Sayın Ali Babacan,
Tüm şehir ve ilçelerinde bulunan kamu binaları hakkında ilk sorum. Eskiden kamu binaları genelde en fazla 4 katlı olup içinde de ihtiyaç kadar memur bulunurdu. Günümüzde devasa kamu binaları yapılır oldu. Örneğin belediye binaları adalet sarayları orman müdürlükleri vs. Bu devasa yapıların en küçüğü, en küçük ilçede bile, en az 25 30 bin m2 civarlarında. Bu yapıların ihtiyaçtan fazla büyüklükte yapılması bir yana içlerinde de çok fazla işinin ne olduğu belli olmayan memurlar ile dolu. 1 kişinin yapabileceği bir işi 20 kişiye dağıtılmış durumda. Çalışan memur arkadaşlar da çoğunlukla gözleri mesai saatinin bitiminde. Mesai saatleri içinde de herhangi bir iş yapmıyorlar çünkü yapılacak iş 2 kişilik fakat o işe ayrılan kontenjan 20 kişilik. Bu devasa yapılara girince uzaktan takip ederseniz fark edeceksiniz ki; en çok çalışan bölüm çay ocağı, dolayısıyla en fazla çalışan da çaycı abla ve abiler.
Günümüz teknolojisi ile yapılacak olan iş yükü en az personelle ve küçük mimari yapılar ile pek ala halolunacak bir seviyede. Avrupa ve Amerikada hatırı sayılabilecek düzeyde ülke ve şehirde gezdim ve yaşama imkanı elde ettim. Gelişmiş ülkelerdeki kamu kurum binaları küçücük yapılardan oluşmakta ve içerisindeki personeller de gayet verimli bir şekilde çalışıyorlar. Örneğin 400 bin kişilik bir şehirdeki adalet sarayı 2 katlı konteyner kadar yer kaplayan birçok örnek verebilirim. Ya da belediye binaları keza aynı.
Ülkemizdeki bu kadar devasa kamu kurum binaları ve içinde bu kadar fazla iş yapmayan memurlara bir çözüm öneriniz nedir ? bunca o ya da bu şekilde memuriyete hak kazanmış ihtiyaç fazlası memur arkadaşları nasıl verimli bir şekilde çalıştırmayı düşünüyorsunuz? İhtiyacın çok fazlası olan bu kadar kamu binalarını nasıl değerlendireceksiniz?
İkinci sorum ise mesleğim ile alakalı çok önemli bir konu. Belediyelerdeki imar planları hazırlanırken veya düzenleme getirilirken yapılan yolsuzluklara, zorunlu bağış vs karşı bir projeniz var mıdır?
14.11.2020 / 11:45
Mehmet Sarı
Antalya
, Mimar
Öncelikle hiçbir partiye ne üyeliğim ne başka birşeyim var hiçbir zaman da güçlünün yanında olmadım her zaman ezilenin yanında oldum. Şuanda cennet vatanda yaşadığımız ülkeyi cehenneme cevirdiler biz her türlü insanı severiz ama ilk önce kendi vatandaşımı severiz bu ülkenin asli vatandaşları var birisi artık dur demeli bu olaylara sizden ricam sizden hiçbir beklentim yok şuan çalışmıyorum ama sizden tek isteğim bir gün bu ülkenin başına gelirseniz inşallah gelirsiniz umarım herşey güzel olur ve birşeyler güzel olur.
07.10.2021 / 23:51
Görkem Seven
Ordu
, Diğer
Her gün medyada bir kadın cinayeti haberi görüyoruz. Şiddet uygulanan, hayatları karartılan ve bunu yaptıktan sonra ceza almayan, alsa bile pek fazla caydırıcılığı olmayan ve şiddet uygulamaya devam eden erkekleri izliyoruz. Yaptığımız tek şey bu. Ülkede her şey çok hızlı belirip kayboluyor. Bir iki gün konuşuyoruz sonra unutuyoruz. Ama cinayetler ve şiddet devam ediyor. Kadına şiddet devam ederken mevcut hükümetin yaptığı tek şey sessiz kalmak.
DEVA Partisi olarak iktidara geldiğimizde bu konunun üzerinde sıkıca çalışmalıyız. Kadına yönelik şiddete yeni yaptırımlar uygulamalıyız. 6284 "Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u" sıkı bir şekilde uygulamalıyız.
Unutmayalım ki şiddetin olduğu bir ülkede huzur, güven ve gelişme olmaz.
08.07.2020 / 13:17
Mahmut Turgay
İstanbul
, Özel Sektör Çalışanı
Bir ülkede tecavüzcüler polisten gazeteciler kadar korkmuyorsa o ülkede adaletten söz edilemez. Ve adaletin olmadığı yerde devlet halka zulmeden bir mekanizmadan ibarettir.
10.07.2020 / 01:36
Ali Özhan
Konya
, Öğrenci
Selamlar.İyi ve gayretli çalışmalar diliyorum. Kürsüde bazı arkadaşların yazdıklarını okuyorum tabi bunlar arasında ilginç olan fikirler var. Bazı arkadaşlarımız sakın ola ki eski Ak Parti yönetimlerinde görev almış kişilerin bu partide görev almaması gerektiğini ifade ediyorlar. Fikirlerine saygı duyarak şunu eklemek isterim. Nasıl ki Ak Parti aslında Fazilet Partisinden kopan bir gurup tarafından oluşup Türkiye siyasetinde bir yer edindiyse şu anda Deva Partisi yapısının en üst yönetim şemasının da Ak Parti içinden kopan artık Ak Partinin ürettiklerinin bu ülkeye çok fazla fayda sağlamadığını düşünüyorsa yani özünde Ak Partiden ayrılarak, bu girişime başlıyorsa şunu sakın yapmamalıyız.Deva Partisi için mesele liyakatsa ki hep buna vurgu yapılıyor o zaman kişilerin hangi partiden ve fikirden ve müslimi gayrimüslimi düşünülmeden eğer bu ülke için temele bir taş koyacaksa işte en doğru insan odur. Bu felsefe eğer kısır iç çatışmalara kurban edilir ve devamında bu adamı ayırın çünkü bu şu partide siyaset yaptı olmaz denirse arka kapılarda Deva Partisi bence başarıyı unutmalı. Hep söylüyorum tarih aslında yaşanmışlıkları ile en iyi kanıttır. Dersler çıkarmak ve tekrarlanmış hataları yapmamak lazım. Türk milleti 60 yıldır demokratik seçim yapar bazen aksasa da bu süreçler bu millet faziletlidir seçmeyi iyi bilir. Sandık ne olursa olsun gerçeği ortaya çıkarır. Bu nedenle şahsi fikrim bu kısır çatışmalardan uzak aklın, danışmanın ön planda olduğu ben bilirimin olmadığı bir yapı elbet başarıyı getirecektir. Bu alanda bir kaç defa hep belirttim sokak sokak masadan siyaset olamaz olmayacak eleştirebiliriz ama doğruyu söylemek lazım kızabilirsiniz ama gerçek şaşmaz Cumhurbaşkanımız sokaktan ayrılmadı biz bazı konularda eleştirebiliriz ama ordan uzak kalmadı. Tabiki her hizmetin yapılacağı bir verimli zaman dilimi vardır demokratik olarak eleştirebiliriz ama bunlar yapıcı olmalı yıkıcı olmamalı eğer başarmak istiyorsak çok ama çok çalışmak zorundayız. Sorun hep liyakat .
10.07.2020 / 13:56
Turgay Aytaş
İstanbul
, Üst Düzey Yönetici
Hayırlı sağlıklı günler dilerim.Çok değerli arkadaşlar vede dava gönülü dostlarım, bizler ülkemiz için düşünceler içinde iken ülke yönetimi halen algı içinde yorulmadan usanmadan tv algı trolleri çeteleri alenen ortalarda bir o tv bir bu tv fetö Atatürk vs olaylar Ayasofya gibi gündemi oluşturmaktan başka işleri yok! Sözüm ona gazetecilik yapan halkı kine nefrete yönelterek kavga,gürültü,bölücülük,profovakatörlük yaparak gündem oluşturuyorlar tabiki beyfendilerin keyfi yerinde geçim derdi yok sıkıntı yok mani Gani arkaları sağlam garip fukara kim yahu diyerek ver gazı,ah sizi Allah Nasıl afeder bilmem ama rabim mutlak hakimdir bir vesile olacak inşallah deva gelecek tüm mazlum fakirin hakkını savunacak sabreden rüzgar hızlı esmeye başladı kasırga geliyor adı deva dev kalpli gönülü istekli gençlik geliyor sabır edin rabim bizimle sayım Ali Babacan ve tüm deva gönülüleri başkanları inşallah bu düzene dur diyecek hepinize saygı sevgi ile selamla dilerim. İnal ERAT
16.07.2020 / 22:41
İnal Erat
İstanbul
, Danışman
Öncelikle merhabalar Web sayfanızın anlaşılır ve güzel olmuş tek sorun bilgisayarda kontrol etmedim ama telefonumda kontrol ettiğimde kurucular vb kişilerin fotoğraf çekiminde yada Web sayfasını yapan arkadaşların fotoğrafları Web sayfasına yüklemesinde sorun olmuş gibi fotoğraflar aşırı piksel li ve kırık kırık gözüküyor net gözükmüyor. Hayırlı günler dilerim
22.07.2020 / 08:36
Harun İşık
Bursa
, Grafiker
Partimize ve ülkemize damla damla yayılan teşkilatlarına çalışmalarında kolaylıklar ve dilerim. Mevcut kasvetli siyasi ortamda sadece eleştiri yapmaktan öteye gitmeyen muhalefet partilerinden DEVA Partisi dönemin ilerisindeki programı ve vizyonuyla ayrışmaktadır ve yeni alternatif politikalarla bunu arttırabilir . Bugün herkes yeni bir eğitim , adalet , yönetim sistemi istiyor ve eleştiriyor ancak mevcut siyasi partiler toplumumuza rasyonel bir öneri sunamamaktadır bundan ötürü Alternatif bir anayasa , eğitim , adalet sistemi vizyonuna ihtiyaç vardır. Bugün toplumumuzun en büyük sorunu bu yukarıdan aşağıya şekillenmiş , vizyon üretemeyen yapılardır. Bugün YKS Sonuçları açıklandı ve bu mevcut yapıların tutarsız politikaları yüzünden yüz binlerce genç mağdur olmuş durumda. kişisel nesil yaratma fantazilerini değil ortak geleceğimizi önceleyen yeni bir eğitim sistemi istiyoruz , Adalet sisteminin çarpıklığının bedelini ise her gün gelen acı cinayet , taciz , tecavüz haberleri ve haksız kararlarla görüyoruz. Mağduru koruyan ve mazlumu sırtlayan bir adalet sistemi istiyoruz , Yönetim sisteminin çarpıklığı ise hayatın her yanında mevcut. istikrar getireceği vaadiyle gelen bu sistem milletimize zarardan başka birşey getirmemiştir. Gerek parti programımızdan kesitler gerekse daha detaylı çalışmalarla halk nezdinde alternatif parti konumumuzu güçlendirebileceğimiz kanaatindeyim.
27.07.2020 / 14:18
Diyar Can Koç
Ankara
, Öğrenci
Tüm islam eleminin ülkemiz ve deva partisi başta olmak üzere müslüman kardeşlerimizin arefe günü akabinde gelecek olan kurban bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum.nice sağlıklı ,mutlu huzurlu günlere yürüyeceğimiz zamanları rabim hepimize nasip etsin.refah seviyesi yüksek adaletli yönetim içinde fakir fukaranın umudunun bayramdan bayrama olmadığı hayattan, yaşamdan,gelecekten kaygılı olmadığı güzel yarınlara inşallah Allah bizleri kavuşturmak dileğiyle güzel yurdumun her bir bireyini selamlıyorum. inal ERAT
30.07.2020 / 16:05
İnal Erat
İstanbul
, Danışman
Öncelikle başladığınız bu hizmette başarılar dilerim. Ben bu yazımda bir eğitimci olarak bu alandaki sorunları kısaca dile getireceğim. Öncelikle bugüne kadar yapılan güzel çalışmalar ne yazık ki zaman içinde sürekli değişikler nedeniyle eğitimin sorunlarını daha da artırdı. Bunun en büyük etkeni de adı üstünde "Milli" olan bu alan iktidarların kendi alanları olarak değerlendirildi. Önce parti politikaları ile verilen karalar artık ne yazık ki iktidarda aynı parti olmasına rağmen bakan değişimleri ile bakan ve bürokratlarının yaz boz tahtası durumuna geldi. Sürekli yeni arayışlar ve yapılan uygulamalardaki yanlışlar nedeniyle öğretmen-öğrenci - veli için acaba bu yıl neler gelecek ve bu uygulamalar nedeniyle nasıl bir hak kaybı ya da nasıl bir kazanç olacak diye düşünmelerine neden olmaktadır. Olması gereken ise eğitim sorunlarının partiler üzeri ele alınmalı ve öncelikle alanın baş aktörü olan ve asıl uygulayıcıların yani öğretmenlerin düşünceleri alınmalı. Bu görüşlere yine ana sınıfından üniversiteye kadar bu konuda gerek program geliştiren, kitap hazırlayan(ancak üniversite kökenli olmayan) uzmanlar ve sayıları fazla olmayacak şekilde bürokratların katıldığı bir kurulda değerlendirilmeli. Kalıcı bir durum sağlanmalı. Bakan ve bürokratlar, hatta iktidarlar değiştikçe değişmemeli. Böylece ana sınıfında adımını atan bir öğrenci üniversiteyi bitirene kadar nasıl bir uygulama içinde olacağını bilmeli. Sınav adını değiştirmek ya da sınav sayıları ile oynamak, sınıf geçme sisteminde değişimlere gitmek sadece öğretmen-öğrenci-veli üçgenini yormamakta ne yazık ki kalitenin her geçen daha da düşmesine neden olmaktadır. Bu da tabii ki ülkemizin .gençlerinin gerekli eğitimleri almasına engel olmaktadır.
07.05.2020 / 17:51
Ufuk Karadam
İstanbul
, Öğretmen