Babacan’dan sanal kumar tepkisi: “Tek kollu canavarı ya durduracaksınız ya da bu millet sizi durduracak”

30-04-2025
Babacan’dan sanal kumar tepkisi: “Tek kollu canavarı ya durduracaksınız ya da bu millet sizi durduracak”

 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yeni Yol grup toplantısında iktidara sanal kumar üzerinden yüklendi. 27 yıl önce kumarın yasaklandığı tarihteki gazete manşetlerini gösteren Babacan, “1 Şubat 1998. Gece 00.01. O günkü gazete manşeti: Tek kollu canavar bu gece duracak. Nihayet bu illetten kurtaracağız manşeti. İnsanlar umutlanmış, bu illetten artık kurtulduk sanmışlar ama yok… Yıllar sonra bu iktidar kalktı, yandaşlarına sanal kumar oynatma izni verdi” dedi. Babacan’ın AK Parti logolarını bir kumar makinesi içinde gösterdiği görsel de gündem oldu.

Grup konuşmasında, iktidar ve ana muhalefete deprem eleştirilerinde de bulunan Babacan, “Bu millet, insanları çürük evlerde oturmaya mahkûm eden bu iki kliğin kapışmasını izlemekten bıktı” tepkisini gösterdi.

“Temelleri sarsılan sadece evler değil; aile kurumunun temelleri de sarsılıyor”

“Yer sarsılıyor, evler yerinden oynuyor, binaların temelleri sarsılıyor. Fakat, temelleri sarsılan sadece evler değil. Ülkemizde aile kurumunun temelleri de yerinden sarsılıyor. Yer sarsılıp bize uyarılar gönderirken, her bir ailemiz başka bir önemli tehdit altında. Sebep de her bir cep telefonunu, akıllı telefonu bir kumar makinesi haline getiren bu iktidar… İktidardakiler, öyle kafanızı kuma gömerek bu utançtan kaçmak yok. Siz, aile kurumunun dibine dinamiti döşediniz; ülkede bitmiş olan kumarı el birliğiyle yeniden canlandırdınız. Arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun yahu. Son kumar makinesi tam 27 yıl önce kapandı bu ülkede, yıl 1998. Niye kapandı? Aile facialarına sebep oluyor diye… Gençler kötü alışkanlığa saplanıyor, kendi canlarına kıyıyor diye. Hatırlayın o günkü haberleri. Böyle bir ülkede bugün insanlar kumar yüzünden kendi canlarına kıyıyorlar. Şimdi size sosyal medyada rastladığım birkaç paylaşımı göstermek istiyorum. Üç dört tane örnek vereceğim.”

“Çocuklar yetim kalıyor; Sayın Erdoğan hâlâ kumara göz yummaya devam edecek misin?

“Bakın, bir paylaşımda ne diyor? ‘Arkadaşımın 15 günlük evliliği bitti’ diyor. Alın size Aile Yılı değil mi 2025. Kumar evlilikleri yıkıyor, aileleri darmadağın ediyor. Bir başka paylaşım: ‘Bir tanıdığım bu illet yüzünden uçan kuşa borçlandı, 34 yaşında intihar etti. Ortada 7 aylık bebeği kaldı’ diyor.Aile Yılı değil mi? Babalar intihar ediyor, bebekler yetim kalıyor, öksüz kalıyor. Bir başkası: ‘Az önce 700 bin lira içeri giren arkadaşımın annesi sinir krizi geçirdi’ diyor. Aile Yılı. Annelerin evlatları için sinir krizi geçirdiği… Bir kadın diyor ki ‘Babam 5 milyon kaybetti’ diyor, ‘Onu nasıl kurtarabiliriz’ diyor. Sadece dört örnek gösteriyorum arkadaşlar. Onlarca, yüzlerce yorum; onlarca, yüzlerce gerçek hayat hikâyesi bunlar şaka değil... Sayın Erdoğan, hâlâ oturduğunuz yerden bu faciayı izlemeye devam edecek misiniz? Küçücük çocuklar yetim kalıyor! Hâlâ kumara göz yummaya, bu suça ortak olmaya devam edecek misiniz?”

“Bu iktidar 27 yıl önce yasaklanan kumarı oynatma izni verdi”

Bundan tam 27 yıl önce, kumarhanelerin kapatılacağı gün gazeteler manşet atmış. Enteresandır arkadaşlar. 1 Şubat 1998. Gece 00.01. O günkü gazete manşeti: Tek kollu canavar bu gece duracak. Nihayet bu illetten kurtaracağız manşeti. İnsanlar umutlanmış, bu illetten artık kurtulduk sanmışlar ama yok… Yıllar sonra bu iktidar kalktı, yandaşlarına sanal kumar oynatma izni verdi. Biliyorsunuz iktidara tam gaz destek veren medya kuruluşunun sahibine bu lisans verildi. Üstelik bu tür imtiyazlar; ihaleyle, devlete ödenmesi gereken büyük ücretler karşılığı verilmesi gerekirken, bu lisansı Sayın Erdoğan tek bir imzayla bir gecede bedavadan verdi. Yasal kumara izin verip yaygınlaştırdıkları yetmedi; bir de yasa dışı kumarın yaygınlaşmasına seyirci kaldılar.”

“Kumar oynatan kuruluş banka satın aldı çünkü parayı koyacak yer bulamıyor”

“Biliyorsunuz bu İstanbul Büyükşehir hadiselerinden arada güme gitti, gündemde yer almadı ama bu sanal kumar oynatan kuruluşlardan bir tanesi bir bankayı satın almış. Parayı koyacak yer bulamıyor ya ancak bankada saklıyor parayı. Ödeme kuruluşları kurmuş, bunlar BDDK’dan izin almış, sanal kumar parasını bankacılık sistemine sokabilmek için.”

“Ödeme kuruluşunun fişini çek bitir işi; VPN neymiş?

“Sayın Erdoğan siz günümüzün tek kollu canavarını görmek istiyor musunuz? Bakın buyurun yüzleşin. Şu anda günümüzün tek kollu canavarı bu arkadaşlar. Bu tek kollu canavarı ya siz durduracaksınız ya da bu millet sizi durduracak. Hemen şimdi, kaybedecek tek bir dakika bile yok. Bu gece bu fişi çekin. Bu kumar illetine bu gece son verin. Diyorlar ki ‘Efendin internetten ulaşım kesiyoruz da VPN ile ulaşıyorlar. Ya arkadaş kimi kandırıyorsunuz? Bu işin arkasında para dönüyor para… Bir de ödeme sistemleri var. Bu işin arkasında dönen paranın her bir lirası, BDDK’nın lisans verdiği ödeme kuruluşlarından geçiyor. Ödeme kuruluşunun fişini çek bitir işi. VPN neymiş? Kandırdıklarını zannediyorlar.”

“Faize Nas var da kumara yok mu?”

“Ben buradan soruyorum faize Nas var da kumara Nas yok mu arkadaş ya? Faize Nas var da kumara yok mu? Ama mesele para olunca nasıl burada kumar makinesinde AK Parti, AK Parti olmuş. Mesele para olunca da bunlarda büyük dolar işaretleri oluşuyor. Başka da hiçbir şey görmüyorlar ondan sonra. Milyonlarca gencimizi bu illete bulaştırdılar. Utanın! Hemen bu gece; yarına vakit yok. Sanal kumarın fişini çekin, bu işi bitirin. Bu mümkün. Bilemiyoruz neredeymiş fiş derseniz hemen iki telefonla size anlatırız. Şöyle şöyle şu tuşa basın, bitirin bu mümkün, yapın…”

“Deprem, iktidara da ana muhalefete de ‘Geliyorum’ diyor”

“Oysa, geçen hafta, ülkemizin en önemli sorunu kendini bir kez daha hatırlattı: Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız 6,2 şiddetindeki İstanbul depremi, gerçekleri bağıra bağıra söylüyor:‘İktidardakiler! Beni duyuyor musunuz?’ diyor. ‘Deprem bölgesinde yaşıyorsunuz, unuttuysanız hatırlayın!’ diyor. ‘Her an gelebilirim, daha kendimi nasıl hatırlatayım, önlem alın!’ diyor. Kaza geliyorum demez, ama deprem geliyorum diyor. Fakat, iktidardan tedbir adına bir ses yok.İktidar, duymazdan geliyor, kulağının üzerine yatıyor. Muhalefet belediyeleri ise duyuyorlar, fakat ne yapacaklarını bilemiyorlar.” 

“Daha artçılar devam ederken iktidar ve ana muhalefet birbirine girdi”

“Merkezi hükümette de yerel yönetimlerde de yıllar yılı öylece beklemiş, çözüm yolunu tartışmamış, plan proje üretmekte geç kalmış yöneticilerle karşı karşıyayız. Yetmiyor, iktidarla ana muhalefet, daha artçı sarsıntılar henüz bitmemişken Bismillah, bir anda birbirlerine giriyorlar. ‘Evim üzerime yıkılabilir’ diye her an endişeyle yaşayan vatandaşlarımız ise maalesef, kimsenin umurunda değil. Kaygı içinde anne babasına ulaşmaya çalışanlar, o panikle sokağa fırlayıp geceyi soğukta, sokakta geçirenler kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa birbirlerini suçlama, varsa yoksa sorumluluğu birbirine atma…”

“Önlem alma beceriniz yoksa, sorumluluğu birbirinize atıyorsanız derhal bu işi bırakın”

“Aynı soruyu, İstanbulu yönetenlere de soruyorum: Siz, 2019dan bu yana, İstanbul’da depreme hazırlık için ne yaptınız? Açıklayın bilelim. Ben, merkezi hükümette de yerel yönetimlerde de görevi olan herkese seslenmek istiyorum: Deprem meselesini yönetmeye niyetiniz yoksa, bu işi bırakın ya. Vatandaşa hizmet etmeye niyetiniz yoksa, deprem için gerekli önlemleri alma beceriniz yoksa, sorumluluğu birbirinize atıyorsanız, derhal bu işi bırakın. Bu milletin sırtına yük olmayın. Bu iş gönül işi, gönül.”

“Hükümet ve belediyeler ülkeyi dev bir enkaza dönüştürmeye niyet ettiler”

“Hükümet bir yandan, belediyeler bir yandan el ele verdiler, Allah korusun, ülkeyi dev bir enkaza dönüştürmeye niyet ettiler. Hükümettekilere; ‘Kardeşim, sen iktidar değil misin, önlem al’ diyorsun. Duymazdan geliyorlar. Deprem diyorsun Kanal İstanbul diyorlar. Ötekilere ‘Kardeşim, elinizin altında kaç tane belediye var, bari sen önlem al’ diyorsun. ‘Hükümet bizi engelliyor’ diyorlar, ‘Bana söyleme ona söyle’ diyorlar. Mazeret, mazeret, mazeret…”

“Deprem parti ayırmayacak; yaşarken el ele vermez zorundayız”

“Bakın şunu aklınızın bir köşesine yazın: Evet, siz şu anda birbirinizle didişiyorsunuz; milleti kutuplaştırıyorsunuz, insanları ayırıyorsunuz, ayrıştırıyorsunuz. Ama deprem parti ayırmayacak.Deprem, ikinci kattaki bizden, üçüncü kattaki onların partisinden demeyecek. O yüzden, üstüne basa basa söylüyorum: Enkazlar bizi eşgüdüme mecbur etmeden, Allah korusun, ölüm bizi iş birliğine zorlamadan, biz birbirimizle konuşmak zorundayız. Yaşarken, el ele vermek zorundayız.”

“Millet, insanları çürük evlerde oturmaya mahkûm eden bu iki kliğin kapışmasını izlemekten bıktı”

“Hükümete sesleniyorum: İnsanlarımızı tozun toprağın altında bırakacak bu felakete karşı önlem alın. Elinde çok sayıda belediye olanlara da sesleniyorum: Son seçimlerde en çok oyu biz aldık diyorsunuz, madem öyle, buyurun yerelde gereğini yapın. Bu millet, insanları çürük evlerde oturmaya mahkûm eden bu iki kliğin kapışmasını izlemekten bıktı artık ya. Millet çözüm istiyor.”

“Tek bir vatandaşımızın canı, iktidarın da ana muhalefetin de siyasi istikbalinden daha önemlidir”

“Açık ve net söylüyorum: Anne babasına, evladına ulaşamayan tek bir vatandaşımızın endişesi, sizin koltuk endişenizden çok daha önemlidir. Tek bir vatandaşımızın canı, iktidarın da ana muhalefetin de siyasi istikbalinden çok daha önemlidir. Bakın Kahramanmaraş depremleri oldu değil mi ? Tarih 6 Şubat. Hemen 6 Mart’ta bir rapor yayımladık. 17 Ağustos depremlerinden sonra Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı çok güzel bir rapor vardı. Bizim İbrahim Çanakçı Bey’in de içinde olduğu bir rapor. Onun kadar kaliteli bir rapor hazırladık. Depremin maliyeti nedir?  6 Şubat depremlerinden çıkış için neler yapılmalıdır. Maddeler halinde sıraladık. Devlet kurumlarının bir tanesi böyle bir rapor ortaya koyamadı. Çünkü bilmiyorlar, beceremiyorlar. İnsan kaynağı yapıları zayıfladı. Dürüst ve ehil insanlardan oluşan gerektiğinde derhal bağımsız bir şekilde harekete geçebilen bir deprem organizasyonu, kurumsal yapısı oluşmadan bu işlerin çözülmesi mümkün değil.”

“Tarımda artık sadece sonuçlara tepki veren değil, riskleri öngören bir yapıya geçilmesi gerekmektedir”

“Geçtiğimiz hafta yaşadığımız doğal afet, sadece deprem değildi. Türkiyenin neredeyse tamamını vuran zirai don felaketinde de çiftçimiz büyük kayıplar yaşadı. Buradan bir kez daha tüm üreticilerimize geçmiş olsun diyorum. Tarım ve gıda güvenliği, ülkemiz için stratejik önemi haiz bir konusu ve bu alanda yaşanan olumsuzluklar, kötü yönetimin ve ihmalkarlığın sonucudur.Bugün için hala, etkin bir erken uyarı sistemi, bölgesel don haritası ve dijital meteorolojik bildirim altyapısı kurulmadı ve bu durum kabul edilemez. Tarımda artık sadece sonuçlara tepki veren değil, riskleri öngören bir yapıya geçilmesi gerekmektedir. Afet öncesi tedbirler kadar, afet sonrası süreç yönetimi de çok önemlidir.”

“Bizim kurduğumuz TARSİM’i öyle değiştirmişler ki ya işi bilmiyorlar ya niyetleri bozuk”

“Geçtiğimiz hafta sonu Antalyadaydım. Orada çiftçilerimizle bir aradaydık. Dertlerini dinledik.Diyorlar ki ‘Bu felaket sadece 1 hasat yılını değil, çoğu ürün için aslında 2 yıllık hasadı etkiledi. Vuran donun ağaçlarda oluşturduğu hasar gelecek yılın ürününü de etkiledi. Buradan hükümete çağrımız. Çözüm diyoruz ya çok basit 5 madde: 1.Hasar tespit çalışmalarını derhal tamamlayın. 2. Üreticimizin vergi, sigorta ve Ziraat Bankası borçlarını en az iki yıl erteleyin. 3. Ziraat Bankası üreticimize yeni finansman imkânı mutlaka sağlasın. 4. TARSİM’in don felaketindeki hasar tazmin süresini Nisan sonuna kadar uzatın. TARSİM’i öyle bir değiştirmişler ki biz kurduk o sistemi, ‘Şubat’tan sonra don olursa ben karışmam’ diyor. Bu ülkede Mart’ta kar yağar mı yağar. Nisan’da kar yağar mı yağar. Bu ülkenin gerçeği bu ya. Eğer sen Şubat’ta çekiyorsan güvenceni bu işi bilmiyorsun ya da niyetin bozuk demektir. Son madde 5, Üreticilerimizin zararının devlet tarafından adil bir biçimde tazmin edecek mekanizmayı derhal oluşturun.”

 

SONRAKİ HABER

DEVA Partili Ekmen: Aileyi, ahlakı ve toplumu çürüten yayınlara RTÜK neden sessiz kalıyor?

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar


                        

BASIN BÜLTENİNİ
İNDİRİN

Haber ekinde bir basın açıklaması mevcut ise aşağıdaki indirme ikonu ile indirebilirsiniz.

30-04-2025