DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, doğum şekli tartışmaları ve Türkiye’nin tarihindeki en düşük doğum oranlarının açıklanmasının ardından yayınladığı video mesajda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Evet, doğum oranları düşüyor!” diyen Esen, “Bu, bir alarm zilinin çalması demek. Ama biz bu verinin ardındaki nedenleri konuşmak yerine, buzdağının üzerindeki pengueni konuşarak oyalanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kadınlara değil, şartlara bakalım”
Toplumsal ve ekonomik nedenler konuşulmadan doğrudan kadınlara yöneltilen eleştirileri reddeden Esen, "Hemen kadınlara parmak sallanıyor: Sezaryen mi, normal mi? Elbette ideal olan, tıbbi müdahale olmadan bir doğumun gerçekleşmesidir. Ancak unutulmamalı ki sezaryen bir doğum şekli değil, bir ameliyat şeklidir" dedi.
“Kadınlar doğuramıyor çünkü geçinemiyor”
Esen, gençlerin evlenemediğini, ailelerin bir değil, tek çocukla ilgili bile ekonomik plan yapmakta zorlandığını vurgulayarak, "Kadınlar doğuramıyor çünkü geçinemiyor! Kreş yok, güvence yok, mama yok, bez yok, ücretli doğum izni kısıtlı. Bugün Türkiye’de çocuk doğurmak ve büyütmek artık bir lüks haline geldi" diye konuştu.
“Hangi çocuktan bahsediyoruz?”
Video mesajında ülkedeki çocukların karşı karşıya olduğu acı tabloya da dikkat çeken Esen, çocuk yapabilecek maddi güce sahip olan insanların ise çocuklarının başına geleceklerden korktuğunun altına çizerek şöyle devam etti:
“İktidar hâlâ çocuk yapın diyor. Hangi çocuk? Annesi çöp toplarken yanan çocuk mu? MESEM’lerde çalışırken hayatını kaybeden çocuklar mı? Tarikat yurdunda kilitlenip yanarak can veren yavrular mı? Suça sürüklenen, madde kullanımına itilen çocuklar mı? Yenidoğan ünitelerinde yeterli bakım alamayan bebeklerimiz mi?”
“Önce yaşama hakkı”
Türkiye’de çocukların ölüme, ailelerin ise yoksulluğa mahkûm edildiği bir dönemde, iktidarın doğum şekli tartışmalarına odaklanmasını eleştiren Esen, “Keşke ülkemiz o refah seviyesinde olsaydı da biz de gönül rahatlığıyla çocuk sahibi olmayı destekleyebilseydik. Biz kadınlar doğurmayı da büyütmeyi de biliriz ve isteriz. Ama devletin görevi önce çocuklara yaşama hakkı vermek, ailelerin gelirlerini artırmaktır. Doğum şeklini sonra konuşuruz” ifadelerini kullandı.