GENEL BAŞKANIMIZ ALİ BABACAN’IN
SOSYAL POLİTİKALAR EYLEM PLANI BASIN TOPLANTISI KONUŞMASI
Kıymetli basın mensupları,
Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen değerli vatandaşlarımız,
Hepinizi saygıyla selamlıyor, partimizin Sosyal Politikalar Eylem Planını açıklayacağımız basın toplantısına hoş geldiniz diyorum.
*****
Bir süredir, DEVA Partisi olarak, iktidarımızın ilk 90 gününde ve ilk 360 gününde uygulamaya koyacağımız politikaları, atacağımız adımları eylem planları adı altında en somut biçimiyle halkımızla paylaşıyoruz.
Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz.
Henüz iş başına geçmeden, her alanda ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve nasıl bir süre içinde yapacağımızı, bütün detaylarıyla ortaya koyuyoruz.
Bu kapsamda “İlk adımı toprağa atıyoruz” diyerek ilk eylem planımızı tarım alanında duyurmuştuk.
Çukurova’da Adana’da açıkladığımız Tarım Eylem Planı’yla birlikte yol haritamızı sunmuştuk.
Ardından 17 Ağustos Depreminin yıl dönümünde açıkladığımız Afet Eylem Planı’yla devam ettik.
Afet öncesine, afet anına ve afet sonrasına ilişkin yapılması gerekenlerle ilgili hazırlıklarımızı kapsamlı bir şekilde anlattık.
Bugün eylem planlarımızın üçüncüsünü, Sosyal Politikalar Eylem Planımızı paylaşmak üzere bir aradayız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Şu anda ülkemizde hâkim olan kötü yönetim ülkemizde yoksulluğu hızla yaygınlaştırdı, yaygınlaştırıyor.
Ülkemizin en temel sorunlarının başında işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı geliyor.
Toplumumuzun en zengin %5’lik kesimi ile en yoksul %5’lik kesimi arasında 26 kat gelir farkı var. Son bir yılda dahi artış 22 katta 26 kata çıkmış.
Ülkemiz sadece yoksullaşmıyor aynı zamanda gelir dağılımı da hızla bozuluyor.
Markete, pazara gitmek insanları ürkütüyor artık.
Öyle ki; Türkiye’nin dört bir yanından yoksulluk intiharları haberleri geliyor.
RTÜK, bunlara yayın yasağı getirdiği için belki televizyonlarda vatandaşlarımız bunu takip edemiyor ama gittiğimiz her il ve ilçede bunlarla karşı karşıya kalıyoruz.
İnsanımız sadece yoksullaşmıyor. Kendisine “Benim alanım ekonomi” diyenlerin hatalı kararları neticesinde, yarınlara dair umutlarını yitiriyor.
Sadece bugünün yoksulluğu değil vatandaşlarımız yarınlardan da umudunu yitirmiş durumda.
Emekali, memur, esnaf, çiftçi, işçi, işsiz, öğrenci, dar gelirli vatandaşlarımız gelecekleriyle ilgili ciddi bir karamsarlığa kapılmış durumda.
Bir yandan lüks otomobil satışlarının rekor kırdığı ülkemizde, diğer yandan emeğiyle çalışanlar için, ikinci el otomobil almak bile artık bir hayal haline geldi.
Ülkeyi yönetenler israfın, lüksün ve şatafatın içinde yaşarken, emeğiyle geçinmeye çalışanlar için aylık kirasını ödemek dahi büyük bir sorun haline geldi.
İşte tüm bu sebeplerle; doğru sosyal politikaları, vatandaşlarımızın geleceği açısından için hayati önemde görüyoruz.
*****
Değerli basın mensupları,
Türkiye, sahip olduğu imkanlarla bu yoksulluk girdabını hızla tersine çevirebilecek güce sahiptir.
Ben ve arkadaşlarımın işin başında olduğu yakın geçmişimizde, ortak aklın işletildiği yakın geçmişimizde bunun somut örnekleri var.
İnanın, bugün de doğru politikalarla parlak yarınlara ulaşmamızın önünde hiçbir engel yok.
Bizler, DEVA Partisi kadroları olarak, üstümüze düşen sorumluluğun gayet iyi farkındayız.
43 maddelik Sosyal Politikalar Eylem Planımızı da bu bilinçle hazırladık. Hedefimiz; devleti, gerçekten kimsesizlerin kimsesi haline getirmek.
Sosyal yardımdan sosyal hizmete, çalışma hayatından sosyal güvenliğe, emeklilerden engelli vatandaşlarımıza uzanan çok geniş bir alanda uygulanabilir ve sürdürülebilir bir çözüm paketi hazırladık.
*****
Değerli arkadaşlar,
Hedeflediğimiz Türkiye’de, tek bir ailenin bile yoksulluğun pençesinde yaşamaması asıl ilkedir.
Bu nedenle, yoksul yurttaşlarımıza asgari gelir desteği sağlama sözünü şimdiden veriyoruz.
Asgari gelir desteği ne demektir? Parti programımızda da yer aldığı gibi aile bazlı, vatandaşlarımızın gelir ve geçim durumunu baz alıp bu geliri asgari bir seviyeye tamamlayacak farkın devlet tarafından ödenmesidir.
Bir aileye ihtiyaç bazında ne kadarlık bir gelir giriyor şu anda? Bu ailede kaç kişi yaşıyor? Gerçek ihtiyacı ne? Geliri ne?
İşte o ihtiyaçla bugünkü gelir arasındaki farkı devletin ödeyeceği bir asgari gelir desteği sistemini hazırladık. Ve seçimlerden sonra derhal düğmeye basıp uygulamaya başlayacağız.
Burada, çok kritik bir hususu özellikle vurgulamak istiyorum.
Mevcut sosyal politikalar, iktidarın elinde, tüm toplumu rehin almaya yarayan adeta bir şantaj mekanizması haline dönüştü.
Yardımlar, çoğu yerde, parti üyeliğine bağlanmış durumda. Biz bu uygulamaya son vereceğiz. Yardımları adil bir şekilde dağıtacağız.
Halkımızı yardımlarla yaşamaya mecbur olmaktan da en kısa sürede kurtaracağız.
Bugünkü iktidarın, toplumumuza verdiği en büyük zararlardan biri, yoksulluğu ve yardıma muhtaç hâli adeta bir kader haline getirmesi.
Hiçbir vatandaşımız endişe etmesin. Herkes müsterih olsun.
DEVA Partisi’nin ülkeyi yönettiği bir Türkiye’de tek bir vatandaşımız bile hak kaybı yaşamayacak.
Fısıltı gazetesiyle dolaşıma sokulan, “İktidar değişirse yardımlardan mahrum kalırsınız” dedikodusu asılsız bir şaiyadan başka bir şey olmadığını açıkça vurgulamak istiyorum.
Bunu fısıltı gazetesiyle şu andaki iktidar sürekli yayıyor. “Biz gidersek yardımlar gider” diye. Asla.
Tam tersine daha adil ve daha güçlü sosyal destek ve yardımlar programını biz uygularız.
Bundan en ufak bir şüphesi olmasın hiç kimsenin.
Bizim yönetimde olduğumuz dönemde topyekûn kalkınmayla topyekûn zenginleşmeyle beraber tüm vatandaşlarımız sosyal yardımlardan ve desteklerden adil bir şekilde istifade eder. Ve mevcutta ne alıyorsa satın alma gücünün altına asla düşmez.
Bu dedikodulara hiç prim vermeyin.
Zaten başlı başına şu israfı, yolsuzluğu durdurmak var ya büyük bir kaynak.
Başlı başına faizleri düşürerek, güven ortamını sağlayarak oluşacak kaynak bu ülkeyi kanatlandırır, uçurur.
Hiç kimsenin endişesi olmasın. Şu anda kaynaklar faize gidiyor. Yazık, günah.
Bakın, yıllarca 50 milyar mertebesinde olan faiz ödemesi bu yıl 180 milyar. Gelecek senenin orta vadeli programına 240 milyar, bir sonraki sene 290 milyar faiz ödemesi koymuş bugünkü hükûmet.
O paraya neler neler yapılır. İşte kötü yönetimin sonucu. Bu yüksek faizin bedelini tüm millet olarak herkes ödüyor şu anda.
Biz tasarrufu, yolsuzluğu önleyerek elde edeceğimiz kaynakları özellikle de sosyal destek ve sosyal yardımlara ayıracağız. Herkesin yüzü güler.
Sosyal yardımlar hak bazlı olmalıdır. Bu devletin bir lütfu değildir. Bu ülkenin vatandaşı olmanın tüm vatandaşlarımıza verdiği bir haktır.
Şu anda yapılan sosyal yardımların tamamı yine bu vatandaşlardan toplanan vergilerle yapılıyor. Başka bir yerden gelmiyor bu para.
Bu ne demek? Bu ülkenin vatandaşı olmanın verdiği doğal bir hak bu. Lütuf değil. Kimse kimseyi kandırmasın.
DEVA Türkiyesi’nde tek bir vatandaşımız bile hak kaybı yaşamaz.
Sözgelimi, yoksul ailelere doğal gaz desteği, kömür yardımı gibi uygulamaları güçlendirilerek devam ettireceğiz.
Yeni doğan bebeklerin sağlıklı yetişmesini sağlamak amacıyla, bir yıl boyunca süt ve bebek maması başta olmak üzere her türlü ihtiyaç destek olarak ailelere verilir.
Ayrıca, kimsenin sosyal yardıma bağımlı bir hayat sürmesine de razı olmayacağız.
Bu doğrultuda, sosyal yardım alan vatandaşlarımız için özel istihdam programları da uygulamaya başlayacağız.
Sosyal yardımların, hızlı, adil ve insan onurunu zedelemeyecek şekilde sunulmasını sağlayacak yapısal dönüşümleri gerçekleştireceğiz.
Bu yapısal dönüşüm sayesinde,
Sosyal yardımları tek bir merkezde, tek bir kurum çatısı alında toplayacağız. Vatandaşlarımız kapı kapı gezmeyecek. Bir kapıya gidiyor, sen öbür kapıya git deniyor. Öyle bir şey yok.
Vatandaşlarımızın sosyal yardım talep etmelerini dahi beklemeyeceğiz, merkezi sistemle ihtiyaç sahiplerini devlet olarak biz belirleyeceğiz.
Aynı aile hekimliği sistemi gibi oluşturacağımız networkle her bir aileden sorumlu bir sosyal destek uzmanı olacak. Her bir ailenin alo diyeceği, hemen başvuracağı bir sosyal destek uzmanı olacak.
O “Alo” demeden sosyal destek uzmanı gidecek, ailenin eksiklerini yerinde tespit edecek. Okula giden çocuğu var mı, bir ihtiyacı var mı, o ailede engelli bir vatandaş var mı, ihtiyaçları nedir diye.
Devlet vatandaşın ayağına gidip eksikleri tespit edip bu zaten senin hakkındır biz senin hakkını teslim etmeye geldik diyecek.
Hiçbir insanımız sosyal yardım alabilmek için siyasi partilerin ilçe başkanlarıyla görüşmek zorunda kalmayacak.
Sosyal yardımların partizanca dağıtıldığı ve yoksulluğun istismar edildiği çarkı sona erdireceğiz.
Sosyal yardımlara, hiçbir ayrımcılık yapılmaksızın toplumun ihtiyaç sahibi tüm kesimleri rahatça erişebilecek.
Onlar ulaşma, erişme gayretine girmeden devlet olarak biz erişeceğiz.
Bir adım da sosyal konutlarda atacağız.
Dar gelirli ailelere, uygun şartlarda sosyal konut temin etmeyi hızlandıracağız.
Sosyal konutları bir rant projesi olarak görmeyecek, barınma hakkını ve insan yaşamını merkeze alan bir bakış açısıyla yaklaşacağız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Sosyal hizmetler alanında da yeniliğe gideceğiz. Biliyorsunuz sosyal hizmetler ayrı sosyal yardımlar ayrı bir alan.
Çocukların ve yaşlıların en iyi koşullarda güvenli yaşam sürmeleri önceliğimiz olacak.
Bu doğrultuda, yaşlı bakım ve çocuk koruma merkezlerinin bir arada bulunduğu tesisler kuracağız.
Engelli vatandaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmak amacıyla, son yıllarda izlenen hatalı politikalar nedeniyle, alım gücü gittikçe azalan engelli vatandaşlarımızın engelli maaşlarını her kademede iyileştireceğiz.
Satın alma gücünü artırıcı tedbirleri alacağız.
Evde bakım aylığı alanların, genel sağlık sigortası primlerini ödeyeceğiz ve geçmişe yönelik borçlarını defterlerden sileceğiz.
*****
Değerli arkadaşlar,
Gittiğimiz her yerde emekli vatandaşlarımızın feryadını duyuyoruz. Çok dertliler ve haklılar.
Emekliye reva görülen koşulların, bu tablonun mimarı olan herkes için bir utanç vesikası olduğunu düşünüyoruz.
DEVA Türkiye’sinde, emeklileri enflasyon karşısında ezdirmeyeceğiz.
Şu anda emekli maaşları açıklanan resmi enflasyondan oranında artıyor. Ancak herkes biliyor ki gerçek hayat açıklanan enflasyondan çok daha hızlı pahalılaşıyor.
Evine en küçük alışveriş yapan, 100-200 liralık bir alışveriş yapan her vatandaşımız biliyor ki açıklanan enflasyondan çok daha farklı bir gerçek piyasa enflasyonu var ortada.
Hele hele gıda ürünlerindeki son dönemdeki artış gerçekten çok yüksek.
TÜİK’in açıkladığı makyajlı rakamlarda dahi artık mızrak çuvala sığmadığı için gıda enflasyonun ortalama enflasyonun çok daha üzerinde olduğunu görüyoruz. TÜİK bile gerçeği saklayamadı.
Dar gelirli vatandaşlarımızın, emeklilerimizin harcama sepetindeki en önemli kalem gıda. Hali vakti yerinde olan vatandaşlarımız için öyle değil. Onların harcama sepetindeki gıdanın payı çok düşük.
İşte bunun için yüksek gıda enflasyonu en çok emeklilerimizi, asgari ücretlilerimizi ve sabit gelirli vatandaşlarımızı vuruyor.
Son üç yıldır özellikle partili taraflı cumhurbaşkanının hele hele akraba bakanla el ele verip de ülkenin ekonomisini yönettiği dönemde artık devletin açıkladığı rakamlar gerçek tabloyu göstermiyor. Hayat çok daha hızlı pahalılaşıyor.
Aradaki fark kadar emeklilerimiz yoksullaşmış oluyor. Emekli maaşı artık yetmiyor.
Bizim dönemimizde emeklilerimiz, şöyle bir beş altı aylık maaşını biriktirdiğinde kısa da olsa bir Avrupa turu yapıyordu.
Gençlerimiz harçlıklarını biriktirip trenle Avrupa turu yapıp geliyordu. Bunlar artık hayal oldu.
200 liralık banknot çıktığı gün 2009 yılında 123 dolar değerindeyken bugün 23 dolara düşmüş. Cebinde
200 liralık banknot taşıyan tüm vatandaşlarımız bu süre içerisinde tam 100 dolar kaybetmişler.
Paramız pul olmuş ve bunu halkımız derinlemesine hissediyor.
Biz, emeklilerimizin satın alma gücünü artırarak rahat bir nefes aldıracağız.
Seneler boyu çalıştıktan sonra insan onuruna aykırı maaşla yaşamaya mahkûm edilen emeklilerin iyi koşullarda yaşaması için gerekli tedbirleri alacağız.
Düşük emekli maaşı alan emeklilerimize daha yüksek tutarlarda bayram ikramiyesi vereceğiz.
Ayrıca, emeklilikte yaşa takılanlar sorununun da farkındayız.
EYT ile ilgili meselenin taraflarıyla detaylı bir görüşme trafiği başlatıyoruz.
Arkadaşlarımız, birden fazla çözüm seçeneği üzerinde çalışıyor.
EYT sorununu da DEVA Türkiye’sinde çözerek, adaletsizliği ve finansal sürdürülebilirlik ilkesini gözeterek yola devam edeceğiz.
*****
Değerli arkadaşlar,
Emekli olmadan önce, uzun yıllar boyunca süren çalışma hayatı da önemli bir sorun alanı.
DEVA Türkiye’sinde çalışma hayatının sorunlarını,
İşçi, işveren ve devlet temsilcilerinin bir araya geldiği katılımcı süreçlerle çözeceğiz.
Biliyorsunuz Ekonomik ve Sosyal Konsey diye bir yapı var. Anayasal gerek ve bu çalıştırılmıyor.
Toplumun çok farklı kesimlerini hükûmetle bir araya getiren bu mekanizma tamamen körleştirilmiş durumda.
Anayasa maddesi olarak derc edildiği halde çalıştırılmıyor.
Çünkü istişare kültürü yok, ortak akıl kültürü yok. Ben her şeyi bilirim diyen hükûmet ülkeyi yönetme çalışıyor.
Kayıt dışı istihdamın önüne geçerek, çalışanların alın terinin her bir damlasının karşılığını vereceğiz.
Hiçbir çalışan, sosyal haklarından vazgeçmek zorunda kalmayacak.
“Bir iş bulayım da sigorta falan önemli değil”. Hayır. Biz bu ülkenin vatandaşlarının böyle bir çalışma ortamını hak etmediğini düşünüyoruz.
Sendikalaşmayı ve toplu iş sözleşmesi yapılmasını destekleyeceğiz.
Tüm çalışanların sendikal hak ve özgürlüklerden uluslararası çalışma örgütü (yani İLO) ve Avrupa birliği standartlarında faydalanmalarını sağlayacağız.
Sendikalaşma oranı Türkiye’de çok düşük. Bunun hızla artması için gerekli ne kadar tedbir varsa alacağız.
İş kazalarını önlemek amacıyla iş sağlığı ve güvenliğini İLO standartlarına getireceğiz.
Bizim işçilerimizin canı en az Avrupa’da çalışan işçilerin canı kadar kıymetli. Bu konuda asla taviz olmaz.
Çalışanların hak kaybı yaşadığı bir diğer alanın da esnek, yarı zamanlı çalışma olduğunu görüyoruz.
Gerekli yasal düzenlemeleri yaparak, esnek çalışma modellerini sosyal güvenlik sistemiyle uyumlu hale getireceğiz.
Çalışma koşulları, ücret, izin, tazminat, iş sağlığı ve güvenliği gibi alanlarda hak kaybı yaşatmayacağız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Sosyal politikalar eylem planımızda ifade ettiğimiz bütün bu sorunların kalıcı çözümü, güçlü bir sosyal güvenlik sistemiyle mümkün.
DEVA Türkiye’sinde, sosyal güvenlik sisteminde köklü bir değişime gideceğiz.
Tüm yurttaşlarımızı sosyal koruma ve sosyal güvenlik şemsiyesi altına alan bir sistemi hayata geçireceğiz.
Sistemimizin adı; ‘Sosyal Koruma ve Güvenlik Sistemi’.
Bu sistem sayesinde, şu anda her biri ayrı telden çalan farklı kurumların altında yürütülen sosyal yardım ve hizmetleri tek bir çatı altında toplayacağız.
Biz sosyal yardım ve hizmetleri aynı çatıda altında yürütmede vatandaşlarımızın mağduriyetini görüyoruz.
Tek kapı tek durak sistemiyle vatandaşlarımızın sorununu çözmekte önemli bir adımı atmış olacağız.
Böylece kimse mağduriyetini ispat etmek zorunda kalmayacak. Mağduriyeti zaten devlet kayıtlarında görünecek.
Kimse kapı kapı dolaşmayacak.
Çünkü biz, sosyal yardım ve hizmetlerde talep odaklı sistemden arz odaklı sisteme geçeceğiz.
Bu ne demek? Vatandaşlarımızın talep etmesini beklemeden sistemin mümkün olduğunca kendi kendine devreye girmesi ve ihtiyacı olan vatandaşlarımızla buluşmanın hızlanması demek.
*****
Değerli arkadaşlar,
Pandemi dönemi, bildiğiniz gibi, “İşsizlik ödeneği sisteminin” yetersizliğini de gözler önüne serdi.
Bizler; işsizlik ödeneğinden yararlanan insan sayısını, yararlanma süresini ve ödeme miktarını artıracağız. Zaten işsizlik sigortasının ruhu bu.
Her ay çalışanlarımızın maaşından işsizlik sigortası kesiliyor. Ne için kesiliyor? İşsiz kaldığında devlet yeni iş bulana kadar yanında olsun diye kesiliyor.
Ama burada maalesef rakamlar düşük süreler kısa. Bu sistemi güçlendirmek gerekiyor.
Öte yandan, çalışma hayatından emekliliğe geçişin, insanların gelir ve yaşam kalitelerinin düştüğü bir kırılma anı olmasına son vereceğiz.
Çünkü DEVA Türkiye’sinde uzun süre çalışmak; emeklilikten kaçmanın bir yolu değil, daha parlak bir emeklilik hayatının vesilesi olacak.
Bu doğrultuda; vatandaşlarımızın ne kadar uzun süre çalışırsa, emekli aylıklarının da o kadar yüksek olacağı bir dengeyi kurmuş olacağız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Kısacası vatandaşların yoksulluğa, sefalete terk edildiği bir Türkiye’ye razı olmayacağız.
Hiçbir vatandaşımızı geride bırakmayacağız. Kimsenin toplumun dışına itilmesine izin vermeyeceğiz.
Yardıma muhtaç tek bir vatandaşımızı bile kaderine terk etmeyeceğiz. “Sosyal Devlet”i anayasada unutulmuş bir kavram olmaktan çıkaracağız.
Biz, çözümü ciddiyet ve derinlik içerisinde hayata geçirmek için, tüm kadrolarımızla hazırız.
Başta Sosyal Politikalar Başkanımız Sayın Selma Aliye Kavaf olmak üzere, Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanımız Sayın İbrahim Çanakcı’ya, Sektörel Politikalar Başkanımız Birol Aydemir’e, önceki dönemde Sosyal Politikalar
Başkanlığımızı yapan Elif Esen’e ve eylem planımızın hazırlanmasında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.