“Uyuşturucuda suyun başını kurutmak lazım”
“İsrail’in aklı varsa Türkiye’ye bulaşmaz”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Genel Kurulu’nda milletvekilleri arasında yaşanan kavgaya sert tepki gösterdi. “Siyasete girmek için insanlıktan çıkmaya gerek yok” diyen Babacan, Meclis’te yumrukların değil fikirlerin çarpışması gerektiğini vurguladı.
Lider TV’de canlı yayına katılan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kavgacı milletvekillerine şöyle seslendi:
“Konuşarak, söyleyerek derdini anlatamıyorsa, ille de fiziki eylem yapması, şiddet uygulaması gerekiyorsa muhtemelen siyaset onlar için iyi bir alan değil. Kendilerine başka bir meslek seçmeleri de mümkün. Siyaset, ülkenin sorunlarını konuşarak çözme alanıdır. Fikirler yarıştırılır, yumruklar çarpıştırılmaz.”
Kavga görüntülerinin, milletin vekâletini taşıyan milletvekillerine yakışmadığını ve bu durumun özellikle ekran başındaki küçük çocukları olumsuz etkileyeceğini belirten Babacan,
“Küçücük çocuklar milletin vekillerinin birbirleriyle kavga ettiğini, yumruklaştığını görecekler. O görüntü, hayat boyu kişiliği etkiler. Evde TRT 3 ya da Meclis TV açıksa şimdi 18 yaş sınırı mı koyalım, ne yapalım?” diye sordu.
“Uyuşturucuda suyun başını kurutmak lazım”
Gündemin ilk sıralarına yerleşen ve tanınmış isimlere uzanan uyuşturucu operasyonlarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Babacan, suç işleyen herkese operasyon yapılabileceğini ancak kamuoyunun bu operasyonları “klikler savaşı” olarak görüp “Niye şimdiye kadar beklendi?” sorusunu sorabileceğini ifade etti. Babacan, dikkat edilmesi gereken noktaya işaret etti:
“Asıl burada musluğun başındakiler var, değil mi? Uyuşturucu bağımlılığı derken suyun başını kurutmak lazım. Musluğun başında kimler varsa gidip asıl oraları kapatmak lazım. Başka türlü su yukarıdan aşağıya akmaya devam ettikten sonra buna engel olamazsınız. Onu tut, bunu tut; nereye kadar? Uyuşturucu kullanan bilinen tanınan biriymiş, operasyon yap. E bilinmeyen tanınmayan nice insan krizler geçiriyor. Nice insan hastanede, nice insan kayıp.”
Kumar, sanal bahis ve uyuşturucu gibi bağımlılıkların büyük aile facialarına yol açtığını söyleyen Babacan, yaklaşık bir yıldır uyarmasına rağmen özellikle sanal kumar ve bahis konusunda gerekli adımların atılmadığını dile getirdi. Babacan, "Dijital ortamda her şey engellenebilir. Twitter’dan hakaret eden vatandaşı devlet iki saatte yakalamıyor mu? Sanal kumar, sanal bahis… Buna niye göz yumuluyor, niye engellenmiyor? Onu da bir sormak lazım” hatırlatması yaptı.
“Kendisini Türkiye için tehdit haline getirmek, İsrail için en büyük aptallık olur”
“İsrail’in Türkiye için tehdit olabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusunu yanıtlayan Babacan, İsrail’in kendisini Türkiye için tehdit hâline getirmesinin, İsrail devletinin kuruluşundan bugüne yapacağı en büyük aptallık olacağını vurguladı. Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer bu coğrafyada var olmak ve güven içinde yaşamak istiyorlarsa; bu coğrafyanın demokrasi kültürü en yerleşmiş, devlet yapısı en köklü ve hariciye geleneği olan ülkesi Türkiye’dir. Bu coğrafyanın aslında istikrar sütunu Türkiye Cumhuriyeti'dir. Geri kalan her yere bakın. Eski Osmanlı coğrafyasına bakın. Türkiye kadar köklü bir istikrarı olan, köklü bir devlet yapısı olan bir başka ülke yok bizim coğrafyada. Dolayısıyla bu coğrafyanın merkezi olan, merkez olan bir ülkeyle bırakın çatışmayı, arayı bozmaları bile büyük bir aptallık olur.”
“Akılları varsa Türkiye’ye bulaşmazlar”
İsrail’deki Netanyahu hükümetinin savaştan beslendiğini ve bu sayede ayakta kalabildiğini belirten Babacan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Şu anda İsrail'in başındaki hükümet de son derece popülist. Düştü düşecek. Savaş olmasa, seçimi kaybedecek bir hükümet. Biliyorsunuz, bundan iki yıl önce ilk Gazze'de çatışmalar başladığı günlerde, o gün bir seçim olsa Netanyahu çoktan çekip gitmişti. Netanyahu savaştan beslenen bir başbakan. Savaş ve çatışma onun siyasi zemini. Dolayısıyla ne kadar çok çatışırsa o kadar çok ömrünü uzatıyor, raf süresini uzatıyor. İlaçların üzerinde raf süresi olur ya, son kullanma tarihini uzatmaya çalışıyor. E şimdi baktı Gazze biraz sakinleşti. E İran'ın nükleer programıyla ilgili bugün acil bir konu yok. Şimdi sağa sola bakıyor kime çatsam, kiminle kavga etsem diye. Şu anda Netenyahu'nun ve hükümetinin şiddetle, acilen bir düşman ihtiyacı var.
İç siyasette konsolidasyon aracı olarak şu anda Türkiye'yi kullanıyorlar. Türkiye'nin burada stratejik sabırla hareket etmesi lazım. Stratejik sabır. Bu da bir dış politika terimidir. Oradan gelebilecek tahriklere Türkiye'nin kapılmaması lazım. Biz yüzyıllardır buralardayız. Onlar daha dün yüzyılı bile tamamlayamayan, hâlâ devlet olmayı, devlet olma çabasında olan ama terör eylemlerinden de bir türlü uzak duramayan bir devlet. Devlet ama yaptığı eylemlere bakıyorsunuz, terör eylemi yaptıkları. İnsanlık suçu işliyorlar. Savaş suçu işliyorlar. Soykırımı yapıyorlar. Bunları yapana devlet denmez, başka bir şey denir. Akılları varsa hiç Türkiye'ye bulaşmazlar. Şu andaki durumu ben geçici ve bugünkü İsrail hükümetinin kendi iç sıkışmışlığının bir sonucu olarak görüyorum.”