Babacan: “Katliamcılar! Size sesleniyorum. Her biriniz teker teker yargılanacaksınız”

16-06-2025
Babacan: “Katliamcılar! Size sesleniyorum. Her biriniz teker teker yargılanacaksınız”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Üsküdar’da Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Özgür Gazze Mitingi’nde on binlere hitap etti. Babacan, İran-İsrail Savaşı’nda silahların susturulması ve diplomasinin çalıştırılması çağrısını yineledi. İsrail devletinin İran operasyonunu başlatmakla Gazze’yi unutturmak istediğini vurgulayan Babacan, “Şöyle bakın, son 48 saattir televizyonlarda Gazze yok. Bilinçlidir bu. Tam da uluslararası kamuoyu, İsrail aleyhine dönmeye başladığı anda İran operasyonu başlatılmıştır” dedi.

Babacan, Netanyahu hükümetine seslenerek “Katliamcılar! Size sesleniyorum. Her biriniz teker teker yargılanacaksınız. Her biriniz teker teker hak ettiğiniz cezayı alacaksınız…” tepkisini gösterdi.

Konuşmasına İstanbul’u selamlayarak başlayan Babacan, şu mesajları verdi:

“Senin sokaklarında Kudüs’ün duası dolaşır”

“Merhaba İstanbul! Merhaba medeniyetlerin beşiği! Sen sadece tarihin başkenti değilsin. Sen vicdanın da başkentisin, İstanbul. Asırlar boyunca mazluma kucak açtın… Zulümden kaçanı, sürgünden geleni bağrına bastın. Adaletin, hikmetin, kardeşliğin sesi sen oldun. Ey İstanbul… Ey Üsküdar… Senin sokaklarında Halepin fısıltısı vardır… Senin rüzgarında Kudüs’ün duası dolaşır…Senin kalbinde Gazzenin sancısı atar!”

“Bu meydan sessizlerin sesi, susturulmak istenenlerin nefesidir!”

“İşte bugün buradan, bu muhteşem meydandan, tüm dünyaya sesleniyoruz. Buradayız, bir aradayız ve kararlıyız… Peki bugün bu meydanda kimler var? Şöyle bir sorayım ki, bilmeyen bilsin, duymayan duysun! Hazır mısınız? Hakkı savunanlar burada mı? Zalime karşı çıkanlar, mazlumun yanında olanlar burada mı? Evet, burada, bir arada… Adaletin, insanlığın, vicdanın yanında saf tutanlar burada mı? Çocuk katillerine karşı dimdik duranlar burada mı? Gazzedeki soykırımına ‘Dur!’ diyenler burada mı? Evet burada, bir arada… İşte bu meydan vicdanın kendisidir! Bu meydan sessizlerin sesi, susturulmak istenenlerin nefesidir!”

“Her yerde söyleyeceğiz her yerde haykıracağız, Gazze Gazzelilerindir”

“Buradan tüm dünyaya sesleniyoruz. Bilmeyen bilsin, duymayan duysun. Gazze Gazzelilerindir! Gazze Gazzelilerindir! Gazze, Filistin için direnenlerindir. Gazze; saldırılara, tehditlere, tacizlere, üzerlerine yağan bombalara rağmen topraklarını terk etmeyen Filistinlilerindir. Her yerde söyleyeceğiz. Her yerde haykıracağız. İsrail’deki gözü dönmüşler duyana kadar tekrarlayacağız. Batı’daki tedarikçileri, destekçileri duyana kadar tekrarlayacağız. Gazze Gazzelilerindir! Gazze Filistinlilerindir!”

“Dua ederken öldürülen Lurin, futbolu seven Taha, anne karnında ölen Daoud…”

“Değerli dostlar; aramızdaki anneler, babalar, evlatlar… Gazzeliler; hayatlarındaki her bir an, yeryüzünden silininceye kadar katlediliyor. Onların suretlerini, gülümsemelerini, başkalarına anlatacak insanlar da siliniyor yer yüzünden. Toplu bir yıkımla karşı karşıyayız. Bir soykırımıyla karşı karşıyayız. Bu yüzden, biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Onlar da bir surete, simaya sahip olsunlar diye, onları da anlatan birileri olsun, adlarını ananlar olsun diye, onlardan bahsetmek istiyorum. Dua ederken evinde öldürülen Lurin’den, futbolu seven Taha’dan bahsetmek istiyorum… Arkadaşları tarafından bir türlü evine gönderilemeyen çalışkan doktor Mithat’tan… Anne karnında ölen Daoud’tan… On yaşındaki Eymen’den bahsetmek istiyorum sizlere…”

“Çoraplarından teşhis edilen Mahmut, uykusunda ölen Hamad, top oynarken öldürülen Taha…”

“Hep söylüyorum. Filistin’deki zulüm 7 Ekim’de başlamadı. Üç aylık hamile Fatma, kızları Farah ve kardeşi Zekeriya’yla yemek sofrasında katledildiğinde yıl ta 2006’ydı. Üç yıl sonra, 2009’da Abdullah Bey, oğlu Mahmut’u iki kez defnetmek zorunda kaldı. Abdullah Bey, önce, çoraplarından teşhis etti oğlunun bedeninin bir bölümünü, defnetti. Sonra, birkaç gün sonra, başka bir yerde, evladının bedeninin başka bir kısmını teşhis etti. Bir babaya, on dört yaşındaki oğlunun acısını, iki defa yaşatan bir zalimlikle karşı karşıyayız arkadaşlar… Hamad, annesinin kollarında, uykusunda kaybetti hayatını… Roket saldırısıyla. O da on dört yaşındaydı. Eymen, beşinci sınıf öğrencisiydi… Arkadaşlarıyla bankta otururken, bir tanktan atılan kurşunun isabet etmesiyle öldürüldü… On yaşındaydı. Onlarca, yüzlerce çocuk İsrail hükûmeti tarafından çoğu kez hedef alınarak katledildi. On altı yaşındaki Taha futbol oynarken, on beş yaşındaki Ahmet sokakta yürürken, Büşra, evinde ders çalışırken öldürüldü.”

“Yönetici kademelerinden, bürokratlara, subaylara varıncaya değin, her biri teker teker yargılanacaktır”

“Her bir ismi bugün burada tek tek anmak, zulmün büyüklüğü karşısında inanın imkânsız. Fakat, ölenlere bir borcumuz var. Sorumlular yargılanmadan, biz bu borcu ödeyemeyiz. O yüzden, bir kez daha tekrar ediyorum. Katliam emirlerini verenler, hukuk karşısına çıkıp hesap verene kadar, Filistin davası devam edecektir. Her biri teker teker yargılanıncaya değin, Filistin davası devam edecektir. En tepedekilerden başlayıp, aşağıya doğru yönetici kademelerinden, bürokratlara, subaylara varıncaya değin, her biri teker teker yargılanacaktır. Şimdi buradan onlara sesleniyorum. Netanyahu’ya, hükûmetinde görev yapanlara, askerlerin başlarındakilere, emri verenlere, uygulayanlara, uygulanmasına aracılık edenlere, her birine sesleniyorum: Filistinlilere sokak sokak, hane hane zulmettiniz; çocukları gözaltına aldınız, hapislere attınız. Rehin tuttuklarınıza işkenceler yaptınız, yetmedi, çıkıp yaptığınız işkenceleri açık açık savundunuz.Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde soykırımcı olarak çoktan damgalandınız. Katliamcılar! Size sesleniyorum: Her biriniz teker teker yargılanacaksınız. Her biriniz teker teker hak ettiğiniz cezayı alacaksınız…”

“Gazzedeki annenin feryadı, bu meydandaki annenin yüreğini deler geçer! İşte bu yüzden susamayız”

“Ey İstanbul, ey Üsküdar! Sen susma! Sen unutma! Sen yürü! Sen yürü ki insanlık yürüsün ardından! Çünkü biz aynı duayı eden, aynı kıbleye dönen, aynı gözyaşını paylaşan bir ümmetiz! Gazzenin karanlığında yanan bir mum, İstanbulun yüreğini aydınlatır… Orada akan bir damla kan, burada vicdanlarımızı sızlatır. Biz biriz! Bir zamanlar haritaların üzerine ne kadar çizgi çizilmişse çizilsin, fark etmez. Bizim yüreğimiz bir, dualarımız bir! Gazzedeki annenin feryadı, bu meydandaki annenin yüreğini deler geçer! İşte bu yüzden susamayız… Çünkü biz bu coğrafyaya, sadece tarihiyle bağlı değiliz. Biz bu coğrafyaya, bugün de kederiyle, çilesiyle, kaderiyle bağlıyız.  Bu ümmetin kalbi aynı anda ağlar… Mekkede de Kudüste de İstanbulda da…Hiç fark etmez.”

“Rabbim bize öldürülen çocukların hesabı soruluncaya kadar, güç ve kuvvet nasip etsin inşallah”

“Evet, bugün çok üzgünüz… Ama ayaktayız! Çünkü biliyoruz: Susarsak, zulüm büyür! Zulme karşı tek yürek, tek ses olursak, işte o zaman tarih değişir! Şimdi o tek sesi hep beraber duyuralım mı? Hep birlikte, seslenelim mi arkadaşlar? Gazze’de, Batı Şeria’da zulüm bitene kadar; böyle meydanları dolduracak mıyız? Eli kanlı katiller yargılanana kadar; yalvararak af dileyecekleri güne kadar, meydanlarda olacak mıyız? Soykırımcılar, hak ettikleri sonu bulana kadar, meydanlarda olacak mıyız? Ne kadar şükretsek az. Çok şükür buradayız, çok şükür meydanlardayız, kalabalığız. İnşallah, Gazze’nin kurtulduğu, Filistin’in özgür olduğu o güzel günde de Rabbim, bize böyle meydanlarda toplanmayı nasip etsin. Rabbim bize öldürülen çocukların hesabı soruluncaya kadar, güç ve kuvvet nasip etsin inşallah.”

“Zalim, eninde sonunda kendi kibriyle yıkılır”

“Değerli arkadaşlar, şu anda İsrail devletinin başında olanlar sadece Gazze’yi hedeflemiyor. Esad rejimi devrilip, Şam’da yeni bir yönetimin başa gelmesinden sonra Suriye’yi defalarcabombaladılar. Suriye’yi bölüp parçalamak istiyorlar. İstikrarlı ve güçlü bir Suriye istemiyorlar. İki gündür, olanca güçleriyle İran’a saldırmaya başladılar. Bölgeyi ateş çemberine döndürmeye azmetmişler. Bir yandan da buna dikkat edelim, dünyanın ilgisini İran’a çekip Gazze’yi sözüm ona unutturmaya çalışıyorlar. Şöyle bakın, son 48 saattir televizyonlarda Gazze yok. Bilinçlidir bu. Tam da uluslararası kamuoyu, İsrail aleyhine dönmeye başladığı anda İran operasyonu başlatılmıştır. Ama Gazzelilerin de insanlığın da tarih boyunca değişmeyen bir hakikati var: Zulüm ile abad olunmaz! Zalim, eninde sonunda kendi kibriyle yıkılır! Buradan, tüm taraflara çağrım; bu son İran İsrail Savaşı’yla alakalı… Derhal müzakere masasına dönülmesidir. Çağrım; daha fazla masum insan ölmeden, tarafsız arabulucularla, diplomasinin çalıştırılması, silahların susturulmasıdır.”

“Şehit edilenler burada, direnenler de burada”

“Sözlerime son verirken, Gazzeliler için bir yoklama daha almak istiyorum. Aileleriyle, eşleriyle, evlatlarıyla beraber toprağa gömüldülerse, sanılmasın ki onlar yalnız, sanılmasın ki onlar kimsesiz. Tanıdıkları herkes öldüyse, onları anlatacak kimse kalmadıysa, sanılmasın ki, onları hatırlayan yok. Çünkü biz “Allah yolunda öldürülenleri, ölüler sanmayız.” Çünkü, kaybettiğimiz Filistinli çocuklar; bu meydandakilerin kalbinde, burada. Şimdi soruyorum size…Dua ederken evinde öldürülen Lurin! Burada mı? Burada, kalbimizde. Gazze’nin çalışkan doktoru Mithat! Burada mı? Burada, kalbimizde. On yaşındaki Eymen! Burada mı? Altı yaşında, İsrail askerleri tarafından katledilen Hint Recep! Hatırlıyorsunuz değil mi arabada, akrabalarının arasında sıkışıp kalmıştı o da öldü. Hint Recep burada mı? Burada, aramızda. Şehit edilenler burada… Ancak direnenler de burada katledilenlerin adını ananlar, unutmayacak olanlar da burada. Ne mutlu bize.”

SONRAKİ HABER

Babacan: “ABD ve İran nükleer müzakerelerine devam etmeli, bu kritik mesele diplomasi masasında çözülmelidir”

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

16-06-2025