Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözünün anlamı nedir? Edebali'nin Osman Bey'e tavsiyesi. Bu sözün nihai amacı, vurguladığı en üst değer, hümanizm mi yoksa devletin bekası (yaşaması) mı? Bu sözü söyleyen ne tavsiye ediyor? İnsana değer verilmesini. Hangi gerekçeyle, yani neden bunu tavsiye ediyor? Hümanist felsefi, yada dini kaygılarla mı? Hayır. Devletin bekası için. Nihai ve en üst amacı devletin bekası. Aynı zihni işleyiş şu cümleyi de kurabilir "insan haklarını kısıtla ki devlet yaşasın". İnsan merkezli değil, devlet merkezli düşünme biçimi. 2001'de de pek tutmamıştım bu sözü. Ama devletçi muktedirleri tavlamak için "insan hakları istiyoruz ama, bunu devletin bekası için istiyoruz, insanların çektiği eziyetler neyse de devletin bekası tehlikede" anlamında kullanıldığını düşünmüştüm. Devletin gelenek ve dindeki yeri çok bilinen yanlışa (Galat-ı Meşhur) dayanır. Kusal olan devlet, Platon-Hegel devlet anlayışıdır. Türk Töresi ile bu anlayış örtüşebilir mi bilmiyorum. Ama İslam düşünürleri devleti bu anlamda kabul etmezler. İslam düşünürleri daha ziyade modern pragmatik devlet anlayışına yakındır. Devlet, toplu halde yaşamanın ortaya çıkardığı bir zorunluluktur. Bir arada yaşamayı kolaylaştırmaya, hatta mani olan devlet varlık sebebini yitirir. Otomobiliyle duygusal ilişki kurulan bir toplumda, devletle duygusal ilişki kurulması garipsenmemeli aslında. Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu'nun sözüyle bitireyim "Kim kutsal devlet diyorsa, kutsal değerlere küfür ediyordur. Devletin kutsalı olmaz. Kutsal olan insandır, millettir, duygudur. Üç-beş kişinin bir araya gelip kurduğu yönetim organizasyonunun adı olan devletin nesi kutsal"

07.06.2020 / 14:42

7
Özkan Basat Kayseri , Danışman

HUKUK DEVLETİ NEDIR; Istisnasiz herkesin ,(atanmış veya seçilmiş tüm devlet görevlileri,hakim,savcılar dahil)anayasa ve yasalara uymak zorunda olduğu,yasaların eşit uygulandığı,devletin en az maliyetle halka en iyi ve ayrımsız hizmet verdiği,her bir kamu görevlisinin yaptıklarının hesabını verdiği,yargının bağımsız tarafsız ve adaletli olduğu ,herkesin doğuştan ve anayasa ile garanti altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin rahatca kullanabildiği,herkesin yasa önünde eşit olduğu,hiç kimse dini,etnik,siyasi veya felsefi sebeplerle ayrıcalıklıveya ayrımcılığa uğramadığı,yalan, yolsuzluk,ISRAF ile vatandaşın ve özellikle devletin zarara uğramadığı sonuç olarak halk devletle ,devletinde halkla barışık olduğu devlet düzenidir. Hukuk devletinde;yargı ayrımcılık ve adaletsizlik yapamaz,idareciler yandasa peşkeş çekilip devlet sayılamayacağı gibi,mülâkat adı altında eşitliğe aykırı kimse ise alınamaz veya işten atılamaz.Devlet sosyal adalet ilkesi gereği ancak kazanandan kazançla orantılı vergi alır.Dogrudan veya dolaylı vergiler adı altında vergi almaz. Devlet gerek kamu hizmetlerinden yararlandırılmada gerek kulfette ayrımcılık yapmaz.Yine sosyal hukuk devleti ilkesi gereği kamu imkanlarından gerçekten zorda olan kesim lere adaletli yardim yapılır. HUKUK DEVLETINE UYAN REJIMLERDE; Devlet ve kamu kurumlarının ;ISRAF yapmayacakları,farklı şekillerde kasayı soymayacaklari,planlı şekilde çalışacaklarından kimseye borcu olmaz.Yargi ve idare yasalara uyup adaletli olduklarında toplumsal baris olacagi,kimseyi suç işlemeye yöneltecek etmen kalmayacagindan;Mahkemelerinde fazla dava olmayacağı gibi ceza evlerindede kimse kalmaz.Bu rejimlerde iş ehline vereceği,ayrımcılık TORPİL olmayacağı için kimde haksız makam mevki geçiş pesindede koşmaz.Toplumun her dini,siyasi,tariki,felsefi kişi ve grupları toplumsal barış içinde olur.Dunyada Demokratik hukuk devletinin olduğu bir çok ulke;ceza evleri mahkum olmadığından kapandığı,eğitimin dünyada ilk sıralarda olduğunu görürüz.

07.06.2020 / 18:47

7
Kadir Talyurt Balıkesir , Avukat

Geçmediğin köprünün, girmediğin tünelin, uçmadığın havalimanının, yatmadığın hastanenin parasını senden almalarını yadırgamadın da… Henüz almadığın kıdem tazminatını senden almalarına mı hayret ediyorsun canım kardeşim? Tee Cibuti'ye cami yaptırdılar diye, Etiyopya'ya türbe yaptırdılar diye gurur duyuyordun, Mursi'ye tiko para iki milyar dolar verdiler, Arakan müslümanlarına para gönderdiler diye övünüyordun, Tanzanya'ya su kuyusu açtılar, Kongo'ya ambulans hibe ettiler, Somali'de gıda kolisi dağıttılar, ramazanda iftar çadırlarında senin paranla sana çorba ısmarladılar diye alkışlıyordun… Bundan böyle bizzat senin kıdem tazminatıyla da hayırlara vesile olacaklar, sevap kazanacaksın, ne mutlu sana değil mi canım kardeşim?

21.06.2020 / 13:33

7
Mustafa Koç Van , Yönetici

Değerli Deva Partisi yoneticileri Öncelik hayırli olsun demek ile baslayayım.Bu maili yazmaktaki amaci kısaca anlatayim. Hollanda da yaşanan son gelişmeyi sizlere anlatabilir isem belki Türkiye demokrasisine bir faydasi olur. Olay özet ile su Hollanda sosyalist parti milletvekili Ronald van Raak tarafindan onerilen "correctief referendum" Doğrudan veya doğrulanabilir katılımcı Referandum.Hollanda'daki Bir çok Parti tarafından kabul edildi.Bu öneriyi kabul eden partiler :İşçi partisi , sosyalist parti, Yesil sol Hristiyan birligi VS. Nasil Bir model olacagi cok net degil ancak Özetle şöyle soylemek Dogru olur halde.Hollandada Milletvekilleri tarafından kabul edilen Kanun taslaklari veya önergeler Bu partileri destekleyen kişiler tarafından her seferinden internet üzerinden bir referandum ile ile kabul veya red edilecek. Bunu bir aplikasyon veya uye numaralari üzerinden kendi web sayfasi araciligi ile yapacaklar ayrica kabul edilen edilen kanun değişiklikleri de bu yöntem ile iptal edilebilecek. konu ile ilgili çok fazla ayrinti bulmak mumkun degil, Ancak talep eder isen bu konuda daha fazla arastirma yapabilirim.... Daha once ispanya'daki sosyalist köy "marinaleda" buna benzer bir uygulama yapmış idi. Ancak sanki bu yontem Hollanda dahil bir çok Avrupa ülkesinde kabul gorecek. Selamlar Sevgiler Burhan Dag

13.09.2020 / 10:44

7
Burhan Dag Ardahan , Diğer

Öncelikle herkese merhabalar. Ülkemizin içinde bulunduğu bu koşullarda 18 ine basmak üzere olan bir genç olarak partileri teker teker araştırmaya başladım. Bu esnada hükümeti kendine hedef koyan ve en kalifiye kadrolara sahip partinin Deva partisi olduğuna karar vermiştim lakin Deva Partisi bu ülkenin problemlerinin çözümü olduğunu iddia ederken eleştirilen muhalefet partilerinin davranışlarını sergiliyor olması bende yarattığı izlenimi git gide değiştirmeye başladı açıkcası. Terör örgütünün kuklası olduğu açık olan Hdp yle ilişkiler kurulması yahut Azerbaycan'ın alenen işgal edilen topraklarını kurtarma çabasının Hdp ağızıyla aynı ifadelerle yapılan barış çağırıları da ümitelrimi git gide yok etmektedir (Medyada sadece barış çağırısının dolaştığını ve kınama mesajlarının siyasi sansüre maruz kaldığını belirterek bu noktada cımbızlanmalara karşı daha dikkatli olunması gerektiğini de belirteyim) . Açık konuşayım bu ülkenin sizlere ihtiyacı var ve sizin de Akp seçmeninin oyuna ihtiyacınız var. Bu noktada yapmanız gerken Chp ya da İp gibi kürt oylarına yanlamak ve Saadet Partisi gibi küçük ortak konumuna düşmek değildir. Sizden beklenen ve arzu edilen Millet ve Cumhur ittifakları etrafında kutuplaşmış bu ülkenin 3. cephesini açmanızdır. Bu potansiyele sahipken bunu heba etmenizden korkarım. Ayrıca asıl hedef olan Akp oylarına da sadece Fox Tv de arada bir konuşarak talip olunamayacağını da belirtmek isterim. Çok eleştirdim çünkü bu partiye gerçekten güveniyorum ve daha iyiyi yapabilmeleri için gerçekleri söylüyorum. Ayrıca problemleri sadece eleştirmek yerine çözüm önerileri sunan siyasetinizi beğendiğimi de belirtmek isterim. Bu siyaseti daha da geliştirerek muhalefet üzerindeki boş boş eleştiriyorlar ülkeye bir faydaları yok algısını yıkacağınıza inanıyorum. Son olarak her şeyi Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine bağlayan siyasetin Evet oyu veren seçmenin oyunu çekme konusunda sıkıntılara yol açıp açmayacağı da iyi tetkik edilmeli. Okuyan herkese çok teşekkürler.

29.09.2020 / 10:24

7
Berkay Sarı Antalya , Öğrenci

Artık Türkiye de bir devrin kapandığının herkes farkında. Ali bey ekonomi yönetimi konusunda oldukça uzman ve güven veren bir insan. Ancak aynı zamanda ülkemizin rengini oluşturan duygusal insan yapısı bu tür şeylerle çok ilgilenmiyor. Eskiden bende demokrasi, özgürlük, hukuk, eşitlik vb kavramları sol siyasi kesimin popülist söylemlerinden ibaret olduğunu sanıp abartılı bulurdum. Meyer bunlar gerçekten de ne kadar önemli ve gerekli şeyler miş. Ali beyin ekonomide gerekli adımları atacağına, merkez bankasının özerkliğine, bankaların yapısına, özelleştirme politikalarına, mali disipline, sanayi ve tarımın gelişmesi için gerekli yasal düzenlemeleri ve teşvikleri devreye sokacağına şüphemiz yok. Ancak asıl ihtiyacımız olan demokrasi, adalet, eşitlik, ve liyakat konularında sizden ciddi beklentilerimiz var. Güçler ayrılığının kesin şekilde oluşturulması, devlet geleneğinden kopmuş şirket givi yönetilmeye çalışılan liyakat tan uzaklaşmış kurumların güçlenmesi, liyakat la devlet geleneklerine uygun şekilde çalışmalarını sağlanması çok önemli. Tam bağımsız ve işlevsel bir adalet sisteminin kurulması insanların devletine güveni için en önemli ön koşuludur. Yine deneme tahtasına dönmüş eğitim sistemimizin her yönüyle değişmesi , içi boşaltılmış üniversitelerimizin gerektiği kaliteye çıkması şarttır. Liyakat sistemi en önemlisi!!!! Sizden umutluyuz ancak nacizane tavsiyemiz Türk milletinin alışık olmadığı diyalog ve ılımlı siyaseti benimsemiş tarzınızı biraz değiştirmeniz. Türk milleti otoriteyi yüzlerce yıldır sevmiştir. İnsanlar alternatif arayışında bir yerlere baktığında sizi farketsin istiyorsanız lütfen daha özgüvenli ve gürsesli olun. Mutlaka doğru zaman ve şartları bekliyor olmalısınız. Ancak bir şeylere geç kaldığı için silinmeyi hak etmiycek kadar değerli bu oluşumdan bizi mahrum etmeyin. Sizi kendinden daha emin ve güçlü görmek istiyoruz. Umarım çok başarılı olur ülkemize faydalı olursunuz. Saygılarımla,

01.11.2020 / 22:59

7
Murat Yılmaz İstanbul , Yönetici

BİR İSTİFANIN ARDINDAN Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ekonomi ile ilgili görüşlerini belirtirken “ Sorun iç güçler, dış güçlerde değil kötü yönetimdedir. Kötü yönetenler gider işin ehilleri gelir bu sorun çok kısa sürede çözülür” diyordu. Ne kadar haklı olduğunu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasının ardından daha 24 saat geçmeden gördük. Dolar, Euro, Altın karşısında Türk Lirası %3,5 gibi değer kazandı. Yakın zamanda böylesi bir durum görmemiştik. TL’nin gemini çeken, engelleyen birinin olduğu net olarak ortaya çıktı. Bu durum iktidarı çok da sevindirmesin; Bakanı ve Başkanı değiştirirsek problem çözüldü sanmasınlar. Bu olumlu gelişmeler büyük değişim gerçekleşmezse sabun köpüğü gibi anında yok olur, gider. İktidar ve muhalefet “değişmez hakem” halka müracaat etmek zorundadır. Bu saatten sonra köklü, radikal adımlar; bilgi, tecrübe ve itibar ile birlikte atılırsa çözüm çok zor olmayacaktır. Sayın Bakan istifası ya da istifamsı hareketiyle millete çözümü istemeden de olsa göstermiş oldu. Hep dediğimiz gibi; çözümsüz problem yoktur. Her derdin Devası vardır. Artık çok uzatmadan milletin hakemliğine müracaat zamanıdır.

09.11.2020 / 13:33

7
Bülent Cam Aydın , Gazeteci

Benim için ülkenin yöneticisinin hangi görüşte olduğu mühim değil. Necaşi müslüman bir kraldı fakat hıristiyan bir halka hükmetti. Halkı ise Necaşi' yi hep el üstünde tuttu. çünkü adaletin kimden geldiğinin bir önemi yoktur. Önemli olan gelmesidir. 20 yaşındayım ve her zaman Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Merkezli bir siyaset anlayışına sahip oldum keza şahsını çokta seviyorum fakat Bugünün Türkiyesi' nde muhalif kanadın pekte güvende hissetmediğini görüyorum ve bir adaletsizlik söz konusu. Bugün ben adaletsizlik karşısında susarsam yarın ben adaletsizliğe uğradığım zamanda başkaları susar. Bu yüzden önümüzdeki seçimlere kadar ciddi bir değişim olmazsa oyumu DEVA Partisine vereceğim. Sayın Ali BABACAN' nın Muhafazakar görüşünün Demokratik bir lider olmasına engel olacağını da hiç sanmıyorum. BABACAN' dan güzel şeyler bekliyoruz inşallah...

13.11.2020 / 16:16

7
Sultan Aras Nevşehir , Öğrenci

Ekonomi ehil ellerde bir şekilde düzlüğe çıkar. Ancak, toplumsal yozlaşma ve çürümenin rehabilitasyonu uzun yıllar alabilir. İktidarın ülkeye bırakacağı en büyük miras, ekonomik yıkım,toplumsal yozlaşma ve çürüme olacak. Altılı MASA kolay gelsin...

08.08.2022 / 11:07

7
Muhammet Kürşad Şekillioğlu Ankara , İş İnsanı

Hazırlamakta olduğunuz acil eylem planlarının arasında ilköğretim eylem planına da yer vermeniz gerektiğini ve bu planın çocuklarımızın (maalesef) aile içinde alamadıkları toplum bilinci eğitiminin okulda devlet tarafından hazırlanacak müfredat çerçevesinde nasıl verileceğini içermesi gerektiğini düşünüyorum. Orta ve yüksek öğrenimde bilim, teknoloji mesleki bilgiler, yabancı dillerle donatılacak gençlerin bunlardan daha önemli bir donanıma ihtiyacı var. Bu da toplum içinde yaşamayı, çevresindeki insanların hak ve hukuklarına saygılı, düşünceli bireyler olmaları. Bu donanım olmadığında şu anda olduğu gibi nobran, fırsatçı, saygısız, bencil insanlardan oluşan bir toplum olmaktan kurtulamayacağız. Trafikte başkasının önüne geçmeyi marifet sayan sade vatandaştan, devletin acil durumlar için verdiği çakarı aracına takarak sabah trafiğinde bu imtiyaza sahip olmayan vatandaşların önüne geçmeyi kendine hak gören memurdan, kendini yolların tek sahibi sayan ahlaksız taksiciden, fiziksel gücü yettiği için sabahtan akşama kadar hastalarla uğraşmaktan bitap düşmüş doktoru döven vidansızdan meydana gelen toplumda kim yaşamak ister ki? Bu ülkenin yetiştirdiği değerler sadece kötü yönetilen ekonomiden kaçmıyorlar. Bu değerler aynı zamanda içinde hiç de azımsanmayacak sayıda saygısız, kaba, ahlaksız ve kural tanımaz insanların bulunduğu toplumdan da kaçıyorlar. Yaşanabilir bir ülke olmak istiyorsak çocuklara matematik, fen, tarih ve sair öğretmeden önce diğer insanlara ve çevreye saygılı, ahlaklı, hak hukuk nedir bilen ve uyan birey ve vatandaş olmayı öğretmeliyiz. Dahası 1 sene boyunca başka bir ders vermeden sadece bunu öğretmeliyiz. Aksi takdirde halkını ve ülkesini sevmeyen insanlardan oluşmuş toplum olmaya devam edeceğiz.

08.08.2022 / 20:03

7
Çağrı Özkök İstanbul , Mühendis