Milli Görev ; saltanata , israfa , akraba siyasetine , din istismarına , yolsuzluğun tavan yaptığı yağma düzenine oy vermek değil bilakis karşı olmayı gerektirir .
Saltanat ve güç tutkunu sapık güruh ve onların kemik
yalattıkları menfeatperest şahsiyetsiz ortakları şunu iyi bilmelidirler ki , bu ülkede satın alınamayacak şahsiyetli insanlar da var ve genç jenerasyon her gün biraz daha batmakta olan istismarcı saltanat sapıklarını tarihin çöplüğüne bir daha hortlamayacak şekilde gömecektir.
17.11.2020 / 20:16
Ömer Demirci
İstanbul
, Mühendis
CUMHURBAŞKANLIĞI YÜKSEK MAKAMINA
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI hk.
Sn. Cumhurbaşkanım.
Riskli binaları depreme dayanıklı kılmak için 16.05.2005 tarih ve 6306 sayılı kanun ve buna dayalı Yönetmelik ile Kentsel Dönüşüm uygulaması başlatıldı,
Kentsel dönüşüme niyetli kat malikleri riskli gördükleri binalarını bu yönetmelik esaslarına göre yenilemek üzere konutlarının metre karelerinin küçülmesi ve artacak olan metre kareler karşılığında yapılacak kat karşılığı inşaat yapım yöntemiyle yükleniciye bir bedel ödemeden konutlarını yenilemek üzere sözleşmeler yaptılar.
Ancak sosyal tarafı eksik olan bu uygulamalar ile kat maliklerinden bir çoğunun yabancısı oldukları inşaat konularında aşırı kar beklentisindeki yüklenicilerle yapılan pazarlıklarda mağdur ve zararlı çıktılar. Ayrıca birim alanda konut sayısı ve nüfus yoğunluğunda %40’a varan artışlar, alt yapının, elektrik, yol, su, kanalizasyon, trafik, iletişim, arıtma konular da dikkate alınmamıştır.
Son İzmir depremi dolayısıyla ölen ve yaralanan insanların ve yıkılan bina ve alt yapıların ve bundan da sonra da olabilecek bu gibi felaketlerin önlenmesinden sorumlu makamlara çok iş düşmektedir. Zira olabilecek can ve mal kayıplarının vebali vardı.
Beklenmekte olan İstanbul depreminde ise olacak can kayıplarının ve yıkımların önlenmesi için kentsel dönüşümde Devletimizin bir an evvel inisiyatif alarak daire sayısı, imar artışı ve nüfus yoğunluğu artışına izin verilmeden yerinde dönüşüm esasına göre tek tip inşaat sözleşmeleriyle konut sahiplerine verilecek geri ödemesi iskandan belirli bir süre sonra başlamak üzere düşük faizli kredilerle konutlarını yaptırmaları çözüm olabilecektir.
Ancak ifade etmek isterim ki İstanbul ve Türkiye’miz böyle ölümüne bir deprem tehdidi altında iken Kanal İstanbul ve benzeri projelere kaynak ayırmak doğru değildir.
cemal alkan elektrik mühendisi
17.11.2020 / 21:28
Cemal Alkan
İstanbul
, Mühendis
Size tavsiyem bir şiarınız olsun.
Bu sizi hatırlatacak bir durum olur. Şiar konusunda size tavsiyede bulunabilirim.
Hemen hemen herkes ortaokuldan öğrendiği zamanlardan Osmanlı devletinin ahilik zamanını bilir.
Siz ahilik zamanı, ahilik ekibi diye kendinizi sınıflandırın.
Bu şekilde ahilik zamanını bilen herkes (ki ortaokul bilgisi olduğu için herkes bilir) Osmanlı'nın en kötü zamanında kurtarıcı olan ahilerin temsilcisi olarak sizi görsün. Çünkü ülkenin en kötü zamanı ve ahilerin ön plana çıkması gerekiyor. Kendinizi ahilerin temsilçisi olarak gösterin.
@AHİLİK ZAMANI
17.11.2020 / 21:28
Muhammed Mustafa Balaban
Diyarbakır
, Kamu Çalışanı
Sn Ali Babacan ve değerli çalışma arkadaşları
Bu memleketin enbüyük meselesi enküçük memurundan Reisi Cumhur una kadar her kamu görevlisinin kamunun yani Milletin Hizmetkarı olduğunu unutup Sahibi ve aynı zamanda Milletin (Devletin) hazinesininde sahibi olduğu algısıdır.
Bu millet aziz bir millettir.Bu millet ile beraberce Milletin destek vermesi durumunda yönetim kadrosuna geldiğinizde Rüşvet yiyen ve devlet hazinesinden para çalan vede Devleti ( Milleti) zarar uğratanları hiçbir aftan faydalanmamak suretiyle müebbet hapis cezası alacağı kanunu çıkaracağınızı taahhüt eder vede anayasanın değişmez ilkeleri arasına koyacağınızı Şeref sözü ile taçlandırırsanız bu millet size gereken desteği verir buna İnan’ın
Bu mesele hallolduğu takdirde göreve talip olacaklar hizmet ehilleri olacaktır hiçbir hırsız yiyemeyeceği parayı çalmaz.
Geçende bir arkadaşım adak kesmiş dağıtıyorduk akşam bir kapıda durduk orta yaşlı bir batı Anadolulu teyzenin hüzünlü üzgünce adaktan verileni alırken ki halini görünce çok duygulandım.Bu Aziz Millet soysuz sopsuz ahlaksız karekter yoksunu insanların,insanların en kolay kandırılma noktası olan dini inançları ve milli duygularının okşanarak soyulmayı haketmiyor.
Tüm dinler ve diller ALLAH ındır.Bu ülkeyi Milleti ve Bayrağı benimseyen herkes bu memleketin öz evladıdır.
Bir terörist ile hazineye soyan arasında hiçbir fark göremiyorum ve hatta teröristen daha aşağılıktır.
Bir ülkede öğretmenler ve bugünün kızları yarının anneleri olacak olanlar iyi yetiştirilmesse vede huzurlu olmassa o Ülkenin geleceği olmaz.
Toplumları geleceğe öğretmenler ve anneler yetiştirir.
Çocklarımıza ibadetten önce ahlaklı olmayı öğretmeliyiz aksi halde namaz kılan bir hırsız,oruç tutan bir sapık hacca giden bir yalancı ve şahadet getiren bir terörist olur.
Birgün Murat Sökmenoğlu ile geziyorduk Sn Süleyman Soylu nun babası seslendi Murat bey buyurun teşekkür ederim Hasan bey dedi ben inanmadığım davanın askerliğini yapmam.
Saygılarımla
18.11.2020 / 01:50
Veysel Güler
İstanbul
, Emlakçı
Bu onurlu duruşu destekliyor ve başarılar diliyorum. Ülkemizde maalesef özgürlük ve ekonomik anlamda çok zorlu süreçlerden geçiyoruz. Sayın ALİ Babacan ve yol arkadaşları gerçekten bu ülkeye huzuru, barışı ve istihdamı getireceklerinden kuşkum yok. Dikkat ettiyseniz bir sürü yolsuzluk oldu bu ülkede. Hiçbir yolsuzluk ve rüşvet ile ismi anılmadı sayın ALİ Babacan ve yol arkadaşlarının. O yüzden bu partiye günül verdim. Benim şahsi sloganım DEVA UMUTTUR UMUT DEVA.
18.11.2020 / 02:00
Önder Öner
İstanbul
, İş İnsanı
Herkese salam ve sevgiler
Toplumun isteklerine ve siyasi partinin misyonuna uygun
her siyasi partinin şarkı veya türkü sloganı var
Partimizin yetkili kurulları bilir ama Partinin slogan türküsü
Dağlara küstüm ali olabilir mi
Benim acizane tercihim Zülfü Livaneli yorumu
hitap ettiği kesim ve şahsi popülaritesi
ama sayın Livaneli ne der bilemem
İkinci alternatif Haluk Levent isabet olur
Başarılar dilerim
saygılarımla
27.06.2020 / 11:09
Dursun Tunçbilek
Niğde
, Müşavir
Bugün olan yükseköğretim kurumları sınavına giren her gencimize başarılar dilerim. Bu vesile ile de ülkemizin en önemli sorununa değinmek isterim. Bu ülkedeki en önemli sorun uygarlıkta geri kalmış olmamızdır. 1700'den beri batılılaşma adı altında uygarlık taklit edildi. Fakat "batılı olmayalım sadece teknolojisi alalım" düşüncesi 300 yıldır bizi medeni, çağdaş zihinler olmaktan uzaklaştırdı. Açıkça görülmektedir ki bu düşünce istediğimiz sonucu vermemektedir. Bunu örnek ile anlatmak gerekirse: Zihnen son 100 yıldır ispatına bile çalışılmayan bilimsel olarak ispatlanmış evrime inanmayan bir halka dünyanın en iyi evrim alanında uzmanlaşmış profesörlerini getirmek istenilen sonucu vermeyecektir. Yani demek istediğim batının teknolojisini getirmek az sayıda insanı çağdaş modern bir zihne kavuştursa da çoğunluk hala birey olma becerisinden yoksun kalacaktır. Bu durum günümüz de liyakatsiz polis olma vaadi ile gençlerimizin kandırılması ve sürü halinde istenilen kanunsuz davranışı sergilemelerine yol açmaktadır. Bunun gibi pek çok örnek vardır. Radikal batıcılık ise ülkeyi uygarlaşmasını hızlandırmak yerine kutuplaştırmıştır. Uygun bir eğitim ile çağdaş, evrensel yapıya, bilimsel bir zihne sahip nesiller sadece eğitim ile mümkündür. Bu nesiller sadece ülkelerini batı uygarlığı ile yarışabilir ve hatta geçebilir hale getirebilecektir. Bunun için adım atmadığımız her gün ise ülkemiz için boşa geçirilmiş bir gündür.
27.06.2020 / 19:45
Eyup Can Ünal
Tekirdağ
, Öğrenci
Normal ve gerçek demokrasilerde egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir diye bilinir. Bu veciz ve beliğ söz bugünün Türkiyesi’nde kuru bir laftan ibaret kaldı. Bugün insanlar tekrar demokratik bir seçim olacağı inancını dahi taşımıyor. Tekrarlanan İstanbul seçimi, olası bir genel seçim kaybının bir partiye neler yaptırabileceğini gösterdi. İnsanlardaki umutsuzluğu ve çaresizliği DEVA Partisinin programı sayesinde heyecan ve coşkuya kalbetmek çok zor değil. Bugün itibariyle DEVA Partisinde siyaset yapmak ve insanları DEVA Partisi etrafında kenetlemek sair partilerde aynı şeyi yapmaktan çok daha kolay olacaktır. Bir ülkücünün MHP iktidarı propagandası yapması, MHP iktidarında yaşananları hatırlayanlarda çok karşılık bulamaz. Bir CHP’linin insanlara CHP iktidarını anlatması zaten teknik olarak mümkün değil; çünkü yakın geçmişte hiç CHP iktidarı görmedik. Gelecek Partisine gönül veren küskünler de maalesef Davutoğlu’nun “stratejik derinlik” ve “değerli yalnızlık” hikayelerini anlatırken zerre kadar etkileyici olamayacaktır. En önemlisi de AKPARTİ’liler... Akparti’nin en başarılı olduğu zamanları, bugün DEVA PARTİSİ’nin referans edindiği temel ilke ve prensiplerine uyduğu dönemde gerçekleştirdiğini çok net biliyor. O prensiplere Genel Başkanımız Ali Bey uyduğu için AKPARTİ başarılı olmuştu. O prensiplerden uzaklaşıldığında zaten Ali Bey artık Akpartili değildi. İşte bugün DEVA PARTİSİ’ni halkın nazarında muteber kılacak en önemli esaslardan birisi de ALi BEY’in temiz geçmişidir. Hiçbir DEVA PARTİSİ gönüldaşının, ALİ BEY’in samimiyetini ve dürüstlüğünü ispat etmek zorunda olmayışı aslında çok konforlu bir siyasi pratiği de beraberinde getiriyor. İşimiz çok kolay. Biz sadece insanları DEVA PARTİSİ’nin varlığından ve Ali Bey’in hiç değişmeyen çizgisinden haberdar etsek yine yeter. Ben çocuklarımın şahsında bütün geleceğimize ve gençliğimize daha kolay hesap verebilmek için DEVA PARTİSİ’nin programını insanlara anlatmak ve benimsetmek istiyorum. Tüm DEVA’lılara selamlar...
27.06.2020 / 20:50
Cem Çiftçi
Ankara
, Tıp Çalışanı
Ben malesef sigara içiyorum. 27 yıl milli eğitimde öğretmen idareci ve müdür olarak görev yaptım. Mecburiyetten 27 yıl hikmetimle emekli oldum. 3 bin tl emekli maaşı alıyorum. Yetmiyor. Bu nedenle tutun alıyorum. En son geçen sene 8 tl ile tekel 2000 bin almıştım. Bu gün bakkala gittim. Bir sigara alayım dedim. Geçen sene 8 tl ye aldığım sigara 14 tl olmuş. Yüzde 75 zamlanmış. Enflasyon yüzde 10 diyenlere duyurulur.
28.06.2020 / 19:38
Necati Atlı
Şanlıurfa
, Diğer
Bugün Alan Yeterlilik Testlerine giren her gencimize başarılar dilerim. Bugün de bu vesile ile gençliğin siyasetteki önemini anlatmak isterim. Gençliği uygar devletler standardında eğitim almayan bir geçlik ülkesini uygar devletler seviyesine yükseltemez. Bu durum spor, bilim, sanat, askeri vb. her alanda kendini gösterir. Bu durumda alabileceğimiz en iyi sonuç dönemlik başarılar olur. Oysa başarı daimi iken gerçekten başarı sayılmalıdır. Bunun tek yolu da gençlerimize yatırım yapmak ve onların fikirlerini etkin kullanıldığı bir ülke haline gelmektir. İnsanların genelinde gençlerin fantastik ve yapılamaz hayalleri olduğu gibi yanlış bir kanı vardır. Bu kesinlikle doğru değildir. Gençler geleceği planlar, yaşlılar günü kurtarmaya çalışır. Sultan II. Mehmet bunun en iyi örneğidir. Yaşlılar tarafından 28 defa kuşatılan Konstantiniyye, sürekli olarak aynı teknoloji ile çağının en iyi tasarlanmış duvarını geçmeyi başaramadı. Hiç bir yaşlının aklına ise yenilik gelmedi. İtibarlarını kurtarmak veya artırmak için günlük düşünerek, geçmişten ders çıkarmayarak aynı hataları yapmaya devam ettiler. Oysa genç II. Mehmet çağın en iyi toplarını yaptırmadan surları geçemeyeceğini fark eden kişi oldu. Pes edilebilecek duruma geldi, yaşlı paşaları yüz çevirdiği sıra da bile geri dönmeyi kabul etmedi ve başardı.
Gençler geleceği yeniliklere her zaman daha açıktır. Çağımız ise sürekli yenilik gerektiren bir çağdır. Bu sebeptendir ki gençler öz güvenli, kendini yetişmeyi başarmış bireyler olmalıdır. Siyasette sözleri dinlenmediği sürece yaşlıların otokrat yönetimi basını, akademiyi, sporu, sanatı ve insanların yaşam tarzını çok olumsuz etkilemeye devam edecektir. Partimiz bu konuda bana umut ışığı oldu. Çok iyi yarınlara birlikte benim ve diğer gençlerin projeleri ile ulaşabileceğimize eminim. Teşkilatların kurulması ile yapmak istediğim harika projeler beni şimdiden çok heycanlandırıyor.
28.06.2020 / 21:11
Eyup Can Ünal
Tekirdağ
, Öğrenci