Diyarbakır Seçim Koordinasyon Merkezi Ziyareti Konuşma Metni
Çok değerli dostlarım, Millet İttifakının bileşeni olan siyasi partilerin çok değerli temsilcileri, çok değerli milletvekili adaylarımız, değerli il başkanlarımız ilçe başkanlarımız, teşkilat mensuplarımız, bu program vesilesiyle bizlerle beraber olan çok değerli konuklar hepinizi saygı ile sevgi ile selamlıyor milletvekili adayımız Ali İhsan Merdanoğlu Bey'in bu seçim merkezindeki konuşmamıza hoş geldiniz diyorum.
Bugün Ramazan ayını hep beraber tamamladık. Allah tuttuğumuz oruçları kabul etsin ibadetlerimizi kabul etsin. Ve bir bayrama daha hep beraber giriyoruz.
Bu bayrama giriyoruz ama biraz üzgünüz. İçimiz buruk. 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz vatandaşlarımızın kardeşlerimizin arkadaşlarımızın acıları hala çok taze.
Ben hepsini tekrar buradan Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Allah böyle büyük felaketlerden ülkemizi milletimize korusun diyorum.
Bir yandan bu bayrama hep beraber başlıyoruz bir yandan da hep beraber 14 Mayıs da gerçekleşecek demokrasi bayramımız için yoğun bir hazırlık içerisindeyiz.
Aslında benim buraya Diyarbakır'a gelmemin vesilesi yarın sabah yapacağımız bir toplu program. Bu toplu Bayram programında 6 genel başkan iki de büyükşehir belediye başkanımız toplam 8 kişi depremin etkilediği 8 ayrı şehirde eş zamanlı program gerçekleştireceğiz.
Yarın sabah saat 10.00'da başlayıp yaklaşık 11.30'a kadar devam edecek bir programla Cumhurbaşkanı adayımız dahil Cumhurbaşkanı yardımcısı adaylarımız dahil 8 kişi 8 şehirde Türkiye ile bayramlaşacağız.
Aslında burada olmamızın vesilesi o. Bu program vesilesiyle ben Diyarbakır'a gelmek istediğimde Diyarbakır uçakları bayram vesilesiyle doluydu.
Dolayısıyla biz Batman'a indik. Batman'da da yine bir seçim koordinasyon iletişim merkezini kısa bir ziyaret ettik.
Arkasından Bismil'e uğradık. Bismil'de yine Ali İhsan Bey'in ev sahipliği yaptığı oldukça yoğun katılımlı bir iftar programından sonra da buraya intikal ettik.
Diyarbakır'a gelmişken de sizlerle şöyle bir dertleşmek sohbet etmek için iyi bir fırsat olduğunu düşündüğümüz için de şu anda sizlerle burada beraberiz.
Evet, seçimlere yaklaşıyoruz fakat bu seçimler gerçekten daha öncekilerden farklı bir seçim olacak.
Sebebi şu; biliyorsunuz 2017'de anayasa değişti. 2018'de ilk defa mevcut anayasaya göre bir seçim yaptık. Ve bu seçimde de ilk defa ortaya çıktı ki bu sistemde mevcut anayasanın olduğu sistemde hem cumhurbaşkanlığının kazanılması hem de mecliste çoğunluğun sağlanması ancak siyasi partilerin bir araya gelip beraber hareket etmesiyle mümkün.
Zaten hatırlarsanız 2018 seçimlerinde de Sayın Erdoğan ne yaptı? Yanına başka partileri alarak bir ittifak oluşturdu.
Birkaç partinin ortak adayı olarak seçime girdi. Ancak o şekilde seçimi kazanabildi. Millet ittifakında ise hatırlarsanız bir ortak Cumhurbaşkanı konusunda uzlaşmaya varılamadı. Ve partiler ayrı ayrı seçime girdiler. Her bir partinin farklı farklı adayları oldu. Ve sonucu başarılı olmadı.
İşte bu 2018'deki tecrübeden de istifade ile hele hele bu son yapılan bir sene önce kanun değişikliği yapıldı biliyorsunuz.
Seçim kanununda bir değişiklik yapıldı ve bu don’t sisteminin ittifak içinde değil tüm seçim bölgesinde uygulanması ile ilgili böyle teknik bir değişiklik yaptılar.
Ama o teknik değişiklikle beraber bu seçimde bir mecburiyet daha ortaya çıktı. O da partilerin bırakın ittifak içinde değil tek listeden seçime girdiklerinde daha çok milletvekili çıkaracakları ile ilgili bir mecburiyet.
Biz DEVA Partisi olarak seçimleri her şeyimizle hazırlandık. 1300 aday adayımız başvurdu. İlk 87 seçim bölgesinde 600 milletvekili aday listemizi hazırladık.
Fakat seçimlere daha doğrusu listelerin teslimine böyle az bir zaman kala CHP'den bize bir öneri geldi. Dediler ki 'bakın biz hesap kitap yaptık. Ayrı ayrı girdiğimizde herkes kaybediyor. Ama beraber girdiğimizde herkes kazanıyor.'
Biz açtık aynı hesapları bizler de yaptık. Zaten görüyorduk az çok ama işi bir de matematiğe dökünce fark ettik ki gerçekten tek listeden girince havuz büyüyor. Toplamda daha fazla milletvekili çıkıyor millet ittifakı açısından. Ve yine her partide ayrı ayrı girmekten daha fazla milletvekili kazanıyor seçimde ve mecliste.
İşin baktık ki matematiği bu gerçeği bu.
Biz de bir karar verdik DEVA Partisi olarak.
Ve diğer partilerin de kararıyla Saadet Partisi'nin Gelecek Partisi'nin Demokrat Parti'nin de ortak bir karar ile 5 partinin tek listeden seçime girmesiyle ilgili kararımızı netleştirdik.
Tabii her parti için bu kolay bir şey değil.
Bir yandan bir kazan kazan sonucu var evet ama bir yandan da her partinin bir miktar fedakarlıkta bulunması gerekiyor.
Yani mesela CHP için kendi partilerini listeye koymayıp başka partilerden isimleri koymaları gerekiyor.
E bizler kendi logomuzla seçime girmeyip bir başka partinin listesinden seçime giriyoruz.
Hele hele adayımızın olmadığı illerdeki teşkilatlarımızı haklı olarak biraz üzgün. 'Bizim adayımız yok' diyorlar.
Biz de diyoruz ki ‘büyük resme bakın toplam resme bakın. Toplamda seçimden sonraya bakın ve seçimden sonra bugün günden çok daha güçlü bir şekilde parlamentoda olacak bir siyasi parti olacağız diyoruz.
Belki her şehrin kendi penceresinden bakıldığında biraz üzüntü var ama hep beraber Türkiye penceresinden baktığımızda aslında bu havuzun büyüdüğünü ve kazan kazan sonucunu oluşturduğunu bu kararımızın hep beraber görüyoruz.
Dolayısıyla burada aslında yenileni olmayan bir zafere doğru yürüyoruz dikkat ederseniz.
İşte bu önemli ve zor kararlardan sonra artık yola çıktık. Bütün bu kararlarımızı geçmişte bırakıp hep beraber omuz omuza seçime doğru yürüyoruz.
Evet, tek bir listeden seçime gidiyoruz ama 5 parti 6 parti birleşip tek bir parti olmadık. Her bir adayımız kendi partisinin kimliği ile seçime gidiyor.
Ama diğer partilerden arkadaşlarla beraber omuz omuza yürüyerek seçime gidiyor. Saadet Partili arkadaşlarımız, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız, DEVA Partili arkadaşlarımız, Gelecek ve Demokrat Partili arkadaşlarımız her biri kendi kimlikleri ile ama omuz omuza beraber çalışarak bu seçime yürüyorlar.
İşte bu aslında bir başka açıdan baktığınızda büyük bir Türkiye beraberliği.
Ya mesela eğer Türkiye ise biz beraberiz, beraber yürüyebiliriz mesajını aslında Türkiye'ye veriyoruz. Bakın DEVA partisinin logosu ile CHP'nin logosu yan yana duruyor değil mi bu salonda.
Aslında bu değerli arkadaşlar Türkiye için çok büyük bir kazanım biliyor musunuz? Yani mesele Türkiye ise ayrılarımızı gayrılarımızı bir kenara bırakıp Türkiye'nin yarınlarında buluşup hep beraber o hedefe yürüyebileceğimizi bütün ülkeye göstermiş oluyoruz.
Ve bu 6 partiyi yan yana koyup baktığınızda bu 6 parti aslında temsil gücü çok yüksek partiler.
Toplumumuzun bütün kesimleri bu 6 siyasi parti çatısı altında temsil ediliyor. Toplumumuzun bütün yaşam tarzları bu 6 siyasi parti içinde temsil ediliyor.
Vatandaşımız olup da bu 6 partiye bakıp 'ben burada temsil edilmiyorum' diyen bir vatandaşımız şu anda aslında yok. Varsa o eski siyasi tercihler eski gönül bağlarıdır şudur budur.
Ama hayat tarzı olarak düşünce olarak ideoloji olarak tüm Türkiye bu 6 partinin çatısı altında şu anda temsil ediliyor.
Biz bunu yapıyoruz çünkü ülkemiz büyük bir sıkıntı içerisinde.
Eğer bu birlikteliği sağlamazsak Türkiye'deki problemler büyüyecek, sıkıntılar gittikçe büyüyecek. Ve derinleşecek.
Türkiye kriz arkasında kriz yaşadı yaşıyor.
Şu anda yaşadığımız sadece bir ekonomik kriz değil.
Evet, bugün artık sembolik hale geldi soğanın kilosu 30 lira. Evet, kıyma 300 lira. Bir karton yumurta 80 lira 90 lira 100 lira. Gerçekten hayat çok pahalı.
Türkiye'de gerçekten şu an derin bir ekonomik kriz var ve bunun da bedelini dar gelirli vatandaşlarımızı ödüyor.
Varlığı olan varlığına varlık kattı geçtiğimiz dönemde. Son seçimden bu yana olan süreçte.
Ama sabit gelir ile geçinen, emeklimiz, asgari ücretlimiz, memurumuz bir şekilde sosyal desteklerle sosyal yardımlarla geçinen vatandaşlarımız hepsi kaybetti.
Çünkü Türk lirası eridi gitti. Satın alma gücü herkesin düştü.
Evet, bu bir ekonomi kriz ama bu kriz sadece hayatımızın en görünen yanına en görünen cephesine bir bakıma tezahür eden bir kriz.
Fakat biraz derine indiğimizde aslında ülkemizde çok ciddi bir hukuk ve adalet krizi olduğunu görüyoruz. Ülkemizde bir demokrasi krizi olduğunu görüyoruz.
Zaten ekonomik krizinde temelinde aslında hukuk adalet krizi var demokrasi krizi var. Bir kişinin küçücük dağarcığıyla yönetmeye çalıştığı bu koskoca ülke maalesef kriz arkasına kriz yaşıyor.
Eğitimde kriz var sağlıkta kriz var her alanda kriz var. İşte bütün bunları aşmanın yolu meşru demokratik siyaset yoluyla olacak arkadaşlar.
Meşru demokratik siyaset yoluyla biz bu krizleri aşacağız. Ve bu mücadeleyi hukuk içerisinde vereceğiz.
Hep beraber seçime doğru yürüyoruz.
Çok çalışacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Herkese anlatacağız.
Ve özellikle bu seçimde vatandaşlarımıza anlatmamız gereken çok önemli bir gerçek var. O da şu; Aslında bu seçim bir referandum. Yani bu seçimde aslında sadece 2 tane tercih var. Gerisi inanın teferruat. 2 tane tercih.
Ve bu tercihlerde çok açık tercihler.
Şu anda mevcut olan tek akılı mı tercih edeceğiz yoksa ortak aklımı tercih edeceğiz? Çok zor değil.
Krizi mi tercih edeceğiz yoksa huzuru mu tercih edeceğiz? Bakın 2 tane seçenek var önümüzde. Yoksulluğu mu tercih edeceğiz yoksa zenginliği mi tercih edeceğiz? Baskıyı mı yoksa özgürlükleri mi tercih edeceğiz? Zor bir karar değil de mi böyle seçenekleri ortaya koyduğumuzda.
Keyfiliği mi tercih edeceğiz yoksa okul mu tercih edeceğiz? Korkuyu mu tercih edeceğiz mevcut korku iklimini yoksa umudu mu tercih edeceğiz?
Öfkeyi mi tercih edeceğiz sevgiyi mi tercih edeceğiz? Kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran bir dilimi tercih edeceğiz yoksa herkesi kucaklayan kapsayıcı bir bakışı mı tercih edeceğiz?
Oylarımızın yok sayılıp kayyumların atanmasını mı tercih edeceğiz yoksa gerçekten seçtiğimiz belediye başkanlarının görevinin başında olmasını mı tercih edeceğiz?
Böyle anlatınca nasıl iki seçenekli referandum olduğunu herhalde hep beraber daha iyi anlıyoruz arkadaşlar. Ve aslında işin özeti Kara kışı mı tercih edeceğiz yoksa baharı mı tercih edeceğiz?
Tercihimizi bu bilinçle aslında sadece 2 tane seçeneğin önümüzde olduğunu bilerek vermemiz gerekiyor.
Diyeceksiniz ki 30 küsür tane siyasi parti var. Tamam. 4 tane Cumhurbaşkanı adayı var.Tamam. Ama bu tercihleri yaparken hep şuna dikkat edeceğiz. Aslında bu iki tercihten verdiğimiz oy hangisine yarıyor.
4 tane aday var değil mi? Bu 4 cumhurbaşkanı adayından Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu 2 aday.
Diğer 2 adaya verdiğiniz oylar aslında kime yarıyor? O verdiğiniz oylar aslında kimi destekliyor? Bu hesabı bu sağduyuyu mutlaka göstererek basiretle bu seçimlerde kararımızı vermemiz gerekiyor.
Değerli arkadaşlar bu seçimde önümüzde iki tane sandık olacak. Birincisi Cumhurbaşkanlığı seçim sandığı.
İkincisi de meclis milletvekili sandığı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sandığından inşallah hep beraber ortak adayımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun çıkması için hep beraber kapı kapı dolaşacağız.
Ve yine ikinci sandıkta da 5 partinin ortak listelerinin yer aldığı CHP logosunun altına evet mührü basarak bu 5 partinin de tüm Türkiye genelinde daha fazla milletvekili çıkararak 6. parti ile beraber mecliste çoğunluğu sağlamasını gerçekleştirmiş olacağız.
Bir bakıma mevcut anayasanın ve mevcut seçim sisteminin matematiğini çözüp bunun matematiğine göre hareket etmenin sonucu bize böyle bir karar vermemizi söylüyor.
İnşallah başaracağız. Hep beraber başaracağız.
Değerli arkadaşlar bizim DEVA Partisi olarak hedefimiz tam demokrasi. Öyle yarım yamalak eksik gedik değil tam demokrasi.
Bu ne demek? Bizim hedefimize Türk Kürt Laz Çerkez hiç fark etmez, Sünni Alevi fark etmez.
Bu ülkenin vatandaşı olan herkes ama herkese eşittir ve bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır.
Biz bunu bilerek yola çıktık.
Hedefimiz kimsenin hiç kimseye üstünlük taslamadığı bir ülke. Gücü ele geçirenin altta kalan ezdiği bir ülke değil.
Bu nöbetleşe zorbalık dönemi diye adlandırdığımız bizim yani gücü ele geçirenin kendisi gibi düşünmeyenleri ezdiği bir dönem olmamalı artık Türkiye'de.
Bunu bitirmeliyiz.
Bu fasit tarihe bir son vermemiz lazım. Bu ülke çok yoruldu. On yıllardır birbirine üstünlük taslayanlardan çok yoruldu. Bağıranlardan çağıranlardan çok yoruldu bu ülke.
Demokrasiyi şahsi çıkarları için kullananlardan bu ülke çok yoruldu.
O yüzden bizim hedefimiz herkesin kendi kimliği ile olduğu gibi kabul edildiği bir Türkiye’dir.
Hayalimizdeki Türkiye hepimizin Türkiye’sidir.
Emin olun er ya da geç herkesin kendisini eşit hissettiği herkesin kendisini 1. sınıf vatandaş hissettiği öyle davranıldığı ve bunun gerçekleştirildiği bir ülkeye çok kısa zaman içerisinde kavuşacağız. Bu nedenle de tam demokrasi yolunda canla başla çalışıyoruz.
Değerli arkadaşlar bizim muhalefet olarak elimizde iktidarın imkanları yok. İktidarın elindeki televizyon kanalları yok. Bütün caddeleri sokakları direkleri tek bir kişinin fotoğraflarıyla donatacak maddi imkânımız da yok. Bu sadece maddi imkân meselesi de değil.
Yani merkezi hükümetin gücünü belediyenin valiliğin bütün genel yönetimlerin de etkisini beraberce bir paket olarak kullanarak gelinen bir nokta.
Unutmayalım.
Fakat biz de diyoruz ki onların eline ne olursa olsun biz haklıyız. Ve o haklı olmanın verdiği güç var ya başka her şeyden kıymetli. İşte biz o haklı olmanın ve hakkın verdiği güçle ilerliyoruz.
Onun için yol alıyoruz onun için başarılı oluyoruz. DEVA partisini kurmadan önce bize çok insan gelip gitti.
Ali İhsan Bey sağ olsun ilk kurucularımızdan. İlk 90 kişilik kurucu heyetten.
Dediler ki 'siz hiç korkmuyor musunuz? Böyle bir dönemde başınıza bir iş gelir diye çekinmiyor musunuz? Zor dönem baskı var zulüm var her şey var.' Biz de dedik ki biz haklıyız ve o haklı olmanın verdiği güçle yola çıkıyoruz.
Ve inanın korkmuyoruz kardeşim yürüyoruz dediğinizde başkaları korkmaya başlıyor.
Bir zamanlar bizi hiç görmeyen, küçümseyen yok varsayan iktidar bugünlerde maşallah bakıyorum beni hiç dilinden düşünmüyor.
Sayın Erdoğan her konuşmasında benden bahsediyor. Geçenlerde tutmuş ne demiş? ‘Bebecan’ demiş. Senin o ‘Bebecan’ dediğin bu ülkenin yakın siyasi tarihinde ekonomide en başarılı olduğu dönemde bu ülkenin ekonomisinin başında olmuş bir insan.
Enflasyonu 34 yıllık 2 haneli 3 haneli enflasyonu 2 yılda tek haneye indirirken ‘Bebecan’ idik. Paradan 6 sıfır atarken ‘Bebecan’ idik, 14 Mayıs 2013'te seçimden tam 10 yıl önce bakın IMF'e olan son borç taksitini Merkez Bankası’ndaki ödeme terminallerindeki o enter tuşuna basarken de ‘Bebecan’ idik.
Bugün de çok şükür ben bütün gençler adına ‘Bebecan’ olmaktan gurur duyarım.
Bu ülkenin gençleri neredeyse çocuk yaştaki gençleri nasıl başarılar elde edermiş onu gösterdiğim için gurur duyarım onur duyarım.
Dikkat edin başarılardan bahsederken hep o dönem aklına geliyor. Çünkü şu anda başarı yok.
Ancak eski defterleri karıştırınca başarıyı bulup gösteriyor. Fakat eski defterleri açtığında bir bakıyor ki karşısına ben çıkıyorum. Biliyorum çok rahatsız. Biliyorum kızıyor. Biliyorum öfkeleniyor.
Ama kusura bakmasın biz kendisine rahatsızlık vermeye devam edeceğiz. Ve bu şekilde devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlarım yarın bayram namazı oldukça erken saatte. Dolayısıyla daha fazla bu son Ramazan gününün akşamında sizlerin vaktini almak istemiyorum ama ben tekrar burada bizlerle beraber olan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Başta Diyarbakır il başkan vekilimiz Remzi Kaynak Bey olmak üzere ve kurucu il başkanımız Cihan Bey olmak üzere, Diyarbakır teşkilatımızın kuruluş gününden bugüne kadar emeği geçen bütün arkadaşlarımıza ben gönül dolusu teşekkürleri tekrar huzurlarınıza sunmak istiyorum. Ve yine Diyarbakır adaylarımız Sayın Sezgin Tanrıkulu’na, Sayın Ali İhsan Merdanoğlu’na, Sayın Abdurrahman Ergin’e, Sayın Mehmet Ali Özmen’e, Sayın İsmail Akyıl’a, Sayın Esra Aslan'a ve Sayın Mahir Yüksel’e ki onlar şu anda bizlerle bu salondalar. Hepsine tekrar başarılar diliyorum. İnşallah bu seçimi hep beraber kazanacağız. Omuz omuza çalışarak kazanacağız.
Seçimi biz kazanacağız ki Türkiye kazansın. Gerçekten çok önemli bir tarihe doğru yürüyoruz. Ben şuna inanıyorum iyi niyetle dosdoğru çalışanın Allah yardımcısıdır. Ben buna inanıyorum.
Ve hep beraber çalıştıktan sonra birlik beraberlik içerisinde olduktan sonra da özellikle kazanacağımıza inanıyorum. Çünkü biz şuna inanıyoruz. Hayırlı bir niyetle dürüst insanlar bir araya gelip çalıştığında yani hayırlı bir niyet için bir araya gelip ortak olduklarında Allah ne diyor? Ben de ortağım diyor.
Allah ortak olduktan sonra herhalde onu kimse durduramaz. Biz buna inanıyoruz. Ama bakın şartları var. Bir niyet sağlam olacak hedef hayırlı olacak bir de herkes tek tek dürüst olacak.
Bu şartlar olduğu sürece o büyük ortak geliyor. Yoksa yok. Onun için hep beraber dikkatli olmamız lazım. Asla doğruluğu elden bırakmamız lazım. İnşallah iktidar olduktan sonra da bütün Türkiye'ye dürüst ve ehil insanlar bu ülkeyi nasıl güzel yönetiyormuş bunu sadece ülkemizde değil bütün dünya aleme göstermemiz lazım.
Ve bu şekilde de ülkemizin 5 yılını bundan sonraki 5 yılını madde madde planlamış bir şekli ile iş başına gelecek bir hükümet İnşallah göreceksiniz. Ortak politika metnimizdeki 2300 madde üzerinde %100 mutabık kaldık.
Böyle bir şey yok. 6 tane ayrı parti. 6 ayrı parti. Tek tek 2300 maddede mutabık kaldı. Sağlıktan eğitime kadar, ekonomiden güvenliğe kadar, kültür sanattan tutunda aklınıza gelen her alana kadar mutabık kaldık. 20 tane bakanlık olacak dedik.
Tek tek isimlerini yazdık. Hükümetin organizasyon şemasını çıkardık. Ve bütün bu çalışmalarda da bakanlıkların 20 bakanın tek tek tek tek tek 5 yıllık ev ödevini hazırladık. Böyle bir şey yok Cumhuriyet tarihinde yok böyle bir şey.
Hiç kimse yapmamış yapamamış. Ve bunu seçimden önce yapıp mutabakat sağlayıp da seçime doğru yürüdüğümüz için seçimden sonra bir ihtilaf alanı bırakmadık.
Sayın Erdoğan ne diyor? ‘Bunlar koalisyon’ diyor. Bir dakika arkadaş dur şimdi. Bu o değil. Eski koalisyonlarda ayrı ayrı partiler seçime girerdi. Birbirleriyle kavga içerisinde seçime girerlerdi. Dün kavga ettiği ile oturup ortak olmak zorunda kalırlardı. Oysaki biz bir yılı aşkın bir zamandır beraber çalışıyoruz. Uzlaşa uzlaşa yürüyoruz. Türkiye'nin yarınlarında önce buluştuk ondan sonra iktidar olma hedefimizi ortaya koyduk. Ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirledik ortak listelerle seçime giriyoruz. Ve uzlaşmış bir şekilde yürüyoruz. Kimse bizim bu birlikteliğimizi eski koalisyonlarla falan karıştırmasın. O başka bir şey. Şu anda yaptığımız başka bir şey o eski koalisyon dönemi bambaşka bir şey. Onun için ne yaptığımızdan gayet iyi eminiz.
Evet arkadaşlar dediğim gibi yarın inşallah bayram. Hep beraber huzur ve sağlık içerisinde Allah bu Bayramı geçirmeyi nasip etsin.
Bu bayram programımız vesilesiyle Tekirdağ belediye başkanımız Kadir Albayrak Bey bizimle. Kendisine huzurlarınıza tekrar hoş geldiniz diyorum. Şimdi biz hep beraber liderler olarak seçim bölgesindeyiz ya dolayısıyla 11 belediye başkanımızda bu seçim bölgesinde farklı farklı illerde görevlendirilmiş durumda.
Sağ olsun Kadir Albayrak’ta bu akşamdan başlayarak yarınki tüm programımızda bizimle beraber olacak bize eşlik edecek. Böylece tam bir Türkiye dayanışmasını, Türkiye kardeşliğini de hep beraber bu bayram vesilesiyle de ülkemize göstermiş olacağız.
Ben tekrar bütün adaylarımıza başarılar diliyorum. Partilerimizin bütün teşkilatlarına başarılar diliyorum. Yolunuz açık olsun diyorum.