GENEL BAŞKANIMIZ ALİ BABACAN’IN ALANYA 1. OLAĞAN İLÇE KONGRESİ KONUŞMASI
DEVA Partisi’nin değerli genel merkez kurul üyeleri,
Antalya il teşkilatımızın ve Alanya ilçe teşkilatımızın çok değerli başkanları,
Siyasi partilerin kıymetli temsilcileri,
Değerli teşkilat mensuplarımız,
Sevgili Antalyalı gönüldaşlarımız,
Türkiye'nin farklı illerinden gelip bugün bizlerle beraber olan saygıdeğer konuklarımız,
Ulusal ve yerel basınımızın değerli mensupları,
Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen tüm vatandaşlarımız;
Hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, Alanya ilçe teşkilatımızın birinci olağan kongresine hoş geldiniz diyorum.
*****
Sözlerimin başında Alanya ilçe teşkilatımızda görev alan ve görev alacak tüm yol arkadaşlarımı kutluyor, kendilerine çalışmalarında üstün başarılar diliyorum.
Bugün Antalya’da ikinci günümüz. Geçen hafta Antalya’da ilçe kongrelerimizi başlattık. Dün Kepez’de beraberdik. Bugün Alanya’dayız. Bundan sonra da ilçe kongre süreçlerimizi hızla işleteceğiz.
Ve nihayetinde, düzenlenecek Antalya il kongremiz vesilesiyle de kısmet olursa tekrar buluşacağız.
*****
Değerli arkadaşlar,
Tam 28 yıl önce bugün tarihimize kapkara bir sayfa eklendi.
2 Temmuz 1993 tarihinde hafızalarımızda ağır bir travma oluştu. Yüreğimizde derin bir yara açıldı.
Bugün, Madımak katliamının yıl dönümü.
Madımak’ta katledilen 35 insanımızı saygıyla ve rahmetle anıyorum. Devirleri daim olsun.
Türkiye’nin alnına bu kara lekeyi sürenleri lanetliyorum.
Değerli arkadaşlar,
Ne yazık ki tarihimizde gurur duyduğumuz, haklı olarak övündüğümüz olaylar kadar, bizi hüzne boğan olaylar da var. İşte, Madımak katliamı da bu acı olaylardan birisi.
Evet, değerli dostlarım,
Hiçbirimiz doğarken geçmişten gelen bu olumsuz yüklerle karşılaşmayı tercih etmedik.
Ancak, geçmişten bugüne dek uzanan acıları dindirmek bizim elimizde.
Yaşanan acıları susturarak değil; acıları anlayarak ve birbirimizle paylaşarak yapabiliriz bunu.
Bunlarla cesaretle yüzleşmeli ve bir daha tekrarlanmalarına izin vermemeliyiz. Peki, bunun yolu nereden geçer arkadaşlar?
Adaletten geçer.
Hakikatten geçer.
Ve toplumsal barıştan geçer.
Bu vesileyle, huzurlarınızda, Madımak katliamının ardından adalet ve hakikat mücadelesi veren ailelere ve insan hakları savunucularına saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum.
Böylesi felaketlerin bir daha tekrar etmemesi için her an mücadele edeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
Bakın, o yıllar, 1990’lı yılların karanlığının bütün bir ülkenin üstüne çöktüğü yıllardı.
Laik ile dindar, Türk ile Kürt, Sünni ile Alevi kimlikleri arasında kavga çıkarmak isteyen derin eller işbaşındaydı.
90’lı yılları hatırlayanlar var bu salonda.
Ülkemiz 1994 yılında ağır bir ekonomik kriz yaşamıştı. Siyasi istikrarsızlık bir türlü sonlanmamıştı. Ve sürekli toplumun sinir uçlarıyla oynanmıştı.
O karanlık tünelin ucu 28 Şubat zulmüne çıktı. Bin yıl sürecek dedikleri zulüm, çok sürmedi.
O günlerde vesayet rejiminin hevesleri kursaklarında kaldı. 28 Şubat paşalarının “bin yıl sürecek” dedikleri o devir tepetaklak oldu.
O günün zorbaları, o günün baskı kuranları kaybetti.
*****
Değerli arkadaşlar,
O günlerden bu yana gün oldu, devran döndü.
Bugün maalesef bambaşka bir baskı dönemindeyiz.
Şimdi; dünün ezilenlerinin onurlu mücadelesiyle iktidar koltuğuna oturanlar, başkalarını ezmeye başladı.
Maalesef Türkiye, kazanımların birer birer yakıldığı, suç örgütlerinin cirit attığı bir ülke haline geldi.
Menfaat çatışmaları başlayınca, bir bir ortaya döküldü tüm pislikler.
Siyasetçilerin, üst düzey bürokrasinin, suç örgütlerinin ve maalesef bazı medya mensuplarının da içinde olduğu şebekeler artık açığa çıkıyor.
Tıpkı 1990’lı yıllardaki gibi... Bunlar tam bir menfaat şebekesi.
Bakın, dikkat edin; aralarında çıkar çatışması olunca, bütün pislikler ortaya dökülmeye başladı.
Kendi aralarında, menfaati paylaşsalar, gül gibi geçinip gitseler, bunlardan kimsenin haberi olmayacaktı belki de.
Görüyoruz ki, meğer, sabah akşam “beka beka” diyenler, hukuk devletini yok etmişler.
‘Devlet için gerekirse hukuk dışına çıkılabilir’ demek istiyorlar. Kimse kusura bakmasın, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası sadece hukukla, adaletle sağlanır.
Bunlar memleketi bir avuç çeteye peşkeş çekmişler.
Devlet kaynaklarıyla, suç şebekelerinin kaynaklarını buluşturmuşlar.
Bugün BDDK, yaklaşık 20 şirketi kapatma kararı aldı. İktisatta Ponzi oyunu
vardır, topladığınızı verirsiniz. Onu görünce insanlar daha çok para getirir,
arkasından büyük bir çöküş olur ama asıl parayı bu işi kurgulayanlar kazanır.
Yeni tür konut finansmanıyla ilgili ortaya çıkan, birdenbire türeyen şirketlerle
ilgili yeni bir mağduriyet kapısı daha çıktı.
Hukuk devleti olmadığı için, kurumların güçlü olmaması sebebiyle bunlar
oluyor. Bizim ekonomi yönetiminin başında olduğumuz dönemde vatandaşın
alın teriyle biriktirdiklerini çarpıp gidenlerin esamesi okunmuyordu.
Bunlar yeniden türüyor, çünkü bunlara müsamaha gösteriliyor. Hele hükümet içerisinde bağlantısı varsa kimse dokunamıyor.
Türkiye, başka ülkelerdeki kara paraların aklandığı bir ülke olarak anılıyor. İnanın çok üzülüyoruz.
Ama umudumuz üzüntümüzden yüksek arkadaşlar.
Umutluyuz çünkü kendimize güveniyoruz.
Umutluyuz çünkü milletimizin ferasetine güveniyoruz. Ortaya saçılan tüm bu cerahatı temizleyeceğiz. Milletimizle el ele vererek bu karanlık günleri bitireceğiz.
Ülkemizi demokratikleştirmek için çok çalışacağız. Ben buradan halkımıza söz veriyorum:
Ülkemizi suç örgütleri arasında bölüştürenlerin tüm hevesini kursaklarında bırakacağız.
Türkiye’nin hak ettiği demokratik hukuk düzenini tesis edeceğiz. Adil ve şeffaf olacağız.
Varsın, iktidar ortağının arka bahçesi olan suç örgütlerinin, çetelerin sözcüleri bizi tehdit etsin...
Biz; tüm tehditlere rağmen, yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Hiçbir tehdide pabuç bırakmayız.
Biz hep birlikte demokrasimiz için yola çıktık. Bir kişiyi dahi geride bırakmadan bu yolda devam edeceğiz.
Türkiye’nin büyük demokratik dönüşümüne öncülük edeceğiz.
Buradan özellikle umutsuzluğa kapılan genç arkadaşlarıma sesleniyorum; Hep beraber zengin, özgür ve demokratik Türkiye’yi kuracağız.
Ortaya dökülen tüm bu pislikten,
Gençlere karamsarlık vaat edenlerden,
Tüm kazanımlarımızı geri alanlardan,
Memleketimizi çeteler arasında bölüştürenlerden biz bıktık.
Bıktık arkadaşlar, yepyeni bir birlikteliğe ihtiyacımız var.
Kimsenin hayat tarzının ötelenmediği bir ülkenin inşası için çalışıyoruz, çalışacağız.
Biz; herkesin kendisini ülkenin birinci sınıf ve haysiyetli yurttaşı olarak hissettiği bir Türkiye istiyoruz.
Hakkı, hukuku ayağa kaldıracağız. Üreteceğiz. Ürettiklerimizle zenginleşeceğiz.
Çiftçimizi, memurumuzu, emeklimizi hak ettiği refah seviyesine ulaştırmak için çalışacağız.
Eğitim kalitemizi yükselteceğiz. Özgürlükleri zirveye taşıyacağız.
*****
Değerli arkadaşlarım,
Bizler il il, ilçe ilçe gezip, hakikatin sesi olacağız. Bu milletin aklıyla, onuruyla, gururuyla alay eden zihniyeti gittiğimiz her yerde milletimize anlatacağız.
Milletimize kulak vereceğiz, toplumun gerçek gündeminden asla sapmayacağız.
Biz deva partisi olarak, bu ülkenin tek umudu olduğumuz bilinciyle çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.
Çünkü DEVA Partisi;
Kadınlarla gençlerle, çiftçilerle, emeklilerle, öğretmenlerle, işçilerle, esnafla;
Eşitlik için, adalet için, özgürlük için yola çıktı.
Çözüm haritamız belli. Çözümün sözcüsü bizler olacağız.
Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız. Toplumu kutuplara ayırmayacağız. Hep beraber Türkiye’nin yaralarını saracağız.
Biz, Türkiye’nin haysiyetli insanları için buradayız. Artık Türkiye’nin DEVA’sı var. Alanya’nın DEVA’sı var. Vakit, demokrasi ve atılım vaktidir değerli arkadaşlar. Hepinize çok teşekkür ediyorum.