DEVA Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ali Babacan, Millet İttifakı’nın İstanbul Maltepe’de düzenlenen mitinginde konuştu. Seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs’ın aynı zamanda Anneler Günü olduğunu hatırlatan Babacan, “Annelerimize baharı hediye edelim. Ama annelerden de çocuklara bir hediye bekliyoruz. Demokrasiyi hediye etsinler” dedi. Ekonomide temel önceliklerinin enflasyonla mücadele olacağını açıklayan Babacan, 6 ayda kriz iklimini bitirip enflasyonu en geç 2 yılda tek haneye düşüreceklerini söyledi.
Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Anneler de çocuklarına demokrasi hediye etsin’
“Gelin bu 14 Mayıs’ta annelerimize baharı hediye edelim. ‘Oyumu sana hediye ediyorum anneciğim’ diyelim ve adaleti, barışı, huzuru annelerimize hediye edelim. Ama bu anneler günü, aynı zamanda annelerden de çocuklara bir hediye bekliyoruz. Evlatlarımız için, çocuklarımız için, en güzel hediye demokrasidir. Anneler de çocuklarına demokrasiyi hediye etsin.”
200 lira gösterdi: “124 doları kim çaldı?”
“200 liralık banknot 2009’da tedavüle çıktı. 134 dolar ediyordu. Bugün 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna gidin bakın, 9 küsur lira oldu. Herkesin cebindeki 200 liradan 124 doları kim çaldı?”
‘Ülkenin bir ekonomi politikası yok, zır cahillik var’
“Şu an her şey tek bir kişinin keyfine bağlı. Ülkenin bir ekonomi politikası yok. Zır cahillik var.Merkez Bankasıymış, BDDK’ymış, SPK’ymış… Bu kurumlar neredeyse yok hükmüne geldi. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Ama endişeye mahal yok. Türkiye’yi hızla düzlüğe kavuşturacağız.”
‘6 ayda kriz iklimini sona erdireceğiz’
“2002’de ülke çok kötü durumdayken başarmıştık; şimdi çok çok daha iyisini yapacağız. İlk 1 ayda kurumları ayağa kaldıracağız. 6 ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz.”
‘Enflasyonla mücadele temel önceliğimiz olacak’
“İktidara geldiğimiz gün ‘Durum ve Hasar Tespit’ çalışması yapacağız. Halının altına süpürülen her şeyi ortaya çıkaracağız. Enflasyonla mücadele temel önceliğimiz olacak. Çağımızın en büyük hırsızlık yöntemine dur demek zorundayız. Merkez Bankası’nın bağımsız ve itibarlı bir kurum olmasını sağlayacağız. Tüm kadroları bilgili, deneyimli, dürüst isimlerle donatacağız. Reel sektör ve bankacılık sektöründeki sorunların hepsini tek tek çözmeye başlayacağız.”
‘Ne kadar adalet, o kadar ekonomi’
“Hep söylüyorum: Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük, o kadar ekonomi. Ne kadar demokrasi, o kadar ekonomi. Demokrasi zeminini güçlendirmezsiniz, üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz, olmuyor. Her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz. Onun için yapamıyorlar. Bunu anlamıyorlar.”
Güven sağlamanın 8 adımı: “Yerine getirin, sırtınız yere gelmez”
“Güveni sağlamadan refahı artıramazsınız. Güveni nasıl kazanacağız? Bir; konuşunca doğruyu söyleyeceksin. Merkez Bankası’na yalan yanlış işler yaptırmayacaksın, TÜİK’e yalan yanlış enflasyon açıklattırmayacaksın. İki; söz verince tutacaksın. Üç; emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört; adaletle yöneteceksin. Beş; ehliyetli ve liyakatli kadroları göreve getireceksin. Altı; istişareyi asla bırakmayacaksın. Yedi; şeffaf olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları gizli saklı satmayacaksın. Sekiz; her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu sekiz maddeyi yerine getirin güveni kazanırsınız, sırtınız yere gelmez. İşte o zaman bu ülke çok hızlı bir şekilde Avrupa Birliği standartlarına ve yüksek gelir grubuna ulaşan bir ülke olur.”
‘Türkiye 1’den büyüktür’
“Hızla toparlanacağız, hızla. Endişeye mahal yok. Bu ülke bu duruma kötü yönetim sebebiyle düştü. Dürüst ve ehil insanlar yönetmeye başlayınca derhal ayağa kalkacak. Biz buradayız. İşte yüz binler burada. 86 milyon, 1’den büyüktür! Türkiye, 1’den büyüktür!”
‘Referanduma gidiyoruz: Yoksulluk mu, zenginlik mi?’
“İki seçenekli bir referanduma gidiyoruz. Otoriterlik mi; demokrasi mi? Keyfilik mi; hukuk mu? Baskı mı; özgürlük mü? Tek akıl mı; ortak akıl mı? Korku mu; umut mu? Öfke mi; sevgi mi? Kavga mı; barış mı? Kriz mi; huzur mu? Yoksulluk mu; zenginlik mi? Kara kış mı; bahar mı? Biz demokrasi diyoruz. Zenginlik diyoruz. Huzur diyoruz. Özgürlük diyoruz. Bahar diyoruz, bahar.”