Halk TV’de gazeteci Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, cumhurbaşkanı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanmasını açık ara farkla hedeflediklerini söyledi. Babacan, “Seçim yaklaştıkça Sayın Erdoğan’ın yalan yüzdesi artıyor. En çok korktuğu seçim” dedi. Ekonomiye ilişkin mesajlar da veren Babacan, “Bu ekonomiyi savaşlarda terörün çok yoğun olduğu dönemde, küresel kriz döneminde yönettik. Kriz yönetme tecrübesi ayrı bir şey. Çözülemeyecek hiçbir kriz yok” diye konuştu. Babacan, Karadeniz gazıyla ilgili olarak “Ne kadar yatırım yaptınız? Piyasa değeri ne kadar?” sorularını yineledi.
Babacan şunları söyledi:
‘Hedefimiz birinci turda açık farkla kazanmak’
“Hedefimiz birinci turda açık farkla kazanmak ki kimse mızıkçılık yapmasın. İstanbul tecrübemiz var, hemen mızıkçılık yaptılar. Araştırmalarda, ‘Kararsızım’ diyen vatandaşlarımız var. Biliyorum ki eli AK Parti’ye, Erdoğan’a gitmiyor. Onlar gelsinler, bize destek versinler ki şu işi birinci turda alalım.”
‘Bu heyecanı en son Kasım 2002’de görmüştüm’
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun ilk turda yüzde 50’nin üzerinde bir oy alarak kazanıp kazamaması konusu bıçak sırtı durumu var. Kılıçdaroğlu ile Erdoğan bıçak sırtı değil. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim yaptırdığımız her türlü araştırmada Sayın Erdoğan’ın bayağı önünde. Sadece nicelik olarak değil, nitelik olarak da geçiyor. Çok coşkulu bir destek var. Bu heyecanı en son Kasım 2002’de AK Parti’nin kurucusu olarak kampanyadayken görmüştüm.”
‘İnsanlar bir an önce değişim olsun istiyor’
“Kayseri’de gelmiş geçmiş en büyük mitinglerden birisi yapıldı. Sadece sayı değil, coşku ve heyecan var. İnsanlar bir an önce değişim olsun istiyor. Aynı coşku ve heyecanı Sayın Erdoğan’ı destekleyen mitinglerde o kadar göremiyoruz. İçten içe biliyorlar ki artık işler iyi gitmiyor. Artık bir metal yorgunluğu var. İçten içe biliyorlar ki artık sorun çözemiyor.”
‘Belli bir farkla kazandıktan sonra yapacak hiçbir şeyleri kalmaz’
“60 milyon insanın iradesi belli bir noktada oluştuktan ve seçimi de belli bir farkla kazandıktan sonra artık Sayın Erdoğan’ın da çıkar çetelerinin de iktidardan nemalananların da söyleyecek, yapacak hiçbir şeyi kalmaz. Çünkü iktidarların bir hukuki bir de siyasi meşruiyeti vardır. Şu andaki hükûmetin hukuki meşruiyeti 14 Mayıs’a kadar devam ediyor. Ama siyasi meşruiyeti çoktan düşmüş durumda.”
‘Seçim yaklaştıkça Erdoğan’ın yalan yüzdesi artıyor’
“Seçim yaklaştıkça Sayın Erdoğan’ın yalan yüzdesi artıyor. Sıkıştıkça yalan oranı artıyor. Tanıdığımız kişi değil artık. Utanmadan çıkıp ‘Diyanet’i kapatacaklar’ diyebiliyor. Yok böyle bir şey. Yok ‘Öcalan’ı serbest bırakacaklar’. Kim serbest bırakıyor ya? Altı genel başkandan hangisi söylemiş? Külliyen yalan. Ha birisi ‘Bırakılabilir’ dedi. O da kendi yanına kattığı DSP Genel başkanı.”
‘Erdoğan’ın en çok korktuğu seçim’
“Erdoğan’ın şimdiye kadar en çok korktuğu seçim bu seçim. Şimdiye kadar hiç bu kadar korkmamıştı. Panik halinde her şeyi yapıyor. Bize ‘Bunlar altı benzemez, koalisyon’ demiyor muydu? Biz Sayın Kılıçdaroğlu’nu ortak aday olarak açıkladıktan sonra apar topar yanına ortak aday aramaya başladı. Bir haftada Yeniden Refah, HÜDAPAR, DSP’ydi şuydu buydu… Bunların ortak noktası ne?”
‘Savaşa girmiyoruz, seçime gidiyoruz’
“Savaşa girmiyoruz ki biz seçime gidiyoruz. Nedir bu panik? Demokrasinin ağır aksak da olsa işlediği bir ülkeyiz. Demokrasinin en önemli mekanizmalarından biri de seçimdir. Millet darbe yapar mı? Seçim sandıkları açıldığında göreceğiz ki açık bir arkla vatandaşlarımız sayın Kılıçdaroğlu’nu tercih ediyor. Meclis tarafında Millet İttifakı’nın çok güçlü milletvekili sayısı olacak. Bu darbe değildir, seçim sonucunda ülkeyi yöneten iktidarın değişmesi talebidir.”
‘Dinimizin öngördüğü üç ilkeyi de terk etmiş durumda’
“Sayın Erdoğan’ın günlük icraatına ve yaptıklarına baktığımızda dinimizin devlet yönetiminde öngördüğü üç ilkenin (adalet, ehliyet ve liyakat, istişare) üçünü de terk etmiş durumda.”
‘Engel olmak, bırakmak, bitirmek mümkün değil’
“11 yıl bu ülkenin ekonomisinin başında olan bir insan olarak enerjide dışa bağımlılığın ülkemizi ne kadar sıkıştırdığını, ekonomi yönetimini nasıl zorlaştırdığını iyi bilen bir insanım. İster petrol ister doğal gaz ister diğer maden kaynakları olsun, bunlara daha çok ulaşılması son derece önemli. Her 1 milyar dolarlık kendi kaynağımız, ithalat faturamızı, cari açığımızı 1 milyar dolar düşürüyor. Buna engel olmak, bırakmak, bitirmek mümkün değil. Erdoğan kendi gölgesiyle savaşıyor.”
‘Karadeniz’deki doğal gaz için ne kadar yatırım yaptınız? Piyasa değeri ne kadar?
“Doğal gaz rezervleriyle ilgili bağımsız bir rapor yok elde, yaptırmadılar. Enerji Bakanı’na güveniyorsanız… Enflasyonda TÜİK’e ne kadar güveniyorsak, doğal gazla ya da petrolle ilgili telaffuz edilen rakamlara da o kadar güveniyoruz. Karadeniz’deki doğal gaz için ne kadar yatırım yaptınız? Şu anda bulunan gazın piyasa değeri ne kadar? Bunu söyleyin diyorum, söylemiyorlar. Doğru hesaptan kaçar mı? Kaç milyar dolarlık bir yatırım yaptınız ve o gazın piyasa değeri ne? Seçimden önce çakmağı yakıp gazı göstermek için ilave ne kadar para harcadınız? Kaç yüz milyon dolar daha harcamak zorunda kaldınız? Beni duyuyorlar, dinliyorlar ama tık yok. Verecekleri cevap yok.”
‘Önemli olan en layık olanı atamak’
“Merkez Bankası başkanlığını, BDDK başkanlığını çok iyi yapacak en az 5 isim biliyoruz. İsteyen partilerle dirsek temasına başladık. Önemli olan; pozisyonlara en çok layık olan kimse onu atamak. Biz ‘şu partiden olsun, bu partiden olsun’ diye değil, ‘kim iyi yaparsa o olsun’ diye çalışıyoruz.”
‘Bu ekonomiyi savaşlarda yönettik, çözülemeyecek kriz yok’
“Bu ekonomiyi savaşlarda yönettik. Terörün çok yoğun olduğu dönemde yönettik. Küresel kriz döneminde yönettik. 2001-2002 krizinden çıkarken yönettik. Kriz yönetme tecrübesi ayrı bir şey. Çözülemeyecek hiçbir kriz yok.”
‘Siyasetin tabiatında bakanlar kurulunu seçimden önce açıklamak yok’
“‘Kim’ sorusu çok soruluyor. Siyasetin tabiatında, ‘Bakanlar kurulu seçimden önce açıklansın’ yok. Böyle bir gerçeklik yok. İhtimalin yüksek olduğu isimler ile ilgili değerlendirmeler olabilir ama Resmî Gazete’de yayımlanmadan kabine oluşmamıştır. Resmî Gazete’de isimler yayınlanmadan bakanlarla ilgili görevlendirmelerde hiç kimse hiçbir şeye inanmasın. Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçildikten sonra genel başkanlarla tek tek istişare ederek bu kararları verecek. Bu istişare süreci henüz başlamadı.”