Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

İktidar partisinin türkiyede bir çok alanda reform yaptığı bazı alanlarda ise yıkıma götürdüğü bir gerçek var mesela yollar yaptılar yolsuzluk yaptılar camiler yaptılar dini istismar ettiler köprüler viyadükler yaptılar dostlarına peşkeş çektiler Havalimanları yaptılar bu millete küfreden müteahhit lere verdiler geçenlerde ali babacan hükümetin yanlışlarını anlatırken sağlık alanında hükümetin iyi işler yaptığını söyledi hakkını teslim edelim dedi ben söylüyorum ali babacanın ya dişi ağırmadı yada devlet hastanesine dişçiye gitmedi benim dişimde ağırıyor devlet hastanesinede gittim abartmıyorum tam 3 yıl oldu dişlerimi tedavi ettiremedim en son hastane hastane gezerken r doktor sağlık bakanlığında senin dişlerini yapacak doktor yok sen üniversite hastanelerine git dedi bende İstanbul üniversitesi diş hekimliği fakültesine gittim 1.5 yıl sonrasına randevu aldım bu esnada bir dişim kendisi düştü diğer 4 dişimin akıbeti berbat belki 3 sene önce yapsaydık kurtulacaklardı ama çürüdü ler diş demeye bin şahit lazım günde 5 6defa diş fırçalayan biriyim yıllardır çözüm yok bu sadece bir sorun benim şahit olduğum onlarca dert sorun var ak parti iktidarına göre herşey mükemmel okadar güzel propaganda yapıyorlar ki muhalefet bile sağlıkta iyi işler yaptığını söylüyor iyi iş dedikleri yurtdışından ithal edilen ilaçlarla doldu ülkemiz hastaneye gittin kafan kırıldı diyeli. Röntgen çek pansuman yap ilaç yaz geçmiş olsun de gönder Bu mudur bu ülkede ilik nakli yapılabiyormu bu ülkede göz hastalıkları iyileştiriliyor mu sağlık alanında bilmem kaç milyar dolar yıllık para giriyormuş her yıl bilmem kaç bin kişi Türkiye ye tedavi olmaya geliyormuş bu gelen kişilerin yüzde 90 isteyen araştırsın saç ektirmeye gelen Arap abiler bukadar milletle alay eden bir hükümet görmedim saç ekide medical sayıldığı için onuda sağlık turizmine dahil ediyorlar anlayacağınız kimse türkiyeye ameliyat olmaya nakil yapmaya geliyor tam tersi burda olmadığı için bizim millet imkanı olan abd ye gidiyor

15.07.2020 / 17:34

23
Müslüm Bal İstanbul , Çiftçi

Bir başka önemli nokta da, daha önce 2002’den üzerine gidilen vesayet sistemi aktörlerinin yeniden kendisine zemin bulması oldu. Askeri ve bürokratik vesayet etki alanını genişletti ve bir şekilde iktidar ile ortaklık kurdu.Tüm bu olanlara karşın, muhalefet “Bu ülkede bir anayasa var, yasalar var, yönetmelikler var! demedi. Suçun ve suçlunun takibatını yapacak emniyet ve yargı ortadan kaldırıldı. Bürokraside sisteme adapte olarak yükselmek, yükselemiyorlarsa da görevlerine devam edebilmek ağır bastı. Zaten arkalarında onlara destek verecek bir yasama organı veya medya da kalmamıştı. Bu arada toplumun çok büyük bir bölümü iktidara olan desteğini sürdürdü. Çünkü 1) İslamcı-muhafazakâr taban, dini sadece fiziksel ibadete indirgeyen bir gelenekten gelmekteydi 2) Büyük bir menfaat ağı ile iktidara bağlanmışlardı. 3) Güçlünün yanında olmak daha güvenli hissettiriyordu 4) etik bir tutum alan bir güçlü muhalefet yoktu. Yani topluma doğruyu ve olması gerekeni söyleyecek bir muhalefet yoktu. Böylece normal şartların olmaması yeni normal şartları oluşturdu. Muhalefet, değişen sisteme birşekilde uydu. Bu yeni normal artık Türkiye’nin! Bu yeni normal hakkında en iyi bildiğimiz gerçek, öngörülemez bir devletle yüzyüze bıraktığıdır hepimizi. Bu anormalliklerin yeni normal olmasının nedeni, herkesin onlara alışmaya başlaması, onu kanıksaması, o anormalliklerin kurumsallaşmış olması. Bu kurumsal yapının değiştirilebilmesi yani yeni normalden normale dönüşün sağlanabilmesi hatta bununda ilerisinde çağın gereklerini karşılayan yeni bir yönetim anlayışının temellerinin atılması noktasında DEVA Partisi’ne tarihi bir görev düşmektir. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında 21.yüzyıla damgasını vuracak başarıların elde edilmesi, içinde bulunulan durumun doğru anlaşılıp tahlil edildikten sonra oluşturulacak çözüm yollarının inşa edilmesi ile ancak sağlanabilir. Muhafazakâr ya da merkez siyasetin, Türkiye’nin yeni dinamikleri, sorunları ve ruh hâli etrafında yeniden tanımlanması gerekmektedir.

04.05.2020 / 17:50

23
Ali Rıza Erdoğan Kocaeli , Esnaf

facebook da deva partisi diye fan sayfa kurmuştum acayip biragabet var abi millet deva ya güveniyor iktidara geldikten sonra elektirik üreten trafo kuralım bunları dış ülkelere satalım yani vatandastan vergı almadan cark dondurmenın bı yolunu bulalım halk market kuralım tamamen devletın kurdugu en dusuk fıyatlara mıllete satsın devlet elektırık trafolarından elde ettıgımız gucu ulkelere satalım halktan 1 kurus vergı almadan bu ulkeyı kalkındırmanın yollarıonı bulmak lazım bu ülkenin devası deva partisidir

04.05.2020 / 23:13

23
Talha Erdoğan İstanbul , Grafiker

Mevcut partiler yalnızca kendisine seçme olarak gördükleri kitlesini elinde tutmak için böl-parçala-yönet yöntemiyle bu milleti bölmüş durumda. Halbuki bu topraklardaki herkes bu topraklar için büyük bir zenginlik ve bu zenginlik olmadan bir olamayız. DEVA partisinin bütün kitleler için birleştirici güç olacağına inanıyorum.

06.05.2020 / 02:29

23
Gökhan Özmen Kocaeli , Mühendis

Tıp Fakülteleri ile ilgili bir önerim olacak! Türkiye de mantar gibi açılan tıp fakülteleri yüzünden hem eğitim kalitesi düştü hemde 2024 sonrasında iş garantili meslek statüsünü kaybediyor! Benim önerilerim 1.Kontenjanlar düşmeli 2.Tıp fakültesi programları her yıl için ortak hale getirilmeli 3. Tıp Fakültesi 7 yıla çıkmalı bunun son iki yılı intörn doktorlar ciddi para almalı( bu şekilde olursa kimse onları git ders çalış diye bırakmaz) 4.Tıp Fakültesi 6-7 sınıfta intörnler acil servisler ve yoğun bakım servislerinde doktor gibi çalışmalı 5. Tus sınavı yerine 2.-5. ve okul bitiminde sınav yapılmalı bunların ortalaması alınmalı ( tabiki etki oranları farklı olacak) 6. Bu sınavlar sonrasında üniversitelerden çıkan her ögrenci bir uzmanlık dalına yerlestirilmeli 7. Bazı bölümlerin asistanlık eğitimine acil rotasyonu ve yoğun bakım rotasyonu konmalı! Çünkü malesef bazı bölümlerde uzmanlaşanlar bu konulardan bir haber oluyor. Bu rotasyon sonunda yök bir sınav yapmalı geçemeyen rotasyonu tekrar etmeli! Vs vs Saygılarımla

23.08.2020 / 08:56

23
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen

Hayat pahalılığı,İşsizlik ve hukuka olan güvensizlik . Mevcut yönetim Ülkenin bu önemli sorunlarını gündemde tutmamak için her gün yeni bir Suni gündem oluşturuyor.Ne yapsalar gerçeği değiştiremezler.Genel Başkanımızın dediği gibi Lafla Peynir gemisi yürümez.

23.08.2020 / 09:59

23
Mustafa Kanat Gaziantep , Avukat

Bu çocuklar eğitimlerine çok daha zor şartlarda devam ederken, bir yandan da geleneksel tarım ve hayvancılık kültüründen kopmuşlardır. Tarım ve hayvancılıktan kopmuş bu çocukları ise içi boş lise ve üniversitelerde bulunmalarını sağlayarak yine bir boş yığılmayı maskelemişlerdir. - Çocuklarını her şartta okutmak isteyen aileler ( ilk öğretimini alan bir çocuğun ebeveynleri yaklaşık 25-40 yaş arasıdır ) maalesef üretimi bırakarak şehir merkezlerine göç etmek zorunda bırakılmıştır. En verimli çağlarında asgari ücret ile fabrikalarda işçi, apartmanlarda hizmet görevlisi ya da kayıt dışı işlerde çalışarak hayatlarını sürdürmektedirler. Bu iki madde şehir merkezlerindeki alt gelirli nüfus yoğunluğunu arttırdığı gibi, tarım ve hayvancılık alanında az ya da çok üreten bir çok kişiyi kaybetmemize neden olmuştur. Artı bir çiftçimiz var iken eksi iki insanımız haline gelmişlerdir. Kaybolan yıllar geriye gelmeyecektir ve esas problem tam da bu yıllarda meydana gelmektedir, gelecektir. Yukarıda bahsettiğimiz 25-30 yaş arasındaki genç nüfüs köyden şehre göç etmiş ve bir şekilde hayatlarını sürdürmüşlerdir. Fakat artık genç olmaktan uzaklaşmaya başladıkları için iş verenler için ucuz da olsa iş gücü kaynağı olmaktan çıkmaktadırlar. Dolayısıyla yokluk ve ihtiyaçlar taşınamaz hale gelmektedir. Tüm bunlara katlanarak okutmaya çalıştıkları çocukları ise bu kadar fazla fırsat eşitsizliğinin altında işsizlikle imtihan edilmektedir. Kaldı ki maddi durumları ve eşit eğitim alamayışları tercih edilen insan olmalarını engellemiştir ve artık köylerine dönemeyeceklerdir. Şehirde bunlar olurken köylerde kalan yaşlı nüfüsumuz daha da yaşlanmış ve bir çoğu ahirete göç etmiştir. Nüfus yaşlı olduğu için mevcut resmi rakamların ifade ettiği çifti sayısı aldatıcıdır. Bir çoğu doğduğu coğrafyayı terketmeyen ve yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için minimal düzeyde üretim yapan insanlardır.

08.10.2020 / 22:00

23
Harun Karadaş Konya , İş İnsanı

Üniversite konseyleri.. Bildiğimiz gibi ülkede siyasi,ekonomik,politik gibi alınan pekçok karar tüm Türkiye'yi etkiliyor.Ve bu kararlar alınıp uygulamaya konulurken, 3-5 siyasi anlamda yer edinmiş kişiler hariç kimsenin fikrine başvurulmuyor.Bir tarafta ülkede bu kararlardan etkilenen yaklaşık 80 milyon insan,diğer tarafta azınlık bir karar alma mekanizması.Evet biz ve çoğu ülkede bu böyle..Sanki dünyaya verilmiş bir kader gibi.Ve bu sistem ülkedeki sorunları asıl yaşayan insanlardan ve sorun-çözüm önerisi sözlü veya yazılı bir şekilde alınmadığı gibi 'tüm ümidim gençliktedir' sözüne ters bir sistemdir.Şahsi fikrim uluslararası,ekonomik,siyasi tüm kararlarda etkin rol oynaması gereken ve ülkesi adına çözümleri üretmeyi kendine görev bilmesi gereken,çeşitli alanlarda eğitim gören insanlarımızın sayısının çok fazla olduğuna inanıyorum.Bu ülkenin tüm sorunlarına çözüm,değerli fikirler verecek kendi gençliğimizden başka bir oluşum değildir.Fakat bahsettiğim sistemin 3-5 ayda bir üniversitelere gidip seminerlere katılmak ile yada seçim arefesinde bir gezinti gibi görülen ziyaretlerle olmayacağı gerçeği apaçıktır.Ülkenin tüm sorunları adı altında,en az ayda bir memleketimizin en az bir üniversitesinden yazılı raporlar alınması ve siyasi karar mercilerine ulaştırılması büyük önem arz etmektedir.Bu ülkenin birçok sorunu var ve gençliğin bu konudaki önerileri bir kaç tweet atmakla yada kendi düşüncelerini aklında tutması ile kalıyor.Dediğim sistemin olmazsa olmazlarından biride, bu sistemin herhangi bir yasa,tüzük veya önerge gibi yazılı olarak korunmaya alınması gerektiği gibi, bu sistemin devamlılığı açısından çok önemlidir. Her ay farklı farklı üniversitelere gidip memleket sorunları adı altında yazılı raporlar alınması ve bu sitemi devam ettirebilecek bir mekanizma kurulması önerim var.Bu ülkede alınan tüm kararlardan biz etkilendiğimiz gibi,öneri bazında en mantıklı fikirlerin üniversitede çeşitli alanlarda okuyan insanlarımızdan geleceği inancını taşıyorum.

02.11.2020 / 17:00

23
Furkan Yazıcı İstanbul , Diğer

var olan bu düzende artık hemen hemen herkes politik bir konuma geldi. bu politik düzenden geriye dönme, etik kurallara uygun, liyakatın gözönüne alındığı yeni bir sistem kurulabilirmi? mesela artık son yaşanılan olaylardan sonra hukukta gerçekten tarafsız ve anayasaya uyan bir düzen kurulabilir mi? artık üretime geçebilecekmiyiz, yeni dünya düzeninde birçok ülkü kendisini değiştirip 21. yy uygun seviyede çalışma yaparken biz halen din işleriyle, uhrevi işlerle mi uğraşacağız??

12.11.2020 / 11:41

23
Eyüp Karaman Adana , Öğretmen

selam, beni rahatsız eden hükümetin SMS hastalarına olan ilgisizlik bunu anlamak çok zor sosyal medyada bu yavruları gördükçe yüreğimiz sızlıyor.Peki hükümetin yüreği vicdanı sızlamıyormu.Siz bu konuda ne yapacaksınız ?

25.06.2022 / 08:19

23
Gökhan Cevizli İstanbul , İşçi