Yerel yönetimlerde ülkemizin durumu ne kadar kötü. Bu gün ülkemizde yerel yönetimlere seçilen insanlar belediye başkanları halktan kopuk, sadece mevki peşinde,milletvekilliği veya parti içinde bir yerelere gelmek için basamak olarak gördükleri koltuklar olarak bakıyorlar. Evet merkezi yönetim birincildir ancak güçlü bir yerel yönetim merkezi besler. 1994 yerel seçim sonrası Refah Partisi yerel yönetimlerinin bu gün AK Partinin iktirada gelmesindeki ilk ateştir. Bir belediye başkanı bir ilçe başkanı o ilin o ilçenin havasını, suyunu bilen kişi olmalıdır. Yerel olmalıdır. Yaşadığı yeri yöneten kişi güçlü örgütü ve projeleri ile çok daha iyi yönetir. Bu gün günümüzde yerel yönetim seçimlerde o yörenin halkı hiç tanımadığı bir adaya sırf diğer partiye oy vermesin diye oy vermektedir. Bu sayı azınsanmayacak kadar çoktur. DEVA Partisi olarak teşkilatlandığımız bu günlerde "müşterekler siyasetini" yerelde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Bir yerin müşterekleridir orayı yaşatan canlı tutan. Müşterekler siyasetinde halk bizzat kendisi iyi yönetilmek ister , yönetime gönüllü katılır. İl başkanı, ilçe başkanı , il/ilçe örgütü kendi müştereklerinden ise onlari benimser aynısı belediye başkanı içinde geçerlidir. Projeler kendiliğinden ihtiyaçyan doğar hayata geçirilir. DEVA Partimizin güçlü merkezi yönetimine güçlü ve bu minvalde yerel yönetim anlayışı getirmesini çok isterim ve bunu umut ediyorum. Herkese sağlıklı günler dilerim.
17.05.2020 / 02:38
Ersan Arsen Hubeseryan
İstanbul
, Avukat
Ali Babacan Hareketi çok kısa zamanda toplumum geniş kitlesinden kabul görmüş ve yarına dair umutlarımız olmuştur. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı sürecin anahtarı olacak sayın Babacan
enerjisi bilgisi ve tecrübesi ile emin adımlarla iktidara yürümektedir.Allah yar ve yardımcımız olsun.
17.05.2020 / 21:31
Ömer Koç
İstanbul
, Esnaf
Selamlar,
Çok çok çok kolay gelsin öncelikle :)
Programlara ya da sosyal medya paylaşımlarına ya da röportajlara baktığımda sürekli olarak gelecekle ilgili planlar duyuyoruz. Umarım hayata geçecek planlar bunlar. Ama benim merak ettiğim mevcut olanı gelecek planlarınıza nasıl dahil edeceğiniz çünkü gözükmüyor :( Mevcut olan derken hemen her sorun noktasında yanlışın birikmişleri var. yüzlerce niteliksiz özel okul ve üniversite ne olacak? Yönetmeye başladığınız gün buralarda okuyan yüz binler aileleri ne olacak? Okulların finansal stabilitesi nasıl kontrol edilecek? Devlet garantili projeler ne olacak? Ne yazık ki eğitimle, misinformation ile kendi hataları olmasa dahi dünyaya vizyon olarak entegrasyonu zorlaşmış toplum ne olacak? İstanbul'da boş bekleyen yüz binlerce konut ne olacak, hakimlik gibi çok önemli bir mevkiye yerleşmiş ne yazık ki binlerce ehil olmayan kişi, ihtiyacı karşılamayan ve ara eleman eğitimi gibi kritik bir konuyu baltalayan fazla imam hatipler kolluk kuvvetlerinin topluma eşit davranmayan kadroları ne olacak gibi gibi bir sürü birikmiş sorun.. Tüm kurumları yeniden ayağa kaldırıp yerel ve küçük ehil yönetimlere bunları bıraksanız da bu birikmişliği hayallerinizle nasıl entegre etmeyi düşünüyorsunuz?
Bir de 2010 referandumunun hsyk değişikliği ile Türkiye'ye yaptığı kötülüğü hiçbir şeyin yapmadığını düşünürüm yıllardır özellikle yargının bu sayede nasıl bir silah haline geldiğini görünce. Kişiliğini kimliğini bilmem ama o zamanın adalet bakanının adalet ile ilgili vizyonunuzu nasıl hayata geçirmesini planlıyorsunuz. Biz eskiden oturduğumuz koltuklarda karşı çıkmıştık cümlesi pek çalışmıyor. Gerçek olup olmaması konu değil ama ne gördüğümüze bakarsak kendisi hsyk yapısının değişmesi esnasında adalet bakanıydı, 3 dönem kuralı yüzünden ayrıldı şimdi adaleti yeniden yapılandırmaya aday bir önceki yapılandırmanın sonuçları bu kadar acıyken... Çok konu var ama karakter sayısı az :) bir kez daha kolay gelsin, zamanınız için teşekkürler.
18.05.2020 / 12:30
Umut Kılıç
İstanbul
, Danışman
Herkese merhaba,
Partinin kurulacağı konuşulmaya başladığı ilk günlerden beri takip ediyorum.Parti yönetiminin kimlerden oluşacağı,oluşan yönetimin deneyimleri ve vizyonu ve de en önemlisi bu ekibin Türkiye için ne kadar umut vereceği ne hayaller kurduracağı benim için önemli bir nokta idi.2002 yılında ak partinin en önemli avantajlarından biri önemli bir deneyimle ekibe sahip olması idi.Ülke insanı o dönem o deneyimi,o ekibi o umuda satın aldı.Sonrası malum burada o noktaya değinmeyeceğim.Bu gelinen süreçte ülke insanı bence önce adalet sonra eşitlik duygusunu en önemlisi de umudunu kaybetti.Gençler,kadınlar,anneler ve babalar evlatları için var olan umutlarını kaybettiler.Bu sadece ekonomik bir kayıp olmadı aslında asıl kayıp duygulardaki kayıp oldu.Ali Babacan'ın dediği gibi ekonomik kayıplar doğru ekip ve yöntemlerle kısa sürede çözülebilir.Ancak ülke insanının yaşadığı bu duygusal kırılma,geleceğe dair umutsuzluk önümüzdeki en büyük engel.Bu sebeple bizlere dayatılan kavga ve nefret dili,popülist ve hiçbir bilimsel gerçekliğe dayanmayan söylemleri halkın gündeminden çıkarmalıyız.Artık adaleti,eşitliği ve doğru ekonomiyi konuşmalıyız.Ülkeyi yönetenlerin enflasyonunu değil yaşadığımız gerçek enflasyonu,gerçek işsizliği konuşmalıyız.Az öce 140 journos youtube kanalında 'sakın kader deme' isimli videoyu seyrettim.Bence bu dönemdeki en başarılı paylaşımlardan biri olmuş.İzlenme sayıları da beni teyit ediyor.Gerçekleri yalın,anlaşılır bir biçimde güvenilir bir biçimde anlatmaya devam etmeliyiz.Kadroları doğru seçmeli,liyakati en önce bu kadrolarda sonra da ülke bazında ilk kriter haline getirmeliyiz.Önce inanmalı sonra yaşamalı sonra da ülke insanına bunu inandırmalıyız.Bu başarılabilir daha önce başarıldı günümüz dünyasında başarılmaması için hiçbir sebep olmadığını düşünüyorum.Bu benim bir siyasal hareket için ilk paylaşımımdı.Bu ülke için kafa yoran bir birey olduğum halde beni heyecanlandıran bir oluşum olmamıştı.Benim gibi milyonların olduğunu unutmayalım...
18.05.2020 / 13:30
Serkan Duman
Sakarya
, Yönetici
Kolay gelsin dileklerimle
Üniversiteler malesef liyakatsız hocalarla dolmuştur. Bu konuda amerikan sistemi kopyalanabilir. Bu sistemde ünvanlar prof, doç vs üniversiteye ait oluyor objektif kriterlerle düzenli aralıklarla bu ünvana sahip olanlar denetleniyor bu da ünvan sahiplerinin kendisini sürekli yenilemesini gerektiriyor. Malesef şu an benim görüşümce üniversiteler çürümüş durumda!! Acil olarak öğretim üyesi sisteminin değişmesi gerekiyor.
İkinci konuda üniversite sayısının artması sadece nicelik artmış nitelik malesef azalmıştır. Niteliğin artması için üniversite kontenjanlarının azalması gerekiyor hatta bazı üniversitelerin kapanması gerekiyor. Örneğin öğretmenlik fakültesi açıp gereklik fazlalıkta mezun vermenin bir anlamı yok. Teşekkürler
18.05.2020 / 22:08
Gökhan Derebeyi
İstanbul
, Akademisyen
seçilere çok az zaman kala sokaktaki seçmen siyasi partilerin seçmeni hiç sayan vekil sıralamasından şikayetçi parti başkanlarının kendine yakın isimleri başa koymaları vıcdanen doğru değil vekil seçmeni temsil edecekse sıralamada seçmen tarafından seçilmeli. Turgut özal zamanında uygulanmış bir uygulama listede vatandaş tercihini belirliyordu geliştirilebilirmi
veya ingiltere,de uygulanan dar bölge sistemi uygulanabılır. böylece lider ne derse o olur düşüncesi yerine vekiller kendilerini daha özgür ifade eder . ŞİMDİKİ SİSTEMDE HAYATINDA SEÇİLDİĞİ İLİ GÖRMEYEN VEKİLLER VAR. dilerim seçimlerde iktidar olarak çıkanlar bu konuyu enine boyuna konuşur . saygıyla
15.04.2023 / 21:40
Hacı Duran Esen
Kayseri
, Mühendis
selamaleykum sn yetkili 20 yıldır ak partiye oy vermekteyim fakat eyt konusunda kandırıldık sn özgür özel bizlere söz verdi bende sizin bu konuda kademeli prim şartının kaldırılıp eytlilerin 5 günde emekli edilimesi konusunda yeniden söz vermeniz durumunda istanbul 1. bölgeden 7 adet oy vereceğimizi taahüt ediyorum saygılarımla
20.04.2023 / 13:39
Ayhan Sarı
İstanbul
, Diğer
Merhaba, DEVA Partisi için gönül verenler. Ben ilk defa oy kullanacak genç gazeteci bir seçmen olarak DEVA'dan taviz vermemesini istediğim bazı şeyleri sunmak istiyorum. Biliyorum, ülkemiz atmosferi çok yayılımlı ve ideolojik muhafazakarlık entegreli fakat;
- Avrupa Birliğinin son yıllarda 'öcüleştirilmesine' daha fazla fırsat verilmeden birliğe girme ilkesinden vazgeçilmemesine
- Hukukun uluslararası anlaşmalardan bağımsız hareket ve ivme aldırılmamasının
- İfade özgürlüğünün, zengin kültürler barındıran Anadolu coğrafyasında otoriter tasavvuf hakim kılınmadan din, ırk, mezhep ayırt etmeksizin uygulanmasına
- Çoğunlukçu seçim sisteminin furyasına aldanıp çoğulcu yaklaşımların göz ardı edilmemesi gerektiğinin
- Oy bazlı değil ilkelerin etki gücüne bağlı kalınmasının
- Yabancı yatırımcı ve finansmanın ülkemize zenginlik katacağının anlatılmasının
- Yankı odalarının minimize edilip yozlaşmaya karşı bilinçle eğitim ve tanıtımın öncelik olmasını
- Terör tanımının kişiselliğinden uzak durulmasının ve basının hür işleyişine müdahile izin verilmemesinin
Sağlanmasını ve devletçi politikalar ile hazinenin dibi sıyırılması işleminin, "ücretsiz internet, pasaport" gibi vaatlerin bir anlam ifade etmeyeceğinin, onun yerine fırsat eşitliliği merkezli rekabet ortamı sağlaması ile ucuzluğun peşinde olunması gerektiğinin; bireyci özgür kazanımlarının ittifak bileşenlerinin tahakkümü ile vazgeçilmemesi gerektiğinin, darbe dönemlerinin kalıntıları olan otoriter arzuların tekrardan vuku etmemesine karşı direnç göstermenin meclisteki ve Cumhurbaşkanlığındaki temsilcisi olmanızı arzu ediyor, Katma değeri yüksek teknolojinin birincil öncülü olan evrensel firmalara uygulanan sansürlerin kaldırılmasını ve Avrupa'dan kopma uğruna yapılan kalitesiz uygulamaların yerine Avrupa'da hazır olanlara güç ve ortak olma gayesinin taşınmasını DEVA iktidarlığında var olmasını talep ediyor, en içten saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum.
21.04.2023 / 13:49
Emin Şanlı
İzmir
, Öğrenci
Deprem bölgesinde Dask lı konut oranı %55 civarındadır. Kanuna göre Evi yıkılan, orta ve ağır hasarlılar konut hakkı kazanamıyor. Bu konunun seçmenler için hayati olduğunu düşünüyorum.
Seçmene bu konuda mağduriyetin giderileceği sözünü veren avantaj sağlar
Saygılarımla
01.05.2023 / 17:26
Levent Kızılaslan
Malatya
, Özel Sektör Çalışanı
Konu 7 Mayıs 2023 tarihinde muhalif siyasi partiler adına Erzurum'da miting yapmak üzere bulunan temsilci Sn. Ekrem İMAMOĞLU'nun bulunduğu ortamda meydana gelen müessif olaylara ilişkindir. Herhangi bir siyasi görüş taraftarı değilim. Seçimler geldiğinde başta ülkem sonra memleketim için en iyi hizmeti vereceğine kanaat getirdiğim kişiye oyumu veririm. Yedi göbekten Erzurum-Narman'lıyım. Bu müessif olaylar bir Erzurum'lu olarak şahsımı ziyadesiyle üzmüştür. Erzurum’lu olan bir DADAŞ asla böyle bir şey yapmaz, yapmamalı! Siyasi görüşü ne olursa olsun bir Erzurum'lu misafiri baş tacı eder. Dadaşlar’ın konak sahipliğine kimse leke düşüremez. Sn. Mehmet SEKMEN beyi bu olayları kınamaya davet ettim. Sn. Ekrem İMAMOĞLU'na ve orada bulunan hemşehrilerime yapılan bu çirkin olayı şiddetle kınıyorum. Av.İbrahim ALPSOY
08.05.2023 / 13:11
İbrahim Alpsoy
Ankara
, Avukat