Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Hukuk, insan hakları, özgürlükler gibi konularda çok gerilemiş durumdayız. Nefes almaya ihtiyacımız var. Umarım bu fırsatı yakalarsınız.

10.03.2020 / 16:00

6
Omer Kara İzmir , Ekonomist

Bir insan için yaş, makam ve mansıp açısından, bir topluluk içinde adet ve çap bakımından " büyüme" bazı değer, kıymet ve faydalarla beraber riskler de getiriyor. Misal biyolojik yapıda hormon bozukluğundan kaynaklanan anormal büyümeler olur ya, aynen onun gibi "kalbi" hayata uygun olmayan büyümeler de oluyor. Kalp büyümüyor. Sır büyümüyor, hafî inkişaf etmiyor, ahfâ tanınmıyor ve Allah gereğince bilinmiyor; fakat fertlerin konumlarında bir büyüme oluyor. Dolayısıyla bu, topluma da aksediyor. Mantıkçıların ifadesiyle toplum arazdır. Arazı teşkil eden şey, fert cevherleridir. Eskilerin fert cevherleri dediklerine molekül de denilebilir. Arazın sağlam ve sağlıklı olması için " savab cüz'lerden" mürekkep olması lazımdır. Savab, düşünce, duygu, his ve harekette isabetli olan demektir. Bir toplumun faziletli olabilmesi için cüzlerinin de faziletli fertler olması icap eder. Doktorlar her sene, bir önceki senenin grip virüslerini tespit ediyor; sonra, bütün o virüslere karşı antikor üretebilecek bir aşı hazırlıyorlar. O aşıyı bir kere yapınca, bir sene gribal virüslere karşı etkili oluyor. Sonra zamanla o virüslerde, hazırlanan ilaçlara karşı bir bağışıklık oluyor veya mutasyon geçiriyorlar. Mikroorganizmalarda mutasyonlar oluyor, farklılaşıyorlar. Dolayısıyla artık ilaç tesir etmemeye başlıyor. Bu sebeple, ertesi sene grip aşısının yeni virüslerde göz önünde bulundurularak yeni bir terkiple hazırlanması gerekiyor.! Benim naçizane fikrim; Dini hassasiyeti ve devleti temsil hüviyeti olmayan, tek özelliği egemen sınıftan olmak olan insanların partinin içinde yer almasıdır.

14.03.2020 / 01:11

6
Ömer Abay Şırnak , İşletmeci

Öncelikle gülen yüzü ve umut veren mücadelesi ile sayın Genel Başkanım Ali Babacan'ı saygıyla selamlıyor, onun şahsında bu yola gönül vermiş tüm yol arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Ülkemizin mutlu insanlar ülkesi olması için azami gayretin gösterilmesi, çocuklarımıza ve bizden sonra gelecek ülke evlatlarına olan borcumuzdur. Önceliğimiz herkesin iş, aş sahibi olmasıdır. Bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlarımız gelir dağılımından eşit istifade etmeli, aidiyet duygusu içerisinde ülkesi ve milletine faydalı işler yapmalıdır. Yaratılan suni gündemler yüzünden ülkemizin zamanı ve kaynakları maalesef ziyan edilmektedir. Yoksulluk sınırının altında kalan Asgari Ücret, Üniversite kazanıp barınacak yer bulamayan üniversite öğrencileri, enflasyonun altında kalan çalışan kesimin maaşları, ürettiğinden kazanamayan bu ülkenin efendisi olması gereken köylü kardeşlerimiz, terör belası, asgari ücretin bile altında ücretler karşılığında çalışmak zorunda kalan emekçi insanlarımız, ülkemizde bulunan ve yapımıza da zarar vermeye başlayan göçmenler, işsizlik belası, toplumu kutuplaştıran ayrıştıran ve ötekileştiren siyasi söylemler ile siyaset yapma yöntemi ve buna benzer birçok sorun maalesef ülkemizin önünü tıkamakta ve lider ülke olma yolunda engeller çıkarmaktadır. Biran önce sorunlar kaynağında tespit edilmeli, doğru çözümler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Ulaşılabilen her haneye, her bireye kendimizi doğru anlatabilmeliyiz. İnsanların hayatlarına dokunmalı, halktan kopuk bir görüntü ve siyaset anlayışından uzak durulmalıdır. Birilerinin belirlediği gündem içerisinde sıkışıp kalmadan, kendimiz doğru tespitler ile gündemi belirleyebilmeliyiz. Yolumuz uzun ve meşakatli bir yoldur ancak bu yolun sonu daha demokratik, üreten emekçi insanların daha mutlu olduğu, herkesin milli gelirden pay aldığı, refah ve huzurun olduğu bir TÜRKİYE'dir. Bu uzun yolculukta bu yola gönül veren başta Genel Başkanımız Ali Babacan olmak üzere tüm yol arkadaşlarımıza selam ve saygılarımla.

09.10.2021 / 02:32

6
Murat Kemal Bilgin Diyarbakır , Yazar

Tarımsal ürünlerin fiyatlarının artmasının sebebi olarak gübre, yakıt vb gibi maliyetlerdir. Peki bu tarımsal ürünlerimiz maliyetinden fazlaya dış ülkelere satılıyormu? Yani bu kadar emekten sonra çiftçiler emeğinin karşılığını alıyormu? Nasıl opec ülkeleri varsa, yani petrol pahalıya satılıyorsa bence tarım ülkeleri birliğide oluşturulmalı. Çünkü tarımda o kadar emek var ki zorlukları herkesçe bilinir? Neden petrolu pahalıya alırken, insanın hayatinı devam ettirebilmesi için gerekli olan tarımsal ürünler bu kadar ucuza gidiyor? Dolayısıyla Hakedilen ücretlerin alınabilmesi için ülkemizde tarımsal alanlara yatırımlar yapılacağına, tarım ülkelerinin birleşerek tarıma bağımlı, ancak petrol gelirleri olan ülkelere gönüllü köleliktense tarım ürünlerinin hayati öneminden dolayı daha değerli olması için tarım ülkeleri birliği kurularak hakedilen fiyatlar belirlenerek dünyada herkesin eşit olarak pay elde edilmesi sağlanabilir. Çünkü gitgide petrol zengini ülkelere gönüllü kölelik sistemi kurulmaktadır. Dikkat edilirse birçok arap ülkesi Türkiye'ye yatırımlar yapmaktadır. Nedeni ise tarımsal ürünlerin tedariği çok ucuza ve devamlı olarak elde edebilmeleri, ancak bu tarz yatırımlardan dolayı iç piyasadaki fiyatlarında artmasına sebep olmaktadır. İhracatı olan tarım ürünlerinin fiyatları gitgide artmakta, hatta ve hatta fiyatlar uygun iken toplanan ve ihraç edilen gıda ürünlerinin tüketiminden dolayı, dışardan daha pahalıya gıda ithal etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü Türkiye'de ucuz iken toplanıp tüketilen gıda ürünleri petrol zengini ülkeler tarafından ucuza alınmıştır. Bizlerde daha pahalıya dışardan ithal etmek zorunda kalmışızdır. Bundan dolayı iç piyasadaki yıllık tüketim karşılanmadan, hiçbir gıda maddesi ihraç edilmemeli. Bizler petrolsüz yaşayabiliriz ama katıksız yaşayamayız. İleride ülkemiz daha kötü durumlara girmeden, tarım arazileri satılmadan, üretime yönelik her türlü yakıt, gübre, traktör desteğiyle çiftçi desteklenmelidir.

10.12.2021 / 23:50

6
Mesut Gök Siirt , Akademisyen

Bence ülkedeki en büyük problem eğitim. Çünkü niteliksiz ve içinin boşaltıldığı eğitim sistemine sahip toplumlarda diğer sorunlar da baş gösterecektir. Ülkemizdeki hukukun, daha doğrusu hukuksuzluğun temel sebebi de eğitim. Çünkü bilinçsiz toplumlar, eğitimsiz nesiller, bağımsız yargının önemini kavrayamamakta ve buna göre bilinçli bir şekilde siyasi seçimlerde bulunamamaktadırlar. Bu ve bunun gibi birçok sorun da eğitimsizlikten kaynaklı. O yüzden sizden isteğim, eğer iktidar olursanız eğitim sisteminde köklü ve nitelikli bir değişime gitmenizdir. Akademik kurumları özerkleştirmeniz, eğitimin gelecek siyasi iktidarlar tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda şekillenmemesi için eğitimi özgür ve özerk bir kurum haline getirmeniz. Diğer en büyük sorunlardan birisi olan ekonomiye de değinmek isterim. Bugünkü dolar kuru 16.4. Büyük bir ekonomik problemin içindeyiz. Bu ekonomik problem, beraberinde de birçok sorun getirmektedir. Enflasyon durdurulamıyor ve işsizlik en büyük sorunlardan biri olmuş durumda. Sayın Babacan'ın yapmış olduğu birçok demeci izlemiş bulunmaktayım. Daha önce de bahsetmiş olduğu yapısal reformlar burada devreye giriyor. Ekonomi bakanlığı yaptığı dönemde de bundan bahsetmiş ama maalesef sayın Erdoğan ile ters düşmüştür. Reformların yapılmamış olmasının olumsuz sonuçlarını şimdi görüyoruz. Diğer siyasi partiler ile de DEVA Partisini karşılaştırdığımda; sizde daha somut, daha gerçekçi ve daha olumlu sonuç alabilme ihtimali yüksek çözüm önerileri görüyorum. Zaten 2002-2007 yıllarında da bunu deneyimlemiş olduk. ( Her ne kadar ben görmemiş olsam da istatistiklerden faydalanabiliyorum.) Ülkenin diğer sorunlarından birisi de siyasi kutuplaşma. Zaten daha önce bundan bahsetmişti Sayın Babacan. Ayrıştırıcı değil, birleştirici politikalar uygulayacağından. Şu an hem iktidar partisinde hem de birçok muhalefet partisinde nefret dili hakim. Sizin dilinize ihtiyacımız var. Umarım bu yolda başarılı olursunuz ve bizler de daha parlak bir Türkiye görebiliriz.

19.12.2021 / 21:54

6
Fatih Özkök Bartın , Öğrenci

Ne bekliyordunuz ki ! Şapkadan tavşan mı? Çıkacak, sandınız. İktidar diyor ya hep! Birileri, düğmeye bastı. Evet, işte o düğmeye birileri basacaksın dedi. Baş iktidarda, bastı. Çünkü, çaresi yok. Vizyonda gırtlağına kadar karanlık işlere bulaşmış, bir iktidar var. Elini vermiş, kolunu alamıyor. İşin içinden çıkamıyor. Şahsıma münhasır, çevremdekilere 2021 Nisan ayında, Döviz kurları olması gereken yerde değil. Bundan, çok daha yüksek rakamlarda demiştim. Hatta, yıl sonu tahmini olarak da, doların 15 TL. olacağını ifade etmiştim. Bu tahmini, ne çok iyi bir ekonomist, ne de bir kahin olarak söyledim. Piyasa şartları, enflasyon ve Sayıştay raporlarına göre, bu tahminde bulundum. Görünen Köy Kılavuz istemez sözü, tamda bunun içindir. Maalesef, dediğimde çıktı. İnanmazsınız belki, ama tahminlerim, veriler doğrultusunda nokta atışlıdır. Şimdi bu örnekleri, vermek istemiyorum. Dövizin sert inişi ne? Anlama geliyor. Döviz yüksek seviyelerde iken, o birileri önceden dövizlerini bozdurdu. Çok büyük paraları ceplerine koydu. Bu yönüyle kazanan! Yine, o birileri oldu. Peki, piyasa bundan nasıl etkilendi? Bir kere, döviz düştü diye, her şey ucuzlayacak algısı yanlış bir beklentidir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, sınırlı sermayeleri ile yüksek fiyattan aldıkları ürünleri, düşük fiyatlara çekemezler. Yani fiyatlar yüksek kalacak. Ancak büyük işletmeler indirime gidebilir. İthalat üzerine üretim yapıp, ihracat yapan firmalar da, fiyatlarını kur farkından ötürü indiremeyecektir. Yani, sizin anlayacağınız, tüketici yönünden değişen hiçbir şey olmayacaktır. Piyasalarda ucuzlama, beklenenin çok altında kalacak. Güçlü devlet ! Ekonomi modelleri uygulanarak olunmaz. Her alanda üretim yaparak olunur. Ekonominin varlığı, üretime bağlı değil midir? Üretim varsa ekonomi var. Ekonomi modelleri ekonomi varsa uygulanır. Yoksa hava civa…

22.12.2021 / 15:31

6
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

MARKET FİYATLARINI TÜİK İN AÇIKLADIĞI ENFLASYON ORANLARINA GÖRE DENETLEYİN. VE FİYATLARI TÜİK E GÖRE BELİRLEYİN. GÖSTERMELİK DENETİMLER YAPMAYIN.

27.12.2021 / 17:08

6
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Merhaba. Parti yapılanması ile ilgili olarak; mevcut hükmet karşısın da rakip olarak durabilmekten ziyade, seçim sonrası olası iktidar döneminde oluşturacağınız yeni hükumetin ülkeyi yönetebilir kapasitede olduğunu halka kanıtlamanız dolayısıyla parti yapılanmanızda her milletten adaylarınız, özellikle milliyetçi ve karekterli tanınmış kişileri öne sürmeniz ve hatta "z kuşağı" diye adlandırdığımız gençlerin parti yönetimin de olmaları gerekmektedir diye düşünüyorum. Çünkü hem halk hemde ülkemiz mevcut hükumet ve düzenden bıkmış, yıpranmış durumda fakat ülkeyi seçim sonrası yönetebileceklerine inandıkları bir alternatif parti olmadığından adeta kaderine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Dürüst, eğitimli, karekterli ve çok iyi bir yönetici olabilirsiniz fakat şuan parti yönetimin de olsun yapılanması da olsun hükumet değiştirmiş bir ülkeyi yönetebilecek profesyonelliğin olmadığı kanaatindeyim. Öyle bir kadronuz olmalı ki her seçmen "tamam işte ülkeyi bunlar yönetebilir, bizi kurtarabilir" diyebilsinler. Hakkınız da, hakkımız da, ülkemiz adına hayırlısı olsun inşallah.

30.08.2021 / 14:11

5
Halil İbrahim Berker Bursa , Özel Sektör Çalışanı

Sayın Başkanımız,emekli aylığı bağlama oranının yüzde 70’ten yüzde 35’e düşürülmesinin en çok asgarî ücretle çalışanları mağdur ediyor. “Bugün ülkemizde emekli olan çok sayıda kişiye, asgarî ücretin altında aylık bağlanıyor.Yüksek enflasyon nedeniyle insanların asgari ücretle dahi geçinmekte zorlandığı ortamda, emekliler1500 ila 2 bin lira civarındaki aylıkla tüm ay geçinmeye çalışıyor. Bütün bu mevzuatı yenilemeniz hususunda sizden icraat bekliyoruz ve emekli aylığı bağlama hesaplama hususunda emeklilerin taleplerini kamuoyunun göndemine getirip,dikkate alınmasını ve değişikliğe gidilmesini talep ediyoruz.” Saygılarımla….

26.10.2021 / 10:59

5
Nihat Orhan İstanbul , Gazeteci

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz saatlerde Twitter'dan paylaşmış olduğu talihsiz video yüzünden geleceğe dair umutlarımın iyice tükendiği söylemek isterim. Söz konusu videoda bireylere karşı bir ayrımcılığın (özellikle de kadınlara) yapıldığını düşünmekteyim. Negatif ayrımcılık ne kadar kötü ise pozitif ayrımcılık da bir o kadar kötüdür. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıkan "Türk kadınları iş hayatına dönmek istediklerinde pozitif ayrımcılık uygulamalarından yararlanacak" sözleri, 2021 yılında kabul dahi görmeyecek olması gerekirken birçok kesim tarafından takdir edilmiştir. Videonun diğer kısımlarında bahsedilen "GEREKSİZ" ayrıcalıkların da yine vatandaşın cebindeki paradan karşılanacağı bariz ortadayken, DEVA Partisi'nin bu konudaki tutumunun nasıl olacağını çok merak ediyorum.

07.11.2021 / 23:14

5
Berke Çetin Ankara , Öğrenci