Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Deva Partisinin tüm kıymetli gönül verenleri; Ayrım gözetmeksizin her insan, müreffeh bir hayat sürme hakkı ve umuduyla dünyaya gelir. Bu noktadan hareketle siyaset kavramı da bir bakıma insanların refahını sağlama sanatıdır. Sizlerin bu çizgide olduğunuzu hissetmek, ülkemin geleceği için beslediğim umudun yersiz olmadığını gösteriyor.

30.05.2020 / 12:23

48
Erhan Giraz Ankara , Eğitmen

Daha önce belirtmiştik ya.Bu toplumun derin sorunlarından birisi de ahlak kurallarıdır.Teknolojik değişimler, üretim biçimi ve yaşam tarzlarının değişimlerine aşkın (dini)ahlak kuralları uyum yapamaz.Bu durum da ahlaktan çok ahlaksızlığı getiriyor.Toplum da karşılaştığımız ikiyüzlülüğü yozlaşmayı getiriyor.İnanç, akla bilime değil de duygu, sezgi ve telkinlere dayandığı için eleştiriye kapalıdır.insanlar da günlük yaşam koşulları ve inançları arasında seçim yapmak zorunda kalınca bocalıyorlar.Yalan söylüyorlar birbirlerine.inanç temelli hareket ediyormuş gibi yapıyor.ama günlük yaşama bu davranışı uymuyor. inancını araç olarak kullanarak, yeminli yalanla işini halletmeye çalışıyor. Bu durumda yalanları ortaya çıkınca da insanlar birbirinden nefret etmeye başlıyorlar. Neticede insanların iç denetimleri(sorumluluk alma, ortak hareket etme, yardımlaşma,yurttaşlık bilinci ) zayıfladı.Dış denetimleri de berbat .Hukuk yok.adalet yok. fikir özgürlüğü yok, Türkiye de tuz koktu.Tuz gölü bile temizleyemez bu durumu. "her ahlak kuralı çelişkilerle ortaya çıkar.tekraren çelişkiye düşmeden genelleştirilebilir olmalıdır.çelişki ve çatışkı olmayan yerde zaten ahlak kurallarına yer yoktur.Ahlak kuralları şu şartlara dayanmalıdır. 1-insana ve yaşama dair olmalı 2- çelişkiye düşmeden genellenebilir olmalı 3- aşkın önermeleri dışlamalıdır.insanları yönlendiren şey akıldır. ahlak kuralları insanın aklıyla bulduğu davranış kalıplarıdır." Not ( Türker alkan ın -siyasal yozlaşma kitabından alıntıdır) Benim ki Kesin bi yargı değil ama, bu ahlaki dejenerasyon eğerumudu ekmek arası yaparsak , insanların bireyselleşmesini tetikleyip getirebilir.Yani ki insanların birbirleriyle didişmeleri neticesi bireysellemeyi sağlayabilir.Batı da insanlar devletle didişerek bireyselliği elde etmişler ama doğu devlet yapılanmaları buna müsade etmiyor. işte bütün bu dertleri DEVA olmak bize düştü.YUMURTA İÇTEN KIRILDI. DIŞTAN DEĞİL.İÇTEN KIRILINCA YEP YENİ Bİ C A N ÇIKTI .TŞK

30.05.2020 / 12:19

1
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Göçmen ve Sığınmacı Politikası Türkiye “Göçmen ve Sığınmacı” politikasında son 18 yılda yol geçen hanına dönmüştür. Resmî kayıtlara göre 5,5 milyon kişi, kayıtsız&kaçak olanlar ile birlikte 7,5 milyon kişiyi barındırıyoruz... Suriye, Afganistan, İran, Irak, Fas, Nijerya, Gana, Senegal, Somali, Ruanda, Eritre, Etiyopya, Türkmenistan, Azerbeycan vatandaşları parasız, işsiz, aşsız, çaresiz bir şekilde ülkemiz topraklarında barındırılıyor. Her konuda olduğu gibi AKAPE bu konuyuda reklam malzemesi haline getirmiştir..! Kendi halkına Aş, iş, barınma imkanı sunamayan AKAPE rezaleti “Göçmen ve Sığınmacı” insanları “kalbura dönmüş” sınırlarımızdan ne olursan ol gel anlayışı ile ülkemize almaktadırlar. Ülke insanının sosyolojisini, psikolojisini, milli gelir kaybını umursamadan, milli kaynaklarımızı şuursuzca bu insanlara pay ediyorlar... Bu eylemlerini sanki “Emine Erdoğan’ın altınlarını bozdurup da kendi şahsi birikimleri ile yapıyormuş gibi piyasaya reklam malzemesi olarak kullanmaktanda utanmıyorlar. Durumun bir diğer boyutu daha büyük tehlike arz ediyor. Ortadoğu’da ajan ve terörist faaliyetleri yürüten dış güçler, sınırlarımızdan “göçmen veya sığınmacı” kılığında özgürce hareket ediyor. SONUÇ; -Bu ülkede vatandaş olmayan herkes elini kolunu sallıyor, ortalıkta geziyor... -Bu ülkede terör örgütü hücrelenme faaliyeti özgürce yürütülüyor... -Bu ülkede tüm Dünya ülkelerinin ajanları at koşturuyor... -Bu ülkenin vatandaşları, göçmen veya mülteciler tarafından soyuluyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor... -Bu ülkenin insanları için harcanması gereken kaynaklar, bu ülke insanının cebinden alınıyor ve ne olduğu belirsiz kendi ülkesine hayrı olmayan katil, tecavüzcü, hırsız, şuursuzca çoğalan göçmen ve mültecilere peşkeş çekiliyor... ÇÖZÜM; -Tüm kayıtlı veya kayıtsız 7,5 Milyon “Göçmen ve Sığınmacı” insanların kendi ülkelerine derhal gönderilmesi -Tüm sınırlarımızın teknolojik sistemler ile donatılması ve tüm kaçak geçişlerin önlenmesi

30.05.2020 / 12:15

6
Mustafa Koç Van , Yönetici

öncelikle Vatanımıza ve Milletimize hayırlı olması dileği ile Allah yolunuzdan şaşırtmasın.. şunu belirtmek isterim herkez bir saldırı politikasinda Ahmet bunu yapmış Mehmet bunu soylemiş. bu politikayla ülke dewam edecek ise hiç bir partinin yada Başkanın benim gözümde hükmü yoktur. bu ülkenin en büyük kayibı üretememektir eğerki siyasi amacınız ülkeyi rahatlatmak insanlari huzura kavuşturup azda olsa yaşam heyecanı katmak istiyorsanız bu ülkenin politikasını sadece fabrika sahibi bu baya oy toplar düşüncesinden çıkıp ülkenin geleceği için planları projeleri olan ufku geniş insanlarla siyaset yaparsınız. ama amaç sadece iktidar olup mecliste uyumak, dinleyip gitmek ise izlenen her yol dogrudur.. ülkemizin birlik ve beraberligini korumak için lutfen guzel insanlara şans verin bu ülkede düşünceleri ile 5 sene içinde ülkenin bayrağını uzaya bile dikecek insanlarimiz var sakın unutmayın.. yolunuz açık başınız dik ufkunuz güneş olsun...

30.05.2020 / 11:05

9
Emre Cetinkaya İstanbul , İşletmeci

Merhaba AKP ve MHP'nin getirmiş olduğu ucube sistem maalesef ülkeyi uçurumun kenarına getirdi bu sistem değişmeli. Tekrar parlamenter sisteme gidilmeli,siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı. Düşünce özgürlüğünün önü açılmalı hiç kimse düşüncesinden dolayı yargılanmamalı ve kadın cinayetleri artık son bulmalı... Kadına şiddet cezası ağırlaştırılmalı, Türkiye'de hiç kimse kendini güvende hissetmiyor çünkü ülkeye her türlü insan girmiş dışarda gelenleri geri gönderilmeli özellikle Suriyelileri kendi ülkesine Hayri olmayan bize mi hayrı olur bir avuç asalak insanı beslemek hele ki vatandaşlık vermek akıl kârı değildir... Güçlü bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız dertlere DEVA olmaliyiz...

30.05.2020 / 10:06

7
Zeydin3 Kar Van , Serbest Meslek

Merhabalar, Halkımızın iki kutuptan birini seçmeye ve bu hususta kaderine mahkûm olmaya zorlandığı bir dönemde, bu hareket, bizlere umut oldu. Güzel ülkemiz, son yıllarda ekonomiden eğitime, eğitimden hukuk sistemine birçok alanda yozlaşmış ve artık işlemeyen bir sistemin içinde çırpınmaktadır. Bir hukukçu olarak kendi alanım için üzülerek ifade ediyorum ki, ülkemizde yargı organları bağımsızlığını kaybetmiş, siyaset-yargı ilişkisi bir hukuk devletine yakışmayacak bir noktaya gelmiştir. Tüm bu kötü gidişata küresel salgın sürecinin de eklenmesiyle zaten başlamış olan kriz çok yüksek boyutlara ulaşmıştır. Mevcut yönetimle bu krizden çıkmak pek mümkün gözükmemektedir. Ülkemizin adaletli, demokratik ve akılcı bir yönetime ihtiyacı vardır. Ben de bugüne kadar ülke gündemini ve siyasetini yakından takip eden ancak yozlaşmış siyasi partilerden uzak duran bir genç, bir vatandaş olarak ilk defa bir siyasi partiye üye olmaya karar verdim. Benim gibi ülkemizdeki krizin ve yozlaşmanın farkında olan ve değişim isteyen milyonlar olduğunun da bilincindeyim. Bu saatten sonra bizlere düşen ülkemizin bu zor günlerden kurtulup hak ettiği yerlere gelebilmesi için çok çalışmaktır. Deva Partisinin, ülkemiz ve milletimiz için, hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Saygılarımla,

30.05.2020 / 00:59

4
Osman Yıldırım İstanbul , Avukat

Kamu tepkisinin adliyelerde iyi iletilmediğini düşünüyorum, buna karşın oluşturulacak bir sivil toplum örgütünün halkın taleplerini alarak hukuki temsiliyet oluşturmasıyla kamu tepkisinin tam olarak yansıyabileceğine inanıyorum. Bazen bir olay olduğunda ilgili kişinin nasıl adalet mercilerince yargılanmadığını düşünürüz hepimiz ve aslında düşününce herkes kendi çehresinde bundan şikayet etmekten ileri gitmediği için tüm bunları yaşarız. Bu oluşturulacak yapı aldığı yardımlarla konuyla ilgili çalışacak avukatların giderlerini karşılayacak ve kâr amacı gütmeden halkın tepkisinin dışavurumu olabilecektir. Bu bağlamda hepimiz çehremizde dönmekten öteye gitmiş ve gerçekten adaletin sağlanmasında faydası dokunmuş kimseler haline gelebiliriz diye düşünüyorum. Birgün umarım bunun gerçekleştiğini ya da hiç gerek kalmadığını görürüz.

29.05.2020 / 23:35

4
Hakkı Ceylan Ceylan Kocaeli , Öğrenci

Herkese Merhaba. “Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a DEVREDİLMEMİŞ Ada, Adacıklar ve Kayalıklar Sorunu” ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum; Türkiye ve Yunanistan arasında çıkan Egemenlik uyuşmazlığına ilişkin olarak başvurulacak en önemli metinler, Lozan Barış Antlaşması ve bu antlaşmanın 6, 12, 15 ve 16. maddeleri ile Paris Barış Antlaşması’nın 14. maddesidir. Türkiye, Paris Barış Antlaşmasının tarafı değildir ve antlaşmaya katılmamıştır. Ancak 10 Şubat 1947’de Paris Antlaşması imzalandı. Türkiye bu kararı 5 gün sonra 15 Şubat 1947 tarihinde kabul etti. Türkiye, açıkça söz konusu antlaşmalarda adları sıralanarak egemenlik devrini tanımış olduğu adalar ve adacıklar dışında kalan ada, adacık ve kayalıklara ilişkin egemenliğinin sürmekte olduğunu iddia ederken, Yunanistan, söz konusu antlaşma hükümlerinin Türkiye’nin, Anadolu kıyılarından üç mil dışında kalan deniz alanında herhangi bir hak iddiasında bulunmasını engellemekte olduğunu ileri sürmekte. Kısacası; Türkiye ilgili antlaşma hükümleri çerçevesinde adları sıralanarak egemenlik devrini gerçekleşmiş ada, adacık ve kayalıklar dışındaki adı belirtilmemiş ada ,adacık ve kayalıkların Osmanlı Devleti’nin bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyetine ait olduğunu savunmaktadır. Ancak Yunanistan hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde bu ada ,adacık ve kayalıkların Yunanistan’a ait olduğunu savunmaktadır. Bütün bu sorunlar çözüme bağlanmamışken Yunanistan son yıllarda kara sularını tek taraflı olarak 12 mile çıkarmak istiyor. Bu karar Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerini Türkiye’nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştirir. Bu olursa Türkiye’nin kara suları Ege Denizi'nde %10’un altına düşer. Yunanistan’ın kanunsuz bir şekilde alacağı 12 mil kıta sahanlığı kararını diplomatik olarak veya gambot diplomasisi ile engellemez isek ekonomik bağımsızlığımız ciddi tehdit altına girer. Ekonomimizin can damarı olan Ege Deniz'ini kaybederiz Kısacası; Denizciliği başarmalıyız. İstikbal Denizlerde... Herkese İyi Günler.

29.05.2020 / 23:04

23
Doğan Atlı Sakarya , Öğrenci

Haziran'la birlikte normalleşme başlıyor, her ülke hükümeti ekonomik sorunlarla yüzleşecek önlemler hazırlıyor, bizimkiler elinde para yok, Babacan liderliğindeki DEVA Partisi ile mücadeleyi ön plâna çıkardılar. Millet ekmek bekliyor. Diğer taraftan kurulan yeni partilerin dışarıda kalması için seçim sistemini değiştirme pazarlıkları yürütülüyor. Tabanlarını canlandıracak yeni hedeflere, yeni söylemlere ihtiyaçları var. AKP Haziran ve sonrasından korkuyor, bir an evvel normale dönmek istese dahi... Çünkü kaç işyeri ayakta kalacak, kaçı batacak, işsizlik nerelere varacak belli değil. Bundan dolayı AKP için asıl sorun corona sonrası normalleşme... Temmuz'dan itibaren ekonomik sorunlar iyice ayyuka çıkacak. İşsizlik, enflasyon, zamlar vb. Para bassa da ancak açıkları kapatabiliyor, insanlara umut veremiyor. İşte onu kamufle etmenin yolu DEVA'yı hedefe koymak. Ondandır ki operasyonları DEVA üzerine... Halkın gündemi ekonomi, iki kişi bir araya geldi mi corona ve ekonomi konuşuyor. Ülkedeki işsizlik %15, gençlerin %25'i işsiz, insanlar işsizlikten intihar ediyor, corona belası, ülkenin borcu tavan yapmış, varsa yoksa DEVA... Oysa ülkenin gerçek gündemi seçim sistemi değil ekonomi... AKP ile ağız dalaşı, 18 yıldır onlara yarıyor... DEVA'yı, Babacan'ı istedikleri kadar hedefe koysunlar, ne yaparlarsa yapsınlar, ilk seçimde gidecekler.

29.05.2020 / 16:49

1
Yasin Yoğurtçuoğlu Siirt , İş İnsanı

Iyi gunler,yaklasik yirmi yildir yurt disinda yasadim,2019 yilinda kesin donus yaptim,bu sure zarfinda ulkemin politikasini hep yakindan takip ettim.Iktidar partisinin bir cok icraatini dogru bulmasamda,sayin Ali Babacan in ozellikle ekonomi icin yaptiklarini her zaman dogru bulmusumdur ,kisiligi ve vizyonu ile bu Ulke icin elini tasin altina koymasindan dolayi oldukca memnun oldum.Bugune kadar hic oy kullanmadim sadece baskanlik sistemine gecis referandumu haric, sunu soylemek isterimki elbette kendime gore bir sisyasi gorusum var,fakat bugune kadar herhangi bir siyasi parti ile en ufak bir irtibatim olmadi fakat Deva Partisinin bu ulkenin ve gelecek nesillerin guzel teminati olacagindan suphem yok.InsAllah yolunuz acik olsun en kisa zamanda partiye uye olacagim saygilarimla

29.05.2020 / 13:13

1
Mesut Adiguzel İstanbul , Satış Elemanı