Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Daha önce de yazdım birtakım verileri söylemektense grafik şeklinde yıllara göre ülkeleri bizim ülkelerle kıyaslayarak grafiksel olarak sosyal medyada paylaşmamız çok etkili olacaktır. Örnek olarak söyleme gerekirse biz 2010 yılında kişi başı gelir olarak hangi değerlenseydik ve dünya sıralamasında şimdi kaçıncıyız gibi

08.11.2020 / 15:10

0
Selami Öner Kocaeli , Mühendis

Bir ülkede adalet olmadan, ne ekonomi düzelir, ne eğitim, ne huzur.... Deva partisinden beklentim ülkede önce Adaleti tesis etmeleri. Mazlumların, suçsuz günahsız insanların sorunlarını çözmeleri. Rabbim yardımcıları olsun

08.11.2020 / 10:38

0
Kamil Bircan Zonguldak , Esnaf

Yimpaş, Kombassan, İhlas gibi mütedeyyin kesimin birikimlerine çöküp şu an adaletten kaçırılan, şemsiye olunan yapılar hakkında ne düşünüyorsunuz? İktidar olduğunuzda mağdurların mağduriyetini gidermeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız neler yapacaksınız? Yazılı bilgi verirseniz sevinirim. Saygılarımla...

07.11.2020 / 23:23

0
İsmet Kapusuz Denizli , Öğretmen

Maalesef Sayın Ali Babacan yerel medyada yer bulamıyor ancak sağolsun kaliteli içerikleri ile ön plana çıkan FluTC ve 140journos ekibi sayesinde kendini tanıdık. Memleketimizin içinde bulunduğu olumsuz koşullardan bahsetmemeyi tercih ediyorum çünkü herkes bunun farkında olduğu için aslında bu mesajı okuyacak. Sadece sayın Ali Babacan'ın bu değerli ve biz gençlerini umutlarını yeşerten çalışmasında yanında olduğumuzu ve onu desteklediğimizi söylemek istedim. Saygılarımla.

07.11.2020 / 17:11

2
Barış Türkoğlu Konya , Öğrenci

Muhalefetin dile getirdiği Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e bir kaç ekleme yapmak isterim. Benim düşünceme göre çoğulcu demokrasi sadece partisiz Cumhurbaşkanlığı seviyesinde kalmamalı. Kuşkusuz en önemli ve en üst konum orasıdır fakat icraata geçilen, kararların verildiği ve denetlenmenin yapıldığı bakanlık ya da RTÜK gibi yerlerde de çoğulcu demokrasi ile halkın temsil kabiliyetinin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kuşkusuz İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumlar ülkemiz için önemi yüksek kurumlardır. Bu kurumların sadece bir partinin seçilmiş ya da atanmış bir kişi ya da ekip tarafından yönetilmesindense halkın temsil oranının oldukça yüksek olduğu, TBMM içerisinde bulunan, yetkisi yüksek komisyon tarafından atanan kişi tarafından yönetilmesi ve bu komisyon tarafından denetlenmesi daha faydalı olabilir. Halkı en yüksek seviyede temsil edecek bu komisyon nasıl kurulabilir? En yüksek oyu hangi parti veya aday alırsa alsın, TBMM’ye giren tüm partilerden ikişer milletvekili temsilci, TBMM’ye giremeyen partilerden birer temsilci, TOBB gibi etkisi yüksek bazı STK’lardan birer temsilci bu komisyonu oluşturabilir. Bu komisyona denetleme ve görevden alma yetkisi de verilmelidir. Bu şekilde ortak akıl ile evrensel değerler ile ilgili kurumlar daha verimli yönetilebilir düşüncesindeyim. Diğer bir konu ise kamuya işe alımlar için İnsan Kaynakları Bakanlığı da kurulmalı ve yukarıda yazdıklarım bu bakanlık için de geçerli olmalıdır. Bu sayede kamuda insan kaynağı daha liyakatli ve daha verimli olacaktır. Ayrıca BDDK, TMSF vb kurumlara da bu komisyon üye atayabilir ve denetleyebilir. Bu komisyon Devlet Denetleme Kurumu’nu da denetleyebilir. Ülkemiz için her şeyin hayırlısı olması dileğiyle.

06.11.2020 / 23:33

31
Özcan Akçay İstanbul , Yatırım Uzmanı

Merhaba, günümüzde türk lirası değerini her geçen gün kaybederken, alım gücü oldukça zayıflamış,eğitim kalitesi düşmüş bir ortamda her vatandaş gibi bende olanları izliyor ve acaba daha kötü ne olabilir diye soruyorum. Gevur diye bizden görmediğimiz avrupasından amerikasından asyasında teknolojik devler kârlarına yeni rekorlar eklerken, bizler yarın acaba dolar ne olur diye düşünmekten yatırım dahi yapamıyoruz. Yıllarca okullarda ingilizce eğitimi alıp, öğrenemeyen daha sonraları para bayılıp kursa giden nesiller olarak büyüyoruz. Üniversiteyi kazanıp, yıllarca emek verip mezun olunca işsiz kalan, şirketlerin über isteklerine göre hem tecrübeli hem de genç olmamız gereken yaşam boyu öğrencileriz. Genç bir vatandaş olarak temennim güçlü bir ekonomi, teknoloji devleri olan bir ülke ve insanların güvenle yaşadığı bir ülkemiz olmasıdır.

06.11.2020 / 19:45

35
Kadir Solmaz İzmir , Mühendis

Sayın Genel Başkanım; Türkiye'nin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarının çözümü konusunda halktan gelecek, talep, görüş ve önerileri değerlendirerek parti politikalarının HALK' ın isteği, görüş ve önerileri doğrultusunda oluşturulmasını öneriyorum. Bu konuda da (HALK İÇİN HALK İLE BİRLİKTE ADİL VE HAKÇA BİR YÖNETİM İÇİN) sloganı altında bir kampanya başlatmanızı öneriyorum.

06.11.2020 / 16:36

12
Ahmet Uzun İstanbul , Muhasebeci

1. URAP 2010-2011 dünya sıralamasında ilk 500’ de 3 üniversitemiz (Hacettepe, İstanbul ve Ankara üniversiteleri) ve ilk 1.000’de 20 üniversitemiz yer almıştır. 2. URAP 2011-2012 dünya sıralamasında ilk 500’ de 5 üniversitemiz (İstanbul, Hacettepe, Ankara, Ege ve ODTÜ) ve ilk 1.000’de 20 üniversitemiz yer almıştır. 3. URAP 2012-2013 dünya sıralamasında ilk 500’de 5 üniversitemiz (İstanbul, Hacettepe, Ege, ODTÜ ve Ankara üniversiteleri) ve ilk 1.000’de yine 20 üniversitemiz yer almıştır. 4. URAP 2013-2014 dünya sıralamasında ilk 500’e 4 üniversitemiz girebilmiş (İstanbul, Hacettepe, ODTÜ ve Ege üniversiteleri) ve ilk 1.000’deki sayı ise 19’a düşmüştür. 5. URAP 2014-2015 dünya sıralamasında ilk 500’e 4 üniversitemiz girebilmiş (ODTÜ, Ege, İTÜ ve İstanbul üniversiteleri) ve ilk 1.000’deki sayı ise 18’e düşmüştür. 6. URAP 2015-2016 dünya sıralamasında ilk 500’e 2 üniversitemiz girebilmiştir (ODTÜ ve İstanbul üniversitesi) ve ilk 1.000’deki sayı yine 18’dir. 7. URAP 2016-2017 dünya sıralamasında ilk 500’e girebilen üniversitemiz yoktur ve ilk 1.000’deki sayı da 16’ya inmiştir. 8. URAP 2017-2018 dünya sıralamasında ise ilk 500’e girebilen üniversitemiz yoktur ve ilk 1.000’deki sayı da 15’e inmiştir. 9. URAP 2018-2019 dünya sıralamasında ise ilk 500’e girebilen üniversitemiz yoktur ve ilk 1.000’deki sayı da 13’e inmiştir. 10. URAP 2019-2020 dünya sıralamasında ise ilk 500’e girebilen üniversitemiz yoktur ve ilk 1.000’deki sayı da 9’a inmiştir.

06.11.2020 / 13:57

4
Bülent Cam Aydın , Gazeteci

Üniversitelerimizin Dünyadaki Durumu Üniversitelerimizin çoğu ilk dünya sıralaması 2003’te ortaya çıktıktan sonra sıralamalarda yükselebilmek ve dünyanın en iyileri arasında yer alabilmek için planlama yapmakta, stratejiler belirlemektedir. Bazı üniversitelerimiz Türkiye sıralamasında oldukça iyi durumda göründüğü halde dünya sıralamalarında çok gerilerde kalabilmektedir. Dünyanın önde gelen üniversitelerinin yayın ve atıf sayıları ile Türk üniversitelerinin yayın ve atıf sayıları karşılaştırıldığında aradaki farkın sanılandan çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Diğer yandan Türk üniversiteleri; sadece URAP dünya sıralamasında değil akademik performansa dayalı diğer dünya sıralamalarında da son yıllarda üst sıralara çıkamamaktadır. Bazı üniversitelerimiz ise geriye düşmeye devam etmektedir. Özellikle son yılarda köklü üniversitelerimizin dahi dünyada ilk 500’e girememesi ülkemizin kötü yönetiminin eğitimdeki yansımalarını göstermektedir. https://newtr.urapcenter.org/cdn/storage/PDFs/HhYRinhaGYSoM323F/original/HhYRinhaGYSoM323F.pdf Bu linkte 2015 yılından sonra ülkemizin ekonomik, sosyal, idari konulardaki düşüşünün yanında EĞİTİM alanında da nasıl bir düşüşte olduğu açıkça görülüyor. Genel Başkanımızın konuşmalarında bu konuya da değinmesinde fayda olacağını düşünüyorum. Konunun özetini ikinci bölümde gönderiyorum. Selamlar.

06.11.2020 / 13:54

0
Bülent Cam Aydın , Gazeteci

Ülkemiz adeta ateş çemberinin içinde. Önümüzdeki yıllar için çok zor günleri biz gençleri bekliyor. Özellikle suriye iç savaşı sonrasında daha da bozulan demografik yapı ve doğurganlık oranları ile 20/30 yıl sonrasında elimizde bir cumhuriyet kalacağından şüpheli olan gençler çareyi ülkeden kaçmak olarak görüyor. Ülkede kalan gençlerimiz ise bilinçsiz sosyal medya kullanımı, erken yaşta pornografik içerik, can güvenliğinin olmaması, liyakat unsurunun olmaması ve kalıplaşmış yoz fikirlerin esiri olmuş durumda. Yollar yaparak fiziki insan taşımacılığını yıllar öncesinde bırakıp iyi bir internet altyapısı ile zihinleri taşımaya başlamalıydık. Bu sorunları malesef yaşlanmış siyasetçilerimiz anlamamakta ve anlamak istememekte. Dünyanın geldiği noktada 20 iie 30 yaş arasındaki yaş farkı sayısal olarak 10 olsa da dünyanın hızlı değişiminden dolayı 10 larca yıl denebilir. Bu sebeple türk siyaseti artık gençleşmelidir. Siyasetin tecrübeye dayandırılmasının sebebi yaşlı siyasetcilerin yerinden oynamamak istemesiden ibarettir. Günlük polemikler ile grup toplantılarını boş geçiren muhalefetler yerine çözüm önerisi ile vatandaşların kapıları çalınmalıdır. Kendimi bildim bileli politikayı takip eden biri olarak ilk defa mantıklı, tutarlı ve bilime dayanan çözüm önerilerinın DEVA partisi ile halka sunulduğunu gördüm. Özellikle kadroları, teşkilatları oluşturma biçimi ve en önemlisi toplumun her kesiminin fikri bulunması amaci ile oluşturulan kotalar (engelli,genç,kadın) çok dikkatimi çekti. Çalışmalarınızı ilgi ile takip ediyorum.

06.11.2020 / 02:08

0
Yavuz Selim Celep Amasya , Mühendis