DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, Kocaeli Dilovası’nda 8 Kasım’da meydana gelen, 2’si çocuk 6 işçinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi sundu. Esen, “Ruhsatsız faaliyet yürüttüğü iddia edilen bir tesiste yaşanan bu felaket, yalnızca teknik bir kaza değil; idari denetim mekanizmasının, CİMER’e yapılan uyarı ve şikayetlere rağmen işletilememesinin acı sonucudur” ifadelerini kullandı.
“CİMER’e yapılan şikayetler dikkate alınmadıysa, bu bir ihmal zinciridir”
Patlama öncesinde tesise ilişkin birden fazla CİMER başvurusu yapıldığının kamuoyuna yansıdığını belirten Esen, “Vatandaşın başvuru hakkı Anayasa’nın 74. maddesiyle güvence altındadır. Eğer bu başvurulara karşılık bir inceleme ya da denetim yapılmadıysa, ortada sadece bir ihmalkârlık değil, kamu sorumluluğunun ihlali vardır” dedi.
Esen, “Kamu güvenliği; mevzuatın kâğıt üzerinde değil, sahada uygulanmasıyla sağlanır. Bu olay, bürokrasinin uyarı mekanizmasına körleşmesinin bedelini insan hayatıyla ödediğimiz bir örnektir” diye konuştu.
“İş güvenliği, devletin asli ve devredilemez bir yükümlülüğüdür”
Esen, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 2024 yılında en az 1.897, 2025’in ilk on ayında ise 1.700’ün üzerinde çalışanın iş kazalarında yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Bu tablo, Türkiye’nin önleyici denetim kültürünü henüz kurumsallaştıramadığını gösteriyor. Her fabrika, her işletme devletin gözetimi altındaki bir emanettir. Bu emanetin gereği, önceden tespit edip önlem almak; kayıplardan sonra soruşturma başlatmak değildir” değerlendirmesinde bulundu.
“Çocuk işçiliği ve kayıt dışı istihdama karşı sıfır tolerans politikası artık ertelenemez”
Soru önergesinde tesisin ruhsat, üretim izni, SGK kayıtları, çocuk işçi çalıştırma durumu ve denetim geçmişi gibi başlıklarda bilgi isteyen Esen, “CİMER başvurularının akıbeti dâhil olmak üzere tüm sürecin kamuoyuna şeffaf biçimde açıklanması gerekir. Çocuk işçiliği ve kayıt dışı istihdam konusunda sıfır tolerans ilkesi, yalnızca bir temenni değil, bir hukuk devletinin gereğidir” ifadelerini kullandı.
“Denetim ve adalet güçlenmeden, hiçbir reform kalıcı olamaz”
Esen açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Bu olay, devletin denetim gücü ile vatandaşın güven duygusu arasındaki bağın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir. Denetim eksikliği, yalnızca bir idari boşluk değil; kamu hukukunun zedelenmesidir. Her çalışanın hayatı, her vatandaşın güvenliği, devletin koruma yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğü hakkıyla yerine getirmek, vicdanın ve adaletin gereğidir.”