Dün tv haberlerinde söylendi. Basın ozgurlugunde türkiye 180 ülke arasında 154. Sıradaymış. Basın özgürlüğü bir ülkenin demokrasisi için önemli bir konudur. Bu sıralama turkiyeye hiç yakışmıyor. Bir alman kuruluşu turkiyeyi demokratik olmayan ülkeler arasına yazmış. Yandaş kalemler almanları eleştiriyorlar. Yahu bir halimize bakın. Hükümeti eleştirenler hemen tutuklanıyor. Demokrasinin ne olduğunu bilmeyenler için bu normal görülebilir.ama siz konusu almanya olunca demokrasi kriterleri farklı oluyor haliyle. Türkiye nin bu durumlardan acilen kurtulması lazım. Biz burada ülke menfaatine olan düşüncelerimizi yazmaya çekiniyoruz. Turkiyenin yeni bir baslangica ihtiyacı var. Bu yeni başlangıç ancak deva partisi ile mümkün olacak.
04.05.2020 / 21:24
Necati Atlı
Şanlıurfa
, Diğer
Merhaba sayın Ali Babacan ve Deva Partisi üyeleri;
Türk siyasetinde neden gençler hep alt tarafta kalıyor neden sadece gençlik kolları ya da gençlik örgütü adı verilen oluşumlarda kısıtlanıyor yani bu ülkede gençlerin yönetimde bir kelime dahi etme hakkı yok mu? Siz bu duruma ne diyorsunuz yaklaşımınız nedir? Gençlere siyasi kariyer açısından yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
25.11.2021 / 09:13
Erhan Eker
İstanbul
, Öğrenci
Türkiye, DEVA'ya ihtiyaci var inşallah Allah'ın izni ile iktidar olursunuz,
Ali BABACAN Türkiye önçesinde ekenomiyi altın dönemi yaşatmiştir. İnşallah tekrardan yaşayacağini inaniyorum.
08.04.2021 / 18:38
Yusuf İkbal Kaya
Yalova
, Öğrenci
İyi akşamlar diliyorum.Deva partisini kurulmadan önce ve kurulduğu günden beri takip ediyorum.Sayın Babacan'a ilginin bozulan ekonomi ile beraber artığını ve seçmen gözünde 'karizmatik liderler' kategorisinde de hızlıca üst noktalara tırmandığını görebiliyoruz.Ekonomik çöküşün ciddi manada toplumsal sıkıntıları da beraberinde getirdiği ortadadır.Sayın Babacan'ın katılım sağladığı tüm programları izlemeye çalıştım. Demokrasiyi temel alan, hesap veren,şeffaf,eşitliği ve özgürlükleri sonuna kadar savunan anlayışların uluslararası arenada ciddi bir karşılığının olduğunu ve bu anlayışları önemseyip hayatta geçiren devletlerin var ettikleri güven ile ekonomik sıkıntılarını yeni likidite imkanları ile çözüme kavuşturabileceklerini sayın Babacan çokça ifade etmiştir.Sıcak para girişi ile beraber yeni bir üretim anlayışlarının(Tarım(sulama projelerinin ivedilikle bitirilmesi,ürün çeşitliliği ve kalitesinin artırılması),Tarıma dayalı sanayi,katma değeri yüksek yarı mamul ve mamul üretme vb.) ekonomide toparlanma sürecini ciddi manada hızlandıracağını ve bu süre sonunda istenilen düzeylere çıkılabileceğini çok defa ifade etmiştir.Toplamak gerekirse yukarıda saydığımız sıkıntılı başlıkların çözümü ile beraber ekonominin üretimden alacağı güç ile kendiliğinden rayına gireceğini çok defa sayın Babacan'dan duyduk.Yapısal problemlerimiz olarak ifade edilen ve bunların çözümsüzlüğünden enerji alan demokrasi dışı anlayışların ülkenin altını oyduklarını yıllardır görüyoruz. İktidar olmak isteyen herkesin muhakkak suretle iktidar olmadan önce iktidarlarında çözüm bulunacağını ifade ettikleri yapısal problemler (Kürt meselesi,Ermeni meselesi ve Alevi yurttaşlarımızın problemleri)gibi sorunlara yönelik somut projelerin parti programında olmasının demokrasi ve özgürlükler açısından daha kararlılık mesajı olarak görüleceğini düşünüyorum.Unutmamak gerekir ki demokrasiyi tehdit eden,özgürlükleri boğmaya çalışan anlayışların temel geçim kaynağı yapısal problemlerin varlığını sürdürmeleridir.
21.05.2020 / 01:30
Kenan Akdeniz
İstanbul
, Mühendis
Bu görüşüm direkt olarak Ali Babacan'a veya üst düzey parti makamınadır. Az önce Cüneyt Özdemir'in canlı yayınında sizi izledim daha sonrasında da Ruhi Çenet ile yaptığınız videonuzu izledim. Sayın Ali bey kendimi tanıtayım şu anda Dokuz Eylül Üniversitesinde 5. sınıf tıp fakültesi öğrencisiyim ve İzmir Fen Lisesi mezunuyum. Az buçuk ülke gündemini ve hayatı takip etmeye ve çıkarımlar yapmaya çalışıyorum. Aslına bakarsanız biraz bilinçli tam olarak halktan biriyim. eğitim reformundan bahsediyorsunuz ve eminim ki bunun için öğretmenlerden, eğitimcilerden vs. oluşan bir ekibiniz de vardır ve çalışmalar yapıyorlardır. Fakat eğitim reformu sadece bu ekiple kesinlikle yapılmaz. Asıl olarak öğrenciyi dinlemelisiniz Ali bey. Sistemin içinde yaşayan ve bilinçli olarak yaşayan bir öğrenciden duyacaklarınız ya da alacağınız bir fikir tamamen bambaşkadır, bu fikri size bir öğretmen dahi asla veremez. Yıllardır öğrencilik hayatımı sürdürüyorum size bir örnek vermek isterim daha iyi anlatmak için. Bizim öğretmenlerimiz çok kötü Ali bey. Yıllardır öğrenciyim dolayısı ile birçok öğretmenim oldu. Öğretmenlerimizin kendi dallarını bilmesi bizim için hiçbir anlama gelmiyor; önemli olan bildiklerini bize anlatabilmesi ve bunu biz öğrencileri derste uyutmadan yapması. Bazı hocalarım var ki öğretme işini çok iyi yapıyorlar ve hiçbirimiz derste uyumuyoruz ya da sıkılmıyoruz fakat bazı hocalarımız var ki hiçbirimiz maalesef ki onlardan bir cümle öğrenmiyoruz. Öğretmen olmak için eğitim fakültesini bitirmenin yeterli olduğunu kesinlikle düşünmüyorum Ali bey. Öğretmenlerin seçilirken bir kurulun önünde gerçekten öğretebiliyor mu diye test edlmesi gerektiğini düşünüyorum. (özellikle gelecek nesiller için daha önemli olduğunu düşünüyorum)Bu sadece anlatmaya çalıştığımı daha iyi ifade edebilmek için verdiğim bir örnekti. Velhasıl bu metni partinizdeki uygulamalarda sadece bir bakış açısı olması ve size ulaşması umuduyla yazıyorum. Sizinle bir gün daha doğrudan bir şekilde konuşmak dileğiyle.
11.11.2020 / 13:54
Yiğit Can
İzmir
, Doktor
Selamlar. Ülkemizde hiçbir şekilde vatandaşımız dinlenmiyor , Vatandaşımız derdini anlatacak bir muhattap mevki bulamıyor ve devlete karşı güvenini kaybediyor. Vatandaş yapılan hiçbir şeyin perde arkasını bilmiyor. Bütün ana akım medya ellerinde olduğu için insanlara pembe bir tablo çiziyorlar ancak pembe tablolarla yaşatmaya çalıştıkları halk gerçekleri acı bir şekilde görüyor. Bugün TÜİK verileri açıkladı bu verilere bakan Ekonomi okur yazarlığı olan bir insan gerçek olmadığını anlayabilir peki bu konuda bilgisi olmayan vatandaşlarımız? Sorunumuz Ekonomiden , Şeffalıktan öte eğitimdir. Ekonomi zaten başlı başına Allah’a emanet gidiyor son 4 Yılda ülkemiz bir gerileme içerisinde. Fakirliğin tavan yaptığı bir ülke olduk. Şimdi güncel konuları bir kenera bırakıp biraz eskiyle şimdiyi mukayese edelim. 32.günü bilmem herkes hatırlar mı? 32.gün belgesellerini izlerken o günkü siyaset arenasına bakıyorum ve diyorum ki:
“ Eskilerde herşey ortak kararla alınıyormuş,insanlar fikirlerini beyan edebiliyormuş.” Evet şu an ki en büyük sıkıntı bu tek akıl olması...
Geçen gün Cumhurbaşkanımız TRT’ye çıktı. Sorular tabii ki önceden veriliyor,zorlayıcı sorular kesinlikle sorulmuyor. Ama o yayındaki can alıcı kısım TRT’nin 1998 yılındaki görüntüleri yayınlayıp dönemin iktidarını eleştirmesi. TRT bizim bildiğimiz devlet televizyonuydu “Şahsım televizyonu” değil...
Devlet ve Kurumlar millet içindir şahıs için değil.
Türkiye’miz için deva Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan önderliğinde DEVA Partisidir...
10.06.2020 / 20:10
Mustafa İsmet Gürtekin
İstanbul
, Öğrenci
Büyük Kongre'deki 28 Şubat konuşmasının bağlama noktası çok yanlıştı; insanlara AK Parti klişesi izlenimini ve sayın genel başkanın siyasal İslamcı olduğuna dair bir izlenim verdi, ''O günün ezilenleri, şimdi de başkalarını eziyor, biz asla böyle bir şey düşünmedik'' cümlesi doğru idi ancak genel başkanın kız kardeşinin durumunu anlatıp, üzerine kürsüde göz yaşı dökmesi, kongre konuşmasına öyle başlaması oldukça kötü oldu. Genel başkanı ben çok iyi anladım ancak herkes böyle anlamayacak, ''siyasal islamcı, ak parti devamı, ak parti ardılı, ak partinin yeni bir kopyası'' gibi söylemler sosyal medya da dolaşmaya başladı bile.
29.12.2020 / 22:46
Hakan Ender Sert
Gaziantep
, Öğrenci
Sayın Başkanım Ali Babacan
Lütfen bize önderlik edin ve artık milletimizin ülke gündeminde kiralık medya kalemlerinin, akedemisyenlerin , profesörlerin, bilim adamlarının sahte gündemler yaratarak ekranlara çıkıp tartışma programlarında insanların akılları ile alay etmesine son verdirin.Siz öyle yapmayın Partimiz;
Her yıl yeniden dizayn edilen eğitim sistemini tartışın...
Maalesef uygulanamayan adalet sistemini tartışın...
Ülkenin tarım politikalarını tartışın...
Sanayii yatırımları ve önceliklerini tartışın...
Sağlık hizmetlerini tartışın...
İşsizlik sorununu tartışın...
İnsanların hak ve özgürlüklerini tartışın...
Basın özgürlüğünü tartışın...
Siz ve Partimiz diğerlerinden farklı olsun,hepsi bir yana DEVA partisi bir yana.Bırakın onlar kumda oynamaya devam etsinler.Siz bizim ve ülkenin ufkunu açın.
02.06.2020 / 13:37
Murat Hacısalihoğlu
İstanbul
, İş İnsanı
Adaletin onemini anladigimiz gun cok sey degismeye baslar.
Adalet olmadiginda liyakat,fazilet,ahlaki degerlerin onemi gibi kavramlar anlamsizlasir cunku onlari ayakta tutan guc adalettir.
Yasam icin Hava,Su,Toprak neyse insanlar icin de adalet O'dur.
Fatih Sultan Mehmed Han;zamaninin en buyuk dehasi,entellektueli,lideriydi.Felesefeden,Edebiyata,Fen ilimlerinden Mitolojiye kadar kah italyanca kah yunanca olarak eserleri anadilinde okuyabilen muhtesem bir insandi.O'nu bu yonuyle taniyor olsaydik,dediklerini dikkatle inceleyip ders aliyor olsaydik su an bambaska yerlerde olabilirdik.Dusunceye gereken degeri vermiyoruz,cunku suni konulari tartismak iktidara hakim elitlerin ortak ozelligi oysa dusunceleri okusak ve uzerine dusunsek tartismamiz az uzlasmamiz daha cok olurdu!
Sultan Fatih'in dilinden dokulen su cumlelerin tartisilmasi mumkun mu sizce?“
Aklı öldürürsen ahlak da ölür.
Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.”
18.06.2020 / 00:17
Serkan Terzi
İstanbul
, Yönetici
Din ve siyaset ilişkisi konusunda düşünceleriniz nedir?
“Temel ilkelerimizi partimizin kuruluş gününde açıkladık. Dinimizin.... diye devam edıyor ve sanki vaaz verir gibi dinimiz dinimiz dinimiz... Deva partısının dini mi var? Bu benim gibi seküler ve çağdaş insanlar için gericilik ve eğer bir kurumun veya kuruluşun dini varsa bencesi sencesi bile yok; gericidir! Gerici mısınız?
11.11.2020 / 15:37
Mehmet Bulak
İstanbul
, Eğitmen