Elâzığ Konuşma Notları
Merhaba Elâzığ!
Dört bin yıllık kadim Harput’un bağrından çıkan “Aziz Şehir” merhaba!
Arap Baba’nın, Beyzade Efendi’nin, İmam Efendi’nin diyarı, merhaba!
Balak Gazi’nin, Çubukbey’in, şehidimiz Fethi Sekin’in şehri, merhaba!
Yiğit, mert, cömert, dürüst insanların memleketi, merhaba!
Merhaba aziz Gakgoşlar, merhaba!
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar ülkemizi adım adım geziyoruz ve cebimizde çözümlerle geziyoruz.
Sorunu yerinde tespit ediyoruz vatandaşlarımızı dinliyoruz, anlıyoruz arkasından her sorun için her sıkıntı için çözüm üretiyoruz.
Cebimizde güvenin ve çözümün anahtarları ile dolaşıyoruz.
İnanın bütün bu sıkıntıları aşacağız. Yaşadığımız ne varsa ne kadar sorun varsa sebebinde sadece ve sadece kötü yönetim var. Başka bir şey yok.
Evet, ülkemiz kötü yönetiliyor.
Ama inşallah dürüst ve ehil kadroların iş başına gelmesiyle, istişarenin tekrar başlaması ile beraber seçimlerin ardından yepyeni bir sayfa açacağız.
Her alandaki sorunları nasıl çözeceğimizi de bugünden ilan ediyoruz.
12 tane eylem planı açıkladık.
Her alanda kurulacak hükümetin ilk 90 gününde, ilk 180 gününde, ilk 360 gününde neler yapacağımızı tek tek açıklıyoruz.
Öyle bol keseden vaatlerle de vatandaşımızın karşısına çıkmıyoruz. Hepsinin hesabını yapıyoruz. Hesabını kitabını yapmadığımız hiçbir konuda da söz vermiyoruz.
Bu şekilde Türkiye'nin sorunlarını çözmemiz gerekiyor.
İşte bu yüzden yarının Türkiye’sinin mimarları inşallah bizler olacağız.
Türkiye'nin değişiminde DEVA partisi aktör olacak.
Hiç şüpheniz olmasın.
Türkiye'nin devası gençler, Türkiye'nin devası bu güzel kadrolar. Haber çözeceğiz arkadaşlar inşallah.
Peki bu değişimin kazananı kim olacak.
Nihayetinde ülkemizde gerçekten işler değişmeye başladığında kim kazanacak?
Kazanan bir telefon bile kendilerine lüks görünen gençler olacak. Kazanan evlatlarına harçlık veremediği için sessiz sessiz ağlayan analar olacak. Kazanan tarlasına gübre dökemeyen çiftçimiz olacak. Kazanan siftah yapamayan, elektrik faturasını ödeyemeyen, evine çorba parası götüremeyen esnafımız olacak.
Kazanan 7'den 70'e kuzeyden güneye doğudan batıya tüm Türkiye olacak.
Ve bunu İnşallah hep beraber başaracağız.
Yarının Türkiye’sinde tam demokrasinin rüzgârını bizler hep beraber estireceğiz inşallah.
Demokrasi ile birlikte hukuk kazanacak. Hukuk devleti kazanacak. Böylece devlette yuvalanmış çeteler de bağımsız ve tarafsız yargıyla karşı karşıya kalacak.
Hak yerini bulacak.
Bu değişimin kazananı başka kimler olacak biliyor musunuz?
Bu değişimin kazananı bizim milli ve yerli paramız olacak.
Paramızın değeri her gün ediyor yahu.
Şuradan geçerken baktık döviz büroları var şunlar var bunlar var.
Geçen sene bugünlerde 8 lira olan dolar kuru bugün çıkmış 18 liraya yahu. 8 liradan 18 liraya çıkmış.
A'dan Z'ye bu ülkede her şeye zam geldi zam.
Bunun da asıl sebebi bu hükümetin döviz kurunu patlatması. Başka bir şey değil.
Diyorlar ki dünyanın her yerinde enflasyon var. Bizde durun diyoruz ya Bir dakika durun. Rakamlar ortada.
Ukrayna, Rusya savaş içinde değil mi ne kadar orada enflasyon? Yüzde 15-20. Avrupa'da Amerika'da ne kadar? %7,8,9.
Asya'ya gidiyorsunuz %2-3.
Diyorlar ki ‘benzin arttı mazot arttı çünkü petrol arttı.’ Bir dakika durun diyoruz yahu. Petrol fiyatları neydi? 70 dolardı, çıktı 90 dolara, 100 dolara.
Bu ne demek? 6 lira 7 lira olan benzinin mazotun bugün 9 lira 10 lira olması gerek. Hesap açık.
Petrol 70 dolardan 90 dolara 100 dolara çıktıysa benzinin, mazotun fiyatının da bizde 6-7 liradan 10 liraya çıkması lazım.
Niye 20 liranın üzerinde?
Aradaki fark kur farkı kur.
Kuru niye patlattı?
Bugünkü hükümetin işi eline yüzüne bulaştırması yüzünden patlattı.
Merkez Bankası’nda döviz de bırakmadılar yahu. Hiç acımadan arka kapıdan cayır cayır sattılar.
Hani Merkez Bankası’nda kayıp 130 milyar dolar vardı meşhur. 2019'dan 2020'ye kadar daha pandemi başlamadan satmaya başlamışlardı onu. Çok sonradan gördük baktık ki para yok.
Nerede?
Baktık ki arka kapıdan satmışlar bitirmişler. Yetmedi gittiler 60 milyar dolarlık Swap'la borç aldılar başka ülkelerden. Kapı kapı dolaştılar biliyorsunuz. Hepiniz takip ettiniz.
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün finansörü olmakla suçladıkları Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiler burada devlet töreni ile karşıladılar. 5 milyar dolar 10 milyar dolar döviz gelecek diye.
Kaşıkçı cinayetinin finansörü olmakla suçladıkları Suudi Arabistan'ın karşısına kırmızı halı mavi halı sererek karşıladılar.
Gördük bunların hepsini.
Niye?
Acaba para gelecek mi diye. Peki gelen parayı ne yaptılar? Swapla gelen 60 milyar dolar ne oldu? Arka kapıdan onu da boşalttılar. 130 milyar doların üzerine bu senenin başından itibaren 75 milyar dolar daha sattılar. Tam 205 milyar dolar bu ülkenin Merkez Bankası rezervinden. Yazık günah.
Ve gizli saklı yapıyorlar, arka kapıdan yapıyorlar.
Doğru hesaptan kaçar mı yahu? Yaptığın iş doğruysa niye açık seçik yapmıyorsun? Niye şeffaf bir şekilde yapmıyorsun da gizli saklı yapıyorsun.
Olmaz.
Biz diyoruz ki artık 130 milyar dolar nerede diye sormayacağız. Ne diye soracağız? 205 milyar dolar nerede diye soracağız.
Çünkü bugün itibariyle kayıp rakam 2019’dan bugüne kadar 205 milyar dolara çıktı.
Bakın bizim dönemimizde de merkez Bankası döviz satışı yaptı.
Bizim dönemimizde topu topu satılan döviz miktarı 8 milyar dolardır. Onu da Merkez Bankası anında ilan etmiştir. ‘Ben bugün şu kadarlık döviz sattım’ diye.
Başka türlü bu iş olmaz.
Değerli arkadaşlar bakın artık soru nerede bu milletin alın teri, nerede 205 milyar dolar? Soru bu.
Nerede gençlerin hayali? Soru bu.
Siz arka kapıdan 205 milyar doları tüketirseniz gençlerin okuldaki en önemli ihtiyacı olan laptopları alacak parası olur değil mi?
Bir bilgisayar alacak parası olurdu gençlerin. Bugün çoğu genç bunu yapamıyor.
Okulu kazanıyorlar okula kayıt olamıyorlar.
Bakın arkadaşlar TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon kaç? Yüzde 80.
Çarşıya, pazara alışverişe giden herkes görüyor ki enflasyon bu ülkede en az yüzde 200’e çıkmış.
Sen asgari ücretlinin, emeklinin maaşını resmi enflasyon kadar artır de ki ‘işte zam’ verdim.
Yahu bir dakika.
Sen yüzde 80 zammı verdin ama hesap ortada.
100 liralık maaş 180 oldu değil mi? Peki fiyatlar ne oldu? 100 liralık fiyat 300 lira oldu.
Rakamlar ortada yahu rakamlar açık açık.
Kimse bu gerçeği gizletemez.
TÜİK’e siz ne açıklatırsanız açıklatın TÜİK enflasyonu ne açıklarsa açıklasın bu millet inanmaz.
Biz uyardık durmadılar arkadaşlar bakın.
İlk 130 milyar doları fark ettiğimizde uyardık. ‘Yapmayın bunu’ dedik, ‘bu milletin alın teri’ dedik. ‘Bu para kara gün için’ dedik. Dinlemediler.
Mirasyedi gibi her şeyi mahvettiler. Ülkenin geleceğini borca batırdılar. Yazıktır.
Alışkanlık oldu belli ki. Madde bağımlılığı gibi… Arkadan döviz satmaya alıştı bunlar. Gizli saklı iş yapmaya alıştılar.
Ama inşallah bakın çok çabuk düzelir. Çok çabuk.
3.5 senedir şu Elazığ’ın konut sorununu çözemeyenler çıkmışlar konut projesi açıklıyorlar.
Sen kime anlatıyorsun bunu yahu?
3,5 yıldır deprem konut sorununu burada çözemeyen Türkiye’nin konut sorununu çözecekmiş...
Vay yavrum vay.
Uğraşsınlar dursunlar. Yapamazlar.
Tamamen göz boyama bunlar arkadaşlar.
2019’da açıklamışlardı. Ne dediler? Her sene 100 bin tane sosyal konut yapacağız dediler değil mi?
Davulla zurnayla açıkladılar. Ne oldu?
2020 geçti, 2021 geçti, 2022 geçti şimdi yeniden konut projesi açıklıyorlar.
E millet de bakıyor piyasada konut fiyatı belli, ucuz fiyat bari bende sıraya geçeyim diyor.
Göreceğiz.
Ne diyorlar? ‘Taksit taksit ödeyeceksin’ diyorlar. ‘Ama taksiti memur maaşına ne kadar zam gelirse taksiti de o kadar artıracağım’ diyorlar.
Ne anladık bu işten?
Bakın değerli arkadaşlar bunlar her türlü başarısızlıklarının sebebini “küresel kriz” diye örtüyorlar değil mi?
Dünyanın her yerinde küresel kriz var diyorlar.
Bakın arkadaşlar diyorlar ki ‘dünyada kriz var idare’ edin.
Biz 2022 yılında bu ülkenin ekonomisini devraldık mı aldık. Hemen 2003’te İbrahim Bey’le çalışmaya başladık.
O yıl Irak savaşı çıktı. Amerika geldi Irak’ı işgal etti. Burnumuzun dibinde.
Petrol fiyatları aldı başını gitti. 20 dolarlık petrol birkaç yılda 150 dolara çıktı.
Biz buna rağmen enflasyonu tek haneye düşürdük.
Demedik ki ‘ya Irak savaşı çıktı enflasyon yükseldi kusura bakmayın’ demedik.
İşi bilen bir ekiple, dürüst bir ekiple çalıştık petrol fiyatlarının 20 dolardan 150 dolara çıktığı dönemde biz bu ülkede enflasyonu tek haneye düşürdük.
Hangi küresel krizden bahsediyorsunuz yahu.
Külahımıza anlatın bunları külahımıza.
Biz 2 tane kriz çözmüş bir ekibiz.
Bakın arkadaşlar kim ne derse desin ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Biz 2001-2002 krizini de çözen ekibiz 2008- 2009 krizini de çözen ekip biziz.
Kim daha önce 2 kriz çözdüyse buyursun gelsin bugünde çözsün.
Erdoğan niye yapamıyor?
Ben böyle konuşunca diyor ki ‘ben imzalamasaydım yapamazdı. Ben imza attım da o krizi çözdün’ diyor bana.
Bende diyorum ki ‘Sayın Erdoğan hikmet o imzadaysa al kriz, at o imzayı da çöz şu krizi de görelim bakalım. ‘
4 yıl oldu 4 yıl.
2018’de tek yetkili seçildin 2018’in Haziran ayında geldik 2022 ayının Eylül ayına. Seçim geliyor yahu.
Bakın arkadaşlar Türkiye’de bizden ve ekibimizden başka 2 krizi çözümü hiçbir ekip yok.
Konuşmak kolay, lafa gelince kolay.
Diyor ki ben iyi sıvacı ustasıyım. Yaptığını göster bakalım. Hangi binayı sıvadın?
Diyor ki ben iyi kalıpçı ustasıyım hangi binada kalıp çaktın. Yok.
Ya sıvacı ustası, kalıpçı ustası yaptığı işi gösterir değil mi?
Şu anda ekonomiyi çözeceğim diye ortada dolaşanlar hangi krizi çözmüşler yahu bir anlatsınlar biz de öğrenelim.
Ben yaparım. Arkadaş daha önce ne yaptın onu anlat. Yapamazlar.
Onun için biz DEVA Partisi’ni kurduk. Bunun için yola çıktık.
Bu ülkede bizden başka hiçbir ekibin kriz çözme tecrübesi olmadığı için biz yeni bir yol açtık.
İnşallah bunu biz çözeceğiz göreceksiniz inşallah.
Hep beraber dürüst ve ehil kadrolarla çözeceğiz inşallah.
Ülkemizi arkadaşlar 6 ayda bu kriz ortamından çekip çıkaracağız inşallah. Hep beraber.
Halkımızın güveni ve desteği ile yapacağız bunu. Ve en geç 2 yılda da Türkiye'de enflasyon tekrar tek haneye indireceğiz.
Bunu biz yapacağız.
Ülkemizi bütün bölgenin en güçlü ekonomisi yapacağız. Yaptık çünkü zamanında.
3 bin 500 dolarlık milli geliri aldık 12 bin 500 dolara çıkardık. Bunlar geri 8 bin 9 bin dolara indirdiler.
Ve bu değişimle kazanan arkadaşlar aynı zamanda işsizler olacak.
Memleketimizin işsizleri bu krizin çözümünden faydalanacak.
Camiden buraya yürüyene kadar en az 50 tane vatandaşımız önümüzü kesti. Hepsinin ortak problemi işsizlik. ‘Çocuğum üniversiteyi bitirdi iş bulamıyor’ diyor. ‘Ben üniversite mezunuyum İş bulamıyorum’ diyor.
Ekonomide güven ve istikrar olmadan bu kriz çözülmez.
Bu kriz çözülmedikten sonra Türkiye'nin işsizlik sorunu çözülmez.
Bunu görmemiz gerekiyor.
Bölgemizin en güçlü ekonomisini kurduğumuzda da bundan en çok inşallah gençlerimiz ifade edecek.
Yatırımların önünü açacağız. Kamu yatırımı özel yatırım. Yatırım olmadan işsizlik düzelmez.
Daha çok iş sahası açmak zorundayız bu ülkede.
Ve tüm Türkiye'de dengeli bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor. 84 milyonun tamamının istifade edebileceği bir büyüme modeline geçmemiz gerekiyor.
Başka ne yapacağız? Elâzığ kadim bir şehrimiz. Büyük bir turizm potansiyeli var aynı zamanda Elâzığ bir ticaret merkezimiz aynı zamanda Elâzığ tarımıyla önemli bir şehrimiz. Tarımla ilgili neler yapacağız?
Kaç tane çiftçi arkadaşımızla karşılaştık şu kısa yürüyüşümüzde.
Çiftçinin sırtındaki borç yükünü bir kenara indirmemiz gerekiyor. Yani çiftçimizin birikmiş borçlarının üzerindeki faizleri sileceğiz. Rakamı donduracağız 2 yıl ödemesiz uzun vadeye yayacağız. Çiftçinin işini görmesi için yeni, uygun şartlı finansman imkânı, kredi imkânı sağlayacağız.
Tarımsal destekleri ekim dikim başlamadan açıklayacağız. Destek ödemelerini hasatla beraber gününde ödeyeceğiz. Gecikmeden. Şu anda bir yıl geriden geliyor.
Gübre parasının gübre maliyetinin yarısını biz karşılayacağız. Elektriği çiftçiye özel tarifeyle vereceğiz. Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize yemi yüzde 50 indirimli sağlayacağız.
Türkiye’deki bütün sulama yatırımlarını ilk 5 yılda tamamlayacağız. Bunun sözünü verdik. Bütün sulama yatırımlarını.
Kaç tane çiftçimizden duydum. ‘Bunlar ne kadar batırmaya çalışırlarsa çalışsınlar ben çiftçilik yapmaya devam edeceğim’ diyor. ‘Zarar etsem de üreteceğim’ diyor inatla çiftimiz.
Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın yem fiyatının yarısını karşılayacağız.
*****
Gelelim Elâzığ’a. Elâzığ ile ilgili teşkilat olarak tespit ettiğimiz sorunlara bu sorunları çözümlerine gelelim şimdi.
Elazığ’ın imar planı, yapılaşma, trafik, ulaşım, yol, kaldırım, otopark, yeşil alan, park bahçe ve benzeri sorunlarını çözerek, rahat yaşanabilir bir şehir ve çevrecilik açısından güzel bir şehir haline getireceğiz. Bunu nasıl yapacağız? Merkezi yönetimle ve yerel yönetimle daha iyi bir iş birliği içinde yapacağız. Nasıl yapacağız? Şehircilik deyince imar rantını silerek yapacağız. İmar rantlarına mahkûm bir şehir olmaz. İmar rantlarıyla dönen şehircilik rantları kabul edilmez. O zaman şehirlerimiz yaşanır şehir olmaktan çıkar. İmar planını yaparken adil olacaksın. Temiz çalışacaksın temiz.
Türkiye’nin ikinci en büyük hidro elektrik santraline sahip Elazığ’ın suyla ilgili sorunlarını çözeceğiz.
Yapımına 1987 yılında 35 sene önce başlanan ve halen tamamlanamamış olan Uluova ve Kuzova sulama hattını ivedi şekilde inşallah bitireceğiz.
Bitmedi, Baskil, Maden, Kovancılar, Karakoçan, Alacakaya ve Keban ile Sivrice ilçelerinin etrafındaki bölgelerde hala yapımına başlanmayan sulama projelerini devreye alacağız ve süratle tamamlayacağız. İlk 5 yılda tün Türkiye’de bitmeyen hiçbir sulama projesi kalmayacak. Biliyoruz ki suyla toprağı buluşturduğumuz anda verim 3’e 4’e katlıyor. Verim 2’ye 3’e katlandığı zaman bu ülkenin gidip de Ukrayna’dan gelecek bir gemi buğdaya muhtaç hale gelecek arkadaşlar. Hükümetin gözü yollarda kaldı yahu. Erdoğan Putin ile defalarca konuştu konuştu da şu bir gemi buğday gelsin diye. Sen bugün Avrupa’nın en büyük tarım arazilerine sahip ol Avrupa’nın en büyük 84 milyonluk nüfusunun başında ol Avrupa’nı en genç nüfusunun başında ol 1 gemi buğday için elin adamına yalvar ‘gönder de şu gemi gelsin’ biz buğdaysız kaldık diye.
Böyle bir şey olur mu yahu.
İnşallah bütün sulama projelerini tamamlayacağız.
Kuzova, Uluova ve Bermaz ovalarında “ihtisas tarım organize sanayi” bölgelerinin kurulmasını sağlayacağız.
Uygulamaya koyacağımız destek programlarıyla, Elazığ’ı tarım, hayvancılık ve balıkçılık alanlarında önemli bir merkez haline getireceğiz. Elazığ’ın artık 3 tarafı denizlerle çevrili. Elâzığ baraj gölleriyle beraber suya yakın fakat oradaki suyu toprakla buluşturamıyorlar. Oradaki suyu Elazığ’ın kendi içme suyu ihtiyacı işçin bile buluşturamıyorlar. Düşünün tamamen iş bilmezlik.
İpek üretimini, ceviz, badem ve bağcılığı destekleyeceğiz.
Yöresel ürünlerde ilçe isimleriyle özdeşleşecek şekilde markalaşma adımlarını teşvik edeceğiz. Bunlara coğrafi işaret deniyor biliyorsunuz. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada tescillenmesini sağlayacağız.
Baskil ilçemizin, kayısı,badem,dut üretiminde kendi başarı hikayesini ortaya koyması için her türlü üretim ve yatırım desteğini sağlayacağız.
Başta Palu, Arıcak ve Alacakaya ilçeleri olmak üzere tüm dağ köylerimizde küçük ve büyükbaş hayvan besiciliğini destekleyeceğiz.
Balıkçılık, artık çok önemli Elâzığ için. Balıkçılıkta sürdürülebilir gelişmenin sağlanması ve katma değerin şehir içinde kalmasını sağlamak için yavru, yem ve yeteri miktarda işleme tesisinin Elazığ’a kazandırılmasını teşvik edeceğiz.
Tekstil gibi, emek yoğun sanayi tesislerinin yanında, yüksek katma değerli sanayi tesisleri kurulmasını destekleyeceğiz.
Mermerin işlenerek yüksek değerli ürünlerin fabrikasyonunu ve madencilik faaliyetlerini Elazığ’da geliştirmemiz gerekecek. Mermeri blok halinde ihraç değil işleyip katma değer katıp ondan sonra dışarıya gönderme. Asıl burada amaç bu.
Maden ilçemizde Cumhuriyet tarihinin en büyük maden rezervi buldu değil mi? Peki ne oldu o günden bugüne. Rant kavgası. Bugünkü yargı, bugünkü mahkemeler dahi böylesi büyük bir haksızlığa göz yumamadı. Bu vatanın değerleri bu maden. Bu vatanın değerlerini biz yine bu vatanın insanlarına faydalı olacak şekilde kullanmak zorundayız. Nerede kıymetli ne bulsalar hemen eş dost akraba hemen. Hemen rant mekanizmaları çalışıyor. Yazık günah.
Madencilik çok çok önemli. Bir yandan tabi çevreye de dikkat edeceğiz. Bazen maden ocakları çevreyi bozabiliyor zarar verebiliyor o çevre katliamına yol açmadan o madenlerin bugün rantabl işletilmesini sağlayacağız.
Organize sanayi bölgesini geliştirecek, ihracata da hitap edecek stratejik sanayi tesisleri kurulmasını sağlayacağız.
Tahsis edilecek uygun alanlarda tüm alt yapısı tamamlanmış ihtiyaca ve amaca yönelik ihtisas sanayi sitelerinin kurulmasını sağlayarak, Elâzığ sanayi sitesindeki çalışanlarımızın içine bulunduğu kısır döngüyü aşmalarına katkıda bulunacağız.
Elazığ’ın bölgesel yatırım teşviklerden hakkaniyetli bir biçimde yararlanabilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız.
İletişim ve bilişim bu alanında istihdam imkanları oluşturma konusunda Fırat Üniversitesi’nin imkanlarında da yararlanarak oradaki bilgi kapasitesinden de yaralanarak Elazığ’ı bu konuda da daha ileriye taşımanın hep beraber mücadelesini vereceğiz.
Yüksek öğretim, sağlık ve turizm alanlarında marka şehir olunması için gerekli adımlar atacağız.
Hazarbaba kayak tesislerinin, Gölcük etrafındaki yazlık konaklama imkanlarının, Harput ve Golan kaplıcalarının potansiyelinden en üst seviyede yararlanacak şekilde şehrin turizm imkanlarını geliştireceğiz.
Dört bir tarafı tarihle kaplı, üç tarafı deniz mavisi sularla kaplı Elazığ’ın turizm alanında sahip olduğu potansiyelin farkındayız. İnşallah Elâzığ başta olmak üzere bütün bu bölgenin turizme katkı sağlaması, turizmin de bölgemize katkı sağlaması için her türlü çabayı ortaya koyacağız.
Hazar gölündeki kirliliği, göl çevresindeki imar problemlerini ve Sivrice ilçesinin doğalgaz sorununu çözüme kavuşturacağız.
Şehrin içme suyu probleminin çözülmesi için Hamzabey barajından su getirilmesi dahil ne kadar proje varsa bunların ivedilikle tamamlanması için elimizden gelen her türlü çabayı ortaya koyacağız.
Şehir içinde kalan kamu kurumlarını, şehir dışında uygun yerlere taşıyarak Elazığ’ın çok daha düzenli ve tertipli, bir şehircilik anlayışına kavuşması için çalışacağız.
Yüksek Hızlı tren ile koordineli bir biçimde; istasyon ve demiryolunun güney çevreyolu civarına deplasesi için de çalışacağız ve şehrimizin ulaşım sorunlarının aşılmasında da bunu önemli bir proje olarak her zaman masamızda tutacağız.
Elâzığ ile Pertek, Çemişgezek, Tunceli ve devamında kuzey doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’i birbirine direkt olarak bağlayan köprü projesi var biliyorsunuz. Pertek köprüsü yıllardır gündemdedir adım yok. Biz inşallah pazar günü dönüşte o güzergahtan döneceğiz oradan feribotla geçeceğiz. Ama inşallah bir gün Allah nasip eder Pertek köprüsünden hep beraber geçeriz inşallah. Bu hem Elazığ’ın kuzeye bağlanması için çok önemli hem de Tunceli’miz başta olmak üzere kuzeydeki illerimizin güneye bağlanması açısından da çok çok önemli. Bu projeler çok önemli bakın.
Elâzığ hem göç alan hem göç veren bir şehrimiz. Bir yandan komşu illerden Elâzığ’a ekonomik imkanlar için gelenler var. Bir yandan da daha iyi ekonomik imkanlar olur mu diye başka illere göçen vatandaşlarımız var. İmkanını bulan gidiyor.
Doktorlar gidiyor doktorlar.
Sayın Erdoğan ne diyor? ‘Giderlerse gitsinler’ diyor. Yahu sen bu ülkenin kıymetli insan gücünü kaçır Türkiye’yi yetişmiş insan gücü için yaşaması zor bir ülke haline getir ondan sonra ‘giderlerse gitsinler’ de.
Ben bu insanları niye kaybediyorum. Niye gidiyorsunuz arkadaş gelin de biraz dertleşelim deme ‘giderlerse gitsinler’ de.
Ondan sonra sen yarın hastanelerde bizim vatandaşımızla ilgilenecek doktoru nereden bulacaksın?
İşte kuyruklar uzadı. Bazı şehirlerimizde 2 ay 3 ay 4 ay insanlar hastane sırası bekliyor.
Sen doktorlarına ‘giderlerse gitsinler’ dersen ülkenin başındaki kişi olarak o zaman senin vatandaşın burada kuyruk bekler yahu.
Böyle bir şey olur mu?
Kime efeleniyorsun?
Bakın bu göç önemli. Buradaki asıl çözüm ekonomik olarak kalkınmaktan güçlenmekten geçer. Bunların hepsini çözeceğiz.
Elâzığ ile ilgili daha bir çok konu var bunları çalışıyoruz masaya yatırıyoruz. Çözüm için de inşallah yakın bir zamanda yayınlayacağımız Elâzığ Eylem Planı ile çözümlerimizi yazılı olarak da seçim taahhüdü olarak ortaya inşallah koymuş olacağız
Çünkü neden? Söz uçuyor yazı kalıyor. Çözümlerimizi inşallah yazıya döküp ortaya koyacağız.
*****
Değerli arkadaşlar, kimsenin şüphesi olmasın: Türkiye’yi ilk seçimde büyük bir değişim bekliyor inşallah.
Anlattığım bu değişim nedir biliyor musunuz? Bu değişimin özeti iki kelime: Bir, özgürlük, iki, zenginlik.
İnşallah bunu hep beraber sağlayacağız. Fert fert her bir vatandaşımızın özgürlüğünü sağlayacağız.
Gençlerimiz korkuyor. Cuma’dan çıktık dediler ki ‘kameralar var ama biz çok dertliyiz. İsterlerse bizi alıp götürsünler biz konuşacağız. Buramıza kadar geldi’ dediler. Gençlerin konuşmaktan, gençlerin derdini söylemekten korktuğu bir ülke haline getirdiler bu ülkeyi.
Onun için önce ifade özgürlüğü. Derdini söyleyeceğiz.
Biz ‘gençler bu ülkenin yarınıdır’ demiyoruz. Biz ‘gençler ülkemizin bugünüdür’ diyoruz. Onun için bugün gençler için çalışacağız onun için gençlerle çalışacağız.
Ve hep beraber inşallah tam demokratik, özgür ve zengin bir Türkiye’ye doğru yürüyeceğiz.
KPPS mülakatı kaldırıyoruz.
Sınav neyse o. Yazılı sınav sonucu neyse devlete giriş ona bağlı. Bu kadar.
Bunlar mülakatı işlerine gelmeyeni eleme aracı olarak koydular.
Gerçekten yazık günah. KPSS'den 80 alıyor 85 alıyor 90 alıyor mülakatta eleniyor. Niye? Oturuşunu kalkışını beğenmedim.
Diyemiyor ki ‘bunun torpili yok’ diyemiyor ki ‘bunun iktidar partisine üyeliği yok.’ ‘Eledim’ diyor.
Bunun kestirme çözümü mülakatı kaldırmak.
Mülakat kalkınca yazılı sınav neyse o. İnşallah orada da adalet ve fırsat eşitliğini sağlayacağız.
Şimdi ben size soruyorum:
DEVA Partisi’nin sesini, mahalle mahalle, sokak sokak duyuracak mısınız?
Seçim günü geldiğinde oy pusulalarını önümüze koyduğumuzda hep beraber DEVA logosunun DEVA’nın damlasının altına mührü kuvvetli bir şekilde basmaya hazır mısınız?
O mührü öyle kuvvetli basacağız ki inşallah, Beştepe’de duvarlar titreyecek. Bunu Türkiye duyacak.
DEVA Partisi’yle beraber barajları aşmaya hazır mıyız?
Maşallah arkadaşlar maşallah. Bu damlalar sel olacak, barajlar taşacak, taşacak.
Sağ olun, var olun diyorum.
Bizlerle beraber olan tüm gaggoşları tekrar selamlarımla hürmetlerimle anıyorum.
Arkadaşlarınıza dostlarınıza gönül dolusu sevgilerimi iletiyorum.
Sağ olun, var olun diyorum.