Gaziantep Halk Buluşması
Merhaba Gaziantep, merhaba!
Çok kıymetli dostlarım merhaba!
Türkiye’nin DEVA’sı sizlersiniz. Gençler Türkiye’ye DEVA olacak inşallah.
Sivil toplum kuruluşlarımızın, siyasi partilerin kıymetli temsilcileri merhaba!
Bugün seçim çadırımızı ziyaret etmek için bizlerle beraber olan bütün Gaziantepli hemşerilerimiz saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
*****
Az önce Kahramanmaraş’tan geldim.
Biraz geciktik. Kusura bakmayın hakkınızı helal edin. Sizleri ayakta beklettik.
Büyük acımızın üstünden 6 Şubat’tan bu yana 3 ay geçti.
Biliyorsunuz, depremin 1. Haftası 2. Haftası sürekli buralardaydım. Bu bölgedeydim.
Nurdağı’na İslâhiye’ye gittik değerli başkanımız Ertuğrul Bey ile beraber.
Çevre illeri gezdik.
Köyleri ziyaret ettim.
O büyük acıyı ne unutabilirim, ne unutturabilirim.
Bu vesileyle, bu büyük faciada bu büyük depremde kaybettiğimiz bütün vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum, hepinize tekrar baş sağlığı ve sabır diliyorum.
O günlerde neler gördük, neler yaşadık, çok kısa şöyle değinip geçeceğim.
İlk 2 gün, 3 gün, yardım çığlıkları karşısında hükümetin adeta felç olduğunu gördük.
Sosyal medya, yardım arayışı için hayati önemdeyken sosyal medyanın kısıldığını gördük.
Telefon altyapısının çöktüğünü, iletişimin kesildiğini gördük.
Susuz, yemeksiz, battaniyesiz kalan insanları gördük.
Çadırların dağıtılamadığını, hatta satıldığını gördük.
Gücü tek elde toplamanın bu koskoca ülkenin 86 milyon nüfusuyla Avrupa’nın en büyük ülkesinin, Avrupa’nın en genç nüfusunun, Avrupa’nın en büyük topraklarına sahip olan ülkenin tek bir noktadan tek bir kişinin dağarcığıyla yönetilmeye çalışıldığında nasıl işlerin tıkandığını, nasıl işlerin yürümediğini gördük.
Maalesef arkadaşlar…
Normal zamanda, normal hayatı yönetemeyenler afet zamanında afet bölgesini de yönetemedi.
Vatandaşlarımız gündelik, sıradan, mutat ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çekti.
Bizim il başkanlarımız sağ olsunlar kurdukları yardımlaşma sistemi ile depolarla eksikleri gedikleri dolduruyorlar.
İslâhiye’de de gittim gördüm sağ olsun Ertuğrul Bey gayet güzel bir sistem kurdu. Yardımı orada ihtiyacı olan vatandaşlarımıza hızlı bir şekilde ulaştırdı.
Hükümet şu an ne yapıyor? Ülkeyi yönetmek yerine, varsa yoksa algıyı yönetmeye çalışıyor algıyı.
Laf çok iş yok.
Bunları hepiniz biliyorsunuz. Acı acı yaşıyoruz hep beraber.
Bir de sabah akşam sürekli korku pompalıyorlar sürekli.
Sanki iktidar değişirse yok dış güçlermiş, yok iç güçlermiş. Palavranın bini bir para.
Ne diyorlar utanmadan? “Sandık yoluyla darbe” diyorlar…
Sandık yoluyla darbe diye bir şey var mı?
Sandık ne demek?
Bütün vatandaşlarımızın gidip kendi hür iradesiyle meşru demokratik siyaset içinde tercihini kullanması demek.
Korkutuyorlar vatandaşımızı. Asla kanmayın. Asla inanmayın.
İnşallah Türkiye bu süreci huzurla, barış içerisinde, istikrar içerisinde geçirecektir.
Başka ne diyorlar? “Hükûmet değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girer” diyorlar.
Bir kere şunun altını kalın kalın çizmek istiyorum.
Bakın kimse bu milletin iradesine “darbe” diyemez bu bir.
Bakın arkadaşlar, ben 2002’de gayet iyi hatırlıyorum.
2002 seçimlerinde de demokrasiye inanmayanlar aynı şeyleri söylüyordu. Aynı tehditleri savunuyorlardı.
Baktılar ki başarısızlık geliyor, baktılar ki sandıkta mağlubiyet artık mukadder, hemen milli değerleri istismar ederek vatandaşlarımızı korkutmaya başlıyorlar.
Bu ülkede uzun süre devlet yönetiminde yer almış arkadaşlarınızdan birisiyim.
Bu iktidar giderse, milli savunmamıza zerre kadar zarar gelmez.
Bu iktidar giderse, milli menfaatlerimize zerre kadar zarar gelmez.
Tam tersine çok daha iyi koruruz biz ülkenin milli menfaatlerini.
Bu iktidar giderse, değerlerimizden asla hiçbir şey kaybetmeyiz.
Tam tersine değerlerimize sahip çıkarız.
Hatta ve hatta; uzun yıllar Milli Güvenlik Kurulu üyesi olmuş, 8 yıl o kurumda bulunmuş, dış işleri bakanlığı yapmış bir arkadaşınız olarak da şunu söyleyeyim:
Kazandığımızda, ülkemiz o kadar bir güçlenecek ki, şu anda yaptıkları gibi hamasetle değil, gerçek demokrasinin gücüyle yükselecek ülkemiz bütün dünyada. Bunu gerçekleştireceğiz.
Ülkenin Cumhurbaşkanının elin adamından “Aptal olma” diye mektuplar aldığı bir devrin utancını da bitireceğiz inşallah hep beraber.
Neymiş “kuru soğana razı olun, vatan-millet Sakarya”
Kurdukları denklem bu.
Biz ne diyoruz? “Hadi oradan!” diyoruz. “Hadi oradan!” diyoruz.
Bunlar ne diyor? “Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun” diyor.
Biz bu denklemi reddediyoruz.
Ne diyorlar?
‘Ee düşman çok biz bu ülkenin düşmanlara karşı koruyucusuyuz’ eee? ‘Onun için siz fakirliğe razı olacaksınız.
Böyle bir şey yok. Böyle bir şey yok.
Devletin görevi bu ülkenin güvenliğini sağlamaktır eş zamanlı olarak da milletin refahını yükseltmektir.
Öyle arada bir denge yok yani. Bunların hepsini başaracağız hepsini gerçekleştireceğiz.
Biz hem milletimizin açlık sınırı altında olmasına itiraz ediyoruz, hem de ülkemizin milli onurunun yerle bir edilmesine itiraz ediyoruz.
Arkadaşlar hatırlayın Suriye'de hemen şu sınır ötesinde 34 askerimiz şehit edildiğinde gitti Putin'in kapısında beklemedi mi?
Rus televizyonları kronometreyi açıp kaç dakika kapıda bekletildiğini haber kanallarına vermedi mi?
Yazık.
Dünyaya rezil olduk.
Böyle bir şey kabul edilmez.
*****
Bakın değerli arkadaşlarım;
Tüm bu acıları beraberce sarıp, huzurlu günler inşallah görmemize çok çok az kaldı.
Çok az kaldı.
Önümüzdeki seçimler değerli arkadaşlar, ülkemizde çok hızlı bir atılımın başlangıç noktası olacak.
Denetimsiz yapılaşmaya, çarpık şehirleşmeye son vereceğiz.
Bu tek merkezden yönetilen, her şeye tek bir kişinin karar verdiği ama onun da çok yanlış kararlar verdiği dönemi kapatacağız.
İnsanlarımızın hayatı, tek kişinin iki dudağı arasına kalmayacak. “Yerinden yönetim” ilkesiyle hareket edeceğiz yerinden.
Bu büyük ülke ancak yetkinin Ankara’dan merkezden yerele doğru bir miktar devredilmesiyle yönetilir.
Başka ne yapacağız?
Haksız ve orantısız ranta son vereceğiz.
İnsanımıza ve doğaya zarar veren tüm işleri de tarihe gömeceğiz.
Devletimizin gücünü; her bir vatandaşımızın yaşamıyla, sağlığıyla, mutluluğuyla, sağlayacağız.
Ve olmadık projelere dünyanın paralarımı gömmelerine de izin vermeyeceğiz.
İşte Kanal İstanbul, Kanal İstanbul,
Şu anda Türkiye’nin depreme hazırlanmasıyla ilgili milyarlarca Dolar kaynağa ihtiyaç varken sıra Kanal İstanbul’da mı yahu?
Böyle bir şey yok.
Önceliğimiz İnsan, önceliğimiz insan hayatı.
Önceliğimiz bütün Türkiye’nin depremlere hazırlanması,
Kaynakları oralara yönlendirmek zorundayız.
Akıl dışı maceralara atılıp, ülkeyi fakirleştiren düzeni sonlandıracağız.
Ve arkadaşlar bütün bunlar için ne yapacağız?
Birleşe birleşe çoğalacağız.
14 Mayıs günü öyle bir kazanacağız ki, aslında kaybeden olmayacak. Hiç merak etmeyin.
Herkes kazanacak. 86 milyon kazanacak.
Soframızın bereketini el birliği ile artıracağız.
*****
Değerli dostlarım,
Biliyorum, acılarımızın ortasında hep beraber nefes almaya çalışıyoruz.
Biz, yeni yaşamı kurmak zorundayız.
Deprem sonrası yepyeni bir hayatı inşa etmek zorundayız.
Hata yapma hakkımız yok.
Rehavete kapılmaya, ihmale hakkımız yok.
Bizim bir daha, bir kez daha Antep’in ihmal edilmesine göz yumma şansımız yok.
İslâhiye’nin Nurdağı’nın ihmal edilmesine göz yummaya şansımız yok.
Dayanıksız binaların inşasına izin veren, imza atan, işinin ehli olmayan bürokratları atama şansımız yok.
Afet anında, Antep’i Nurdağı’nı İslâhiye’yi bir gün, iki gün, üç gün kendi kaderine mahkum eden iktidarlara tahammülümüz yok.
Kızılay’ı, AFAD’ı birilerinin çiftliği haline getiren bu yönetime tahammülümüz yok.
İşte tam da bu yüzden ben bugün buradayım.
Kahramanmaraş’a uğradım ayrıca Elbistan’a gitmiştim daha önce
Maraş’taki dostlarımızla şöyle bir sohbet ettik, Adana üzerinden Ankara’ya dönerken de burada şimdi sizlerle beraberiz.
Adaylarımızla şöyle bir dertleşmek,
Durumu burada, yerinde arkadaşlarımızla istişare etmek üzere uğradık Antep’e.
15 Mayıs sabahı hep beraber güle güle diyoruz hep beraber.
Evet, elbette neşeli değiliz, mutlu değiliz.
Elbette kalbimiz buruk.
Fakat değerli arkadaşlar;
BİZ HAZIRIZ.
Yarından itibaren göreve başlamak için, size hizmet etmek için, Antep’e hizmetkâr olmak için hazırız.
Biz hazırız değerli adaylarımızda hazır ve 6 siyasi parti olarak hazırız.
Başarmak zorundayız ve başaracağız.
*****
Değerli arkadaşlar;
Az ama zorlu bir zaman kaldı. Son 10 gün.
Biliyorum bizim elimizdeki imkanlar, iktidarınkilerle yarışamaz.
Biliyorum, onların propaganda makinası bizim elimizde yok.
Ama arkadaşlar, bizim elimizde de, onlarda olmayan çok daha güçlü bir şey var:
Haklı olmanın gücü, çünkü Biz haklıyız.
Biz, haklı olmaktan aldığımız güçle bu mücadeleyi veriyoruz.
Biz hakkaniyetten, haktan aldığımız güçle mücadele verdik, veriyoruz.
Ve arkadaşlar kazanacağız.
Evet, yolumuz zor, ama başaracağız.
Hep beraber başaracağız.
*****
Kıymetli dostlarım,
Gaziantep il ve ilçe teşkilatlarımıza 2,5 senedir yürüttüğümüz çok güzel bir çalışma var. Gerçekten ben bütün teşkilatımızı, başkanımız Ertuğrul Bey şahsında ve Başkan vekilimiz Ali Bey’in şahsında tebrik etmek istiyorum.
Bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla, aynı tutkuyla çalışacaklarına eminim.
Kurucu il başkanımız Ertuğrul Kaya DEVA Partisinin milletvekili adayıdır.
TBMM’de diğer adaylarımızla beraber İnşallah Gaziantep’in güçlü sesi olacaklar.
Bu nedenle, sizlerden 10 gün sonra çok güçlü bir destek bekliyorum.
10 gün sonra; önümüzde iki tane oy pusulası olacak değil mi.
Bir cumhurbaşkanlığı seçimi, bir de meclis seçimi.
Birinci oy pusulasında ne yapacağız?
6 partinin ortak adayı olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun isminin altına evet mührünü basacağız.
Ve inşallah Sayın Kılıçdaroğlu 13.Cumhurbaşkanı olacak.
İkinci pusulada ne yapacağız.
Milletvekili seçimi pusulasında, meclis pusulasında.
Ne diyeceğiz DEVA için CHP’nin logosunun altına evet diyeceğiz.
Saadet için CHP’ye evet diyeceğiz.
Gelecek için CHP’ye evet diyeceğiz.
Demokrat için CHP’ye evet diyeceğiz.
Ve tabi ki CHP için CHP’ye evet diyeceğiz.
Değerli arkadaşlar;
İnşallah Gaziantep o seçim günü seçim pusulalarına evet mührünü öyle kuvvetli vuracak ki,
Külliyenin duvarları titreyecek. Bu olacak
“Birleşe birleşe kazanacağız” diyoruz ya birleşe birleşe mecliste çoğunluğu alacağız.
Çünkü mevcut Anayasa, mevcut seçim yasası ne diyor.
Partiler bir araya geldiğinde herkes kazanıyor diyor.
İşte biz bunu yaptık bunu gerçekleştirdik.
Bu 10 gün boyunca kapı kapı vatandaşlarımıza gideceğiz. Çalmadık kapı bırakmayacağız ve ısrarla anlatacağız.
Özgür ve zengin Türkiye’de; onurlu yaşamın teminatı sizin için bizler olacağız diyeceğiz.
Ve şunu unutmayalım arkadaşlar;
Bu seçim aslında bir referandum,
İki tercihli bir referandum,
Birinci pusulada ülkeyi yönetme iddiasıyla aday olan 2 tane seçenek var
Erdoğan, Kılıçdaroğlu
İkinci pusulada da yine ülkeyi yönetme iddiasıyla bu işin içinde olan,
Cumhur ittifakı var, Millet ittifakı var.
Aslında her iki pusulada da bir referandum var,
İki tercihli bir referandum bu seçimin özü o.
Bir metre uzunluğunda pusulada olsa
O pusulada ülkeyi yönetme iddiasında olan gerçekçi iki alternatif var.
Cumhur ittifakı, Millet ittifakı.
Ama aslında biz ne ile neyin arasında tercihte bulunacağız biliyor musunuz?
Bu referandumda aslında karşımıza çıkacak iki tercihli referandumda hangi iki tercih arasında oyumuzu kullanacağız.
Ben şimdi Gaziantep’e soruyorum: İki tercih var karşımızda oy pusulalarında
Otoriterlik / Demokrasi
Keyfilik / Hukuk
Tek akıl / Ortak akıl
Gaziantep cevapların hepsini biliyor.
Böyle iki tercihe indirdiğimizde iş kolaylaşıyor.
Bir metrelik pusulada iki tercih var.
Her şey çok güzel olacak inşallah.
İki tercih var arkadaşlar.
Korku / Umut
Öfke / Sevgi
Yoksulluk / Zenginlik
Karakış / Bahar
Bu kadar basit inanın
Hiç kafa karıştırmaya gerek yok
Bu seçim bir referandum
Birinci tercih mi, ikinci tercih mi o kadar.
Hepsini biliyoruz.
Atama bekleyen bütün vatandaşlarımızın sorunlarını iyi anlıyoruz, biliyoruz.
Ve diyorum ki arkadaşlar artık şurada on gün kaldı.
*****
Haydi Türkiye, haydi! (…)
Haydi Berekete! (…)
Haydi Özgürlüğe! (…)
Haydi Zenginliğe! (…)
Hepinizi sevgiyle ve saygıyla kucaklıyor, muhabbetle selamlıyorum.
Yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun, kalın sağlıcakla, sağ olun var olun diyorum.
Arkadaşlarınıza, ailelerinize bol bol selamlarımızı, hürmetlerimizi iletmenizi özellikle rica ediyorum.
Kazanan Türkiye olsun diyorum.
Sağ olun, var olun,
Allahaısmarladık.