Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Mrhblar ben ülkücü milliyetçi biriyim ülkemizin bekası için acil avrupa birliği standartları yönelmesi lazım gençlerin büyük çoğunluğu avrupa ülkelerine gidip kurtulmayı düşünüyor bir milliyetçi olarak bende ülkemin batı bloğunda olması ve avrupa birliği üyesi yada avrupa standartlarında olmasını istiyorum bu benim düşüncemi bire bir sayın ali babacan dile getiriyor ve kendisi daha öncede avrupa birliği baş müzakerecisi bu konuda yetenekli seçimlerde gençlerede çağrımdır avrupaya gitmenize gerek yok deva partisini destekleyin türkiye avru istikametine yönelsin sayın ali babacan beyin ülkemizi kaç yılda avrupa standartlarına getirebiliceğini ve neler yapıpda bunu başaracağını detaylıca anlatmasını isterim başbuğ alparslan türkeşin bir sözüyle bitirelim "biz ülkücüleri gerektiğinde kendi göbeğini kesecek şekilde yetişdirdik" selamlar

26.10.2022 / 22:59

22
Sadık Küyük Ankara , İşçi

Cumhurbaşkanı’nın ilk 90 günde 180 günde ve 360 günde yapacağı işlemleri yazılı hale getirip vatandaşa açıklayın.bu işlemleri yaparken Yetkilerini nasıl kullanacağını yani Meclis onayı mı alacağı yoksa 6 liderin onayını mı alacağını da netleştirin Cumhurbaşkanı’nın istişareyle bu yetkilerle en az 1 dönem ülkeyi iyi yöneteceğini millete gösterin.yoksa millet parlementer sistemi desteklemez

21.11.2022 / 09:08

22
Onur Türkoğlu Kahramanmaraş , Öğrenci

Bilindiği üzere OTTOWA sözleşmesi sivil insan ölümlerinin önüne geçmek üzere kara mayınlarının üretimini, kullanımını, ticaretini ve depolanmasını ortadan kaldırmak suretiyle yapılmış bir sözleşmedir. 110 Milyon civarında mayına ev sahipliği yapan ülkelerin en çok rağbet gösterdiği savunma silahı olarak tarihe geçmiştir.1997 yılında imzaya sunularak 1999 yılında yürürlüğe girmiştir. OTTOWA sözleşmesinin yürürlüğe girmesinde hükümet dışı kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri önemli rol oynamıştır.1992’de Avrupa ve Amerika’da birkaç sivil toplum örgütünün başlattığı kampanyalar 1997’de OTTOWA sözleşmesinin yürürlüğe girmesi ile sonuçlanmıştır. Sözleşme, taraf devletlere stoklarındaki mayınları 4 yıl, döşenmiş mayınların ise en geç 10 yıl içinde toplanarak imha edilmesi yükümlülüğünü getirmektedir. Sizce asıl sorun gerçekten de sivil insan ölümleri miydi? 1983-2005 yılları arasında o kadar katliam, iç savaş ve soykırımlar devam ederken neden tek tehdit olarak mayınlar görüldü? Savaşların getirmiş olduğu yıkımlar karşısında yüz binlerce insan ölürken bunlara göz yuman sivil toplum örgütleri ve Avrupa ülkeleri neden mayından dolayı oluşan sivil insan ölümlerinin peşine düştü? Tüm bu konular ele alınacak olursa Ottowa sözleşmesinin gündeme geldiği dönemlerde dünya gündeminde yaşanan olaylarda 4 milyona yakın nüfus yok edildi. SUDAN iç savaşında 2 milyon, Bosna Hersekte 250 bin, Hocalıda 613, Ruanda'da 1.174.000 kişi, Darfur'da 300 bin kişi Filistin de Irak da ve bir çok yerde daha niceleri katledilirken dünya kamuoyu mayınlar ortadan kalkmalı yanıtını verdi. Mayınların kalkması ülke sınır güvenliğini ortadan kaldırmakla beraber savaşlara ve sınır ihlallerine, işgallere ve mülteci akımlarına teşvik edici bir yaklaşım olup Orta doğunun sınırlarını tekrar kaleme almak demekti. Bu gün bir pepsi fiminde Türkiye toprakları ermenistana katılıyorsa filistin toprak kaybedip israil genişliyorsa, ülemize mültecilerle birlikte terör de sızabiliyorsa bunun sebebi OTTOWA sözleşmesi.

05.12.2022 / 18:28

22
Halef Tola Tekirdağ , Diğer

Geçmişten günümüze ülkemizin birçok problemi olduğunu biliyoruz. Bilhassa son 18 yıllık iktidarın getirmiş olduğu sorunlar da fazla. Bunlardan en önemli sorunun, cumhuriyet tarihimiz boyunca eğitim olduğu kanısındayım. Sadece 18 yıllık Ak Parti iktidarındaki 7. Millî Eğitim Bakanına tanıklık ediyoruz. Sürekli değişen eğitim sistemi, yapboz tahtasına dönen sınav sistemleri, öğrencilerin fikri alınmadan uygulanan projeler vb. durumlar eğitime çok zarar verdi. En temel sorun eğitim diyorum, çünkü diğer sorunlar bu kaynaktan türüyor. Kadına şiddet, hayvana eziyet, kültürel yozlaşma, ahlâkî bozukluklar, totaliterleşen yönetim anlayışı ve daha birçok sebep eğitim menşeilidir. Ne yazık ki, yetersiz öğretmenler ve yetersiz öğrencilerle yol almaya çalışıyoruz. Atanamayan öğretmen sorunsalı, atandıktan sonra sadece maddî gelire odaklanmış düşünceler, iyice eğitimi geriletmekte. En iyi üniversiteler arasında bir üniversitemizin bile olmayışı, darbe hükûmeti tarafından oluşturulan Yök'ün yetersiz ve gereksiz kalışı da bir başka problem. Devlet okullarının dahi bir ticarethâneye dönüştüğü, eğitimi ikinci plana alan anlayışları yüzünden öğrencileri zayi eden, yarış atı gibi sınavdan sınava koşturan ve stres içerisinde ezberci bir anlayışla eğitimlerini sürdürmelerine neden olan anlayış cumhuriyet tarihimizin sorunu. Eğitim birçok sorunun kaynağıdır. Eğitimin iyileştirilmesi hâlinde birçok sorunun doğal olarak azalacağı yahut biteceği bir gerçektir. Bu sebeple en temel sorunlarımızdan birisi olan eğitime daha fazla önem ve bütçe vermek mecburiyetindeyiz. Daha fazla bilime, daha fazla öğrencileri dinlemeye ihtiyacımız var.

20.05.2020 / 18:26

22
Çağdaş Kaplan İstanbul , Öğretmen

Türkiye’de 20 milyondan fazla Kürt olup herbiri En az bir Türk kadar bu toprakların evlatları.Bu topraklar için Düşman İle omuz omuza mücadele etmiştir,AKP ve HDP Kürt’lerin bu iyiniyetlerini yıllar boyu kötüye kullanmıştır. Kürt’ler HDP ye zorunlu .Akp’yi bir çıkış olarak gördükleri için oylar vermiştir.Her birinin oyları kendi içerisinde değerlidir. Ancak bu iyiniyetler kötüye kullanılmıştır.Seçim Malzemesi yapılarak YASADA garanti altına alınmayan bir SEÇİM KARDEŞLİĞİ ortaya atılmıştır. Kürtler herkesten daha aç demokrasiye...Kürtlere Yasalarla garanti altına alınan KARDEŞLİK duygusunu verdiğimiz takdirde her türlü oylarını rahatlıkla alabiliriz.Akp ve HDP bu fırsatı kaçırdı Bu son fırsat...fırsatı kaçırmayalım

22.05.2020 / 00:33

22
Mustafa Kanat Gaziantep , Avukat

Epey bir zamandır oy vermek suretiyle desteklediğim partinin ileriye doğru yeni adımlar atamamasının, artık yerinde saymakla kalmayıp geriye doğru neredeyse bir U dönüşü içerisine girdiğini müşahade ediyordum.Dünya görüşüme uyan ve oy verebileceğim alternatif bir oluşumun olmaması sebebiyle de seçimlerde,gözlemlediğim hatalarına rağmen oy kullanmaya bir süre daha devam ettim.Yapılan son seçimlerde oy kullanmaya gitmedim.Partinizin kuruluş aşamasını tüm detayları ile izlemeye ve kamuoyuna yaptığınız açıklamaları epeydir yakın takibe alanlardanım.Yaşadığım ilde, İşim gereği çok sayıda insanla iletişim kuruyor zaman zaman memleketin gidişatı hakkında sohbetlerde bulunuyorum. Edindiğim izlenim düşündüklerim ile paralel bir seyir halinde. Mevcut hükumetin geçmişte memlekete çok değerler kattığını, memleketi tabiri caiz ise bir üst lige taşıdığını müşahede etmiş, haklarını her ortamda teslim etmişlerdenim. Ancak kendilerinin de kullanmış oldukları tabir ile yaşanan metal yorgunluğunun önüne geçemediklerini görerek etrafımda etkileştiğim bir çok insan gibi yeni bir arayış içerisine epeydir girmiştim. Partinizin kuruluşu tam da böyle bir zamana denk geldi diyebilirim. Kendi menfaatlerini genelin menfaatlerinin önünde görmeye başlayan ve iktidarda olmalarını kullanan kötü niyetlilerin, iyi insanlardan sayıca artmaya başlaması iktidarda büyük bir küskünler topluluğu yaratmış durumda. Bunu görebiliyorum. Memleketin menfaatine olacak şekilde bu insanların hizmet sunmalarına alan açılması halinde inanıyorum ki partinize büyük teveccühleri olacaktır. Geçmişten bu güne kadar yapılan yanlışlardan çıkarılacak derslerin iyi çalışılması ve aynı hatalara düşülmemesi halinde partinizin ülke sorunlarına gerçekten deva olacağına inanıyorum. Basında kendinizi ifade edecek çok az platform olduğuna bakmayın.Sizlere umut bağlamış, kötü gidişatı değiştirebileceğinize inanan çok büyük bir kitle olduğu kanaatindeyim. Yeter ki doğru yolda yürümeye devam edin.Yazacak çok şey var, alan az. :)

23.05.2020 / 01:02

22
Kadir Sevdi Batman , Kamu Çalışanı

Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan liderliğinde kurulan Deva partimizin Türkiye’nin geleceğine yön verecek projelerine katkı sağlayarak görev almak istiyorum. Şahsım adına herhangi bir menfaat beklemeden vatanını milletini seven bir birey olarak Ülkemizin bu günkü kötü yönetiminin önüne geçip dürüstçe hizmet etmek üzere yola çıkan Deva Partimizin teşkilatlanma yapısında gönüllü olarak görev almak istiyorum. Bayramımızı en içten dileklerimle kutlar, tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Saygılarımla

24.05.2020 / 17:56

22
Hüseyin Kazan Bursa , Mühendis

Tekrardan Merhaba. Ben ‘’Ege Denizi ve İhracatımız’’ ile ilgili çok ayrıntıya boğmadan birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle Kıta sahanlığı(Karasuları Sınırı) ve Münhasır Ekonomik Bölge(MEB) kavramlarına açıklık getirmek istiyorum; Münhasır ekonomik bölge, Birleşmiş Milletler Deniz Hukukuna göre bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir. Yani bir devlet için kara sınırı ve egemenliği ne ise MEB'de denizdeki egemenlik alanıdır. MEB ilanı için kıyıdaş ülkelerin karşılıklı mutabakatı şarttır. MEB ilanı durumunda MEB bölgesinin altı ve üstü tamamen ait olduğu ülkeye aittir. Yani sondaj çalışmaları yapabilme hakkına sahiptir ve yabancı şirketlere lisans verme yetkisine kanuni olarak haizdir. Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Dünya ülkelerinde kıta sahanlığı 12 mil olarak uygulanmaktadır. Türkiye olarak bizde Marmara, Akdeniz ve Karadeniz de bu rejimi uyguluyoruz. Ancak Ege Denizi’nin adalar nedeniyle griftli oluşu sebebiyle komşumuz Yunanistan ile karşılıklı olarak 6 mil kıta sahanlığında ŞİMDİLİK mutabık kaldık. Lakin Yunanistan son yıllarda kara sularını tek taraflı olarak 12 mile çıkarmak istiyor. Bu karar Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirir. Bu olursa Türkiye’nin kara suları Ege Denizi'nde %10’un altına düşer. Türkiye olarak 2017 verilerine göre ihracatımızın %89.6 ‘sını deniz yoluyla yapıyoruz. 2018 istatistiklerine göre 180’e yakın limanımızda bir yılda yaklaşık 400 Milyon Ton mal taşındı. Bunun %76’sı Ege denizini kullandı. Bu durum Ege denizini ekonomimizin can damarı yapmakta. Yunanistan’ın kanunsuz bir şekilde alacağı 12 mil kıta sahanlığı kararını diplomatik olarak veya gambot diplomasisi ile engellemezsek ekonomik bağımsızlığımız ciddi tehdit altına girer. Herkese İyi Günler Diliyorum.

26.05.2020 / 02:39

22
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

Merhaba İlkel siyasetten kopmuş Yetkinin kişilere bapımlılıpından uzak sistemin yönettiği ve bu şekilde gördüğüm partinizin hayırlara vesile olmasını diliyorum Şu ana kadar kendimi siyasetten hep uzak gördüm ancak Ali beyin ılımlı tavrı benlik karakterinin olmayışı Ve kendisininde dediği gibi bir organizatör olarak kendini görmesi Ortadoğu Ve Türkiye siyaseti için bölgeye yeni bir bakış açısı getireceğine inanıyorum , başlangıç olarak iyi görünen ancak süreç içerisinde tarihte ve diğer partilerde olduğu gibi maalesef Türkiye gibi eğitim seviyesi düşük ülkerlerde kendinizi ifade etmeniz çok zor Ve meşakkatli bir süreç olacaktır sadece sizi anlayan kesimden mevcut sistem içerisinde destek almanız sizin için yeterli olmayacaktır bu konuda halkın son 20 yıldır aşılandığı Lider profilinin alışkanlıklarının değiştirilmesi ve seçim değil beyin özgürlüğünün ön plana çıkarılması hususunda çok ciddi çalışmalar yapmanız gerekmektedir buna tek taraflı medyanın da tuz biber ektiğini düşünürseniz okumayan sadece izleyen bir milleten oy almanız size umduğunuz başarıları getirmeyecektir Dediğiniz gibi eğer siz bir organizatör iseniz bende bu organizenin bir parçası olmaktan vatandaş olarak kendime görev bilir bu konuda faaliyetler içerisinde yer almak isterim ancak altını çize çize kalın ince yuvarlak ne anlarsanız anlayın tüm devlet kademelerinde tüm ihallelerde muhtardan cumhurbaşkanına kadar her bir birey nefsini istesede istemesede sisteme bırakmış olacak sistem dışına çıkamayacak Ve sistemin kurucusu da olmayacak bireysel menfaat Ve çıkarlara sistem izin vermeyecek yüzde yüzlük bir şeffaflık İle 80 milyonun gözleri önüne serilecektir Eğer çiZginiz bu anlattıklarım ise işi daha da anlamlı bir siyaset anlayışına getirmek istiyorsanız sadece hizmet için yapıyorsanız birilerinin onayı İle iş başı yapmayacak iseniz vatandaş olarak ben size onay veriyorum lüks Ve şatafattan uzak milyonluk mitinglerden uzak milyonluk konvoylardan uzak sadece ama sadece bu millete dilgl

26.05.2020 / 11:14

22
Öner Emir Trabzon , Serbest Meslek

MerhabA,ben 20 yaşında bir Makine Mühendisliği öğrencisiyim.Bizler üniversitede kısıtlı imkanlarda öğrenci arkadaşlarımla mühendislik projeleri üretmek için çabalıyoruz.Özel sektör sanayi kuruluşlarımız dışında üniversite kurumları teknoloji üretmek isteyen gençlere destek olmuyor.Bakanlıklar destek konusuna biraz daha yakın ancak onlar da üniversiteler karışamıyor.Sayın Babacan'ın mühendislik mezunu olduğuna dayanarak bu konuyu çözeceğine inanıyorum.Biz gençlerin tek isteği teknoloji üreten,yeni iş imkanları yaratılan,hakettiğimiz ücretlere çalışabileceğimiz ve gençlerin projelerine ciddi anlamda önem verilen bir ülkede yaşamak.DEVA partisi gençleri arkasına alırsa gün geçtikçe daha başarılı olacağını düşünüyorum

26.05.2020 / 16:14

22
Ufuk Çağrıl Kocaeli , Öğrenci