Bizler umutsuzluğun umudunu arayanlardanız.sizlerin coşkuşu ve umudu var oldukça bizlerde bu umutsuzluk zincirini er geç kıracağız. İnancımız tam coşkumuz büyük başaracağız. Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi boşluğu sayın babacan ve ekibinin doduracağından şüphemiz yok. Ülkemizin en büyük sorunu özgürlük adalet sorunudur. Bu sorunlar çözülmeden hiç bir sorun çözülmez. İnsan özgür oldukça var olur. Özgürlük sorunu çözüldüğü de beraberinde işsizlik, ekonomik sorunlarda çözülür. Halkın refah düzeyi yükselir. Başkanımız babacanın bu sorunları çözeceğinden eminim. herzaman ve her yerde çalışmarınıza destek vermek boynumuzun borcudur. Ne kadar umutsuz günlerden geçsekte UMUTSUZLUĞUN UMUDU SAYIN ALİ BABACAN DIR. Ya Allah bismillah umuda yolculuk başlıyor.umutsuzluğun umudu geliyor geliyor ALİ BABACAN GELİYOR.
30.06.2020 / 22:24
Yücel Kırgeç
Mersin
, Esnaf
Merhabalar. Öncelikle kurulan bu yeni partinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemizin yıllardır içinde bulunduğu talihsiz konumun, bu parti ile birlikte düzeltilebileceğine dair umutlarım tamdır. Aslında ben uzun zamandır bu umutla yaşamaktayım. Uzun zaman dediğimde çok değil, 22 yaşındayım. Ortaokul yıllarımdan itibaren siyasetle ilgilenmeye başladım. Ülkemin yaşadığı sıkıntılar daha o yaşlarda canımı sıkmaya başladı. Bu ülkeye, bu millete, bu vatana hizmet edebilme aşkı işte o zamanlar başladı bende. Bunun için ailem istememesine rağmen Sosyal Bilimler Lisesi'nde okudum. Bunun için yine ailem istememesine rağmen Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni tercih ettim. Yıllarca hedeflerimi gerçekleştirebileceğim bir parti aradım durdum. Mevcut partilerden hiçbiri dikkatimi çekmemekteydi. Ülke kötü durumdaysa bunu görmek, buna müdahale edebilmek, en azından sorunların üstesinden gelmeye çalışmak, halkın oylarıyla bir yerlere gelen her siyasi partinin göreviydi fakat hiçbir partide bunu göremedim. İktidar partisi, iktidarda kalma hırsıyla, muhalefet partileriyse sadece iktidara gelebilme hırsıyla bir şeyler yapıyorlardı. Bu yüzden hep yeni bir parti bekledim. İYİ Parti ortaya çıktığında heyecanlandım. Bir umut takip ettim kendilerini fakat zaman içinde kendime oldukça uzak bir parti olarak gördüm. Sonrasında Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun bir parti kurma girişiminde olduklarını gördüm. İkisi de saygı duyduğum siyasetçilerdi. Bu da beni oldukça heyecanlandırdı. Sonrasında yolları ayrıldı ve farklı partiler kurdular. Hem DEVA Partisi'ni hem de Gelecek Partisi'ni takip etmeye başladım fakat bana DEVA partisi ve Ali Babacan ismi daha yakın gelmeye başladı. Parti programını okudum ve daha öncesinde İYİ Parti ve Gelecek Partisi'nde gördüğümden daha farklı, daha güzel bir anlayış gördüm. Ben halkçı biriyim ve halkı kucaklamayı görev edinen bir parti anlayışı gördüm. Aradığım ışığı sizde buldum. Umarım bu ışık hiç sönmez. Yolunuz açık olsun.
24.06.2020 / 01:41
Ali İhsan Güler
Ankara
, Öğrenci
Ülkenin içinde bulunduğu durum dan dolayı daralıyorsanız beş dakika babacan dinleyin ilaç gibi.
26.02.2021 / 20:12
M. Sait Tatar
Şırnak
, Teknik Eleman
Millet ittifakının secim bildirgesini tamamını okudum sizleri tebrik ederim fakat emeklilerin durumunun iyileştirmesi ile ilgili net birşey bulamadım şöyleki intibak yasasını çıkaracakmısınız ıveya prim gün sayısına göre adaletli bir emekli maaşı alınmasını sağlayacaksınız lütfen bunlarda açıklarmısınız.
Saygılarımla
30.01.2023 / 20:52
Hamit Özcan
Edirne
, Teknik Eleman
Algı yönetimi ile halkın dikkatinden kaçırılan 17-25 aralık hırsızlıkları kamuoyu gündemine gelmişken olan tüm yolsuzlukların, işinden gücünden hukuksuz bir şekilde uzaklaştırılan,uydurma gerekçelerle terörist ilan edilerek cezaevlerine tıkılan binlerce bebekli annelere,öğretmenlere ,askerlere doktorlara esnaflara ve tüm masumlara deva tarafından sahip çıkılmalı...İnsanlar Ali Babacana güveniyor kadrolarına güveniyor...Adaletin Deva ile geri geleceğine inanıyor...
07.06.2021 / 22:45
Yavuz Mehmet Boz
Ankara
, Asker
Sayın deva partisi yöneticileri ve özelde Ali babacan, böyle giderseniz başta planladığınız ve tüzükle parti programına kadar her yere ilmek ilmek işlediğiniz hayalleriniz suya düşebilir. Daha da önemlisi bu insanlara(Türkiye ye)vermiş olduğunuz umudu geri almış olacaksınız.. ya etkin politika ve stratejiler üretmek zorundasınız yada iktidar ve muhalefetin ürettiği kısır döngü içinde debelenip durmaya devam edeceksiniz.şunu belirtmek isterim ki seçimlerde %5'i bile aşamayan klasik
partilerden birine dönüşme riski altındasınız. Sonn zamanlarda görüyorum ki teşkilatlanma anlayışınız da siyaset anlayışınız gibi giderek diğer partilerin kötü yönetim şekillerine bürünüyor, oysanne güzel giriş yapmıştınız siyaset sahnesine.. demek ki daha içselleştiremediniz, şu nitelikli insan bulma kısmı size ve ekibimize bulaşmamış... ewet desteğiniz var kısmen, yalnız bunu bırakın arttırmayı acilen ruhen kaliteli ve vasıflı insan kümesini aynı potada eritemezseniz dimyada pirince giderken ki duruma düşeceksiniz.. yardım almanız gerektiği ortada...ne için mi ? Doğru yerde doğru zamanda doğru insanlarla doğru davranışları sergilemek için elbette.(ülkemizde sevilmesede yardım istemek alçakgönüllülüktür, erdemdir) partiniz ilkeli olduğu sürece kattkıda bulunmayı düşünebiliriz.saygılarımla
19.07.2021 / 18:20
Osman Coşkun
Diyarbakır
, Hukukçu
Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşmaktadır. Önümüzdeki ilk seçimin demokrasimiz açısından hayati öneme haiz olduğu izahtan varestedir. Bu günlerde , Gelecek Partisi Genel başkanı Sayın Davutoğlu'nun ittifaklar konusunda yeni bir konsept geliştirdiğini ve liderlerle temasa geçtiğini görüyoruz. Sayın Davutoğlu, Millet İttifakına eklemlenmek yerine "kurucu parti konsepti" içinde ittifak içinde yer alabileceklerini ve ittifakın genişlemesine olanak tanıyabileceklerini ifade etmektedir. Tabii ki " Geliştirilmiş parlamenter sistem" asgari müşteriki gözetilerek. Makul bir öngörü gibi görünmekle birlikte, bazı olumsuzluklara da yol açabileceği görüşündeyim. Şöyle ki; "Millet İttifakı" 2019 yerel seçimleri başta olmak üzere Türkiye siyasasında belirli bir yol almış gibi görünmektedir. Şöyle veya böyle, halk nezdinde telaffuz edilen ve bilinen bir oluşum haline gelmiştir. Benim görüşüme göre, zaman kaybına neden olmamak ve de sil baştan yeniden yapılanma yapmak yerine , Deva Partisi'nin de katılımıyla daha güçlü ve BÜYÜK BİR UZLAŞMA ile etki alanı genişletilmeli ve "BÜYÜK MİLLET İTTİFAKI" olarak anılan bir oluşuma gidilmesi daha rasyonel olabilecektir. Rahmetli Demirel, "BÜYÜK TÜRKİYE"paradigması ile Türkiye siyasetinde yıllarca zirvede kalabilmiştir. "BÜYÜK MİLLET İTTİFAKI" konsepti, EŞİTLER ARASINDA oluşturulan ve her çeşit halk katmanının kendisini rahatça ve özgürce ifade edebileceği SİNERJİK bir ortamı yaratarak oy potansiyelini de genişletebilir görüşündeyim. Deneyenler ve uygulayanlar bilirler. Aditif etkide 1+1=2 ederken, sinerjik etkide 1+1=3 eder. Son söz; "Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır."
18.01.2022 / 18:23
Muhammet Kürşad Şekillioğlu
Ankara
, İş İnsanı
PARTİİÇİ DEMOKRASİ
Sistem tartışmalarının gündemde olduğu şu günlerde demokrasi için en büyük engel olan içerisinde demokrasi olmayan partilerin yapısını da tartışmalıyız.sonuçta küp içindekini sızdırır.partilerin içinde demokrasi olmassa ülkede nasıl demokrasi olacak.Partilerde bir lider ve genel merkez sultası vardır.Bu da siyasi partiler yasasından kaynaklanmaktadır.bu durum düzelmeden yapılacak demokrasi veya sistem tartışmaları bizi bir sonuca ulaştırmaz.partilerin işleyişinde en temel yapı olan delege sistemi yanlıştır.bugün mahallelerden başlayarak ilçe,il ve genel kongreleri şeklinde bir seçim sistemi vardır.Gerçekte hepimizin bildiği genel başkanın delegelerinin genel başkanı seçtiği kapalı sistem vardır.partilerin üyeleri mahalle delegelerini seçer daha doğrusu delege ağalarının, ilçe başkanlarının ellerine tutuşturduğu listeyi sandığa atarlar.üyelik gönüllüdür.pekala üyeler partilerin delegelerini seçme hakkını kimden alırlar.işte burada seçmenler ile üyeler arasında bir vekalet ilişkisi yoktur.halbuki partilerin finansmanını devlet yardımı adı altında bütün seçmenler yapar .partiler yerel yada merkezi yönetimlerde seçmenlerin vergilerini harcama yetkisine sahip olurlar.
Bu nedenle bütün seçmenler oy verdiği partilerin doğal üyesidir ve delegeleri seçmenler seçmelidir.delege seçimi genel seçimler gibi bir vatandaşlık görevi olmalıdır.partilerin iç işleyişinin demokratik olması zorunluluk olmalıdır.önerim partilerin delegelerinin genel bir seçimle seçilmesidir.
GENEL DELEGE SEÇİMİ (GDS).
Ortalama 300 seçmenin oy kullanacağı her sandıktan 10 delege seçilmesidir.her %10luk dilim 1 delegedir.artık oylar küçük partilere kalır.isteyen her seçmen oy kullanacağı sandıktan e devlet üzerinden aday olacağı partiye 100TL bağış yaparak aday olabilir.seçmenler 3 adaya oy verebilir.farklı partilerden adaylara da oy verebilir.böylece ülke çapında 200 bin sandıktan 2 milyon delege seçilir.Bu delegelerin 3 görevi olur.1 partilerin yönetimlerini seçerl
04.02.2022 / 23:32
İbrahim Sarul
Bursa
, Mühendis
Bir kamu bankası olan Vakıfbank'ın Vakıfbank Spor Kulübü altında faaliyet sürdüren voleybol şubesi başta olmak üzere kamu bankalarının yürüttüğü sportif faaliyetler ile ilgili görüş ve isteklerimi dile getirmek üzere bu başvuruyu yapıyorum.
Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere ülkemizdeki insanların büyük çoğunluğu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi büyük İstanbul takımlarına veya diğer şehir takımlarına gönül vermişlerdir. Bir kamu bankasının bu milletin paralarıyla en yüksek bedelleri ödeyerek yabancı oyuncular getirip, bu milletin gönül verdiği kulüplere karşı mücadele etmesi kabul edilemez bir durumdur. Spor kulüplerine daha önce tanınan, vergilerin amatör branşlar için kullanılmak üzere geri ödenmesi uygulanması kaldırılmışken, bir kamu bankasının milletin paralarıyla sınırsız imkanlarla yarışması adaletsizliğe yol açmaktadır.
Ayrıca yine bu kulüp kendi ev sahipliğindeki maçlar için bilet satışı dahi yapmamaktadır. Biletler "biletinial.com" üzerinden satışa çıkarıldığı anda, tüm bloklar satışa kapalı gözükmektedir. Spora ilgi duyan insanlar yerine, kendi bankalarında çalışan ve sporla ilgisi olmayan insanlara davetiye adında maç bileti verilmektedir. Bu açıdan bakıldığında da bu kulübün ülkemizde sporun yayılmasına, sevilmesine hizmet vermediği açıkça ortadadır.
Bunlarla beraber bu kulüp yine milletin paralarıyla Türkiye Voleybol Federasyonu'na sponsor olarak ligde adil rekabet ortamına gölge düşürmektedir. Lig yarışının adil şekilde yürütülmesinden sorumlu olan federasyona o ligde yarışan bir kulübün sponsor olması kabul edilemez bir durumdur.
Gerek bilet satışı gerekse sponsorluk konusunda federasyonun düzenleyici bir adım atmaması dikkate değer bir başka noktadır.
- Tüm bunlardan ötürü Vakıfbank Spor Kulübü başta olmak üzere, Halkbank, Ziraat Bankası gibi kamu bankalarının yarışmacı olacak şekilde sportif faaliyetlerde bulunması yasaklanmalıdır.
Bu doğrultuda parti politikalarınızı şekillendirmenizi rica ederim.
11.05.2022 / 21:54
Muhammed Emre Özel
Kocaeli
, Mühendis
Seçimden sonra yazacaktım ama malum kimsenin samimiyetine pek güvenimiz kalmadı önce yazayım istedim:)hacettepe iktisat öğrencisi iken Ali Babacan canlı örneğimizdi.referandm hariç hep tayyip erdoğandan yana olmuştum ama bozulma artık çürümeye geçti. Ali babacanın Sessiz sedasız çekilmesi kaybolması fikrimi flulaştırmıştı , ta ki birgün reza zarrap tapelerini dinlerken “bu ötekiler gibi değil zorlayacak kanun adamı” dediğini duyana kadar. Bu seçim dönemi de olabildiğince konuşmalarını dinledim. Belirtmek isterimki fikir ve daha önemlisi hayallerimi en iyi yansıtan parti Deva partisi. Siz bu doğrultuda giderseniz bende ekonomik özgürlüğümü elime alır patron çalışanı olmaktan çıkarsam partinizde aktif rol almak istiyorum ilerde. Tabi ki kendimi geliştirip iyi donanım sahibi olursam… Velhasılı kelam bu seçimde oyum sizin içindir. Helal olsun hayırlı olsun inşallah. Ali Baba can do it!
14.05.2023 / 01:48
Gülşah Çelik
Diyarbakır
, Denetçi