Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Rahmetli Demirel in bi sözü vardı "siyasette küsme olmaz,küseceksen siyaset yapma " diye.siyaset uzun soluklu bi maratondur. Çok kaygan ve sarp yolları var.Kısa erimli siyaset olmaz.olur şahsi beklenti içerir.Bu partide görev alıp siyaset yapılacaksa eğer kişi önce kendisi ile yüzleşmesi maddi manevi ve bilgi olarak kendini hazır etmesi ve hiç bi şahsi beklentiye girmeden kararını verebilmelidir.Eğer böyle yapmazsa önce kendi üzülür şahsi hesabı tutmadığı için sonra partiye zararı dokunur ülkenin toplum yapısı muhafazakar ağırlıklı güce prim veren alışkanlıklarıyla hareket eden,normal değişime kapalı bi topluma sahibiz.bunun içinde demokrasiyi talep eden ama demokrat olmayan kesim de var.esas bunları ikna edebiliriz.küsmeden yılmadan usanmadan emek vererek parti içi vs dışı eleştiri ve Mavraları telore ederek bunu yapabiliriz. Dini ritüelleri ve değerleri değil de aklı referans alarak Söylem ve kavramlarla insanları ikna edebiliriz.ama inanca da saygılı olduğumuzu dinin bir moral değer olduğunu ve hayatı anlamlzndırdığını bilmeliyiz gerektiğinde bunu yerinde belirtmeliyiz. Kırk haramiler halka din,korku ve yalan satarak ve de devleti alet ederek halkı sindirdiler.Biz halka umut ve güven vereceğiz bu doğru ama yetmez Güçlü görünme algısını da yaratmak zorundayız.Bu da önce Genel merkez ve il teşkilatlarının hele ilk kurucularının çok çalışıp ikna yöntemini iyi kullanmaları gereklidir ayrıca da daha önceden siyasettte belirleyici roller oynamış deneyimli ve sözü dinlenir devlet adamlarının da taraflı tarafsız bu gidişatı yani kırk haramiler sistemini eleştirmelerinin sağlanması iyi olur derim.uluslararası desteğin çok önemli olduğunu fazladan belirtmiş oluyum. Hep birlikte kenetlenirsek vs de inanırsak kesinlikle bunu başarırız .ipi göğüsleriz ama erken ama geç kolay gelsin saygılarımla

13.05.2020 / 21:58

20
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Naçizane tavsiyemdir genel başkanımız,in kongre konusmalarini takip ediyorum genel olarak baktığımda var olan sorunlara bir siyasetçi değilde bir akademisyen gibi anlatış şekli var bence genel başkanımızın daha etkin ses getiren biraz daha üst tondan konuşmalar yapmalı bakın cem uzan seçime ilk girdiğinde mitinglerde ki üslubu agrasif yapısı kararlı gorunumuyle aldığı oy oranı ortada genel başkanımız sy Ali Babacan in söylemleri halka daha fazla dokunmali daha somut anlasilir vaadler yapmalıdır örnek ekmek 1 lira olacak SGK prim yüzde onbeş düşecek mazot,tan alınan vergi düşecek asgari ücretten alınan vergi kalkacak gibi gibi somut ne yapacağını halka anlatması gerekiyor.saygilar

02.11.2020 / 17:53

20
Metin İlhan İzmir , Özel Sektör Çalışanı

Babacan Hareketi ve Deva partisi oluşum hareketinden beri sizlere felsefi olarak destek verdim, lkemizsorunlarına karşı dk duran bir tutum vardı katkı sağlamaya çalıştım 10larca mal attım yardımcı olmaya çalıştım, mevcut sorunlardan bahsettim, Aydın ilbaşkanlığı çaıklandığında sosyal medyada destek mesajları attım yerel medyada, Parti aydın il başkanına reklamcı olduğumu, bazı işlerde sizlerin yanınızda maddi manevi olcağımı Vhatsaptan mesaj attım kendi işimle ilgili oldukça büyük markalara reklam hizmeti verdiğimiz kurulan partimiz demiştim geri aldım sözümü, gönülden katkıda sağlayacağımı yazdım isterseniz atayım, ama il parti tabelasını akpli bir meslektaşıma vermişler benden teklif bile almadılar, alsalardı anlarlardı beni, daha başlamadan bitirdiniz sizin için akpnin uzantısı diyorlardı şu işte haklı çıktılar, ben sizin yöneticinize kayıtsız şasrtsız yardımcı olacağımı söylerken siz il başanlığı levhasını Akpli bir meslektaşımıza verdiniz, neyse chp'den istifa ettim sığınacak düzgün bir mekan bulurum diye hayal kırıklığına uğradım, Eğer kurarsa bir parti Muharrem inci kurmazsa bu seçim balığa gideceğim yokmuş sizin farkınız diğer kilimden başka özür diliyorum.

12.11.2020 / 21:09

20
Turgut Gülmüş Aydın , Esnaf

Deva Partisi'nin Ali Babacan'ın You Tube'daki Görünürlüğü ve Sosyal Medyanın Seçim Üzerine Etkisi Hakkında Düşüncelerim Yakın zamanda başlayan bi' Kahve programı gerçekten çok önemli bir girişimdi. Kesinlikle devam etmeli. Bu programlar başladığından beri Ali Babacan You Tube kanalının izlenme ve abone sayılarında artış çok daha arttı. Ayrıca You Tube'da kendi büyük kitleleri olan kanal sahipleri var. Örnek olarak: Haluk Tatar (1,57 milyon abone), teknoloji alanında yüksek izleyici kitlesi olan Mesut Çevik (305 bin abone), bilim ve teknoloji üzerine videolar paylaşan Ayhan Tarakçı (542 bin abone), Türkiye'de bilimi popülerleştirmek adına çok önemli girişimler yapan sinir bilimci Açık Beyin'den Sinan Canan, yine Türkiye'nin en büyük popüler bilim platformunu kuran ODTÜ mezunu Evrim Ağacı'ndan Çağrı Mert Bakırcı, Tarih alanında çok popüler bir isim Emrah Safa Gürkan, Ekonomiyle alanında yine çok popüler Özgür Demirtaş, felsefe üzerine programlar yapan Dücane Cündioğlu gibi. Saydıklarımın kendi büyük izleyici kitleleri var bu kitlelerin kesişim kümesi tabi boş küme değil ama yine de onlarla yapılacak olan programlar muazzam izlenmeler alacaktır. Bunun yanında İlber Ortaylı ve Celal Şengör ile de bir program yapabilirsiniz. Ayrıca program yapmak kadar programı yayınlamadan önce reklamını yapmak, herkese duyurmak en az programın kendisi kadar önemli. Programların fragmanları heyecan ve merak uyandırıcı şekilde hazırlanıp Twitter ve You Tube reklamları ile duyurulmalı. Sosyal medyayı devasa bir kitle kullanıyor. Siz hiç miting yapmasanız sadece sosyal medyayı doğru kullansanız yine muazzam oy alabilirsiniz. Lütfen bu potansiyeli görün. Türkiye'nin en az 4'te 3'ü sosyal medyayı her gün kullanıyor. You Tube, Twitter, Instagram ve Facebook'u doğru dijital pazarlama yöntemleri ile kullanırsanız muazzam miktarda oy alabilirsiniz. Nasıl her ilçeye parti başkanlığı açıyorsanız ondan daha da fazla önem vermeniz gereken nokta sosyal medyada yaratacağınız algı.

16.04.2022 / 11:35

20
Murat Ensar Bilgin İstanbul , Öğrenci

Merhaba öncelikle partiniz hayirli olsun.Ben Lisans mezunuyum ve işsizim.Okuyan insanlara ülkemizde maalesef değer verilmiyor,çalışkan ve dürüst insanlar hakkettiği yerde olamıyor,herseyin başını dayıya bağlıyorlar,biz de genciz ve bazi hayaller de maddi duruma bakıyor, hak eden insanların hakkettiği yere gelmesi için nasil çalışmalar yapıyor sunuz? Bi de konuşmanızı dinledim kurt sorunu olduğunu söylüyorsunuz benimde kurt arkadaşlarım var onlar bizden daha iyi durumdalar,kurt diye bir sorun vardır dediğinizde ülke doğal olarak etnik kökenden parçalanması için zemin hazırlanıyor diye insanin aklına takılıyor,mesela Alman devletinde tek almanlar yaşamaz,alman çatısı altında birleşirse bilirler ki bizi kimse yıkamaz ben bu tür konularda önem veriyorum,bi de pkk nin bağlantısı olan hersey bu ülkenin kırmızı cizgisidir,pkk yandaslarina destek verilmemesi hatta partisi varsa bile tarihe gömülmesi kanatindeyim,ülkeyi parçalama üzerinden siyaset yapılmaz bu da muhalefet partilerin gerekli hassasiyeti görmesini beklerim,ekonomi konusunda acıklamalarinizi doğru buldum,beni de yanlış anlamanızı istemem ben her yönden eleştiririm ve düşüncemi söylerim ülkemizin en iyi yerde olmasını istiyorum.Simdiden tesekkurler

08.01.2021 / 20:03

20
Tuğçe Aa Ankara , Bilim İnsanı

Muhalefet değerlendirilirken" mevcut iktidar gibi Güçlü bir liderlik sergileyemiyor " şeklinde eleştiriliyor .Toplumda Güçlü liderliği önemseyenlerin sayısı da az değil. Tarihi kayıtlara "Güçlü Lider" olarak geçmiş şahsiyetler hem kendi toplumlarına hem de dışarıda kalan insanlığa refah ve iyi yaşam getirememişler pek çoğu savaş ve yıkımlara yol açmışlardır. Muhalefet Partilerinin ekran yüzlerinin; güçlü liderliğin mahsurlarını anlatan söylemleri dillendirmesi faydalı olabilir Güçlü Liderleri olduğu için mi Yoksa güçlü sivil örgütleri olduğu için mi toplumlar gelişir. Bir ailede bir işletmede bir belediye yönetiminde bile güçlü liderlik mi katılımcı yönetim mi daha iyidir sorusunu sorsak katılımcılık görüşü ağırlık kazanır

09.02.2021 / 12:36

20
Murat Ufacık Antalya , Esnaf

"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir". Değişim çanları üzerinde yaşadığımız Türkiye için de çalmaya başladı. İnsanlığın, tüm dünyanın kültürel, sosyal ve ekonomik olarak değiştiği şu dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin bazı değişimler yaşaması işten bile değil. Günümüzün dünyasında popülist düşünce anlayışıyla insanları etkilemek eskisi kadar kolay değil. İnsanlara realist bir şekilde yaklaşmak gerekir. Partimiz ve partimize gönül vermiş insanlarımızın da realist olması gerekmektedir. Aksi takdirde sorunlarla yüzleşmekten kaçınan bir toplum yaratmış oluruz ki şu anda durum böyledir. Sorunlardan kaçınan bir toplum değil çözüm üreten bir toplum ancak geleceğe umutla bakabilir.

29.06.2020 / 21:06

20
Mahmut Turgay İstanbul , Özel Sektör Çalışanı

Hukuk,demokrasi,seffaflik,ifade ozgurlugu ve yapısal reformlarda geri adım atan hükümet 2002-2007 kazanımlarını mahvediyor. AB değerleri bu konularda reform istiyor ama bizimkiler nefislerine yenik düştükleri için ülkeyi kapatıp halkı kandirarak yönetme yolunu seçtiler. Bu beni çok üzüyor başkanım. Siz hiç Cumhurbaşkanına AB değerleri ve kriterleri beraber yaşamanın teminatı 2.dunya savaşı tecrübesinden çıkarılmış en onemli derstir. Bu yüzden otoriter insanlara sıcak bakmıyorlar gazeteciyi içeri atıyorsan demek ki sen de bir terslik var diye bakıyorlar. Biz bunlardan tüm dersi çıkaracağız Avrupa bize bizde Ortadoğu'ya model olacağız. Allah yolunuzu açık etsin. Allah doğrunun yardımcısıdır inşallah.

19.07.2020 / 23:31

20
Onur Altın Bursa , Sporcu

ŞEREFLİKOÇHİSAR HİSAR GAZETESİ 27.11.2020 KÖŞE YAZISI DEVA PARTİSİ (2) Parti liderlerini ilgilendiren, adı konmamış bir ölçü birimi var. Memleketi ya da seçim bölgesinden aldığı oy oranıdır. Çoğu lider, memleketi ya da seçime girdiği seçim bölgesinde tulum çıkarmakla ya da birinci parti olmakla “Liderlik farkı” nı ortaya koyar. Seçimleri çok yüksek oyla kazanmış olsa bile eğer seçim bölgesinde ya da memleketinde birinci parti olamaz ise lider açısından bu durum bir eksiklik olarak görülmektedir. Memleketi ya da seçim bölgesinde açık ara birinci parti olma geleneği Adnan Menderes’le başladı diyebiliriz. Adnan Menderes memleketi Aydın’dan, Süleyman Demirel memleketi Isparta’dan, Bülent Ecevit Zonguldak’tan, Alparslan Türkeş Ankara’dan ve Adana’dan Necmettin Erbakan Konya’dan, Turgut Özal İstanbul’dan, Devlet Bahçeli memleketi Osmaniye’den ve Tayyip Erdoğan İstanbul’dan “Lider Farkı” ile seçime girmişlerdi. Memleketlerinden veya bölgelerinden lider çıkaran iller veya ilçeler; parti, ideoloji ve inanç kalıplarını bir kenara koyarak liderlerine sahip çıkmışlardır. Şereflikoçhisar, çoğu ilçelerin yakalayamadığı bir fırsatı daha yakaladı. Kendi kişiliği ve siyaseti ile Türkiye’ye ismini duyurmuş olan Ali Babacan, siyaset arenasında “liderliğe” yürüyor. Bu yürüyüşte attığı her adım, Şereflikoçhisar hanesine bir artı olacaktır inşallah. Sahiplenir ve desteğimizi sonuna kadar kullanırsak bu fırsatı bari olsun lehimize çevirebiliriz. Şereflikoçhisar’dan yeryüzüne dağılmış, yaklaşık 150 bin Şereflikoçhisarlı, ilçesinden doğacak liderleri ve güzel haberleri beklemektedirler. Selam ve dua ile kalın.

28.11.2020 / 04:30

20
Önder İldeş Ankara , İlahiyatçı

Ben Manisa bölgesinde zeytinlikleri olan ve zeytinyağı satışı yapan bir memur olarak TARIM POLİTİKASI konusunda öneride bulunmak istiyorum. Malum olduğu üzere İstanbul'da Karadenizli nüfusu fazla olduğu için siyasette ve devlet politakalarının belirlenmesinde Karadenizlilerin etkisi 10 yıllardır oldukça fazla (Akp öncesi dönemler de dahil). 90lı yıllarda seçim öncesinde ülkenin en büyük problemi oymuş gibi fındık fiyatı, çay taban fiyatı diye televizyonlar günlerce haber yapardı ama kimse ceviz fiyatı ne olacak, zeytin fiyatı ne olacak diye konuşmazdı. Şimdi de Cumhurbaşkanı Edirne'den Hakkari'ye kadar halkın kafasına Karadenizli çiftçinin ürettiği çayları atıyor. Oradaki çiftçi, köylü de kafasına kafasına atılmasına rağmen niye Karadenizli çiftçinin ürünleri Cumhurbaşkanlığı tarafından satın alınırken kendi ürünlerinin tarlada kaldığını, fiyatının düşük kaldığını anlayamıyor. Bu kapsamda benim naçizene önerim parti mitinglerinde sayın Ali Babacan'ın o ilin futbol takımının atkısı ile çıkmak yerine o yörenin belli başlı tarım ürünleri ile (Edirne ayçiçeği, Isparta Gül, Antalya Domates, Mersin Mandalina, Manisa İncir, Balıkesir Zeytin gibi) çıkması ve bu ürünlere destek, ihracat imkanı vb konularından bahsetmesi. Gerçekten futbol atkısı çok banal ve özellikle genç nesle hitap etmeyen bir fetiş nesnesi haline geldi. Gençler halı sahada futbol oynuyor ama yerel takımını tutmuyor. Lütfen nasıl ki ekonomi politikalarında populist hedefler ve lümpen kesmi tatmin edecek avamlıklara tevessül edilmiyor, illerin yerel değerleri vurgulanırken de aynı hassasiyet gösterilsin, düşük eğitimli, topluma faydası olmayan futbol camiası ön plana çıkarılmasın. Saygılarımla

05.12.2020 / 11:02

20
Musa Bilgehan Nacakcı Ankara , Kamu Çalışanı