DEVA Partili Milletvekili Cem Avşar, Türkiye’de yaşanan konut krizine dikkat çekerek, “Ev sahipleri de kiracılar da zor durumdadır” dedi. Avşar, konut krizine yönelik çözüm önerilerini sıraladı.
DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de yaşanan konut krizini gündeme getirdi.
‘20 milyon kiracının tamamına yakını yoksulluk sınırının altında yaşıyor’
“Ülkemizin toplumsal huzurunu tehdit etme noktasına varan, komşuyu komşuya hasım yapan, halkımızı mahkeme salonlarına düşüren, kontrolsüz ve haksız bir hal alan kira sorununu sizin vasıtanızla halkımıza arz etmek üzere karşınızda bulunmaktayım” diyen Avşar, OECD verilerine göre Türkiye’nin, vatandaşların barınma ihtiyacını karşılama kapasitesinde 41 ülke arasından 38. sırada yer aldığını, kirada outran 6 milyondan fazla hanede yaklaşık 20 milyon insanın tamamına yakınının ‘yoksulluk sınırının altında’ yaşadığını söyledi.
‘Konut edinmek, barınma ve yaşam krizine dönüşmüştür’
2019 yılından bu yana asgari ücretin 5 kat arttığının, kiraların ise minimum 10 kat arttığının altını çizen Avşar, “Devlet memurları büyükşehirlerden tayin istemekte, öğrenciler kazandıkları üniversitelere kayıt yapamamaktadır. Konut edinmek ve sağlıklı yaşam, bir anayasal hak olmaktan çıkmış, barınma ve yaşam krizine dönüşmüştür.” ifadelerini kullandı.
‘Kiracı-ev sahibi paradoksu’
Ev sahiplerinin de kiracıların da mağdur olduğunu belirten Avşar, yaşanan konut krizini, “Kiracı-ev sahibi paradoksu” olarak tanımladı.
Yaşanan krizin sebebi için “8-10 yıldır çelişkilerle ülkeyi yöneten tek adam hükümetidir” diyen Avşar, hükümetin çözüm yollarını yetersiz bularak, çözüm önerilerini sıraladı.
Avşar, konuya ilişkin çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
- Sağlıklı bir denetim mekanizması kurulmalıdır.
Bu konuda toplumun ortak yarar ve çıkarlarının bireyin yarar ve çıkarları üstünde tutulabileceği ve hakkın özüne ve ruhuna aykırı olmamak koşuluyla mülkiyet hakkına sınırlama getirilebilir.
Mesela; Kiraların yükseltilmesini belirli bir düzene bağlayarak, evden çıkarmayı güçleştirmek ve kiracı-malik ilişkilerini denetim altına almak gerekmektedir. Ancak bunu sıkı bir devlet kontrolü ile destelemek gerekir.
Örneğin; kira sözleşmelerin e-devlet üstünden yapılması sistemin kayıt altına alınması açısından çok önemli olacaktır.
- Bölgesel kira değer haritaları oluşturulmalıdır.
Değerleme şirketlerinin hazırladıkları raporlara bağlı olarak bölgesel cari kira değerlerinin gözlemlenmesi, değer haritalarının oluşturulması ve bunların anlık takip edilmesi denetim açısından önemlidir.
- Kira tespit raporu ara çözüm olabilir.
Kira sözleşmeleri ve gayrimenkul değerleme bilgi sistemine yönelik atıfların e-devlet’te bulunması ve değerleme kuruluşlarının raporladığı bilgiler de bu sisteme entegre edildiğinde bölgesel kira rayiç değerleri verisi oluşturulabilecektir.
- Kira sınırlandırması, sınıflandırılmalıdır.
Konutta kira artışlarını 1.7.2024 tarihine kadar % 25’le sınırlayan Borçlar Kanununa madde eklenerek, ilk kiralamada sokak rayici getirilebilir.
- Konutu yatırım aracı olmaktan çıkarmak gerekmektedir.
Rantın kişiden alınıp kamuya aktarılması, ek konuta ek vergi getirilmesi ve boş konut vergisi gibi politikalar uygulanarak önlemler alınabilir.
- Dar ve orta gelirli ailelere yönelik çözümlere ağırlık verilmelidir.
- Yabancılara en az %2 veya %3 ek vergi getirilmelidir.
- Büyükşehirlerdeki nüfus yükünün Anadolu’ya yayılmasını sağlayacak sosyo-ekonomik projeler hayata geçirilebilir.
- Gayrimenkul geliştiricilerin maliyet yüklerini azaltacak teşvikler arttırılmalıdır.
- Konut alıcılarına harç ve kredi faizlerinde teşvik sağlanmalıdır.
- Konut satışını ve kiralanmasını gerçekleştiren internet siteleri etkin denetime tabi tutulmalıdır.
Avşar, konuya ilişkin çözüm önerilerinin ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a şu soruları sordu:
- Mahkemelerde açılmış, sonuçlanması beklenen kaç dava vardır?
- Bu konu ile ilgili her gün yaşanan adli vaka sayısı kaçtır?
- 1 Temmuz 2024 yılına kadar uzatılması düşünülen ve yukarıda izah ettiğimiz üzere soruna kesinlikle çözüm üretmeyen bu % 25 garabeti neye göre tespit edilmiş ve ölçü olarak halkımızın önüne konulmuştur?
- Yargıya baskı kurularak kira tespit davalarındaki ilk celselerin 2024 yılına verdirildiği iddiası doğru mudur?