Babacan’dan gaz fren yorumu: “Yatırım, üretim ve ihracat için tam gaz; israfa, yolsuzluğa ve hırsızlığa ise fren”

08-03-2025
Babacan’dan gaz fren yorumu: “Yatırım, üretim ve ihracat için tam gaz; israfa, yolsuzluğa ve hırsızlığa ise fren”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Konya programı kapsamında tv42’de gazeteci Kerem İşkan’ın sorularını yanıtladı. Tarım şehri Konya’da tarımsal verimliliği artıracaklarının sözünü veren Babacan, Türkiye’deki bütün sulama projelerinin 5 yılda tamamlanacağını söyledi. İktidarın tarım ve ekonomi politikasını eleştiren Babacan, “Türkiye'de enflasyonu düşürmenin yolu, gıda enflasyonu düşürmenin yolu, çiftçiye destek vermektir” dedi.  Babacan, geçtiğimiz günlerde bir semt pazarı ziyareti esnasında kendisine ‘Fren Ali Bey’ diye seslenilmesine de açıklık getirdi.

“Devletin her bir kuruşunun isabetli harcanması için büyük gayret gösterdik”

“Ekonomiden sorumlu olduğum dönem ki on bir yıldır toplam. Dışişleri Bakanlığı saymazsak on bir yıl sadece ekonomidir. O dönemde israfa karşı ve yolsuzluklara karşı çok ciddi sağlam bir duruş ortaya koydum. Sadece ben değil benim yakın çalışma arkadaşlarımıza beraber. Mesele israfsa bunu engellemeye çalıştık. Devletin her bir kuruşunun isabetli harcanması için büyük gayret gösterdik. Yani yanlış gördüğümüz şeylere de izin vermedik.”

“Elin sıkı diye bazı bakan arkadaşlar ‘Fren Ali’ derdi”

“Çünkü önceki sistemde bakanların herhangi bir karara imza atmayarak kararının alınmasını engelleme gücü vardı. Şu anda öyle bir güç yok yeni sistemde. Yani yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde tek bir imzayla bütün kararlar alınıyor. Yani Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak imzayı attığı zaman iş bitiyor. Eskiden öyle değildi. Eskiden bakanların hepsi imzalardı. Başbakan, Cumhurbaşkanı ancak ondan sonra o iş yapılabilirdi. Dolayısıyla pek çok konuda ben imza atmayarak yanlış gördüğüm şeylerin yapılmasına izin vermemiş oldum. O dönemde de ‘Sen her şeyi engelliyorsun. Özellikle bu harcama konusunda çok elin sıkı’ diye bana bazı bakan arkadaşlar ‘Fren Ali’ derdi.”

“Hanımefendi yıllar öncesinden o freni hatırlamış”

“O pazarda alışverişe gelen hanımefendiyle muhabbetimizde de o açtı konuyu. ‘Fren Ali Bey’ dedi bana. ‘Niye öyle diyorsunuz? Niye bana fren diyorsunuz?’ diye sordum, bir test etmek için. ‘Siz çünkü israfa savurganlığa karşı duruyordunuz hep’ dedi. ‘Yanlış yere para harcatmıyordunuz’ dedi. ‘Onun için sizi suçluyorlardı fren olmakla’ dedi. Yıllar öncesinden hatırlamış onu bana söyledi. Mesela israfsa, yolsuzluksa tabii ki fren tabii ki engelleriz. Ama mesele ülkenin kalkınmasıysa, mesele büyümeyse, mesele yatırımsa, ihracatsa, üretimse orada sonuna kadar gaza basmak zorunda Türkiye.”

“İhracat 6 yılda 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıktı çünkü gaza bastık”

“Benim ekonomiden sorumlu olduğum dönemde ihracat sadece 6 yılda 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıktı. Geçen sene ihracat yüzde 3 arttı diye basın toplantısı yapıyorlar değil mi? Büyük bir müjde. Yüzde 3 arttı diye… Yüzde 3'ü bırakın 36 milyar dolardan 132 milyar dolara ihracat çıkmıştı ülkede. Yatırımlar katlıya katlıya artmış. Dolayısıyla dürüst, şeffaf bir şekilde fırsat eşitliği içerisinde yatırımsa sonuna kadar gaza basmak gerekiyor. Ama mesele israfsa, hırsızlıkla yolsuzluksa tabi ki izin vermeyeceksiniz, tabi ki frene basacaksınız. Bu kadar basit yani.”

“Sayın Şimşek ve Sayın Yılmaz tasarruf yaptıramıyor ama faiz ve vergi yükseltmenin yükü onların sırtında”

“Mesela tasarruf diyorsanız Sayın Şimşek, Sayın Yılmaz demeli ki Sayın Cumhurbaşkanı'na ‘Efendim bakın çok israf var. 1 liralık deprem konutunu biz 2 liraya 3 liraya mal ediyoruz. Şu yasayı hemen çıkaralım. Avrupa Birliği'nin uyguladığı, 27 ülkenin şu anda kullandığı kamu yasasını ve böylelikle masrafları düşürürüz. Devlet bütçesinde yer açılır. 200 bin deprem konutu yerine 400 bin konut yapabiliriz aynı parayla.’ Bunu demiyorlar, diyemiyorlar niye? Çünkü orada bir menfaat şebekesi var. Oralara girmeye çalıştıklarında birileri ellerine vuruyor, yaptırmıyor. Peki bu arkadaşlarımıza ne yaptırılıyor? Faiz yükseltmenin yükü bunların sırtında. Vergi yükseltmenin yükü bunların sırtında. Ve faiz yükseldi mi, yükseldi. Kim yükseltti bunu? Mehmet Şimşek yükseltti. Vay vergiler arttı. Kim arttırdı? Mehmet Şimşek arttırdı. Sayın Erdoğan'ın haberi talimatı olmadan Merkez Bankası faiz yükseltebilir mi Allah aşkına ya?"

“Fiyatların 7 yılda 8 kat arttığını basit bir matematikle gösterdik”

Babacan, TÜİK’in enflasyon oranlarını belirlerken esas aldığı gıda fiyatlarını artık açıklamadığını belirterek, bu karartmaya karşılık basit bir matematik hesabıyla gerçek enflasyonu gösterdiklerini söyledi: “2018'in Haziran'ını baza aldık. 2018 Haziran'da TÜİK ürünlerin fiyatlarını açıklıyordu. Yani enflasyon hesabında kullandığı ürünlerin fiyatlarını açıklıyordu. Bir kilo peynir şu kadar, bir litre ayçiçeği bu kadar, bir kilo şeker, bir kilo çay diye… TÜİK'in bugün web sitesinden girip 2018 Haziran fiyatlarını görebiliyorsunuz. TÜİK belli bir noktadan sonra bunları açıklamamaya başladı. Yani TÜİK enflasyon rakamını açıklıyor ama o enflasyon rakamını hesap ederken kullandığı fiyatları artık açıklamıyor. Onu kararttı. Biz şunu yaptık. 2018'in Haziran'da küçük bir Ramazan alışverişi. Yani 7-8 kalemli, fazla değil. İşte içinde bir pide, bir çay, bir kilo pirinç, bir paket makarnayı, temsil ürünlerinin olduğu bir paket hazırladık. Ve 2018 Haziran fiyatlarından 100 lira tuttu alışveriş sepetimiz. Bir de tam o gün, geçtiğimiz çarşamba günü, bizim grup toplantısının olduğu gün, arkadaşlarımız 3 ayrı marketten o 8 ürünün alışverişini yaptı, getirdi. Sabah 9 buçukta olduğu için bizim grup toplantısını hızlı bir şekilde yaptık. 3 ayrı marketten yaptık ki adaletli olsun diye ve temsili olsun diye. Aynı ürünler, aynı alışveriş sepeti 800 lira tuttu. Yani 7 yılda fiyatların 8 kat arttığını çok basit bir matematikle göstermiş olduk.”

“800 milyar karşılıksız para bastırıldı ama tarıma sadece 90 milyar destek verildi”

“2018 Haziran'ında anayasa değişikliği yapıldıktan sonraki seçimde, tek yetkili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra ve artık kurumlar değil de bir kişinin talimatıyla bütün ekonomi yönetilmeye başlandıktan sonra enflasyon yükselmeye başladı. Eskiden Merkez Bankası bağımsızken ve asla karşılıksız para basmazken Merkez Bankası karşılıksız para basmaya başladı. Mesela sadece kur korumalı mevduat için Merkez Bankası'nın karşılıksız bastığı para 800 milyar lira. Düşünün ki geçen yılın, 2024 tamamlandığı için söylüyorum, tarım destek bütçesi 90 milyar, Türkiye'deki milyonlarca çiftçiye, Konya'daki çiftçilerimiz dahil verilen destek 90 milyar, ama kur korumalı mevduatın kur farkını ödemek için Merkez Bankası'na karşılıksız bastırılan para 800 milyar.”

“Bütün sulama projelerini 5 yılda tamamlarız; hesabını kitabını yaptık”

“Konya'dayız değil mi? Tarım şehrindeyiz. Tarımla ilgili çok ciddi sorunlar var. Ama inanın çözüm de bu kadar basit. Yani şu anda Konya'da ciddi su sorunu var değil mi? Mavi tünel bir türlü bitmiyor, bir türlü bitmiyor… Halbuki biz burada söz verdik, dedik ki Türkiye'deki bütün sulama projelerine, bütün göletler, barajlar, tüneller, artı basınçlı sistem, kapalı sistem, dağıtım, yağmurlama, damlama, aklınıza ne geliyorsa. Bunun tamamını 5 yılda tamamlarız dedik. Hesabını kitabını yaptık ve bütçeye de rahat biz bunu sığdırırız dedik. Türkiye'deki tarımın bir sulu tarım olduğunu düşünün, verim artışını düşünün. Aynı toprak, aynı metrekare, aynı sayıda çiftçi, ürünler kat kat artıyor. Çiftçi olan herkes bunu biliyor. Su varsa arazide birden verim artıyor. Bu mümkün.”

“İthalatçılar Tarım Bakanı’yla cepten konuşacak kadar yakın; Konyalı çiftçiyle konuşan var mı?”

“Türkiye'de dikkat edin, canlı hayvan ya da et ithal edenlerin hepsi hükümete çok yakın insanlardır. Gerektiğinde bakanlarla, belki de Sayın Cumhurbaşkanı'yla cepten cebe telefonda konuşabilecek kadar yakın insanlardır ithalatçılar. Peki Konya'da bir tane çiftçimiz var mı ‘Tarım Bakanı'yla cepten cebe ben konuşuyorum’ diyebilen ya da ‘Sayın Erdoğan'ı ben aradım cepten cebe konuşuyorum.’ Bir tane çiftçi var mı? E siz cepten arama kadar yakın kişiler ithalatçılarsa tarım politikanız daha çok ithalatı besleyen bir tarım politikası olur. Kendi büyük baş hayvan sayınız düşer, küçük baş hayvan sayınız düşer, ithal edilen hayvan sayısı ve et miktarı artar. Bu kadar basit hesap yani.”

“Yasadışı 200 bin kumar sitesi oluşmuş, neden beklediniz engellemediniz?"

“Diyorlar ki yasadışını engelleyeceğiz. 200 bin tane site oluşmuş. Niye sen bekliyordun 200 bin tane kumar sitesi oluşana kadar? Niye engellemedin? Bu sadece internet erişimi değil. Bir de bunun ödeme sistemi var arkada. Devletin hem internet erişimini kesme imkanı var hem de ödeme sistemini durdurma imkanı var. Niye kullanmıyorsun bu imkanı değil mi? Niye 200 bin site oluşmasına izin veriyorsun, bekliyorsun?”

“İktidara gelelim, aynı gün kumarın fişini çekeriz”

“Bugün biz iktidara gelelim. Aynı gün fişini çekeriz bunların. Bu kadar basit yani. Fiş çekme kadar kolay. Bir anda biter. Bir anda biter yani. Şimdi niye izin veriyorlar? Niye buna göz yumuyorlar? Anlamak gerçekten mümkün değil. Hani her alanda geri gidiyoruz dedim ya. Oradan açıldı. Ahlakta, maneviyatta da geri gidiyoruz.”

SONRAKİ HABER

Ali Babacan, tekstil atölyesinde çalışan kadınların sorunlarını dinledi, çözümleri anlattı

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

08-03-2025