DEVA Partili Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, “Hayvanı sokağa bırakana ömür boyu bakımını karşılayacak bir ‘nafaka’ ödeme yükümlülüğü gerekli”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda Hayvan Hakları Kanunu’nda değişiklik yapılması istenen kanun teklifi üzerine konuştu. Rızvanoğlu, “22 yıllık AK Parti iktidarına 2 köpek ömrü sığıyor. İnsani yöntemlerle çözebilirdiniz; çözmediniz.” dedi.
“Önünüzde bir reçete vardı uygulamadınız”
Rızvanoğlu iktidarın süreci yönetemediğini ifade ederek “Adalet ve Kalkınma Partisi yirmi iki yıldır iktidarda. Bir köpeğin ömrü ise iyi bakılırsa yaklaşık on iki yıl yani bir AK Parti iktidarına 2 köpek ömrü sığıyor arkadaşlar. 2004 yılında Hayvanları Koruma Kanunu'nun çıkmasından beri önünüzde bir reçete vardı. Neydi bu? Yakala, aşıla, kısırlaştır ve yerine bırak. Siz sorunu reçetesine göre ilk on yılda çözmediniz. Peki, sonraki on yılda da çözmediniz lakin. Şimdi bir günde çözmeye çalışıyorsunuz hem de nasıl biliyor musunuz? Kurnazca bir yasal düzenlemeyle, belediyeleri katliam yapmaya zorlayarak ve tüm konuyu yerel yönetimlere ciro ederek yapıyorsunuz bunu. 2019 yılında sokak hayvanları için Meclis araştırması komisyonu kurulmuştu. Biraz önce Sera Vekilimiz detaylı bir şekilde anlattı, detayına girmiyorum. Orada ‘Popülasyon kontrolü ancak ülke çapında eş zamanlı kısırlaştırma seferberliğiyle çözülür.’ denilmişti ancak siz Meclisin bu kararını da uygulamadınız.” dedi.
“Kurnaz bir değişiklik”
Milletvekili Rızvanoğlu iktidarın sorunu belediyelere ciro ettiğini belirterek “Siz yirmi yıl önce kendi yazdığınız reçeteyi ve Meclisin önerilerini uygulamış olsaydınız, bugün sadece insanların evinde sahiplenilmiş hayvanlar kalmış olacaktı. Yani sokakta dolaşan evsiz, gariban, mutsuz hayvanlar olmayacaktı ama çözmediğiniz için bu sorunu şimdi sokaktaki sahipsiz köpeklerin sayısı milyonlara ulaştı. Bunların bakımı yapılamaz ve doyurulamaz hâle geldi, barınaklar yetmedi, sağlık hizmetleri de yetmedi ve vatandaşlarımız bu nedenle büyük trajediler yaşadı. Tabii ki bugün birkaç vatandaşımızı da burada dinledik, gördük. Aileleri mağdur oldu, kendileri mağdur oldu. Pek çok mahallede vatandaşımız, çocuklar sokağa çıkmaya korkuyor. Şimdi, ise çıkmış getirdiğiniz bu sözde ve son derece radikal bir çözüm olan bu yasayı yutmamızı istiyorsunuz. Radikal diyorum, kurnaz diyorum çünkü bu yasal değişikliklerle yerel yönetimleri ceza korkusuyla sokak hayvanlarını öldürmeye zorluyorsunuz. Yani yirmi iki yıl çözemediğiniz, boş verdiğiniz, oluruna bıraktığınız sorunu bir günde bir yasal düzenlemeyle halletmeye çalışacağız diyorsunuz, öyle mi yapacağız?” ifadelerinde bulundu.
“Hayvanı sokağa bırakanın ömür boyu bakımını karşılayacak bir nafaka ödeme yükümlülüğü gerekli”
Rızvanoğlu evcil hayvanını sokağa bırakanların sorumluluğu taşıması gerektiğini söyleyerek “Bu sefer de madem yirmi iki yıl çözemediniz, şimdi o zaman şunu soruyorum: Siz neden hükûmettesiniz? Ayrıca çözüm diye sunduğunuz bu önerilerin tutarlı bir tarafı da maalesef yok. Örneğin popülasyonu kontrol altına almak adı altında caydırıcı bir yönteminiz yok. Bir hayvanı sahiplenip sokağa bırakarak tek seferlik uygulanan cezalarla olmuyor bu işler arkadaşlar. O hayvanı sokağa bırakanın bu sorumluluğu ömür boyu taşıması gerekiyor. Hayvanı sokağa bırakanın ömür boyu bakımını karşılayacak bir nafaka ödeme yükümlülüğü gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de evcil hayvanını sokağa bırakanlara hayvan nafakası uygulanmalı diyoruz. 2019 yılında kurulan hayvanlara yönelik süreçlerin yönetilmesinde kullanılmak üzere bir Hayvan Hakları Fonu vardı hatırlarsınız. Bu nafaka da o fon için de kaynak olabilir diye düşünüyoruz.” dedi.
“Teklifte ‘veteriner hekim’ demekten bile imtina etmişsiniz”
Rızvanoğlu veteriner hekimlere teklifte değinilmediğini ifade ederek, “Ayrıca evcil hayvanların ticari meta olarak alınıp satılmasına da artık son verilmeli. Bakın şu an sarı sayfalara girin elinizdeki akıllı telefonlardan, emin olun, merdiven altı birçok üretici bir yöntemini buluyor ve merdiven altı ticaretini şu an biz burada bu konuşmayı yaparken bile gerçekleştiriyor. Evcil hayvanları cinslerine göre ayrıştırıp bir statü sembolü olmaktan vazgeçirmemiz gerekiyor. Sokakta binlerce hayvan var, onların sahiplendirilmesi özendirilmeli ama sizin getirdiğiniz bu yasada bununla ilgili yeterli bir açıklama da yok. Daha çarpıcı olarak Veteriner Hekimler Odası Başkanımız da burada. Veteriner hekimlerle ilgili hiçbir öneriniz yok. Teklifte ‘veteriner hekim’ demekten bile imtina etmişsiniz. Kısırlaştırılmaları, gerekli sağlık hizmetlerini kim verecek ben buradan sormak istiyorum. Bakanlık düzeyinde veya yerel yönetimlerde veteriner hekimliğe ilişkin bir teşkilatlanmaya gidilmemesi de çok büyük bir eksiklik. Bu işi bilimsel olarak çözmek yetersiz kalıyor, çözülemiyor. Zaten elinizde daha da kötüsü veri de yok. Veri olmadan bütün bunları konuşmak bile nafile.” ifadelerinde bulundu.
“Travmatik bir yirmi yıl daha kaybettirmeyi istiyorsunuz”
Rızvanoğlu bu teklifin de çözüm getirmeyeceğini belirterek, “Böyle bir teklifi Meclise sunmadan önce nerede, ne kadar sahipsiz hayvan var, bunu tespit etmeniz gerekmez miydi? Sayın Bakan çıktı ‘4 milyon kadar yaklaşık sokak hayvanı var.’ dedi. Neye göre, kime göre? Yapay zekâ diye bir şey var artık hayatımızda. Sürekli hepimiz yapay zekâdan bahsediyoruz değil mi? Hayvanlara yerli üreteceğimiz çipler takıp yapay zekâyla davranışlarını rahatça izlemek bir yöntem olamaz mıydı? Böylece nasıl bir ihtiyaç var doğrudan ona göre çözüm üretebilirdiniz. Barınak mı yapılacak? Ona göre yapardınız. Hayvan hasta mı? Ona göre tedavi ederdiniz ama bunların bir tanesini maalesef düşürmeden bu yasayı önümüze getirdiniz. Bu getirdiğiniz yasa mevcut yasadan bile çok daha büyük bir bütçe gerektiriyor. Eğer yapay zekâ destekli çift yönetimi izlenseydi, bilim izlenseydi ülkemiz ciddi bir mali yükten kurtulmuş olurdu. Meclise bu teklifi sunmadan önce bunları düşündünüz mü? Tabii ki hayır. Hatta şu an bence hiçbiriniz de okumadınız ve düşünmediniz. Biz burada hep beraber bir yirmi yıl kaybettik. Şimdi, siz bilime dayanmayan yöntemlerle ve radikal uygulamalarla travmatik bir yirmi yıl daha kaybettirmeyi istiyorsunuz. Bunu da böyle yorumluyoruz. Bu konuyu hepinizin vicdanına bırakıyorum.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.