DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEM İmralı Heyeti’ni kabul ettikten sonra yaptığı açıklamada, kritik bir döneme girildiğini vurgulayarak, “Zor ve çetrefil konular gündeme gelecek. Zorlukları aşmanın yolu halkımızı olabildiğince aydınlatmak bütün atılacak adımların niçin gerekli olduğu konusunda bilgilendirmektir. Hem devlet başkanı hem de parti başkanı şapkasıyla Sayın Erdoğan’dan bu konuda daha çok iletişim ve daha çok toplumu aydınlatma katkısı bekliyoruz” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, beraberinde genel başkan yardımcıları İbrahim Çanakcı, Sadullah Ergin ve Mehmet Emin Ekmen ile birlikte Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol’dan oluşan DEM Parti İmralı heyetini ağırladı. Görüşme sonrası ortak basın toplantısında konuşan Babacan, “Belki de bizim sürecimizle alakalı en önemli konu, ki sürecin en önemli eksiği olarak görüyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu süreçle ilgili yeterli iletişimi ve yeterli aydınlatmayı yapmıyor oluşu. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı devlet başkanı şapkasıyla MİT başkanlığı ve diğer devlet kurumları eliyle süreci birebir yöneten kişi, her aşamasını takip eden ve talimatlarıyla yürüten kişi. Ama siyasetçi ve parti genel başkanı şapkasıyla ne kendi partisine ne kendi tabanına ne de Türkiye geneline süreçle ilgili yeterli bilgilendirmeyi ve yeterli motivasyonu sağlamıyor” diye konuştu.
DEVA Partisi’nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması ile başlayan sürece ilk destek veren siyasi partilerden olduğunu hatırlatan Ali Babacan, kritik bir dönemin başladığını ve burada iletişimin önemli olduğunu en büyük sorumluluğun da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu savundu. Sürecin sağlıklı işleyebilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunan Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim kendisine çağrım, bu konuda daha çok iletişim, daha çok izah. Hele hele bu komisyonun da raporu tamamlandıktan, komisyon tarafından yayınlandıktan sonra raporun içeriğiyle ilgili konularda gerçekten çok ciddi bir iletişim çalışması gerekecek. Zor konular gündeme gelecek, çetrefilli konular gündeme gelecek, ama bu zorlukları aşmanın yolu da halkımızı olabildiğince aydınlatmak ve bütün bu atılacak adımların zor da olsa niçin gerekli olduğu konusunda toplumumuzu detaylı bir şekilde bilgilendirmek. Onun için biz elimizden geleni kuşkusuz yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ama hem devlet başkanı hem de AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla her iki şapkayla beraber Sayın Erdoğan’dan bu konuda daha çok iletişim ve daha çok toplumu aydınlatma katkısı da bekliyoruz”
DEVA Partisi olarak sürece bakışlarının en başından beri olumlu olduğunu ifade eden Babacan, şu mesajları verdi:
“O gün bugündür de açık desteğimizi veriyoruz ve her aşamada da bilgimizi, tecrübemizi, görüşlerimizi sürecin hizmetine sunuyoruz. Biliyorsunuz ben dış işleri bakanlığım dönemimde ve Avrupa Birliği bakanlığım döneminde hem Türkiye’yle ilgili hem dışarıdaki çatışma çözümü süreçlerini bizzat içindeydim. Bazı süreçlerin yöneticisi pozisyonundaydım. Bu konuyla ilgili epey bir tecrübemiz söz konusu. Sadullah Bey, Adalet Bakanlığı döneminde öncesinde ve sonrasında, kendi iç süreçlerimizle ilgili çok ciddi tecrübelere sahip. Mehmet Emin Bey daha önceki çözüm sürecinin akil insanlar heyetindeydi. Bizim İdris Şahin Bey, daha önceki çözüm süreci komisyonunun sözcüsüydü. Dolayısıyla işin evveliyatını bilmek daha önceki süreçlerin başarılı ve başarısız yönlerini bilmek, doğrularını ve yanlışlarını ayıklayıp bundan sonraki gelişmelere geçmişin de tecrübesiyle ışık tutmak, destek vermek son derece önemli diye düşünüyorum.”
“Bu konuda tüm tarafların çok dikkatli bir söylemle, çok dikkatli bir iletişim politikasıyla hareket etmesi son derece önemli”
“Çatışma çözümü sürecinde arkadaşlar, bu şu anki kimilerinin terörsüz Türkiye dediği, kimilerinin başka isimler verdiği süreçte genel anlamıyla uluslararası literatürde çatışma çözümü denir. Bu çatışma çözümü süreçlerinde siyasi iklim çok önemlidir, toplumsal iklim de çok önemlidir. BU iklim ne kadar iyi olursa, hava ne kadar güneşli olursa, yollar ne kadar açık olursa süreç o kadar hızlı işler ama iklim bozulduğunda da sıkıntılar çoğalır. Dolayısıyla bu konuda tüm tarafların çok dikkatli bir söylemle, çok dikkatli bir iletişim politikasıyla hareket etmesi son derece önemli.”