Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Avukatlar gücünü herhangi bir kişiden ve kurumdan değil hukuktan almaktadır. Bugün Ankara' ya yürüyen baro başkanlarımıza fiziki müdahalede bulunulmuş ve adaletin, savunmanın en önemli organı olan Avukatlara yapılan müdahale tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Avukatlardan bu denli korkulduğu bir dönemde görülmektedir ki ortada bir adaletsizlik, haksızlık söz konusudur. Çünkü avukat adaletsizlik varsa haksızlık varsa hakkı teslim etmek için elinden gelen tüm çabayı gösterendir. Avukatlardan korkulmadığı, adaletin olduğu, haklıya hakkının teslim edileceği bir dönem olması için DEVA Partisine üye oldum. Yargının köleleştirilmeyeceği herkesin düşüncelerini özgürce paylaşacağı mesleğini layıkı ile yapan avukatların artık rahat uyuyacağı bir dönemin gelmesi için DEVA Partisine üye oldum. Kadınların ötekileştirilmeyeceği, ölmeyeceği, tecavüze uğradığında suçlanmayacağı, giydiği kıyafetlerin değil düşüncesinin, donanımının yaşam görüşünün önemli olacağı bir dönem için. Sesimizi duyurmak için hazırlanan bu platforma ilk yazışımdır. Bundan sonra sürekli olarak yazmayı düşünüyorum. Çünkü susmazsak ve yapılan haksızlıkları yaşanan adaletsizlikleri konuşursak gerçeğin ne olduğu ortaya çıkacaktır. Bir avukat olarak biliyorum ki en önemlisi adalettir. Adaletin sağlandığı bir düzenin gelmesi için ben elimden gelen çabayı sarf etmeye hazırım. Deva Partisinin de bunun için gereken çabayı sarf edeceğine fazlasını yapacağına inancım tam. Hep birlikte başaracağız. Yarına umut dolu bir gelecek emanet edeceğiz. Arb. Av. Nezaket Sırım

22.06.2020 / 13:05

31
Nezaket Sırım Ankara , Avukat

Ben bir lise öğrencisiyim.Ve açıkçası ülkemizin bu haline üzülüyorum.2011 yılında 2023 hedefleri kapsamında Türkiye ekonomisinin 2 trilyon dolar'ı aşacağı hedeflenmişti. Ama bırakın bu hedefe yaklaşmayı olduğumuz yerde bile duramıyoruz.Ülkemiz ekonomide,hukukta,adalette,bilimde gün geçtikçe daha da kötüleşiyor.Ben yurt dışında Türkiye dendiğinde akla ekonomisi gelişmiş bir demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti gelmesini istiyorum.Ama maalesef canım ülkem Türkiye denince akla ekonomisi küçülen,hukukun çiğnendiği,adaletin olmadığı otokratik bir ülke geliyor.Kısacası ben ülkemin İngiltere gibi olmasını istiyorum.Ama ülkemiz gittikçe Rusya'ya benziyor.Ben dünyada sözü geçen,ekonomisi gelişmiş,hukukun olduğu,demokrasinin olduğu,güvenli ve seküler bir Türkiye istiyorum.Ve Sayın Babacan benim sizden isteğim eğer bir gün iktidara gelirseniz yozlaşmamanız ve bozulmamanız.Her iktidar ekonomimiz gelişecek,demokrasi gelişecek diye geliyor ama sözünü tutan pek az.Sizin böyle olmamanızı iktidara geldiğinizde halktan kopmamanızı,söylediklerinizi unutmamanızı istiyorum.Ve açıkçası dini devlet işinden uzak tutmanızı istiyorum.Din ve devlet işleri birbirine karışınca ne olduğunu hepimiz gördük.Din siyasete bulaşmaması gereken temiz bir duygudur.Bunu asla unutmayın.Her zaman aklı ve bilimi kendinize rehber edinin.İlber Ortaylı,Celal Şengör gibi değerli bilim insanlarından tavsiyeler alın.Ülkemizi akıl ve bilimle yönetin.Fabrikalar açın.Üniveristeleri güçlendirin.Ve üniversitelere gereken bütçeyi ayırın.Her şehre üniversite açmak ahmaklıktır.Herkes üniversiteye girmek zorunda değildir.Bireyler liseden mezun olduklarında entelektüel olarak gelişmiş olmalıdır.Bugün Türkiye'de eğitim sistemi tek kelime ile berbat.Umarım bunları düzeltirsiniz.Eğitim her derdin devasıdır. Yazımı şu sözle bitirmek istiyorum."Ne mutlu Türk'üm diyene."

10.06.2021 / 23:09

31
Mert Tekbıyık Amasya , Öğrenci

Türkiye davamız Parti devamız Bende davamız için bir devalıyım.

26.12.2021 / 18:11

31
Serkan Balgu Ankara , Esnaf

"Bir damla bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder"(Andrey Tarkovski) "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine"(Nazım Hikmet Ran) "kesin mat yok / iyi oyun vardır sadece"(İlhami Çiçek) Durum tespiti; 1- %51'le Yürütme (Hükümet) organı tek kişi sandıkta belirleniyor, 2- Her yıl 400.000 ölüm, 1.200.000 doğum oluyor, 3- Gençlerin çoğu kararsız, yaşlı seçmen statükocu, 4- Gazete ve TV'lerin tercihlere etkisi hızla azalırken, sosyal medyanın etkisi hızla artıyor, 5- Ekonominin gidişatı sebebiyle, Post Truth ve popülizm etkisi azalacak gibi görünüyor. Ne Yapmalı; Bir derede iki kez yıkanılmaz, 1950-1983-2002 tekrar edilmeyecek sanırım. Rüzgarda hareket hedefe taş atarken, hem hedefin hareketini hem de rüzgarı iyi hesaplamak lazım. Parlamenter siyaset kültürü kavramları devre dışı. Eski paradigmanın kavramlarıyla, ne yeni gerçekler kavranabilir ne de yeni toplumun dili yakalanabilir. Bağıran birini, daha iyi bağıran birinin yenebileceğini düşünmüyorum. Sakin ve kendinden emin duruş (Ali Babacan duruşu) büyük avantaj olacak, gürültü günlerinde. Üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok. Neden? Çünkü; iletişim kuramayacağımız, ortak payda oluşturamayacağımız, çözümün parçası yapamayacağımız kimse yok. Toplumu yatay okumak şart. İşsizlik sorunu; iç anadolunun, kürtlerin, alevilerin, dindarların, sekülerlerin, işçilerin sorunu değil, bütün yurttaşların sorunu. Toplumun tamamının mutabık kaldığı sorunları boş kağıda yazsak, nelerse o. İşi olanı işsizlik rahatsız etmiyor mu? Mahkemelere yolu düşmeyeni, adalet seviyesi endişelendirmiyor mu? Sonuç odaklı düşünmek ve hareket etmek bizi yozlaştırabilir. "Ne pahasına olursa olsun" değil, "Türkiye toplumuna zarar vereceksek başarılı olmayalım, ilkelerimiz ve taahhütlerimiz çerçevesinde yürüyelim, sonuçtan sorumlu değiliz, yürüyüşten sorulacağız" demeliyiz. Şahsen ben öyle yapıyorum. DEVA Partisini, ilkelerini, hedefini, üslubunu destekliyorum, safımı belli ediyorum. Kayda geçsin.

04.05.2020 / 23:50

31
Özkan Basat Kayseri , Danışman

Merhabalar TUİK anketlere katılmadığım gerekçesiyle şahsıma 2004 TL para cezası kesmeye çalıştı. Bu kuruluşun açıkladığı veriler gerçeği yansıtmadığı gibi halihazırda TUİK'de çalışan 3851 personelde dolayısıyla havadan para almaktadır. Düzgün çalışmayan bir kuruluşun ödeneği de bir israftır, kamu kaynaklarının heba edilmesidir. Açıklamalarınızda, değerlendirmelerinizde bu konuya da değinirseniz memnun olurum. Ayrıca sizin ve partinizin ülkeyi yönetecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim.

21.11.2020 / 22:27

30
Mehmet Koray Erzincan , Kamu Çalışanı

O kadar İnsan var. Çıkıp da biri, Kürsüde boş boş konuşan bu adama, İktisat diye bir Sosyal Bilim Dalı var diyemiyor. Nedir İktisat? İktisat, üretim, tüketim ve dağıtım gibi ekonomik konuları inceleyen, sosyal bilim dalıdır.  Bazı kitaplarda kıtlık Kanunu olarak da adlandırılır. Sınırsız insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla karşılanması İktisadi veriler ile olur. İktisat Bilminde,  İnsan ihtiyaçlarının sınırsız, buna karşılık kaynakların kıt, yani sınırlı olduğu kabul edilmektedir. Bu Beyefendi ise; sınırlı Kaynakları, İTİBAR’dan tasarruf olmaz diyerek, sınırsızca harcamış, Devleti el açar duruma getirmiştir. İktisat Bilimini yerle bir etmiştir. Faiz Sebep, Enflasyon sonuç diye, uydurma saçma sapan bir cümleyi, Maalesef zayıf ve eğitimsiz iradelere kabul ettirmiştir. Ekonomide derin yaralar açmıştır. Bu nedenledir ki, yaptım dediği ne kadar paket program varsa çökmüştür. Emekli Maaşlarına verilen zammı Enflasyonist etki diye, konuşan şom ağızlar, Kamuda Harcanan lüks israfları, görmezden gelmiştir. Bunları kalem kalem saysak, eminim ansiklopedi haline gelir. Mesela Sarayın Günlük Masrafı, Yine Koruma Ordusuna verilen Maaşlar, Bürokratların birden çok maaşları. Ve saçma sapan Kur Korumalı Mevduat Hesaplarına ödenen paralar, Maliyetinin 10 katına yapılan Yollar, Köprüler, Hastahaneler, Gereksiz Seyahatler, Son Model Lüks Makam Araçları, Saymakla bitmez. Bunlara harcanan paralar, Enflasyonist etki yapmıyor. Emekli Maaşlarının ya da İkramiyelerinin Enflasyonist etkisinden kasıt, Üretim olmadığı için, Tüketim arttığı için, Karşılıksız PARA BASMA olayıdır. Bunlara göre Enflosyonu tetikleyen tek kalem Maaş artışları! başka kalem yok. Üretimi nasıl yok ettiklerini görün. Beceriksiz Yönetimin, birde uyduruk öngörüleri var ! Neymiş efendim. Hedeflenen Enflasyona göre, Maaş artışları yapılmalıymış. Yani öngördükleri Enflasyona göre, Ama ne Hikmettir ki ön gördükleri hiç bir şey tutmamıştır.

12.10.2023 / 09:11

30
Ahmet Hafızoğulları İstanbul , Bankacı

Merhabalar; asgari ücret artışının görüşüldüğü ve tartışıldığı şu günlerde mevcut asgari ücret sisteminin yanlış olduğunu düşünüyorum. Malumunuz üzere ülkemizin her yerinde yaşam şartları aynı değil ve tüm Türkiye'de geçerli tek tip asgari ücret uygulamasını doğru bulmuyorum. Asgari ücretin istişareler sonucunda devlet tarafından, tıpkı Amerika'da olduğu gibi, bölgesel olarak xxx TL/saat kavramı üzerinden belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

14.12.2023 / 10:59

30
İsmail Oğuzcan Alakent İstanbul , Mühendis

Anayasanın ilk 4 maddesi: 1. Türkiye devleti bir Cumhuriyettir 2. Türkiye Cumhuriyeti....demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. 3. Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "İstiklal Marşı'dır" 4. Yukarıdaki üç madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Sayın genel başkan zamanı geldiğinde Anayasanın ilk 4 maddesini de tartışabiliriz derken neyi kast ediyorsunuz. Cumhuriyeti mi, demokrasiyi mi, laikliği mi, dili mi, İstiklal Marşı'nı mı yoksa bayrağın şeklini mi tartışmaya açacaksınız? Parti olarak gizli bir gündeminiz var da yoksa bizler mi bilmiyoruz. DEVA partisinin kuruluşu aşamasında ülkem adına büyük heyecan duyduğumu ve ülkemin sorunlarına bir çare/deva olabileceğinizi düşünmüştüm. Ancak Anayasa konusundaki en son açıklamalarınızın büyük bir endişe ve hayal kırıklığı yarattığını belirtmek isterim.

13.02.2021 / 13:58

30
Ahmet Alp Kahramanmaraş , Akademisyen

Parti içinde sadece maddi durumu iyi olanlardan (Ticaret yapan zengin insanlar) yönetici olması eşitlik açısından sıkıntılı olduğu gibi, Güvenide azaltır diye düşünüyorum. Ayrıca temsiliyet noktasında da, Sosyo ekonomik açıdan hayatın gerçeklerini birebir yaşayan kişilerinde yönetici olarak bulunması, olması yada yöneticilerin toplantılarında sonuca etki eden karar almada rol oynaması partiyi daha inandırıcı ve daha güçlü bir siyasi yapar diye düşünüyorum.

20.11.2021 / 09:10

30
Kadir Görünmek İstanbul , Yönetici

İlk olarak Sayın Babacan'dan oldukça umutlu bir gencim. Ülkemizde müthiş,muazzam bir fanatizm yaratıldı. Gençliğin en önemli ve ilk kuralı bu fanatizmi yani kutuplaşma karşı mücadele etmeli.Ailesinden başlayarak,bulunduğu mahalleden tutunda yaşadığı şehire kadar, herkese ulaşmalı. Bunu yaparkende yine gençlik örgütlenmesi ile organizsyon içinde bulunmalı. Bu aşılmanın en önemli ayağı gençliktir. Ülkemizdeki eşi benzeri görülmemiş Partili Cumhurbaşkanlığı yönetimi,mevcut olan krizi sadece siyasi değil,ekonomik,sosyolojik,ekoloji gibi alanlarda yerle yeksan etmiştir. Yüksek enflasyon,dış boçlanma,yüksek işsizlik,açlık sınırı altında asgari ücret vb. her alanda gerilemiş bulunmaktayız. Gençler yıllarca okuyup atanmayı beklerken liyakat yerine; partizanlık/sadakat anlayışından ötürü atanamayan üniversite mezunları,çareyi ya yurtdışında yada açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Görüyoruz "1200 TL" ile çalışan ücretli öğretmenlik var... Sadece "1200" TL..! Buna artık dur demeliyiz. Her kapıyı çalmayılız,her alanda,köylerde,şehirlerde,kıraathanelerde,fabrikalarda her yerde gençliğimiz ile organize olmalı halkımıza mutlaka ulaşmalıyız. Siyaset cesaret ister. Gençlik olarak cesaretli olmalı,korkmamalı ve özgürce haykırmalıyız. Eğer bir muhalefet tahlili yapacak isek;İktidarın 18 yıl yönetimde kalması ise Türkiye'nin "çok yetersiz muhalafet" sonucunu elde edebiliriz. Yetersiz muhalefet,toplumsal kutuplaşma,ifade özgürlüğüne yasaklar beraberinde ülkemizi çok ağır sonuçlara tabii tuttu. Bunu hep beraber başabiliriz. Gençlikle başarabiliriz. Son olarak il ve ilçe teşkilatlarınızda başarılar dilerim. Bir genç olarak sizden çok umutluysam,halkta sizden çok umutludur. Teşekkürler Sayın ALİ BABACAN..

31.05.2020 / 23:13

30
Mehmet Seyri Ekinci Diyarbakır , İç Mimar