DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Mardin’de STK temsilcileri, iş insanları kanaat önderleriyle bir araya geldi. Sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Babacan; Meclis’te kurulan komisyon, mülakatlar ve Gazze’de yaşanan insanlık dramı gibi konulara değindi. Ali Babacan şunları söyledi:
“Depreme hazırlık Türkiye'de çok yavaş yürüyor ve çok çok pahalıya mal oluyor”
Konuşmasına 17 Ağustos ve sonrasındaki depremlerde hayatını kaybederek başlayan Babacan, “Bugün 17 Ağustos. 17 Ağustos Marmara depremlerinin yıl dönümü. Bu vesileyle 26 sene önce meydana gelen bu depremde hayatını kaybeden ve daha sonraki depremlerde hayatını kaybeden elli binden fazla vatandaşımıza tekrar Allah rahmet eylesin diyorum. Mekânları cennet olsun diyorum. Ülkemiz depremler ülkesi ama arka arkaya yaşadığımız büyük depremlere rağmen maalesef şehirlerimiz hâlâ depremlere hazır halde değil. Bir yandan çalışmalar devam ediyor ama devam eden çalışmalar çok çok pahalıya mal oluyor. Bir liraya mal olacak işlerin maalesef iki liraya, üç liraya mal olduğunu görüyoruz. İnşaat sektöründeki arkadaşlarımız eminim ki daha iyi takip ediyor bu işi. Dolayısıyla depreme hazırlık Türkiye'de çok yavaş yürüyor ve çok çok pahalıya mal oluyor. Umarız ki bundan sonraki süreçte bu hızlanır ve bir an önce bu büyük ülkemiz, bu güzel ülkemiz bu doğal afete, depreme çok daha hazırlıklı hale gelir” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'de gelir dağılımı da servet dağılımı da çok çok bozulmuş durumda”
“Vatandaşlarımıza sorduğumuzda en büyük derdin nedir? En büyük sıkıntı nedir diye sorduğumuzda Türkiye'nin neresine gidersek gidelim bir numaralı problemin geçim sıkıntısının olduğunu görüyoruz. Çarşılar, pazarlar gerçekten son derece problemli. Vatandaşlarımız gittiğinde alışveriş çantalarını, torbalarını dolduramıyor. Pazardan torbalar boş dönüyor. Başta emeklerimiz ve asgari ücretle geçinmeye çalışan vatandaşlarımız olmak üzere lira cinsinden sabit geliri olan herkes ama herkes Türkiye'de son yıllarda sürekli fakirleşiyor. Satın alma gücünün sürekli düştüğü, hayatın sürekli pahalandığını ama maaşların bir türlü o hayat pahalılığına yetişemediği bir dönemi hep beraber yaşıyoruz. Hele hele son beş altı yıldır gerçek enflasyonla açıklanan enflasyon arasında oluşan makas, o aradaki fark, tüm sabit gelirli vatandaşlarımızın aylık bütçesinden sürekli yonta yontula yontula maalesef Türkiye'de fakirliği, yoksulluğu çok çok arttırmış durumda. Türkiye'de gelir dağılımı da servet dağılımı da çok çok bozulmuş durumda.”
“Mülakat adı altında büyük haksızlıklar, büyük adaletsizlikler var”
“Öğretmenlerimiz, öğretmen adaylarımız, Çalışma Bakanlığı'nın önünde mülakat garabetini protesto ediyorlar. Bu mülakat maalesef Türkiye'de kamunun işe eleman alımında, işe alımında kendinden olanı alıp kendinden olmayanı kamunun dışında tuttuğu bir mekanizma haline getirildi. Büyük haksızlıklar, büyük adaletsizlikler var bu mülakat adı altında. Bu da ülkede gerçekten kanayan bir başka yara.”
“Siyaset ana muhalefetle iktidarın birbirini suçlamasından ibaret bir sahne haline gelmiş durumda”
“Bütün bu ciddi sıkıntılar, gerçek sorunlar dururken bir bakıyoruz ki ülkede iktidarla ana muhalefet arasında adeta bir kayıkçı kavgası yaşanıyor. Yani kimin yolsuzluğu daha fazla, kimin hırsızlığı daha fazla tartışması var şu anda. Bu da bu güzel ülkemize, bu büyük ülkemize yakışmayan çok tatsız bir tartışma. Yani siyaset diye izlediğimiz, takip ettiğimiz bu ana muhalefetle iktidarın birbirini suçlamasından ibaret bir sahne haline gelmiş durumda maalesef.”
“Keşke Gazze'deki gelişmelere yön veren, etkisi olan bir yönetim şu anda iş başında olsaydı”
“Gazze'de insanlar ölüyor. Ve hele hele İsrail hükümetinin Gazze'nin tümünü işgaliyle ilgili almış olduğu karar hem uluslararası hukuka aykırı bir savaş suçu ve fiili uygulamaya baktığımızda da bir insanlık suçu. Dolayısıyla böyle bir ortamda gerçekten arzu ederdik ki çok daha itibarlı, çok daha güçlü, sözünün gücü olan bir yönetim Türkiye'de olsaydı ve o sözün gücüyle, o itibarıyla, etkiyle Gazze'deki gelişmelere yön veren, etkisi olan bir yönetim şu anda keşke iş başında olsaydı diyoruz.”
“Sayın Erdoğan'ın göstermediği cesareti Türkiye'nin en genç siyasi partilerinden birisi olarak biz gösterdik”
Konuşmasına Meclis’te kurulan komisyon ve çözüm süreciyle devam eden Ali Babacan, şunları söyledi: “Türkiye'de çok önemli yeni bir gündem maddemiz var. O da 1 Ekim'den bu yana devam eden, Sayın Bahçeli'nin Meclis’in açılış günü DEM milletvekillerinin elini sıkmasıyla, tokalaşmasıyla başlattığı bir süreç. Bu süreci biz çok önemsiyoruz. Bu sürecin arkasındaki hazırlığın planlı ve oldukça detaylı çalışmış bir hazırlık olduğunu anlıyoruz. Zaten biz bunu anladığımız ve gördüğümüz için ilk günden itibaren dedik ki, ‘Biz bu süreci ihtiyatlı bir iyimserlikle izleyeceğiz. Süreçte gördüğümüz hataları, önerilerimizi söyleyeceğiz. Eksiklerin nasıl tamamlanacağıyla ilgili görüşlerimizle ifade edeceğiz. Ve bu sürecin başarılı olma ihtimali yüzde beş bile olsa o yüzde beş ihtimali bile biz destekleyeceğiz’ dedik. Ve iktidar partisinin yani iktidarın büyük ortağının Sayın Erdoğan'ın adeta göstermediği cesareti Türkiye'nin en genç siyasi partilerinden birisi olarak biz gösterdik.”
“Meclis açılıncaya kadar bu komisyon çalışmalarına devam edecek”
“Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kuruldu. Bu komisyon münhasır, özel bir komisyon. Bu konuyu ele almak üzere, istişare etmek üzere kurulan bir komisyon. Bu komisyonda bizi temsilen milletvekilimiz Mehmet Emin Ekmen Bey var, DEVA Partisi'ni temsilen. Ve komisyon şu ana kadar üç toplantı yaptı. Önümüzdeki haftada iki toplantı daha yapacak ve böylece haftada bir veya iki toplantıyla gündeme göre, duruma göre meclis açılıncaya kadar bu komisyon çalışmalarına devam edecek.”
“Terör örgütünün silah bırakması ve özellikle örgüt mensuplarıyla ilgili çıkış yolları zor, hassas bir konudur”
”Konuşmasına Meclis’te kurulan özel komisyona değinerek devam eden Babacan, komisyonla ilgili şunları söyledi: “Terör örgütünün varlığına son verme, silah bırakması ve sonrasıyla ilgili özellikle örgüt mensuplarıyla ilgili çıkış yolları bu zor bir konudur, hassas bir konudur ve bu konunun mümkün olduğunca geniş bir istişare zemininde ele alınması; Türkiye'de şiddetin, terörün sona ermesi gerçekten çok çok önemli bir konu. Tarihî bir konu. Onun için biz ilk günden beri bu tarihî sorumluluğumuzu şu an itibariyle bir muhalefet partisi olmamıza rağmen omuzlarımızda hissettik ve süreçle ilgili katkımızı ilk günden itibaren vermeye başladık.”
“Komisyonun temsil gücü yüksek; alınan kararların geniş kesimlere doğru izah edilmesi, anlatılması açısından da önemli görüyoruz”
“Bu komisyonda da bütün gruplardan ve grubu olmayan siyasi partilerden temsilciler katılmış durumda. Yani orada biz önemli bir temsil gücü görüyoruz. Bu temsil gücü yüksek olan yapılarda istişare mekanizması da sıhhatli olarak çalıştırılırsa iyi sonuç alma ihtimali olur hep. Bu komisyonun amacı hem istişare, yani doğru çözüm için karşılıklı görüş alışverişi; ve o komisyonda ortaya çıkan çözümlerin de toplumsallaştırılması ve bir bakıma toplumumuzun geniş kesimlerine bunun iletişiminin doğru olarak yapılabilmesi. Yani hem kararı şekillendirme açısından; şekillendirme, mekanizma açısından biz önemli görüyoruz. Hem de orada alınan kararın geniş kesimlere doğru izah edilmesi, anlatılması açısından da önemli görüyoruz. Ve bu tarihi sorumluluğumuzun vicdani ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğini DEVA Partisi olarak en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.”
“Öcalan’ın kamusal iletişimi henüz komisyonun gündemine gelmiş değil”
Ali Babacan, kendisine yöneltilen Öcalan’ın süreçteki konumuyla ilgili sorulan soruyu ise şu şekilde yanıtladı: “Sürecin başlamasında Öcalan'ın yaptığı çağrılar ki ilk 27 Şubat çağrısı biliyorsunuz ilk çağrı ve daha sonra yaptığı sözlü-yazılı iletişim önemli olmuştur. Çünkü örgütü zamanında ilk başlatan ve bugün geldiği safhada ve bundan sonraki safhalarda ne yapması gerektiğiyle ilgili görüşlerini ortaya koyması Öcalan'ın önemlidir. Sürecin önemli bir unsurudur. Öcalan'ın iletişimi yani kamusal iletişimi ya da bu komisyonun çalışmasıyla ilgili görüşleri hangi yöntemlerle alınır, nasıl alınır, o tabii süreçte herhalde şekillenecektir. Komisyon eminim ki bunu da değerlendirecektir. Biliyorsunuz ilgili devlet kurumları bu işi detaylı bir şekilde çalışmış durumda. Biz zaten bunu öyle anladık sürecin başında. Dolayısıyla bu detaylarla ilgili de önerileri olacaktır diye düşünüyoruz ama henüz bu komisyonun gündemine gelen bir konu değil. Öcalan'ın görüşlerinin de bir şekilde komisyon tarafından dikkate alınması, değerlendirilmesi önemli olacaktır ama bunun şekli şemaili, yöntemi, lojistiği nasıl olur; bunu herhalde komisyonda değerlendirilir.”
“Mardin’de ulaşım altyapısının iyileşmesi, seferlerin sıklaştırılması gerekiyor”
“Kürt'ün, Arap'ın Türk'ün Suryani’nin, Ezidi'nin, Müslüman'ın, Hristiyan'ın yüzyıllardır beraber yaşadığı bir şehirdeyiz. Tüm dünyada örnek olarak göstermesi gereken bir şehirdeyiz. Bu güzel şehrimize ilgi Türkiye'den ve dünyadan gittikçe artıyor. 1 milyonun üzerinde ziyaretçi aldığını kaynaklardan öğrenmiş durumdayım. Bu iyi bir sayı ama tabii yeterli değil. Bu çok daha artabilir. Çünkü Mardin çok önemli bir cazibe merkezi haline gelebilir. Ulaşım altyapısının iyileşmesi gerekiyor. Uçak seferleriyle ilgili sorunlar var. Daha sık ve daha çok destinasyondan buraya uçak seferlerinin olması gerekiyor.”
“Gübre masrafının yarısının devlet tarafından ödenmesi gerekiyor”
“Üretim maliyetlerinde çiftçilerimizin karşılaştığı sorunlar çok büyük. Yani gübre maliyetleri ikiye katlamış durumda. Elektrik deseniz çok yüksek bir maliyet. On sene önce yetmiş metreden su çıkıyordu. Şimdi 500 metreden çıkıyor. Bu maliyetlerin mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Su en önemli sorun su. Biz her alanda olduğu gibi tarımda da ne yapılması gerektiğini açıkladık. 50’den fazla yapılacak iş var ama en önemlisi bu gübre masrafının yarısının devlet tarafından ödenmesi gerekiyor. Tam yarısının, ki biz bunun taahhüdünü verdik. Bu mümkün, bütçeye sığar.”