DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, depremin beşinci gününün akşamında afet bölgesi Adıyaman’dan Halk TV’ye bağlanarak durum değerlendirmesi yaptı. Üç gündür deprem bölgesinde bulunan Babacan, inşaat sektöründe oluşan ranta sert tepki gösterdi. Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Rant insanların canına çok büyük darbe vurdu’
“Bu inşaat sektöründeki rant var ya rant… Ben hep söylüyordum ‘Ekonomiye çok büyük darbe vuruyor diyor’ diye. Aynı rant şimdi insanların canına çok büyük darbe vurmuş oldu. Allah aşkına, fay hattının üzerinde 15 katlı, 20 katlı binalara siz niye izin verirsiniz ya? Niye izin verirsiniz? Burası fay hattının üstü. Şöyle bir haritayı açın, bakın. Bütün dünyada yayınlanan deprem haritalarında bu bölge fay hattının üstü. Fay hattının üzerine siz niye yüksek kata izin verirsiniz? Düşük katlı yapılanma şart. 2 kat, bilemediniz 3 kat. Ama aynı arsaya 10 kat, 20 kat yaptığınızda burada büyük bir rant oluşuyor. Bu yüksek yapıların oluşturduğu rant şu anda Türkiye'nin ekonomisine nasıl büyük bir bedel ödettiyse bu depremde de çok büyük bir insani bedel ödetti maalesef.”
‘Her ne pahasına olursa olsun sorumluların tespit edilmesi lazım’
“İnşaat sektöründeki, özellikle konut üretimindeki rantın ülkeye çok büyük maliyetleri oldu. Bir an önce masaya yatırılması lazım. Her ne pahasına olursa olsun önce sorumluların tespit edilmesi lazım. Bunların tekrar etmemesi çok katı tedbirlerin alınması lazım. Yazık. On binlerce insanımızı kaybettik.”
“Bu mahallede devleti gören oldu mu?’
“Sayın Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama siyaseti kendisi yapıyor. İlk gün çıkıp öfke dili kullanan, nefret dili kullanan, insanlara tehditler savuran kendisi değil mi? Sanırım Adıyaman’dan ‘Devlet burada’ diye açıklama yapmış. Burada, bu mahallede oturan arkadaşlara soruyorum. Bu mahallede devleti gören oldu mu?”
‘Merkezden talimat gelmeden kimse kılını kıpırdatmıyor’
“Bütün kararların merkezî hale getirilmesi böyle bir afet yönetiminde ne kadar büyük sorunlara yol açtığını hep beraber görmüş olduk. Merkezden talimat gelmeden kimse kılını kıpırdatmıyor. Halbuki ta muhtarlara kadar yetki verilmesi lazım. Ankara’dan talimat beklemeden herkesin hemen, otomatik olarak devreye girmesi lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri personeli de sağ olsun çalışmaya başladı ama zamanında yetiştirilmeleri, eğitilmeleri lazım. Deprem anında kimin, hangi bölgede ne görev alacağının önceden belli olması lazım. Kimseden talimat beklemeden hemen görevlilerin harekete geçmesi lazım. Bir sürü gönüllü var. Elde envanterin tutulması, depremden yarım saat sonra cep telefonlarına ‘Sizin görev alanınız şurası’ diye SMS düşmesi lazım. Başka türlü bu ülke yönetilemez.”
‘Kamuda yönetici pozisyonunda olan arkadaşlarımızın önemli bir bölümü bu işi yapacak bilgi, beceri ve donanıma sahip değil’
“Bakın, hep ehliyet diyoruz ya… Maalesef kamuda yönetici pozisyonunda olan arkadaşlarımızın önemli bir bölümü bu işi yapacak bilgi, beceri ve donanıma sahip değil. Bu birinci sorun. İkincisi; hep istişare diyoruz. Kamu, vatandaşı dinlemiyor. Duymuyor, anlamıyor. Bunların devlet yönetiminde en önemli işler olduğunu tekrar tekrar vurgulamak gerekiyor.”