Ankara Milletvekilimiz İdris Şahin: “Cezada adalet ve infazda eşitlik ilkesi çerçevesinde İnfaz Yasası topyekûn ele alınmadan her paket yeni mağduriyetler doğurur ve gerçek adalet sağlanamaz”

04-12-2025
Ankara Milletvekilimiz İdris Şahin: “Cezada adalet ve infazda eşitlik ilkesi çerçevesinde İnfaz Yasası topyekûn ele alınmadan her paket yeni mağduriyetler doğurur ve gerçek adalet sağlanamaz”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili İdris Şahin, 11. Yargı Paketi görüşmelerinde infaz yasasındaki eksikliklere ve hukuk meslekleri sınavıyla ilgili taleplere dikkat çekti.

DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, 11. Yargı Paketi görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamada, adaletin sağlanmasında ceza artışlarının değil, bilimsel ve veri odaklı etki analizlerinin ve yapısal reformların esas alınması gerektiğini vurguladı. Şahin, konuşmasında infaz rejimindeki adaletsizliklerden KHK mağduriyetlerine, çek yasası ve TCK 158 düzenlemelerinden hukuk mesleklerine giriş sınavına kadar pek çok başlıkta uyarılarda bulundu.

“Kanunun teklif sahipleri bu etki analizinin neyi ihtiva ettiğini bize bildirmekle yükümlüler”

Kanun tekliflerinde etki analizinin Komisyon’dan ve kamuoyundan gizlenemeyeceğini vurgulayan Şahin, sorumluluğun teklif sahiplerinde olduğunu hatırlattı: “Sayın Başkanım, size saygı duyuyorum çünkü kendinize bir etki analizi raporu gelmediğini açıkça Komisyon üyesi arkadaşlarla paylaşıyorsunuz ama sizin göstermiş olduğunuz bu hassasiyetin iktidar ortakları tarafından da gösterilmesi gerekir. Kamuoyunda etki analiziyle alakalı açıklamalar yapıp ondan sonra kanunun gerçek muhatabı ve kanun yapıcıların etki analizinden bihaber olması ve dışarıda yapılan etki analizinin kamuoyuyla paylaşıldığı hâlde Komisyon üyelerince paylaşılmaması açıkça bu Komisyona duyulan saygı eksikliğidir, güven eksikliğidir. Çünkü en nihayetinde burada yapılacak düzenlemelerden kimlerin yararlanacağına, ne kadar sayıda insanın bu teklif sonrasında serbest kalacağına ilişkin verilerin bu Komisyon’un paydaşları tarafından da mutlaka bilinmesi gerekir. Vatandaşımızın da sağlıklı aydınlatılması, bu kanuna ilişkin Komisyon üyelerinin etkili ve verimli bir şekilde katkı sunabilmesinin yol ve yöntemi de etki analizinin iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi parti milletvekillerini Parlamentoda bu yasanın altına imza atacak olan arkadaşlarla paylaşılması gerekir. Kanunun teklif sahipleri bu etki analizinin neyi ihtiva ettiğini bize bildirmekle yükümlüler, bizim muhatabımız şu an itibarıyla kanunun birinci ve ikinci imza sahibi olan değerli milletvekillerimiz, onlardan bu bilgiyi almak isteriz.”

“Özü itibarıyla 31 Temmuz 2023’te keşke bu düzenleme hakkıyla yapılmış olsaydı ve muhalefetin sesine kulak verilmiş olsaydı bu mağduriyetler yaşanmayacaktı”

İnfaz rejimindeki parçalı ve eşitsiz yapının yeni mağduriyetler ürettiğini belirten Şahin, infaz hukukunun baştan aşağı yenilenmesi gerektiğini vurguladı: “Bu kanun teklifiyle birlikte özellikle 27’nci maddedeki Covid Yasası’nda, Sayın Başkanım, bizim dilimizde tüy bitti, ısrarla Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır bu düzenleme, bu mağduriyetleri giderelim, binlerce, on binlerce insan iktidar ağızlarının söylemiş olduğu, umut vadeden cümlelerle umuda kapıldı, cezaevlerinde kendileri, dışarıda ise yakınları büyük bir beklenti içerisinde, bir an önce bu kanunun yasalaşmasını bekledi. Özü itibarıyla 31 Temmuz 2023’te keşke bu düzenleme hakkıyla yapılmış olsaydı ve muhalefetin sesine kulak verilmiş olsaydı bu mağduriyetler yaşanmayacaktı. O yüzden bizim temel felsefemiz bu kanun teklifinden ari olarak mutlaka infazda bütüncül bir yasa teklifinin, yasanın çıkarılması gerekliliği. Yamalı bohçaya dönmüş, dolayısıyla İnfaz Yasamızla topyekûn bir değişikliğe gidilmesi lazım ve hepimizin malumu, ceza ve tevkifevlerinde çalışan memurların hiç istemediği görev nedir diye soracak olursanız, müddetname hesaplamasını asla hiçbir memur istemez çünkü her suçun karşılığında farklı bir uygulama var ve bu farklı uygulamalarda, hesapta bu insanların yeterince başarılı olamadığını, buraları için özel yetiştirilmiş insanlar tahsis edildiğini unutmamamız lazım. O yüzden bizim temel felsefemiz bu kanun teklifinden ari olarak mutlaka infazda bütüncül bir yasa teklifinin, yasanın çıkarılması gerekliliği. Yamalı bohçaya dönmüş, dolayısıyla İnfaz Yasamızla topyekûn bir değişikliğe gidilmesi lazım ve hepimizin malumu. O nedenle behemehâl 28’inci dönem Parlamentosunun ve şu an içinde bulunduğumuz Adalet Komisyonunun bu millete tek tip uygulaması olan bir infaz yasası mutlaka çıkararak vatandaşımızın hizmetine sunması gerekir; bunu da özellikle ifade etmek istiyorum.”

“İnşallah, sizler de adil mahkemeler, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde adil bir şekilde yargılanacaksınız”

Yargının siyasallaşmasına ve AYM kararlarının uygulanmamasına dikkat çeken Şahin, gerçek bir hukuk devleti için bağımsız ve tarafsız yargının şart olduğunu dile getirdi; kursiyer teğmenler örneği üzerinden de geleceğe dair mesaj verdi:

“Biz yine iddia ediyoruz ki eğer hakkıyla bir uygulama yapılacaksa… Biz yine iddia ediyoruz ki eğer hakkıyla bir uygulama yapılacaksa… Bugün iktidar mensubu birkaç arkadaşa da dinlettim, diyorlar ki: ‘Biz 13 yaşındaki evladımızı devlete teslim ettik devlete, biz devletten kötülük göremeyiz, ebet müddet devlet anlayışını benimsemiş ailelerin temsilcileriyiz. Bu yavrularımız 18 yaşında, henüz rütbe takmadan kursiyer teğmen iken anayasal düzeni değiştirmeye yönelik suç tipinden dolayı nasıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla karşı karşıya kalır’ diyor. Ben bu uygulama, Covid uygulamasının geçmişte hangi kıstaslarla, hangi istisnalarla verildiğini bildiğim için çok rahatlıkla onlara şunu söyledim: Komisyonda sizin kararlarınız kesinleşmiş olsa bile bir gün bu ülke tam manasıyla bağımsız ve tarafsız bir yargının hüküm sürdüğü bir süreç olacak ve inşallah, sizler de adil mahkemeler, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde adil bir şekilde yargılanacaksınız. Bunun yolu da kesinlikle ve kesinlikle yargılamanın yenilenmesinden geçecek dedik kursiyer teğmen annelerimize.”

“TCK 158’de uzlaşmanın sınırlarını mutlaka genişletmemiz lazım”

Ekonomik suçlarda hürriyeti bağlayıcı cezaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Şahin, Çek Yasası ve TCK 158’in gençler açısından yarattığı mağduriyetlere dikkat çekti: “Sadece onlar mı? Çek Yasası mağdurları… 2013 yılında ben de bu Parlamentoda buna el kaldırmıştım, büyük bir reform olarak görmüştük çünkü Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde ekonomik suça ekonomik ceza kavramı vardı ve ‘Ekonomik suça ekonomik ceza vereceğiz.’ diyerek Çek Yasası’ndaki hürriyeti bağlayıcı cezayı kaldırmıştık ama üzülerek ifade ediyorum ki 2016’dan sonra tekrar Çek Yasası’na hürriyeti bağlayıcı ceza konuldu. Biz yine iddia ediyoruz ki eğer hakkıyla bir uygulama yapılacaksa Çek Yasası mağdurlarının bu hürriyeti bağlayıcı cezalardan kurtarılması gerekir. Ekonomik suça ekonomik bir ceza öngörülmesi lazım. Türk Ceza Kanunu’nun 158’inci maddesindeki uzlaşma. Ne kadar güzel bir uygulama yapıyoruz, diyoruz ki: Dolandırıcılık suç tipleri artık ağır cezada görülmesin, asliye cezada görülsün. Sonuna kadar destekliyoruz, doğru bir uygulama çünkü heyetle görülen mahkemelerde bu kadar dolandırıcılığın başını aldığı, bu kadar dosya sayısının fazla olduğu bir dönemde heyeti meşgul etmesin, asliye ceza mahkemelerinde görülsün. Bu maddeye de sonuna kadar destek oluyoruz ancak 158’i konuşurken uzlaşmanın sınırlarını da mutlaka genişletmemiz lazım. Binlerce, on binlerce genç ve aile yakınları bizi arıyorlar, diyorlar ki: ‘Çocuklarımız kandırıldı, hesapları kullanıldı. Bir şekilde mağduriyet var. Hiç olmazsa burada uzlaşma sınırları genişletilsin.’”

“Bir ülkede adaletin düzeyi en zayıfın gördüğü muameleyle ölçülür”

Cezaevlerindeki idari gözlem kurullarına yönelik şikâyetleri hatırlatan Şahin, toplumsal adaletin ölçütünün en zayıf halkaya yapılan muamele olduğunu belirtti: “Yine, denetimli serbestlik ve idari gözlem kurullarının uygulamasından mağdur olanlar da bu kanun teklifinin içerisinde kendilerine yer görmek istiyorlar. Özellikle idari gözlem kurullarıyla alakalı dün de Meclis araştırması önergesi talebinde bulundu arkadaşlarımız. Biz dedik ki: Bu hükümlü ve tutuklular devlete emanet edilen insanlar. Dolayısıyla onların hak ve hukukunu korumak insan olmanın gereği çünkü bir ülkede adaletin düzeyi en zayıfın gördüğü muameleyle ölçülür. İnsan onurunun sığmadığı yerde adaletin yeşermesini bekleyemezsiniz. Bir ülkenin adaleti en dar yerde nefes almaya çalışanların hâlinden anlaşılır diyoruz. Dolayısıyla cezaevlerinde bir isyan varsa, bir haykırış varsa ve diyorlarsa ki ‘Bize idari gözlem kurulları hakkıyla görevini yapmıyor.’ Bu konuda Hükûmete düşen vazife gerçekten bu sese kulak vermektir. Gerçekten, idare ve gözlem kurulları hakkıyla vazifesini yapıyor mu, bir adaletsizlik var mı, bir eşitsizlik var mı? Bunu kapsamlı olarak irdelemek gerekir, gerekirse buna dair bir yasal düzenleme.”

“HGSM soru mantığının değişmesi, baremin düşürülmesi veya stajla ilgili bir adım atılması isabetli olacaktır”

Genç hukukçuların taleplerini Meclis kürsüsünden dile getiren Şahin, baraj puanı, staj ve soru mantığına ilişkin beklentileri aktardı: “Biraz önce bir değerli milletvekilimiz önerge noktasında bir girişimde bulundu. Haklı olarak, ilgili bir madde olmaması sebebiyle önergesini kabul etmediniz. Ama hukuk mesleğine giriş sınavı… Hepimiz belirli sınavlara tabi olduk. Kimisi hâkimlik sınavına girdi, kimisi ara buluculuk sınavına. Buradaki arkadaşlarımızın feryadı şu, diyorlar ki: ‘Hukuk mesleklerine giriş sınavında ya staj imkânımızı elimizden almayın sınav sonuçlanıncaya kadar ya da 70 baremi çok yüksek, bunu biraz aşağıya çekin.’ Elçiye zeval olmaz, biz onlar adına burada sözcülük yapıyoruz. Burada bir sıkıntı olduğu görülüyor ve bu arkadaşlarımızın feryadı sosyal medyada son iki gündür TT oluyor. Dolayısıyla, bu kadar yoğun talebin olduğu yerde elbette ki kanun yapma yetkisine sahip olan Parlamento bu taleplere kulak vermekle yükümlüdür. Şunu da ifade edeyim: Eski bir baro başkanı olarak da kesinlikle ve kesinlikle avukatlık mesleğine girişte sınav doğru bir tercihtir; iktidarın yaptığı en önemli, mesleğimiz adına atılacak adımlardan biridir. Bunu kesinlikle savunuyoruz, sınavı. Ancak ya sınavdaki soru mantığının değişmesi ya baremin düşürülmesi ya da stajla alakalı bir adımın atılması son derece isabetli olacaktır.”

“Gelin, bugün çok geç olmadan…”

Şahin, konuşmasını iktidara uzlaşı çağrısı ve “cezada adalet, infazda eşitlik” vurgusuyla tamamladı: “Bir kez daha şunu söyleyerek sözlerimi noktalamak istiyorum: Elbette ki eylem planlarıyla, buraya getirilen kanun teklifleriyle bir sorunun çözümü noktasında samimi adımların atıldığını görüyoruz ancak bu atılan adımların tamamının bir anda bütün eksiklikleri karşılayacak mahiyette olmadığının da bilinci içerisindeyiz. Buradan sözümüz iktidar mensuplarına: Gelin, bugün çok geç olmadan, geçmişte yapmış olduğumuz hataları tekrarlamadan, uzlaşıyla, cezada adalet, infazda eşitlik ilkesi çerçevesinde bir düzenleme yapalım. En azından bir kesimin mağduriyetini giderelim. Bundan sonraki süreç içerisinde de gelecek 12. Yargı Paketinde de çok daha sağduyulu, inşallah, teklifleri kamuoyunun takdirine sunalım. Ben, tekrar, bu hususta emek veren Bakanlık bürokratlarına, özellikle kanunumuzun imza sahibi olan değerli milletvekili arkadaşlarımıza, Barolar Birliği Başkanımıza ve şu an itibarıyla Komisyonumuzda kendi konularıyla alakalı maddeleri takip eden Bakanlık bürokratlarına ve sivil toplum temsilcilerine katkılarından dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum ve önergelerimizi yarın belirli maddelerde vereceğimizi ve bu kanun Genel Kurula teklif olarak sunulmadan önce Komisyonda vatandaşımızın beklediği düzenlemelerin yapılması gerekliliğini ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

SONRAKİ HABER

Ali Babacan: “Hesap ortada, asgari ücret zammı en az yüzde 50 olmalı”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

04-12-2025