DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Alevilik de tıpkı diğer tüm inançlar gibi, devletin ve kanunun tanımlamasına muhtaç değildir. Alevilerin ibadethane olarak gördükleri yer neresi ise orası ibadethanedir. Aleviler, Aleviliği nasıl tanımlıyorsa Alevilik odur” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içerek Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulmasına dönük Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi bugünkü (9 Kasım) Resmî Gazete’de yayımlandı.
‘En önemli talepler ayrımcılığa uğramamak ve eşit vatandaşlıktır’
Düzenlemeler yapılırken Alevilerin taleplerinin dikkate alınmadığını savunan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Oysa on yıllardır Alevi vatandaşlarımızın dile getirdiği talepler çok açık. En önemli talepler Alevi kimliğinin ayrımcılığa uğramaması ve eşit vatandaşlıktır. Talepler; zorunlu din derslerinin içeriği, kamu kurumlarına atamalarda yaşadıkları ayrımcılığın giderilmesi, Madımak Oteli’nin müze yapılması, Alevilerin tarih boyunca çektikleri acılarla yüzleşilmesi ve elbette cemevlerinin kültürel bir alan olarak değil bir ibadethane olarak kabul edilmesidir” açıklamasında bulundu.
‘Bu teklifi ‘inançlarına ve kimliklerine hakaret’ olarak niteliyorlar’
Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Bu düzenleme Alevi toplumunun talepleri dikkate alınmadan, torba kanunla seçim öncesi alelacele Meclis’e getirildi ve Alevilerin eşit vatandaşlık hakkını temin etme kapasitesine sahip değil. Bu düzenleme hükûmetin, Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını çözme konusundaki samimiyetsizliğini ortaya koyuyor. Türkiye’de Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını bilen, bu sorunların demokratik ve adil yollarla çözülmesi için yıllardır gayret gösteren neredeyse tüm sivil toplum örgütleri, bu kanun teklifine karşı seslerini yükseltiyor. Bu teklifi ‘inançlarına ve kimliklerine hakaret’ olarak niteliyorlar.”
‘Göz boyama…’
“Kanun teklifinde cemevlerinin yapım, bakım ve onarım gibi ihtiyaçlarının gerekli durumlarda belediyeler ve il özel idareleri, su ve elektrik harcamalarının ise belediyeler ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanabileceği öngörülüyor. Alevi vatandaşlarımızın taleplerini dikkate almadan, sadece göz boyamak için cemevlerine yönelik yapım, bakım ve onarım desteğiyle birlikte, elektrik ve suyun ücretsiz veya ucuza kullandırılması, iktidarın meseleye ‘hak’ değil ‘oy’ temelinde baktığını gözler önüne sermiştir.”
‘Aleviler Aleviliği nasıl tanımlıyorsa Alevilik odur’
“Alevilik de tıpkı diğer tüm inançlar gibi, devletin ve kanunun tanımlamasına muhtaç değildir. Alevilerin ibadethane olarak gördükleri yer neresi ise orası ibadethanedir. Aleviler, Aleviliği nasıl tanımlıyorsa Alevilik odur.”
‘Barış ve huzur Hacı Bektaş’ı, Yunus Emre’yi, Pir Sultan’ı anlamakla mümkün’
“Aleviler yüzyıllar boyunca öteki olarak görüldü. Maalesef bu durum Cumhuriyet’le birlikte de devam edegeldi. Alevilerin yaşadıkları acılar görmezden gelindi ve Alevi kimliği her zaman toplumsal ayrışmanın bir parçası olarak lanse edildi. Türkiye’nin tüm farklılıklarını zenginlik sayarak barış ve huzur içerisinde bir arada yaşayabilmesi; ‘İncinsen de incitme’ diyen Hacı Bektaş Veli’yi, ‘Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm’ diyen Yunus Emre’yi,' ‘Cehennem dediğin dal odun yoktur, herkes kendi ateşini götürür’ diyen Pir Sultan Abdal’ı anlayabilmekle mümkün olacak.”