DEVA Partili Esen: “Eğitimden ve toplumdan kopan çocukları Daltonlar, Casper’lar havada kapıyor"

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, TBMM’de yaptığı basın toplantısında Türkiye’de çetelerin çocukları hedef alarak kurduğu yeni suç ekonomisine dikkat çekti. Esen, “Bir çocuk gözcülük yapıyorsa, o mahallede devlet yoktur. Bir çocuk ‘benim ailem çete’ diyorsa, o toplumda sosyal hizmet yoktur” dedi.

“Çetelerin Yeni Oyunu: Çocuklar”

Esen, son yıllarda çocukların suça sürüklenme oranlarının tehlikeli biçimde arttığını belirterek, “Artık karşımızda yalnızca yetişkinleri değil, daha yeni yetişen ergen çocukları kullanan, bu suç düzeninin dişlisi hâline getiren organize yapılar var” ifadelerini kullandı. “Daltonlar”, “Casperlar” gibi isimlerle gündeme gelen bu çetelerin, çocukları hem suç örgütü elemanı hem de “harcanabilir malzeme” olarak gördüğünü söyledi.

“Bu çocuklar, yoksullukla, ihmal ve istismarla büyümüş, evinde sevgi değil şiddet, okulda destek değil utanç yahut yoksulluk bulmuş çocuklardır. Onlara ilk sahip çıkan çoğu zaman çeteler oluyor” diyen Esen, devletin yitirdiği aidiyet boşluğunu çetelerin doldurduğunu belirtti.

“Eğitimden Kopan Her Çocuk Risk Altında”

TÜİK verilerine göre 2024’te suça sürüklenen çocuk sayısının 183 bini geçtiğini, bunların yüzde 60’ından fazlasının ilköğretim veya lise terk olduğunu vurgulayan Esen, “Son üç yılda 13–17 yaş grubundaki artış oranı yüzde 22. Bu, savaş şartlarında olmayan bir ülkede geleceğin kaybı demektir” dedi. Ayrıca, 2023–2024 eğitim döneminde örgün eğitim dışında kalan çocuk sayısının 855 binin üzerinde olduğuna dikkat çekerek “Bu çocukların bir kısmı sokakta, bir kısmı ise sosyal hizmet radarına dahi girmemiş durumda. Buzdağının sadece görünen kısmını konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Sosyal Medya Yeni Suç Alanı”

Esen, çeteleşmenin artık fiziksel mekânlarla sınırlı olmadığını, TikTok, Telegram ve Discord gibi platformlarda “lüks hayat”, “silah gücü”, “hızlı para” temalı içeriklerle çocukların manipüle edildiğini belirtti: “Sözde kardeşlik adı altında kurulan sanal topluluklar, çocuklara aidiyet duygusu veriyor. Eğitimden kopuş ve suça yönelim bu noktada başlıyor.”

Uyuşturucu satıcılarının da aynı boşluktan beslendiğini ifade eden Esen, 15–18 yaş grubundaki madde kullanım oranının son beş yılda iki kat arttığını aktardı.

“Devletin Görevi Yakalamak Değil, Önlemek”

Esen, devletin “yakala–rehabilite et” anlayışını aşması gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Devletin görevi çocukları suç istatistiklerinde değil, geleceğin yatırım planlarında görmek olmalıdır. Biz suç oluşmadan önce önlemeyi, yakalamadan önce korumayı konuşmak zorundayız.”

“Ulusal Çocuk İzlem Sistemi Erken Uyarı Ağı Olmalı”

Elif Esen, “Çocuk Hareketi” kapsamında geliştirilen Ulusal Çocuk İzlem Sistemi önerisini hatırlattı: “Bu sistem, çocukları suç işledikten sonra değil, suça sürüklenmeden önce fark edecek bir erken uyarı ağı olmalıdır.”

Esen, sistemin Milli Eğitim, İçişleri, Sağlık ve Aile Bakanlıklarının koordinasyonuyla yürütülmesini, her okul ve mahallede çocukla temas eden öğretmen, sosyal hizmet uzmanı ve gönüllülerin ortak dijital veri sistemi içinde çalışmasını önerdi.

“Bir çocuk aylarca devamsız kalmayacak, madde riski fark edildiğinde aile yalnız bırakılmayacak, çocuğun suça sürüklenmesi gecikmiş adaletin değil erken müdahalenin konusu olacak.”

“Her Çocuğun Kaderi, Devletin Vicdan Sınavıdır”

Basın toplantısını şu sözlerle tamamladı: “Bir çocuk ders çalışmak yerine hayatta kalmaya çalışıyorsa o ülke kalkınamaz. Bir çocuk okulda değil sokakta büyüyorsa, o ülkenin refahından söz edilemez. Biz çocuklarımızın geleceğini sokakta değil, okulda, sanatta, bilimde görmek istiyoruz.
Her çocuğun kaderi, devletin vicdan sınavıdır.”

https://drive.google.com/file/d/1WGiLEKXqHFFsLLN-6PQTgjYDMGffJ6h3/view?usp=sharing