DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Meclis’te yaptığı basın toplantısında, bakanların yanlış ve tutarsız söylem ve eylemlerine dikkat çekti. Avşar, devletin hükümet elinde çocuk oyuncağına döndüğünü ve kirli ilişkiler ağıyla yönetildiğini söyledi. Liyakatsizliğin, ehliyetsizliğin, adam kayırmacılığın, rantın, haksız kazancın diz boyu olduğunu belirten Avşar, bakanlardan örnekler vererek “hükümetin hesapsız işleriyle devletin şirazesinin kaydığını” söyledi.
“Sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum.” diyen Avşar, “Devlet; hükümetin elinde çocuk oyuncağına dönmüş, kirli ilişkiler ağıyla yönetilmektedir. Milletin tevdi ettiği makamlar, nöbetleşe değişimli oturulan rant koltuklarına çevrilmiş, ikbal kavgalarına meze edilmiştir. Liyakatsizlik, ehliyetsizlik, adam kayırmak, rant, haksız kazanç diz boyu!” ifadesini kullandı.
“Eski Bakan Turhan, Kuzey Marmara Otoyolu işletmesinin en üst düzey yöneticisiyken, ticari ilişki içinde olduğu Bakanlığa bakan olarak atanıyor ve bakanlık sonrası tekrar o görevine geri geliyor.”
Avşar, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Eski ulaştırma Bakan Cahit Turhan, 2016 yılında-sürekli duyduğumuz ve devletin el ballı ihalelerini alan- Limak, Cengiz, Kolin ve Kalyon şirketlerinin ortalığındaki Kuzey Marmara Otoyolu işletmesinin en üst yöneticisi olarak çalışmaktayken 10 Temmuz 2018’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak görevlendiriliyor. Yani iki yıl yönettiği şirketi denetleyen en üst kurumun başına getiriliyor. Bu görevde 21 ay kalıyor ve 27 Mart 2020’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile görevine son veriliyor ancak Turhan, koltuğunda oturduğu Bakanlığın denetlediği Kuzey Marmara Otoyolu işletmesinin CEO’luğuna geri dönüyor.”
“Sayın Bakan, kılıfına uydurarak bakanlığınız sürecinde aynı işletmeye astronomik ve tutturulması imkânsız sayılarda ‘ilave araç geçiş garantileri’ verdiniz mi? Neden susuyorsunuz?”
Avşar, Turhan’ın konsorsiyumun en üst düzey yöneticisiyken, ticari ilişki içinde olduğu bakanlığa bakan olarak atandığını ve bakanlık sonrası tekrar o görevine geri geldiğini aktardı. Ayrıca “İddia edildiği ve Sayıştay raporlarında da doğrulandığı üzere bakanlık sürecinde aynı işletmeye astronomik ve tutturulması imkansız sayılarda ‘ilave araç geçiş garantileri’ verdiğini” söyledi.
Avşar, “Kuzey Marmara Otoyolu'nun ihalesi 2016 yılında yapılmış ve 16 Eylül 2019 tarihinde yapılan sözleşme değişikliği ile yatırım maliyeti ve araç garanti sayısı artırılmış, sözleşme süresi uzatılmıştı. Bu değişiklikler, başlangıçta verilen 1,9 milyar dolar gelir garantisinin 5,8 milyar dolara çıkmasına neden olmuştu.” diye konuştu.
“Sayın Bakan, devlet kaynaklarıyla sağladığınız imtiyazlarla o yapı içindeki yerinizi ve menfaatlerinizi mi korudunuz?”
Avşar, “Devletten ihaleler alan bir yapının üst düzey yöneticisiyken ayrılıp o yapıya ihale veren bakanlığın başına geçiliyor ve o yapıya ihaleler veriliyor, lehine işler yapılıyor, araç geçiş garantileri arttırılıyor sonra ayrılıp o yapının başına tekrar geçiliyor, olay bu!” dedi.
Devlet kaynaklarıyla imtiyazlar sağlanan bir yapı içindeki yeri ve menfaatlerin garantilendiğini kaydeden Avşar, “Bunun adı nedir? Halkın takdirine bırakıyorum, böyle bir ilişki ağında imtiyazlar vermek, kayırmak, kamu kaynaklarını peşkeş çekmek doğal değil mi? Olası değil mi?” ifadesini kullandı.
“Bu duruma, Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun 2.maddesi kısıt getirdiği gibi, bu durum etik de değil, devlet yönetimiyle de bağdaşmaz.”
Avşar “Mevcut iktidarı her ne kadar yasa, etik değerler, devletin kutsiyetti bağlamıyorsa da Kamu Görevinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’un 2.maddesi bunun için kısıt getirdiği gibi, etik de değildir, devlet yönetimiyle bağdaşmaz.” dedi.
“Bu işi gündemden düşürmeyeceğiz.”
“Hemen ardından bilindik tedbir, habere erişim engeli geliyor.” diyen Avşar, eski bakan Turhan’a şöyle seslendi: “Sayın Bakan, kamuoyuna açıklama yapmak zorundasınız. Sessiz kalarak, basının sesini kıstığını zannederek bu olaydan sıvıştıramazsınız. Şunu da söyleyeyim, habere erişim engeli getirebilirsiniz ama bize erişim engeli getiremezsiniz. Bu işi gündemden düşürmeyeceğiz.”
“Sayın Bakan, bu koca ülkenin sizi gönderecek parası yok muydu?”
Bakan Uraloğlu’nun bir firmanın özel uçağıyla yurt dışı seyahatine değinen Avşar, “Başka bir Bakan, ticari ilişki içinde olduğu firmanın özel uçağıyla yurtdışı seyahatine gider ve bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanı olduğunu unutarak “sözleşmede vardı”, sözleriyle savunur. Koca ülkenin sizi götürecek bir uçağı yok muydu? Sizi gönderecek parası yok muydu? İhalede var diye yüklenicinin uçağıyla giderken nasıl rekabetten bahsedeceksiniz?” dedi.
“Sayın Bakan, milyonlarca asgari ücretli, emekli, yoksul ihtiyaç sahibi değil mi?”
Avşar, Bakan Şimşek’in “ihtiyaç” diyerek 24 milyona ihale ettiği bakanlık binasının müştemilatı ve tuvalet tamiratını eleştirdi. Avşar, “Başka bir Bakan, tasarruf tedbirleri gerekçesiyle milyonlarca emekçinin boğazını sıkarken diğer taraftan 24 milyona bakanlık binasının tuvaletlerini ve müştemilatını yeniler ve bunun ihtiyaç olduğunu söylüyor. Milyonlarca asgari ücretli, emekli, yoksul ihtiyaç sahibi değilmiş gibi.” diye konuştu.
Avşar, başka bir Bakan’ın, giderayak devletin kamu özel iş birliği marifetiyle milyonlarca euro zarara uğratıldığını ve bir kısmının kendi maharetiyle kurtardığını söylediğini ve açıkça kamunun nasıl zarara uğradığını şu sözlerle itiraf ettiğini ifade etti: “kamu-özel iş birliğinde yapılan 18 şehir hastanemizin 25 yıllık bedeli 322 milyar €’du. 322 milyar euro olan bu bedeli, en çok 27,5 milyar euro ile sınırlandırdık ve böylece şehir hastanelerinin bütçeye yük olmasını önledik.”
Avşar; “Sayın Bakan şayet bu, bütçeye bir yükse ki; siz de bunu kabul ediyorsunuz. Bu yükü adrese teslim ihalelerle devletin-milletin sırtına kim yükledi?” sorusunu yöneltti.
“Bir gece de sizi istifaya kadar getiren süreç nedir?”
Özhaseki’nin gece yarısı istifasını dile getiren Avşar, “Başka bir Bakan çıkar, ‘çalışıyoruz’ tweetinden 5 saat sonra sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, ‘Vicdan terazisine uygun düşmeyen bir tutum içinde olmamaya ayrı bir özen gösterdim” ve ‘bir lokma haram yemedim’ ifadeleriyle bir gece vakti affını ister ve adeta içerideki ihale ve rant kavgasını ifşa eder. Sayın Bakan, deprem bölgesindeki ihalelerde kimin menfaatleri korunuyor? Kiminle ters düştünüz? Bir gece de sizi istifaya kadar getiren süreç nedir?” diye konuştu.
“8 yıl içinde 2 kişi arasında 4 kez aynı bakanlık dönüp dönüp el değiştirdi.”
Avşar, kendilerinin “dönüşümü”, şehirlerin dirençli kentler olsun diye kullanıldığını sanırken, iktidar, bakanlık koltuklarında dönüşümlü oturmayı kast ettiğini, 8 yıl içinde 2 kişi arasında 4 kez aynı bakanlığın el değiştirdiğini, adeta oyuncağa dönüştüğünü, 22 yıllık iktidar 8 yılda 2 kişi arasında dönüp dönüp bakanlık koltuğunu değiştirdiğini ve buna rağmen kadro hareketi olmaktan bahsediyorsa bu ancak kötü bir espri olarak anlaşıldığını söyledi. “Son nöbet değişimini devralan Sayın Kurum oluşturduğu mağduriyetleri unutmuş gibi. Haber vermek istiyorum.” diyen Avşar, Sayın Kurum, madem tekrar görevdesiniz, o zaman sorumluluğunuz devam ediyor.
“Sayın Bakan, madem “yapı kayıt belgesi” verdiniz neden yıktırıyorsunuz? Eğer depreme dirençli yapılar değilse neden yapı kayıt belgesi verdiniz?”
Avşar, “Davul zurnayla getirdiğiniz, seçim vaadi yaptığınız imar affıyla büyük umutlarla verdiğiniz “yapı kayıt belgeleri” yine sizin hesapsız işlerinizden dolayı büyük bir mağdur kitle oluşturdu, haberiniz olsun!”, dedi.
Madem yapı kayıt belgesi verdiniz neden yıktırıyorsunuz? Eğer depreme dirençli yapılar değilse neden yapı kayıt belgesi verdiniz? Emekçi teyzenin elindekiyle avucundakiyle tarlasının başında yaptırdığı 2 gözlü evi neden yıktırıyorsunuz?” diye konuştu.
“100 Bin Sosyal Konut Projesiyle ev hayali kurdurdunuz, evlerin yerinde yeller esiyor!”
“Sayın Bakan, bir seçim öncesi, fakirin umutlarıyla oynayarak 100 Bin Sosyal Konut Projesiyle ev hayali kurdurdunuz” diyen Avşar; “evlerin yerinde yeller esiyor, bu insanlarımız mağdur, haberiniz olsun! “ dedi.
“250 bin konutla Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi diyerek ilan ettiğiniz “İlk Evim İlk İşyerim” projesinin akıbeti nedir?”
Avşar, yine bir seçim öncesi, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi diyerek 2 yıl içinde teslim etmeyi vaat ettikleri 250 bin konutluk “İlk Evim İlk İş Yerim” Projesi için çoğu yerde yer tespitleri bile yapılmadığını ve insanlarımızın mağdur olduğunu söyledi.
“İstanbul’da 1000’lerle ifade edilen binalar kendiliğinden yıkılıyor, halk mağdur, haberiniz olsun!”
Kurum’un, İBB adaylığı sürecinde verdiği vaatlere değinen Avşar, “Sayın Kurum, İstanbul seçimlerinin adaylık sürecinizde İstanbul depreminin bir beka sorunu olduğunu, 650 bin konut yapacağınızı söylediniz ve depreme karşı birçok vaatte bulundunuz.
Evet, kazanmadınız ama şimdi, bu işlerden doğrudan sorumlu Bakan’sınız, İstanbul’da 1000’lerle ifade edilen binalar kendiliğinden yıkılıyor, halk mağdur, haberiniz olsun!” şeklinde konuştu.
“Sayın Bakan, bu işin şakası yok önümüz kış, insanlarımız konteynerlerde, çadırda yaşıyor.”
Avşar, Bakan’ın son günlerde deprem bölgesini gezdiğini ve yıl sonuna kadar 200 bin konut teslim edeceklerini söylediklerini ifade etti.
Avşar, “Bu işin şakası yok önümüz kış, insanlarımız konteynerlerde, çadırda yaşıyor. Bu şekilde ikinci bir kışı atlatamazlar, mağduriyet iyice artar, haberiniz olsun!” dedi.
“İktidar şunu iyi bilsin ki, enselerindeyiz!”
Avşar, sözlerinin sonunda, “Sorumlu muhalefet anlayışımız gereği, iktidarı denetleyerek yanlışları, eksiklikleri, hataları söylemeye devam edeceklerini” söyledi.
Avşar, “Milletimizi bu açlık, yoksulluk, hukuksuzluk ve geri kalmışlıktan kurtarana kadar, hak ettiği refah düzeyine kavuşturana kadar, konuşmaya, çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. İktidar şunu bilsin ki, enselerindeyiz, aman ha yanlış yapmayın!” dedi.