DEVA 1 Yaşında!
Demokrasi ve Atılım Partisi’ne gönül veren çok değerli yol arkadaşlarım,
Seksen bir şehrimizden çevrim içi toplantımıza katılan DEVA Partisi’nin saygıdeğer il başkanları,
Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımız,
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin,
DEVA Partisi’nin birinci kuruluş yıl dönümü hepimize, tüm ülkemize kutlu olsun, hayırlı olsun.
***
Sevgili yol arkadaşlarım,
Bugün;
Demokrasi ve atılım için,
Adalet için,
Eşitlik için,
Özgürlük için,
Refah dolu bir ülke için,
Yarınlarımız için yola çıkalı tam bir sene oldu.
Önce şöyle bir geriye uzanalım.
Biz neden DEVA Partisi’ni kurduk?
Neydi bizi buna mecbur kılan?
Neydi bütün vatandaşlarımızdan yoğun taleple “Büyük ihtiyaç var. Ne olur bir şeyler yapın?” diye bizi bu yolda teşvik eden. Şöyle bir hatırlayalım.
*****
Değerli arkadaşlarım,
Biz DEVA Partisi’ni kurduk;
Çünkü ülkemiz vatandaşlarımıza yakışmayan bir şekilde yönetiliyordu. Kötü yönetiliyordu.
DEVA Partisi’ni kurduk; çünkü bu kötü gidişe dur diyecek kimse yoktu.
DEVA Partisi’ni kurduk; çünkü ülkemizin yarınlarına gidecek bir yol yoktu ve biz yeni bir yol açmaya karar verdik.
Klasik muhalefet anlayışının bu kötüye gidişi durduramayacağını gördük.
DEVA Partisi’ni kurduk çünkü mevcut siyasi düzenin tamamından rahatsız olan halkımızın arasındaydık. Halkımızın derdini iyi biliyorduk.
Evet, biz DEVA Partisi’ni ülkemizin her kesiminden gelen insanlarla birlikte yol yürümek için kurduk.
Öteki-beriki demeden, ocu-bucu ayırmadan aynı masanın etrafında, 84 milyonun tamamının sesi olmak için
Buluştuk.
DEVA Partisi, kapatılan bir partinin var olan yapısı üzerine konuşlanmış bir parti değildir.
DEVA Partisi, bölünmüş bir partinin kısmen hazır olan yapısı üzerine kurulmuş bir parti de değildir.
DEVA Partisi; sıfırdan, yeni bir kadroyla, siyasete ilk defa bu çatı altında giren çok sayıda arkadaşımızla ve yepyeni bir teşkilat yapısıyla kurulan bir siyasi partidir.
DEVA Partisi, ülkemizin tümünü kucaklayan, yepyeni bir Türkiye tasavvuru ile yola çıkmış, ilkeleri ve değerleri üzerinde yükselen bir siyasi partidir.
Merkezinde sadece insan ve insan onuru olan bir partidir, DEVA Partisi.
*****
Değerli arkadaşlarım,
Zor zamanlardan geçtiğimizi biliyoruz. Tam da zor zamanlardan geçtiğimiz için buradayız.
Ama biz nasıl yürüyeceğimizi de biliyoruz.
Biz bu ülkenin hangi yoldan gitmesi gerektiğini biliyoruz.
Sevginin, saygının, eşitliğin ve adaletin esas olduğu, hakikatin yolundan bir an bile ayrılmayacağımızı biliyoruz.
Hepsinden önemlisi, biz bu ülkenin daha iyi bir yönetimi, demokrasiyi, adaleti ve refahı hak ettiğini çok iyi biliyoruz.
Bu ülkede yaşayan tek bir insanın dahi adaletsizliği, yoksulluğu, yoksunluğu hak etmediğine inandığımız için buradayız.
Biz bu ülkede yaşayan tek bir insanın dahi yalnız kalmaması ve geride olmaması için buradayız.
Türküyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla; Sünni’siyle, Alevi’siyle,
İnananıyla, inanmayanıyla, Genciyle, yaşlısıyla,
Çalışanıyla, emeklisiyle bir aradayız.
Biz nerede miyiz? Bir kere daha konumumuzu hatırlatalım:
Biz; “Borcumu ödeyemiyorum” diyen, “Ne yapacağımızı şaşırdık” diyen çaresiz esnafımızın yanındayız.
Artan maliyetlerle boğuşan, kendi haline terk edilen, fedakâr çiftçimizin yanındayız.
Bunca yıl çalışmasına rağmen, yoksulluğa ve haksızlığa mahkûm edilen emeklimizin yanındayız.
Çocuklarının yarınlarından kaygı duyan annelerin, babaların yanındayız.
Her gün ölüm korkusuyla yaşayan, çığlığını tüm dünyaya duyurmaya çalışan kadınların yanındayız.
Anadilini konuştuğu için susturulan vatandaşlarımızın yanındayız. İnançlarının gereğini korkusuzca yaşamak isteyen canların yanındayız.
Ayrımcılığa uğrayan, kendisini ikinci sınıf hisseden, hor görülen tüm insanlarımızın yanındayız.
Senelerce okuyup, yazılı sınavlarda yüksek not almasına rağmen, mülakatlarda haksızlığa uğrayan gençlerin yanındayız.
Yargının beraat kararına rağmen hakkı iade edilmeyen, zulme uğrayan binlerce KHK’lının yanındayız.
“Ölüyoruz” diye feryat eden, zor şartlarda çalıştırılan sağlık çalışanlarımızın yanındayız.
Üretim yapan, yatırım yapan, ekonomimize can katan; ama yaşadığı sorunları kısık sesle konuşmak zorunda kalan, mülküne el konulma endişesiyle yaşayan sanayicimizin, girişimcimizin yanındayız.
Yeni nesillere, yaşanabilir bir çevre bırakmak için mücadele edenlerin yanındayız.
İradesi tanınmayan, kayyumlarla yönetilen, seçimlerde kullandığı oyu gasp edilen vatandaşımızın yanındayız.
Bizim konumumuz budur, koordinatlarımız budur.
Nerede olduğumuzu görmek isteyenleri işte bu konuma davet ediyoruz.
Kimlerle beraber olduğumuzu merak edenleri, vatandaşımızın yanına davet ediyoruz.
***
Değerli arkadaşlar,
Sadece bir sene içinde DEVA Partisi neler gerçekleştirdi hatırlayalım mı?
Her şeyden önce siyasetin dilini değiştirdi DEVA Partisi, dilini.
Bağıran, küfreden, hakaret edenlere karşı DEVA Partisi nezaketini ve bilgisini konuşturdu.
Kavgayla değil, diyalogla; “Ben bilirim” diyerek değil, istişare ve ortak akılla; Konuşarak değil, dinleyerek;
Laf üreterek değil, çalışarak
Siyaset yapılacağını herkese gösterdi.
Başka neler yaptı DEVA Partisi?
Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin nasıl eritildiğini halkımızla paylaştık. Merkez Bankası’nı nasıl borca batırdıklarını biz anlattık.
Ve dedik ki “Taraflı Cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele verip Merkez Bankamızın tam 130 milyar dolarlık döviz rezervini çarçur etti. Adeta kibrit çakıp yaktılar” dedik.
Türkiye, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin başına bir iş geldiğini DEVA’dan öğrendi.
Peki, şu her gün makyajladıkları enflasyon verilerine ne demeli?
Rakamları ayarlama enstitüsü gerçek enflasyonu açıklamıyor, çarşı pazar enflasyonu yüzde 20, yüzde 30, yüzde 40’larda dedik. Türkiye’nin gerçek gündemi budur dedik.
Varlık Fonu’nu kapatacağız dedik. Orası kara delik dedik. Doğmamış çocuklarımıza kadar borçlandırdılar dedik.
Biz bu ekonomik tabloyu vatandaşımıza anlattık ve ne oldu? Akraba bakan yok oldu. Merkez Bankası başkanı değişti. DEVA Partisi henüz iktidara gelmeden pek çok alanda etkili olmaya başladı. Pek çok alanda bugünkü hükûmeti, bugünkü yönetimi bazı işler yapmaya mecbur bıraktı.
Bakın, bu rakamları ayarlama enstitüsü senelerdir "vekaleten” yönetiliyor, asil atanmıyor dedik. Daha yeni, beş sene sonra ilk kez asaleten atama gerçekleşti.
Diyorlar ya “Sizden ders alacak değiliz.” Ama bakıyoruz baya da kopya çekiyorlar .
Biz dedik ki “Ekonominin temeli hukuktur.” Hemen ne yaptılar? Reform yapacağız diye ortaya çıktılar. Kasımda ekonomi dibe vurunca, döviz kurları tavanı görünce birden bütün konuşmalarına “hukuk” eklemeye başladılar. Ha tabii, hukuka uymamaya devam ediyorlar orası ayrı...
Sokak sokak gezdik. Bizim gezdiğimiz sokakları izlemeye başladılar.
Hatırlayın Malatya’ya gittik, ertesi gün Sayın Erdoğan Malatya’da, vatandaşımız ne dedi? “Eve ekmek parası götüremiyoruz” dedi. Sayın Erdoğan ne dedi “Al, keyif çayı iç” dedi. Sonra baktık o gün bugündür vatandaşla temas yok. Niyesini düşünsün herkes. Kolay mı sokaklara çıkmak? Bizim gibi Türkiye’nin dört bir yanında rahatça gezmek kolay mı?
Dış politikanın ekseni kaydı dedik, hamasetle korkuyla halkımızı kandırmayın dedik. Birden Şangay Beşlisi’ni dilinden düşürmeyen Cumhurbaşkanı ne dedi: “Kendimizi Avrupa’da görüyoruz, geleceğimizi Avrupa Birliği ile kurmayı hedefliyoruz” dedi.
Değerli arkadaşlar,
DEVA Partisi sağlıkta da seviyeyi belirledi.
Biliyorsunuz, Koronavirüs salgınıyla mücadele etmeyi beceremeyen bugünkü iktidar, tüm meslek örgütlerine kapısını kapattı. Hatta ve hatta utanmadan doktorlarımıza hain dediler. Canları pahasına gece gündüz çalışan doktorlarımıza hakaret ettiler.
Biz ne yaptık? Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere tüm sağlık örgütleriyle görüştük. Bütün sağlık örgütlerini genel merkezinde ağırlayan tek partidir DEVA Partisi.
Ne dedik, 15 Kasım 2020 günkü konuşmada “Günde en az 30 bin Covid-19 vakası var ama gizliyorlar” dedik. “Dünyada ilk beşteyiz” dedik. Onlar makyajlı verileri açıklamaya devam ettiler. 27 Kasım’da açıklama yaptılar “29 bin 845 vaka var” dediler. Ve gerçekten de dünyada ilk beşte olduğumuz maalesef ortaya çıktı.
Maalesef haklı çıktık. Ama hakikati hep söyledik, hiç vazgeçmedik. Ve değerli arkadaşlar en önemlisi;
Ülkemizin başındaki en büyük problem, “Taraflı Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’dir” dedik. “Yönetimdeki zihniyettir” dedik.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve topyekûn bir zihniyet değişimi olmadan, ülkemiz gerçek bir hukuk devleti olamaz dedik.
Ülkemizin gündemini hızla Güçlendirilmiş parlamenter sistemin parametrelerine çevirdik.
Siyasi partilerle bu konuda ikili bazda diyalog ve istişare sürecini başlattık. Bir de dedik ki “Geçiş dönemini çalışmak zorundayız” dedik.
Biz bunları açıkladık, dönün bakın basın arşivlerine biz “İkili bazda diyalog sürecini başlatıyoruz” dedikten tam dört gün sonra Cumhurbaşkanı çıktı dedi ki “Hadi, gelin yeni anayasa konuşalım” dedi. Biz parlamenter sistemi bu kadar önemli bir gündem olarak ortaya koymasaydık, muhalefet partileriyle beraber ikili süreçlerle bu işi “Başlıyoruz, çalışacağız. Türkiye bunu hak ediyor” demeseydik, acaba yeni anayasa akıllarına gelir miydi? Ben şüphe ederim doğrusu.
Tabii yeni anayasa diyor ama içi boş. Ortaklar ayrı ayrı konuşuyor. Yeni anayasadan herkes başka başka şeyler anlıyor. Ne yapacaklar, göreceğiz ama bizim kafamız net. Biz hızlı bir şekilde mevcut sistemin, parlamenter sisteme dönüştürülmesiyle ilgili anayasa değişikliklerinin yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Evet arkadaşlar,
Esnafımıza yapılması gereken desteklerden, süt üreticisine varana dek, kadın politikalarından, eğitime varana dek somut çalışmalarımızı yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Yepyeni bir siyaset kültürü inşa ediyoruz.
Sadece eleştiren, sadece şikâyet eden “muhalefet” değil, sorunları çözmek için çalışan, çözüm üreten, öneri üreten bir “muhalefet” nasıl olur bunu gösteriyoruz.
Yepyeni bir siyasi dil inşa ediyoruz. "Ben onunla konuşmam, bunun elini sıkmam, şunun masasına oturmam” demiyoruz.
Çünkü biz; kutuplaştırılarak, ötekileştirerek yapılan siyasetin bu ülkeye zerre kadar fayda getirmeyeceğine inanıyoruz.
Ülkemizin sorunları için aslolanın karşılıklı konuşabilmek olduğunu biliyoruz.
Çünkü biz, herkesin güven içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa etmek için buradayız.
Temel amacımız, herkesin insan onuruna yaraşır iş, aş, huzur ve refah sahibi olduğu bir Türkiye’dir.
Hedefimiz; yatırımla, üretimle, ihracatla, bilek gücüyle, alın teriyle, akıl teriyle büyüyen, herkese fırsatlar sunan bir Türkiye’dir.
Kimsenin şüphesi olmasın, bu ülkede özgürlüklerin teminatı biziz. Kazanılmış tüm hakların güvencesi de biziz.
Özgürlükler üzerindeki baskıyı da biz kaldıracağız. *****
Değerli arkadaşlarım,
Vatandaşlarımızın kazanmış olduğu her türlü hak sonuna kadar korunacaktır. İhtiyaç duyan vatandaşlarımızın almış olduğu sosyal destekler artacaktır. Vatandaşımız, “devletten talep eden” durumdan kurutulacaktır. Hak bazlı sosyal destek, sosyal yardım uygulaması DEVA Partisi döneminde başlayacaktır. Sosyal yardımlar, sosyal destekler vatandaşımızın hakkıdır. Zaten vatandaşımızdan toplanan vergilerle bu destekler yapılmaktadır. Buralardan asla geri adım olmaz. Tam tersine bugünkü iktidarın bu ülkeyi düşürdüğü yoksulluktan bu ülkeyi biz kurtaracağız. Sosyal yardım, sosyal destek almak zorunda kalan vatandaşlarımızın çalışan ve kazanan, yüksek refah seviyesine ulaşan vatandaşlarımız olmaları için gayret göstereceğiz. Devletin destek vermek, sosyal yardım vermek zorunda olduğu vatandaşlarımızı, kendi çalışan vatandaşlarımız haline getirmek için gayret göstereceğiz, çalışacağız.
Hiç kimse mevcut refah seviyesinden tek bir adım geriye düşmeyecek. Tam tersine, ülkemiz topyekûn zenginleşecek. Biz ekonomik büyümeyi, kalkınmayı 3-5 kişinin zenginleştirmekten bahsetmiyoruz. Büyüme deyince 3-5 kişinin zengin olmasından bahsetmiyoruz. Topyekûn, toplum olarak zenginleşmekten bahsediyoruz.
Ne diyorlar? “Geçen sene %1.8 milli gelir arttı” diyorlar. “Büyüdük” diyorlar. Ben esnafa soruyorum “Gelirin arttı mı?” diye. “Hayır” diyor. Çiftçiye soruyorum “Gelirin arttı mı?” diye. “Hayır” diyor. İşçiye soruyorum, emekliye soruyorum, sabit gelirliye soruyorum “Gelirin arttı mı?” diyorum. “Hayır” diyor. Peki, nasıl oluyor da bu milli gelir artıyor? Demek ki, eğer açıkladıkları rakamlar doğruysa birilerin geliri artıyor da bu vatandaşın geliri artmıyor.
Açıkladıkları rakamların doğru olmadığını da bütün bağımsız çalışmalar tespit ediyor. Bir ülkede çalışanların sayısı 3 milyon düşmüş. Çalışanların toplam çalıştığı saat sayısı düşmüş. 2020 yılında herkes, 2019 yılına göre daha az çalışmış. Nasıl oluyor da ekonomi büyüyor? Biri bunu izah etsin.
Böyle makyajlamayla, gerçekleri saptırılarak, algıları yönetmeye çalışarak bu ülkenin sorunlarını çözemezsiniz. Bu ülkenin sorunları ancak ve ancak dürüst ve işin ehli kadrolarla olur. Başka türlü mümkün değil.
Değerli arkadaşlarım,
Partimiz kurulalı daha 1 yıl bile olmadan Türkiye’nin dört bir köşesinde çok hızlı bir şekilde teşkilatlandık.
Bugüne kadar 43 ilimizde kongrelerimizi tamamladık. 81 ilimizin tamamında il başkanlarımız görevinin başında, yaklaşık 550 ilçemizde ilçe başkanlarımız görevlerinin başında.
Geçen yılın sonunda 1. Olağan Büyük Kongremizi de tamamlayarak, rekor sayılan bir hızla, seçimlere girmek için gerekli teşkilat kriterlerini yakaladık.
Her birinizin olağanüstü özverili çalışmalarıyla sokak sokak, mahalle mahalle büyümeye devam ediyoruz.
Ülkemizin her köşesine umut taşıyoruz.
Gücümüzü aldığımız halkımızın arasından bir an bile ayrılmadan bunları yapıyoruz.
İşte o yüzden, değerli arkadaşlarım, bugün Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz.
Ve bu ilki gerçekleştirirken de çelik gibi sağlam, birbirimize kenetlenmiş bir ekip olarak topyekûn, tüm teşkilatlarımızla, birbirimize kenetlenip omuz omuza bu yolda hep beraber yürüyoruz.
Birinci yılımızı hep beraber aynı anda, bulunduğumuz şehirlerde sokağa çıkarak halkımızla kutluyoruz.
Evet, bugün otel salonlarında şaşalı kuruluş yıl dönümü kutlamaları yapmıyoruz arkadaşlar.
Hani yeni bir siyasi kültür dedik ya... Kutlamamız da bunun parçası.
Biz tüm gücümüzü halkımızdan, milletimizden alıyoruz. Bu yüzden şimdi hep beraber aynı anda sokağa çıkıyoruz.
Seksen bir şehirde, binlerce mahallede...
On binlerce kişilik kadromuzla hep beraber sokakta, çarşıda, pazarda
halkımızın derdini dinleyeceğiz ve halkımıza DEVA’yı anlatacağız.
Her zaman olduğu gibi yine sahada olacağız, yine milletimizle birlikte
yürüyeceğiz.
Değerli arkadaşlarım,
Demokrasi ve Atlım Partisi; bu halkın içinden doğmuş, bu milletin içinden oluşup yola çıkmış bir siyasi partidir. Demokrasi ve Atılım Partisi, DEVA Partisi halkımızla sürekli iç içedir. Halkımızla Demokrasi ve Atılım Partisi’nin yürüdüğü yol aynı yoldur. Baktığımız yarınlar aynı yarınlardır.
Çünkü vakit demokrasi vakti. Vakit atılım vakti.
Çünkü DEVA Partisi tüm Türkiye’nin partisi ve biz tüm Türkiye ile birlikte, Türkiye için hazırız.
DEVA Partisi bir yaşında, umut bir yaşında.
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin, umudun, birinci yılı tüm ülkemize kutlu olsun! Yolumuz açık olsun!