Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Taşerondan kadroya geçen ilkokul mezunu temizlik işçilerinin yıllık gelirleri ikramiye, tediye yol, yemek yardımı, denge tazminatı ile birlikte ortalama memur gelirinin hatta teknisyen ve şefin yıllık gelirini geçmiş bulunmaktadır. Memurlar kendilerini üvey evlat olarak hissetmektedir. Memurlara da kamu işçilerinde olduğu gibi yemek yardımının nakdi olarak verilmesi, yol yardımı ve ikramiye verilmesi taleplerinin hakkaniyet gereğince seçim beyannamenizde yer almasını saygılarımla arz ederim.

05.01.2023 / 00:20

21
Rıza Öztürk Çankırı , Kamu Çalışanı

Ülkemizde ve dünyada eğitim sisteminin temelde yanlış olduğunu düşünüyorum. Günde 8 saat ders, üstüne bir yığın ödev, yetmedi kurslar vs. Bu kadar formal bir program içinde sınırına gelen bir zihinden yaratıcılık umulmaz. Nitekim tarihte büyük bilimsel devrimlere imza atmış bilim insanlarının çok çalışmakla birlikte formal eğitimde çok iyi olmadıklarını biliyoruz. Oysa ki günde 4 saatte çok rahat müfredat rafine şekilde verilebilir. Kalan 4 saatte de öğrenci tamamen gönüllü olarak, resim, müzik, tiyatro, fizik, programlama, basketbol vs istediği kulüplere katılabilir. Ya da sadece evine gider. Zaten ihtiyacımız olan deha oranı 1% nin bile altında. Öğrenci kendi yaratıcılığını keşfetmek için özgür kalmalıdır. Kalan 99% markette çalışmak, mühendis, doktor olmak için fazlasıyla yeterli bence. Öğretmenler de günde 8 saat derse girerek 1.5 maaş alırlar. Okul binalarını ikili eğitimde kullanarak derslik sorununu da çözeriz. Sınıflar 24 kişilik olur. Ayrıca uzun tatillerin de öğrencinin hayatı tanıması için çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Serbest kıyafet uygulamasının velilere sorulmasını da çok yanlış buluyorum. Özgürlüğün oylaması olmaz. Zaten insan hakkıdır. Okul dışındaki her noktada bireyler arasında gelir farkı varken sadece okulda çocukları sanki herkes eşit yaşıyormuş gibi cahil bırakmak çok saçma. Çocuk ailesinin desteğiyle bununla başa çıkmasını öğrenmeli. Sadece kıyafet de değil, aile izin verdiği müddetçe makyaj, saç, sakal, takılar vs okul yönetiminin hiçbir söz hakkı olmamalı. Aklı özgür bireyler yetiştirmeliyiz.

18.01.2023 / 21:35

21
Mehmet Duman İstanbul , Mühendis

Merhabalar.Aslında bu mesajı yazma sebebim sadece teşekkür etmek.19 yaşındayım.Açıkçası 'Doğrudan'DEVA Partisi seçmeni değilim ama Sayın Ali Babacan'a (kendisinin de bu mesajı okumasını çok isterim açıkçası:) ),Davos'taki Dünya Ekonomi Forumunda Türkiye'yi ve Türk vatandaşlarını güzel şekilde temsil ettiği için kendisine teşekkürü borç bilirim. Uzun zamandır Türkiyeden isimleri bu tarz organizasyonlarda göremiyorduk. Kendisine;güncel ve uzun vadeli,dünya ve türkiye dinamikleri ile ilgili belirtmiş olduğu güzel ve bilgilendirici mesajları için de ayrıca teşekkür ederim.Bütün DEVA Partisi üye,teşkilat ve çalışanlarına iyi çalışmalar dilerim.

21.01.2023 / 23:48

21
Emirhan Şahin İstanbul , Öğrenci

KRAL GİDECEK KURAL GELECEK

31.01.2023 / 21:41

21
Metin Hoca Antalya , Eğitmen

önümüzdeki seçimlerde iktidara gelen yerel yönetimle ilgili yasaları tekrar elden geçirmesi zaruri bir hal aldığı ortadadır. türkiyeyi sarsan büyük afetten sonra yerel yönetimlerin ne kadar acz içinde oldukları ortaya çıktı . 1. yerel yönetim seçimleri parti destekli olmaktan çıkarılıp halk destekli olması sağlanmalı . 2 . en fazla 3 dönem seçilenler (belediye meclis üyeleri ve muhtarlarda dahil )2 dönem seçimlere önlenmeli. 3. başkan yardımcıları seçilen meclis üyelerinden olmalı . 4. yerel güvenlik güçleri ( polis jandarma ) seçilen belediye başkanına hesap vermeli . 5 . itfaiye afad kızılay güçlendirilip tekrar görev tanımları yapılıp gönülülük esası getirilip gönüllü olanların her yıl tatbikatlarla eütimi sağlanmalı . 6 . imarla ilgili denetim mutlaka ehl meslekten oluşan mimar jeoleji çevre muhendisleri ayrıca bina sigorta şirketlerice oluşan bağımsız birlik oluşturmalı . 7 . yerel yönetimlerce verilen meslek edindirme ucuz dershane yabancı dil kursu gibi işlerden arındırılıp kuruluş amacı olan o şehrin insan onuruna yakışır yaşam için hizmetleri yapması sağlanlıdır. ülkenin yaşamış olduğu bu afet konusunda hükümet . afad . kızılay . sınıfta kaldığı gibi .afet sahasındaki yerel yönetimlerde sınıfta kalmış. özelikle başkanlar ve yardımcı diye atadıklar çevreleri işlerini yapmadıkları gibi afetzedelere yardımcı olamadıklar ortadır efete uğrayan yerlerde bütün yerel yöneticiler her şeyi başkasından beklemiş umumi tuvaletleri bile hizmete sakamadıkları . iş makinalkarını bile organize edememişlerdir .. saygıyla

17.02.2023 / 18:05

21
Hacı Duran Esen Kayseri , Mühendis

Anayasa Md. 79. Seçim güvenliği. PARMAK BOYASI. https://www.yasalar.org/anayasa/madde-79/ Deprem ve OHAL nedeniyle, kimin nerede olduğu ya da nerede olmadığı? yüzde yüz belli degildir; tüm ülkede seçmen kütüklerinin yüzde yüz doğru olabilme ihtimali neredeyse sıfırdır. Her seçimde oy verirken "hileler" olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, aynen 2000 li yıllarda olduğu gibi, 14 Mayıs 2023 seçiminde PARMAK BOYASININ yapılması zaruridir. 2000 li yıllardaki seçimlerde, PARMAK BOYASI uygulamasında meclisin kararı alındı mı? Bir araştırın.

10.03.2023 / 23:38

21
Salih Onganer İzmir , Mühendis

KONU: Demokrasi ya da Diktatörlük. İLGİ: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ya-demokrasi-ya-diktatorluk-647383h.htm DEVA Partisi Genel Başkanı ve Ekibi İLGİ yazıyı okusunlar, analiz etsinler. Eğer muhterem Recep Erdoğan beyefendinin Cumhurbaşkanı adaylığına “yeşil ışık yakılırsa”, Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) ya İTİRAZ edilmesi. Gerekçe: Anayasa Madde 101 ve Anayasa Madde 116. Anayasa tam bir bütündür. Anayasadaki herhangi bir maddenin ihlali, Anayasanın yok edilmesi (çöpe atılması) ile eş anlamlıdır. Böyle bir durum tıpkı 15/16 Temmuz darbe girişimi gibi bir darbe girişimidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

29.03.2023 / 18:53

21
Salih Onganer İzmir , Mühendis

Sevgili DEVA arkadaşlarım, yapılan yorumlarda dikkatimi çeken bir hususa değinmek istiyorum. Bilindiği üzere, Demokrasinin ilk ve en ilkel versiyonu "Çoğunlukçu" demokrasi (%51'i alan herşeyi yapar), daha gelişmiş olanı "Çoğulcu" demokrasi (Azınlığın bir takım haklarına dokunulamaz), son versiyon ise "Katılımcı" demokrasidir (halk her hususta ve her an kararlara katılır). İletişim imkanları, teknolojik gelişmeler, bilginin demokratikleşmesi ve halkın eğitim kültür seviyesindeki artış; Katılımcı Demokrasiyi uygulanabilir kılmaktadır. Ancak, hiçbir iktidar, toplum zorlamadıkça buna geçmek istemez. Bu sebeple, Katılımcı Demokrasiyi talep eden, iktidarı buna zorlayan toplumsal duruş ortaya konulmalıdır. Dolayısıyla; yorumlarda kurulan cümlelerin öznelerinde sorun olduğunu görüyorum. Yani, "adalet olmalı", "kaynaklar etkin ve verimli kullanılmalı" şeklindeki, öznesi muğlak cümleler yerine "öncelikle hukuka güveni sağlamalıyız","israfı önlemeliyiz" şeklinde, öznesi biz olan (Türkiye toplumu) cümleler kurmalıyız. Sorunları birlikte tespit etmeli, çözüm alternatifleri arasından uygun olanı birlikte belirlemeliyiz, vatandaşlık yetkisini kullanmalı, sorumluluğunu üstlenmeliyiz. Basit ve kolay çözüm öneremediğim için üzgünüm. Naçizane kanaatlerim böyle. Saygı ve sevgilerimle.

10.05.2020 / 22:55

21
Özkan Basat Kayseri , Danışman

Turkiye’de kaynak sıkıntılarının yanında daha çok vatandaşın hayatının içinde bir sorun var. Vatandaşlar sorunlari karşısında çözüm bulacak merciyi ya bilmiyor ya da ulaşamıyor. Bunun 2 sebebi olduğunu düşünüyorum: Devletin yerelde ve merkezi yönetimde mekanizmaları yetersiz ve de vatandaş için çağın gerekliliklerine uygun bir platform yol. E-devlet diyorsanız çok daha fazla geliştirilmesi gerekiyor ve Deva Partisi’nin yerel yönetim vizyonunu bu konuda doğru buluyorum. Covid-19 krizinde, yardım, işsizlik maaşı vs gibi konularda hep kaynak var mı yok mu bunu konuştuk ama iyi bir organizasyon olmazsa yarın kaynak olduğunda da bunu adaletli şekilde dağıtamayız.

15.05.2020 / 09:56

21
Furkan Demirbas İstanbul , Özel Sektör Çalışanı

Daha önceki günler acizane düşüncelerimi belirtmeştim. Son olarak da bu toplumun çoğunluğu muhafazakar ve ataerkil zihniyet esas olmak üzere otoriter zihniyetinde hakimiyeti altındadır. iki zihniyette hiyerarşik emir komuta zihniyetidir.Başka bir anlamda gerçeğe tanrı bilgisine en yakın olan bilir. Devlet yöneticisi bilir, Örgüt ve cemaatin en üstündeki şeyh bilir. Bizde onların dediklerine uyarız.Bizim özel ve genel doğrularımız onlara şekillenir diye bi anlayış ve algı oluşmuştur. Laik kesimde ise aynı şekilde hiyerarşik bi şekilde gerçeği lider bilir. Devleti yöneten bilir.,Askerler bilir. vs vs uzar gider. Kısacası toplum muhafazakar ve laik olarak kapmlaşarak cemaat yapıları oluşmuştur. Böylelikle böyle bi toplum yapılanmasında otoriter yapılara biat artmaktadır.YANİ KISACASI TOPLUM GÜCE TAPMAKTADIR.Bunu bi önceki serbest kürsüde belirtmiştim.O düşüncelerime ek olarak. açık olarak şu eklemeyi yapmayı uygun görüyorum. KARŞI TARAF OYUNU KURALLARINA GÖRE OYNAMIYOR. HER TÜRLÜ FAULÜ YAPIYOR KEMİK KIRMA PAHASINA. ONUN İÇİN BİZDE OYUN KURALLARINA UYMAMIZ GEREKİYOR. YANİ Kİ DE DEMEM O Kİ MİLLETVEKİLLİĞİ TRANSFERLERİNE GÜCÜMÜZ YETTİĞİ KADAR AĞIRLIK VERMEMİZ GEREKİYOR. ANCAK VE ANCAK BUNLARI SAHADA BÖYLE DURDURUP MAÇI ALABİLİRİZ DİYORUM.Ben başka bi çare bulamıyorum.Böyle zihniyet yapısına sahip toplumu ancak nihai olarak böyle ikna edip yönünü bize döndürebiliriz.Tabii başka taktikleri uygula hakkımız baki olmak üzere.Tekrar belirtmem gerekirse toplum demokrasi istiyor ama demokrat değil. kültürel ve zihniyet olarak demokrat değil maalesef. ve de ülkede gerçek demokratlar çok az..Sizlerin de iyi bildiği gibi oyunu kurallı kuralsız oynayarak, kırkharamilerden önce kurtulmak ondan sonra da Türkiye yi fabrika ayarlarına getirdikten sonra da evrensel hukuk devletini yeniden tesis edip demokrasi kulvarına Ülkeyi sokmaktır hedefimiz teşekkür eder, kolay gelsin der başarılar diler saygılar sunarım.

16.05.2020 / 11:10

21
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir