Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Ülkede sadece konuşan değil, söylediği vaatleri nasıl yapacağını açıklayan ve bununla alakalı kanıtlarını sunan muhalefet istiyorum. Öğrencilerin ve gençlerin bu ülke için gelecek olduğunu savunan ve bu gerçekten artık kaçmayan politikalar sunan bir iktidar istiyorum. Gerçekten hakkı olanı hak etmiş olan kişiye veren, Anayasa'da ki Sosyal Devlet statüsünü tam olarak insanlara hissettirebilen bir iktidar istiyorum. Sadece belirli bir kesimin değil herkesin refah seviyesinin arttığı halk olarak belli bir standartta yaşayan bir ülke olmamızı sağlayacak bir iktidar istiyorum. Dış Politika da diğer ülkelerle kavga etmeyen herkesin insan olduğu gerçeğini unutmayan ve ülke çıkarları doğrultusunda belirli konularda taviz verilebilen bir iktidar hayal ediyorum. Kısacası halkın refah seviyesini arttıracak her türlü adımı atabilecek kişileri iktidarda görmek istiyorum.

05.01.2021 / 22:27

25
Ömer Alp Çiftyıldız İstanbul , Öğrenci

Merhabalar, zamanında parlementoda azınlık partiler temsil edilebilsin diye LDP'nin koalisyon projesi vardı böylece parlementosunda liberal demokrat parti olmayan tek avrupa ülkesi olmayacaktı tabi bu proje suya düştü.Ve açıkçası hevesinizi kırmak istemem fakat şuanki anketler vs. bakıldığında siz de %10 barajını geçemeyeceksiniz peki ya bu durumda en azından parlementoda gerçek ve ciddi bir liberal parti olması için millet ittifakıyla (veya kendiniz de bir ittifak oluşturabilirsiniz fakat bunun da yine %10 alabileceğini pek zannetmem.) koalisyon içine girip ülkedeki mevcut siyasi iklim düzelene kadar veya %10 barajı kalkana kadar koalisyonun çatısı altında siyaset yapmayı düşünür müsünüz? Bence egolar bir kenara atılmalı ve ülkemizde liberalizm ve onun yan dalları (liberteryenizm gibi)'nın da görüşlerinin parlementomuzda yer almasını sağlamak gereklidir.Aynı zamanda 2023 seçimlerinde Ali Babacan adaylığının da seçimde en muhtemel muhalefet adayının oyunu böleceğini düşünmekteyim acaba siz mevcut sistem değişene kadar en muhtemel muhalefet adayını mı desteklemeyi düşünüyorsunuz yoksa %51 ile kendinizin seçileceğinizi mi düşünüyorsunuz? (Ben yine bunun gerçekçi olmadığını düşünüyorum en azından ülkedeki siyasi sistem değişene kadar en muhtemel muhalefet adayı kim ise ona destek verilip daha sonrasında karar alma mekanizmasında daha katılımcı bir düzen kurup Ali Babacan'ın da alından seçimlere müdahale&öneri yapabileceğini düşünüyorum) Yalnış anlamayın ben bir lise öğrencisiyim hiçbir başka partinin sözcülüğünü ve trollüğünü yapmak için veya sizi karamsarlığa sürüklemek için yazmadım buraya bunlar benim izlenimlerim. Son olarak da ne olursa olsun ister seçilin ister seçilmeyin mevcut hükümet bittikten sonra başa kim gelirse gelsin sizin şu Avrupa Birliğine girme veya en azından vize serbestisi konularına destek vermenizi gerekirse bundan sonraki iktidar partisine bizzat başvurup söylemeniz bunların nasıl yapılacağı hakkında bilgi vermenizi istiyorum, lütfen :( .

17.02.2021 / 00:47

25
Çağrı Çelikoğlu İstanbul , Öğrenci

Deva partisi kırulduğunda büyük umutlarım vardı, ne yazık ki ana muhalefetin sözcüsü olmuş gibisiniz. Özellikle İstanbul Sözleşmesi konusunda hukuğa aykırı bir sözleşmenin feshine karşı olduğunuz açıklamayı görünce epey şaşırdım. Ali bey oy toplamaya çalışırken mevcut oyları da kaybedeceksiniz bu gidişle

23.03.2021 / 13:05

25
Oğuzhan A Ankara , Öğrenci

sayın babacan tüm konuşmalarında dünyada çok düşük faizli para bolluğu varken hükümetin yüksek faizle borçlandığını söyleyip kendisini bu konuyu kolay şekilde aşabileceğini söylüyorki ben buna inanıyorum.fakat konuşmalarında tabiri caizsse hep balık vermekten bahsediyor oysaki ülkemizin balık tutmaya ihtiyacı var yani üretim ekonomisinden hiç bahsetmiyor. Ülkemiz üniversite ve işsiz üniversiteliden geçilmiyor ara eleman yetiştiren sanat okulları ve fen liselerini dillendirmelerini kendisinden rica ediyorum.saygılar

05.04.2021 / 10:18

25
Fikret Dörtcanlar İstanbul , Kamu Çalışanı

Malum acil konumuz müsilaj... Altyapı yatırımlarını önceliklemeyen, "eser" diye tutturup kule, köprü, otoyol yapan bir zihniyetin Marmara Denizi gibi bir cenneti neye çevirdi. Sizlerden beklentim; Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz'e kıyısı olan tüm şehirlerin nüfuslarının 50 veya 100 senelik öngörülere yönelik kapasiteler şimdiden karşılanarak İleri Biyolojik Atık Dönüştürme Tesisleri, Biyogaz Rafinerileri, Sanayi Atık Suyu ve Değerli Kritik Hammadde ve Malzeme Geri Kazanımı, Endüstriyel Simbiyoz ve Net-Sıfır-Karbon Yeşil OSB'lerin artırılması, ilgili araştırma ve geliştirme teknolojilerine özel önem atfedilmesi, özel sektör yatırımlarının desteklenmesi, yabancı akademisyenlerin davet edilerek kritik kütle oluşturulması. Değerlendirmenize arz ederim.

28.06.2021 / 11:52

25
Mert Kasan İstanbul , Mühendis

Bu önerim yüksek öğretimle ilgilidir. Öncelikle Tıp fakültelerini ve yüksekokullarını üniversite bünyesinden ayırın. Tıp fakültelerini; eczacılık, hemşirelik gibi sağlık bölümleri ile bir araya getirip üniversite seviyesinde Tıp akademileri olarak kurumsallaştırın. Ve bu akademiler 15 tane olsun. Örneğin İstanbul tıp akademisi. Bu akademinin altında da Cerrahpaşa, çapa ve Marmara tıpı birer fakülte olarak toplayın. Çünkü ülkemizde en çok yayın yapan bölüm tıp fakülteleri. Tıpları üniversite bünyesinden çıkarınca üniversitelerin gerçek durumu ortaya çıkıyor ve ihtisaslaşma oluyor. Sonrasında üniversite sayısını tıp akademileri hariç 50’ye düşürün. Teknik üniversitelerden İİBF, edebiyat, dil gibi bölümleri kaldırın. Genel üniversitelerde saçma sapan bölümleri kapatın. Ve mevcut kontenjanlarını en az %50 azaltın. YÖK denilen laneti kaldırın. Tüm üniversiteler kendi rektörünü, tüm fakülteler kendi dekanlarını tüm bölümler kendi başkanını 3 yıllığına seçsin. Ve bir kişi en çok 2 kez seçilebilsin. Üniversiteler kendi aralarında istişare kurulu kursun başkanlarını da kendisi seçsin. Bu kurul sadece doktora yeterlik ve doktora tezleri ile ilgilensin. Yüksekokullar MEB’e bağlı olarak ve ihtisas üzerine kurulsun. Piyasanın ve sanayinin ihtiyaçlarına göre, Tarım MYO, Ticaret MYO, Turizm MYO gibi. Bu MYO’lara sanayi ve piyasadan ustalar, deneyimli insanlar getirilerek uygulamalı eğitim verilsin. Üniversite kurulması için en az 3 fakülte, fakülte kurulması için en az 4 bölüm, bölüm kurulması için en az 5’er prof, doç ve dr. olmak üzere 15 kadro olması şartını koşun. Kafasına esen üniversite, fakülte bölüm açamasın. Buraya yazılanları gören, duyan inceleyen var mı bilmiyorum. Ama bir umut olarak yazıyorum kaç seferdir. Ve yazdıklarımı uydurmuyorum. Kelime kıstı olmasa detaylı şekilde açarım burada. Fakat maksat hasıl oldu sanırım.

21.02.2022 / 12:48

25
Mustafa Adıgüzel Ankara , Ekonomist

Herkese Merhaba. Ben Doğu Akdeniz, Ege Denizi ve Kıbrıs meseleleri çerçevesinde birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmemde fayda var; Türkiye Cumhuriyeti Devleti 783.562 km2 Anavatan’a ve 462.000 km2 Mavi Vatan’a sahiptir. KKTC bizim iç meselemizdir. Ege’de Türkiye ve Yunanistan’a ait kıta sahanlığının sınırları henüz belirlenmemiştir. Şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki kara sularınının ötesinde, sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değildir. Yunanistan kara sularını tek taraflı olarak 12 mile çıkarmak istiyor. Bu karar Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirecektir. Bu olursa Türkiye’nin kara suları Ege Denizi'nde %10’un altına düşmektedir. Bu da yaklaşık olarak 72.000km2 Mavi Vatanımızın ‘’çalınması’’ demek. Bununla beraber Ege’de bulunan bazı adalar ile ilgili Silahsızlandırma Sorunu mevcud. Doğu Ege Adaları, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşmasına göre silahsızlandırılmıştır. Yunanistan, Türkiye’nin itirazlarına rağmen ahdi taahhütlerini ve antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini ihlal ederek 1960’lardan beri adaları silahlandırıyor. Yunanistan, egemenliği DEVREDİLMEMİŞ Eşek Adası, Nergiscik, Bulamaç, Keçi, Koçbaba, Ardıçcık, Kendiroz, Kandilli, Kızkardeşler, Sirina, Üç Adalar, Safran adaları başta olmak üzere 23 adayı silahlandırıyor. Ege Denizinde bir başka sorun Hava Sahası Sorunu. Yunanistan’ın 10 deniz mili genişliğinde ulusal hava sahası iddiası Ege hava sahası anlaşmazlığının temelini oluşturmaktadır. Yunanistan, kara suları genişliğinin 6 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahası genişliğinin 10 deniz mili olduğunu iddia ediyor. Eğer bu iddiayı kabul edersek İzmir'den kalkan uçaklarımız Yunanistan’dan izin almak zorunda kalacak. Kısacası Deva Partisinden beklentim; Kıbrıs davamızdan, Doğu Akdeniz ve Ege Denizinden, Mavi Vatanımızdan bir çakıl taşı kadar dahi taviz vermemesidir. Herkese İyi Günler dilerim.

24.05.2020 / 00:40

25
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

geçtiğimiz günlerde zoom üzerinden amasya bağlantılı bir toplantı yaptık fikir alaış verişi ve düşüncelerimizi ifade etmeye çalıştık bu gibi toplantıların daha çok yapılması düşünce ve görüşlerimizin alınması şahşım adına beni memnun etti amasyanın sorunlarını ve amasya halkının içinden bir vatandaş olarak önceden uzun süre esnaflık yaptığımdan dolayı amasyanın ve amasyalının ne gibi sorunları olduğunu yapısı ve coğrafi konumu ile ne gibi bir ekonomi faaliyetleri ile amasyalının geçimini sağladığı gibi konular az çok ilgiliyim öncelikle amasyyı amasyalılar yönetmiyor siyasetçilerin ve seçilecek kişilerin ankara baskısı ile değil amasyalının istediği seçtiği kişilerle yönetilmesi önem arz etmektedir ilimizde il başkanlığı belediye başkanlığı yapmış seçilmiş kişiler menfaatleri doğrultusunda etrafını kollama siyaseti yapmışladır umuyorumki deva partisine bu kirli yüzlü siyaset yapanların yeri olmasın isteğimiz temiz siyaset insanları küçümsemeden zengin fakir gözetmeden köylü çifçi emekli esnaf işçi işte benim partim diyeceği sorunlarının bilindiğinini hissettirecek söylemler ile gönüllerine hitap edilmesi ülkenin bölünmez bütünlüğü cumhurriyet değerleri ve atatürk ilke ve inklaplarının bağlılığını siyaseti ve demokrasiyi alet ederek ülkemizi milletimizi bölmeye çalışan terör örgütüne hiçbir şekilde müsama edilmeyeceğini partimizin hiç bir yerden etkilenmeden milletimizin desteği ile kurulduğunu her insanların fikirlerini bozgunculuk ve bölücülük yapmamak şartı ile özgürce dile getireceğini milli gelirin adaletli bir şekilde kayırma olmadan her kesin çalışarak alnınınteri ile kazanacağını zengin ile fakir arasında uçurum oluştuğunu milletin borç yükü altıda ezildiğini emeklilikde ssk bağkur memur ayrımının yapılmaması gibi ekonomik yapısal refomları her platformda açık ve net bir şekilde sayın genel başkanımız ali babacandan duymak karasız seçmenlerin partiye ilgisini arttıracağından çok önemlidir sizlere çalışmalarınızda başarılar diliyorum saygı ve selamlar

27.05.2020 / 06:14

25
Kadir Gezegin Amasya , İş İnsanı

Bugün servis edilen haberlerde yeni seçim yasası ve siyasi partiler kanununda değişiklikler yapılması amacı ile akp ve mhp tarafından çalışma yapıldığı servis edildi. Görülüyorki korku bacayı sarmış. Ancak korkunun ecele faydası yok. Mızrak çuvala sığmıyor. Sayın Babacan ve yöneticilerin bu konu üzerinde düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması faydalı olacaktır. Partimize yönelik söylemleri nedeni ile İktidar ve onun avanesi bahçeli ye gereken cevap misli ile her platformda verilmelidir. Saygılarımla...

27.05.2020 / 19:13

25
Nurettin Geldi Çorum , Asker

Merhaba, Öncelikle DEVA partisinin Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Harekatınızın Türkiye için yeni bir çizgi olması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü şuan "kime dokunsanız bin ah işitirsiniz." Durumudur yaşadıklarımız. Doğal olarak her kesimin ortak yada kendine özgü sorunları girdaplaşmıştır. Çözüm mü? İşte durum burda değişiyor. Mesela katılımcı demokrasi ile başlayıp vaatlerde bulunmak bazı söylemler ile hayran kitlesi oluşturmak, oluşturulan kitleye sonra hiçbir sorunu yokmuş gibi davranmak ve bu durumu politikalar ile sürekli beslemek yada bu olguyu tersine çevirmek özetle "iNSAN"odaklı politika üretmek aslında ikisi de mümkündür. Ancak bilinmelidir ki; Türk Siyasi Tarihinde ilk olgunun benzer versiyonları çokça olup ve daimi olarak seçmen tarafından yenileme gereği duyulmuştur. Dileğimiz ikinci olgunun Ülkemizde hayat bulması her anlamda ve anlayışta ilerleme sağlamasıdır. Bu olgunun izlerine parti programınızda geniş yer vermiş olduğunuz yadsınamaz. Ancak diğer parti program ve misyonlarında benzer söylemler mevcuttur. BU bağlamda DEVA'nın Farkındalık yaratması ve fark yaratması , Ülkem için "Neler yapılmalı ."sorusundan ziyade "Nasıl yapılmalıdır" sorusunu cevaplaması önemlidir.

14.10.2020 / 19:46

25
Murat Muçir Van , Yönetici