • Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının diğer mahkemelerce dikkate alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların ivedilikle uygulanmasını sağlayacak tedbirler alacağız.
  • Hakimlerin terfilerinde, kararlarını verirken özenli davranmalarını sağlamak amacıyla, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumunu temel ölçütlerden biri olarak kabul edeceğiz.
  • Görevini kötüye kullanmak suretiyle, Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hâkimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu kaldıracak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız: Adalet Bakanı ve Müsteşarının Hakimler Kurulu’nda yer almasına son vereceğiz.

  • Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu’nda çoğulculuğun, hesap verebilirliğin ve demokratik meşruiyetin sağlanması için üye seçiminde çoğulcu bir yöntem benimseyeceğiz.
  • Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu’nun mesleğe kabul ve disiplin cezası içeren kararlarının yargı denetimine açılmasını sağlayacağız.

Avukatlık mesleğinin bağımsız ve özgür bir şekilde yerine getirilmesini sağlayacağız:

  • Savunma mesleğini anayasal güvenceye kavuşturacağız.
  • Ceza yargılamalarında, duruşma düzenini “silahların eşitliği ilkesi”ne uygun hale getirecek, iddia makamı ile savunma makamının duruşma salonlarında fiziki olarak eşit konumda olmasını sağlayacağız.
  • Bir ilde ancak bir baro kurulabilmesini anayasal olarak düzenleyecek, çoklu baro sistemine son vereceğiz.
  • Türkiye Barolar Birliği ve baro seçimlerinde temsilde adalet ilkesinin esas alınmasını sağlayacağız.

Güçlü ve etkili denetim için görev ve yetkilerini genişleterek Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandıracağız:

  • Anayasa Mahkemesi’ne üye seçim yöntemini çoğulculuğu sağlayacak şekilde yeniden düzenleyeceğiz.
  • Anayasa Mahkemesi’ne “hülle” yöntemiyle atama yapılmasının önüne geçmek için adayların seçilmelerine temel oluşturan görevlerde belirli bir süre fiilen çalışmış olma şartını getireceğiz.
  • Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun kapsamını ekonomik ve sosyal hakları da kapsayacak şekilde genişleteceğiz.
  • Bireysel başvuruya konu hak ihlalinin bir kanundan, kanun hükmünde kararnameden veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden kaynaklanması halinde Anayasa Mahkemesi’ne, ilgili normu iptal edebilme yetkisi vereceğiz.
  • Anayasa Mahkemesi’ni organ uyuşmazlığı davaları bakımından da yetkilendireceğiz.
  • Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açabilecek milletvekili sayısını düşürerek dava açmayı kolaylaştırarak Anayasanın üstünlüğünü daha etkin kılacağız.
  • Kanunların Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası antlaşmalara uygunluğunun denetlenmesini sağlayacağız.

Yargıtay ve Danıştay’ın üye seçim yöntemini tarafsızlık ve bağımsızlık esasları doğrultusunda yeniden düzenleyeceğiz. Danıştay üyelerinin dörtte birini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğuyla seçmesini sağlayacağız.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin Yargıtay Genel Kurulu tarafından seçilmesini sağlayacağız.

Yüksek Seçim Kurulu’nu Anayasa’da yargı bölümü içerisinde bir yüksek mahkeme olarak düzenleyerek, Kurul’un daha etkili çalışabilmesi için idari ve yargısal görevler bakımından iki daire şeklinde çalışmasını sağlayacağız.

Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyerek, hesap verebilir ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla Sayıştay denetiminin kapsamını, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını içerecek şekilde genişleteceğiz.

Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız.

  • Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. ve 108. maddelerine ekleyeceğimiz hükümle tutukluluk ve tutukluluğun incelenmesi kararlarının gerekçesinde somut olgu, olay ve delillerin ayrıntılı olarak yazılmasını temin edeceğiz.
  • Hâkimlere gerekli eğitimlerin etkili bir şekilde verilmesini tesis ederek inceleme sonucu verilen kararların somut olaya ve talep eden kişiye özgü özelliklerle ilişkilendirilmesini, buna dair ilgili ve yeterli gerekçelendirme yapılmasını sağlayacağız.

Uzun tutukluluk sorununun temelden çözümü için yargılamada hedef süreleri yeniden revize ederek yargılama sürelerini makul seviyelere indireceğiz.

Soruşturmalarda gizlilik kararlarının istisnai uygulanmasını sağlayacağız. Bu kararların her ay incelenerek her şartta altı ayı geçmemesi esas alınarak şüphelilerin soruşturma tehdidi altında bırakılmasını önleyeceğiz.

Kadınlar için adli yardım ve zorunlu müdafiliğin kapsamını genişleteceğiz.

Çevre davalarında dava açma ehliyetini genişleterek siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının çevreyi ilgilendiren konuları yargıya taşıyabilmelerini sağlayacağız.

Cezaevinde kalamayacak derecede hastalığı, engeli bulunan hasta ya da yaşlı mahpusların tahliye ve infaz erteleme taleplerinin değerlendirilmesinde ölçüt kabul edilen Adli Tıp Kurumu raporlarının yanı sıra, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı kararı ile her ilde belirlenmiş tam teşekküllü devlet hastaneleri tarafından alınan raporların da dikkate alınmasına yönelik yasal bir düzenleme yapacağız.

15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinden kaynaklanan mağduriyetlere son vereceğiz.

FETÖ dahil olmak üzere tüm terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele edeceğiz. Hukuk devletinin bütün unsurlarını dikkate alacak, mağduriyetlere izin vermeyeceğiz. Tüm soruşturma ve kovuşturmalarda suç, suçlu ve suçsuz arasında ayrım yapacak, adil yargılanma hakkını tesis edeceğiz.

Soruşturma ve kovuşturmalarda yaşanan, kamu vicdanını ve toplumun adalet duygusunu zedeleyen FETÖ Borsası da dahil yürütme ve yargıya ilişkin tüm iddia ve şikayetlerin titizlikle incelenmesini sağlayacağız.

Temel Hak ve Hürriyetler 

İnsan onurunun dokunulmazlığını ve devletin insan onuruna saygı gösterme ve onu koruma yükümlülüğünü anayasal güvence altına alacağız.

Temel hak ve hürriyetlerin üstün ve bir bütün olduğunu, birbirini tamamladığını; yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığını, hürriyetin esas, sınırlamanın ise istisna olduğunu Anayasayla açıkça düzenleyeceğiz. Anayasa’da, temel hak ve hürriyetlerin ödevle sınırlanması anlayışına son vereceğiz.

Anayasa’nın “Düşünce ve kanaat hürriyeti” ile “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”ni düzenleyen maddelerini birleştirerek, madde başlığını “Düşünce, kanaat ve ifade hürriyeti” olarak değiştireceğiz. Böylece düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz.

Basın özgürlüğünü güçlendireceğiz. Kamuoyunun serbestçe oluşması ve medyanın çoğulcu bir yapı kazanması için Devlet’in gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünü açıkça düzenleyeceğiz.

Anayasa’da yapacağımız değişiklik ile ifade ve basın özgürlüğünün sınırlama nedenlerini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda “millî güvenlik, kamu düzeni, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, Devlet sırrı olarak kanunla düzenlenmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret ve haklarının korunması” sebepleriyle sınırlı tutacağız.

İnternet mevzuatını, uluslararası standartlara uygun olarak ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz.

Süreli ve süresiz yayınların çıkarılma süreçlerini kolaylaştıracak, bu yayınların dağıtılmasının önlenmesi ile toplatılmasında, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararını zorunlu kılacağız.

TRT ve Anadolu Ajansı’nı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız.

Akreditasyon kararlarında keyfiliğe son verecek, basın kartlarının verilmesinde ve mesleğe kabulde meslek kuruluşlarının belirleyici olmasını sağlayacağız.

Medya sahipliği ve finansmanını şeffaf hale getirecek, medyada tekelleşme ve kartelleşmeyi önleyeceğiz.

Devletin medyada çoğulculuğu sağlama görevini anayasal bir yükümlülük olarak düzenleyeceğiz.

Medya kuruluşlarının denetlenmesi amacıyla Rekabet Kurumu’na resen inceleme yetkisi vereceğiz.

Basın İlan Kurumu’nun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikler yapacağız.

Dernek kurma özgürlüğüne yönelik haksız müdahaleleri önleyecek güvenceler sağlayacağız.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı için Anayasa ile öngörülen sınırlama sebeplerinin kapsamını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olarak hürriyetin esas olduğu anlayışı doğrultusunda daraltacağız. Böylece bu özgürlüklerin belirsiz ve keyfi şekilde sınırlanmasına son vereceğiz.

İdari makamların, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yerlerle güzergâh ve zamanın belirlenmesine ilişkin yetkilerini sınırlandıracağız.

Kamu kuruluşlarının karar alma süreçlerine ve çalışmalarına sivil toplum kuruluşlarının katılımını sağlayarak “açık kapı ilkesini” esas alacağız.

Sivil toplum kuruluşlarının kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmasında eşit, adil ve şeffaf bir yöntem uygulanmasını sağlayacağız.

Seçim ve Siyasi Partiler Mevzuatı 

Siyasi partiler ve seçim mevzuatını “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur.” şeklindeki anayasal kurala uygun biçimde ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz.

Seçim barajını %3’e düşüreceğiz.

Yurt dışında mukim 6 milyonu aşan vatandaşımızın doğrudan Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için en fazla 15 milletvekili ile temsil edilmek üzere yurt dışı seçim çevresi oluşturacak ve bu hususu Anayasada açıkça düzenleyeceğiz.

En son yapılan milletvekili genel seçiminde en az %1 oy alan siyasi partilerin hazine yardımından faydalanmasını sağlayacağız.

Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davaların açılmasında TBMM’nin iznini zorunlu hale getireceğiz.

Belirli durumlarda, kapatma davası öncesinde partiye ihtarda bulunulmasını bir ön şart olarak düzenleyeceğiz.

Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin “odak olma” şartını; belli fiillerin yoğun, sürekli ve demokratik düzene ciddî tehlike oluşturması ve kararlılık içinde işlenmesi koşullarını içerecek biçimde yeniden tanımlayacağız.

Siyasetin finansmanını şeffaflık, denetlenebilirlik ve seçim harcamalarının saydamlığı ilkeleri çerçevesinde ayrıntılı biçimde düzenleyeceğiz.

Şeffaflık ilkeleri doğrultusunda, siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız.

 

II. KAMU YÖNETİMİ

Cumhurbaşkanlığı Bünyesindeki Birimler, Bakanlıklar, Düzenleyeci ve Denetleyici Kurumlar, Yerel Yönetimler, Liyakate Dayalı Kamu Personel Yönetimi ve Kamuda Bürokrasinin Azaltılması

Cumhurbaşkanlığı Bünyesindeki Birimler, Bakanlıklar, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar 

Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.

Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız.

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı”nı “Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı” olarak yapılandıracağız.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” şeklinde yapılandıracağız.

Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kuracağız.

Hazine’yi Maliye Bakanlığı’ndan ayıracak ve ayrı bir Bakanlık şeklinde yeniden yapılandıracağız.

Ticaret Bakanlığı’nı “Esnaf ve Ticaret Bakanlığı” şeklinde yapılandıracağız.

Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kuracağız.

Strateji ve Planlama Teşkilatı Kuracağız.

Bakan yardımcılıklarını kaldırıp, müsteşarlık sistemini kuracağız.

Bakanlıklarda belirli konulardan sorumlu birden fazla müsteşar atanmasını mümkün hale getireceğiz.

Düzenleyici ve denetleyici kurumların idari ve mali bağımsızlıklarını sağlayacak ve yürütmenin müdahalelerine karşı koruyacağız.

Düzenleyici ve denetleyici kurumlarda liyakat, şeffaflık, tarafsızlık, çoğulculuk, hesap verebilirlik ve ulaşılabilirlik ilkelerini esas alacağız.

Kurumlara yapılacak atamalar ile kurumların denetiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin daha belirleyici ve etkin olmasını sağlayacağız.

Düzenleyici ve denetleyici kurumlarda çalışanların düzenledikleri sektörlerdeki kuruluşların yönetim kurullarında görev almalarını önleyeceğiz.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na üye seçim yöntemini çoğulculuğu sağlayacak şekilde değiştirecek, Kurul’un tarafsızlığını ve özerkliğini güvence altına alacağız.

Rekabet Kurumu’nun işleyişine etkinlik kazandıracak, piyasalarda hâkim durumun kötüye kullanılmasını engelleyeceğiz.

SPK’nın yetkilerini artıracak, sermaye piyasalarında manipülasyon ortamının oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.

Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunu kuracağız.

Türkiye Şeker Kurumu’nu kuracağız.

Yerel Yönetimler 

Yerel Yönetimler Reformunu hayata geçireceğiz.

Tüm yerel yönetim mevzuatını yeniden değerlendirecek, yerel yönetimleri idari ve mali açıdan yeniden yapılandıracağız.

Bazı bakanlıkların taşra kuruluşlarını görev alanlarına göre yerel yönetimlere devredeceğiz.

Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayetine son vereceğiz.

Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacak, yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.

Seçilmiş yöneticilerin görevlerine bir yargı kararı olmadıkça son verilememesini güvence altına alacağız.

Görev suçları sebebiyle hakkında soruşturma başlatılan yerel yöneticilerin geçici olarak görevden uzaklaştırılmalarını da ancak yargı kararı ile mümkün kılacağız.

Seçilme yeterliliğini kaybeden ya da görevden uzaklaştırılan belediye başkanının yerine gelecek kişinin belediye meclisi tarafından seçilmesini sağlayacağız.

Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artırma kapasitelerini güçlendireceğiz.

Belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı payları artıracağız.

Belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları payların belirlenmesinde illerin üretim ve ihracata olan katkısını ve yaz-kış ile gece-gündüz nüfus farkı ile düzensiz göçü dikkate alacağız.

Muhtarlık Temel Kanunu’nu çıkaracağız.

Büyükşehir Yasası’yla mahalleye dönüştürülen köylere tüzel kişiliklerini iade edeceğiz.

Bütçe yetersizliği nedeniyle gerekli gelişmeyi göstermekte ve hizmet götürmekte zorlanan büyükşehir statüsünde olmayan illerimizdeki belde belediyelerini proje bazında destekleyeceğiz.

Daha önce kapatılan belde belediyelerinin yeniden açılması ve yeni belediye ihdasını ihtiyaçlar doğrultusunda değerlendireceğiz.

İl Özel İdareleri’nin durumunu kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çerçevesinde ele alacağız.

Türkiye Belediyeler Birliği’ni yeniden yapılandırarak belediyeler arasında ayrım yapan, partizan ve hakkaniyetsiz uygulamalara son vereceğiz.

Yerel yönetimlerin karar mekanizmalarına muhtarları, ilgili sivil toplum kuruluşlarını ve meslek odalarını dahil ederek katılımcılığı artıracağız.

Demokratik katılımı önceleyecek, kent konseylerini güçlendirecek, kurulmamış kent konseylerinin ivedilikle kurulmasını zorunlu hale getireceğiz.

Yerel yönetim mekanizmalarına nitelikli katılımın sağlanabilmesi için yerel yönetimlerde fırsat eşitliği birimleri kuracağız.

Yerel yönetimlerin verilerini topluma açmasını sağlayacak, bu verilerin üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları tarafından yerel çözümlerin geliştirilmesinde kullanılmasına imkân tanıyacağız.

Yerel yönetim hizmet standartlarını oluşturarak karar ve iş süreçlerini şeffaf, anlaşılır ve takip edilebilir hale getireceğiz.

Meclis toplantıları, imar planı değişiklikleri, kaynak kullanımları, borçlanma, ihale ve satın alma kararları ile denetim raporlarına ilişkin hususları kamuoyu tarafından canlı yayın dahil şeffaf ve anlaşılır bir şekilde izlenebilir hale getireceğiz.

Belirli nitelikteki projelerde e-devlet oylamaları (halk oylaması) yapacağız.

Belirli miktarları aşan ihale ve ödemelerde belediye başkanlarına imza sorumluluğu getirecek, belediye başkanlarının bu konuda uzun süreli hastalık durumu hariç yetki devri yapamamasını sağlayacağız.

Belediye başkan ve yardımcılarının birinci ve ikinci derece kan ve sıhri akrabalarının, özel kalem müdürlüğü, müşavirlik, danışmanlık görevlerine getirilmesini yasaklayacağız.

Belediyelerin büyük ölçekli projelerinin iç ve dış finansmanıyla ilgili objektif kriterler belirleyecek, merkezi yönetimin belediyelerin finansmana erişimini geciktiren veya engelleyen onay yetkisinin kullanımında süre şartı getireceğiz.

Yerel yönetimlerin kurdukları şirketler ve iştirakleri görev, fonksiyon, ihtiyaç, etkinlik, verimlilik ve kamu ihale yasasına uymak gibi kriterlere göre kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutacağız.

Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) üyelerini ulaşımla ilgili kurumları içerecek ve temsil ağırlığı büyükşehir belediyelerinde olacak şekilde yeniden belirleyeceğiz.

Yerel yönetimlerde etkin bir iç denetim ve Sayıştay denetimini hayata geçirecek, denetim bulgularının yerine getirilip getirilmediğini titizlikle takip edeceğiz.

Liyakate Dayalı Kamu Personel Yönetimi ve Kamuda Bürokrasinin Azaltılması 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu sadeleştirerek günümüz koşullarına uygun hale getireceğiz.

Devlet Personel Başkanlığı kuracağız.

Kamu görevine alınmada her aşamada liyakat ve eşitlik ilkelerini hâkim kılacak, şeffaflığı sağlayacağız.

Mülakat uygulamalarına son verecek, yazılı sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılmasını sağlayacak, işin niteliği gereği sözlü mülakat yapılmasının zorunlu olduğu istisnai halleri kanunla düzenleyecek, sözlü sınavlarda adaylara yöneltilecek soruların kura usulüyle belirlenmesini, sözlü sınav ve mülakatların kayda alınmasını temin edeceğiz.

KPSS sınavlarının sayısını artıracak ve sınavlardan ücret almayacağız.

Merkez Bankası, TÜİK ve Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlara atanacak Başkanların atanmadan önce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kamuoyuna açık bir oturumda dinlenilmesini sağlayacağız.

Düzenleyici ve denetleyici kurumların ve kamu bankalarının üst yönetimine yapılacak atamalarda eğitim, sektör tecrübesi gibi kriterleri sıkılaştıracak ve titizlikle uygulanmasını sağlayacağız.

Kamuda kariyer sistemine dayalı çağdaş bir insan kaynakları yönetimine geçecek, her kurumun nitelikli “meslek elemanı” ihtiyacını kendi içinden karşılaması ilkesini getirecek, meslek memurluklarına atanmada kurumlar arası nakil işlemi uygulamalarına son vereceğiz.

Kamu hizmetinde yükselmede objektif kriterlere dayanan ehliyet, liyakat, performans ve kıdem dışında bir ölçüt kabul etmeyecek, fırsat eşitliğini mutlak surette sağlayacağız.

Kamu görevlilerini tanımlanan yetki alanlarında, hesap verebilirlik ilkesi uyarınca sorumlu tutacak, bu doğrultuda kamu personelinin dokunulmazlıklarını kaldıracağız.

2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun kapsamında öngörülen yasaklara uyulmasını yakından takip edecek, öngörülen müeyyideleri titizlikle uygulayacağız.

Üst düzey görevlere atanan kadın yöneticilerin sayısını arttıracağız.

Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin vekil ya da taşeronlar eliyle yürütülmesine izin vermeyeceğiz.

Kamu çalışanları arasında ücret ve maaş adaletini sağlayacağız.

Aile birliğinin korunması ilkesini gözeterek tüm eş durumundan atama taleplerini en kısa zamanda gerçekleştireceğiz.

Avrupa Sosyal Şartı’nda yer alan istisnalar dışında kamu görevlilerinin sendikal hak ve özgürlüklerinin önündeki tüm engelleri kaldıracağız.

E-Devlet hizmet ağını genişleterek kamu hizmetlerinde kâğıt, mühür ve imzayı azaltacak, bu kapsamda, kişilerin kurumlar ve diğer taraflarla ev kiralama, ikinci el alışveriş gibi ticari borç/alacak ilişkisinde e-devlet üzerinden serbest sözleşme düzenleyebilmesinin önünü açacağız.

Büyük Veri Hamlesi sayesinde kişisel mahremiyet çerçevesinde ve bireyin iznine bağlı olarak, kamu kuruluşlarının diploma, vesikalık fotoğraf, ikamet ve benzeri verileri birbirleriyle paylaşmalarını ve mükerrer taleplerde bulunmamalarını sağlayacağız.

Kamuda izin, lisans ve benzeri başvuruların durumunun ve tahmini tamamlanma süresinin dijital platformlar üzerinden takip edilmesini sağlayacağız.

 

III. YOLSUZLUKLA MÜCADELE, ŞEFFAFLIK VE DENETİM

Yolsuzlukla Mücadele, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı, Kamu İhale Kanunu, Şeffaflık, Denetim ve Sayıştay, Siyasi Etik Yasası

Yolsuzlukla Mücadele 

Sivil toplumun da destek ve katkısıyla “Yolsuzlukla Mücadele Strateji ve Eylem Planı” hazırlayacak ve kararlılıkla uygulayacağız.

Yolsuzlukla mücadelede idari, yargı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimini etkinleştireceğiz.

TBMM’de “Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu” kuracağız.

Yolsuzlukla mücadele mevzuatını, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) tavsiye kararlarıyla tam uyumlu hale getireceğiz.

OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu’nun yurt dışı merkezli kişi ve kuruluşlardan gelen rüşvetle mücadele, ihbarcıların korunması ve kovuşturma bağımsızlığı konularında tespit ettiği eksiklikleri ivedilikle gidereceğiz.

Rüşvet ve yolsuzluk suçlarında yargı süreçlerini hızlandıracak, cezaları artıracak, zaman aşımını kaldıracak, bu suçların af kapsamına alınmamasını sağlayacağız.

3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nda değişiklik yaparak kaynağı açıklanamayan gelir ve servet artışlarının cezalarını artıracak ve tavizsiz bir şekilde uygulayacağız.

Uluslararası Yolsuzluk Sözleşmesi başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmaları kullanarak yolsuzluktan elde edilen ve yurtdışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede, AB Müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında da öngörülen “Malvarlıklarının Geri Alınması Ofisi”ni kuracağız.

TMSF kapsamına alınan kuruluşlara atanan kayyımların yürüttüğü satış, yatırım ve benzeri finansal işlemleri denetime tabi tutacağız.

TMSF ve diğer kamu kurumlarından ihalesiz varlık satışını yasaklayacak, Fon Kurulu Üyelerinin aldıkları kararlarla ilgili sınırsız sorumsuzluk durumunu kaldıracağız.

Siyaset, kamu meslek örgütleri ve kamu imtiyazı elde etmiş sivil toplum yöneticilerini de kapsayacak şekilde mal beyannamesi uygulamasının yaygınlaştırılmasını ve etkin bir biçimde denetlenmesini sağlayacağız.

4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi kapsamında “Pazarlık Usulü” ile yapılanlar başta olmak üzere tüm ihaleleri gözden geçirecek, tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız.

Yolsuzluklara yönelik denetimin etkinliğini arttırmak için ulusal denetim standartları belirleyeceğiz.

Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı 

Terörizmin finansmanı, rüşvet, yolsuzluk, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve tüm diğer kara para yaratan gelir kaynaklarıyla etkili mücadeleyi temel öncelik olarak esas alacak, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın (MASAK) mali kaynakları ile personel ve bilişim alt yapısını güçlendirecek, çalışmalarında idari özerkliğe sahip olmasını sağlayacağız.

MASAK’ta görevli uzmanların güvencelerini artıracağız.

MASAK’ın zamanında ve yeterli düzeyde dijital verilere ulaşmasının önündeki idari engelleri ve birimler arası bilgi akışını engelleyen düzenlemeleri kaldıracağız.

Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun yapısını güçlendirecek, Kurulu daha etkili konuma getireceğiz.

5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 6415 Sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun, 7262 Sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Kanun ve ilgili mevzuatı güncelleyeceğiz.

Suç gelirlerinin ve teröre finans sağlayan fonların belirlenip, ayrıştırılarak el konulması ve müsadere edilmesine yönelik düzenlemeleri güncelleyerek, 5549 sayılı Kanun ve 6415 sayılı Kanun’da öngörülen idari tedbir düzenlemeleriyle entegre edeceğiz.

MASAK’la kolluk ve savcılık birimleri arasında görev ve sorumlulukları sarih bir şekilde yeniden düzenleyeceğiz.

Döviz büroları, ödeme kuruluşları, kıymetli taşlar ve maden ticareti ile gayrimenkul alım-satımının Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarının etrafından dolanılması amacıyla kullanılmasını engelleyecek, FATF standartlarına tam uyum sağlayacak ve ülkemizi “gri liste”den çıkaracağız.

Uluslararası kuruluşlar tarafından kabul edilmiş vergi cennetleri listesini ve kara paranın aklanması bakımından riskli ülkeler listesini acilen yayımlayacağız.

Offshore hesaplara fon transferlerini etkin biçimde takip edecek, “Vergi Konularında İdari Yardımlaşma Sözleşmesine Taraf Olan Ülkelerle” yakın işbirliği mekanizmaları oluşturacağız.

Vergi affı ve varlık barışlarının kara para aklanması aracı olarak kullanılmasını engelleyeceğiz.

Kamu İhale Kanunu 

4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nu Avrupa Birliği normlarına uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz.

İhale mevzuatını oluştururken su, enerji, posta ve ulaştırma gibi iktisadi kamu hizmetleri sektörlerinin özelliklerini dikkate alacağız.

Kamu alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna, keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan istisna ve muafiyet hükümlerini kaldıracağız.

Kamu ihale kanununda yapılacak değişikliklerin TBMM’de salt çoğunlukla yapılmasını sağlayacağız.

Kamu İhale Kurulu ve Kurumu’nu yeniden yapılandıracak, Kurul üye sayısını azaltacak ve Kurul’un esas olarak mevzuatın geliştirilmesine ve idare ile yüklenicinin sorunlarının çözümüne odaklanmasını sağlayacağız.

Yüklenicilerin daha önce yaptıkları işler, sermaye yapıları, makine ve ekipman parkları, işi zamanında bitirme yeteneği ve benzeri hususları kapsayan bir “merkezi değerlendirme kütüğü” oluşturacak, bu sistemden tüm kamu kurumlarının yararlanmasını sağlayacağız.

Devletin mal ve gayrimenkul satışlarında 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında suistimale yol açan uygulamalara son vereceğiz.

İhaleye fesat karıştırma ve ilgili suçlarda “zaman aşımı süresini” yeniden ele alacağız.

Şeffaflık 

Bilgi Edinme Kanunu’nu şeffaflığı artıracak şekilde yeniden düzenleyeceğiz.

Bilgi edinme, hak arama, müracaat ve şikayette bulunmanın usul ve esasları, idarenin tazmin sorumluluğu, yönetsel işlemlerde görev, yetki ve zamanaşımı gibi hususları düzenlemek üzere “Genel İdari Usul Kanunu” çıkaracağız.

Bilgi edinme hakkını ihlal eden kamu görevlilerinin disiplin, ceza ve tazminat sorumluluğunu artıracağız.

İş süreçlerinin basitleştirilerek, açık ve net olarak kurumların web sitelerinde yayınlanmasını sağlayacağız.

Lisans, ruhsat, izin ve benzeri idari işlemlerle ilgili belirlenen sürelerin geçilmesi durumunda yetkililerin açıklama yapmasını zorunlu kılacak, olumsuz sonuçlanan işlemlerin gerekçelerinin vatandaşlara yazılı bildirilmesini temin edeceğiz.

Dijital bir platform oluşturarak bu platform üzerinden kamu verilerinin kullanıcı dostu şekilde izlenebilmesini sağlayacağız.

Bilgi edinme ve etik kurullarında sivil toplumun yüksek düzeyde temsil edilmesini sağlayacağız.

Devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını Meclis’in ve Sayıştay’ın bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız.

Düzenleyici kurumların kurul kararlarının şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasını sağlayacağız.

Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun mali saydamlık, hesap verebilirlik, iç kontrol ve denetim gibi alanlarına ilişkin hükümlerine tabi olmasını sağlayacağız.

Kamu Özel İşbirliği projelerinden kaynaklanan garanti ve diğer koşullu yükümlülüklerin kamu mali istatistiklerinde anlaşılabilir biçimde yer almasını sağlayacağız.

Ulusal istatistiklerde yaşanan veri kalitesi sorunlarının sağlıklı bir biçimde doğru ve eksiksiz olarak hızla tespitini sağlayacağız.

Denetim ve Sayıştay 

Sayıştayı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyeceğiz

Sayıştay üyelerinin tamamının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız.

Sayıştay denetiminin kapsamını, kamu kaynağı kullanan tüm kurum ve kuruluşları içerecek şekilde, genişleteceğiz.

Sayıştay raporlarının tamamının Kesin Hesap Komisyonu’na sunulmasını ve raporlar ile denetim sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını sağlayacağız.

Sayıştay Başkanlığı tarafından tespit edilen kamu zararları ve bunlar hakkındaki suç duyurularıyla ilgili keyfiliğe son vereceğiz.

Sayıştay’ın performans denetimini etkin kılacağız.

Siyasi Etik Yasası 

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, Bakanların, siyasi parti genel merkez yöneticilerinin, il başkanlarının, belediye başkanlarının ve belediye meclis üyelerinin, görevlerini yerine getirirken uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin düzenlenmesi amacıyla Siyasi Etik Kanunu’nu çıkaracağız:

  • Etik davranış ilkelerini, görevleri ile bağdaşmayan işleri, mal bildiriminde bulunulmasını, çıkar çatışmalarına ilişkin çeşitli durumlarda beyan yükümlülüğünü, hediye alma yasağını ve etkili bir denetim ve yaptırım sistemi hususlarını Avrupa Birliği Müktesebatı ve ilkeleri ile Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)’nun Tavsiye Kararları ışığında düzenleyeceğiz.
  • Kanun kapsamındaki kişilerin; görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendileri, yakınları veya üçüncü kişiler lehine etik dışı aracılıkta bulunmalarını; akraba, eş, dost veya diğer tanıdıklarını kayırmalarını, herhangi bir nedenle ayrımcılık yapmalarını engelleyeceğiz.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin görevleri ile bağdaşmayan işleri açıkça düzenleyerek, yasak kapsamında olmayan diğer işlerden edindikleri gelirlere de beyan yükümlülüğü getireceğiz.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin; yürütme organının teklif, inha, atama ya da onamasına bağlı resmi veya özel işlerde görev alamamasına ilişkin düzenlemelerin uygulanmasını titizlikle takip edeceğiz.
  • Kanun kapsamındaki kişilerin mal beyanlarını yenileme süresini kısaltarak, 2 yılda bir mal beyanı vermelerini sağlayacağız.
  • Mal beyanında bulunma yükümlülüğünün kapsamını genişletecek, kişilerin görevleri ile ilgili çıkar çatışması oluşturan ya da oluşturabilecek durumlar ile kendilerine sunulan imkânları, bu imkânların kullanım alanlarını ve milletvekilliği göreviyle bağdaşan işlerini de ilgili makama bildirmelerini sağlayacağız.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, bakanların davranışlarında kamu yararını gözetmesini, kişisel çıkarla kamu yararının çatışmasından kaçınmasını sağlayacağız.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ve bakanların katıldıkları toplantılarda konuşma ve katılımlarına karşılık ücret veya bağış aldıkları durumlarda belirli bir miktarı aşan meblağlar için beyan yükümlülüğü getireceğiz.
  • Hediye kabul etme yasağına ilişkin istisnaları yönetmelikle açıkça belirleyeceğiz.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceğiz.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Siyasi Etik Komisyonu kuracağız.
  • Komisyon tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve bakanlar hakkında etik ilkelere aykırı davrandığının tespit edilmesi halinde; uyarma, kınama, idari para cezası ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil edecek heyetlerde süreli olarak görev alamama kararları verilebilmesini sağlayacağız.
  • Üyelikle bağdaşmayan herhangi bir hizmeti veya görevi sürdürmekte ısrar eden üyeler hakkında Genel Kurul tarafından üyeliğin düşürülebilmesini düzenleyeceğiz.

 

IV. EKONOMİ, FİNANS VE İSTİHDAM

Temel Ekonomik Hedefler, Ekonomi Kurumlarının Güçlendirilmesi ve Yeniden Yapılandırılması, Merkez Bankasının Bağımsızlığının Teminat Altına Alınması, Para Politikası, Kamuda İsrafla Mücadele, Bütçe ve Kamu Harcamaları, KİT'ler ve Diğer Kamu, Vergi, Kamu-Özel İşbirliği Projeleri, Finans Sektörü Politikaları, İstihdam ve İşsizlikle Mücadele Politikaları

Temel Ekonomik Hedefler 

Yeşil dönüşümü ve dijital devrimi merkezine alan sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kalkınma stratejisiyle ve yatırım, istihdam, verimlilik ve teknoloji eksenli bir dönüşümle Türkiye’yi ‘’Orta Gelir Tuzağı”ndan kurtarıp ‘’Yüksek Gelirli Ülkeler” arasında sağlam ve kalıcı bir konuma getireceğiz.

Ekonomik dengeleri tahkim edecek, makroekonomik ve finansal istikrarı tesis edecek tutarlı ve akılcı politikaları güçlü bir program çerçevesinde uygulayacağız.

Enflasyonu iki yıl içinde düşük tek haneye kalıcı bir biçimde indireceğiz.

Türk lirasına yeniden itibar ve istikrar kazandıracağız.

Ortalama büyüme hızının yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmesini sağlayacağız.

Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkaracağız.

Beş yılda en az 5 milyon ilave, nitelikli ve insan onuruna yaraşır gelir sağlayan iş imkanı oluşturacak, işsizliği tek haneye indireceğiz.

2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası dönemdeki haksız gelir ve servet transferi ile rant devşirmeye dayalı politikalara son verecek, gelirin bireyler, haneler ve bölgeler arasında adil ve dengeli dağılımını sağlayacağız.

Son yıllarda ciddi biçimde kötüleşen kamu mali dengelerini kontrol altına alacak, borç ve faiz yükünün sürdürülebilir seviyelerde tutulmasını sağlayacağız.

Beş yılın sonunda yıllık ihracatı 600 milyar dolar seviyesine, ihracatın kilogram değerini 2 doların üzerine, yüksek teknoloji ürünleri ihracatının payını ise iki katına çıkartacağız.

Verimlilik, yüksek katma değer ve rekabetçiliğe dayalı sektörel politikalarımızla üretim yapısını ithalata bağımlı olmaktan kurtaracak ve ekonomimizi sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşturacağız.

Uluslararası döviz rezervlerini güçlendireceğiz.

Türkiye’yi yeniden “Yatırım Yapılabilir Ülke” kredi notuna kavuşturacağız.

Ekonomi Kurumlarının Güçlendirilmesi ve Yeniden Yapılandırılması 

Cumhurbaşkanına bağlı, liyakatli ve deneyimli denetim personeli ve uzmanlardan oluşan “Durum ve Hasar Tespit Komitesi’ni” oluşturacak, Komiteyi kurumlardan veri ve bilgi temini noktasında tam yetkiyle donatacağız.

Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kapsamını daha katılımcı hale getirecek, Konseyi ekonomik istikrar, kaynak tahsisinde etkinlik, verimlilik, rekabet gücünün artırılması, yoksulluk ve gelir dağılımında eşitsizlik gibi ekonomik ve sosyal sektörleri çapraz kesen konularda farklı kesimlerin politika önerilerinin değerlendirildiği, uzlaşma ve diyaloğun sağlandığı bir platform olarak işlevsel hale getireceğiz.

Başlangıçta Cumhurbaşkanına, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçildiğinde ise Başbakan’a doğrudan bağlı Strateji ve Planlama Teşkilatı’nı kuracağız.

Hazine’yi Maliye Bakanlığı’ndan ayırarak ayrı bir Bakanlık şeklinde yeniden yapılandıracağız.

Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nu asli fonksiyonuna geri döndüreceğiz.

Türkiye İstatistik Kurumu yasasını yeniden düzenleyerek;

  • Başkanın Bakanlar Kurulu Kararıyla, Başkan Yardımcılarının ise Başkanın teklifi üzerine üçlü kararname ile atanmasını sağlayacağız.
  • Süre tamamlanmadan görevden almaya izin veren halleri açıkça belirleyecek, Başkan ve Başkan Yardımcılarının TÜİK Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınamamasını temin edeceğiz.
  • TÜİK istatistiklerinin akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından düzenli biçimde kalite ve güvenilirlik testine tabi tutulmasını zorunlu hale getireceğiz.

Merkez Bankası Bağımsızlığının Teminat Altına Alınması 

Merkez Bankası kanununda temel görevleri, araç bağımsızlığını ve üst düzey atamaları ilgilendiren değişikliklerin TBMM’de nitelikli çoğunlukla yapılabilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemesini gerçekleştireceğiz.

Başkan ve üst düzey yönetimin atanma süreçlerini ehliyet, liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirliği esas alan bir zeminde yeniden tasarlayacağız.

Başkan, Başkan Yardımcıları ve Para Politikası Kurulu üyelerini beş yıllık süre için atayacağız.

Başkanın Bakanlar Kurulu Kararıyla, Başkan Yardımlarının ise Başkanın teklifi üzerine üçlü kararname ile atanmasını sağlayacağız.

Başkan ve Para Politikası Kurulu üyelerine en fazla iki defa atanma sınırı getireceğiz.

Başkan, Başkan Yardımcısı ve Kurul üyelerinin TCMB Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınamamasını temin edeceğiz.

Banka Meclisi üyelerinin belirlenmesinde; finans, sanayi, ticaret ve tarım sektörlerindeki tecrübe ve birikimleri arasında dengeyi gözeteceğiz.

Merkez Bankası’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu oturumlarına düzenli olarak yılda iki defa katılımını sağlayacak, basına da açık olacak olan sunumların naklen yayınlanmasını temin edeceğiz.

Enflasyon hedefinin tutturulamaması durumunda Bankanın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna özel gündemle bilgi vermesini sağlayacağız.

Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Fiyat İstikrarı Komitesi’ni kaldıracağız.

Finansal istikrarın makro düzeyde daha etkin bir şekilde gözetilebilmesi amacıyla Finansal İstikrar Komitesinin kurumsal yapısını güçlendirecek, Komite’nin düzenli toplanmasını temin edecek, kararların detaylı biçimde kamuoyuna açıklanmasını sağlayacağız.

TCMB’nin merkezi başkent Ankara’dadır. Bankanın İstanbul’daki birimlerinin Ankara’ya taşınma sürecini mümkün olan en kısa sürede sağlayacağız.

Banka Kanununa aykırı biçimde Ankara dışına taşınma işlemlerini ve bu işlemler sonrasında uğranılan kamu zararını idari ve hukuki denetime tabi tutacak ve zararları ilgililerine rücu edeceğiz.

Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemleri idari ve hukuki denetime tabi tutacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takipçisi olacağız.

Para Politikası 

Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz.

TCMB’nin asli görevini yerine getirebilmesi için para politikası araçlarını fiyat istikrarı doğrultusunda bağımsız, şeffaf ve öngörülebilir bir şekilde kullanabilmesini temin edeceğiz.

TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) arasındaki koordinasyonu daha da güçlendirecek, para ve kredi politikalarının daha uyumlu bir biçimde yürütülmesini sağlayacağız.

Makro ihtiyati tedbirlerin asli işlevi doğrultusunda mevcut riskleri azaltmaya ve risk birikimini önlemeye odaklanmasını sağlayacağız.

Enflasyonla mücadeleyi desteklemek için maliye politikasının bileşimi, yönetilen fiyatlar, üretim yapısı, tarım, ticaret, rekabet ve verimlilik gibi alanlarda gerekli yapısal düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

TCMB’nin Hazine ile doğrudan veya dolaylı finansman ilişkisi kurduğu kar ve yedek akçe dağıtımı, açık piyasa işlemleri, menkul değerler cüzdanı, cari hesap ilişkisini TCMB yasasında açıkça düzenleyecek, bu suretle Hazine’ye doğrudan kaynak aktarımı suretiyle parasal genişlemeye yol açılmasını önleyeceğiz.

Özel sektöre kredi temini yoluyla kaynak tahsisine doğrudan müdahale edilmesine ve bankaların bilançolarının kompozisyonuna mikro düzeyde müdahale edilmesine yönelik uygulamalara son vereceğiz.

Dalgalı kur sistemine aykırı uygulamalara son verecek, kambiyo rejimine ilişkin düzenlemeleri para politikasının esneklik ve etkinliğini artıracak şekilde gözden geçireceğiz.

Uluslararası döviz rezervlerini güçlendirecek, rezervlerin kullanımında keyfiliği giderecek, rezerv yönetiminin şeffaf ve hesap verebilir bir çerçevede yürütülmesini sağlayacağız.

Her ne şekilde olursa olsun, rezerv satışlarının en geç on beş günlük periyotlarla kamuoyuna açıklanmasını sağlayacak, altı ayda bir kapsamlı rezerv yönetimi raporu hazırlayacağız.

İktidara gelir gelmez yeni Kur Korumalı Mevduat hesabı açılmasını durduracak, mevcut hesapları vade sonlarında kapatacağız.

Kamuda İsrafla Mücadele 

İktidara gelir gelmez kamuda israfa son verecek kapsamlı bir program uygulayacağız.

İtibar gerekçesine sığınılarak gerçekleştirilen tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz.

Temsil ve ağırlama harcamalarını en az yarı yarıya azaltacağız.

Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya Köşküne taşıyacağız.

Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımındaki saray, köşk ve yalıları halkın kullanımına açacağız.

Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımındaki uçak sayısını azaltacağız.

Kamu görevlilerinin birden fazla yerden ilave gelir elde etmesini engelleyeceğiz.

Kamuda makam odaları için standart belirleyerek gösterişin önüne geçeceğiz.

Yeni kamu binası yapılmasını, tefrişat alımını durduracağız.

İhtiyaç dışı kamu binalarının satışını gerçekleştireceğiz.

Kamuda araç tahsisini çok az sayıdaki görevlerle sınırlı tutacağız.

Çakarlı araç kullanımını sadece Ambulans ve Güvenlik araçlarıyla sınırlayacağız.

Yeni hizmet binası ve araç kiralamasına son verecek, mevcut kiralamaları kademeli biçimde tasfiye edeceğiz.

Kamu binalarında ışıklı tabelalara, Bakanlar başta olmak üzere yöneticilerin video görüntülerinin yayımına son vereceğiz.

Yurtdışı teşkilatları yeniden yapılandıracak, gereksiz yurtdışı kadroları iptal edeceğiz.

Bütçe ve Kamu Harcamaları 

Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla “Mali Kural” uygulamasını hayata geçireceğiz.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ile Sayıştay’ın mali kuralın izlenmesindeki rol ve etkinliğini artıracağız.

Kamu Mali Yönetim Reform Stratejisi hazırlayacağız.

Tüm kamu harcamalarını gereklilik ve verimlilik açısından kapsamlı bir gözden geçirmeye tabi tutacak, önceliğini yitirmiş harcama programlarını tasfiye edeceğiz.

Kaynakları “Kanal İstanbul” gibi rant projeleri için değil GAP, DAP, KOP ve DOKAP kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız.

Bütçe çalışmalarında doğa ve çevrenin korunmasına, dezavantajlı grupların gözetilmesine ve cinsiyete duyarlı bütçeleme anlayışına özen göstereceğiz.

Toplumun en kırılgan kesimlerini gözeterek harcama önceliklerini yeniden belirleyeceğiz.

Şeffaf olmayan bir biçimde özel kurallarla kamu harcaması yapılmasına son vereceğiz.

Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmalarının kanunla yapılmasını sağlayacağız.

Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerin kendi bütçeleri içinde yapacakları aktarmaları aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin belli bir oranıyla sınırlayacağız.

Personel giderleri tertiplerinden, aktarma yapılmış tertiplerden ve yedek ödenekten aktarma yapılmış tertiplerden diğer tertiplere aktarma yapılmasını engelleyeceğiz.

Kamu garantilerinin kapsamı, gerekçeleri, süresi ve benzeri bilgiler ile bunların değişik senaryolar altında bütçe üzerindeki yükünü düzenli olarak kamuoyuyla paylaşacak, bütçeye ekli cetvel olarak TBMM’ye sunacağız.

Kamu borçlanmasında ve kamu garantilerinde kur, faiz, likidite, re-finansman ve kredi risklerinin basiretli biçimde yönetimi için daha bağlayıcı ilke ve kurallar getireceğiz.

Kamunun zorunlu haller dışında döviz cinsinden sözleşme yapmamasını sağlayacağız.

KİT’ler ve Diğer Kamu 

KİT yönetişim reformunu gerçekleştireceğiz.

İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)’nin “Kamu İşletmeleri için Kurumsal Yönetim Rehberi”nin tüm Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile kamu işletmelerinin yönetim ve denetiminde esas alınmasını sağlayacağız.

İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasını önleyecek ve faaliyetlerinin daha şeffaf bir çerçevede yürütülmesini sağlayacağız.

TOKİ’nin hesaplarının şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda hazırlanmasını ve Sayıştay denetimine tabi tutulmasını sağlayacağız.

Döner Sermaye uygulamasını daraltacağız.

Vergi 

“Saydam Mevzuat-Saydam Uygulama, Öngörülebilir Vergi Yükü, Geniş Vergi Tabanı-Vergi Yükünün Adil Dağılımı, Vergide Yeşil Dönüşüm, Ekonomik Etkinlik, Etkili ve Tarafsız Denetim” prensiplerine dayalı kapsamlı bir vergi reformu gerçekleştireceğiz.

Vergi Konseyi’nin adını “Ulusal Vergi Konseyi” olarak değiştirecek, daha kapsayıcı ve etkin hale getireceğiz.

Vergi sistemini yatırımı teşvik eden bir yapıya kavuşturacak, teşvikli yatırımlarda vergi indirimini daha yalın ve yönetilebilir hale getireceğiz.

Vergi istisna ve muafiyetlerini gözden geçirerek en aza indireceğiz.

Teşvik, istisna, muafiyet ve indirim yollarıyla tahsilinden vazgeçilen vergi tutarları yanında vazgeçmenin ekonomik ve sosyal gerekçeleri ile etkilerine ilişkin analizleri kapsayan Vergi Harcamaları Raporu’nu, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle birlikte TBMM’ye sunacağız.

Beyana tabi gelir unsurlarının kapsamını genişletecek, böylece dolaylı vergilerin ağırlığını azaltan bir vergi yapısı tesis edeceğiz.

Çalışanlar üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünü indireceğiz.

Ücretlilerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesinde yer alan eğitim, sağlık harcamaları gibi indirim unsurlarını matrahlarından indirebilmelerine imkân sağlayacağız.

Tarım sektöründe kullanılan mazottaki ÖTV yükünü kaldıracağız.

İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.

İlk kez konut alımında tapu harcı almayacağız.

Her türlü eğitim ve öğretim hizmetinden alınan KDV’yi indireceğiz.

Ticaret ve üretim üzerinde yük oluşturan ve kayıtlı ekonomiyi cezalandırıcı niteliğe dönüşen işlem vergilerini azaltacağız.

Emlak vergisinde, vergiye esas değer karmaşasına ve makul olmayan artışlara son vereceğiz.

Değer artış payı ve imar rantlarına ilişkin diğer düzenlemeleri gözden geçirecek, kentsel rantları kapsamlı ve etkili bir biçimde vergilendireceğiz.

Kripto varlıklar ve yeni gelişen dijital mecraların etkin bir şekilde vergilendirilmesini sağlayacağız.

2050 yılı Net Sıfır Karbon Emisyonu hedefimiz doğrultusunda yeşil vergileri öne çıkaran bir dönüşüm gerçekleştirecek, elde edilen gelirleri özel sektörün yeşil dönüşüm yatırımlarını desteklemede kullanacağız.

Gelir ve kurumlar vergileri kanunlarında yeşil yatırım ve yeşil finansmanı teşvik edecek düzenlemeleri yapacak, yeşil yatırımlarda zarar mahsup süresini daha uzun, amortisman süresini ise daha kısa belirleyeceğiz.

Motorlu taşıtların ilk iktisabında ödenen özel tüketim vergisini, yeşil vergi politikaları çerçevesinde yeniden düzenleyeceğiz.

Vergi denetimini iş dünyası üzerinde siyasi baskı kurmanın bir aracı olmaktan çıkaracak, Gelir İdaresi’ni uygulamada özerk hale getirecek ve performans denetimine tabi olmasını sağlayacağız.

Dijital muhasebe uygulamasını yaygınlaştıracak, vergi denetim ve inceleme işlemlerinin elektronik olarak yapılmasını sağlayacak, dijital vergi dairlerinin sayısını artıracağız.

Ekonomik ve teknik gerekçeleri olmayan vergi affı ile özellikle matrah artırımı ve varlık barışı uygulamalarına son vereceğiz.

Vergi Cennetlerine yapılan ödemelerden stopaj alınması dâhil gerekli önlemleri alacağız.

Kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele edecek, kayıt dışılığı OECD ortalamasının altına indirecek, bu mücadeleden elde edilecek kaynakları toplumun en kırılgan kesimlerini desteklemek için kullanacağız.

İhtisas vergi dairesi sayısı ile çalışan sayısını artırmak ve dijital sistemlerden etkin yararlanmak suretiyle vergi iade sürecini hızlandırarak iş dünyası üzerindeki yükü azaltacağız.

Kamu-Özel İşbirliği Projeleri 

Mevcut Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin tümünü teknik, idari, hukuki ve yasama denetimine tabi tutacağız.

Bu projelerin fizibilite, ihale, ihale sonrası değişiklikler, uygulama, raporlama ve denetim aşamalarının tümünde yapılmış olan hata, usulsüzlük ve yolsuzlukları tespit edeceğiz.

Usulsüzlük ve yolsuzluk tespit edilen projeler için ulusal ve uluslararası tüm hukuki yolları kullanacak, gerekirse tahkim süreçlerini işletecek, varsa kamuyu zarara uğratan yüklenici şirketler, bunların ortakları ve sorumlu şahıslarla ilgili yasal işlemleri başlatacak ve oluşan zararların ilgililerinden tahsilini sağlayacağız.

Ticari sır gerekçesinin Meclis’in ve Sayıştay’ın KÖİ projelerine ilişkin bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellememesini sağlayacak düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Büyük ölçekli kamu yatırımları ve KÖİ uygulamalarını düzenleyen çerçeve bir mevzuat çıkartacağız.

KÖİ sözleşmelerini Kamu İhale Kanunu kapsamına alacak, Avrupa Birliği’nin imtiyaz sözleşmelerinin ihale edilmesine ilişkin direktifine uyumlu hale getireceğiz.

Hazine dışındaki kurumların KÖİ kapsamında devlet adına garanti vermesine izin vermeyeceğiz.

KÖİ sözleşmelerinin teknik, ekonomik, çevresel ve sosyal fizibilite raporlarını kamuoyuyla paylaşacağız.

Paranın Karşılığı Analizi (PKA) yapılmış olan projelere ilişkin bilgileri yayınlayacak, PKA yapılmamışlar için gerekli analizleri yaparak paylaşacağız.

Finans Sektörü Politikaları 

BDDK, SPK gibi finans sektöründeki düzenleyici ve denetleyici kurumların idari ve mali bağımsızlığını sağlayacağız.

Finans sektöründeki düzenleyici ve denetleyici kurumların hesap verebilirliğini artıracak, bu kurumların TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na yılda en az iki defa sunum yapmalarını sağlayacağız.

TCMB’de olduğu gibi diğer düzenleyici kurumların kurul kararlarının da gerekçeleriyle birlikte şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasını sağlayacağız.

BDDK, SPK, TMSF ve Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu görev alanındaki düzenlemeleri gözden geçirecek, bir plan dahilinde uluslararası en iyi uygulamalar ile uyumlu hale getireceğiz.

Finans sektöründe yönetim kurullarına yapılacak atamalarda uluslararası en iyi uygulamalara uygun olarak eğitim, sektör tecrübesi, akrabalık-yakınlık ilişkileri ve benzeri hususları daha sıkı hale getirecek ve uygulanmasını sağlayacağız.

Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Finansal Kurumlar Birliği, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği gibi kuruluşları siyasi etkiden arındırarak sektöre yönelik gelişim projelerine odaklanmalarını sağlayacağız.

Dijital para, kripto varlıklar, Fintek’ler ve dijital ödeme sistemlerine ilişkin düzenleyici ve denetleyici mevzuatı ve kurumları net bir biçimde tanımlayacağız.

Bankacılık ve finans sektöründe varlık kalitesinin tespitine ve değişik senaryolar altında stres testlerine ilişkin bir çalışma yapacak, bu çalışmanın sonuçlarına göre finans ve bankacılık sektörünün kırılganlığını ortadan kaldıracak tedbirleri hayata geçireceğiz.

Finans sektöründe varlık kalitesiyle ilgili sorunların çözümünü konunun taraflarıyla diyalog içerisinde tutarlı, bütüncül, kötüye kullanım riskine sebebiyet vermeyen ve şeffaf bir biçimde gerçekleştireceğiz.

Ziraat Bankası’nı çiftçinin, Halk bankasını esnaf ve KOBİ’lerin bankası yapacağız.

Kamu bankalarının üst yönetimine atamalarda eğitim, finans sektörü tecrübesi, ehliyet ve liyakat kriterlerine titizlikle uyulmasını sağlayacağız.

Kamu bankalarının kuruluş kanunlarında yer alan amaçlarla tutarlı olmayan alanlarda yoğunlaşmasını engelleyeceğiz.

Kamu bankalarının sektör içinde adil rekabeti bozmalarını engelleyeceğiz.

Kamu bankalarının işlemlerini kapsamlı bir inceleme ve denetime tabi tutacak, varsa usulsüzlük, yolsuzluk ve zararların sonuna kadar takipçisi olacağız.

Kamunun sağladığı sübvansiyonlu krediler ile garanti verdiği kredilerin amacına uygun kullanımını yakından takip edip, denetleyeceğiz.

Sermaye piyasasının gelişimini destekleyerek sermayenin tabana yayılmasını sağlayacak, uzun vadeli kaynakları özellikle sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleştirilmesine dönük şirketlere yönlendireceğiz.

Özkaynak kullanımını ve uzun vadeyi destekleyen sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirlere vergi avantajı sağlayacağız.

Halka açılmayı teşvik eden vergisel düzenlemeleri çeşitlendireceğiz.

Halka açılan şirketlerin pay senedi ihraçlarıyla ve bedelli sermaye artırımlarından sağlanan fonların Kurumsal Yönetim İlkelerinin de gerektirdiği gibi şeffaf, adil, sorumlu ve hesap verebilir bir şekilde ve özkaynak, borç yönetimi, yatırım, büyüme hedefleri doğrultusunda kullanımını sağlayacak ilke ve mekanizmaları hayata geçireceğiz.

Halka açık şirketlere çalışanlarının ortak olmasını teşvik edecek düzenlemeleri yapacağız.

Borsada işlem gören şirketlerin yönetim kurullarının kompozisyonunun ve kalitesinin iyileştirilmesini sağlayacağız.

TMSF bünyesinde olan, yasal durumu uygun ve halka açılma kriterlerini sağlayan şirketleri halka arz edeceğiz.

Kamunun kontrol ettiği şirketler ile kamu bankalarının hem daha etkin ve kurumsal normlarda yönetilebilmesi hem de sermayenin tabana yayılmasını sağlamak için halka arz uygulamalarından yararlanacağız.

Kamu fonları ile kamunun katkı sağladığı fonlarda pay piyasası araçlarının daha fazla ağırlığının olmasını sağlayarak yatırım, üretim ve istihdamı destekleyeceğiz.

Kamu yatırımlarının finansmanında sermaye piyasası araçlarından daha fazla yararlanacak, bu kapsamda yatırımları doğru değerleme, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini güçlendireceğiz.

KOBİ’lere fon sağlamak amacıyla, bu şirketlerin özel durumlarını da dikkate alarak Gelişen İşletmeler Pazarı’nı yeniden yapılandıracak ve bu pazarın etkinliğini arttırmak için gereken düzenlemeleri yapacağız.

Halka açılmalarda küçük yatırımcının korunmasını ve sağlıklı/sağlam halka açılmaları temin etmek için şirketlerin uluslararası finansal raporlama standartlarına uygun raporlama yapmalarına mali teşvik sağlanması, SPK ve borsa yükümlülüklerinin ölçek bazında farklılaştırılması gibi adımlar atacağız.

Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nın etkinliğini arttıracağız.

Değerleme ve derecelendirme raporlarının, düzenlenme ve finansal araçların halka arzında etkin kullanımı için yasal mevzuat geliştireceğiz.

Performanslarını ve şeffaflıklarını artırmak suretiyle bireylerin tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendirmede yatırım fonları ve benzeri kurumsal yatırımcıları tercih etmelerini sağlayacağız.

Finans piyasalarında çıkar çatışmalarının önüne geçilmesi, yatırımcılara şeffaf ve hesap verebilir bir yatırım süreci sağlanması amacıyla yatırım danışmanlığını kurumsal ve kurala bağlı bir çerçeveye oturtacağız.

Borsa’da manipülasyon ve yolsuzluk iddialarına ilişkin ilgili kurumları da kapsayacak şekilde bir inceleme ve denetim başlatacak ve tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız.

Sermaye piyasasına güveni sarsan bilgi suiistimaline ve piyasa suçlarına karşı engelleyici yaptırımları içeren etkili yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Piyasa düzenini bozucu hareketlere daha hızlı bir şekilde müdahale edilmesini sağlamak, yanıltılan ve mağdur edilen yatırımcıların haklarını daha iyi korumak amacıyla finans mahkemeleri kuracağız.

Finans sektöründe müşteri ve küçük yatırımcıları teknolojik dönüşüm sürecinin ortaya çıkardığı risklere karşı korumak amacıyla mevzuatı ve kurumsal yapılanmayı sürekli gözden geçirecek ve gerekli uyarlamaları gecikmeden gerçekleştireceğiz.

Spekülatif ve saadet zinciri türü finans uygulamalarının yarattığı riskleri önleyici düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Kitlesel fonlamayla ilgili uygulama sonuçlarını değerlendirecek, suiistimal ve yatırımcı mağduriyeti oluşmaması için uluslararası ve yerel örnekleri de dikkate alarak, eksik yasal düzenlemeleri tamamlayacağız.

Kredi derecelendirme piyasasında yerel ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren kuruluş sayısını artırarak rekabetçi bir yapı oluşturacağız.

BDDK tarafından düzenlemesi yapılan ölçeğe bağlı kredilerin SPK mevzuatına göre yetkilendirilmiş kuruluşlarca derecelendirilmesini sağlayacağız.

İlgili tüm paydaşlarla istişare içerisinde kredi derecelendirme sisteminin aksayan yönlerini gidererek özellikle KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracağız.

Kitlesel fonlama, melek yatırımcı ağları, sosyal girişimcilik, etki yatırımcılığı, girişim sermayeciliği, fonların fonu gibi yenilikçi finansman modellerini mali, hukuki ve idari teşvik ve kolaylıklarla güçlü bir biçimde destekleyeceğiz.

Sermaye piyasalarını ve bankacılık sistemini, yeni girişimler, girişim sermayesi gibi özellikle teknoloji alanında fikri olan ve yatırımcı çekmek isteyen girişimcilere destek veren bir altyapıya kavuşturacağız.

İş modellerindeki hızlı değişime uyum sağlamak açısından finansal sektör mevzuatının ilgili kurumlarca periyodik olarak gözden geçirilmesini ve sonuçlarının kamuya açıklanmasını sağlayacağız.

Girişimi destekleyen finansal araçların çeşitlendirilmesini ve sermaye piyasalarıyla entegre ürünlerin etkinleştirilmesini destekleyeceğiz.

KOSGEB, TÜBİTAK, Teknokentler ve SPK ortak çalışmasıyla Girişim Sermayesi modelinde şirket kuruluşlarına destek olacağız.

Yatırım yapılacak girişim sermayesi şirketleriyle ilgili temel yönetim ve denetim ilkelerini belirleyeceğiz.

Melek yatırımcılık modelinde; kadın ve gençlerin projelerinin tanıtımı, değerlemesi ve izlenmesi, tarafların bir araya getirilmesi, profesyonel yönetim desteği verilmesi konusunda kurumsal yapıların oluşturulmasını sağlayacağız.

Kredi Garanti Fonunu Yeni Girişim (Start-Up) ve Hızla Büyüyen (Scale-Up) şirketlerin gelişim süreçlerine destek verecek şekilde yeniden yapılandıracağız.

Yeşil finansman, sürdürülebilirlik projeleri ve sosyal yatırımlar için finans sektörü uygulamalarının uluslararası mutabakat, standartlar ve çeşitlenmiş ürünlerle düzenlemesini ve denetlenmesini sağlayacağız.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasına yüksek teknoloji yatırımlarına, yeşil girişimlere, yeşil Ar-Ge faaliyetlerine ve yenilikçi girişimlere daha fazla ve öncelikli finansman sağlama konusunda performans kriterleri getirecek ve gerekli imkanı sağlayacağız.

Uluslararası ölçekte faaliyet gösterecek, dijital tabanlı Uluslararası Yeşil Finansman Kalkınma Bankası’nın kuruluşuna öncülük edeceğiz.

Küçük işletmelerin yurtdışı ödeme sistemleri ve kuruluşlarına erişiminin ve entegrasyonunun önünü açacağız.

Fintek’leri ve dijital ödeme sistemlerini finans endüstrisi içinde yaygınlaştıracağız.

Gerekli altyapıyı oluşturarak tüm kesimlerin güvendiği ve karşılıklı olarak kullanabildiği dijital para, dijital çek ve dijital senet gibi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacağız.

Her türlü mal ve hizmetin alım satımında finansal dijital platformların kullanımını yaygınlaştıracak, kredi mekanizmalarında İş aleminden İş alemine, Tüketiciden İş alemine, Tüketiciden Tüketiciye gerçekleşecek kredi mekanizmalarının önünü açacağız.

Finansal sektörün teknik değişim ve dönüşüm süreçlerinde gerekli bilimsel araştırmaları yapacak Finans Teknokentlerinin kuruluşunu teşvik edeceğiz.

Finansal teknolojilerdeki gelişme ve dönüşümün kamu idari işlemleriyle uyumunun arttırılmasını sağlayacağız.

Genişleyen finansal teknoloji kullanımı neticesinde artan siber saldırılara karşı, siber güvenlik stratejisini kamu-özel işbirliğiyle geliştireceğiz.

Fintek ihracatını destekleyeceğiz.

Eğitim müfredatında finansal okuryazarlığa, tasarrufun önemine, tüketim kültürünün dönüşümüne yönelik derslere yer verecek, bu çalışmaları yaygınlaştıracak, çeşitlendirecek ve sürekli güncel tutacağız.

Bireysel emeklilik sistemini, DASK uygulamasını, tarım sigortalarını, özel sağlık ve hayat sigortalarını daha yaygın hale getireceğiz.

İnşaat merkezli bakış açısına son vererek İstanbul’u gerçek anlamda bir Finans Merkezi yapacağız.

İstihdam ve İşsizlikle Mücadele Politikaları 

Ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis ederek, yatırım ortamını iyileştirerek sürdürülebilir büyümeyi ve insan onuruna yaraşır gelir sağlayan istihdam artışını destekleyeceğiz.

Çok yönlü ve kapsayıcı işgücü ve mesleki eğitim politikaları uygulayarak işsizlikle ilgili yapısal sorunları çözüme kavuşturacağız.

Dijital dönüşümle hız kazanan yeni iş ve istihdam modellerine uyum sağlayacak mevzuat değişikliklerini ve kurumsal yapıyı hayata geçireceğiz.

İstihdamla ilgili düzenlemeleri gözden geçirecek kayıtlı istihdamın önündeki mali ve mali olmayan yükleri azaltacağız.

Çok sayıda ve karmaşık olan istihdama yönelik vergi ve sosyal güvenlik prim teşviklerini sadeleştirerek uygulanmasını kolaylaştıracağız.

Girişimciliğin ve kendi hesabına çalışmanın desteklenmesi için sigortalılık ve şirket kurma konularında gerekli düzenlemeleri yapacak, şirket kurma ve kapatma ile hisse dağıtımını kolaylaştıracağız.

Yeni iş ve istihdam imkânlarının önünü açacak bir anlayışla hizmetler sektöründeki kısıtlamaları kaldıracağız.

Turizm, ulaştırma ve dağıtım, haberleşme, medya, oyun, e-spor ve emlak sektörlerinde yeni nesil iş modellerine yönelik özel destekler kurgulayacağız.

Teknoloji girişimlerine kuruluş aşamasında ücretsiz internet bağlantısı ve bulut hizmetleri gibi destekler sağlayacak, bu girişimleri sonraki aşamalarda büyüme ve nitelikli istihdam artışına bağlı olarak vergi ve prim teşvikleriyle de destekleyeceğiz.

Girişimcilerin ihtiyaç duydukları ortak kullanım tesislerinin sayısını ve niteliklerini artıracağız.

Yerinde istihdamı sağlayabilmek için yeşil dönüşümden etkilenmesi muhtemel bölgelerde katma değeri yüksek sektörlerde emek talebi yaratmaya yönelik teşvikler uygulayacağız.

İŞKUR’un kurumsal yapısını ve işgücü politikalarını geleceğin mesleklerini önceleyen, dezavantajlı vatandaşların istihdam edilmelerini ve istihdamda kalmalarını gözeten, girişimciliği destekleyen bir yapıya kavuşturacağız.

İŞKUR’un başta danışmanlık hizmetleri olmak üzere kurumsal kapasitesini güçlendireceğiz.

İŞKUR’un özel sektörün mesleki eğitim ve beceri dönüşümü projelerine finansman desteği vermesini sağlayacağız.

Ortaöğretim ve yükseköğretimden mezun olan herkesin İŞKUR’a kaydını yapıp, işe yerleşmelerini takip edecek, eğitim ve istihdam ilişkisini güçlendireceğiz.

İş arama, eşleştirme ve işe yerleştirmelerde blokzincir ve yapay zeka gibi teknolojilerden yararlanacağız.

Ülkemizde uygulanan istihdam programlarının etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla bağımsız bir mekanizma kuracağız.

Gençlere yönelik kısa eğitim programları, stajlar, sertifikalar, uzaktan eğitimler, dijital eğitim mecraları ve ücretsiz dijital geliştirme atölyeleri gibi programlar geliştirecek ve destekleyeceğiz.

Gençlerin çalışma hayatı ile erken yaşta tanışmasını sağlayacak iş modelleri geliştireceğiz.

Özel proje, program, hibe destekleri ve eğitim programlarıyla gençlerimizin tarımsal üretim, kırsal turizm, ekolojik yenilikçilik gibi kırsal alanlardaki iş ve istihdam imkânlarından daha fazla yararlanmalarını sağlayacağız.

Teknoloji geçmişi olmayan işsiz gençleri girişimciliğe, yazılım sektörüne, müşteri tecrübesi uzmanlığı gibi meslek gruplarına yönlendirerek genç işsizliği ve eksik-istihdam sorununu çözmek için yeni imkanlar oluşturacağız.

İŞKUR aracılığı ile öğrencilere part-time çalışma imkânı sunacak güvenli iş imkânları için altyapı çalışmalarını başlatacağız.

İstihdamda ve eğitimde yer almayan gençler başta olmak üzere yeni bir kariyer alanına yönelmek veya becerilerini geliştirmek isteyen gençleri eğitecek ve eğitim sonunda iş yönlendirmesi/eşleştirmesi yapacak “Garantili Yetenek Programları” başlatacağız.

Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla okul sonrası eğitmenli aktivite merkezleri ile kreşlerin sayısını yerel yönetimlerle işbirliği içinde mahalle düzeyinde artıracak, bu amaçla, yaşlı bakımına erişimi de iyileştireceğiz.

Özellikle ev işlerinde güvencesiz ve kayıt dışı çalışan kadın ev işçilerinin İş Kanunu’na tabi olmasını sağlayacağız.

Kadınların bilgi teknolojileri alanında eğitimini sağlayarak bu alanlarda istihdamını teşvik edeceğiz.

Dezavantajlı grupların girişimciliğini artırmak için bu gruplara özgü girişimcilik eğitimleri düzenleyecek ve kendi işlerini kurmalarını girişim sermayesi, vergi, SGK primi ve kredi olanakları ile teşvik edeceğiz.

Engelli vatandaşlarımız için korumalı istihdama ek olarak, istihdam et-eğit-sürdür ilkesinin uygulandığı ve engellilerin rekabetçi işgücü piyasası içinde yer almasını sağlayacak “destekli istihdam programı” başlatacak ve bu program kapsamında mesleki profilleme, iş bulma, meslek yönlendirmesi ve meslek edindirme kursları gibi hizmetleri vereceğiz.

Engelli bireylerin yetkinlikleri ve yapabilecekleri işlere ilişkin bilgileri de içeren bir veri tabanı oluşturarak yetkinliklerine uygun eğitim almalarını sağlayacak ve istihdam edilebilirliklerini artıracağız.

Engelli ve yaşlılar başta olmak üzere dezavantajlı tüm grupları dijital dönüşümün paydaşı yapacak, engelli bireylerin yazılım, kodlama, siber güvenlik, e-ticaret uzmanlığı, büyük veri yöneticiliği gibi kalifiye eleman olarak istihdamını sağlayacak projeler geliştireceğiz.

İşsizlik Sigortası Fonu’na %2’lik işveren katkısının yarısını “Yarına Hazırlık Fonu’na” aktaracak, bu fon aracılığıyla işsiz kalma riski yüksek çalışanlara yönelik beceri kazandırma ve özellikle KOBİ’lerin çalışanlarına yönelik beceri geliştirme yatırımlarına finansman sağlayacağız.

Ulusal Beceri Edindirme ve Geliştirme Eylem Planını uygulamaya koyacağız.

Mesleki eğitimi; İşbaşı Eğitimi (işletmeler, yetişkinler-daha az beceri gerektiren işler), Mesleki Temel Beceri Eğitimi (Uygulamalı Bilimler Liseleri, özel kurslar), Kurumsal Yetkinlik Eğitimi (Tarım Liseleri, Teknoloji Liseleri, Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Fakülteleri) şeklinde yapılandıracağız.

Mesleki eğitim müfredatını geleceğin meslekleri doğrultusunda güncelleyecek, öğrencilere farklı alanlarda da kullanabilecekleri taşınabilir yeni beceriler kazandıracağız.

Çalışanların ve işsizlerin beceri ve yeteneklerini ölçmeye ve geleceğin işlerine uygun hale getirmeye imkân verecek meslek-görev kesitleri ve benzeri yeni veri setleri oluşturacağız.

Teknoloji ve girişimcilik temelli olarak şekillenen iş ve istihdam ortamına uyum kapasitesini artırmak için mesleki profilleri genişleteceğiz.

Mesleki profillemede blokzincir ve yapay zeka uygulamalarından yararlanacağız.

İş bulma ümidini kaybetmiş veya uzun süredir işsiz olan bireylere yeni beceriler ve yetenekler kazandırarak istihdama geçmelerini sağlamayı amaçlayan “İkinci Şans Okulları” kuracağız.

Teknoloji ve Bilişim Liseleri ile gençlerin yazılım, kodlama ve teknoloji alanlarında meslek sahibi olmalarını sağlayacağız.

Otomasyon ve iş alanlarındaki hızlı dönüşümün yaratacağı uyum ihtiyacını karşılamaya yönelik yaşam boyu öğrenme programlarını artıracağız.

Meslekleri tanıtma programlarını başlatacak, sadece öğrencileri değil, velileri de meslek liseleri konusunda bilinçlendireceğiz

Meslek okullarını genişletecek, okullar ve firmalar arasındaki bağlantıları güçlendireceğiz.

Mesleki ve teknik okulların yönetim ve karar alma süreçlerinde özel sektör ve meslek kuruluşlarının yer alacağı, iş dünyasıyla etkileşimli bir okul yönetim sistemi kuracak, bölüm, alan ve dalların açılmasında, eğitim süreç ve içeriklerinde, öğretmenlerin gelişim süreçlerinde, mezunların istihdamında ve okulların yönetimi ile denetiminde iş dünyasına etkin rol ve sorumluluk vereceğiz.

İŞKUR, TOBB, KOSGEB, Kalkınma Ajansları ve Mesleki Yeterlilik Kurumu arasındaki eşgüdümsüzlüğü ve eksik kapasite kullanımını gidereceğiz.

Çıraklık veya mesleki eğitim ile kazançlı iş öğrenmeyi birleştiren bir sistem uygulayacağız.

Akademik eğitimi stajla uyumlaştıracak, işverenlerin staja bakışını olumlu hale getirecek ve işverenin staj yükümlülüklerini basitleştireceğiz.

İşletmelerde meslek lisesi öğrencilerinin staj ve istihdamını teşvik edeceğiz.

Mesleki ve teknik okulları öncelikle organize sanayi bölgelerinde, ticaret ve turizm alan ve merkezlerinde, tarımsal işletmelerin bulunduğu yerlerde kuracağız.

İş dünyası temsilcilerinin mütevelli heyetinde yer aldığı, kurulduğu bölgelerde öne çıkan sektörlerin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamak üzere kısa dönemli eğitimlerin verileceği “Teknoloji Kampüsleri” kuracağız.

Meslek dersi öğretmenleri de dahil olmak üzere mesleki eğitimlerin model/öğreten fabrika benzeri gerçek üretim ve sanal eğitim ortamlarında verilmesini sağlayacağız.

Mesleki eğitimi yaygınlaştırma ve etkinliğini güçlendirmede artırılmış ve sanal gerçeklik ile oyunlaştırma gibi dijital eğitim teknolojilerinden yararlanacağız.

Makine Mesleki Eğitim ve Beceri Geliştirme Atölyeleri kuracak, bu atölyelerde aynı zamanda OSB’lerdeki firmaların prototip ürün geliştirme ihtiyaçlarını da karşılayacağız.

Meslek liselerinin e-twining ve Erasmus gibi projelerden daha fazla yararlanmasını sağlayacağız.

Mesleki yeterlilik belgesine sahip olma şartını tüm meslekleri kapsayacak şekilde genişleteceğiz.

Bireylerin mesleki yeterlilik sınav ve belgelendirme masraflarının kamu tarafından karşılanmasını sağlayacağız.

Yeşil dönüşümden olumsuz etkilenebilecek çalışanların beceri profillerini çıkaracak, istihdam edilebilirliği yüksek gruplara yeni istihdam alanlarında iş bulmalarını sağlamaya yönelik beceri kazandırma ve geliştirme programları uygulayacak, gerekli teşvikleri sağlayacağız.

Yerel yönetimlerin istihdam politikalarının hayata geçirilmesinde ve çeşitli istihdam hizmetlerini sunmada daha fazla rol üstlenmelerini sağlayacağız.

İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarını yeniden ele alıp daha etkili hale getireceğiz.

İllerde açılacak mesleki eğitim kurumlarının İŞKUR’un o il için yaptığı analizlerle ilişkili ve tutarlı olmasını sağlayacağız.

Kalkınma Ajanslarının bölgesel düzeyde istihdamı artıracak öncelikli alanları her yıl baştan belirlemelerini ve bu alanlara yönelik projeleri öncelikli olarak desteklemelerini sağlayacağız.

 

V. BİLİM, AR-GE, YENİLİKÇİLİK, GİRİŞİMCİLİK ve DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Bilim Politikası, Tersine Beyin Göçü, AR-GE ve Yenilikçilik, Girişimcilik, Dijital Dönüşüm

Bilim Politikası 

Türk bilim dünyasının kaybettirilen ulusal yetkinliğini ve uluslararası saygınlığını, Cumhuriyetimizin kuruluşundaki bilimsel atılım felsefesine uygun bir şekilde yeniden tesis edeceğiz.

Türkiye’yi bilimsel ve teknolojik bir cazibe merkezi haline getireceğiz.

Bilim politikamızı, insan, özgürlük, demokratik eğitim, bilimsel düşünme, girişimcilik ve teknoloji üretimi odaklı bir anlayışla yürüteceğiz.

TÜBA, TÜBİTAK ve yükseköğrenim kurumları başta olmak üzere mevcut kurumları siyasi müdahaleden uzak ve özerk bir şekilde, Türkiye’nin bilimsel, teknolojik ve kalkınma önceliklerini belirleyecek, bunun için gerekli stratejileri ortaya koyacak ve özel sektörün gelişimini destekleyecek reformcu bir yaklaşımla yeniden yapılandıracağız.

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunu tekrar çalışır hale getireceğiz.

Bilim ve Teknoloji politikamızı “kültür ve sanat politikamız” ile destekleyecek, kamu spotlarından, TV dizilerinden, okul kitaplarına kadar olan tüm uyaranlara bu doğrultuda motive edici unsurlar konulmasını teşvik edeceğiz.

Üniversitelerde yürütülen tüm öğrenim ve araştırma süreçlerinde mükemmeliyet, bilimsel özgürlük, derinlik ve yeniliğe açıklık ilkesini temel kriter haline getireceğiz.

Mevcut bilim insanı envanterlerini de kullanarak Türkiye’nin bilgi tabanının güçlü ve zayıf olduğu alanları belirleyeceğiz.

Yüksek Yetenek İnşası Acil Eylem Planını uygulamaya koyacağız.

Okullarda ve üniversitelerde Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Sanat-Tasarım ve Matematik (STEAM) müfredat reformunu ve insan kaynağı dönüşümünü sağlayacağız.

Temel Bilimleri güçlendireceğiz.

Seçkin ve uluslararası saygınlığa sahip yeni Temel Bilimler Enstitüleri ve Temel Bilimler Uygulama Enstitüleri kurarak biyoloji, kimya, fizik ve matematik gibi alanlarda ülkemizin en parlak akademisyenlerinin ve gençlerinin potansiyelini en üst düzeyde kullanacağız.

Teknik üniversitelerimizde “bilim politikaları anabilim” dalını kurup yüksek lisans ve doktora programları açarak bu alanda uzmanlar yetiştireceğiz.

Teknoloji yönetimi doktora programlarını üniversitelerimizde yaygınlaştırarak bilim konusundaki uzman sayımızı arttıracağız.

Üniversitelerde sektörel ve endüstriyel deneyim ve kapasitesi yüksek yönetici ve uzman istihdamını teşvik edeceğiz.

Türkiye’yi giderek dışlandığı uluslararası araştırma ve yenilik ağlarına dahil edeceğiz.

Küresel firmaların ve yabancı akademisyen ve araştırmacıların Ar-Ge faaliyetlerinde bulunacağı teknoloji ve inovasyon ekosistemleri yaratacağız.

Dünyanın önde gelen bilim insanlarının ve uluslararası araştırmacıların Türkiye’ye çekilmesine yönelik mevcut programların etki değerlendirmesini yaparak gerekli iyileştirmeleri yapacak, yeni programlar tasarlayacağız.

CERN ve EAS gibi uluslararası araştırma kurumlarına üye olarak bilimsel gelişmelere hem katkı verecek hem de katkı alacağız.

Diğer ülkelerle ortak bilimsel çalışmalar yapılmasını sağlayacağız.

Yurtdışında yaşayan akademisyenlerimizin Türkiye’yle bağlarını güçlendirecek uluslararası projeleri destekleyeceğiz.

Üniversitelerin araştırma şartlarını ve imkânlarını iyileştirecek, üniversitelerimizi geleceğe hazırlayacağız.

Türkiye’de kamu ve vakıf üniversiteleri arasındaki eşitsizlik ve farklılıkları gidermek için akademik istihdam, Ar-Ge yeterlilikleri ve burslar başta olmak üzere temel standartları belirleyeceğiz.

Akademisyenlerin üniversiteden izinli olarak devlet kuruluşlarında çalıştıkları gibi, sanayi kuruluşlarında, teknoparklarda ve benzeri oluşumlarda çalışabilmelerinin önünü açacağız.

Bilimin gelişmesi için destek programlarının yansıra teknoloji transferi, Ar-Ge süreçleri, inovasyonun temellendirilmesi gibi birçok alanda destek programları sunacağız.

Akademisyenlerin, gerçekleştirdikleri teknoloji üretimi ve araştırma faaliyetlerinden elde edilen gelirlerden daha fazla pay almalarını sağlayacağız.

Lisans ve lisansüstü öğrencilerin normal dönem dersleriyle birlikte proje ve araştırma süreçlerine daha fazla katılımlarını sağlayacak düzenleme ve uygulamalara yer vereceğiz.

Bilimsel “öngörü” araştırmaları için bütçe oluşturacağız.

Bilimsel faaliyetlerin yurttaşlarla bütünleşebilmesi için yurttaş laboratuvarları, ortak tasarım merkezleri gibi gerekli yapıları kuracağız.

Lima Bildirgesi ve Magna Carta Observatory belgesiyle uyumlu ilkeler benimseyecek, üniversitelerimizin Magna Carta Observatory belgesini en kısa sürede imzalamasını sağlayacağız.

Tersine Beyin Göçü 

Çok boyutlu bir Beyin Göçüyle Mücadele Eylem Planı hazırlayacak ve uygulayacağız.

Lise düzeyine kadar inen beyin göçünü engellemek için, eğitim sistemimizi özgürlükçü ve yenilikçi müfredatla donatacak, gerekli özgür düşünce ve çalışma ortamını oluşturacağız.

Hiçbir yurttaşımızın ayrımcılığa ve dışlanmaya uğramayacağı, sadece liyakati önceleyen kapsamlı bir kamu istihdam reformunu hayata geçireceğiz.

Kurum yönetimlerinde liyakatli görevlendirmeler yapacağız.

Yıldırmaya varan baskı ortamına son verecek, kurumlarımızda iş barışını ve adaletini sağlayacağız.

Yetişmiş insan gücümüzü şiddetin mağduru olmaktan çıkartacağız.

Liyakat merkezli teşvik ve terfi politikalarıyla üniversitelerimizi yeniden hak ettikleri uluslararası kurumsal itibara kavuşturacağız.

Yetişmiş insan gücümüz için uygun ekonomik ve sosyal koşulları yaratacak, akademisyenlerin özlük haklarında ve gelirlerinde iyileştirmeler yapacağız.

Üniversiteler bünyesinde ya da kamu yararına dernek statüsünde araştırma enstitüleri, araştırma merkezleri ve laboratuvarlar kurmak gibi adımlar atacağız.

Uluslararası iş birlikleriyle ülkemizdeki teknik ve mevzuat altyapısını uzaktan çalışmaya uygun hale getireceğiz.

AB araştırmacılarının özellikle ERC gibi prestijli destek alanların ülkemizde araştırmalarını gerçekleştirmeleri için projelerine mali destek sağlayacak, bu konularda üniversitelerimizi teşvik edecek, oturma ve vize işlemlerini kolaylaştıracağız.

Yurtdışındaki yetenekli yapay zekâ araştırmacılarını ülkeye çekmek ve ülkede kalmalarını sağlamak için burs ve araştırma imkanları sağlayacağız.

Öğrenci ve bilim insanlarımızın sorunlarına ve önerilerine düzenli bir şekilde ulaşabileceğimiz bir geri bildirim mekanizması geliştireceğiz.

Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Lisansüstü Öğrenim Bursu Programlarından, zorunlu hizmetlerini Türkiye’de tamamlamaları koşuluyla, yurtdışında yaşayan ya da öğrenim gören Türk vatandaşı gençlerin de yararlanabilmesini sağlayacağız.

MEB programı dışında Yurtdışı Yüksek Lisans ve Doktora programlarını kazanan öğrencilere devlet tarafından destek sağlayacak, katıldıkları programları tamamlayan gençlerin geri dönüşlerini teşvik edici mekanizmalar kuracağız.

Yüksek lisans ve doktora programlarına devam eden öğrencilerin araştırma desteği ve burs imkanlarını artırarak istihdam problemi yaşamadan eğitim hayatlarına devam etmelerini sağlayacağız.

Doktora sonrası araştırmacılar için yurtiçi istihdam olanaklarını artıracak destekler sağlayacağız.

Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik 

Kamunun Ar-Ge ve dijital dönüşüm yapılanmasını yalın ve etkin hale getirmek amacıyla TÜBİTAK’ı sadece Araştırma Enstitüleri ile kritik alanlarda ileri araştırmalar yapan bir kurum haline getireceğiz.

Araştırma, teknoloji ve yenilikçiliği üniversitelerde, özel sektörde ve kamuda destekleyeceğiz.

İlgili bakanlık ve kurumların eşgüdümü ile Ulusal İnovasyon Sistemini inşa edeceğiz.

TÜBİTAK, ilgili bakanlıklar ve kurumlar bünyesinde Döngüsel Ekonomi birimleri kuracağız.

TÜBİTAK, ilgili bakanlıklar ve kurumlar bünyesinde Hidrojen ve Hücre Yakıt Araştırma, Biyomateryal ve Sentetik Biyoloji ve Artırılmış Gerçeklik Enstitüleri ve bölümleri kuracağız.

Akıllı ilaçlar ve biyomedikal teknolojiler alanındaki destek ve teşvikleri artıracağız.

Organize Sanayi Bölgelerini, KOBİ eko-sistemimizi, üniversite ve teknokentlerimizi yeşil ve dijital dönüşüme hazırlamak amacıyla ilgili kurum, kuruluş ve bakanlıklar bünyesinde Yeşil Teknolojik Dönüşüm birimleri kuracağız.

İlgili Teknokentler, OSB’ler ve Kalkınma Ajanslarında Ürün Geliştirme İhtisas Merkezleri kuracağız.

Türkiye Endüstriyel Tasarım Enstitüsü’nü kuracak, Türk Tasarım Danışma Konseyi’ni etkinleştireceğiz.

Türkiye’nin su, toprak, orman, atık ve enerji yönetim politikalarını Büyük Veri ve Endüstri 4.0 stratejileri eşliğinde planlayıp yöneteceğiz.

Dijital ve Yeşil Dönüşüm için KOBİ Eko-Sistemimizin; zaman, mekan, enerji ve çalışma verimliliğini en üst düzeye yükseltecek “Yalın Üretim Uygulamalarını” hayata geçireceğiz.

Benzer alanlarda çalışan üretici firmalar ve Ar-Ge merkezleri arasında rekabet öncesi Ar-Ge işbirliğini destekleyeceğiz.

Telif hakları, marka ve patent hukukunun işlemesini sağlayacağız.

Geliştireceğimiz Ulusal Patent Politikamız çerçevesinde patent toplayan şirket ve kurumların önünü açacağız.

Ar-Ge, Ür-Ge ve İş-Ge süreçlerini birbirine bağlayarak, endüstriyel değer zincirleri yaratacağız.

Yüksek teknoloji, yazılım, siber güvenlik, yapay zekâ şirketlerinin kuracakları bölgesel merkezler ile Ar-Ge ve Ür-Ge ofislerini destekleyeceğiz.

ÜR-GE Ofisi kurup da geliştirdiği Yüksek Teknoloji ürününü ülkemizde üretme taahhüdü veren şirketlere üretim tesisi yer tahsisi ve vergi, prim destekleri sağlayacağız.

Araştırma üniversitelerinde kurulu Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin belirli OSB’lerle ve yazılım dışı sektörlerle eşleştirmesini sağlayarak, bu sektörlerin ortak Ar-Ge ihtiyaçları için üniversite yerleşkelerinde araştırma altyapılarını kuracak, teknolojik sorunları birlikte çözmelerini sağlayacak işbirliği mekanizmalarını oluşturacağız.

Özel sektörün teknolojik sorunlarını doğrudan tespit ederek, bunları üniversiteye aktaracak ve birlikte çözüm geliştirme stratejileri tasarlayabilecekleri yenilik arayüzleri kurulmasını sağlayacağız.

Etkin çalışmayan üniversite Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) ile Teknokentleri birleştirerek tüm üniversitelerin yararlanacağı bölgesel TTO’lar ve Teknokentler kuracağız.

Teknokentleri ortak laboratuvar ve altyapılarla sinerji ve inovasyon ortamına dönüştüreceğiz.

Teknopark teşviklerini fiziksel mekândan bağımsız hale getirerek tüm Türkiye’yi teknopark yapacağız.

OECD tarafından da tavsiye edildiği üzere, düzenli ulusal yenilikçilik anketleri serisi başlatacağız.

Girişimcilik 

Kalkınma hamlemizin merkezine yenilikçi, yeşil ve dijital dönüşümü benimsemiş girişimcilerimizi yerleştireceğiz.

Yeni Girişim (Start-Up) Kanunu’nu çıkartarak girişimciliğe ilişkin hukuki tanımları, statüleri, mali yükümlülükler ve teşvikleri net bir çerçeveye kavuşturacağız.

Kamu kurum ve kuruluşları, birlik, vakıf, dernekler ve iş dünyasıyla iş birliği içinde güçlü bir girişimcilik ekosistemi oluşturacağız.

Eğitim müfredatını ve felsefesini dinamik girişimci ekosistemin ana ayaklardan biri olarak kurgulayacağız.

Silikon Vadisi gibi küresel ölçekte başarılı girişimcilik ekosistemlerinin bulunduğu yerlere Özel Temsilci/Büyükelçi atayacağız.

Girişimcilerimizin izin, ruhsat, teşvik, teknoloji transferi, eğitim programları, mentorluk, finansmana erişim, fonların verimli ve etkili kullanılması gibi tüm ihtiyaçlarını tek duraktan karşılamak amacıyla Girişimcilik Merkezi kuracağız

Yeni Girişimler başta olmak üzere girişimcilik ve yenilikçilik faaliyetlerini destekleyecek finansal araçları çeşitlendireceğiz.

Girişimcilere yönelik hibe ve teşvik sürecini sadeleştirip, süreçleri kısaltacağız.

Yenilikçi firmaların orta-uzun dönemli gelişimini desteklemek amacıyla Kredi Garanti Fonu’nu etkili biçimde kullanacağız.

Başarılı firma uygulamaları konusunda diğer firmaların farkındalığını, becerisini ve bilgisini artırıcı platformlar oluşturacağız.

Yeni iş fikirlerinin geliştirilmesi, sürdürülebilirliğin sağlanması ve ayakta durabilen bir işletme altyapısı oluşturulması için işletmelere girişimcilik eğitimleri ve girişimciliğe yönelik destekler sağlayacağız.

Firmaların e-ticaret, sanal mağaza, dijital tasarım, kişiselleştirilmiş ürünler, çevreci ürünler gibi alanlarda beceri ve imkânlarını destekleyeceğiz.

Dijital ve yeni teknolojik ürün alanlarında faaliyet gösteren yaşayabilir nitelikteki yeni girişim şirketlerine erken dönemde sağlanan ürün geliştirme, ticarileştirme ve pazara erişim alanlarındaki danışmanlık destek mekanizmalarını zenginleştireceğiz.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri, yerel yönetimler ve girişimciler arasında koordinasyon ve iş birliklerini artıracağız.

Yerli yeni girişim şirketlerine uluslararası finansal destek sağlayabilecek yabancı melek yatırımcıları Türkiye’ye çekecek adımları atacağız.

Yazılım faaliyetini en yüksek düzeyde desteleyecek, Kurumsal Kaynak Planlama, Müşteri İlişkileri Yönetimi gibi verimlilik odaklı mühendislik yazılımlarının tüm firma gruplarında yaygın olarak kullanılmasını sağlayacağız.

Kadın ve genç girişimciliğine yönelik özel teşvik paketleri hazırlayacağız.

Ürün ve hizmet tedarikçilerinin yetkinliklerinin ve danışmanlık hizmetlerinin sertifikasyon süreçlerinin bağımsız kurullar tarafından belirlenmesini sağlayacağız.

Yeni girişimler için bölgesel bazlı tematik kuluçka merkezleri geliştirme planı hazırlayacağız.

Yeni girişimlerin tescil ve patent işlemlerini kolaylaştıracak, tescil ve patent giderlerine destek sağlayacağız.

Başarılı girişimcileri TÜBİTAK, üniversite ve özel kuluçka merkezlerindeki mentorluk ve eğitimlere dahil ederek bunların bilgi, birikim ve ilişki ağlarının girişim eko-sistemine daha fazla katkı sağlamasını temin edeceğiz.

“Çalışan Hisse Opsiyonları” için gerekli hukuki ve muhasebe alt yapısını oluşturacak ve güçlendireceğiz.

İlk defa vergi kaydı yapanlara olan desteklerde yaş kısıtlamasını kaldırarak her yaştaki vatandaşımıza girişimciliğin kapısını açacağız.

AB’nin Horizon Europe programı altında yer alan CONNECT ve SCALEUP üzerinden finanse edilecek bir AB-Türkiye yeni girişim (Start-Up) odak programı oluşturacak, AB’de ve Türkiye’deki yeni girişimlerin teknoloji, sermaye ve pazara erişime yönelik ortaklıklar kurmalarını kolaylaştıracağız.

Fonların fonu yaklaşımı ile 2019 yılında kurulan ancak küçük çaplı kalan Turkey Future Fund’a ulusal katkımızın yanı sıra, Avrupa Komisyonu, Avrupa Yatırım Fonu ile Uluslararası Finansman Kuruluşlarının katkısını artırarak girişimci ve yenilikçi şirketlerin risk sermayesine erişimlerini kolaylaştıracağız.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın teknoloji odaklı özel sermaye enstrümanlarından ve imkanlarından daha fazla yararlanılmasını sağlayacağız.

Fiziksel bir varlığa sahip olmadan Türkiye pazarına hizmet sunmak isteyen yabancı şirketlerin vergisel ve yasal sorumluluğa tabi olmasını sağlayacak “e-ikamet” modelini hayata geçireceğiz.

Öncelik Anadolu üniversitelerinde olacak şekilde üniversite müfredatına, mezuniyet için kredi sayılmayacak ancak öğrencinin arzu etmesi halinde alabileceği, girişimcilik dersleri koyacak, bu derslerle iş geliştirme, müşteri tecrübesi ve ürün yönetimi, ticari hayat ve benzeri konularda eğitim vererek, ince beceriler gelişimini sağlayacağız.

Dijital Dönüşüm 

Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kuracağız.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bağımsızlığını sağlayacağız.

Türkiye’de ve dünyada önde gelen bilim insanlarımızdan, yöneticilerden ve uzmanlardan oluşan Bilim ve Teknoloji İstişare Kurulu kuracağız.

Bilişim sektörünü stratejik sektör ilan edeceğiz.

Yapay Zekâ Etik Kurulu oluşturacağız.

Dijital ve teknoloji dönüşüm politikalarını katılımcılık anlayışıyla oluşturacağız.

Telekomünikasyon işletmecileri üzerindeki denetim, dinleme baskısı ve ceza risklerini uluslararası düzeyde kabul görmüş ilkelerle uyumlu standartları esas alarak adil rekabet, teknoloji ve hizmette farklılaşma, özgürlük ve demokrasi temelinde çözeceğiz.

Telekomünikasyon sektöründe halen devam eden tüm imtiyaz sözleşmelerini, geçmiş süreçleri ve devir mevzuatlarını inceleyecek, gelişmiş ülke standartlarına uygun yeni bir yetkilendirme rejimi uygulamaya koyacağız.

Rekabet koşulları çerçevesinde telekomünikasyon sektörünün gelecek stratejisini uygulamaya koyacağız.

Varlık Fonuna aktarılan Türk Telekom ve Turkcell hisselerini Hazineye devredecek ve çağdaş yönetişim ilkelerine göre bağımsız bir şekilde yönetilmelerini sağlayacağız.

Halen sektörde yatırımları durdurma noktasına getiren 2G imtiyaz sözleşmelerinin sürelerini bedeli karşılığında 4,5G sözleşmelerinin süresinin biteceği tarihe kadar uzatacağız.

Yeni teknolojilerin en hızlı şekilde yayılmasını sağlamak için operatörlere 5G lisanslarını en kısa sürede vereceğiz.

Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve OECD, ITU ve GSMI başta olmak üzere; dijital dönüşüm ve girişimcilik alanında faaliyet yürüten Yapay Zekâ Küresel Ortaklığı ve EuroHPC gibi uluslararası kurum, organizasyon ve ortaklıklarda aktif rol alacağız.

Dijital Oturma İzni programı başlatarak Türkiye’de teknoloji girişimi kurmak isteyen veya Türkiye’deki bir girişimde çalışan yabancı profesyonellere oturma izni vereceğiz.

Avrupa Birliği “Digital Europe” programına katılım sağlayacağız.

Türkiye’nin Avrupa Tek Dijital Pazarı’na dahil olmasına dönük çalışmalara hız vereceğiz.

Kaynakların etkin kullanımı ve altyapı kurulumunun hızlandırılması için ortak altyapıların kurulması yönünde düzenlemeler yapacağız.

Ortak ve Yaygın Fiber/Optik Altyapısı oluşturulması için ilgili kurumların koordinasyonuyla Fiber Strateji Belgesi ve Eylem Planını oluşturacağız.

Fiber/Optik uzunluğunu en kısa sürede 2 milyon kilometreye ulaştıracağız.

Fiber altyapının geliştirilmesi amacıyla geçiş hakkı mevzuatını ve ücretlerini yeniden düzenleyeceğiz.

Fiber altyapının hane ve işyerlerine kadar kesintisiz erişimini sağlayacağız.

Ulusal fiber altyapı yatırımlarını hayata geçirilmesiyle beraber kullanımı yaygınlaşacak olan 5G teknolojilerini geliştirme konusunda yerli girişimcilerimize destek sağlayacağız.

6G gibi temel fikri hakları içeren konularda kolektif çalışmayı üniversite sanayii iş birliği çerçevesinde destekleyeceğiz.

Nüfusa göre sabit geniş bant yaygınlık oranında OECD seviyesini yakalayacağız.

Her internet servis sağlayıcının erişebileceği geniş bant Türkiye Çevrimiçi İnternet Altyapı Haritası yayınlayacağız.

Türkiye’yi yakın coğrafyanın internet trafik değişim merkezi haline getirmek için gerekli çalışmaları yapacağız.

İnternete erişimi temel bir insan hakkı olarak tanımlayacak, vatandaşlarımızın her yerde, güvenli, hızlı, ucuz ve sansürsüz internete erişimini sağlayacağız

İnternet erişiminin üzerindeki vergileri indireceğiz.

Dijital Hizmet Vergisi’ni indireceğiz.

BTK kesintilerini indireceğiz.

Bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi dijital cihazlar üzerindeki vergi yükünü azaltacağız.

Fırsat eşitliğini sağlama hedefiyle dezavantajlı gruplar, öğrenciler ve öğretmenler için dijital hizmet ve donanım vergilerini yeniden düzenleyecek ve bu gruplara gelir düzeylerine göre bedava veya indirimli teknolojik ekipman ve yazılım desteği sağlayacağız.

Fırsat eşitliğini sağlamak ve uzaktan eğitim süreçlerinde yaşanan adaletsizlikleri bertaraf etmek amacıyla özel sektörle birlikte 6-25 yaş arasındaki tüm öğrencilere ve gençlere aylık 5 GB internete bedava erişim hizmeti sağlayacağız.

Ortak kullanım alanlarında (meydanlar, kütüphaneler vs.) kesintisiz ve ücretsiz internet hizmeti vereceğiz.

Evrensel Hizmet Fonu’nun şeffaf bir yönetim anlayışıyla amacına uygun olarak kullanacak, başta kır-kent ayrımında ve eğitimde dijital eşitsizlikleri ortadan kaldıracağız.

Veri merkezlerine yönelik uluslararası düzeyde kabul görmüş ilkelerle uyumlu bir mevzuat altyapısı oluşturacağız.

Ulusal ölçekte hizmet sunacak Türkiye bulut bilişimini hayata geçirecek, veri toplama merkezleri üzerinde en ileri yapısal teknolojik donanım ve güvenlik içeriğini kuracağız.

Veri Merkezi İşletmecilerinin internet erişim maliyetlerini düşürecek, veri merkezlerine özel finans modelleri ve teşvikler oluşturacağız.

Bulut Bilişim Yasası ile küresel veri merkezi yatırımcılarını Türkiye’ye çekecek teşvikler sağlayacağız.

Bilişim sektöründe yer alan şirketlerin sınıflandırılması ve minimum sertifikasyon seviyelerinin belirlenmesi için etkin bir yapılanmayı hayata geçireceğiz.

Bilişim sektörünün mesleki kurallara, etik değerlere ve yeterliliklere göre faaliyet yürütmesini sağlayacak hukuki altyapıyı oluşturacağız.

Bilişim sektöründe mükemmeliyet merkezleri oluşturacağız.

Toplam 40 kmalan üzerine Yapay Zeka ve Otonom Sistemler Şehri kuracağız.

Dijital Teknoloji Üretim Çiftlikleri kurarak, yurt dışında hali hazırda çalışan akademisyen ve tasarımcıların ülkeye dönüşünü sağlayacağız.

Kamuda şeffaflığın sağlanması, veri merkezli inovasyonların gelişmesi, veri ile çalışma kültürünün inşa edilmesi ve verilerin daha geniş bir kitlenin denetimine açılması hedefiyle Açık Veri Platformu kuracağız.

Kamu kurumlarının sağlık, trafik, meteoroloji, noter ham verisi ve benzeri verileri anonim olarak yerli girişimcilerin kullanımına açacağız.

Kamunun ruhsat, tapu, sertifika, diploma ve benzeri kayda dayalı tüm işlevlerini, kamu çalışanlarının mal beyanlarını, kamudaki tüm demirbaş ve envanter listelerini toplumun denetimine açık blok zinciri altyapısına geçireceğiz.

Kimlik, sağlık karnesi ve benzeri hizmetleri kişisel mahremiyet çerçevesinde ve erişimin bireyin iznine bağlı olacak şekilde blok zinciri platformuna taşıyacağız.

Blok zinciri mimarisinde uluslararası ticaret platformu (INTERSECT) kurarak dış ticaret işlemlerinde bürokrasiyi azaltacak, aracılık maliyetlerini düşürecek, şeffaf ve güvenilir bir dış ticaret altyapısı kuracağız.

Kent bilgi sistemlerinin kapasitelerini güçlendireceğiz.

Yeni nesil afet yönetim merkezlerini kuracak, afetle mücadelenin her safhasında teknolojiden faydalanacak, risk analizinde sensörlerden, afetin ilerlemesinin takibinde uydulardan, kurtarma çalışmalarında dron ve robot teknolojilerinden etkin bir şekilde yararlanacağız.

Mobil ve geniş bant operatörlerin kapsama alanlarının, hız verilerinin, stres testi sonuçlarının, bağımsız bir konsorsiyum tarafından ölçümlenmesini ve topluma açık platformlarda yayınlanmasını sağlayacağız.

Yazılımı ve yerli kar edinmeyi de yerli malı tanımına dahil edeceğiz.

Uydu teknolojileri alanlarında yapılan mevcut projelerin tamamlanmasını ve ülke ihtiyacının gerektirdiği yeni projelerin hayata geçirilmesini sağlayacağız.

Kurumlar arası veri paylaşımına ilişkin uygun yasal zemin hazırlayacağız.

Dijital teknolojilerin geliştirilmesinde etik farkındalığın sağlanmasına yönelik ilgili kurumlarca rehberler hazırlayacağız.

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’u tüm kullanıcıların sosyal medya mecraları üzerindeki ifade özgürlüğünü ve kişisel mahremiyetini koruyacak şekilde, evrensel, çoğulcu ve demokratik ilkeler çerçevesinde ve geniş bir istişareyle yeniden düzenleyeceğiz.

Sosyal medya platformlarının hak ve yükümlülüklerini tekrar ele alacak, sansür hükümlerini iptal edeceğiz.

Kamunun açık kaynaklı yazılımları kullanmasını ve geliştirmesini teşvik edeceğiz.

Dijital bilgi toplumu anlayışıyla tutarlı bir biçimde her alanda “açık standartların” benimsenmesini kolaylaştıracak düzenlemeler yapacağız.

Dijital ürün ve hizmetlerin kullanımına ilişkin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’daki hükümleri, e-para ve e-ödeme mevzuatını AB mevzuatına uyumlu hale getireceğiz.

Türkiye’nin AB standartlarında güvenli ülke sınıfına girmesini sağlayacak, böylece bulut bilişim, büyük veri ve yapay zekâ kullanımının ve geliştirilmesinin önünü açacağız.

Avrupa Konseyi Yapay Zeka Konvansiyonu çalışmalarını yakından takip ederek, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü esasına dayalı yaklaşımın ülkemizde de benimsenmesini sağlayacağız.

Kripto para ve varlık mevzuatını çıkartacak, sektördeki belirsizlikleri gidereceğiz.

Kripto varlıklarla ilgili borsaların düzenleme ve denetimine ilişkin adımları atacak bu piyasalara olan güveni sağlayacak, küçük yatırımcıları koruyacağız.

Dijital varlıkların ödeme sistemleriyle entegrasyonunu sağlayacak teknolojilere ilişkin yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Gelişen teknolojilerin fikri ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin düzenlemelere yansımalarına ilişkin yeni yaklaşımları yakından takip ederek, bu konuda gerekli adımları atacağız.

Kamunun şeffaflaşmasını ve vatandaşın kişisel bilgilerinin mahremiyetinin korunmasını ana ilke olarak esas alacağız.

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nu, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliğiyle uyumlu hâle getireceğiz.

Kişisel bilgiye mahremiyet zırhı oluşturacak, vatandaşlarımıza ait verilerin Türkiye sınırları içerisinde saklanması için önlemler alacağız.

Kamu gözetim gücünün siyasi rakiplere karşı silah olarak kullanılmasının önüne geçeceğiz.

Dijital ortamda “Unutulma Hakkı”nın çerçevesini objektif kriterlere göre belirleyeceğiz.

Eğitimde teknoloji kullanımı için bir eylem planını ve dijital eğitime odaklı yeni bir stratejiyi tüm paydaşlarla birlikte geliştireceğiz.

Her sınıfa en az bir tane internete bağlı cihaz temin edeceğiz.

Okullarda bilgisayar laboratuvarlarını iyileştirecek ve etkin biçimde kullanılmasını sağlayacağız.

Eğitim müfredatında, dijital teknolojilerin bağımlılık da dâhil uzun süreli/aşırı kullanımıyla bağlantılı risklerin önlenmesine ilişkin politikaları göz önünde bulunduracağız.

Dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığını diğer derslerle bütünleştirilmiş biçimde ve/ veya ayrı bir ders olarak sunacağız.

Dijital öğrenme kaynak sağlayıcılarının belirli kalite standartlarına ulaşmasını sağlayacağız.

EBA’da, başta içerik geliştirmesi olmak üzere gerekli güncellemeleri yapacak, EBA altyapısını her an kullanılabilecek şekilde hazır ve güncel tutacağız.

EBA canlı ders kapasitesinin artırılması için gerekli yatırımları yapacağız.

Dijital teknolojilerin yükseköğretim sistemi içinde güçlendirilmesi amacıyla akademik destekler sağlayacak, doktora burslarını artıracağız.

Yükseköğrenimde dijital teknolojilere yönelik yeni araştırma merkezleri oluşturacağız.

Her okula donanım, yazılım ve fiber internet bağlantıları sağlayacağız.

Dijital şiddet gibi olumsuz durumlara yönelik farkındalıkların oluşturulmasını sağlayacağız.

VI. SEKTÖREL POLİTİKALAR

Tarım, Sanayi ve Teknoloji, Savunma Sanayii, Enerji, Madencilik, Ulaştırma, Lojistik ve Gümrükler, Dış Ticaret Politikası, İç Ticaret ve Rekabet Politikası, Küçük ve Orta Boy İşletmeler, Esnaf ve Sanatkârlar, Yeni Nesil Hizmet Sektörleri, Turizm, Kültür, İklim Değişikliği, Doğa Hakları ve Çevre, Hayvan Hakları, Ormanları, Su Yönetimi, Kentleşme, Afet Yönetimi, Bölgesel, Kentsel ve Kırsal Kalkınma

Tarım 

Tarım ve Orman Bakanlığı’nı “Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı” olarak yeniden yapılandıracağız.

Bakanlığın Merkez ve taşra teşkilatını tarımsal dönüşümü sağlayacak şekilde yeniden yapılandıracağız.

Bakanlık personelini özellikle İl Tarım Müdürlüklerini kayıt ve veri takipçisi pozisyonundan çıkarıp sahada etkin çalışan bir yapıya kavuşturacağız.

Tarım Orman Şurası’nı etkili biçimde çalıştıracağız.

Tarımsal politikaları veri, bilgi ve etkili planlamaya dayalı olarak belirleyecek ve uygulayacağız.

Her 5 yılda bir tarım ve hayvancılık sayımı yapacağız.

Türkiye Tarım Veri ve Bilgi Sistemi kurarak, hayvan kayıt, süt kayıt, çiftçi kayıt gibi tüm veri tabanları uygulamalarını entegre edeceğiz.

Sigortalama ve tarımsal desteklerde, pek çok çiftçimizi dışarıda bırakan “Çiftçi Kayıt Sistemi” yerine; tarla tapularını ve kira kontratını esas alan geniş kapsamlı “Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi”ni kullanacağız.

Tarımsal Kurumları yeniden yapılandıracak, Et ve Süt Kurumu, Çay-Kur, TMO gibi KİT’ler ile tarımsal kooperatif ve birlikleri çiftçiyi ve üretimi destekleyecek şekilde etkin hale getireceğiz.

Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesinde öngörülen ancak bugüne kadar hiç uyulmayan tarımsal destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamayacağı hükmünü yerine getireceğiz

Tarımsal destekleri üretimi ve verimliliği esas alan, havza bazlı, bölgeler arası farklıkları gözeten, sürdürülebilir ve etkin bir biçimde uygulayacağız.

Tarım, su ürünleri ve ormancılıkta kullanılan üretim araçları ve makineler için mazotta ÖTV yükünü kaldıracağız.

Çiftçilere kullandığı gübre maliyetinin yüzde 50’sini destek olarak geri vereceğiz.

Çiftçilere kullandığı tohum maliyetinin yüzde 50’sini destek olarak geri vereceğiz.

Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulayacağız.

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri‘ne tahsis edilecek GES lisansıyla üretilecek elektriği işletme, amortisman ve elektrik nakil maliyetleri karşılığına tekabül edecek cüzi miktarda bir bedelle tarımsal sulama amaçlı kullandıracağız.

Tarımsal sulama ve elektrik faturalarının hasattan sonra tahsil edilmesini sağlayacağız.

Temel tarım ürünlerinde taban fiyatlarını maliyet, kur, enflasyon ve çiftçilerimize insan onuruna yaraşır gelir sağlamayı dikkate alarak belirleyeceğiz.

Tarımsal ürün alım fiyatlarını ekim öncesi ilan edeceğiz.

Stratejik ürünlerde arz fazlasına yol açmadan alım desteklerini etkin biçimde uygulayacağız.

Mazot, gübre, yem ve tohum gibi girdi desteklerini çiftçi tarlasını sürmeden, süt sağılmadan, besi hayvanı kesime gitmeden önce verecek, diğer destek ödemelerini üretim sonrası 90 gün içinde ödeyeceğiz.

Tarımda çalışan kadın ve 30 yaş altındaki gençlere sosyal güvenlik prim desteği sağlayacağız.

Çiftçimizin Tarım BAĞ-KUR prim ödemelerini hasat sonrası faizsiz ödenecek şekilde planlayacak ve sağlık güvencesinden faydalanmasını sağlayacağız.

Gençleri Hazine arazisi kiralama, girişim sermayesi ve düşük faizli kredi gibi teşvikler başta olmak üzere desteklerden öncelikli olarak faydalandıracak ve mesleğin gençleştirilmesini sağlayacağız.

TİGEM bünyesinde bulunan tesis ve işletmeleri genç çiftçilere uygulamalı eğitim verilecek şekilde yeniden düzenleyecek, bu tesis ve işletmeleri uygun ölçekte tohum ıslahı ve geliştirmesi yapacak girişimlere kiralayacağız.

Başta kuraklığa dayanıklı tohum geliştirilmesi olmak üzere yenilikçi araştırmaları ve tohumda ithal ikamesi sağlayan projeleri destekleyeceğiz.

Tohum gen bankalarını geliştirecek, ata ve yerel tohumların korunmasını ve kullanımını sağlayacağız.

Gübrede dışa bağımlılığı azaltmak için yeni üretim tesisleri kurulmasına, mevcutların kapasitelerinin artırılmasına yönelik özel yatırım ve teşvik programları geliştireceğiz.

Ziraat Bankası’nı tekrar çiftçinin bankası yapacağız.

Çiftçilerimizin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredinin faizini silip, yeniden yapılandıracağız.

Zirai kredilerin geri ödeme takviminin hasat dönemine göre belirlenmesini sağlayacağız.

Tarımsal yatırımlara uygun koşullu kredi desteği vereceğiz.

Çiftçilerimizin traktör, biçerdöver, tarım makinaları gibi tarımsal üretim araçlarının ve canlı hayvan varlığının hiçbir şekilde haczedilmemesini sağlayacağız.

Parite uygulaması getirerek çiğ süt ve et üreticilerini yem fiyatlarındaki artışlara karşı koruyacağız.

Hayvancılıkla uğraşan ancak mali gücü yeterli olmayan ailelere hibe, ucuz kredi ve TİGEM aracılığıyla ucuz damızlık hayvan desteği sağlayacağız.

Bitkisel ürün planlamasını sanayi yemi/kesif yem üretimini de kapsayacak şekilde yapacağız.

Yem bitkilerinin üretimini teşvik edecek, kullanımına destek sağlayacağız.

Mera tespit ve tahdit çalışmalarını hızla tamamlayacak, kapalı mera alanlarını kullanıma yeniden açacak ve tüm meraları ücretsiz hale getireceğiz.

Yayla potansiyelinin en üst düzeyde kullanılmasını sağlayacak, yaylaların ulaşım, elektrik, barınma gibi altyapı ve güvenlik ihtiyaçlarını çevreyi bozmadan karşılayacağız.

Hayvancılık işletmelerinin kendi karma yem ünitelerine sahip olmalarını destekleyeceğiz.

Büyükbaş besicilikte, zamana bağlı kısa süreli besleme modeline geçeceğiz.

Ülkemizin hayvansal ırk haritasını da çıkararak yerli ırk hayvanlarımızı ıslah edeceğiz.

Mera tohumlaması dâhil bölgelerin besleme potansiyeline göre hayvancılık girdi ve hayvansal ürün işleme tesislerine yönelik destekler geliştireceğiz.

Veterinerlik hizmetlerini yaygınlaştırarak buzağı ve kuzu ölümlerini takip ederek ölümleri azaltacağız.

Veterinerlik hizmetlerinde kullanılan aşıların yerli üretimini teşvik edeceğiz.

Suni tohumlamayı ücretsiz hale getirerek yaygınlaştıracağız.

Okulda ücretsiz yemek ve okul sütü gibi programlarla sektörü destekleyeceğiz.

Damızlık hayvan ihtiyacının yurt içinden karşılanması için kanatlı sektörüne Ar-Ge desteği vereceğiz.

Arıcılıkta standardizasyonu sağlamak için Kovan Standardizasyonu, Bal Çeşitlerinin Belirlenmesi, Kalıntı İzleme Projelerini uygulamaya koyacağız.

Bal sektörüne kalite kriterleri getirip, taklit ve tağşiş ürünlerde gerekli denetimleri yapacağız.

Arıcılık sektörüne eğitim ve kalite konularında destek hizmetleri vereceğiz.

Arıcılara konaklama, yol yardımı ve sigortaları, enerji-elektrik, konaklama yerleri, şeker ihtiyaçları, ekipman ihtiyaçları gibi konularda destek sağlayacağız.

Deniz ve İç Su Ürünleri Stok ve Rezerv Yönetimini Ulusal Master Planına uygun olarak yürüteceğiz.

Ekonomik ve ekolojik önemi olan ticari türlerin stoklarının yönetilmesi için gerekli yumurta-larva, yaş, boy-ağırlık, gonat, üreme ve benzeri verilerin toplanmasında teknolojik yöntemlerin kullanılmasını sağlayacak, Ar-Ge çalışmalarını destekleyeceğiz.

Denizlerimizde ve iç sularımızda sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliğini ve avcılığını destekleyeceğiz.

Denizlerimizde balık üreme alanları oluşturarak balık popülasyonunun ve miktarının arttırılmasını sağlayacağız.

Balıkçılık ve su ürünleri sektörünün en temel sorunları olan Envanter, Balıkçı Barınaklarının Rehabilitasyonu, Ürün Etiketleme ve Menşe, Gemi Adamı İstihdam ve Temini, Mazot Desteği gibi konularda hızlı çözümler sağlayacağız.

Ekoturizm, gastronomi, agrolojik turizm gibi turizm projeleri ile kırsal kalkınmada farklı sektörel pencereler açacağız.

Mevcut işletmelerin kapasite geliştirme veya yenileme işlerine destek vereceğiz.

Tarımsal ürünleri yerinde işleyecek gıda işletmelerini teşvik edeceğiz.

Tarım Organize Bölgeleri kurarak sanayi, lojistik ve pazarlama faaliyetlerini birbirine entegre edeceğiz.

Tarım Organize Bölgelerinin demiryollarına entegrasyonunu sağlayacağız.

Tarımsal ürünlerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yer bulması için markalaşmaya ağırlık vereceğiz.

Küçük aile çiftçilerine örnek projeler yaparak hibeyle destekleyeceğiz.

Tarım sektöründe faaliyet gösteren çiftçi ve hayvan yetiştiricilerinin proje okur-yazarlığını arttıracağız.

Köylerimizde sosyal yaşam alanları kuracağız.

Köy okulları ve sağlık ocaklarını yeniden açacağız.

Ziraat Mühendisi, veteriner hekim, ziraat teknikeri gibi en az bir teknik personeli üretim desenine göre bir köyden sorumlu tutacağız.

Çiftçimizin örgütlü bir yapı altında birleşmesini sağlayacağız.

Üretici birlikleri ve kooperatifler gibi tarımsal örgütlerin kurumsal kapasitesini güçlendirecek ve etkin hale getireceğiz.

Kooperatifçilikte “kurumsal yönetim ve denetim” anlayışını hayata geçireceğiz.

Kooperatiflerin finansman ihtiyacını karşılayabilecek, sermaye temerküzü, kitle fonlaması ve benzeri uygulamaları ülkemiz kooperatifçiliğine uyarlayacak ve şeffaf bir şekilde gözetimini sağlayacağız.

İşletme ortaklığı ve sözleşmeli çiftçilik modellerini geliştirecek, gerektiğinde Tarım Bakanlığı ve Ziraat Odası’nın da sözleşmenin paydaşı olmasını sağlayacağız.

Tarım Kredi Kooperatifleri’nin asli işlevine odaklanarak, gübre, tarım ilacı, tohum, yem gibi dışa bağımlı olduğumuz tarımsal girdilerin ülkemizde üretimine ve girdi fiyatlarında istikrarın sağlanmasına yönelik yatırımlar gerçekleştirmesini sağlayacağız.

Süt Üreticileri Birliği, Damızlık Üreticileri Birliği gibi kuruluşların daha etkin hale getirilerek amacına uygun hizmet etmesini sağlayacağız.

Konya’daki Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nü, Bahri Dağdaş İklim Değişikliğine Adaptasyon Merkezi olarak hizmet verecek yapıya kavuşturacağız.

Atatürk Orman Çiftliği projesine sahip çıkarak aynı isimle bir Tarım Bilimleri Akademisi kuracak, bu akademide tarım teknolojilerini geliştirip akademiyle bağlantılı olarak kurulacak olan tarım meslek liselerinin eğitim altyapısını tamamlayacağız.

AOÇ Tarım Bilimleri Akademisi bünyesinde başta tohum ve gen kaynakları teknolojileri olmak üzere, biyoçeşitlilik merkezi, teknolojik üs, ARGE birimleri, Teknoparklar kuracağız.

Gıda ve tarım ihtisas üniversitesi sayısını artıracak, bu üniversiteleri gıda bölgeleri için Ar- Ge ve Ür-Ge faaliyetleri yürütecek şekilde Araştırma Üniversitesi vasfına kavuşturacağız.

TARSİM’İ yeniden yapılandırarak hızlı ve güçlü bir tarımsal sigorta yapısı oluşturacağız.

Devlet Destekli Tarım Sigortaları kapsamına, “Tarımsal Kaza ve Risk Sigortası”nı ilave edeceğiz.

Bazı stratejik ürünlerde “Gelir Sigortası” çalışmalarını başlatacağız.

Lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılması amacıyla lisanslı depoculuğa yapılacak yatırımları teşvik edecek, kira desteğini arttıracak, lisanslı depoculuk tazmin fonunun kabiliyeti ile sigorta hizmetlerinin kapsamını geliştirecek ve tahıl dışındaki ürün gruplarında da modern depoların kurulmasını teşvik edeceğiz.

Lisanslı depoculuk ve ürün borsacılığı sistemini çiftçilerimizi koruyacak şekilde yakın coğrafyamızda da Türkiye’nin öncülüğünde yaygınlaştıracak, böylece uluslararası piyasalarda tarım ürünleri ticaretimiz için önemli üstünlükler ve yeni fırsatlar oluşturacağız.

Örgütlü yapılar üzerinden ölçeğini büyüten üreticilerden tüketiciye kadar pazarlama zincirini kısaltacak, üretici örgütlerinin lojistik kapasitelerinin artırılmasına yönelik destek sağlayacağız.

Ürün fiyatlarının kaliteye dayalı oluşmasını, fiyatların oluştuğu hal, borsa gibi merkezlerin modern depolama ve laboratuvar sistemine sahip olmasını sağlayacağız.

Toptancı hallerin modern altyapıya kavuşturulması ve haller arasında rekabet ortamının oluşturulması yoluyla daha kaliteli hizmet sunumunu sağlayacağız.

Haller arası rekabetin korunması ve kamu adına etkin gözetim sağlanabilmesi amacıyla hal kuruluş ve faaliyet izinlerinin ilgili Bakanlık tarafından verilmesine yönelik düzenleme yapacağız.

Hal Kayıt Sistemi üzerinden ürün künyesi uygulamasını yaygınlaştıracak, böylece tüketicilerimizin piyasayı denetleyebilmelerine imkân sağlayacağız.

Yerel yönetimlerle etkin bir koordinasyon ve iş birliği içinde sebze meyve ticaretimizin önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği geleneksel pazar yerlerini kayıtlı, şeffaf ve güvenli ticaret alanlarına dönüştüreceğiz.

Pazar alanlarının haftanın diğer günlerinde kooperatif üyesi ya da çiftçi belgesi sahibi üreticinin ürününü sattığı alanlar olarak değerlendirilmesini sağlayacağız.

Şehir tarımını ve topraksız dikey tarımı destekleyeceğiz.

Yerel yönetimlerle iş birliği halinde karbon ayak izini en aza indirecek ve taşıma marjlarını düşürecek stratejiler oluşturacak, soğuk zincir altyapısını güçlendireceğiz.

Büyük metropollere yakın tarım ve gıda üslerini hayata geçirerek, afet, kriz ve salgın dönemlerinde gıdaya erişim riskini en aza indireceğiz.

İklim değişikliğinin tarım sektörüne olası etkilerine yönelik araştırmalar yapacak, araştırma sonuçlarına bağlı olarak ortaya çıkan fırsat ve tehditlere yönelik olarak stratejiler geliştireceğiz.

Çiftçilerimize işletme, finansal okur-yazarlık, teknoloji kullanımı, sulama, iyi tarım, organik tarım uygulamaları, marka ve pazarlama stratejisi oluşturma, doğru paketleme ve küresel pazarlara erişim gibi alanlarda yoğunlaştırılmış ve düzenli eğitimler vereceğiz.

Tarım topraklarımızı ve meralarımızı koruyacağız.

1.2.3. sınıf tarım topraklarının tamamını, 4. sınıf tarım topraklarının bir kısmını, “Ulusal Gıda Güvenliği Stratejik Kaynağı” olarak kayıt altına alacak ve tarım dışı amaçlarla kullanılmasının önüne geçeceğiz.

Toplulaştırma uygulamalarını adil ve etkili bir biçimde sürdüreceğiz.

Az topraklı ve topraksız çiftçilerimizi topraklandıracağız.

Tarlasını ekemeyen, bahçesine, bağına bakamayan yaşlı, engelli başta olmak üzere ihtiyaç sahibi çiftçiye, üretimden hasada kadar destek vererek milli servetin yok olmasına izin vermeyeceğiz.

Toprak analizini zorunlu hale getirecek, çiftçimizin analizleri ücretsiz yaptırabilmelerini sağlayacağız.

Mülkiyeti Hazine’de kalmak kaydıyla Hazine arazilerinin Tarım Bakanlığı’nca ziraat yapmak isteyenlere rayiçleri üzerinden kiralanmasını sağlayacak, kiraları hasılat sonrası tahsil edeceğiz.

Arazisini ölçek ekonomisine uygun hale getirmek isteyen çiftçilere finansal kolaylık sağlayacağız.

Sulanabilir tarım ve meralarımızı var olan sulama projeleri ve yeni projelerle hızlıca tamamlayarak topraklarımızı suya kavuşturacağız.

Başta sulama kanalları olmak üzere GAP, KOP ve DAP projeleri kapsamındaki altyapı yatırımlarının tamamlanmasına öncelik vereceğiz.

Sulanabilir alanların genişletilmesine yönelik yatırımları arttırarak devam edecek; suyun doğru ve verimli kullanılmasına yönelik teknolojik altyapı ve araştırma yatırımlarına öncelik verecek, sulamada israfı önleyecek son teknolojileri teşvik edeceğiz.

Mevcut açık kanal sulama şebekelerinin kapalı borulu sisteme dönüştürülmesini faizsiz olarak destekleyecek, kapalı sistem ve damlama sulamayı yaygınlaştıracağız.

Topraktan sofraya gıda güvenliğini ve gıda güvencesini sağlayacağız.

Gıda güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelerdeki eksiklileri gidereceğiz ve farkındalığı artıracağız.

Gıda güvenilirliğine ilişkin denetimleri etkinleştirecek, bu konuda doğru ve güncel bilgileri toplumla paylaşacağız.

Tarımsal ve işlenmiş gıda ürünlerinde tarladan çatala kayıp noktalarını belirleyerek gıda israfını önleyeceğiz

Okullarda gıda israfını önlemeye yönelik eğitimler düzenleyeceğiz.

Yurda kaçak yollarla giren tarımsal ürün ve gıdalara karşı etkin bir denetim mekanizması oluşturacak, bu konuda yeni ve kapsamlı bir yasal düzenleme yapacağız.

Başta tarım ürünlerinde olmak üzere dahilde işleme rejimi uygulamalarındaki kayıt dışılıkla etkin olarak mücadele edeceğiz.

Tarımsal ürün ithalat izinlerini, yeter miktarda üretilmeyen veya üretilme imkanı olmayan ürünler ile Dahilde İşleme Rejimiyle sınırlı tutacak ve rekabetçi bir ortamda şeffaf bir şekilde vereceğiz.

Hasat dönemi öncesi ve hasat döneminde ithalata izin vermeyeceğiz.

Tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı en aza indirecek Ar-Ge çalışmaları ve yatırımları destekleyeceğiz.

Biyo-kaçakçılığın önlenmesine ve gen kaynaklarının korunmasına yönelik tedbirler getireceğiz.

Kaldırılan biyogüvenlik kurulunu yeniden kuracağız.

Biyolojik çeşitliliğin, endemik bitkilerin korunması ve kaybolmaması için gerekli eğitim çalışmaları düzenleyeceğiz.

Risk altındaki bitki ve hayvan gen kaynaklarımızı tespit ederek, çoğaltılması için gerekli tedbirleri alacağız.

Zirai ilaç ve gübre kullanımının takibini kontrol altına alarak kalıntı oranını uluslararası normların altına alacağız.

Pestisit kullanımını sıkı denetimlere tabi tutacağız.

Nitratlı gübre dışında organik, organo-mineral gübreler de dahil tüm gübre çeşitlerinde uygulan karekod sistemini çiftçiye mali yük olmaktan çıkartacağız.

Tıbbi ve aromatik bitkiler, kesme çiçek, canlı bitki ve çiçek soğanı gibi yüksek katma değerli dış ticaretin söz konusu olduğu alanlar başta olmak üzere iyi tarım, organik tarım uygulamaları, marka ve pazarlama stratejisi oluşturma, doğru paketleme ve küresel pazarlara erişim gibi konularda altyapı ve eğitim desteği sağlayacağız.

Özellikle elma, narenciye gibi ürünlerde taze, kurutulmuş ve mamul ürün olarak dış pazarlardaki payımızın büyütülebilmesi için ürün standardizasyon çalışmalarını destekleyecek, ihracata yönelik bölgesel üretici örgütlerini teşvik edeceğiz.

Mevcut seraların modernize edilmesi ve büyütülmesi ile yeni sera, paketleme tesisleri ve depo yapımı için yatırım desteği sağlayacağız.

Jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerde son sistem seracılığı teşvik edeceğiz.

Uzaktan algılama araçlarıyla verimlilik ve gelişim tespiti, yaygın sensör kullanımı gibi dijital tarım uygulamalarını, tarım sektöründe robotik teknolojilerin geliştirilmesini ve kullanılmasını teşvik edeceğiz.

Yerel yönetimlerle iş birliği yaparak en geç 2 yıl içinde mevsimlik tarım işçilerinin konaklama, sağlık ve temizlik başta olmak üzere yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik “Mevsimsel Yaşam Alanları” projesini hayata geçirecek, çocuklarının ulaşım ve beslenme masraflarını da karşılayarak en yakın eğitim kurumuna gitmelerini sağlayacağız.

Mevsimlik tarım işçilerinin kayıt sistemi ile takibini oluşturacağız.

Tarım sektöründeki kayıt dışılığın önlenmesini ve tarım işçilerinin sosyal haklarının güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, sektörün çalışma koşullarına uygun sigorta destek modellerini uygulamaya koyacağız.

Sanayi ve Teknoloji 

Sanayi sektörünü üretime ve verimliliğe dayalı ekonominin önemli bir unsuru haline getirecek, imalat sanayinin milli gelir içerisindeki payını artıracağız.

Endüstri 4.0 ve bilgi ekonomisi ışığında sanayi üretimi ve ihracatını ileri teknolojiye dayanan ve yüksek katma değerli bir yapıya dönüştüreceğiz.

“Takip değil sıçrama’ eksenli bir sanayileşme ve teknoloji politikasını esas alacağız.

Türkiye’nin küresel değer zincirinin yüksek katma değerli kısmından daha fazla pay almasını sağlayacağız.

İmalat sanayi ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 10’lara, orta-yüksek teknoloji yoğunluğunu yüzde 40’lara taşıyacağız.

Makine imalat, elektronik, endüstriyel robot imalatı, teknik tekstil, organik ürünler imalatı, geri dönüşümlü ürünler, enerji tasarrufu sağlayan ürünler, akıllı ürünler, ilaç, aşı, elektrikli otomotiv, otonom araçlar, otonom hava yer su araçları, raylı ulaşım, sinyalizasyon, hava ve uzay sanayi, gübre, yazılım, medikal, yarı iletkenler, yapay zekâ ve veri teknolojileri, akıllı şehir teknolojileri, sanal gerçeklik, yenilenebilir enerji teknolojileri, dijital ve yüksek teknolojik tarım, biyoteknoloji ve gıda, nanoteknoloji, su üstü araçları, ileri kompozitler, yeni nesil saç, mühendislik plastiği, karbon fiber, yenilikçi inşaat yan sanayi ürünleri ve alüminyum gibi sektörlere ve ürünlere yönelik mevcut destekleri artıracak ve yeni teşvikler sağlayacağız.

Sağlık teknolojileri, nükleer füzyon, pil teknolojisi, biyo-mühendislik, uzay gibi derin teknolojiler, fintek ve blok zincir teknolojileri, haberleşme ve bulut teknolojileri, yeşil ekonomi, performans sanatları, tasarım ve dijital oyun sektörü, yayıncılık, kültürel miras, mimari ve festivaller gibi alanları bir araya getiren, yaratıcı endüstriler gibi teknoloji alanlarını destekleyeceğiz.

Yetenek yönetimi, bağlantılılık, çevre dostu üretim, inovasyon ve dijitalleşme eksenlerinde geliştirilmiş, modern altyapıya sahip, sosyal alanlar içeren ülke çapında sanayi, teknoloji ve siber güvenlik vadileri kuracağız.

Başta imalat sektörü olmak üzere büyük ölçekli, ekonominin rekabet gücünü artıracak, dışa bağımlılığı azaltacak, yüksek sermaye gerektiren, bölgeler arası dengesizlikleri giderecek yatırım projelerine yönelik kamu ile özel sektör arasında iş ve iş birliği modelleri kuracak ve uygulamaya koyacağız.

Kamunun karar alma süreçlerine ve eylem planlarının hazırlanması ile uygulanmasına, özel sektörün en üst düzeyde katkı vermesini sağlayacak mekanizmaları geliştireceğiz.

Kamu kurumları, yerel yönetimler, KOBİ’ler ve kooperatiflerin işbirliğini öngören Paylaşım Ekonomilerini yaygınlaştıracağız.

Kamu-üniversite-sanayi ve sivil toplum işbirliğine önem vereceğiz.

Ülkemizin Avrupa Birliği yenilikçi ekosistemi içerisinde aktif olarak bulunmasını temin edeceğiz.

Sanayi Bakanlığı bünyesindeki Verimlilik Genel Müdürlüğünü Milli Prodüktivite Merkezine benzer müstakil bir yapıya dönüştürerek daha odaklı ve üniversiteler, özel sektör ve ilgili paydaşlarla etkileşim içinde çalışmasını sağlayacağız.

Endüstriyel ve teknoloji bazlı kümelenmeleri geliştireceğiz.

İhtisas OSB’lerini destekleyeceğiz.

Yeni nesil Yeşil OSB’lerin kurulmasını ve mevcut olanların dönüştürülmesini sağlayacak, tüm OSB’ler bünyesinde Dijital ve Yeşil Dönüşüm Merkezleri kuracağız.

OSB’ler bünyesinde ilgili paydaşların yönetiminde bulunduğu Teknoloji Liseleri kuracağız.

OSB’lerimizin ihmal edilmiş demiryolu bağlantılarını hızla tamamlayacağız.

Limanlarımızın kapasitesini artırarak dijital dönüşümünü tamamlayacağız.

OSB’lerin yönetim yapısını yeniden belirleyeceğiz.

OSB arazilerinin rant kapısı olmasını engelleyecek, arsa tahsis ve satışlarında OSB yönetimine üst limit sınırlaması getirerek emlakçılığı değil sanayi üretimini esas alacağız.

Spekülatif arsa tahsis ve satışlarının önlenmesi için uygulama yönetmeliğinde belirtilen inşaata başlama ve inşaatı bitirme sürelerine uyulmasını sağlayacağız.

Geçici rayiç bedeli ve ruhsat süreçlerinin şeffaf yürütülmesini sağlayacağız.

Fiziksel kapasitesi yetersiz veya çevreyi kirleten sanayinin şehir içlerinden taşınmasını sağlayacağız.

Küçük sanayi sitelerinde kuluçka merkezleri, yaparak öğrenme atölyeleri ve girişimcilik merkezleri açacağız.

Yeni ürün, üretim yöntemi ve tasarım yeteneğinin tüm faaliyet kollarında ve firma gruplarında gelişimini destekleyeceğiz.

Yetkin ve alanında lider konumunda olan firmalar eliyle diğer firmalara teknoloji ve verimlilik yayılımını hedefleyeceğiz.

Yenilikçi yabancı sermaye yatırımlarına güçlü teşvik sunacağız.

Yenilikçi ürünler ve stratejik sektörlerin desteklenmesinde kamu alımlarını etkili biçimde kullanacağız.

Türkiye’nin teknolojileri alanında üretim yapan ulusal KOBİ’lerimizi ve inovasyon ekosistemimizi, ulusal ve uluslararası ihalelerde destekleyeceğiz.

Yerli ürün temininde uygulanan %15 fiyat avantajının, hizmet alımı yoluyla kiralama ihalelerinde de uygulanmasını sağlayacağız.

Uluslararası akreditasyonları ve standartları karşılayan Ulusal Kalibrasyon, Test, Kalite ve Sertifika Merkezlerinin kapasite ve kabiliyetlerini geliştireceğiz.

Uygulamalı araştırmayı geliştirecek ve yükselen teknolojilerle ilgili çıktıları iş dünyasının kullanımı için ticarileştirecek ARF Enstitüsü’nü kuracağız.

Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sanayinin dönüşümünü sağlayacak ve yeşil ekonomi temelli teknoloji, finans ve servis şirketlerimizi destekleyeceğiz.

Yeşil Dönüşüm’den olumsuz etkilenmesi muhtemel sanayi tesislerinin bu dönüşüme uyum sağlayabilmesi için ‘Yeşil Dönüşüm Ar-Ge Destek Paketi’ hazırlayacağız.

Çevreci ürünler ve sürdürülebilir üretime yönelik özel finansman yöntemleri geliştirecek ve bu alanda uluslararası finansman imkanlarından daha fazla yararlanılmasını sağlayacağız.

Yeşil dönüşümde en iyi uygulamalara sahip öncü firmaların deneyimlerini ve finansmana erişim imkânlarını KOBİ’lere aktarmalarını sağlayacak araç ve platformlar geliştireceğiz.

Etki analizleri de yaparak yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesine ilişkin dağınık kurumsal yapıyı ve teşvik mekanizmalarını ortak kurumsal şemsiye ve veri tabanı altında toplayacağız.

Sanayi envanterini güncelleyerek teşvik sistemini bilgiye dayalı hale getireceğiz.

Teşvik ve destekleri; üretim zincirinin bütünselliği, ölçek ekonomisi, verimlilik, dijital ve yeşil dönüşüm, küresel rekabet ortamı, net katma değer, sıçrama ve büyüme potansiyeli, kayıtlılığa özen gösterme, finansman, kurumsal kapasite, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltma ve sürdürülebilirlik unsurlarını dikkate alan bütüncül bir yaklaşımla sunacağız.

Teşvik ve destek uygulamalarını performans bazlı bir yapıya kavuşturacak ve etki analizlerini zorunlu kılacağız.

“Proje Bazlı Teşvik Sistemi”ni objektif, adil ve şeffaf bir biçimde uygulayacağız.

Dijital dönüşüm ve endüstri 4.0’a geçiş için KOBİ’lerimize teknolojik check-up ve yol haritası sağlayacağız.

KOBİ’lere yönelik dijital hizmet ve teknoloji odaklı destekler vereceğiz.

KOBİ’lerin ve sosyal işletmelerin bulut bilişimi, elektronik tedarik ve stok yönetimi yöntemlerini kullanmalarını teşvik edeceğiz.

Yazılımcı mesleğinin eğitim ve tecrübeye dayalı yasal tanımını yapacak ve yazılımcılara verilen gelir vergisi stopaj teşvikindeki mekân sınırlamasını kaldıracağız.

Savunma Sanayii 

Savunma sanayimizi çok daha ileri bir noktaya taşıyarak, ülkemizin savunma sanayii alanındaki dışa bağımlılığını azaltacak, çift kullanımlı ileri endüstriyel teknolojilerin gelişimine öncülük yapacak bir ekosistem oluşturacak, silahlı kuvvetlerimizin operasyonel gücünü ve caydırıcılığını artıracak ve yüksek katma değerli ihracatı geliştireceğiz.

Savunma sanayii ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarındaki siyasi nitelikli atamalar ve nepotizm uygulamalarını sonlandıracak, bu kurum ve kuruluşların liyakat ve uzmanlık esaslı çalışmasını sağlayacağız.

Savunma sanayiinde yetki ve sorumlulukları Savunma Sanayii Başkanlığı’nda toplayacak, şeffaf, hesap sorulabilir ve siyasi etkilerden arındırılmış bir yapı oluşturacağız.

Savunma Sanayii İcra Komitesi’ne Kuvvet Komutanlarının da katılmasını sağlayacağız.

Savunma Sanayii Başkanlığı’yla birlikte savunma sanayi alanında faaliyet gösteren diğer kurum, kuruluş ve vakıf şirketleri ile özel firmalar arasında sinerji, işbirliği ve eşgüdüm yaratacak mekanizmaları oluşturacağız.

Savunma Sanayiinde özel sektörün önünü açacak ve sektörde adil rekabeti sağlayacağız.

Özel sektörün savunma sanayi ihalelerine hükümete yakın/uzak şeklinde sınıflandırılmadan, kayırmacılıktan uzak, şeffaf ve sadeleştirilmiş bürokratik süreçlerle katılımını sağlayacak, denetimlerde de aynı ilkelerin uygulanmasını temin edeceğiz.

Silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerimizin yıllara sari ihtiyaç projeksiyonlarını özel sektör ile paylaşarak, KOBİ’ler başta olmak üzere savunma sanayii şirketlerimizin geleceğe yönelik yatırım yapabilmelerinin önünü açacak, ana sistem ve alt sistem bazında birbirlerini destekleyen, geliştiren ve büyüten bir ekosistem yaratacağız.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve bağlı şirketlerini yeniden yapılandıracak, Vakıf yönetimini siyasi etkilerden arındıracak, Vakıf kaynaklarının kullanımını şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız.

Savunma sanayiinde faaliyet gösteren vakıf şirketlerinin, denetlenebilir, ölçülebilir, performans ve verimlilik değerlendirmesine açık, liyakat esaslı, stratejik ve profesyonel yönetime uygun ilkeler çerçevesinde çalışmasını sağlayacağız.

Vakıf Şirketlerinin tedarikte çoğunlukla tek kaynak olarak görevlendirilmesi nedeniyle ortaya çıkan/çıkacak mahsurları giderecek, küçük-orta girişimcilerin de yer alabileceği projeler ve teşviklerle gelecek nesil teknolojilerinin gelişimini destekleyeceğiz.

MKEK’nu yeniden yapılandıracak, patlayıcı, konvansiyonel silah ve mühimmatta yurtdışı bağımlılığı sıfırlayacağız.

Büyük tedarik projelerini, kuvvet yapısı ve kuvvet planlamasını bozmayacak şekilde somut güvenlik ortam ve ihtiyacına uygun olarak, ülkenin dış politikası ile çelişmeyen bir biçimde yöneteceğiz.

Geliştirme takvimleri sürekli sarkan Milli Muharip Uçak, Jet Eğitim Uçağı, Altay Tankı, TF 2000 Firkateyni, 4G ve 5G baz istasyonu ve ağ alt yapısı, askeri gözetleme ve iletişim uyduları ve benzeri projelerin gerçekçi şekilde hayata geçirilmesi ve tamamen yerlileştirilmesi için ayrı ve özel bir bütçe oluşturacak, gerekli uzman personel tahsisini gerçekleştireceğiz.

Altay Tankı’nda motor tedarik sürecini tamamlayacak, buna paralel olarak hava, kara ve deniz platformlarında büyük ihtiyaç duyulan yerli motor çalışmalarını başlatacak, yerli uçak ve tank çalışmalarını büyük bir seferberlikle sürdürecek ve başarıya ulaştıracağız.

Türkiye’nin uydu geliştirme, uydu fırlatma çalışmalarını hızlandıracak, sivil ve askeri amaçlı uydu programlarını birleştirecek, bu alandaki kritik teknolojilerin yerlileştirilmesine öncelik verecek, yerlilik oranını en az yüzde 50’nin üzerine çıkaracağız.

Savunma sanayiinde halihazırda düşük olan yerlilik oranını 10 yıl içerisinde gerçek anlamda yüzde 80’lere çıkartacağız.

Konsolidasyon, stratejik satın almalar, birleşmeler, girişim sermayesi yatırımı ve etkin bir planlama ile özel sektörün de aktif desteğiyle ASELSAN, TAI, MKE, Roketsan, TEI ve Havelsan’ı global şirketlere dönüştüreceğiz.

Savunma sanayi alanında kullanımı kaçınılmaz olan yeni nesil dahil tüm malzeme ve girdileri ülkemizde yerli olarak üretmek üzere; Savunma Sanayi Endüstriyel Tasarım ve Üretim Merkezi kuracağız.

Acil ihtiyaç bahanesiyle yurtdışından doğrudan alım yapılmasının önüne geçecek, kullanıma herhangi bir sınır getirmeyen sistemlerin tedariğini esas alacağız.

Yurtdışından alım yapılması halinde yurtdışına çıkan kaynakların offset uygulamalarındaki bakiyemizin özelikle savunma temalı girişimcilik fonlarında kullanılmasının önünü açacağız.

Yatırım yapacağımız yeni girişimlerde ve üniversite projelerinde, konvansiyonel harp silah araç sistemleri ve yeteneklerinin geliştirilmesinin yanında, gelecekteki güvenlik ihtiyaçlarına cevap verebilmek maksadıyla; nanoteknoloji, biyoteknoloji, robotik sistemler gibi geleceğin muharebelerinde belirleyici rol oynayacak yeteneklere öncelik vereceğiz.

Savunma sanayiinde Ar-Ge, Ür-Ge ve Girişim Sermayelerine ayrılan kaynakları artıracak, özel sektörün Ar-Ge çalışmalarını destekleyeceğiz.

Yenilikçi ürünlerle ilgili olarak yaygın bir kuluçka ortamı geliştirecek, kişi ve özel kuruluşların bu yöndeki girişimlerine teşvik ve aktif destek sağlayacağız.

Milli menfaat ve milli güvenlik ilkeleri çerçevesinde, kritik özellikteki yetenekleri ve hizmetleri zaafa uğratacak askeri fabrika özelleştirilmesine gitmeyecek, uygun olacağı değerlendirilen faaliyet alanlarındaki özelleştirmeleri ise, tüm ulusal katılımcılara eşit mesafede, serbest rekabet ortamı ve kamu ihale mevzuatına uygun olarak gerçekleştireceğiz.

Mevcut ve yeni projeleri hızla hayata geçirmek üzere Sakarya Tank Palet Fabrikasının tahsis işlemlerini hukuki mevzuat çerçevesinde iptal edeceğiz.

Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonuyla yurtdışına gönderilen ve eğitimini tamamlayan araştırmacılarımızın Savunma Sanayi Ar-Ge ve Ür-Ge uzmanı olarak yerli savunma sanayimize değer katmalarını sağlayacağız.

Yanlış politika ve uygulamalar nedeniyle ülkemiz savunma sanayisinden ayrılarak yurt dışındaki firmalarda çalışan mühendislerimizi ve tüm teknik ekiplerimizi, savunma sanayimize yeniden kazandıracak, Savunma Sanayimizde Beyin Göçüyle Mücadele Eylem Planı’nı hazırlayacak ve uygulayacağız.

Enerji 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB) görev ve sorumluluklarını gözden geçirecek, Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (EPDK) yetki alanına müdahalesine son vereceğiz.

Elektrik Piyasası, Doğalgaz Piyasası, Petrol Piyasası gibi temel kanunlardaki, rekabete aykırı imtiyazlı hususları yeniden değerlendireceğiz.

Enerji yönetiminde şeffaflık ve hesap verilebilirliği artırmak için, ETKB’nın tüm mevzuat değişikliği ve ihale sonuçları ile EPDK’nın tüm Kurul Kararlarını bir hafta içerisinde gerekçeleriyle birlikte yayımlayacağız.

Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt piyasalarındaki yoğun tüketici şikayetlerinin tek bir merkezden takibi için bir ‘Enerji Tüketici Portalı’ kuracağız.

Enerji sektöründe arz-talep dengesini bozacak teşvik ve sübvansiyonlar yerine bütçeden doğrudan maddi destekler vererek vatandaşları, sanayiciyi ve esnafı yüksek fiyatlar altında ezdirmeyeceğiz.

Kalıcı yaz saati uygulamasına son vereceğiz.

Enerji alanında özel sektör ve kamu arasında farklı iş ve işbirliği modellerinden etkili biçimde yararlanacağız.

Elektrik üretim ve dağıtım şirketleriyle yapılan sözleşmeleri inceleyecek bir komisyon oluşturacak, sözleşmelere aykırı davranan, sözleşmelerdeki yatırım, hizmet kalitesi ve benzeri hususlardaki taahhütlerini yerine getirmeyen şirketler hakkında sözleşme feshi dahil hukuk çerçevesinde gerekli tüm adımları atacağız.

Elektrik dağıtım şirketleri tarafından kaynağı elektrik faturalarına yansıtılmak suretiyle sağlanan yatırımları inceleyecek, önceliği ve yerindeliği sorunlu yatırım projeleri için verilen onayları iptal edecek, bu yolla elektrik faturaları üzerindeki yükü hafifleteceğiz.

Dağıtım şirketlerinin mal ve hizmet alımlarında rekabet ve şeffaflığı sağlayacak, şirket sahipleriyle ilişkili firmalardan alımlarını düzenleyeceğiz.

Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimiyle ilgili yasal ve kurumsal kapasiteyi güçlendireceğiz.

Dağıtım ve iletim yatırımlarını arttırarak ve dağıtım şirketlerinin taahhütlerine uymalarını sağlayarak kayıp-kaçak oranını azaltacağız.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nı (YEKDEM) değişen piyasa şartlarına ve fiyatlarına bağlı bir şekilde tekrar tasarlayacağız.

Yenilenebilir enerjiye sağlanacak teşvikleri yeşil enerji dönüşümünü dikkate alarak düzenleyeceğiz.

Üretim yapamayan, çalışması durumunda ekosisteme zarar veren, tarımı olumsuz etkileyen hidroelektrik santrallerinin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını gözden geçireceğiz.

Rüzgar enerjisinde yatay, dikey, kara ve deniz üstü olmak üzere tüm alternatifleri değerlendirecek, Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerini destekleyeceğiz

Kendi enerjisini üreten bina yatırımlarını teşvik edeceğiz.

Ulaşımdaki karbon emisyonunu düşürmek ve otomotiv sektörümüzde elektrikli araç ekosistemini geliştirmek için ‘Elektrifikasyon Stratejisi’ hazırlayacağız.

Elektrikli araç şarj istasyonu ağını 2025 itibariyle tüm Türkiye’de hazır hale getireceğiz.

Düşük karbonlu yakıtlar kullanan demiryolu, kara ve deniz ulaştırma araçlarının yaygınlaşmasının önündeki idari engelleri kaldıracağız.

Gazlaştırma teknolojilerini destekleyerek yerli kömür ve linyitlerimizi ekonomiye kazandıracağız.

Mevcut kömür santrallerindeki baca gazı arıtma tesislerinin çalıştırılmasını titizlikle takip edeceğiz.

Jeotermal potansiyeli yüksek bölgelerde jeotermal enerjinin bölgesel ısıtma ve seracılık projelerinde kullanımına yönelik teşvik paketi hazırlayacağız.

Enerji verimliliğinin sağlanması amacıyla, enerji tüketimi düşük her türlü alet, ekipman, makine-teçhizat, beyaz eşya ve benzeri ürünlerin yurt içinde üretilmesini ve kullanımını teşvik edeceğiz.

Enerji verimliliğine yönelik yatırımların ESCO modellerine dayalı yenilikçi finansman mekanizmalarıyla destekleyeceğiz.

Doğalgaz depolama tesislerinin kapasitesini kanuni zorunluluk olan %20 seviyesine çıkaracağız.

Petrol ürünleri depolama kapasitesini artıracak ve çeşitlendirecek adımları atacağız.

Doğalgaz arz güvenliğinin temini ve ülkemizin Enerji Ticaret Merkezi’ne dönüştürülmesi için, yeraltı doğalgaz depolama, LNG terminali ve FSRU tesislerini üçüncü tarafların erişimine açacağız.

Doğalgaz ithalatında belli ülkelere/şirketlere bağımlılık riskini azaltmak ve doğalgaz ithalat maliyetini düşürmek için yeni kaynak ülkelerle anlaşmalar yapacağız.

Sanayide enerji arz güvenliğinin sağlanması, konut ve ticarethanelerde ise elektrik maliyetinin düşürülmesi için, düşük faizli ‘Çatı Üstü / Cephe GES Kredi Paketleri’ hazırlayacağız.

Yüksek fiyatlı mevcut doğalgaz anlaşmalarını yeniden müzakere edeceğiz.

Enerji arz güvenliğinde esnekliğin arttırılması ve iletim sistemindeki kayıp oranlarının düşürülmesi için, gerekli alt yapı yatırımlarını gerçekleştirecek ve ‘dağıtık enerji’ yatırımlarının önünü açacak teşvikleri hayata geçireceğiz.

Yeni nesil enerji teknolojilerine ilişkin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemini “enerji teknoloji merkezileri” ile geliştireceğiz.

İthalata bağımlılığın yüksek olduğu enerji yazılım ve ekipmanların yerlileştirilmesi için kamu – özel sektör – üniversite – sanayi işbirliğiyle ‘Enerji İhtisas Ar-Ge Merkezleri’ kuracağız.

Türkiye için Yeşil Hidrojen Enerjisi Yol Haritası hazırlayacağız.

Elektrik depolama ve batarya teknolojilerinin geliştirilmesini ve plazma, hidrojen gibi gelişmeye açık enerji türlerinin kullanılmasını destekleyeceğiz.

Endüstriyel atıklardan ve Biyogazdan enerji üretim merkezleri kurarak, özellikle kentsel ve kırsal alanların elektrik üretiminde etkin şekilde kullanılmasını sağlayacak, bu amaçla faaliyet gösterecek özel sektör, belediyeler ve ilgili kurumları destekleyeceğiz.

Nükleer enerjide yerli teknolojilerin geliştirilmesinin önünü açacak insan kaynağının yetiştirilmesi için, yeni nesil nükleer teknolojilere dayalı Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi kurarak ‘Türkiye Nükleer Ekosistemi’ geliştireceğiz.

Nükleer Enerji Düzenleme Kurumunu daha bilimsel ve aktif çalışan bir kurum haline getireceğiz.

Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını, anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz.

Daha güvenli ve daha hızlı inşa edilebilir yeni nesil ‘Küçük Modüler Reaktörler” kuracağız.

Türkiye’yi Doğu Avrupa–Kafkasya–Ortadoğu–Kuzey Afrika havzasının en büyük Enerji Ticaret Merkezi’ne dönüştüreceğiz.

Türkiye’nin doğalgazda bir “Merkez” olması için gerekli projeleri hayata geçirecek, enerji mevzuatının özellikle AB ile uyumlu, istikrarlı ve güvenilir olmasını sağlayacağız.

Doğu Akdeniz’de haklarımızı koruyarak münhasır ekonomik bölgelerle ilgili uluslararası antlaşmaları tamamlayacak ve arama faaliyetlerini yoğunlaştıracağız.

Ülkemizin Doğu Akdeniz doğal gazının Avrupa’ya taşınması için tek alternatif olması fırsatını etkili biçimde değerlendireceğiz.

Rusya Ukrayna savaşı sonrasında Rus doğalgazının batı ülkelerine naklinde önemi artan Karadeniz Münhasır Ekonomik Bölgesinin ülkemiz lehine sonuçlar doğurması yönünde her türlü çalışmayı titizlikle yürüteceğiz.

Akdeniz bölgesinde petrol ve petrol ürünleri ticaret merkezi oluşturacak, bu bölgede petrol ticaretine yönelik liman altyapısının geliştirilmesinin yanı sıra çevre ülkelerden bölgeye petrol taşıyan boru hatlarının sayı ve kapasitelerini arttıracağız.

Uluslararası pazarlara yönelik üretim yapmak üzere yeni petrol rafinerileri ve petrokimya tesislerinden oluşan bir organize petrol sanayi bölgesi tesis edeceğiz.

Elektriğin Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesinden satışında Türkiye’nin yeni ve etkin bir “Uluslararası Pazar” olmasını sağlayacağız.

EPİAŞ’ı ‘bağımsız piyasa işletmecisi’ yapısına kavuşturup yakın coğrafyamızda fiyatları referans alınan “Bölgesel Enerji Borsası” yapacağız.

Elektrikte halen devam etmekte olan piyasa yapısına aykırı kapasite mekanizması yöntemine son verecek, fiyat oluşumlarının esası olan fayda sıralamasının (merit order) sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayacağız.

Yurtdışında petrol, doğalgaz, metal ve değerli madenler ile kömür madeni arama faaliyetinde bulunacak şirketlerimize kamu tarafından risk paylaşımı, finansman ve ortaklıklar yoluyla destek sağlayacağız.

TPAO ve TPIC’in yurtiçi ve yurtdışı projelerde uluslararası/bölgesel enerji şirketleriyle stratejik ortaklıklar kurmasını sağlayacağız.

BOTAŞ’ın iletim ve dağıtım ile ticari faaliyetlerini ayıracağız.

Madencilik 

Türkiye’nin sahip olduğu maden kaynaklarının aranmasına hız verecek, sektörün milli gelirdeki payını arttıracağız.

Tüm paydaşlar, odalar, üniversiteler, sendikalar ve işçilerin yer alacağı “Madencilik Zirvesini” toplayacak, Ulusal Madencilik Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırlayacağız.

Bu güne kadar sayısız kez değişikliğe uğramış ve bütünlüğü önemli ölçüde zedelenmiş olan 3213 Sayılı Maden Kanunu yerine yeni bir maden yasası çıkaracağız.

Madencilik sektöründe tıkanmaya yol açan kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarına yönelik 2018/8 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesini yürürlükten kaldıracağız.

MAPEG’ndeki yürütme, izleme ve koordinasyon süreçlerini ilgili paydaşlarca izlenebilir hale getirecek, MAPEG’i izin süreçlerinin temas ettiği diğer bakanlıklardaki işlerin koordinasyonundan sorumlu kılacağız.

Rödovans yönteminin üretim baskısı oluşturan ve maden kazalarına davetiye çıkaran unsurlarına karşı gerekli tedbirleri alacak, kontrolsüz ve tahripkâr madenciliğe müsaade etmeyeceğiz.

İşletme ruhsatlarını usulüne uygun şekilde bütün arama ve fizibilite çalışmaları tamamlanınca ve şeffaf bir biçimde vereceğiz.

Maden arama çalışmalarını destekleyecek, karot bilgi veri tabanı kuracak, arama çalışmalarının uluslararası standartlara getirilmesini temin edeceğiz.

İşletme ruhsatı olmasına rağmen rant beklentisiyle atıl tutulan madenlerin ekonomimize kazandırılması için gerekli düzenlemeleri yapacağız.

Yurt genelinde ruhsatsız madenlerin çalışmasını ivedilikle önleyeceğiz.

Üretilen madenleri yarı mamul veya mamul ürün haline getirecek yatırımları ve sanayi tesislerini teşvik edecek, Türkiye’yi hammadde ihraç edip, yarı mamul ve mamul ürün ithal eden ülke olmaktan kurtaracağız.

Yurtdışına tüvenan (ham) cevher satışına kota getireceğiz.

Başta kömür üretimi olmak üzere havza madenciliği uygulamasına geçeceğiz.

En büyük rezervlere sahip olduğumuz bor madenini katma değeri yüksek ürüne dönüştürme çabalarını destekleyeceğiz.

Soda külü konusunda ülkemizin dünyada söz sahibi ülke haline gelmesi için gerekli teşvikleri vereceğiz.

Demir, altın, bakır, nikel gibi sanayinin ana hammaddesi olan ürünlerin çıkartılması, izabesi gibi konulardaki yatırımları destekleyeceğiz.

Lityum, nadir toprak elementleri başta olmak üzere, önümüzdeki dönemin yeni ve kritik sanayi hammaddelerinin aranması, üretimi ve değerlendirilmesine yönelik yurtiçi araştırmalara hız verecek, yurtdışı yatırımları destekleyeceğiz.

Doğalgaz, petrol ve kaya gazı kaynakları gibi kritik sektörlere yönelik yatırımları kamu kesiminin desteğini ve katılımını da içeren iş modelleriyle gerçekleştireceğiz.

Sürdürülebilir madencilik politikaları ile sanayiinin ihtiyacı olan hammaddeyi yerli kaynaklarla sağlayacağız.

İş Sağlığı ve Güvenliği ile Çevre duyarlılığını ön planda tutarak ‘Sorumlu Madencilik İlkeleri’ni’ Belirleyeceğiz.

Hem ulusal düzeyde hem de işletme bazında acil durum planlarını ve risk haritalarını hazırlayacak ve titizlikle uygulayacağız.

Tüm madenleri, ILO standartlarını göz önünde tutarak, iş güvenliği açısından iyileştirilecek, bu standartlarla yeniden denetleyeceğiz.

Maden işletmelerindeki uzman eleman eksikliğini gidereceğiz.

Yetkilendirilmiş tüzel kişilik temsilcisi mühendis, daimî nezaretçi ve/veya iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının iş güvencesini ve bağımsızlığını maliyeti işverenlerce karşılanacak bir fondan dağıtarak sağlayacağız.

Yüksek kaza riski barındıran esas faaliyet alanlarında taşeron sistemine son vereceğiz.

Yeryüzünden ve üretim esnasında metan drenajıyla çalışma ortamının güvenliğini sağlayacağız.

Madencilik sektörü ve çalışanların sigorta kapsamını genişletecek, ayrıca ferdi kaza sigortalarının minimum teminat bedellerini arttıracağız.

Madencilik faaliyetlerini enerji, tarım ve çevre politikalarıyla koordineli bir şekilde yürüteceğiz.

Rehabilitasyonu tamamlanmamış ve terkedilmiş maden sahalarının orman arazisine dönüşümünü veya tekrar tarıma elverişli hale getirilmesini sağlayacağız.

Rehabilite edilmeyen maden sahalarının ruhsat sahiplerine yeni ruhsat vermeyeceğiz.

Maden işletmelerinde sosyal sorumluluk ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarını zorunlu hale getireceğiz.

Ulaştırma 

Ulaştırma sektörünü ülkemizi uluslararası ticarette cazip bir üretim ve lojistik üssü haline getirecek, emniyetli ve teknolojik yeniliklere sahip, kalkınmaya ivme kazandıracak bir yapıya kavuşturacağız.

Ulaşım modları arasında bir diğerini bütünlemedeki eksik bağlantıları veya darboğaz oluşturan noktaları tespit edip altyapılarıyla birlikte kuracağız.

Şehir içi ve şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığında başta modern raylı sistemler, metro, demiryolu, deniz yolu ve iç su yolları olmak üzere alternatif ulaşım türleri ve sistemlerini devreye sokacağız.

Ulaştırmada ve dağıtım sektöründe yolcu ve kargo taşımacılığında bölgesel ve global anlamda daha fazla marka oyuncu yaratılmasına destek olacağız.

Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yoğun ihraç taşıması gerçekleştirdiğimiz ülkeler ile yaşanan karayolu geçiş belgesi kotası ve eş etkili diğer engel ve sorunların aşılması için gerekli koordinasyonu sağlayarak Türkiye tescilli firmaların uluslararası karayolu taşımacılık hizmetlerindeki rekabet gücünü ve ticaret hacmimizi artıracağız.

Ulaşımda elektrikli araç altyapısının en hızlı şekilde hayata geçirilmesini temin edecek iş ve finansman modellerini hayata geçireceğiz.

Şehirlerarası taşımacılıkta her 150 km’de bir elektrikli şarj istasyonları kurulmasını sağlayacağız.

Demiryolları ve hava yollarında kaza-kırım tahkikatlarını bağımsız bir biçimde yürütecek kurumsal yapılar oluşturacağız.

Kanal İstanbul projesini göreve başladığımız gün iptal edecek, bugüne kadar yapılan iş ve işlemleri hukuki, ekonomik, ekolojik ve teknik olarak incelemeye alacağız.

Taşımacılık ve lojistik sektörünün bütün alanlarında dijitalleşmeyi artıracağız.

Ulaşımla ilgili sağlıklı bir veri tabanı oluşturacağız.

Ulaştırma sektöründeki Kamu-Özel İşbirliği projelerinin tümünü teknik, idari, hukuki ve yasama denetimine tabi tutacağız.

Bu projelerin fizibilite, ihale, ihale sonrası değişiklikler, garantiler, raporlama ve denetim aşamalarının tümünde yapılmış olan hata, usulsüzlük ve yolsuzlukları tespit edecek ve gerekli yaptırımları uygulayacağız.

Mevcut karayolu ağımızın tamamının uluslararası teknik standartlara uygun bakım ve koruması ile işletilmesini sağlamak üzere, Karayolları Genel Müdürlüğünün kurumsal yapısında gerekli düzenlemeleri yapacağız.

Ulaştırma hizmetlerinin geliştirilmesi ve altyapının modernizasyonu çalışmalarında özellikle AB katılım öncesi mali imkanlarından azami oranda yararlanacağız.

Teknolojik imkanlardan da yararlanarak etkin bir karayolu ulaşım ve iletişim sistemi oluşturacak ve adil, uygulanabilir bir belgelendirme sistemi tesis edeceğiz.

İl merkezlerinin tamamını birbirine bölünmüş yollarla bağlayacağız.

Akıllı yollar projesini pilot olarak başlatacak, geleceğin otonom yollarına ilişkin bilgi ve tecrübe birikiminin oluşmasını sağlayacağız.

Kavşak ve yolların ileride yaşanacak nüfus artışına göre planlanmasını sağlayacağız.

Kar mücadelesinin ve bakım işlerinin taşeronlara yaptırılması uygulamasına son vereceğiz.

Araç muayene istasyonu sayısını artıracak ve rekabete açacağız.

Yük ve yolcu taşımacılığı odaklı sürücü mezun edecek mesleki eğitim kurumları kuracak, bu okullarda ayrıca uluslararası taşımacılık İngilizcesi öğretilerek Avrupa’ya sürücülük hizmetleri ihracı yapılabilmesini sağlayacağız.

TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş.’ni çağdaş yönetim sistemlerinin gerektirdiği kar ve maliyet odaklı şirket yönetim uygulamalarına kavuşturacağız.

Özel sektörün demiryolu taşımacılığına doğrudan tren ve dizi sahibi olarak girmesi için öngörülebilir, rekabetçi ve şeffaf bir piyasa düzeni kuracak, gerekli destek ve teşvikleri sağlayacağız.

Demiryolu güvenlik prosedürleri, personelin eğitimi, demiryolu araçlarının güvenlik kuralları ve benzeri konuları düzenleyip denetleyecek bir “Demiryolu Düzenleme ve Denetleme Kurumu” kuracağız.

Demiryolunda diğer ülkelerle karşılıklı işletilebilirlik sürecine yönelik mevzuatı hızla tamamlayacağız.

Ülkemize demiryolu araçları üretim, bakım, onarım ve yenileme (MRO) üssü hüviyeti kazandıracağız.

Demiryolu taşımacılığında hizmet kalitesini, süratini ve maliyetleri cazip hale getirmek amacıyla depolama ve aktarma merkezlerinin geliştirilmesi ile elleçleme gibi hizmetleri teşvik edecek, demiryolu ağını sanayi bölgelerine ve limanlara bağlayacağız.

Demiryollarındaki altyapı yatırımlarını uygun maliyetlerle yeni bir ivmeye kavuşturacağız.

Yolcu taşımacılığı yapılan mevcut hızlı tren altyapısını, yük ve yolcu karma taşımacılık yapacak standartlarda ilave hatlarla yaygınlaştıracağız.

Hızlı tren projelerinden Karaman-Ulukışla, Mersin-Konya, Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep, İzmir-Manisa-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara ve Ankara-Bursa-Bandırma gibi ilerlemeyen projelerini süratle tamamlayacak, Antalya-Konya-Aksaray-Kayseri projesine hemen başlayacak, emniyetli Yüksek Hızlı Tren ve Hızlı Tren hatlarının sayısını arttıracağız.

Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattını öncelikle tamamlayacağız.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçişi de içeren Kuzey Marmara Demiryolu projesini süratle tamamlayacağız.

İstanbul-Mersin-Gaziantep hattını çift hatta çıkaracak ve bu hatta RO-LA taşımacılığı için uygun vagonlar temin edeceğiz.

Kuzey-Güney Hızlı Tren Demiryolu Projesi ile Orta ve Doğu Anadolu’daki illerin limanlara erişimini hızlandıracağız.

Mevcut konvansiyonel demiryolu ağımızın tamamının elektrifikasyonunu ve sinyalizasyonunu tamamlayacağız.

Ayrı trafik kumanda merkezlerini birleştirerek Ankara’da modern bir merkezi trafik kumanda yönetimi, tren takip ve kriz yönetimi sistemi kuracağız.

Demiryolu ağının hala bağlantısı olmayan illerimize de ulaşacak şekilde gerekli yerlere çift hat da yaparak lojistik merkezlere, üretim merkezlerine ve limanlara erişimini sağlayacağız.

Demiryolu sektörü ve yüksek hızlı tren başta olmak üzere bütün ulaşım modlarında dışa bağımlılığın azaltılması ve tedarik, yapım, bakım ve yedek parça süreçlerinde yerli sanayinin geliştirilmesini sağlayacağız.

Nitelikli personel istihdamını ve teknolojik ilerlemeyi sağlamaya dönük olarak TCDD Meslek Lisesi ve TCDD Çırak Okulu açacağız.

Sivil havacılık alanında tek yetkili ve bağımsız Sivil Havacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu oluşturacağız.

Atatürk Havalimanını yeniden uçuşa uygun hale getireceğiz.

Özel sektörün hava taşımacılığındaki rolünü ve etkinliğini artıracağız.

Savunma Sanayi için oluşmuş mevcut hava aracı bilgi ve üretim kapasitesinin sivil uçak ve diğer sivil hava aracı üretimi için de kaynak rolü üstlenmesini sağlayacak, özel sektörü de ana ve yan sanayiinde teşvik edeceğiz.

Türkiye’nin hem kargo üssü hem hava araçları bakım, onarım, yenileme (MRO) merkezi olmasını teminen yeni bir strateji belirleyeceğiz.

Her türlü havayolu taşıma aracı üretimi, bakımı ve onarımında yerlilik oranını artırıcı politika ve destekleri hayata geçireceğiz.

Havayolu taşımacılığı altyapısını geliştirecek ve havalimanlarımızı diğer ulaşım sistemleriyle entegre hale getireceğiz.

Havayolunda iç hatların gelişimi için, çapraz uçuşlar ile mevcut havayolu bağlantı şebekesine derinlik kazandıracağız.

Turizm destinasyonları arasında charter uçuşların artırılmasını sağlayacağız.

Düşük ücretli havayolu taşımacılığının gelişimini destekleyeceğiz.

Ankara’nın Türkiye’ye yönelik yolcu derinliği olan dış uçuş noktalarına bağlanması suretiyle Esenboğa Havalimanı’nın uluslararası bir odak olmasını ve Anadolu şehirlerinin yurtdışına alternatif çıkış kapısı haline getirilmesini sağlayacağız.

E-ticareti odağına alan bir havayolu yük taşımacılığı stratejisi geliştirecek, hava kargoda standart hıza ulaşacak ve bu suretle imalat sanayiimizin rekabetçiliğini ve e-ihracatı artıracağız.

Tüm paydaşlarla birlikte Denizcilik Politikası ve Rekabetçi Denizcilik Yatırım Stratejisi hazırlayacak, deniz yetki alanlarını düzenleyecek bu belgede deniz emniyeti, deniz ticareti, deniz çevresinin korunması, deniz turizmi, denizaltı madenciliği, balıkçılık ve benzeri alanlarda temel ilkeleri ortaya koyarak uygulama birliği sağlayacağız.

Liman ve tüm kıyı tesislerinin bütüncül bir yaklaşımla kuruluş, işletme ve idamesinde temel yaklaşım ve ilkeleri ortaya koyacak Kıyı Politika Belgesi ve Kıyı Master Planı hazırlayacağız.

Limanlarımızda muhtelif kurumlar tarafından verilen gümrük, polis, turizm, kılavuzluk, römorkörcülük, gemi trafik, sağlık ve benzeri hizmetlerin rekabetçi, verimli, sürdürülebilir, emniyetli, güvenli ve çevreci olarak tek elden yürütülmesi için Liman Başkanlıklarının yetkisini artıracağız.

Deniz taşımacılığının geliştirilmesi için, mevcut limanların kapasitelerinin arttırılması, yenilerinin yapımı, liman işletmeciliğinin iyileştirilmesi ve konteyner taşımacılığının desteklenmesi gibi alanlara odaklanacağız.

Çevre denizlerimiz ve yakın deniz havzamızdaki haklarımızın ve çıkarlarımızın korunması sürecini aynı zamanda deniz ulaştırmasından ciddi pay alınması perspektifiyle yöneteceğiz.

Liman işletmelerini rant için değil kamu yararı ekseninde yeniden değerlendireceğiz.

Yükselen ticaret rotalarına uygun yeni liman konumları belirleyecek; mevcut limanların kendilerini etkileyen dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve artan gemi kapasitesi gibi trendlere uyumuna yönelik teşvik ve destek mekanizmaları geliştireceğiz.

Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz limanları arasında yurtiçi yük taşımacılığı için deniz otobanları oluşturacağız.

Akdeniz ve Karadeniz’de belirlenecek limanların ana dağıtım üssü olmasını ve kısa mesafe taşımacılığı ile bölge ülkelerine sevkiyat yapabilecek kapasiteye ulaşmasını sağlayacağız.

Türk sahipli filomuzu yakıt tasarruflu ve çevre dostu gemilerin inşasını teşvik ederek gençleştireceğiz.

Türk sahipli filonun rekabet gücünü artıracak, kendi yüklerimizi kendimizin taşımasını sağlayacak adımları atacağız.

Liman, yat limanı, balıkçı barınağı ve benzeri kıyı yapılarını nitelik ve işletme yönetimi bakımından geliştireceğiz.

Hem turistler için erişilebilirliği artırmak hem de kara sınır kapılarımızdaki yığılmaları azaltmak üzere yurtdışı Ro-Pax taşımacılığını geliştireceğiz.

Kabotaj yük taşımacılığını artıracak, kabotaj taşıması yapacak gemilerin navlun ücretine destek sağlayacak, limanlarda ayrılacak özel terminallerin elleçleme ücretlerinde indirime gideceğiz.

Depolama altyapıları ve ilgili hukuki çerçeveyi yeniden düzenleyerek bazı limanlarımızın transit yükte uzmanlaşmasını sağlayacak, transit yük kapasitesi ve antrepo rejimini modernize edeceğiz.

Ro-Ro taşımacılığına özel önem verecek, batı yönlü ihraç taşımalarında alternatif Ro-Ro taşımacılık hatları geliştirecek, Karasu-Burgaz Ro-Ro hattını kuracak, İzmir-Selanik Ro-Ro hattının kapasitesini artıracağız.

Lojistik ve Gümrükler 

Karayolu, demiryolu, deniz ve hava taşımacılığını entegre olarak dikkate alan ve intermodal lojistik merkezlerden en üst seviyede faydalanmayı öngören bir yaklaşımla Türkiye Lojistik Master Planı’nı yeniden hazırlayacağız.

Üst ölçekli yerel planlarda Türkiye Lojistik Master Planı’na uyumu teminat altına alacağız.

Lojistik ağlarımızı büyük veri ve akıllı ulaşım teknolojileri kullanarak, Türkiye’yi hızla Lojistik 4.0 Dönüşümüne hazırlayacak ve ülkemizi Küresel ve Bölgesel Lojistik Üssüne çevireceğiz.

İç ve dış ticaret faaliyetleri ile lojistik faaliyetlerin kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde tek bir merkezden gerçekleştirilebilmesi ve iller arası ticaret bağlantılarının geliştirilmesi amacıyla Lojistik Ticaret Merkezleri kuracağız.

Ülkemizdeki lojistik merkezlerini, sahiplik/yönetim yapısına özel sektörün de katılımını sağlayarak, yeni nesil lojistik ticaret merkezlerine dönüştüreceğiz.

İller için hazırlanan lojistik köy planlarını yeniden düzenleyeceğiz.

Lojistik merkezlerini yaygınlaştıracak, kamu antrepoculuğu hizmetlerinde gerekli iyileştirmeleri yapacak ve antrepo hizmetlerinde maliyetleri düşüreceğiz.

Lojistik Merkezleri ve üretim lokasyonları ile limanları ve gümrük kapılarını birbirine eksiksiz şekilde bağlayacağız.

Yeni hudut kapıları oluşturacak, atıl durumdakileri işler hale getirecek, hudut kapılarının fiziki ve teknolojik altyapılarını güçlendireceğiz.

Gümrük mevzuatını gelişen şartlarla uyumlu hale getirecek, bürokrasiyi azaltacak, işlemleri ve gümrük kontrol aşamalarını hızlandıracak ve Lojistik Performans Endeksindeki gerilemeyi tersine çevireceğiz.

Gümrük ve taşımacılık süreçlerini hızlandırmak üzere uçtan uca dijital ve geniş ölçüde otomatik hale getirilmiş blokzincir temelli Dijital Gümrük kuracağız.

Zorunlu evrakların sayısını azaltacak ve elektronik hale dönüştüreceğiz.

Lojistik firmalarımızda gümrük müşaviri istihdamının önünü açarak firmalarımızın gümrük işlemlerini hızlandıracağız.

Gümrük kapılarında teknik altyapıyı geliştirecek, personel sayısını artıracak, eğitim düzeyini yükselteceğiz.

Tüm sınır kapılarında “Ortak Kapı Modeli”ni uygulamaya koyma yönünde çalışmalar yapacağız.

Gümrüklerde depolama alanlarını genişletecek, yeni antrepo, hangar ve depo yatırımlarını teşvik edeceğiz.

Yanıcı veya patlayıcı nitelikli mallar için özel düzeneklere sahip antrepolar yapacağız.

Limanlara demiryolu bağlantısı sağlayacak, karaya konteyner aktarma terminalleri yapacağız.

Organize Sanayi Bölgelerinden, lojistik üs ve limanlara karayolu ve demiryolu bağlantı hatları kuracağız.

Hedef dış pazarlarda lojistik üsler kuracağız.

Güvenli bir biçimde liman ve konteyner takip sistemi oluşturacağız.

Mersin limanının konteyner altyapısı ile Çandarlı Limanının altyapısını geliştireceğiz.

Meslek Liselerinde yabancı dil eğitimli gümrük personeli yetiştirecek bölümler açacağız.

Dış Ticaret Politikası 

İhracatçıların döviz gelirlerinin %40’nı TCMB’ye satma zorunluluğunu kaldıracağız.

Eximbank’ın sermayesini güçlendirecek, uzun vadeli ve uygun koşullu fon imkanlarından daha fazla yararlanmasını sağlayacağız.

Eximbank kaynaklarını küresel ölçekte yenilikçi girişimcilere yönelik olarak etkin biçimde kullanacağız.

Orta ve uzun vadeli kredilerle hedef pazarlarda daha yüksek katma değerli sermaye malı ihracatının, yüksek teknoloji içeren inşaat taahhüt projelerinin desteklenmesini sağlayacağız.

Eximbank’ın bölgesel ve uluslararası finans kuruluşları ile stratejik işbirlikleri geliştirerek ülkeler bazında ve bölgeler bazında büyük dönüşümler sağlayacak önemli altyapı projelerinde liderlik yapmasını sağlayacağız.

Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birliklerinin yapısını revize edecek, siyasi baskı üzerinden rant dağıtım mekanizması olmalarını mutlak surette önleyecek, kaynakların siyasi bağlantılar yerine asıl ihtiyacı olan ihracatçı kurumlara yönelmesini sağlayacağız.

Yatırım Destek Ajansını yeniden yapılandıracak, ajansın potansiyel yatırımcıların belirlenmesi, yatırım sürecinde tedarik zinciri oluşturma, birleşme-satın alma, yatırım ortağı bulma, lokasyon seçimi, işgücü piyasası profillemesi, kamu kurumlarıyla ilişkiler gibi konularda dijital araçlarla danışmanlık hizmeti sunmasını sağlayacağız.

Kamu-özel sektör ortaklığında İhracatı Geliştirme Merkezini (İGEME) yeniden faaliyete geçireceğiz.

DEİK’i yeniden bağımsız bir yapıya kavuşturacağız.

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması’nı güncelleme müzakerelerini hızlandıracağız.

Gümrük Birliği Anlaşmasına paralel olarak düzenlenen Serbest Ticaret Anlaşmalarını gözden geçirecek, diğer Serbest Ticaret Anlaşmalarının dış ticarete etkilerini kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutacağız.

Ülkemiz ile benzer üretim ve ihracat desenine sahip olmayan gelişmiş ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşmaları yapacağız.

Ticaret ortağımız olan ülkelerle akdedilmemiş olan “Ticaret”, “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması”, “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”, “Gümrük Alanında İşbirliği” ve “Ulaştırma” alanlarındaki anlaşmaları öncelikle tamamlayacağız.

Yeni bölgesel birliktelikler oluşturacağız.

Bölgesel ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla komşu ülkelerimiz, Kafkas, Balkan ve Orta Doğu ülkeleriyle yatırım ve ticaret anlaşmalarının kapsamını geliştireceğiz.

Dâhilde işleme uygulamalarını gözden geçirerek yerli üretimin önünde haksız rekabet oluşturmasını engelleyeceğiz.

Türk şirketlerinin küresel ölçekte faaliyet göstermelerini destekleyecek ve sayılarını artıracağız.

İhracat desteklerini gözden geçirecek, etki analizlerini yapacak ve yeni nesil ihracat destekleri geliştireceğiz.

Markalaşma desteklerini güçlendirecek, firmaların yurt dışından marka bilinirliği olan firmaları satın almalarını özendireceğiz.

Dış pazar koşulları ve talep yapısının gelişimi konusunda firmalarımıza ayrıntılı ve düzenli bilgi sunacak platformlar kuracağız.

Uluslararası şirketlerin ülkemizde tedarik ofisleri kurmasını destekleyeceğiz.

Kargo şirketlerinin ve ülkemizde faaliyet gösteren dijital pazaryerlerinin yatırımlarını desteklemek dahil olmak üzere e-ihracatın önünü açacak adımları atacağız.

PTT’yi uluslararası kargo kabiliyetleri ve küresel işbirlikleri dahil olmak üzere yeniden organize edeceğiz.

Ülke bazında ticari ilişkileri engelleyen bürokratik işlemleri (vize, gümrük formaliteleri vb.) tespit ederek, yaşanan sorunları her düzeyde gerçekleştirilecek resmi temaslarla çözeceğiz.

Turizm, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, lojistik ve son yıllarda öne çıkan sağlık turizmi ile film ve dizi sektörü ihracatını destekleyeceğiz.

Hammadde kaynaklarının ağırlıklı olduğu ülkelerde özel sektör ve kamuyu yatırıma yönlendireceğiz.

Ekonomimizin sürdürülebilirliğini sağlamak, rekabetçiliğimizi artırmak ve olası ticaret ve yatırım kayıplarını bertaraf etmek üzere Yeşil Mutabakata Hızlı Uyum Programı hazırlayacak ve uygulayacağız.

Yeni Nesil Özel Ekonomik Bölgeler kuracağız.

Etkin ve sürdürülebilir nitelikte yurt dışı ticari ilişki ve iş birliği ağı oluşturulmasını, piyasa imajının yükseltilmesini sağlayacak ürün denetim ve güvenliğine ilişkin “Türk Malı” etiketli “Kalite Güven Belgesi’nin düzenlenmesine yönelik hukuki altyapı oluşturacağız.

Sektörel detayda faktör verimliliği ve net ihracat istatistiği yayınlayacağız.

İç Ticaret ve Rekabet Politikası 

Sektörel düzenlemeye tabi piyasalarda baş gösterecek rekabet sorunlarının, Rekabet Kurumu ve ilgili sektörel düzenleyici otoriteler tarafından birlikte çözüme kavuşturulması için gerekli adımları atacak, bu amaçla Rekabet Kurumu ile sektörel düzenleyici otoriteler arasındaki iletişim ve işbirliğini geliştirmeye yönelik bir Koordinasyon Kurulu oluşturacağız.

Rekabet Kurulu’na atama usullerini gözden geçirecek, atanacak olan kurul üyelerinin rekabet hukuku ve politikası ile ilgili alanlarda en az on yıllık tecrübeye sahip olması koşulunu yürürlüğe koyacak, Kurul üyeliği süresini altı yıla çıkaracak ve Kurul üyelerinin bağımsızlığını garanti altına alacağız.

Rekabet Kurumu’na eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi verilmesi, bilgi vermeyi reddetme, Kurum personelinin yapmakla görevli olduğu yerinde incelemenin engellenmesi gibi durumlarda uygulanacak idari para cezalarını caydırıcı hale getireceğiz.

Kartel örgütlenmesi niteliğindeki Rekabet Kanunu ihlallerinde, kartel kurucusu ya da lideri konumunda oldukları tespit edilen teşebbüs yöneticilerine uygulanacak idari para cezalarını caydırıcı hale getireceğiz.

Müteahhitlik sektöründe rekabeti ortadan kaldırmak suretiyle çok sayıda teşebbüsü pazar dışına iten, aynı zamanda büyük kamu zararına yol açan ihale kartelleri hakkında Kamu İhale Kanunu ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde gerekli işlemleri başlatacağız.

Dijital platform hizmet sağlayıcılarının faaliyetlerini rekabeti engellemeyecek bir çerçevede yürütmelerini ve bunların birleşme ve devralma işlemlerinin daha sıkı kurallara bağlanmasını sağlayacağız.

Rekabet Kurulu kararlarının temyiz mercii olarak, İdare Mahkemeleri yerine, yeniden Danıştay’ın ilgili dairelerinin yetkili kılınmasını sağlayacağız.

Tüketici uyuşmazlıklarında mahkeme öncesi çözüm mekanizması olarak görev yapan Tüketici Hakem Heyetlerinin idari ve mali kapasitelerini artıracak, üyelerin seçimi için eğitim, deneyim gibi kriterler belirleyecek, kararların şeffaflığı ve ulaşılabilirliğini artıracak, tüketicilerin Hakem Heyetleri ve başvuru koşulları hakkında bilgilendirilmelerini ve haklarını aramalarını teşvik edeceğiz.

Çok taraflı sayısal platformlar ve büyük veri sorunlarına ilişkin olarak, rekabet politikası, düzenleyici politikalar ve veri koruma mevzuatının bir araya getirildiği “geçit bekçisi” (gatekeeper) gibi yeni kavramların kullanıma sokulduğu AB Sayısal Hizmetler Yasası, AB Sayısal Piyasalar Yasası gibi yeni mevzuat uygulamalarını takip edecek, söz konusu mevzuatı Türkiye’ye uyarlarken gerekli tartışma ve istişarelerin yapılmasını sağlayacağız.

AB’de yürürlükte olan “Çevrimiçi Aracılık Hizmetlerini Ticari Amaçlı Kullananlar için Şeffaflık ve Tarafsızlığın Geliştirilmesine Dair Tüzük” ve “Dijital Hizmetler Kanunu”nda öngörülen ilke ve kurallar çerçevesinde yasal düzenlemeler yapacağız.

“Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” ve ilgili diğer mevzuatta değişiklikler yaparak, finansal teknoloji şirketlerinin finansal kuruluşlarla eşit koşullarda rekabet etmelerini sağlayacağız.

Sosyal medya ve diğer internet hizmetleri gibi sektörlerde etkin rekabet ortamının güçlendireceğiz.

Hal Kanunu ve Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da gerekli değişiklikleri yaparak gıda değer zinciri içindeki tekelci ve oligopolistik yapılara son vereceğiz.

Üretici kooperatiflerini güçlendirecek ve destekleyeceğiz.

Ürün grupları bazında denetim yapan kurumların merkezi ve taşra teşkilatlarında yer alan denetim elemanlarının merkezi olarak koordinasyonunu sağlayacak, farklı idareler eliyle yürütülen faaliyetleri tek bir çatı altında toplayacağız.

Küçük ve Orta Boy İşletmeler 

KOBİ’lerin rekabet güçlerini artırarak ekonomik büyümeye katkılarını yükselteceğiz.

KOBİ’lere eğitim, yönetim, finansman, teknoloji geliştirme veya teknoloji transferi, ürün ve pazar çeşitlendirme, ihracat potansiyelini artırma, yeni ortaklıklar kurabilme, sermaye piyasalarından daha çok pay alabilme konusunda özel destek modelleri oluşturacağız.

KOBİ’leri küreselleşmeden kaynaklanan yüksek rekabete ayak uydurma, yetkin insan gücü ve yeterli sermayeye sahip olma, yenilikçi projeler üretme, birlikte iş yapma kültürü ve proje geliştirme gibi hususlarda güçlendireceğiz.

KOBİ’lerin bölünmelerine veya tasfiye olmalarına yol açan, kuşaktan kuşağa geçiş süreçlerinin planlanması, hazırlanması ve kolaylaştırılması için, yetkin yönetici kadrolarının eğitilmesine ve yetiştirilmesine yönelik adımlar atacağız.

Yönetim danışmanlığı sektörünü destekleyerek, KOBİ’lerin bu sektörden devlet destekli olarak danışmanlık hizmeti almasını sağlayacağız.

Geleneksel firmaların iş modellerinin ve örgütlenme yapılarının yenilenmesini ve KOBİ’lerin verimlilik ve dijital dönüşümünü sağlayacak danışmanlık ve destek programlarını hayata geçireceğiz.

Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve bölgesel kalkınma eksenlerinde, KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilikçilik, üretim, pazarlama ve ihracat yeteneklerinin geliştirilebilmesi, rekabet güçlerinin arttırılabilmesi ve finansmana erişiminin kolaylaştırılabilmesi için üretim odaklı, güvenli, adil, hızlı işleyen bir destek sistemi oluşturacağız.

KOBİ’lerimizin ulusal ve uluslararası e-ticaret kapasitelerini artırmaya yönelik yurtdışı pazar araştırma, mentorlük ve finansman desteklerini etkin bir biçimde artıracağız.

Esnaf ve KOBİ’lerin satış yaptığı e-ticaret pazaryerlerinin, satıcılarının rekabet gücünü artıracak uygulamalarını destekleyeceğiz.

Personel ve ürün geliştirme konusunda yaşanan sorunların OSB’lerdeki model fabrika ve prototip imalathanelerinde çözümünü sağlayacağız.

KOBİ’ler arasında proje bazlı ya da ortak iş yapma kültürünü geliştirme amaçlı işbirliği modellerini destekleyecek, KOBİ’lerimize sağlanan işbirliği-güç birliği desteklerini daha etkili hale getireceğiz.

İşletmelerin patent, faydalı modeller, marka ve tasarımları için fikri ve sınai mülkiyet haklarını alabilmelerine yönelik danışmanlık hizmetlerini destekleyeceğiz.

KOBİ’lere verilen kredi hacmini arttıracak, girişim sermayesi, kitle fonlaması ve etki yatırımcılığı gibi yenilikçi finansman imkanlarından daha fazla yararlanabilmelerini sağlayacağız.

KOBİ’lere yatırım yapacak girişim sermayesi fonlarına sağlanan Hazine desteğini artıracak, bugüne kadar uygulanan benzer programların etkilerini ölçecek ve verimsiz uygulamalara son vereceğiz.

KOBİ’lerin vergi iadesi ve benzeri kamudan alacaklarının finansmana erişimlerinde teminat olarak gösterilebilmesine ilişkin düzenlemeleri yapacağız.

Büyük ölçekli işletmeler ile KOBİ’lerin etkileşimlerini arttıracak, değer zincirini güçlendirecek ve verimliliği arttıracak ortak Ar-Ge ve yenilik projelerine destek programları oluşturacağız.

KOSGEB’i yeniden yapılandırarak girişimcilerimizin rahatça başvuru yapabileceği bir sistem inşa edeceğiz.

KOSGEB’in veri tabanlarını, insan kaynaklarını ve bütçe olanaklarını KOBİ’lerimizin gereksinim duyduğu büyüklüğe ve kaliteye eriştireceğiz.

KOSGEB bünyesinde hizmet sektörüne yönelik bir birim oluşturacak, hizmet sektörüne ayıracağı kaynağı artıracağız.

KOSGEB hibe desteklerini artıracağız.

KOSGEB tarafından verilen faizsiz kredi desteğini objektif kriterlere bağlayarak şeffaf biçimde vereceğiz.

KOSGEB’in prototip üretimi ve ticarileştirme desteklerinde önceliği Ar-Ge desteğiyle tamamlanmış stratejik projelere vereceğiz.

Esnaf ve Sanatkârlar 

Ticaret Bakanlığını Esnaf ve Ticaret Bakanlığı şeklinde yeniden yapılandıracağız.

Kamu kurumu niteliğindeki ticaret ve/veya sanayi odaları, ticaret borsaları ile esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarımızın teşkilat ve mali yapılarının iyileştirilmesini ve bu kuruluşların üyelerine daha verimli ve etkin hizmet sunabilmelerini sağlayacağız.

Perakende işletmelerin açılış, faaliyet ve kapanış süreçlerinde çok sayıda kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen hizmetlerin tek noktadan elektronik ortamda etkin ve hızlı bir şekilde sunulmasını sağlayacağız.

Esnafımızın salgın sürecinde kullandığı kredilerin faizleri ile BAĞ-KUR ve vergi borçlarının faizlerini silecek, kalan anaparanın uygun vadede ödenmesini sağlayacağız.

Esnafımızın emekli olabilmesi için en son 2000-2008 arası için uygulanan geriye doğru borçlanma hakkını, ticari sicil kayıtlarına ve esnaf odalarına bağlı kalınan süreleri göz önünde bulundurarak tanıyacağız.

Esnaf Ahilik Sandığı’na dahil esnaflarımızın kısa çalışma ödeneği gibi gelir kaybını telafi edecek uygulamalardan faydalanmalarını sağlayacağız.

Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması çerçevesinde esnafın ödeyeceği katkı payı oranını düşüreceğiz.

Esnaf ve sanatkârlarımızın hastalık ve ayakta tedavi gördüğü süreçleri kapsayan geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesini sağlayacağız.

İşyeri kira ödemelerinde stopaj oranını sıfırlayacağız.

Şoför esnafının 10 yaşın üzerindeki araçlarının yenilenmesinde ÖTV almayacağız.

Küçük esnafımızı zincir marketler, büyük marketler, AVM’ler karşısında korumak ve haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli düzenlemeleri hızla hayata geçireceğiz.

Esnafın e-ticaret pazaryerlerinde satış yapmasını kolaylaştıracak ve bunun maliyetini azaltacak tedbirleri alacağız.

Esnaf, sanatkâr ve küçük sanayicileri geliştirme faaliyetleri kapsamında iş kollarını yeniden düzenleyeceğiz.

Esnaf ile tacir, sanatkâr ile sanayici arasındaki tanım farkını dikkate alarak her iki kesimin mesleki örgütlenmesinde yaşanan sorunları gidereceğiz.

Yöresel el sanatlarının gelişmesini sağlayacak bir eğitim ve üretim planlaması geliştirecek ve pazarlama olanaklarını arttıracağız.

Esnaf ve sanatkâr odaları ve birlikleri bünyesinde, esnaf ve sanatkârlara ihracat süreçleri, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilikçilik ile devlet yardımları hakkında eğitim, danışmanlık ve bilgi desteği sağlayacak birimler oluşturacağız.

Esnaf ve sanatkarların büyük sanayi işletmelerini tamamlayıcı fonksiyonunu güçlendirecek ve nitelikli meslek elamanlarının yetişmesine katkılarını destekleyeceğiz.

Mevcut Esnaf ve Sanatkârlar Destek Sistemini, ucuz ve yeterli finansmana erişimi artıracak, bu finansmanı işin niteliğini arttırma, büyütme, çağın gerektirdiği değişim ve dönüşümü gerçekleştirme yönünde kullanmayı sağlayacak bir anlayışla yenileyecek ve yeni destek mekanizmaları geliştireceğiz.

Esnaf ve sanatkarların birlikte iş yapma kültürünün geliştirilmesi yönünde çalışmalar yapacağız.

Özellikle sanatkarımızın yaşadığı çırak yetiştirme sorununu ve çıraklık eğitimini genel eğitim sistemiyle uyumlu bir şekilde ele alacağız.

E-ticaret ve e-ihracat yapmak isteyen işletmelere işyeri açılışı, pazarlama, reklam, danışmanlık ve finansman desteği sağlayacağız.

E-ticarette oluşabilecek rekabet ihlalleri nedeniyle küçük işletmelerin muhtemel mağduriyetlerinin önlenebilmesi amasıyla etkin bir gözetim ve denetim mekanizması kuracağız.

Üretim yapan küçük esnaf ve sanatkârlarımıza yönelik sanayi siteleri kurulmasını destekleyeceğiz.

Yeni Nesil Hizmet Sektörleri 

Turizm, ulaştırma, dağıtım, haberleşme, medya, oyun, e-spor ve emlak sektörlerinde çevrim içi ve çevrim dışı hizmetleri birlikte sağlayan, yurtiçi ve yurtdışında geniş bir piyasaya kısa sürede ulaşabilen iş modellerine ve girişim sermayesi şirketlerine özel destekler sağlayacağız.

Dijital varlıkların düzenlenmesinde üyesi olduğumuz G-20 ve diğer uluslararası kuruluşlardaki tartışmalara katkıda bulunacak, ülkemizdeki düzenlemeleri bu çerçevede gerçekleştirecek, üretilen dijital varlıkların ticarileşmesini destekleyeceğiz.

Dijital varlıkları, İstanbul Finans Merkezi’nin ana unsurlarından biri yapacak, gerekli durumlarda İstanbul Finans Merkezi’nde farklı hukuki düzenlemelere tabi şirketlerin kurulmasına izin vereceğiz.

Konsol, bilgisayar, tablet ve dijital oyunları ülkemizde geliştirmek isteyen yeni girişimleri ve şirketleri destekleyecek, bu alanlarda Türkiye merkezli teknoloji firmalarının oluşması, know-how yaratılması, rekabetçi olunması için oyun tasarımından, oyun gelişimine yeni bölümler açacak ve gerekli destekleri sağlayacağız.

Daha önce oyun alanında başarılı olmuş Türkiye merkezli firmaların sektörde yaşadıkları zorlukları, deneyimlerini yeni firmalarla paylaşmaları için mentorluk-rehberlik ekosistemi oluşturacağız.

Global dijital varlık hizmet platformlarının değer zincirlerinin bir bölümünü, özellikle ürün geliştirme ve ARGE faaliyetlerini Türkiye’ye getirmelerini özendireceğiz.

Büyük teknoloji şirketlerinin e-ticaret, sosyal medya, arama hizmetleri gibi başka pazarlardan topladıkları tüketici verisi ile finansal piyasalar pazarında tekelleşmesine karşı rekabeti koruyucu önlemler alacağız.

İnternet medyası ve sosyal medyada özgürlük ortamını koruyarak, internet medyası ve sosyal medya haberciliğini destekleyecek, sosyal medyadaki hakaret ve iftiralara yönelik tedbirler geliştireceğiz.

İnternet medyası ve sosyal medya gelirlerinin servis sağlayıcı, reklam veren ya da sponsorlar üzerinden içerik üreticisini etkilemeyecek şekilde vergi sistemine dahil edilmesini sağlayacağız.

Dijital varlıklara dair reklam ve benzeri faaliyetler düzenleyecek, bu faaliyetleri şeffaf hale getirecek, sosyal medya üzerinden vatandaşların kandırılmasının önüne geçeceğiz.

Özellikle Türk mitolojisini, tarihi olayları, kültürü tanıtan oyunlar konusunda firmaların çalışmasını sağlayacağız.

E-spor için kurulan derneklere, takımlara diğer spor alanlarında olduğu gibi destek sağlayacağız.

E-spor takımları ve derneklerinin Türk vatandaşı e-sporculardan kurulu olmak kaydıyla uluslararası turnuvalardaki başarılarını ödüllendirme sistemiyle teşvik edeceğiz.

Turizm 

Başlatacağımız yerel turizm meclis ve şuralarının çıktılarını da dikkate alarak tüm paydaşların katılımıyla yeni bir perspektifle, yeşil, sürdürülebilir, koruma-kullanma dengesini gözeten Turizm Stratejisi ve Master Plan hazırlayacağız.

Sektörle istişare halinde turizmin yatırım, işletmecilik, konaklama, çalışanlar, acente, rehberlik, yiyecek-içecek ve benzeri alanlarında etkili bir koordinasyon için çerçeve bir turizm yasası çıkaracak, bu başlıklara ilişkin mevcut mevzuatı gözden geçirecek, eksik olan konularda gerekli düzenlemeleri hayata geçireceğiz.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nı tüm paydaşları kapsayacak, daha etkili tanıtım yapacak, sektörün gelişimine yönelik somut projeler üretecek, sorunlara ortak akılla hızlı çözüm bulacak, liyakatli kadrolardan oluşacak şekilde yeniden yapılandıracak, Ajansın kaynak kullanımlarını şeffaf ve hesap verebilir hale getirecek ve Sayıştay tarafından denetlenmesini sağlayacağız.

Sektöre ilişkin düzenlemelerde meslek örgütlerinin görüşlerini dikkate alacağız.

Yerel yönetimlerin turizm politikalarına katkısını artıracak ve Stratejik Planlarında turizm politikalarına ayrıntılı yer vermelerini ve gerekli bütçe ödeneklerini ayırmalarını sağlayacağız.

Orman yangınlarından sonra otel ve yerleşime asla izin vermeyecek, buraların rant haline gelmesine engel olacağız.

Turizm bölgelerinde imar planlarını inceleyerek imar rantı ve istismarının önüne geçeceğiz.

Doğal ve kültürel yapımıza zarar veren uygulamalara son vermek için turizm tahsislerini yeniden inceleyerek uygun olmayanlarla ilgili gerekli adımları atacağız.

Kıyılardan herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına engel olan uygulamaları sıkı denetim altına alacağız.

Devremülk ve devre tatil tesislerini, Turizm Bakanlığı’nın denetimine alarak tüketici mağduriyetlerini önleyeceğiz.

Apart daire kiralamalarına yönelik düzenleme yapacak, bu kapsamda tüm turizm potansiyelinin kayıt altına alınmasını sağlayacak ve apart daireler için hizmet standartları belirleyeceğiz.

Aşırı betonlaşmanın, turizm amaçlı mekânların inşası nedeniyle kültürel ve tarihî dokunun zarar görmesinin ve hayvanların doğal yaşam alanlarının kısıtlanmasının önüne geçeceğiz.

Sıfır atık projeleriyle tasarlanmış turizm mekânları gibi doğayı korumayı ön planda tutan uygulamalarla doğanın dokusunu bozmayacak düzenlemeler getireceğiz.

Türkiye’nin güçlü uluslararası tur operatörlerine sahip olması için paydaşlarla beraber bir çalışma başlatacağız.

Sektörde sağlıklı ve güvenilir istatistiki veri tabanı oluşturacağız.

Turizmde mevsimsel bağımlılığın azaltılması, turizmin 12 aya yayılması, nitelikli turist girişinin arttırılması ve sektörde çeşitlendirmenin sağlanması amacıyla, sağlık, festival, spor, doğa, kamp, karavan, tarih, kültür, inanç, müze, termal, gençlik, üçüncü yaş, yat, kurvaziyer, tarım, gastronomi, alışveriş, kongre ve fuar alanlarındaki turizmi destekleyeceğiz.

“Destinasyon Yönetimine” geçecek, bununla ilgili destinasyon imajını güçlendirici faaliyetlere ağırlık vereceğiz.

Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde nokta tanıtım yoluyla markalaşmış destinasyonlar oluşturacağız.

Özellikle yüksek gelirli turistlerin olduğu ülkelerde reklam ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık vereceğiz.

“Akıllı Turizm”, “Akıllı Destinasyon”, “Akıllı Şehir”, “Akıllı Oteller” gibi uygulamalarla turizmde dijital dönüşüme destek vereceğiz.

Sağlık Turizmi Strateji Belgesi hazırlayacak, sağlık turizmi kapsamında hizmet verecek sağlık personelinin sayı, nitelik ve uzmanlık alanlarını planlayacak, yabancı dil çeşitliliği dahil sağlık personelinin gerekli donanımı kazanmasını sağlayacak, sağlık turizmi alanında hizmet verecek hastane ve sağlık tesislerinin akreditasyonu konusunda gerekli mekanizmaları oluşturacağız.

Kış sporları merkezlerindeki yatak kapasitelerini arttıracak, alt yapıyı iyileştirecek yarı faal ve faal olmayan kış sporları yapılan turizm merkezlerimizi aktif hale getireceğiz.

Dünyada giderek artan, kendi ikameti dışında başka coğrafyalarda çevrimiçi çalışanları (Dijital Göçebelik) turizmde bir fırsat olarak değerlendirecek, bu kişiler için özel tasarlanacak tatil köyleri kurulmasını teşvik edeceğiz.

Bireysel seyahatlere hitap eden butik, temalı, küçük kapasiteli, sürdürülebilir ve çevreye saygılı otellerin inşa edilmesini destekleyeceğiz.

Turizm hizmetlerinden sıkıntı yaşamadan yararlanabilmeleri için oteller başta olmak üzere bütün turistik tesis ve mekânları engellilerin de kullanabileceği uygunluğa getireceğiz.

Ülkemizde lezzet ve tadım rotaları oluşturacak, turistik yörelerimizde gastronomi sokakları kuracağız.

Yurtdışı yetkin kuruluşlarla birlikte çalışarak gastronomide kendi puanlama sistemimizi ve yıldızlama standartlarını oluşturacağız.

Türkiye çapında kültür, bisiklet, sağlık, doğa/ekoloji vb. temalı rotalar belirleyerek, tanıtımının yapılmasını sağlayacağız.

“Sahillerden Anadolu’ya Kültür Yolu Projesi” başlatacak, bu projeyle sahil şeridi illerden Anadolu’daki inanç, kültür ve gastronomi merkezlerine ulaşımı hızlandıracak ve kolaylaştıracağız.

Karadeniz, Ege ve Akdeniz’ de kruvaziyer limanları inşa edecek, bu pazardaki ülke payımızı arttıracağız.

Deniz turizminin gelişmesine önem verecek, deniz turizm işletmecilerinin var olan alt yapı, liman, barınak ve nitelikli personel problemlerini çözeceğiz.

Turizm markası İstanbul’da tarihi yarımadadaki trafik problemini, ilgili bakanlıklar ve büyükşehir belediyesiyle işbirliği içinde çözeceğiz.

Bölgeler arası günübirlik seyahatleri mümkün kılan uçuşlara yönelik yatırımlar yapacağız.

Özellikle müzecilikle ilgili iklimlendirilmiş ortam, eserlerin güvenliğinin sağlanması ve benzeri çalışmaları yaparak eşsiz tarihi eserlerimizin kalıcılığını muhafaza edeceğiz.

81 ilde tarihi binaların röleve ve projelerini çıkararak dijital ortama aktaracağız.

Sosyal turizm kapsamında emekli, engelli, şehit aileleri ve üniversitede okuyan öğrencilerimizin turizm amaçlı gittikleri gezilerde illerdeki Yurt-Kur binalarında ücretsiz konaklayabilmelerini sağlayacağız.

Turizmde geri kalmış destinasyonların gelişmesi için bölgesel bazda turizm teşvikleri uygulayacağız.

Otellerden alınan konaklama vergisinin büyük bir kısmını, kentin tanıtımında ve turizminin geliştirilmesinde kullanılmak üzere yerel yönetimlere bırakacağız.

Turizm sektörünü etkileyecek doğal afet, salgın, savaş gibi olağanüstü durumlar için risk yönetimi uygulayacak, kayıpları telafi edecek fon ve sigorta benzeri mekanizmalar oluşturacağız.

Her yaştan vatandaşımızın turizm etkinliklerine katılabilmeleri için yerel yönetimler ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okulları destekleyecek ve bu sayede başta dar gelirli vatandaşlar olmak üzere müze seyahatleri, turistik mekânların ziyaret edilmesi gibi turizm kapsamına giren pek çok etkinliğe katılımı artıracağız.

Turizm eğitim sistemini yeniden ele alacak, sektörün güncel ve uzun vadeli ihtiyacına göre bölümler açacağız.

Mesleki turizm ve lisans eğitim programlarının içeriğini yeniden düzenleyecek ve kapasitelerini ihtiyaca göre yeniden ayarlayacağız.

Turizmin tüm alanlarındaki mesleki yeterlik kriterlerini ve şartlarını oluşturacağız.

Eğitim aldığını belgeleyen diploma veya mesleki yeterlilik sertifikası sahiplerinin istihdamına öncelik verilmesini sağlayacağız.

Turizm rehberliği sertifikasyonu eğitimini yaygınlaştırarak sertifikasyonun turizm türlerine göre çeşitlenmesini sağlayacak, kaçak rehberlik faaliyetiyle etkili mücadele edeceğiz.

Meslek liselerinin, meslek yüksekokullarının ve fakültelerin eğitim-öğretim dönemlerini, şehir ve sahil otellerinin yoğun olduğu zamanları dikkate alarak yeniden takvimlendireceğiz.

Turizm eğitimlerinin tasarım ve uygulanmasına yerel yönetimler, STK’lar ve özel sektörü dahil edeceğiz.

Turizm sektöründe çalışanların aşırı ve yoğun çalışma gibi olumsuz çalışma koşullarını düzelteceğiz.

Kültür 

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu ve ilgili ikincil mevzuatı başta sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıracak bir anlayışla gözden geçireceğiz.

İlgili kanun ve yönetmeliklerde anadilinde kültürel ve sanatsal üretimin önünde engel oluşturan maddeleri muğlak ifadelerden arındıracak ve istismara açık olmayacak biçimde düzenleyeceğiz.

Ulusal ve yerel kültür şuralarını düzenli aralıklarla toplayacak, kültür politikalarını tüm paydaşların katkı ve katılımlarıyla oluşturacağız.

Ülkemizde üretilen kültür ve sanat ürünlerini dijitalleştirerek bir veri bankasında muhafaza edilmesini sağlayacak, Türkiye Kültür Envanteri veri tabanını oluşturacağız.

Her yıl bir “Türkiye Kültür Şehri” seçeceğiz.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Anıtlar Yüksek Kurulu ve Koruma Bölge Kurullarını gerçek anlamda özerk hale getireceğiz.

Ülke genelinde Kültür Bakanlığı Alan Başkanlıklarının sayısını artıracak, yetkilerini uluslararası normlar (UNESCO ve ICOMOS) çerçevesinde düzenleyecek, personel yapısını donanımlı hale getireceğiz.

Alan Yönetim Başkanlıkları bünyesinde “kültürel, tarihi ve doğal peyzaj koruma kurulu” yapılanmasını oluşturacağız.

Kültürel Mirası Koruma Enstitüsü kuracağız.

Kültür ve sanat elçileri programı başlatacağız.

Kültür ve sanat faaliyetlerinde yerel yönetimlerin etkisini artıracak ve yerel yönetimler ile kültür ve sanat alanında çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarının daha etkin ve aktif bir rol almasını sağlayacağız.

Bütçeden kültür ve sanata ayrılan kaynakları artıracak, özel kesimin bu alana daha fazla destek olmasını teşvik edeceğiz.

Bağımsız çalışan sanatçıların sosyal güvenlik ve emeklilik haklarıyla ilgili yaşanan sorunları gidereceğiz.

Devlet Tiyatroları, Opera ve Bale ve diğer sanat kurumlarımızın kadro ve diğer özlük hakkı sorunlarını çözeceğiz.

Kültür endüstrileri içinde yer alan, mesleki tanım ve statüleri hala belirsiz olan mesleklerin NACE kodlarının ivedilikle oluşturulmasını sağlayacağız.

Müzik meslek birlikleriyle ülke sathında kampanyalar düzenleyerek müzik emekçilerinin ve eserlerinin kayıt altına alınmasını sağlayacağız.

İl Kültür Müdürlükleri bünyesinde müzisyenlerimizin eserlerini ücretsiz şekilde kayıt altına almalarını sağlayacak ´ses kayıt stüdyoları´ kuracağız.

Yerel ve özgün kültürel faaliyetlerin gerçekleştirileceği kültür evlerinin kurulması ve yaygınlaşmasını destekleyeceğiz.

Sanatçıların bir araya geleceği, konaklama, sağlık ve bakım hizmetlerinin verileceği Sanatçı Dayanışma Merkezleri kuracağız.

Kültür ve sanat alanında kamu tarafından sağlanan desteklerin fırsat eşitliğini gözeten, önceden ilan edilmiş objektif kriterlere dayalı, tarafsız kurullarca değerlendirilen bir çerçevede ve şeffaf bir biçimde verecek, desteklerin yerinde kullanımını titizlikle takip edeceğiz.

Özel kopyalama harcını meslek birlikleri aracılığı ile hak sahiplerine dağıtacağız.

Sanatçı gelirleri üzerindeki vergi yükünü hafifleteceğiz.

Gençlere kültür ve sanat aktivitelerinden 25 yaşına kadar ücretsiz yararlanabilmeleri için kültür kartı vereceğiz.

E-kitap’ta KDV’yi sıfırlayacağız.

Kültür endüstrilerindeki vergi yükünü azaltacağız.

Meslek birliklerinin altyapılarının güçlendirilmesine yönelik destek mekanizmaları oluşturacağız.

Folklorik sanatçıların teşvik edilmesi için özel destek mekanizmalarını hayata geçireceğiz.

Üniversite öğrenci sanat topluluklarını destekleyeceğiz.

Yerel ve geleneksel el sanatlarımızı üreten sanatçılarımıza ve bu sanatları öğrenmek isteyen gençlere destek sağlayacağız.

5225 Sayılı Kültür Yatırımlarını ve Girişimlerini Teşvik Kanununu günün ihtiyaçlarına göre yenileyeceğiz.

Kültür endüstrilerinin dijitalleşmesine destek verecek ve sanatçıların dijital alt yapı ve donanıma erişimini kolaylaştıracağız.

Kültür endüstrilerine gelişme ve rekabet şansı sağlayacak özel hızlandırma programları ve kümelenme imkanları oluşturacağız.

Kültür ve sanata yapılacak yatırımlarda estetik ve verimlilik ölçütlerini değerlendireceğiz.

Yayıncılık, müzik, folklor, film sektörleri, festivaller ve müzikalleri destekleyerek istihdam, milli gelire katkı ve ihracat imkânları sağlayacağız.

Sanatçının telif haklarını koruyacak; ihlalden ve korsandan korunması için her türlü tedbiri alacağız.

5846 sayılı telif yasasına açık bir hüküm olarak ´eser sahibinin telif sözleşmesini iki yıl içinde yeniden düzenleme hakkı saklıdır´ ibaresini ekleyeceğiz.

5646 Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanunu Avrupa Birliği mevzuat ve direktiflerine uyumlu hale getireceğiz.

Telif anlaşmalarının yapıldığı uluslararası kitap fuarlarına bakanlık bünyesindeki uzmanlardan ve yayıncılardan oluşturulacak özel bir kurulun hazırlığı ile katılım sağlayacağız.

Sesli kitap ve e-kitap ile internet ortamından yeni ve ikinci el kitapların satışına yönelik düzenleme yapacak, eser sahiplerinin hak kaybına neden olan veya olabilecek istismar alanlarına yönelik önlem alacağız.

Tarihi ve kültürel potansiyeli yüksek olan illerimizde en az bir adet büyük ve modern bir müze yapacağız.

Her ilde bir şehir müzesi açacağız.

Müzeler Adası Programını başlatacağız.

Özel sektörün müze yapımı ve işletmeciliğini teşvik edeceğiz.

Müzelerimizde engelsiz sergileme ve eğitim merkezleri kuracağız

Türkiye Dijital Miras Müzesini Oluşturacağız.

Geleneksel müzecilik anlayışını uluslararası standartlar doğrultusunda geliştirerek tematik müzelerin yaygınlaşmasını sağlayacağız.

Çağdaş sanat müzelerini fonksiyonlarını zenginleştirerek ülke genelinde yaygınlaştıracağız.

Kültür hayatımıza iz bırakmış sanatçı, düşünür ve edebiyatçılarımızın yaşadığı mekanların müze haline getirilerek kültür turizmine kazandırılmasını sağlayacağız.

Öncelikle mevcut ve depolardaki sonrasında ise toprak altındaki değerlerimizin gün yüzüne çıkarılarak sergilenmesini ve turizm amaçlı değerlendirilmesini sağlayacak şekilde müze sayılarını artıracağız.

Tarihi ve kültürel değerlerimizin korunarak geleceğe aktarılmasını sağlayacak nitelikte iklimlendirme, ısı, ışık gibi bilimsel tekniklerin kullanılmasını sağlayacağız.

Tarihi ve kültürel miras alanlarının mutlaka yöresel rehber eşliğinde ziyaret edilmesini ve bu sayede ziyaretçilerin doğru bilgilendirilmelerini sağlayacağız.

Kültürel varlıklar ile müzelerin sanal ortamda gezilebilmesini sağlayacağız.

Ören yerlerinin teknik altyapı ve tesis özelliklerini arttıracağız.

Tarihi ve kültürel değerlerin bulunduğu alanlara ulaşım ve trafik düzenlemelerini yapacak, gerekli işaretleme ve bilgilendirme levhalarını alana zarar vermeyecek şekilde gelişen teknolojiden de faydalanarak yerleştireceğiz.

İzinsiz kazı ve kültür varlığı tahribine ilişkin yaptırımları arttıracağız

Kültür merkezlerinde veya bu amaç doğrultusunda kullanılacak olan mekanlarda sanatçıların ve toplulukların eser hazırlamasına ve sergilemesine imkan sağlayacağız.

Daha önceki dönemlerde yaşamış olan veya halen hayatta olan insan hazinelerinin tespit edilip tanıtılmasına imkan sağlayacak şekilde kültür merkezlerinde mekanlar oluşturacağız.

UNESCO´nun dünya kültür mirası listesine aldığı, yaşayan insan hazinelerine dahil ettiği, namlarına anma yılları ilan ettiği değerlerimizin uluslararası resmi ve özel platformlarda tanınmalarını sağlayacak ´Anadolunun Değerleri´ projeleri hayata geçireceğiz.

UNESCO’nun “Tehlike Altındaki Diller Atlası” verilerine göre yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan dillerin korunması ve bu dillerde kültürel ve sanatsal üretimin sağlanması için gerekli adımları atacağız.

Aktif ve yoğun olarak kullanılan anıtsal kültürel mirasımızın etkin korunmasına yönelik önlemleri arttıracağız.

Kültür varlıklarının kaçakçılığının önlenmesine yönelik ilgili kurumlar bünyesinde uzmanlaşmış personel ve birimler oluşturacağız.

Yurtdışına kaçırılmış tarihi eserlerimizin iadesi hususunda etkin bir mücadele yürüteceğiz.

Kentsel siluet ve dokuyu korumak adına koruma amaçlı imar planlarında tampon bölgeler oluşturacak ve Tarihi Kentsel Peyzaja ilişkin yasal ve yönetsel çerçeveyi güçlendireceğiz.

Kütüphane yasasını çıkaracağız.

Kütüphaneleri sadece kitapların depolandığı alan niteliğinden çıkaracak, yaşayan mekanlar haline getireceğiz.

MİLLET İTTFAKI AÇIKLAMASI (Deprem Gündemli Toplantı, Ankara, 18 Şubat 2023)

Ülke ve millet olarak tarihimizin en büyük acılarından birini yaşıyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

İktidarın şaşkınlığına, acziyetine ve ayrıştırıcı tutumuna  rağmen; depremin ilk anından itibaren sorumluluklarını yerine getiren, ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışan kurumlarımıza ve kamu görevlilerimize teşekkür ediyoruz. Muazzam bir dayanışma gösteren, büyük bir fedakarlık ve gayretle çalışan STK’larımıza, vatandaşlarımıza, uluslararası dayanışma gösterenlere ve emek sarf eden tüm isimsiz kahramanlarımıza minnettarız.

Deprem ülkesi olan Türkiye’mizde afet öncesi gerekli hazırlıkların yapılmadığı, yeterli tedbirlerin alınmadığı apaçık ortadadır. Eskiden Başbakanlık’a bağlı olan AFAD’ın kurumsal kapasitesinin zayıflatılması, liyakatten yoksun insanlara üst düzey kadrolarda sorumluluk verilmesi, depreme dayanıksız binalara hiçbir rapor istenmeden imar affı çıkarılması ve inşaat sektöründe yolsuzluklara kapı aralayan ölçüsüz rant hırsı milletimize ölümcül bir fatura ödetmiştir.

Ülkemizin her kurumunda yaşanan özerklik, liyakat ve şeffaflık kaybı afet yönetimini ve depreme müdahale sürecini de doğrudan etkilemiştir. Hiçbir bürokratın inisiyatif alamadığı, her konuda talimatın bir kişiden beklendiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzünden acılar ve zayiat katlanarak artmıştır. Afet süreci ne yazık ki iyi yönetilememiş, arama-kurtarma çalışmalarında geç ve yetersiz kalınmıştır. Başlangıçtan itibaren, temel ihtiyaçların temininin ve yardım faaliyetlerinin doğru koordine edilemediği, bunların sonucunda felaketin etkisinin vahim boyutlara ulaştığı acı bir gerçek olarak görülmektedir.

Ne yazık ki, belediyeler ve STK’lar arasında ayrım yapılmış, bunların sürece dahil edilmeleri hususunda geç kalınmıştır. Kutuplaştırıcı söylemlerden vazgeçilmemiş, tek bir merkezden alınan kararlar çalışmaları yavaşlatmıştır. Kolluk kuvvetlerinin, madencilerin ve iş makinelerinin sahaya geç gönderilmesi, sosyal medya platformlarında bant yavaşlatma, borsanın kapatılmaması gibi akıl dışı uygulamalar telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmuş, krizi daha da derinleştirmiştir.

İktidar barınma, seyyar tuvalet ve hijyen konusunda yeterli adımları halen atmamış, bölgede salgın hastalık riskine karşı gerekli tedbirleri de almamıştır. Deprem sonrası yaşanan iç göçle ilgili herhangi bir planlama ve yönlendirme yapılmamıştır. Tüm hata, kusur, ihmal ve kasıtlar apaçık ortadadır. Hukuki, idari ve siyasi sorumlular da arşivlenerek dosyalarda ve hafızalarımızda not edilmiştir.

Millet İttifakı olarak, omuzlarımızdaki ağır sorumlulukların farkındayız. Şimdi önümüzde zorlu bir sınav bizleri beklemektedir. Yaşanan bu felaketten dersler çıkararak, şehirlerimizi ve geleceğimizi ortak akılla inşa etmek mecburiyetindeyiz.

Unutulmamalıdır ki; jeoloji, sismoloji, psikoloji, sosyoloji, ekoloji, tıp, ekonomi, eğitim, hukuk, siyaset, şehir planlama ve mimarlık birbirlerinden asla bağımsız düşünülemez, hiçbiri ihmal edilemez.

Bu çerçevede tüm bu alanların uzmanlarıyla süreci an be an takip edeceğiz. Depremin etkilerinin ortadan kaldırılmasına dair kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işler ve buna dair ortak çalışmalar için bir komisyon kuracağız.

Uyarıyoruz! Afet bölgelerinde yabancılara ev, arsa ve arazi satışı yasaklanmalıdır! Bölgenin yeniden imarı esnasında Hatay başta olmak üzere demografik ve sosyal yapının korunması büyük önem arz etmektedir. Özellikle bu konunun takipçisiyiz!

Toplantımızda ele aldığımız bir diğer konu ise üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararıdır. Bu karardan derhal geri dönülmesi gerekmektedir. Gençlerimizi nitelikli eğitim hakkından mahrum edecek hiçbir çözüm gerçek bir çözüm değildir. Depremzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyacı için turizm sektörünün kapasitesinin ve büyükşehirlerdeki boş konutların kullanılması ve bu yönde derhal çalışmaların başlaması gerekmektedir.

Biz siyaseten sorumluluk alacağız. Ortak Politikalar Metnimizde yer alan “Kentleşme” ve “Afet Yönetimi” (https://bit.ly/kentlesme-afet-yonetimi) başlıkları altındaki yol haritamızı aynen uygulayacağız. “Nasıl olsa deprem olmaz” diye değil, “yarın deprem olacakmış gibi” güçlü bir kriz yönetimi inşa edeceğiz.

Halkımız müsterih olsun! Bizler hızlı, sağlıklı ve kalıcı çözümlerimizle insanca yaşam standartlarına uygun yaşanabilir şehirler inşa etmekte kararlıyız. Aç ve açıkta tek bir insanımızı dahi bırakmayacağız! Acılarımızı hep beraber paylaşacak, maddi ve manevi yaralarımızı hep birlikte saracağız.

Ülkemizin en acil ihtiyacı; içinde bulunduğumuz siyasi enkazı kaldıracak, devlet kurumlarını şeffaf ve halka hizmet esasına göre güçlendirecek, kriz koşullarında ülkeyi yönetebilecek, içinde bulunduğumuz ekonomik krizden ülkemizi çıkaracak, iktidarın içine düştüğü israf ve şatafata son verecek, yaşanan felaketten ötürü etkilenecek olan ekonomimizi güçlendirecek, devlet yönetiminde liyakati esas alacak yeni ve etkin bir iktidardır.

Milletimizden aldığımız destekle, kendimize olan inancımızla Türkiye için hazır olduğumuzu duyururuz.

Son olarak, Suriye’de meydana gelen depremin yaralarını sarabilmek adına uluslararası camiaya bugün buradan çağrıda bulunuyor; Suriye halkına da sabır ve başsağlığı diliyoruz.

Millet İttifakı olarak önceden planladığımız ve yaşanan deprem sonrası tehir ettiğimiz rutin toplantımızı ise Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde, 2 Mart Perşembe günü gerçekleştireceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.