Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Sn. Babacan, 23 Nisan 2020 tarihinde sosyal medya üzerinden attığı mesajlar sonrasında bir kesim tarafından haksız ve dayanaksız eleştirilere maruz kalmıştır. Yaklaşık son 20 yıldır ülke siyaseti iki kutup üzerinde kurgulanmaya çalışılmıştır. Her iki kutbun seçmen grupları da zıtlık üzerinden siyaset yapmaya alışmış ve maalesef her gelişme karşısında pozisyon alırken tam karşıt noktalara yerleşmek bu kitlede refleks haline gelmiştir. Bu çabalar Babacan ve ekibini bir kalıp içine sıkıştırma stratejisidir. Önümüzdeki süreçte de bir kesim yeterince Atatürkçü, diğer kesim ise yeterince dindar/milli görüşçü olmamakla itham edeceklerdir. Alışılageldik bu kutup siyasetini kırmanın tek yolu toplumun gerçek sorunlarının üzerine eğilip, dertlere deva olacağının mesajını vermek ve halkla temas halinde olan teşkilat kurmaktan geçmektedir. Halkın gözünde Ali Babacan deyince ilk olarak canlanan ekonomi uzmanı olduğudur. Bu algının yanı sıra farklı düşüncelere saygı temelinden yola çıkan "demokrasi" ifadesi, ekonomi uzmanı olarak tanınan Babacan hareketinin potansiyel oy havuzunun çapını daha da genişletecek ve yönetim üslubundan dertli olan her vatandaşta cevap bulacaktır.

24.04.2020 / 11:12

1
Faruk Doğan Karaman , Araştırmacı

Diyanet-Baro tartışması kapsamında görüş bildirenler olmuş, olacak, olmalı. Bu konu kapsamında biraz daha devam edip bitireyim. Hemen başta söyleyeyim. DEVA’nın bu konuda kurumsal olarak suskunluğunu olumlu olarak anlamlı bulmaktayım. Gerçek nedir? Gerçeği bilenin bildirdiğidir. Gerçeği kim bilir? Önyargısız olarak bilimin önderliğinde inceleme, araştırma yapan bilir. Önyargı nedir? Doğruluğunu kontrol etmeksizin, doğru olarak kabul edilenlerin tümüdür. Önyargısızı nasıl tanırız? Kendimizin önyargısız olduğumuza kesin kanaatimiz varsa önyargısızı tanırız. Kendimizin önyargısız olduğumuza nasıl karar vereceğiz? “Benim düşüncelerimde, görüşlerimde, kararlarımda hatalar, eksikler, yanılgılar olabilir” diyebilme dirayetini, basiretini, cesaretini gösterebilirsek önyargısızlığa adım atmış oluruz. Karşı tarafı dinleyebilirsek gerçeğin 180 derece farklı olduğu iddiasını öğrenmiş oluruz. Karşı tarafı dinleyebilir miyiz? Önyargısız olduğumuzu kabul edersek karşı tarafı dinlemeye hazırız demektir. Toplumu yönetme veya toplumun kendi kendisini yönetmesine yardımcı olma isteğinde, azminde, çabasında olanlar önyargısız olarak herkesi, her kesimi dinlemek zorunda değiller midir? Öte yanda, toplumdaki herkesi, her kesimi dinleme ihtiyacı hissetmeyenler o topluma önder olmaya layık mıdırlar? Ankara Barosu’nun çıkışı ve diğer kurumların hemen Ankara Barosu ve benzer barolar için soruşturma açma teşebbüsleri nasıl neticelenecek bilemem. Temennim; genelde dinin ve hukukun, özelde İslam dininin ve Türkiye’deki hukuku temsil eden bazı grupların karşı karşıya gelmesinin engellenmesidir. Aksi takdirde insanlar arası kutuplaşmalar ivme kazanacaktır. Klasik tabir olan birlik-beraberlik söyleminin eyleme dönüşmesi ve gerçek birlik-beraberlik düşüncesinin ve eyleminin artması dileklerimle.

29.04.2020 / 10:37

1
Fethi Gönen Kocaeli , Mühendis

Merhaba değerli Deva Partisi gönüllüleri ve yazdıklarımızı okuyan tüm insanlar, öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, Ülkemizin gerçekten bir birine saygı ve sevgi besleyen yurttaşlara ihtiyacı var. Kendisi dışında her yapılan yorum ve eleştiriden, ortaya atılan fikirlerden, rahatsız olan bir toplum haline getirildik, öncelikle bu durumun kalkmasını canı gönülden istediğimi belirtmek isterim. Benim Demokrasi ve Atılım partisine katılmamın sebebi ülkemizin her gün kötüye giden ekonomik şartlarının ve daralan piyasalar içerisinde insanların daha da yoksul hale geldiğini gördüğüm ben ne yapabilirim fikriyle ilk defa bir partiye daha doğrusu Deva Partisine üye oldum. Tek merkezden tüm birimlere yapılan atamaların ve hiçbir istişare yapılmadan sadece bir kesimi ilgilendiren kararların alınması beni derinden yaralamıştır bu sebeple Sayın Genel başkanımız Ali Babacan'ın her konuda istişare vurgusu beni çok etkilemiştir ve ekonomide toplumun tüm kesimlerinin kabul ettiği bir başarıya sahip Sayın Ali Babacan'ın Ülkemizi ekonomik anlamda ve toplumun refahı yönünde çok iyi yerlere getireceğine canı gönülden inanıyorum, Partimizin bana vereceği görev ne olursa olsun toplumun refahı için çok çalışacağım. Serbest kürsü olması münasabeti ile bizlere yazma fırsatı veren tüm Deva Partisi kurucu üyelerine teşekkür eder hepinize saygı ve selamlarımı sunarım teşekkürler.

05.05.2020 / 23:07

1
İbrahim Halil Gökalp İstanbul , Muhasebeci

Tüm gençlerin ümidi olan bir siyasi parti doğdu yıllar sonra Türkiye'de genç bir lider ve ilk gününden itibaren özellikle ülkenin gençlerine umut olan bir siyasi oluşum bu ülke için çok iyi bir atılım yaşandı. Şimdi sıranın bizlerde olduğunu düşünüyorum bu ülkenin gençlerinde gerçek demokrasi için mücadele vakti geldiğine inanıyorum.

06.05.2020 / 00:20

1
Murat Gülnaz Ankara , Teknik Eleman

Merhaba öncelikle tüm vatan sevdalılarına selamlarımı iletmek isterim . Malum ülkemizde salgın bir hastalık baş gösterdi ve bu durum tüm dünyada olduğu gibi bizdede çok büyük etkiler yarattı. Sağlık bakanımızın durumunu biraz kendime benzetiyorum . Lise yıllarımda sınavdan bir gün önce sabahlara kadar ders çalışıp , kan çanağı gözlerle sınava girip geçer not alamamak .Bildiğim kadarı ile Covid-19 komşu ülkelerimizde görüldüğünde sadece Ankara’da tek merkezli test yapılıyordu . O zamanlar Türkiye geneli test yapabilmek için bir çalışmamız olsaydı belkide sınavı daha iyi bir not ile geçmemiz mümkün olabilirdi. Tabi sayın bakanımızdan yinede allah razı olsun . Şu anda açıklanan verilere bakıldığında hiçte fena gitmiyoruz. Özellikle sokağa cıkma yasağının ilerlemenin durmasında büyük bir rolü olduğuna inanmaktayım. Fakat o konudada geç kaldığımızı düşünüyorum. Sağlık bakanımızın her açıklamasında bu sefer ilan edilecek diye beklerken , iç işleri bakanımızın akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla ülkece büyük bir şoka girdik ve herkesin dilinde aynı şey böyle sokağa çıkma yasağımı olur ? Neyseki iç işleri bakanımız istifa etti ama kabul görülmedi akabinde sosyal medyada suçlu marketlere giden halk oldu ve bu konu kapandı. Kısacası deneme yanılma yöntemi ile sistemi kurduk .Acaba biz neyi bekledik ? Madem bu sokağa çıkma yasakları uygulanacaktı neden en başında yapmadık ? Bunları sormadan edemiyorum. En başında 20 gün sokağa çıkma yasağı verip bayramlarda 10 gün yerine 4 er gün tatil yapsaydık ,hafta sonları mesai yapsaydık daha faydalı olmazmıydı ? Neyseki olan oldu açıklanan veriler doğru ise yakın zamanda sağlığımıza kavuşacağız inşallah. Şimdi asıl sınava geçiyoruz . Bundan sonra ne olacak ? Aylardır kapalı olan esnaf kendini toplayabilecek mi ? Bu esnaflar kiralarını ödeyebilecek mi ? Bu esnafların yanında çalışan insanlar bu süreçte çektiği kredileri ödeyebilecekler mi ? Yaşayıp göreceğiz. Her derdin bir DEVA sı vardır. Allah Türk milletini korusun .

06.05.2020 / 04:51

1
Yonus Emre Karaoğlu Ankara , Esnaf

öneriler PArti programınızı okudum ve bana göre faydalı işlerin yapılasmının istendiği ve problemlerin çözümü yönünde etkin politikaların oluşturulmak istendiği bir yapı kurulmasının hedflendiğini gördüm. Ekonomi ve kurumları ile ilgili Ali Babacan Byefendinin bugüne kadar yaptıkalrını her zaman takdir etmiş ve bu konuda Türkiye'nin kurtuluşunun mimarı olacağına dair en ufakbir şüphem yoktur. Ve bu konuda benim söyleyecek veya öneride bulunmahadsizliği yapmam olası bile değildir, Ancak , özellikle toplumsal konularda programınızın genel ifadelerle ve farkınızı ortaya koyabilecek spesifik konularda radikal ve problemler ortaya çıktıktan sonra nasıl çözümleriz değil, bu problemlerin ortaya çıkmasını tamamen ortadan kaldıracak ve daha hükümete bile gelmeden dar bölgede çözülmesi konusunda naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. 1- Adalet için ; çağdışı bir uygulama olan karakolların boşaltılması ve kaldırılması , bunun içinde ; a) hakimlerin tek seferde karar vermesini sağlayabilecek bir yapının kurulması , b) suç unsurlarının bitirilmesi, , c) bunun için insnaların suç işlemesine sebep olacak ortamın oluşturulması, ç) suç işleyen biri bu suçu işlemek istediği için işler , suç işleme isteğini , yalan söyleme isteğini aklına bile getirmemesi için aklının ve bedeninin boş kalmaması yeterlidir. d) Bunun içinde en küçük yerel yönetimlerin kontrolünde bulunan bir yapısal reforma ihtiyaç vardır. e) Bu konuda mahalle bazında herkesin üretime katkı sağlayacak ve başka bir boş vakti olmayacağı bir yapının kurulması, f) bu konuda adalet sisteminin en küçük yerel yötetimlerin kontolünde sağlanması ve bu konuda yetkinliğin oluşturulması, g) bunun içinde gerekli aşamaların ayrıntılı olduğu bir planlamanın yapılması için karar verilmesi

06.05.2020 / 10:41

1
Teoman İnal Antalya , Yönetici

Merhabalar gönüldaşlar, 2018 yılının sonu 2019 yılı tamamında insanlar ile sohbetlerimde mevcut iktidarın ekonomi paketleri , yargı ve eğitim reformları pekte halka istediğini vermemiş hatta bazı iktidar seçmenini bile parti arayışına soktuğunu görmüştüm. zaten bunun doğal sonucunu da yerel seçimler de hep birlikte gördük. Deva partisi 9 martta kurulması ile ben dahil bir çok seçmenin dikkatini çeken bir hareket oldu, sayın başkanlarımızın da belirtiği gibi 60.000 üye başvurusu yapıldı. Birçok sanal ortam da anketler paylaşılıyor ve beklenildiği gibi olmayacağı vurgusu yapılıyor ama neden sanırım işin aslı tamda beklenildiği gibi olması lakin oranlar çarpıtılıyor bir nevi algı operasyonu da diyebiliriz. İnsanlar ile sohbetlerime geri dönecek olursak evet güzel ama ne yapacaklar diğerlerinden farkları ne olacak diye geri dönüşler alıyorum. yani insanlar bizden ciddi anlamda bir beklenti içinde ama temkinliler. Hazır halktan böyle güzel enerji alıyorken siyaset günün bir parçası diyerek iletişim kurduğumuz tüm insanlar ile parti tüzüğümüzden bahsetmeliyiz göreceksiniz beklediğinizden çok fazla olumlu sonuçlar alacaksınız. Saygılarımla,

06.05.2020 / 11:41

1
Ufuk Koç Ankara , Muhasebeci

Meslek Odalarının #temel sorunu olan “Hukuk çiğnenerek Adil, Demokratik #Delegasyon oluşturulmayarak Genel Merkez seçimlerinin kazanılması” oluşu, Bu konularda da görevli ve sorumlu olan #Milletvekillerinin sorunu olmuş olsaydı bu günlere gelmezdik bana göre. -Ne haddin aşıldığı konu olurdu, -Ne haddini aşan Oda Yönetimi olurdu, -Ne had bildirmek zorunda kalan olurdu, -Ne de had bildirmek zorunda kaldığıyla ilgili dikkat çektiği konuyla, belkide haksız ithama maruz kalan olurdu. Bugünlerde, geçmişte yaşanan tartışmaların bir benzeri tartışmaları yaşıyor olmaktan derin üzüntü duyuyorum Memleketim adına.

06.05.2020 / 13:34

1
Sinan Türk Tokat , Mimar

Sayın parti yetkilileri iyi çalışmalar. Bir kaç düşüncemi platformda paylaşmak isterim. 1. Siyasetin birinci ilkesi çokluğu ve varlığı görmek olmalıdır.Siyaset bu çoğunluğu en adil şekilde yönetmelidir. Toplumu yaşam içinde yönlendirecek ilkeleri oluşturup buna herkesi katmayı başarabilen bir yapıya sahip olması çok önemlidir. Dolaysıyla şucu bucu demeden en aykırı düşünceleri absorbe etmeli yani bizim bildiğimiz evrensel demokrat tavır içinde olmalıdır. 2. Siyaset asla gücü el aldığında şu ilkelere göre hareket etmemeli. Yani benim gibi olsun, benim olsun, benim dediğim olsun dememeli. Zaten kalıcı siyasetin devamı zıt fikirlere ayrıcalık tanıması bunların ortak yaşamın bir değeri olduğunu anlaması ve yönetmesiyle olur. 3. Siyaset insani egoya kurban edilmemeli. Şunu unutmamak gerekir. Siyasette en önemli unsurlardan birisi güç ilişkisidir. Doğada eşitlik yoktur. Eşitlik sosyal bir kavramdır. Bu nedenle siyasetin eşitsiz olan doğal ortamda, ortak eşitler de herkesi buluşturmalı. 4.Bazen olanlar hoşumuza gitmese de hoşgörüyü göstermeliyiz. Şunu hatırlıyorum Sayın Cumhurbaşkanımız ilk belediye başkanı olduğunda televizyonlardaki yorumları hatırlıyorum asla kazanacak gözüyle bakılmadı ama Türkiye 1946 dan bu yana devam eden bir çok partili siyasi hayata sahip.Meclisin açılışının 100.yılı kutlandı. Köklü bir siyaset geleneğimiz var . Ama bu kadar zorlu yıllardan ve çekilen çilelerden sonra yerelde halen güçsüz durumdayız. Kesinlikle yerelin güçlendirilmesi belediyelerin hangi parti tarafından kazanılmış olsa da siyasi taraftarlık düşünülmeden desteklenmesi çok önemlidir. Yerelin halka ulaşması daha çabuk, çözüm bulması,merkezi idareye göre daha çabuk aksiyon alabilmesi gerçekten önemsenmelidir. Yani ilk belediyeler kazanıldığında Refahlı belediyecilikle buluşulduğunda müthiş olumlu gelişmeler yaşandı. Ancak bu gün geldiğimiz noktada belediyelere bakış açımıza bakıldığında hele bu zor günlerde anlayışın sadece birazcık yer değiştirdiğini görüyoruz.seçim halkın.

06.05.2020 / 15:03

1
Turgay Aytaş İstanbul , Üst Düzey Yönetici

Deva partisi olarak zaten yapacağınız en güzel şeyi ilk baştan yaptınız,ne güzel bir olay serbest kürsü insanlar fikirlerini düşüncelerini,paylaşabiliyor, önemseniyoruz, benim önerilerim arasında ,deva olarak özellikle parti başkanımız ve ekibi Ali abi diyorum ben ,devamlı insanlarla görüşsün, insanları arasın, bir sekilde ulaşın hâl hatır sorun ülkemizde neler olup bitiyor birde vatandaşın dilinden dinleyin her insanın böyle bizim gibi sosyal alanlara erişebilme imkanı yok,neler istiyorlar ne düşünüyorlar,nasıl olursa iyi olur , fikirlerini almak gerekiyor,siyaset, bir çıkar, pirestij,menfaat, pirim kazanma platformu yeri olmadığını tüm insanlarımıza anlatmak gerekiyor devlet ülke,kimsenin özel şahsi alanı değil bu devlet hepimizin tüm nefes alan her bir canlının,hayvanatın, nebatatın,insanlar o kadar sıkıldıki artık gülmeyi unuttu,huzuru unuttu,her işin bir tüccarı olur,din tüccarları gibi v.b , bu siyasetinde tüccarları var ,korku satıyorlar, kaos satıyorlar,panik satıyorlar,Bu güzel cennet vatanın artık yatmaya ihtiyacı yok,oyalanmaya ihtiyacı yok, çok acil bir şekilde hareket lazım hemde çok acil,bu insanları kimse yatıramaz çok konu var fakat önemli konuları aktarıyoruz, şu yasak bu yasak yasaklar ülkesi olduk insanların sigarasına ,çayına kafesine ,ne içeceğine,ne yiyeceğine,dinine , düşüncesine,her şeyine karışılıyor bu siyasetin işimi.? Güzel bir örnek vereceğim Peygamberimiz (s.a.v)ve peygamberler Allah (c.c )dinini anlatıyor ,zorlamadan tatlı dille alçakgönüllükle, mütevazilikle,isteyen hidayete eriyor, istemeyen kendi yolunu çiziyor, peygamberler ,yaşayarak tebliğ vazifesini yapıyor,insanlara, !!! insanlar da fikirlerini düşüncelerini doğru bildiklerini, yanlışları anlatacak eleştirecek saygı çerçevesinde,benim gibi yaşasın benim gibi düşünsün,benim gibi yesin,içsin böyle bir zorlama, baskı olamaz hiç bir konuda insanları zorlayamazsın,kurallar dahilinde insanlar yaşar,bu dünyada zaten çok yanlışlar var yanlışları saymaya kalksak ne zaman yeter ne süre .

06.05.2020 / 17:22

1
Fuat Koçak Ankara , Serbest Meslek