Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Merhaba, Sayın Babacan ı çıktığı çeşitli platformlarda dinliyorum. Evet mantıklı ve duymak istediğimiz şeyler söylüyor.(bir çok siyasetçinin yapacağı gibi) Siz işin başına gelseniz ülkenin güllük gülistanlık olacağının garantisi nedir? Sizlerin yozlaşmayacağının garantisi nedir? Başka bir şey daha, diyelim gerçekten geldiniz ve başladınız yönetmeye, bu kadar tepkisiz bir halk varken hangi devlet taşıt satışlarından aldığı fahiş vergiden, alkolden aldığı fahiş vergiden, otoyol ve köprülerden aldığı haraçtan vazgeçer? Vazgeçti diyelim, bu meblağı nereden karşılar? Örneğin alkol kullanan vatandaşlar son 10 yıldır bu ülkede sistematik bir saldırıya maruz kalıyor. Hangi ülkede kendi ülkenizde üretilen bir alkol yurtdışından daha ucuza alınabilir? Yazık değil mi? Uzatmayım: Siz gelince örneğin bira 5 TL olacak mı? (Belki ülkenin %25 ini ilgilendiren bir soru ama zaten demokrasi kelimesini parti adında geçirdiyseniz %1 in bile hakkını korumanız gerekir.)

19.01.2021 / 14:45

23
Servet Durgun İstanbul , Öğretmen

BMW Fabrikasının bir araçtan kârı 6000 euro. Biz vergi olarak BMW Fabrikasından 34 kat daha fazla kazaniyoruz devletçe. Hal böyle olursa üretim yapmamıza gerek kalmıyor. Zaten çok fazla kâr sağlanıyor vergilerden. Yapmamız gereken ise şöyle; 1- Vergileri tamamen kaldırmamiz lazım. Yada oranını düşürmemiz gerekir. 2- Hazıra konmak yerine ülkece üretime yönelmemiz gerekiyor. Sanayide,tarımda,eğitimde liyakatın son verilmesi işten anlayanların işe yerleşmesi gerekiyor. 3- Egitimin işe yaramadığı ülkemizde eğitime önem verilmesi diplomalı bütün işsizlerin bir an önce kadroya alınması. 4- Avrupa Birliği kriterleri Bunları yapmayan bir partinin tarihte sadece ismi geçer. Şuan hiç bir partinin ülkeyi kurtaracağını sanmıyorum. Gelen gelecek olan gideni aratır. Bir ümid Deva da.

26.02.2021 / 15:25

23
Baran Ayaz Mardin , Mühendis

Merhaba Allah yolunuzu açık etsin sayın Babacan'a selamlarımı ve dualarımı gönderiyorum Allah razı olsun kendisinden ve ekibinden zorlukları göze alarak sessiz çoğunluğun ümiti oldunuz ülkenin hazinesini en iyi şekilde temsil ettiniz elinizden milyar dolarlar katrilyon TL'ler geçmesine rağmen 1 kuruş elinize bulaşmadı dürüst bir insansınız siyasetle zenginleşen olmadınız Allah dürüst insanlarla beraberdir

29.05.2020 / 09:19

23
Özgür Bilgin İstanbul , Diğer

Herkese Merhaba. “Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a DEVREDİLMEMİŞ Ada, Adacıklar ve Kayalıklar Sorunu” ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum; Türkiye ve Yunanistan arasında çıkan Egemenlik uyuşmazlığına ilişkin olarak başvurulacak en önemli metinler, Lozan Barış Antlaşması ve bu antlaşmanın 6, 12, 15 ve 16. maddeleri ile Paris Barış Antlaşması’nın 14. maddesidir. Türkiye, Paris Barış Antlaşmasının tarafı değildir ve antlaşmaya katılmamıştır. Ancak 10 Şubat 1947’de Paris Antlaşması imzalandı. Türkiye bu kararı 5 gün sonra 15 Şubat 1947 tarihinde kabul etti. Türkiye, açıkça söz konusu antlaşmalarda adları sıralanarak egemenlik devrini tanımış olduğu adalar ve adacıklar dışında kalan ada, adacık ve kayalıklara ilişkin egemenliğinin sürmekte olduğunu iddia ederken, Yunanistan, söz konusu antlaşma hükümlerinin Türkiye’nin, Anadolu kıyılarından üç mil dışında kalan deniz alanında herhangi bir hak iddiasında bulunmasını engellemekte olduğunu ileri sürmekte. Kısacası; Türkiye ilgili antlaşma hükümleri çerçevesinde adları sıralanarak egemenlik devrini gerçekleşmiş ada, adacık ve kayalıklar dışındaki adı belirtilmemiş ada ,adacık ve kayalıkların Osmanlı Devleti’nin bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyetine ait olduğunu savunmaktadır. Ancak Yunanistan hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde bu ada ,adacık ve kayalıkların Yunanistan’a ait olduğunu savunmaktadır. Bütün bu sorunlar çözüme bağlanmamışken Yunanistan son yıllarda kara sularını tek taraflı olarak 12 mile çıkarmak istiyor. Bu karar Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirir. Bu olursa Türkiye’nin kara suları Ege Denizi'nde %10’un altına düşer. Yunanistan’ın kanunsuz bir şekilde alacağı 12 mil kıta sahanlığı kararını diplomatik olarak veya gambot diplomasisi ile engellemez isek ekonomik bağımsızlığımız ciddi tehdit altına girer. Ekonomimizin can damarı olan Ege Deniz'ini kaybederiz Kısacası; Denizciliği başarmalıyız. İstikbal Denizlerde... Herkese İyi Günler.

29.05.2020 / 23:04

23
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

Teşkilatlanma sürecinde her bir ilde liyakat sahibi insanlar bulup bunlarla çalışmazsanız, bulundukları illerde isimleri ön plana çıkmış varlıklı ailelerden veya aşiretlerden isimler ile yol alırsanız yolda kalır bir süre sonra mevcut hükümetin yaptığı gibi durumu kurtarmak üzere ÖMERLER aramak durumunda kalırsınız. Sizlere umut bağlamış insanları hayal kırıklığına uğratmamak adına bu hususu kılı kırk yararak çalışmanızı tavsiyede bulunmak istedim. Yolunuz açık olsun.

30.05.2020 / 18:45

23
Kadir Sevdi Batman , Kamu Çalışanı

Yarınki Türkiye'nin İnsanları uzlaşma ortamının geliştirilmesi yeniden tesis edilmesi adına farklı fraksiyonlardan insanların aydınların, mevcut durum hakkında kamuoyunu bilgilendirecek kaynakların çoğalmasını ve tarafsızlığını sağlamak. basın ve medya kuruluşlarının tarafsızlığını sağlamalı. tüm kamu kurum ve kuruluşlarına devlet kademelerine alınacak personelin mutlaka liyakate dayalı alınmasını sağlamak. ötekileştirme ve nefret söylemini ortadan kaldırılmasını sağlamak. kamplaşma ortamının bitmesini sağlamak tutuklu gazetecilerin serbest kalmasını sağlamak ekonomide siyasi baskıları yok etmek. merkez bankasına karışmamak. siyasilerin söylemlerine dikkat etmesi. çatışma ortamından mümkün olduğunca kaçınmak. içişlerinde istikrar ortamının korunmasını sağlamak.

01.06.2020 / 13:52

23
Tayfun Türk İstanbul , Muhasebeci

“2.5 milyar dolara alınan S-400 ne oldu?” -Sus hain! “Avrupa'nın 1000 metreküpünü 120 dolara aldığı doğalgaza biz aynı miktar metreküp için neden 280 dolar ödüyoruz?” -Teröristsin! “Halka IBAN atıp para toplamak ve sonra da 30 milyon TL dağıtıp “konser” yapmak ne iş?” -Bizi bölemeyeceksin. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ne olacak? -Ezanlar susmaz.

21.06.2020 / 13:32

23
Mustafa Koç Van , Yönetici

ÜLKENİN DERTLERİNE DEVA OLMAYA GELİYORUZ , EKONOMİ ALANINDA HASTALANAN SİSTEME DEVA OLMAYA GELİYORUZ PARTİMİZ HAYIRLI UĞURLU OLSUN YOLUMUZ AÇIK OLSUN

14.03.2020 / 20:46

23
Mustafa İşgören Bilecik , Diğer

Parti programına iştirak etmekle birlikte bir hukukçu olarak özellikle "adalet,hukuk ve yargı" başlığı altında yer verilen tüm görüşlere katılmaktayım. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ne yazık ki eksikliğini çok fazla hissettiğimiz "adalet" kavramının içinin boşaltıldığına şahit olmaktayız. Dünyada ve ülkemizde yaşanan maddi ve manevi en basit sorunların temelinde dahi adaletsizliğin yer aldığı, aslında çözümün var gücümüzle adalete sarılmaktan geçtiği açıktır. Vicdani yönümüzün giderek zayıfladığı, barış ve huzur içinde yaşamayı özlediğimiz bu süreçte evrensel hukuk ilkelerine ve insan haklarına dayalı bir anlayış içinde hareket edildiği, ötekileştirme ve ayrımcılık yapılmadığı takdirde zaten pek çok sorunun üstesinden gelinecektir. Nitekim parti programında yer alan tüm plan ve görüşlerin hayata geçirilmesinin, yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmasında etkin bir rol oynayacağı ve tüm dertlere DEVA olacağı inancındayım. Bu uğurda sonsuz destek sunacağım. Ayrıca son olarak bir hususa daha değinmek isterim. Son günlerde dünyada ve maalesef ülkemizde de yaşanan virüs salgını nedeniyle diyalog ve iletişimin azaldığı, gündemin sadece virüs salgınından ibaret olduğu bilinen bir gerçektir. Bu süreçte parti olarak elimizi taşın altına koyduğumuzu ve çözüm üretmede en az diğer partiler kadar aktif olduğumuzu göstermek adına gerek sosyal medyanın gerekse parti resmi sitesinin daha verimli kullanılması gerektiği kanısındayım.

05.04.2020 / 19:12

23
Ahmet Güngör İzmir , Avukat

Tıp Fakülteleri ile ilgili bir önerim olacak! Türkiye de mantar gibi açılan tıp fakülteleri yüzünden hem eğitim kalitesi düştü hemde 2024 sonrasında iş garantili meslek statüsünü kaybediyor! Benim önerilerim 1.Kontenjanlar düşmeli 2.Tıp fakültesi programları her yıl için ortak hale getirilmeli 3. Tıp Fakültesi 7 yıla çıkmalı bunun son iki yılı intörn doktorlar ciddi para almalı( bu şekilde olursa kimse onları git ders çalış diye bırakmaz) 4.Tıp Fakültesi 6-7 sınıfta intörnler acil servisler ve yoğun bakım servislerinde doktor gibi çalışmalı 5. Tus sınavı yerine 2.-5. ve okul bitiminde sınav yapılmalı bunların ortalaması alınmalı ( tabiki etki oranları farklı olacak) 6. Bu sınavlar sonrasında üniversitelerden çıkan her ögrenci bir uzmanlık dalına yerlestirilmeli 7. Bazı bölümlerin asistanlık eğitimine acil rotasyonu ve yoğun bakım rotasyonu konmalı! Çünkü malesef bazı bölümlerde uzmanlaşanlar bu konulardan bir haber oluyor. Bu rotasyon sonunda yök bir sınav yapmalı geçemeyen rotasyonu tekrar etmeli! Vs vs Saygılarımla

23.08.2020 / 08:56

23
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen