Adana Milletvekilimiz Sadullah Kısacık: “Kalkınma modelimizi değiştirmeliyiz”

06-11-2025
Adana Milletvekilimiz Sadullah Kısacık: “Kalkınma modelimizi değiştirmeliyiz”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu ÜyesiSadullah Kısacık, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yapay zekâ teknolojisi yarışında dünyanın gerisinde kaldığını gündeme getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında verimliliğin de arka plana atıldığını söyleyen Kısacık; sanayi, teknoloji ve iktisat bağlamında Türkiye’nin yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiğini belirterek, “Kalkınma modelimizi değiştirmemiz lazım” dedi.

“Yapay zekâ TÜBİTAK’ta bir enstitüye hapsedilmiş durumda”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 Yılı Bütçe görüşmelerinde söz alan DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, bakanlığın yapay zekâ teknolojisi politikalarını değerlendirdi. Kısacık, konuşmasında yapay zekâ teknolojisinin; insan hayatında, eğitim, sanat, kültür alanlarında ve sağlık, turizm, sanayi gibi tüm sektörlerde devrim yapacak bir nitelikte olduğunu ifade etti. Türkiye’nin yapay zekâ teknolojisine hazırlanmada ve gereken önlemleri almakta dünya ülkelerinin gerisinde kaldığını söyleyen Kısacık, “Artık yapay zekâ çağındayız. Dünya’da bu alanda yarış çoktan başladı. ABD, Avrupa ülkeleri Çin, Güney, Kore, hatta Birleşik Arap Emirlikleri yapay zekâ konusunda yıllar öncesinden önlem aldı. Bu ülkelerin çoğunda devletin en üst düzeyinde mekanizmalar kuruluyor hatta Yapay Zekâ Bakanlığı kuranlar var. Ama Türkiye’de tüm sektörleri ilgilendiren, hayatın her alanını etkileyen yapay zekâ devrimi TÜBİTAK'ta bir enstitüye hapsedilmiş durumda. Sanayi ve teknoloji alanında ‘Güçlü bir yapay zekâ altyapısı kurduk. Yapay zekâda güçlü yapısal reformlar yaptık. Yapay zekâya yön veren bir ülkeyiz’ dememiz lazımken elimizde bir enstitüsünden başka bir şey yok” ifadelerini kullandı.

“Sanayimizde Millî Verimlilik Seferberliği başlatmalıyız”

Kısacık konuşmasında sanayide verimlilik stratejisinin yıllar içinde önemini kaybettiğine dikkat çekti. Sanayide verimlilik konusunda eğitim faktörünün önemine değinen Kısacık, “Benim üniversite eğitimi aldığım yıllarda üniversitelerimizde Millî Prodüktivite Merkezleri vardı. Bu merkezlerde sanayi alanında verimlilik konusunda eğitimler, seminerler, çalışmalar yapılarak sanayide verimlilik üzerine farkındalık bilinci oluşturulurdu. Maalesef şu anda verimlilik konusunda da bir stratejimiz ve etkin bir kurumumuz yok. Verimlilik konusunun çok gerilere itildiğini ve yapay zekâda olduğu gibi bir genel müdürlük bünyesinde hapsedildiğini görüyoruz. Önerimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da üzerinde, okullarımızdan başlayarak Millî Verimlilik Seferberliği’ne girişilmesidir. Eğitim yoluyla verimlilik kültürü ve bilincine sahip bir toplum oluşturmalı ve sanayimizde ihtiyaç duyduğumuz dönüşümü sağlamalıyız” ifadelerini kullanarak sanayide stratejik verimliliğin yapay zekâ ile aynı kaderi paylaşmaması gerektiğini vurguladı.

“Kalkınmada devlet aklına ihtiyacımız var”

Konuşmasında Türkiye’nin kalkınma ajansları, KOBİ’ler ve KOSGEB üzerinden verilen desteklerle yıllardır uyguladığı kalkınma modelinden başarı elde edemediğine yer veren Kısacık, “Yıllardır bir türlü gerçekleştiremediğimiz bir kırsal kalkınma hayalimiz var. Şimdi ise Yerel Kalkınma Hamlesi Programı ile kırsal kalkınmayı desteklemeye çalışıyoruz. Kalkınma ajanslarımız, KOBİ’lerimiz ve KOSGEB bir bölgenin ekonomik potansiyelini değerlendirecek projelere destekler veriyor. Ancak bu desteklerin amacına ulaşması konusunda bir devlet aklına ihtiyacımız var. Adana’da Aladağ ilçemizdeki Acıman Yaylası bu konuda bir örnektir. Gerek yurt içinden gerekse de yurt dışından birçok kişi sağlık amacıyla Acıman’a gelir. Dünya’nın keşfettiği faydalı ve sağlıklı bir su kaynağı var. Ama Acıman’a gidenler çadırda kalıyor. Ne bir tesis ne bir kulübe var. Gidenler aynı gün geri dönmek zorunda. İşte bu noktada bir devlet aklı gerekli. Bu akıl Acıman’ı inceleyecek, analizini yapacak, suyunu araştıracak, termal üretim ve turizm yapan uluslararası veya ulusal şirketi bulacak, KOSGEB ile İŞKUR ile belediyelerle kordinasyonlu bir organizasyon sağlayarak bölgeye ekonomik değer kazandıracak. Ancak kalkınma ajanslarımızın bırakın böyle bir projeye imza attığını yıllardır bir kurumu büyüttüğü, istihdamı artırdığı, bir şehrimizi ekonomik açıdan geliştirip dönüştürdüğü bir başarı hikayesine şahit olmadık. Eğer bu alanlarda bir başarı yakalayacaksak kalkınma modelimizi değiştirmemiz gerekiyor. Kalkınma ajanslarımız merkezden yönetilmemeli, bulunduğu bölgenin içinde olmalı, bölgeyi iyi bilmeli ve ekonomik potansiyelini değerlendirmeli” sözleriyle bölgesel ekonomik kalkınma hamlelerinde ajanslara, KOBİ’lere ve KOSGEB’e daha aktif bir rol verilemesi gerektiğinin altını çizdi.   

SONRAKİ HABER

İstanbul Milletvekilimiz Elif Esen, 12 baronun Çocuk Hakları Merkezi başkanlarıyla görüştü: “Hiçbir çocuğu geriden bırakmadan yol alıyoruz”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

06-11-2025