Serbest Kürsü

Görüşlerinize Değer Veriyoruz

Demokrasi ve Atılım Partisi olarak ülkemizi daha güzel günlere kavuşturmak için yola çıktık. Dilerseniz siz de “Serbest Kürsü”ye görüşlerinizi yazabilirsiniz..

Öncelikle Demokrasi ve Atılım partisinin isminde de geçtiği Türkiye ye acilen demokrasinin getirilmesi birinci hedefi olmalıdır. Şu anda ülkemizde 18 yıllık yönetim sonucunda insanların korku siyaseti altında ezilmeleri gelecek kaygıları ve ne yazık ki kurtuluş için bir yol aramaları.Vatandaş AKP dönemindeki sorunların ve bitmek bilmeyen sorunların Ekonomi, İşssizlik, Terör, Adalet, Hukukun Üstünlüğü, Güçler Ayrılığı, Anayasaya Uymak, Kanun Hükmünde Kararnamalerler Yönetilmemek, Tam Bağımsız Yargı mensupları, Toplumu Derinden Etkileyen Rant gibi daha bir çok mesleyi çözmek. Bu olumsuz durumların Türkiye'de artık sıradan ve önemsiz bir konu olması haklı derinden yaralamıştır. Akp daha önceki seçimdr %40 üzerinde oy alması ve cumhur ittifakı MHP nin de %10 oy oranıyla beraber kendini sadece %50 nin başkanı sanması işte yapılmıl rn büyük yanlış ve girdaptır. Bu yanlış vatandaşları ayrıştırmak ayrı bir topluluk yaratma yolunda derin yaralar açmaktadır. Ülkemiz için de her ne olursa olsun farklı düşünce ve inanca sahip vatandaşlarımızın kendini bu topraklarda özgürce yaşama ve benimsetme çabası kabul görmelidir. Ben şahsım adına hiçbir parti ve inanca ve yaşam biçimine karşı değilim. Bizler ne kadar farklı olsakta tek amacımız tek gayemiz bu vatan toprağıdır. Bu vatan toprağı bizi bir yapandır. Şimdiki yönetim şekli ile bu durum giderek uzaklaşmaktadır. Her ne kadar bizler bu düşüncede hasıl olsakta bizi yönetenler bunu vatandaşa yansıtamamaktadır. Tek isteğimiz yaşamak ama insan gibi yaşamak Adaletli yaşamak Korkmadan yaşamak, Hür ve Özgürce yaşamak. Ne yazık kş 20.yy başları hala güzelim Türkiyem bunları konuşmakta ve tartışmaktadır. Giderek kötüye giden bu durum daha da kötüleşmekte , insanlığımız ve geleceğimiz zifri bir guruha doğru hızlıca ilerlemektedir. Allah bize en kısa zamanda bu durumu tersine çevirecek yönetici ve zihinler ile yardım etsin sizler bunu yapacaksınız inanıyorum size hep inanacağım. Saygılarımla...

19.05.2020 01:02

51
Mehmet Naci Güner İstanbul , İş İnsanı

Hayırlı ramazanlar, sayın Ali babacan ve bütün dava arkadaşlarını selamlıyorum.yüce allah her daim yardımcıları olsun yollarını açık eylesin.Ben 41 yaşındayım kendimi bildim bileli güneydoğu da hep sorun vardı ilkokul yıllarım biraz iyi geçti diyebilirim oda sanırım çocuk olduğum ve pek anlamadığım içindi sonra ortaokul yıllarım başladı o zaman hizbullah pkk jitem başladı ağır şartlar bu ta lise son yıllarıma kadar devam etti bu tarihlerde siyaset hep el değiştirdi ölümler ve hep faili meçhuller bizim hayatımızın bir parçası olmuştu yani hayatımda hatırlamak istemediğim yıllar oldu yani gençliğimizi hiç yaşamadık e onun içinde pek kaliteli yerlere gelmedik malesef ama bu durumlara rağmen tabiri caiz ise adam olduk esnaf olduk halkın değerini kazandık uzun lafa hiç gerek yok burdan konuşursam kelimeler yetmez inşallah daha hayırlı işlerde birlikte olacağız .Demem o ki artık bıktık işte tam da bunun için Ali babacan diyorum ve bunun için hiç bir menfaat beklemeden hayatımda ilk defa siyasete girecem ve bütün kişisel ,ticari ve siyasi tecrubelerimle Deva nın hizmetinde olacak elimden gelen bütün fedakarlıkları bütün çevrem akraba eş dostla katkıda bulunacam .unutmayalım bir oyda bir oydur aza tamah etmeyen çoğu da bulamaz.

18.05.2020 23:31

2
Hüseyin Yaşlı Diyarbakır , İş İnsanı

Demokrat bir görünüm ile ortaya çıkmak iyidir. Partinin oy oranı en fazla %5-8 günün şart ve koşullarının değerlendirmesine göre değişir ama iktidar olma olasılığı çok düşük karşısında tecrübeli propaganda ve kriz yönetimi yapabilen siyasi partiler var. Ayrıca çabucak bir dışlanma, hain yaftası söz konusu. Bumerang etkisi yaratmak zor fakat İstanbul belediye seçimleri ders niteliğinde, mağdur olmak kazandırmadı. Aslında iyi incelemek lazım. Mevcut otoriteden gelen soruları iftiraları cevaplamayan fazla önemsemeyen sanki seçimi kazanmışcasına hareket edilmesiydi. Karşı tarafta koca başbakanı bir belediye başkanıyla yarıştırması ve Seçim boyunca Cumhurbaşkanı ve bakanların tek kişiye yüklenmesi idi. Güçlüye karşı durma isteği doğurdu halkta. Bu istek tekrar oluşturulsa ve genele yayılırsa kazanılır. Hedef kitle ülkenin çoğunluğunu oluşturan genç kitle. Sizde seçim de genç kitleyi hatırlayacaksınız ama onlarla önceden yapmış olduğunuz hiç bir proje birliktelik olmadığı için bir işe yaramayacak. Bilim ve kültür için üniversiteler aktif kullanılıp bir şey üretilirse onu büyütüp gençler bizi tanır sloganı ile yürürsünüz. kararsız seçmende bilim ve akıl yolunu seçecektir. Temiz enerji, Binaların kendi enerjilerini üretmesi(güneş enerjisi ve oluklarda biriken suların baraj görevi görerek elektrik üretmesi altıgen binaların yapımı yardımcı olur) velhasılıkelam hiç bir şey yapmadan Erzurum'dan Trabzon'dan veya Diyarbakır gibi ülkenin güçlü lobilerinden insanları aday göstermeniz bir işe yaramaz. YAKIN zamanda yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatı olmalı. Artık eskiden tüp kuyrukları vardı klişesi de tutmaz.

18.05.2020 22:59

4
Venher Karadeniz İstanbul , Öğrenci

Merhabalar oncelikle benim adim yunus emre tavukcuoglu sizleri youtubedan gorup izleyip uzerinde azda olsa bu kisa zamanda bir arastirma sergileyip yaziyorum belki benim bu gorusum sizler icin onemsiz olabilir fakar ben ve benim gibileri temsilen buraya yazmaktayim ben ve benim gibileri biraz acmak gerekirse %47 lik olan genc nufus 0-30 yas arasinin dertleri kaideleri kaygilari icin buralardayim Sayin baskan Ali Babacan ile birebir bir sohbet etmek isterim bunun na mumkun oldugunu bilerekten bu istegimi soyleyerek sizlere arz etmekteyim deginecegim oncelikli konular bir cok ogrencinin degindigi aslinda bircok kez duydugunuz muazzam nitelikli degil aslinda herkeslerin sikayetleri gibi benimde bircok unsurdan sikayetim var bunlari burada anlatmak inanin 2000 karakter degil 200.000 bin karakter ile bile belkide imkansiz gelelim konulara egitim esitlik toplumsal ayrisma ekonomi var oldugu idda edilen fakat son 3 4 senedir mumla arar oldugumuz ADALET makami ve daha fazlasi ben sizlere acik goruslulugume guvenerek yaziyorum 5 yildir ingilterede ingilizce egitimi dil kursu ve universite okumaktayim okudugum bolumse ekonomi bolumu bu durumlara cok uzak bir kisilik iken ulkeden ayrilip tarafsiz bir goz ile bakma firsatini bulunca aslinda nasil bir dip cukura dogru ilerledigini bu guzel insanlarin guzel ulkenin aslinda anlatilanin yansitilanin aksine daha karanliga dogru gittigini gozlemledim. buyuk otoritenin baskilarindan oturu yapilabilicek hicbir durumun olmamasi zaten bu ulkedeki belkide en can sikici olay olabilir fakat sizleri arastirdigimda aklimdakiler ile siz degerli deva partisi yetkililerinin dusunduklerinin aslinda ortak paydaya sahip oldugunu dusundum yada beynim buna beni inandirdi. Gercekten olursa birgun siz Sayin Ali Babacan ile yakinen munasebet kurarak oturup 2 saatlik yada ne kadar bir vakit sizinle sohbet imkani bulabilirsem konusmak isterim binlerce fikrim tonlarca sorum ve yuzlerce cozum onerim gelecege dair bir suru planlarim bulunmaktadirsaygilarimla

18.05.2020 22:24

1
Yunus Emre Tavukcuoglu İstanbul , Öğrenci

Ali bey ve ekibinin başarılı olmasını içtenlikle diliyorum. Şahsım :) 12 Eylülde MHP davasında 18 yaşında bir tutuklanma olayı yaşamış olduğu için ve şu anki genel atmosferin 12 Eylül şartlarından bazı alanlarda daha da beter olduğunu sizlerde yaşayarak görüyorsunuz. Ürkütücü ve korkutucu bir gürüh haline geldi iktidar.Hiçbir vasfı olmayıp yalnızca kapıkulluğu sayesinde koltuklara yerleşmiş olanların , yerlerini kaybetmemek için yapmayacakları çirkinliğin olmadığını da benc-den iyi bilirsiniz. Ama mutlaka birileri yiğitçe gayret ve çabayla bu yokoluş sisini yarmalı. aksi halde gerçekten ülkeyi topyekün satsak kurtulamayacak bir hale doğru yuvarlanıyoruz.Sizinde belirttiğiniz üzere ülkenin ekonomik olarak çözülmeyecek problemi yok.Ben Üniversiteyi bitirince Bursa da fabrika denilecek 20-30 işyeri ancak vardı. Şu an o çapta binlercesi var sadece Bursa da. Hepsi iş-gelir-tüketim ve vergi demek. Yapılan harcamaların nereye gittiğini siz çok daha iyi bilirsiniz. Abdüllatif Şener in de dediği gibi "bunlar çalmasa 1 mt bile yol yapmazlar" Bunu bir de zerrece utanmadan sıkılmadan yapmaları da geldiğimiz rezilliğin tarifsiz ifadesi.! Başarılı olmanızı diliyorum. Bu ülkede oy almanın 2/3 ü ,Memur görüntüsünden sıyrılmanıza bağlı. Ben koşturacak dönemleri geçtim,zengin de değilim. Bursa da uygun bir yerde parti teşkilatı kurarsanız arada gidip fikirlerimi anlatabilirim ancak,(Mesela Buttim ulaşım açısından oldukça iyi ve kiralarda 3-5 seneye kadar yüksek sayılmazdı. Sizleri yürekten destekliyorum. Başarılı olmanızı Yüce Allah tan diliyorum.

18.05.2020 22:11

1
Şensel Aşkın Bursa , Müşavir

Kolay gelsin dileklerimle Üniversiteler malesef liyakatsız hocalarla dolmuştur. Bu konuda amerikan sistemi kopyalanabilir. Bu sistemde ünvanlar prof, doç vs üniversiteye ait oluyor objektif kriterlerle düzenli aralıklarla bu ünvana sahip olanlar denetleniyor bu da ünvan sahiplerinin kendisini sürekli yenilemesini gerektiriyor. Malesef şu an benim görüşümce üniversiteler çürümüş durumda!! Acil olarak öğretim üyesi sisteminin değişmesi gerekiyor. İkinci konuda üniversite sayısının artması sadece nicelik artmış nitelik malesef azalmıştır. Niteliğin artması için üniversite kontenjanlarının azalması gerekiyor hatta bazı üniversitelerin kapanması gerekiyor. Örneğin öğretmenlik fakültesi açıp gereklik fazlalıkta mezun vermenin bir anlamı yok. Teşekkürler

18.05.2020 22:08

3
Gökhan Derebeyi İstanbul , Akademisyen

Ağaçta yetişen ve hep başkalarının kanatlarıyla uçmaya çalışan politikacı tiplerden herkes yaka silkmeye başlamıştı. Özellikle ülkemiz yönünü AB ve batıya(demokrasiye) doksan derece dönmüşken, ülkemizde meritrokrasiye dayalı bir yönetim modelinin geliştirilmesi gerekirken, dimyada pirince giderken eldeki bulgurdan olma misali; insanlar için bu defa bırakınız geleceği inşa etmeyi geçmişteki kazanımları nasıl koruruz pozisyonları aranır noktasına gelinmiştir. Tam da bu atmosferde, insanlarin değişim evresindeyken bir geri vites atılması türkiye için büyük bir handikap oluşturacaktır. bunu aşmanın yolu liyakatli, başarılı, yüzünü geleceğe ve aydınlığa dönmüş, ayrım ve ötekileştirmenin hiçbir türüne müsaade etmeyen, bütünleştirici dili her düzlemde savunup-kullanabilen insanların oluşturacakları elbirliği çözebilecektir. Siyasi etik kavramının içinin hayati derecede doldurulmasi gerektiği bugünlerde ilkelerden bahsetmek de oldukça cesaret veriyor, vermeli her bilinçli insana. Değer ve kavramların yozlaştırıldığı, her gün konjonktüre göre yeni anlamlar yüklenip oportünist siyasetçilerce zehirlendigi bu argümanların da bir temiz hava alması gerekmekte. Bu ihtiyacı karşılamak çok kolay olmasa gerek, mağaranın sonundaki ışıktan bahsediyoruz. Bakalım bu ışığı herkes aynı bakış açısıyla değerlendiriyor mu?Göreceğiz. Daha iyi bir toplum umuduyla. Saygı ve sevgilerimle

18.05.2020 20:37

27
Osman Coşkun Diyarbakır , Hukukçu

İyi bir Türkiye için sağlıklı bir Türkiye düşünce özgürlüğün egemen olduğu bir Türkiye kardeşçe hak hukuk adalet içerisinde yaşanacak bir Türkiye 🇹🇷 istiyorum.

18.05.2020 20:17

5
İsmail Yıldız Kars , Politikacı

Merhaba, videonuzu görür görmez bir umut oldu benim için. Öyle bir duruma geldik ki telefonda konuşurken bile siyaset hakkında taraf tutmadan bile konuşmaya korkar olduk. Düşünce özgürlüğümüz kalmadı. Eğitim desek nereden tutsak elimizde kalıyor. Daha pek çok problem var. Ama ortada bunu düzeltebilecek bir siyasi kuruluş da yoktu. Yoktu diyorum çünkü bu partinin düzeltebilmesini umut ediyorum. Diğer partilerin oy yüzdesi ne kadar fazla olursa olsun insanların biraz daha bilinçlendiğini düşünüyorum. Parti kendini güçlü bir şekilde ifade ettiği ve karşısına çıkacak zorbalıklara tehditlere vs. ayakta durabildiği sürece iktidar olmaması için bir sebep yok. Başarılar dilerim umarım ülkemiz için en iyisi olur.

18.05.2020 18:58

16
Merve Dbrs Ankara , Öğrenci

Sayın ali BABACAN ın medyada çok daha aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca böyle salgın dönemlerinde illerdeki DEVA lı arkadaşların ne gibi çalışmaları var bunları görmek istiyoruz. Saygılarımla

18.05.2020 17:10

2
Cemal Uzunkaya Bursa , Diğer

Herkese Hayırlı Ramazanlar dilerim. 2002 yılında kurulan bir iktidar ekonomisi ile gündemdeydi. Ta ki Sayın Ali Babacan o görevden gidene kadar. Tekrar ekonomi Bakanı olarak karşımıza çıktı ve tekrar bir toparlanma sürecine girdik. ama Ali babacan'ın da dediği gibi parti içerisinde çoğu ilke değişmişti. İnsan ilkesi artık yoktu. Şimdi soruyorum yazımı okuyanlara rahat rahat hükümete karşı sanal ortamda yada reelde duygu ve düşüncelerinizi dile getiriyor musunuz? Torpil olmadan partici olmadan iş bulabiliyor musunuz? cebinizde ki 100 lira ile ne alabiliyorsunuz ? Yapılan köprülerden doğuda olan karadenizde olan kaç arkadaşınız geçti, kullandı ? Aksine çatır çuturda vergisini verdi. Milletimiz açken Yol yapımının bir önemi varmıymış? Milletimiz açken Suriyeli bakmadık mı biz bu ülkede? bunun ne kadarı doğru. Eşlerimize bacılarımıza göz diktiler, kovmadık. Bizi bu kadar düşünmeyen Hükümete mi kaldık. Kan kanseri olan bir hastanın kanını haftada bir değiştirmek gerekir. İşte biz ülkece kan kanseri olduk. Zamanında ekonomi bakanı olarak çok güzel işler yapmış olan ve duruşu ile güven veren Ali babacan'dan umutluyum. Rabbim utandırmasın. Herkese sevgilerle

18.05.2020 17:05

27
Hasan Karakaya Kocaeli , Mühendis

Sayın Babacan, Türkiye'de %50-60 aralığında bulunan merkez sağ seçmeni Akparti'den ayrılmanız nedeniyle; %20-30 aralığındaki sol seçmen ise geçmiş Akp hayatınız nedeniyle size soğuk. Baskılanmış medya nedeniyle de büyük seçmen çoğunluğuna ulaşmanız çok zor. Açıkcası benzer bir fikire sahibim şu anda, az önce youtube'da bir video izlediğim için bu mesajı yazmak istedim. Maalesef Türk seçmeni, karşısında iyi konuşabilen, hatip özellikleri iyi olan, konuşurken kitleleri kendine çekebilen 'dik duruş' sergileyen liderlere hep oy verdi. Kişisel görüşüm ilk olarak bu yönde bir duruş sergilemeniz, ikinci olarak da Türkiye'nin ihtiyacı olan 1) hukuk ve adaletin üstünlüğü, 2) eğitim ve bilime yatırım 3) yolsuzlukların üzerine gidilmesi gibi konularda okuyan ve sorgulayan kesimleri ikna edebilmeniz gerekiyor. Ayrıca bu yarışta Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Muharrem İnce gibi yeni nesil bazı rakipleriniz de güçlü şekilde gelmekte. Ülkemizin ihtiyacı olan dürüst, şeffaf, adil politikacı profiline katkınız olması dileklerimle başarılar diliyorum.

18.05.2020 15:18

60
Taner Özdemir Sakarya , Mühendis

20, 17 ve 12 yaşlarında 3 çocuk annesiyim. Evlatlarımın insana değer verilen bir ülkede yaşamasını istiyorum. Kendimi bildim bileli inançlı bir kişiyim. Hiçbir parti, tarikat, cemaat ya da gruba dahil olmadan dindar bir hayat sürmeye gayret ettim. Bunun sebebi, bireyselliğe ve özgür iradeye olan hassasiyetimdir. Yapıların dışında kalarak aslında hiçbirisine önyargılı olmamayı sağlayabildim. Grup aidiyetinin bizim ülkemizde özgür düşünceyi yok eden bir tarafı var. Kendiniz olmaya çalıştığınızda yapılar sizi kabul etmiyor. Bir seçmen olarak parti tercihimde zamana ve konjonktüre göre tercih yaparım. İlk oy kullanmaya başladığım yıllarda ANAP'a oy vermiştim. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi'ne, AKP kurulduğundan itibaren 7 Haziran'a kadar ona oy verdim; AKP ile yolları ayırmam Gezi olayları sırasındaki tavırlardan dolayı oldu. Daha sonrasında, ülkemin çıkarını gözeterek sağ, sol fark etmez farklı partilere oy verdim. Önyargısız ve tamamen ülkemin yararı için fikirlerimi dile getirip size nacizâne bir kaç tavsiye vermek istiyorum. Ülkemizin geldiği durum göz önüne alındığında insanlardan ve gelecekten ümit kesmiş biri değilim. Sorunun insanlarda değil ülkemizdeki siyasî kültürde olduğunu düşünüyorum. "İyi ve düzgün insanlar işbaşına gelirse her şey düzelir" düşüncesinde değilim. İyi, yetenekli ve birikimli insanlara fırsat verecek düzgün bir sistem olmazsa sonuç alınacağını düşünmüyorum. Deva partisinin başarısı siyaset yapma tarzını değiştirmesine bağlıdır. Bunun çok zor olduğunu biliyorum, ama imkânsız değildir. Yola çıkarken doğru noktadan başlamak önemlidir. Doğru nokta, ezber bozan, yepyeni bir üslupla meselelere yaklaşan ve en önemlisi ülke çıkarını kendi çıkarının önüne koyan bir anlayışla siyaset yapmaktadır. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışı tekrar hâkim olmazsa düştüğümüz kuyudan çıkamayız. Bu kadar ayrışmış, kutuplaşmış bir aradaki engelleri kaldıracak kucaklayıcı yaklaşımlar yeterlidir. Yeter ki yanlışlar düzeltilsin sistem kendini yenileyecektir.

18.05.2020 14:10

55
Asuman Çelik Samsun , Ev Kadını

Herkese merhaba, Partinin kurulacağı konuşulmaya başladığı ilk günlerden beri takip ediyorum.Parti yönetiminin kimlerden oluşacağı,oluşan yönetimin deneyimleri ve vizyonu ve de en önemlisi bu ekibin Türkiye için ne kadar umut vereceği ne hayaller kurduracağı benim için önemli bir nokta idi.2002 yılında ak partinin en önemli avantajlarından biri önemli bir deneyimle ekibe sahip olması idi.Ülke insanı o dönem o deneyimi,o ekibi o umuda satın aldı.Sonrası malum burada o noktaya değinmeyeceğim.Bu gelinen süreçte ülke insanı bence önce adalet sonra eşitlik duygusunu en önemlisi de umudunu kaybetti.Gençler,kadınlar,anneler ve babalar evlatları için var olan umutlarını kaybettiler.Bu sadece ekonomik bir kayıp olmadı aslında asıl kayıp duygulardaki kayıp oldu.Ali Babacan'ın dediği gibi ekonomik kayıplar doğru ekip ve yöntemlerle kısa sürede çözülebilir.Ancak ülke insanının yaşadığı bu duygusal kırılma,geleceğe dair umutsuzluk önümüzdeki en büyük engel.Bu sebeple bizlere dayatılan kavga ve nefret dili,popülist ve hiçbir bilimsel gerçekliğe dayanmayan söylemleri halkın gündeminden çıkarmalıyız.Artık adaleti,eşitliği ve doğru ekonomiyi konuşmalıyız.Ülkeyi yönetenlerin enflasyonunu değil yaşadığımız gerçek enflasyonu,gerçek işsizliği konuşmalıyız.Az öce 140 journos youtube kanalında 'sakın kader deme' isimli videoyu seyrettim.Bence bu dönemdeki en başarılı paylaşımlardan biri olmuş.İzlenme sayıları da beni teyit ediyor.Gerçekleri yalın,anlaşılır bir biçimde güvenilir bir biçimde anlatmaya devam etmeliyiz.Kadroları doğru seçmeli,liyakati en önce bu kadrolarda sonra da ülke bazında ilk kriter haline getirmeliyiz.Önce inanmalı sonra yaşamalı sonra da ülke insanına bunu inandırmalıyız.Bu başarılabilir daha önce başarıldı günümüz dünyasında başarılmaması için hiçbir sebep olmadığını düşünüyorum.Bu benim bir siyasal hareket için ilk paylaşımımdı.Bu ülke için kafa yoran bir birey olduğum halde beni heyecanlandıran bir oluşum olmamıştı.Benim gibi milyonların olduğunu unutmayalım...

18.05.2020 13:30

3
Serkan Duman Sakarya , Yönetici

Selamlar, Çok çok çok kolay gelsin öncelikle :) Programlara ya da sosyal medya paylaşımlarına ya da röportajlara baktığımda sürekli olarak gelecekle ilgili planlar duyuyoruz. Umarım hayata geçecek planlar bunlar. Ama benim merak ettiğim mevcut olanı gelecek planlarınıza nasıl dahil edeceğiniz çünkü gözükmüyor :( Mevcut olan derken hemen her sorun noktasında yanlışın birikmişleri var. yüzlerce niteliksiz özel okul ve üniversite ne olacak? Yönetmeye başladığınız gün buralarda okuyan yüz binler aileleri ne olacak? Okulların finansal stabilitesi nasıl kontrol edilecek? Devlet garantili projeler ne olacak? Ne yazık ki eğitimle, misinformation ile kendi hataları olmasa dahi dünyaya vizyon olarak entegrasyonu zorlaşmış toplum ne olacak? İstanbul'da boş bekleyen yüz binlerce konut ne olacak, hakimlik gibi çok önemli bir mevkiye yerleşmiş ne yazık ki binlerce ehil olmayan kişi, ihtiyacı karşılamayan ve ara eleman eğitimi gibi kritik bir konuyu baltalayan fazla imam hatipler kolluk kuvvetlerinin topluma eşit davranmayan kadroları ne olacak gibi gibi bir sürü birikmiş sorun.. Tüm kurumları yeniden ayağa kaldırıp yerel ve küçük ehil yönetimlere bunları bıraksanız da bu birikmişliği hayallerinizle nasıl entegre etmeyi düşünüyorsunuz? Bir de 2010 referandumunun hsyk değişikliği ile Türkiye'ye yaptığı kötülüğü hiçbir şeyin yapmadığını düşünürüm yıllardır özellikle yargının bu sayede nasıl bir silah haline geldiğini görünce. Kişiliğini kimliğini bilmem ama o zamanın adalet bakanının adalet ile ilgili vizyonunuzu nasıl hayata geçirmesini planlıyorsunuz. Biz eskiden oturduğumuz koltuklarda karşı çıkmıştık cümlesi pek çalışmıyor. Gerçek olup olmaması konu değil ama ne gördüğümüze bakarsak kendisi hsyk yapısının değişmesi esnasında adalet bakanıydı, 3 dönem kuralı yüzünden ayrıldı şimdi adaleti yeniden yapılandırmaya aday bir önceki yapılandırmanın sonuçları bu kadar acıyken... Çok konu var ama karakter sayısı az :) bir kez daha kolay gelsin, zamanınız için teşekkürler.

18.05.2020 12:30

3
Umut Kılıç İstanbul , Danışman

Umutların tükendiği, gelecek kaygılarının zirveye oynadığı bir dönemde Deva Partisi güneş gibi doğacaktır. İnancım ve güvenim tamdır. Yeter ki milletimiz 82 milyonuyla kucaklansın ve genel durum bütün gerçekliğiyle milletimize sunulsun. Bir öğrenci olarak bunları görüyor, DEVA partisinin potansiyeline gönülden şahit oluyorum. Gelecekte karşılaşılacak olan zorluklar karşısında başarı ve mukavemetler dilerim. Allah yardımcımız olsun.

18.05.2020 11:48

0
Cahit Büyükkurt İstanbul , Öğrenci

Merhaba, öncelikle sayın Ali Babacan'a Şu karanlık ortamda vatandaşlarımıza ışık olduğu için teşekkür ederim. Şu ana dek olan şahsi izlenimin Sayın Babacan'ın başarılı olacağı yönünde. Fakat muhafazakar bir aileye mensup birisi olarak söylemeliyim ki, Sayın Babacan partisinde akparti veya fetö kalıntılarına Aman vermemeli ve siyasal İslamcılardan uzak durmalıdır. Yüce dinimiz Son 20 yılda çok istismara uğradı ve türlü türlü din tüccarları türedi.. Acilen iyileştirilmiş bir parlamenter sisteme ihtiyaç vardır. Gazı Mustafa Kemal ATATÜRK'ün izinde ilkelerinde ve fikirleri ışığında hareket ettiği sürece başarı sağlayarak Ülkemizi en iyi dereceye taşıyacağı konusunda güvenim Tamdır. Sayın Ali Babacan'a çıktığı Bu zorlu yolda başarılar dilerim. Yüce Allah'ım Ülkemizi en iyi yerlere getirmeyi nasip etsin..

18.05.2020 10:48

0
Celal Gökmen İzmir , Emlakçı

Sayın Ali BABACAN'ın kurucusu olduğu Deva Partisinde dikkatimi çeken en önemli hususlardan birisi gençlerin düşüncelerine önem verilmesi ve İlkeler ve Değerler kurulunun bulunması kendisinin de söylediğinden yola çıkarak bu kurulun başkan üzerinde etkisinin bulunması. Bu düşünce bana şunu düşündürüyor. Partinin tek bir kişi odaklı değilde insan odaklı olmasının ve başkanın yaptığı işlerin denetlenebilir olması. Çıktığınız bu yolda sizlere başarılar dilerim İnşallah bu çizginiz devam eder...

18.05.2020 08:27

2
Melikşah Atalay Ankara , Öğrenci

97 doğumlu gayet genç sayılacak sıradan herhangi bir vatandaşım. Kendimi biraz okudukça ve gördükçe "apolitik" atfettim. Kısa hayatımdaki deneyimlerim ve akranlarıma oranla siyasi tarihe olan daha yoğun ilgimin getirdiği birikim ile doğru gördüğüme doğru, yanlış gördüğüme yanlış demeyi bildim şimdiye kadar sadece. Kendime "muhalefet" demedim hiç ama bir laf ettiğimde sanırsam muhalefetin genç bir ferdi olarak görüldüm. Bu durum ömrü hayatımda hükümette A,B veya C partisi olsa da değişmezdi. Yaşadığımdan bildiğim için değil lakin gördüğüm ve insanları dinlediğim, izlediğim, okuduğum için şunu farkedebiliyorum ki: Sanki 2019, 2020'ye bağlanmadı da 1999 2000'e bağlanıyor. Şartlar kimi bakımdan 99'a göre zor kimi duruma göre de kolay yeni bir parti için. İllaha yeni neslin bir temsilcisi gibi konuşmak gerekirse... "yeni bir umut" gerekiyordu. Deneyimine güvenilen, yeni milenyumun ilk on yılında (ülkenin belki de 30'lardan sonra en hızlı geliştiği dönem) bulunmuş bir kişi ve sadece o kişi değil, "yanındaki" onca insanlar... Hep bir gerginlik yerine bizlerin sırtını rahatça geriye attıracak, akşam haberini sabah gazetesini "bugün ne olmuş?" diye açtırtmayacak, yüzümüzü bir inatla batıya değil de modernizme çevirecek insanlar... Yolunuz umarım açık olur. Bu ülkenin tadını aldığı ama doyasıya yaşayamadığı günler var. İşte, onların geri gelmesini istiyoruz.

18.05.2020 08:06

0
Batuhan Koç Ankara , Mühendis

Sayın Ali Babacan ve çalışma arkadaşları. Ben Dicle Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisiyim. 22 yaşında olmama rağmen birçok alanda kendimi yetiştirmeyi zaruri bildim. Yıllık ortalama 55-60 kitap okuyarak, her gün siyaset, sanat, spor vb. alanlarda araştırmalar yaparak kendimi ülkeme hazırladım. Ne yazık ki bugüne kadar gençlere ve ölüme önem veren bir parti bulunmamaktaydı. Sizlerin gelişi ile umudumuz tekrardan yeşerdi. Sayın Babacan'ın açıklamalarında gençlere ve gençliğe verdiği önemi defalarca duyduk. Her gün sayın Babacan'ı dinleyerek açıklamalarından dersler çıkarıyorum. Sayın Babacan'ın bu umut dolu yolunda hiçbir talepte bulunmadan yanında olmaktan gurur duyarım. Bizi ancak ilim irfan kurtaracaktır. Sayın Babacan'ın ilim irfanına yaraşır, ilim irfan sahibi biz gençler onu asla yalnız bırakmayacağız.

18.05.2020 04:34

1
Sezgin Tek Diyarbakır , Öğrenci

Sayın yetkili, Uzun yıllar Londrada yaşadıktan sonra ve döndüğünden sonra oy verecek parti bulamamaktan yakınan kurumsal firmada yöneticilik yapan bir vatandaşım. Ülkem ve milletin adına çok mutluyum. Partinizin tüzüğü, programı ve kimliğini okudum ayrıca üyelerinin geçmişlerini de inceledikten sonra uzun süredir oy vermediğim için sevindim. Benim politik, stratejik, insani ve hukuki tüm isteklerimi karşılayan tek parti sizlersiniz. Bu kutsal görevinizde başarılar diler her konuda sizlere destek olmak istediğimi belirtmek isterim. Başarılarınızı alkışlamak için sabırsızlanıyorum, Allah yardımcınız olsun. Saygılarımla , Alper ISSI

18.05.2020 02:45

1
Alper Issı İstanbul , Yönetici

Ülkemizde yargıya güvenin artırılması için radikal reformlar uygulamaya geçirilmelidir. "Kuvvetler ayrılığı" prensiplerine uygun olarak yargı teşkilatı Hakim Savcı sınıfından en alt düzey personeline kadar bir bütün olarak ele alınmalıdır. Yargıya güvenin oluşabilmesi; yargının bağımsız ve tarafsız olması ile doğrudan ilgilidir. Bunun çözümü de öncelikle yargıya bağlı tüm teşkilatların dışarıdan gelebilecek tüm etki, yönlendirme ve telkinlere karşı tam olarak korunabilmesiyle mümkündür. Türkiye’de yargı teşkilatına bakıldığında sistem içerisinde karar verici konumda olan Hakim ile iddia sunan, delil toplayan, kamu adına talepte bulunan Cumhuriyet savcıları aynı fiziki ortamlarda bulunmakta, hatta aynı katta yan yana odalarda çalışabilmekte, aynı lojmanda, aynı serviste bir araya gelebilmektedir. Hakim-Savcı ayrımı net bir şekilde yapılmalıdır. Gelişmiş hukuk devletlerine baktığımızda bu tür uygulamalar görmek mümkün değildir. Yapılacak en önemli çalışmalardan biri Savcılık teşkilatlarının reformudur. Savcılıklar adliyelerden çıkartılarak, adli kolluk teşkilatları bünyesinde ayrı fiziki ortamda bulundurulmalı, Cumhuriyet savcılarının ve teşkilatının fiziki olarak ayrı konumlandırılması sağlanmalıdır. Cumhuriyet savcılarımız (public prosecutor) halkın yani kamunun savcısı konumundadır. Mevzuatımızda adli kolluk tanımı olmasına rağmen, yönetmeliği olmasına rağmen uygulamada ciddi aksaklıklar vardır. Adli kolluklar tamamen Cumhuriyet savcılıklarının emri ve gözetiminde olmalıdır. Ancak adli kolluk görevlileri uygulamada kolluk (emniyet, jandarma vb.) binalarında çalışmakta, adli kolluk personeli aynı zamanda emniyet mensubu olduğundan karmaşık bir yapıda hizmet sunmaktadır. Adli kolluk tam bir teşkilat yapısına kavuşturulmalı, ayrı fiziki yapıya sahip olmalı, adli kolluk yönetmeliği kanunlaştırılmalı ve Cumhuriyet Savcılarına tabii tutulmalıdır. Cumhuriyet savcılarını ve Hakimleri ayrı kurullar atamalıdır. Tüm adli kolluk teşkilatları Adalet Bakanlığına bağlanmalıdır.

18.05.2020 02:07

0
Cem Ertem Trabzon , Kamu Çalışanı

Ali Babacan ne guzel soyledi, parti tuzugumuzde %35 kadinlara, %20 genclere yer ayirdik, buyrun gelin katilin diye. Saygideger kadinlarimiz korkmayin, cekinmeyin davet buyuk yerden. Digital caga gecis, blok zincir uygulamalarina hizla adaptasyon, yapay zeka yardimi ile devlet yonetimi, hayati kolaylastirma, egitim 3 yasindan baslanmali bence de cok dogru bir tespit alt yapi kurulduktan sonra, ezberci degil uygulamali egitim, arastirmaci, sorgulayan, kendi kendine ogrenmeyi beceren bireyler ne dogru tespit. Gelecek nesilleri teknolojik gelismelere, dijital becerilere acik bireyler yetistirme. Dunyadan geri kalmadan ilerici politikalar. Dijital para, dijital TL, bu da dunya ile uyumluluk konusunda ileri atilmis bir adim olacaktir. Adaptasyon teorisi der ki, yeni sartlara uyum saglayan kalir, saglayamayan silinir. Ne guzel tepitler ve ne guzel vizyon. Teknoloji Buyukelcisi yeni bir kavram degil mi? Iste Silikon Vadisi'den Teknoloji Buyukelcimiz olacak. Gencler cok sevecek, teknolji ile yogun, digital caga uyumlu bir parti DEVA Partisi.

18.05.2020 01:58

1
Hakan Çelebi Ankara , Mühendis

Reference Power, Sozun gucu, soylediklerinin durust bir degerlendirmeye dayandigini bildiginiz, kendine guven veren, arkasindan gidebileceginiz, soylenenlerin uygulanacagina emin oldugunuz guc. Korkutmadan, otekilestirmeden, dusman yaratmada, demokratik herkese esit mesafede adeletli. Saygi uyandiran sevdiren. Halk dilinde yaptiklarim yapacaklarimin teminatidir dedirten. Kirliye dokunmamis, kalbi ve elleri temiz, hem ekonomi yonetiminde, hem dis isleri yonetiminde hem de siyaset yonetiminde guven veren Ali Babacan. Ali Babacan anlatti bunlari. Ne guzel degil mi?

18.05.2020 01:31

1
Hakan Çelebi Ankara , Mühendis

Sayın Babacan, Bu kutlu yolda bilgi ve birikiminizle çok faydalı hizmetlerde bulunacağınızdan hiç şüphemiz yok. Ancak bu süreç de siyasetin kirli ve seviyesiz bir hal alması nedeniyle her koldan o çok fazla siyasi saldırılara maruz kalacaksınız yeri gelecek belden aşağı ithamlarla karşılaşacaksınız. Sizden tek ricam oy oranınız ne olursa olsun inancınızı kaybetmeden bu milletin geleceği için istişare ve liyakat esaslı bir yönetim ile doğru yoldan ayrılmamanızdır. Ailem ve şahsım sizi her mecradan takip ve desteğimizi esirgemeyeceğiz. Ama hatanızı gördüğümüzde de bunu dile getireceğiz. Malum mutlak itaat ve yanlışa yanlış denilememesi hususundan çok canımız yanmaktadır. Pandemi sonrası zamanla daha fazla halkın içine dokunarak aktif bir şekilde görüneceğinizi Ümit ediyorum. Tekrardan bu yolda ekibiniz ve sizlere başarılar diliyorum.

17.05.2020 23:53

1
Murat Cin İstanbul , Sigortacı

Güçlü Parlementer Sistem; Güçlü Yerel ve Genel Sivil Toplum örgütleriyle, Özgür Yerel ve Genel Medyayı da beraberinde kazandıracak Milletimize #İnşallah.

17.05.2020 23:29

25
Sinan Türk Tokat , Mimar

Ali Babacan Hareketi çok kısa zamanda toplumum geniş kitlesinden kabul görmüş ve yarına dair umutlarımız olmuştur. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı sürecin anahtarı olacak sayın Babacan enerjisi bilgisi ve tecrübesi ile emin adımlarla iktidara yürümektedir.Allah yar ve yardımcımız olsun.

17.05.2020 21:31

3
Ömer Koç İstanbul , Esnaf

Hayırlı günler ve Ramazanlar diliyorum. Sayın Babacan'in ve Deva partisinin, insanlık, Müslümanlık ve milletimiz için çıktığı yolda muvaffakiyetler diliyorum. Yıllardır kendimi ifade edeceğim, ifade edilen seylerde kendimi bulacağım bir parti ve oluşumun ozlemi vardı açıkçası. İnsaAllah deva partisi ve onun kattığı değerler bu manada tam tahakkuk eder. Hal böyleyken, kendimi gördüğüm ve düşüncelerimin birçok noktada denk geldiği deva partisinden elbette büyük beklentilerim var. Elbette bunların vuku bulması uzun bir süreci, geniş bir katılımı, Sabrı, sükuneti ve tahammülü gerektiriyor. Hâliyle bir partinin en büyük kaynağı insandır..insana dokunmak ve insana ulaşmaktır. Bu ise zamanın icabı gereği medya ile özellikle sosyal medya ile olmaktadır. Son bir aydır, sayın Babacanin, kurucular kurulunun ve deva partisinin görünürlüğü elbette daha fazla arttı,artacakta. Lakin bunun yeterli olmadığı kanaatindeyim. Sosyal medya reklamları ile-ki bu reklamlar çok pahalı değil- YouTube de 140 journos gibi kanallar ile çok daha büyük kitlelere ulaşılabilir. Ramazan Bayramı'ndan sonra bu mevzulara daha ehemmiyet ve ağırlık verileceği kanaatindeyim. Belki parti stratejisi, bu meselelerde yavaş yavaş vites artırmayı gerektiriyor. Lakin bunun belli bir hava yakalanmadan olması da ayrı bir handikap olsa gerek. Birde toplumda ilerki dönemlerde sayılan sevilen itibar gören birçok şahsiyetin katılacağı beklentisi mevcut. Haliyle halk önde gördüğü ve güven duydugu şahsiyetlerin dahil olması karşısında daha güven ve itibar duyar. Muvaffakiyetler diliyorum.

17.05.2020 18:36

54
Sedat Çelik Ankara , Diğer

Ülkemizde İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinde kalifiye mühendis ve veterinerlerimiz vardır. Tüm ilçe Kaymakamlıklarına bir görev verilerek uygun bir hazine arazisine bir besi çiftliği yaptırılması istenmeli. Bu çiftliğin yönetimi İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde olmalı ve çok değil 50 büyük baş hayvan beslenmesine başlanmalıdır. Bu hayvanları kaymakamlık müdürlük çalışanlarına zimmetlesin. Her yıl doğum yapan bu büyükbaşlar 2.yılda 100, 3.yılda 200, 4.yılda 400 ve 5.yılda 800 büyük baş hayvan ile Ülkemizdeki 922 ilçenin 500 tanesinde bu uygulama yapılda 5.yılın sonunda 400.000 büyükbaş hayvan ile kendi kendimize fazlası ile yetecek bir hayvancılığa imza atmış olacağız. Hayvanların sütlerinin gelirlerinin bir kısmı Kaymakamlığa bir kısmı ise müdürlük çalışanlarına verilerek teşviğin arttırılması sağlanır. Böylece Kaymakamlığa gelir sağlanırken bu gelirin bir kısmı yeni besi yerleri açılarak yeni bir üretim merkezi ile yeni mezunlara iş istihdamı, gelirin kalan kısmı ile ilçedeki ihtiyaç sahiplerine verilmesi sağlanabilir. Üretmedikçe, taşın altına elimizi koymadıkça, sorumluluk almadıkça, televizyon karşısında oturmakla bu ülke ayağa kalkamayacağı bilincinde olmalıyız. Radikal kararlar alarak artık bu ülke ayağa kalkmalı, değişim dönüşüm elzemdir.

17.05.2020 18:19

1
Hüseyin Kazan Bursa , Mühendis

Adalet Ustaları -Yorum 1 2000 yıl öncesinde de adalet aranıyordu; 2000 yıl sonrasında da adalet aranıyor. Günümüzün adalet anlayışı ile geçmişin adalet anlayışı arasında fark var mıdır? Değişmeyen ve baki kalan, adaleti sağlamak uğruna verilen mücadelelerdir. Dört ilahi kitabın manası her şart altında mutlaka adaletin tecelli etmesidir. Devlet; nizamdır, intizamdır; adalet ise onun nişanesidir. Adalet tavırdır; davranıştır; hükümlerde doğru olmaktır. Adalet, herkese ait olanı ve payına düşeni vermektir. Adalet, hakkı olana hakkını vermektir. Adalet ölçütlerimiz partizancılık terazisine tabi durumdadır. İslamiyetin adalet anlayışına verdiği önem unutulmaktadır. Yargılama esnasında hakikatin araştırılması unutulmaktadır. Kul hakkına riayetsizlik ayyuka çıkmaktadır. Partizancılığı beslenme aracı olarak gören insan müsveddeleri son 10 yıldır olmadığı kadar teyakkuz halindedir. Daha da kötüsü kendilerine sözüm ona fayda sağladığını düşünen siyasetçiler bu sülüklenmeye gözü açık baka kalmaktadır. Siyasetçilerin müsamahasıdır bu tehditvari aşikar sülüklenmenin sürüklenmesi… Siyaset, belli bir amaca hizmet etmektir. O amaç ise imtiyaz göstermeksizin eşitlik mertebesinde bütün yurttaşların hakkını ve hukukunu korumaktır. Kadınlarımızın yüksek ferasetinin eseridir, Cumhuriyetimiz. Kızlarımız ve kadınlarımız gözümüzden sakındığımız vazgeçilmez değerdir. Asla kabul edilebilir değildir kadınlarımıza tecavüz ve ölüm tehditlerinin oluşması ve görmemezlikten gelinmesi… Aklım ve havsalam almıyor. Şah damarım öfke kusuyor. Hiçbir insanı sevmek zorunda değilsiniz; ancak saygı duymak zorundasınız. Hiçbir millet partilerin, siyasetin ve siyasetçilerin oyuncağı olarak görülemez. Vicdanı hür, fikri hür, irfanı hür nesillerin yetiştirilmesi elzemdir. Vicdanı kör ve sağır olanların ne adaleti olur ne de yönetme becerisi olur.

17.05.2020 16:24

36
Mehmet Engin Doğan Ankara , Yönetici

Yazıp yazmamak konusunda çok tereddütte kaldım ama eğer akp gibi bir parti olmayacaksak ayrıştırıcı değil birleştirici olacaksa deva bunu muhakkak yapmalı sayın genel başkanımız gençlerle buluşuyor görüşüyor ve görüşlerine çok önem veriyor insanın tuhafına giden şey hep üst perdeden üniversitede okuyan öğrencilerden ve gençlerden Seçilmiş olması ama şu unutulmamalı Türkiye gençliği İTÜ Otü Boğaziçi vs bunlardan ibaret değil bu devaya oradaki gençler gibi destek veren ve Anadolu’daki üniversite okuyan çok fazla gençler var Mesela Ağrı Iğdır Ardahan Kars Siirt Muş Bingöl Bitlis vs üniversitesindeki gençlerlede görüşmesi gerekmez mi ?evet belki puan olarak diğer üniversitelerden düşük olabilirler ama sonuçtu buradaki gençlerde her zaman Sayın Sn Alibabacanın yanında Davasında olacaktır

17.05.2020 15:02

6
Muhammed Sancaktaroğlu Ağrı , Öğrenci

DEVApartisi olarak, insanların önce dertlerini dinleyeceğiz.Sonra da az ve öz olarak dertlerine DEVA için az, öz ve anlaşılır şekilde tavsiyede bulunacağız. Tavsiyelere uymayanların da en azından aklında bir şeyler kalır.. Uzun sürede belki ikna edebiliriz onlarıda. Mesele de zaten bıkmadan usanmadan ikna etmektir.Dokunmak, temas etmek, çoşku yaratmak, samimi davranmak, esprili olmak, resmi konuşmalardan kaçınmak. her türlü eleştiriye açık olmak. vs Esasen burada belirtmek istediğim konu şudur.Eğer DEVA olarak merkez bi parti olarak ve her kesime yönelik politika izleyerek iktidara adaysak KESİNLİKLE KESİNLİKLE PARTİ POLİTİKALARINA VE ÖZELLİKLE DE PARTİ DİSİPLİNİNE HARFİYEN UYMAK ZORUNDAYIZ .UYMAYANLARLA DA UYARI VE TEMBİH NETİCESİ KENDİNE GELMİYORSA HALEN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADAN İHRAÇ EDİLMESİ GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. Eğer böyle yapılmazsa, yapanın yaptığı yanına kalırsa vay halimize. Yani bu parti de herkes fikrini söyleyebilir, bu partide demokrası var diye ulu orta her yerde parti içi sorunları aktarırlarsa işimiz sarpa sarar.Örnek olarak chp gibi eğer parti disiplini çalışacaksa ve kurultaylarda benlik çatışması kavgası olursa, parti karar organından üst düzey idarecilerden bencilce sorumsuzca beyanlar verilirse "partinin içinde çete var" diye malum parti gibi siyaset yapılacaksa bu işe baştan hiç başlamayalım.Kimse kusura bakmasın.. Akp nin şu an yaptıkları vahim ama, kurulduğundan bu tarafa şu veya bu şekilde kol kırılır yen içinde kalır ı çok güzel uyguluyor.Bilmiyorum bi nebze de olsa anlatabildim mi. Tşk eder kolay gelsin der , Saygılar sunarım

17.05.2020 12:23

2
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Yerel yönetimlerde ülkemizin durumu ne kadar kötü. Bu gün ülkemizde yerel yönetimlere seçilen insanlar belediye başkanları halktan kopuk, sadece mevki peşinde,milletvekilliği veya parti içinde bir yerelere gelmek için basamak olarak gördükleri koltuklar olarak bakıyorlar. Evet merkezi yönetim birincildir ancak güçlü bir yerel yönetim merkezi besler. 1994 yerel seçim sonrası Refah Partisi yerel yönetimlerinin bu gün AK Partinin iktirada gelmesindeki ilk ateştir. Bir belediye başkanı bir ilçe başkanı o ilin o ilçenin havasını, suyunu bilen kişi olmalıdır. Yerel olmalıdır. Yaşadığı yeri yöneten kişi güçlü örgütü ve projeleri ile çok daha iyi yönetir. Bu gün günümüzde yerel yönetim seçimlerde o yörenin halkı hiç tanımadığı bir adaya sırf diğer partiye oy vermesin diye oy vermektedir. Bu sayı azınsanmayacak kadar çoktur. DEVA Partisi olarak teşkilatlandığımız bu günlerde "müşterekler siyasetini" yerelde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Bir yerin müşterekleridir orayı yaşatan canlı tutan. Müşterekler siyasetinde halk bizzat kendisi iyi yönetilmek ister , yönetime gönüllü katılır. İl başkanı, ilçe başkanı , il/ilçe örgütü kendi müştereklerinden ise onlari benimser aynısı belediye başkanı içinde geçerlidir. Projeler kendiliğinden ihtiyaçyan doğar hayata geçirilir. DEVA Partimizin güçlü merkezi yönetimine güçlü ve bu minvalde yerel yönetim anlayışı getirmesini çok isterim ve bunu umut ediyorum. Herkese sağlıklı günler dilerim.

17.05.2020 02:38

3
Ersan Arsen Hubeseryan İstanbul , Avukat

Bu maddelere ek olarak koyacağınız yargı sorunu dahi aslında tek adam olma gayretinin ortaya çıkarttığı bir sorundur. Suç oranlarının artması sosyal adaletin eksik olmasından dolayıdır. İşsizlik enflasyon zaten ekonomik sorunun getirisidir. Yani devlet şu 3 sorunu çözse kültür sanattan yasama, yürütme. yargı dengesine kadar her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Saygılarımla

17.05.2020 01:43

53
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

Süreç şu şekilde ilerliyor; Ülkemizde doğu ile batı arasında çok ciddi kültürel ve eğitim seviyesi olarak farklar var, buna bağlı olarak beklentiler çok farklı ve bu beklentiler de siyasi partileri şekillendiren en önemli etmen olduğu için, doğudan oy alarak seçilen ve bu oylarla güçlenen herkes bu oyları aldığı bölgelerin beklentilerine uygun olarak, güçten zehirleniyor ve bu sefer diğer tarafın kültürüne, beklentilerine, seviyesine uygun olmayan bir tavır içine giriyor. (BKZ 2011 sonrası AK Parti) O halde sorun tek adam rejimi değil, eğitim sorunudur. Sorun Edirne’den Kars’a bu kadar farklı etnisite ve kültürdeki insanların bir potada buluşturulamama sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kimliğini tam bu noktada ön plana çıkarmak istedi. Ancak bunu çok başaramadı. Bunu din ile yapmaya çalışanlar bunu kısmen başardı. Ancak gelinen noktada Ak Partiyle beraber bu imkan da ortadan kalktı. (bkz. Genç nüfusun %42’sinin deist olması - Cumhurbaşkanının kendi açıkladığı rakam) O halde geriye ne kalıyor? Benim görüşüm; Geriye kalan tek değer Sağduyudur. Hissedenlerin Türklüğünü de, inananların dinini de içinde barındıran bir sağduyu. “Ben Türk değilim ama bir dakika burası bir Türk yurdudur” diyebilen bir sağduyu. “Ben Müslüman değilim ancak bir dakika bu yurdun dini islamdır” diyebilen bir sağduyu. İşte bu sağduyuyu veremediği ve git gide bu değerlerden uzaklaştırdığı için eğitim sistemimiz devletimizin en büyük sorunlarından bir tanesi bence. Bunu eğitimle nasıl çözeceğiz derseniz; Bunun da cevapları var. Ancak burada yazılamayacak kadar uzun. Şu kadarını söyleyeyim; Din, ahlak ve kültür, tarih, felsefe, mantık, hayat bilgisi, vatandaşlık gibi dersler bilim olmaktan çıkarak bir ideolojinin ürünü olarak ortaya çıktığı sürece biz sağduyuyu insanlara anlatamayız.

17.05.2020 01:42

155
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

3-Eğitim Bu noktada bir gerçeği ortaya koyarak başlamak isterim. Batıda bilhassa Rönesans ve Reform hareketlerinden itibaren daha bireyci, daha özgür ve daha bağımsız bir anlayışın hakim olduğunu görürsünüz. Buna karşın doğu toplumlarında; biat eden, daha toplumcu, iradesini bir gücün eline bırakmış ve motivasyon olarak elindekiyle yetinmeyi gören, ‘’mutluluk içimizde’’ gibi sözler kullanan insanlar görürsünüz. Kısacası batı,motivasyonunu dışa açılmak, dünyayı gezmek, tanımak ve gelişmek, hep fazlasını başarmayı istemek yolunda kullanırken, doğu bunu bir iradeye teslim olmak,meditasyonlarla içine kapanmak, tedbirsiz tevekkülle hareket etmek, elindekiyle yetinmek ve dışa kapanmak olarak görüyor. Evet bir doğu toplumu değiliz ancak nüfus yoğunluğu doğuda olması hasebiyle oyunu genelde doğudan alan partilerin yönettiği bir ülkeyiz. Dolayısıyla devletimiz Mustafa Kemal Atatürk hatta daha öncesi 2. Mahmut dönemindeki ıslahatlardan beri bu iki karakter arasında gidip gelmekte. Ekonomimizin Sultan 2. Mahmut döneminde batıya tam olarak bağımlı hale gelmesinin ardından batılı olma çabalarımız başlamıştır. O günden bugüne bir türlü ne doğulu kalabildik, ne de çok uğraşsak da batılı olabildik. Her ne kadar Mustafa Kemal Atatürk batılılaşma hareketleri adı altında bazı önlemler alsa da bugün geldiğimiz noktada o önlemlerin işe yaramadığını ve ülkemizin doğusu ile batısı arasında çok ciddi bir fark olduğunu hepimiz görüyoruzdur. Şimdi hal böyle iken tek adamlık rejimini eleştireceksek, bunun sosyolojik boyutunu da ele almamız gerektiğine inanıyorum. Bir yandan bunu isteyen ve kabul eden sayısı azımsanmayacak insanların da olduğu bilinmelidir. Süreç şu şekilde ilerliyor;...

17.05.2020 01:41

126
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

Öyle sanıyorum ki Ak parti ile fikri konuda ayrışmasının bir sebebi de, bu ekonomik hamlelerin devamında gereken şeylerin yapılmasına izin verilmediği içindi. Evet birinci sorunumuz üretim. Üretim sorunu olması ithalat zorunluluğu ile beraber dövize bağımlılığı da yanı başında getiriyor tabii ki. Ben öncelikle ülkemizin sayın Bakan D. Berat beyin açıkladığı, ancak bir türlü yapamadığı lokal paketler yerine, bir ekonomik reforma ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Devlet şeffaflık politikasına geçmeli neyi var neyi yok şeffaf bir şekilde paylaşmalı, içeride ve dışarıda bulunan tüm paydaşlarından görüş alarak acil olarak bir eylem planı hazırlamalıdır. Bununla beraber Cumhurbaşkanı acil olarak merkez bankası üzerindeki oy kaygısı ile gerçekleştirdiği etkisine son vermelidir. Merkez bankası tüm dünyada olduğu gibi kuruluş disiplini olan özerk yapısına geri kavuşturulmalıdır. Dış borcun 400 milyar dolara yaklaştığı, sadece bu yıl ödememiz gereken 177 Milyar dolar borcumuzun olduğu ve bildiğimiz kadarıyla merkez bankamızın sadece 53.5 milyar dolar rezervi olduğu şu günlerde sadece tahvil ve bono ile dönemeyeceğimiz çok açıkken, elimizde satacak doğru düzgün Amerikan tahvilleri de kalmamışken, bununla beraber hem büyük faiz istediği, hem de iç işlerimize karışır da bazı yolsuzluklar ortaya çıkar diye İMF’den de para istemeyeceğimiz çok açıkken, Covid 19 sebebiyle bu sene beklediğimiz ve ülke bütçemizin % 24ünü oluşturan turizm gelirleri de olmayacağı belliyken, tek çaremizin yabancı yatırımcı olduğu sanıyorum aşikardır. Ee o halde yabancı yatırımcının gelmesi için sağlanması gereken güven ortamı neden hala hazırlanmıyor gerçekten merak içindeyim. İşte şeffaf yönetim bu bakımdan çok önemlidir. Ve eğer bu anlayış değişmezse ülkemizin çok daha kötü ekonomik buhranlara sürükleneceği kanaatindeyim.....

17.05.2020 01:36

150
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

Bugün bence devletimizin 3 temel sorunu bulunmaktadır. Diğer sorunların hepsi, dikkat ederseniz bu 3 temel sorun üzerinde şekillenmektedir. 1- Sosyal Adalet Bugün hangi partiye üye olursa olsun hiç kimse sosyal adaletten bahsedemiyor. Gelir dağılımı, görüş farklılıklarına tepkiler, partici/partili olma üstünlükleri, etnik ve siyasi ötekileştirme gibi sosyal adaleti ilgilendiren hiçbir konuda toplumsal bir mutabakat bulunmamaktır. Sosyal adalet olmadığı için, ülkemizde insanlar kutuplaşıyor, kutuplaşan insanların oy verme motivasyonları keskinleşiyor ve buna bağlı olarak oy isteyenler radikalleşiyor. Bu da gücü elinde tutanların demokrasiyi daha da askıya almasına yol açıyor. Ve ülkeyi felakete doğru sürüklüyor. 2- Ekonomi Ekonomiyi açıklarken bu hususta Türkiye’nin en önemli ismi olan Sayın Ali Babacan’ın partisindeki bir mecrada bunu dile getirdiğim için öncelikle haddimi mazur görünüz. Ancak ben bir devlet insanından çok, bir vatandaş olarak gördüklerimi burada açıklamak isterim. Bu sebeple gayet basit birkaç fikrimi arz edeceğim. Yıllardır ülkemizin bu kadar büyük bir pazara sahipken, neden üretime hiç önem vermediğini düşündüm. Sene 2007 yılı idi, Sayın Babacan bir radyo programına katılmış ve sorulara cevap veriyordu. O programı arayarak kendisine sorulmak üzere bir soru yazdırmıştım. Hatırlayacağını umuyorum. Demiştim ki; “Bugün ekonomik veriler iyi gösterse de cari açık git gide artarken ileride bu bize sorun yaratmayacak mı? Yani üretime neden yönelmiyoruz? “ Kendisi bu soruya o dönem şu cevabı vermişti; ”Biz şu an pastayı büyütmek adına hamleler yapıyoruz. Pasta büyüdüğünde üretime ayrılan pay da büyüyecek. Örneğin, şu an bir bahçe makasını biz üretmeye kalktığımızda maliyeti 4 TL iken, ithal ettiğimizde bize maliyeti 2 TL oluyor. Bu sebeple şu an kaynaklarımızı devletin büyümesi için kullanıyoruz. Ve bir adım sonraki hamlemizde üretimi canlandırmak olacak tabii ki” ...

17.05.2020 01:33

157
Elif Zahide Gök İstanbul , Diğer

DEVA Partisinin kurulusu ulkemize milletimize devletimize ve tum islam alemine hayirli olsun. Allah muvaffak etsin. Rabbim yar ve yardimciniz olsun. Genel Başkanımız Sayın Ali BABACAN a saygı ve selamlarimi sunuyorum. Milletimize devletimize hizmetlerinden ve kattigi degerlerden dolayi minnettariz. Allah doğruluktan doğru yoldan adaletten ayırmasın.

17.05.2020 01:18

34
Hüseyin Çoban Denizli , Polis

Renk,ırk,ideoloji,inanç,mezhep gibi özelliklerimizin öne çıkmadıgı sadece liyakat,ahlak ve insan olma ortak paydasında memleket için fedakar can-hıraç çalışacak siyasileri çok özledik. İçten duygularla DEVA PARTİSİ nden umutla ,ümitle ,heyecanla bekliyoruz.

17.05.2020 00:29

26
Hamdi Azman İstanbul , Mühendis

Otomotiv sektöründe ankara bolge müdürü olarak görev yapmaktayim.genc yasima ragmen uzun yıllardır çalışma hayati içerisindeyim.Yaptığım iş gereği iyi bir gözlemci olduğuma inanıyorum.yakında katılmayı istediğim partiniz için naçizane fikirlerimi beyan etmek isterim. 1)Ulusal kanallarda partinize cok fazla soz hakki verilmeyeceği aşikar.aklımıza ilk gelen sosyal medyaya ağırlık vermek.kulağimiza cok mantıklı bir düşünce gibi gelebilir ancak uygulamada cok fazla sorun ortaya çıkabilir.çünkü karşımızdaki grubun inanılmaz sosyal medya organizasyon gücü mevcut.partinizi ve sahsinizi karalamak icin ellerinden geleni yapacaklardir.süleyman soylunun istifa tiyatrosunda 2 saat içerisinde tweetirda milyonlarca etkilesimde bulundular.sosyal medya elbette kullanilacaktir ancak öncelikli iletişim kanalı olmamalıdır.bunun yerine doğrudan seçmene hitap edecek meslek bazlı bir iletişim organizasyonu seçilmelidir.örneğin avm lerde yüzbinlerce insan calismakta olup en büyük sorunlari haftada birgün full calisma denilen 12 saat calisma suresidir.is kanunuda aykiri olan bu durum calisanlar icin cok önemlidir.cafe restoran sektöründe sigortasiz çalışma otomotiv sektöründe kansorejen maddlere maruz kalma gibi sorunlar mevcuttur.bu sorunlarin cogu basit denetlemelere cozulebilecek sorunlar.meslek bazli iletisim kurmak icin sektorlerin oda başkanlarıyla calismak gerekir.oda bsaskanlarinin buyuk kismi siyasete girmek icin can atanlar insanlardır. 2)chp ve hdp ile kesinlikle yanyana gelinmemelidir.gelecek saadet iyi parti yle 3.ittifaki kurup hem ittifak liderligini hemde kilit parti konumuna gelmek partinin geleceği açısından onem teskil etmektedir. 3)siginmacilarin ulkelerine dönüsu icin fikir ve proje aciklamak gerekir siginmacilar icin harcanan paranin halkmiza döneceğini bilmeleri anlatilmalidir.sadece siginmacilarin geri dönüşü ihtimalleri bile onemli oranda oy getirecektir. Karakter kisitlamasindan dolayi fikirlerimin tamamini detaylı şekilde ifade edemiyorum.saygılarımla

17.05.2020 00:09

12
Yunus Emre Canıgür Ankara , Yönetici

Sayın Genel Baikanımızın Türkiye’nin Ekonomisine ve Adalet Sistemimdeki Atacağı Adımların Türkiye’nin Yeni Vizyon ve Misyonu ile Tüm Dünya Ülkelerine Örnek Olacağına Tüm Kalbim ve Gönlüm İle inancındayız.Tüm Herkese Hayırlı Olması Dileği ile...

16.05.2020 23:20

22
Nurullah Arik İstanbul , İşletmeci

Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan Bey'in parti kurma çalışmalarına başlamasıyla ülkemiz ve geleceğim adına umutsuzluğum pozitif yönde değişti kendisinin ve yol arkadaşlarının bu yola çıkışını bir kurtuluş olarak gören ben ve benim gibi düşünen sayısız gençten biriyim partimiz özgürlükler partisi olmalı ve her kesime hitap edebilmeli özellikle şuan içinde bulunduğumuz kriz dönemini kendi lehimize çevirmeli ve secmen kitlesini sayin genel başkanımızın bilgi ve birikimiyle etkilemeliyiz çıkmaz gibi görünen başka seçenek olmadığı için mevcut iktidarın her türlü yanlışına göz yuman her şeye rağmen iktidarı destekleyen kitleye artık deva partisinin olduğuna ve seceneksiz olmadıklarına ikna etmeliyiz anlatmalıyız bizler en güzel ve en donanımlı şekilde teskilatlanmalı özellikle sosyal medyayı çok aktif ve doğru şekilde kullanmalıyız insanlar bizi tanımalı bizlerin kim olduğunu ne yapabileceğimizi sayın genel başkanımızın ve partimizin ideolojisini bilmeli insanımız artik cok yoruldu huzur icinde yaşamak istiyor bizler memleketimizin her iline ilçesine her köyüne kasabasına mahallesine ulaşmalı ve artık deva partimizin liyakatli kadrolarıyla yönetime talip olduğunu anlatmalıyız en doğru ve bilinçli şekilde çalışarak en kısa sürede iktidar olup memleketimizi ve milletimizi istenilen refah seviyesine ulaştırmak en büyük vazifemiz olmalı bu ugurda ciktigimiz yolda Allah yar ve yardimcimiz olsun guzel gunler bizim olsun deva milletimize deva olsun

16.05.2020 19:55

65
Bekir Uslu Ankara , Teknik Eleman

Ülkemizin 100 yılı aşkın köklü bir demokrasi geleneği bulunmaktadır. Son zamanlarda maalesef bu gelenekten vazgeçilip, kuvvetler ayrılığı sistemi büyük bir zarar görmüştür. Ülkemizde siyasilerin körüklediği bir kutuplaşma her geçen gün etkisini arttırmaktadır. Ancak güneş karanlığın en yoğun olduğu zamanda doğduğu gibi DEVA partisi de en zor günlerde ülke siyasetinde yerini almıştır, geleceğe dair umut taşımak isteyen insanlarımızın teşkilatnacağı bir oluşum olmuştur. Partimizin kurulmasından önce yüz binlerce gönüllüyü bir araya getirmesi bu durumun en büyük kanıtıdır. Ülkemizin liyakatsizlik, ekonomik güçlükler, eğitim kalitesinin düşüklüğü ve bunlar gibi daha binlerce problemine DEVA olabilecek bir siyasi partinin inancı umut vadilerini tekrar yeşillendirmiştir.

16.05.2020 18:32

34
Aykut Öztürk Ankara , Avukat

PARTİNİN KURULUŞUNU SELAMLIYORUM. ÜLKEMİZE HAYIRLAR GETİRMESİ DİLEĞİYLE ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİM.

16.05.2020 16:44

28
Mehmet Baki Koçlardan Diyarbakır , İşletmeci

“Liyakat” ın anlamı nedir? Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik” olarak açıklanmış. Kendi kendime sordum : Evimdeki bir eşyam arızalansa ustalardan kimi tercih ederim? Yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştıran, bana her zaman sadık olan arkadaşımı mı, yoksa adını duymadığım ama dostlarımın bana “aradığın iyi usta budur, gözün arkada kalmaz” dedikleri kişiye mi teslim ederim? Bir örnek daha: Çocuğumun eğitimcisini seçme özgürlüğüm ve yetkim olsa kimi seçerim? Cahil ve arkadaşım olan öğretmeni mi, bilgisini ve tecrübesini ispatlamış liyakatli öğretmeni mi? Nisa Suresi 58. ayetinin Diyanet meali : “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Diyanet’in tefsirinden bir kesit : “Burada emanetin yerine getirilmesi, ehline verilmesi ve insanlar arasında adaletle hükmedilmesi yönündeki emirlerin muhatapları genel olarak bütün insanlar, özel olarak müminler ve daha özel olarak da yöneticiler gibi emanet ve adaletten kamu adına sorumlu olan şahıslar ve kurumlardır." Toplumun önderleri işinin ehli olan liyakatli insanlardır. İş bilmezler, cahiller hiçbir zaman önder olamamışlardır. Kendilerini önder olarak tanıtan liyakatsizler ise o toplumu uçuruma sürüklerler. Bu yorumu niçin yazdım? : DEVA Partisi’nin programını okumaya başladığımda gördüm ki; “liyakat” kavramından sıkça bahsedilmektedir. Bir yorumcu ise liyakatin gerekli olmadığını yazmış. Amacı sondaj mı, kinaye mi, gerçek düşüncesini açıklamak mı? Gerçek düşüncesi olduğunu varsayarak, bu yorumcunun düşüncelerine katılmadığımı bildirmek istedim.

16.05.2020 15:27

3
Fethi Gönen Kocaeli , Mühendis

12) Meslek Lisesine giden öğrenciler maddi yönden desteklenmeli.Meslek Liseleri cazibe merkezleri olmalı.Son sınıfta uygulamaya giden öğrencilere tam sigorta ödenmeli.Ve emekliliklerine sayılmalı.Şu andaki uygulamada sayılmıyor. 13) Özellikle ilkokul ve ortaokullarda beceri atölyeleri açılmalı,bu atölyelerde görevlendirilen öğretmenler ,Meslek Lisesi Meslek öğretmenleri gibi değerlendirilmeli.Ve çocuk yeteneği doğrultusunda kendini bu atölyelerde geliştirmeli. 14) Maalesef toplum olarak okuma alışkanlığı olmayan bir toplumuz.Özellikle okullarda seviyelere göre kitap belirlenmeli,kitapların okunması sağlanmalı.Bu kitaplardan merkezi sınav yapılarak öğrencinin ortaokul veya liseye hatta üniversiteye geçerken allıklar kitap puanı da değerlendirilmeli. 15) Karma eğitim konusu çok iyi analiz edilerek değerlendirilmeli ve karma eğitimden vazgeçilmeli.Şu anda yapılan eğitim “Karma Eğitim”değil,”Karmakarışık bir Eğitim”.1975-1976 yıllarında öğretmenlik uygulamasına Kız Lisesine gitmiştim.O yıllarda Kız Lisesi,Erkek Lisesi,Kız Ortaokulu,erkek ortaokulu vardı.Günümüzde niye olmasın.Yeterki istismarını yapmadan gerçekleştirilsin. 16) Okul bahçeleri çok iyi düzenlenmeli.Oyun sahaları olmalı.Hatta hatta özel hobi bahçeleri gibi alanlar oluşturulabilir.Çocuklar buralarda tarım alanı oluşturabilirler.Böyle bir şey çocuğa aidiyet duygusu verir.1967 yılında diktiğim ve bakımını yaptığım çamları görünce bunları ben diktim bakımını yaptım diyorum hala. Biraz uzun yazdığım için özür dilerim.Bir eğitimci olarak Ülkemin eğitiminde gördüğüm durumları paylaşım istedim.Saygılarımla.

16.05.2020 13:12

1
Mustafa Ok Kütahya , Öğretmen

Partimiz teşkilatlanıyor ancak teşkilatlanmadan sonra ağır bir merkez medya ambargosuna maruz kalacağı ortadadır bu ambargoyu aşmak ve aracı basın organlarını geçip direk halka ulaşmak için en güzel yöntem sosyal medya olacaktır Partimizin ayrı bir sosyal medya teşkilatının olması ve bu sosyal medya teşkilatımızın tabiri caizse kapı kapı değilde hesap hesap sosyal medyada vatandaşlarımıza Partimizin ilke , proje ,Türkiye vizyonunu anlatması bizim diğer partilere nazaran Halk ile etkileşimde 1-0 Öne geçirecektir Gönüllü arkadaşlarımız bu konuda organize edilebilir ve halkımızla tek tek etkileşime geçebilir bu anlayış Türk siyasetine yeni bir Halkla iletişim vizyonu getirecektir Sosyal medyadan konu açılmışken Partimizden ricamız İnternet üzerindeki tüm baskı uygulamalarını ivedilik esasıyla kaldırmalarıdır çünkü 21.Yüzyıl insanının kendini en iyi en doğru ifade edeceği mecra İnternettir İnternete 20.Yüzyılın baskıcı soğuk savaş anlayışıyla Yaklaşmak ifade , iletişim özgürlüklerini zedeleyecek. kişiler ve toplum üzerinde kötü etkiler bırakacaktır. Bizim idealimiz Konuşan , İstişare eden Özgür bir Türkiyedir bu ideal uğrunda İlgili Özgürlükleri ivedilikle getireceğinizden kuşkum yoktur

16.05.2020 13:11

270
Diyar Can Koç Ankara , Öğrenci

5) Okulların Anadolu Lisesi olmasındaki amacı anlayabilmiş değilim.Örnek “Beylerbeyi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi”,”Fatih Anadolu Lisesi” gibi.Bu uygulamadan hemen vazgeçilmeli. 6) Okullar bir bakanın deyimiyle “Nitelikli Okul”,”Niteliksiz Okul” ayırımından vazgeçilmeli.Hepsi Nitelikli okul.Öğrencisi nitelikli,öğretmeni nitelikli.Özellikle meslek Lisesi öğretmen öğrencileri bu ayırımdan rahatsızlar.Pandemi süreci de gösterdi ki gerçekten “Meslek Lisesi Memleket Meselesi”. 7) İmam-Hatiplere çeki düzen verilmeli.Her köşe başına İmam-Hatip Ortaokulu veya Lisesi açıldı.Maalesef “Dindar Nesil” yetiştireceğiz derken “Kindar Nesil” yetiştiriliyor.İmam- Hatip Okulları Müdürlerinin çoğunun odasında Cumhurbaşkanının fotoğrafı var.Fotoğrafı olması gayet normal.Çünkü devletin başı.Ama fotoğrafta şöyle bir yazı var.”O Bir İmam-Hatipli”.imam-hatipli olan dindar da olmayan dinsiz mi? 8) İkinci maddede yazılanlar hayata geçirilebilirse sınavla öğrenci alan okulların hepsi normale döner ve ayrımcılık biter. 9) Okullarda kantinler tamamen kaldırılmalı.Çünkü çocuk evde kahvaltı yapmadan geliyor.Simit ve ayranla kahvaltı yapan çocuklar gördüm.Evde kahvaltı yapmamış.Dengeli beslenme olmadığı için sağlıklı bir yetişmiyor. 10) Veliler Okul-Aile Birliklerinin doğal üyesi.Üye okula bir katkıda bulunmalı.Cüz’i bir rakamla katkıda bulunmanın düzenlemesi yapılmalı.Böylece Veli’de ve öğrencide aidiyet duygusu oluşur. 11) Daha önceki hükümetler döneminde bir Anadolu Öğretmen Lisesi açma furyası vardı.Siyasiler banada banada diyerek iki üç bin nüfuslu ilçelere bile Anadolu Öğretmen Lisesi Fen Lisesi açtırdılar.Bir plan yok.Devletin imkanları heder oldu gitti.Bir planlama yapılmalı.İlçelerdeki Fen Liseleri,sınavla öğrenci alan diğer liseler kaldırılmalı.Bölge Fen Liseleri kurulmalı.Fen lisesinin amacı kaliteli bilim insanı yetiştirmek olmalı.İlçede en başarılı öğrenciler Fen Lisesine veya sınavla öğrenci alan okullara gidiyor.Diğer okullar sanki yetim evlat gibi bir kenarda kalıyor.

16.05.2020 12:35

43
Mustafa Ok Kütahya , Öğretmen

Eğitim ile ilgili tespitlerimi paylaşmak istiyorum. 1)Eğitimde reforma öğretmenlik mesleği ile başlamak gerektiğini düşünüyorum.657 sayılı devlet memurları kanunundan öğretmenlik çıkarılmalı,öğretmenlere özel ayrı bir kanun düzlenmeli.Öğretmen donanımlı ve nitelikli olursa eğitim de nitelikli olur diye düşünüyorum.Öğretmenler sözleşmeli olmalı.Çalışanla çalışmayan eşit ücret almamalı.Performans kriterleri belirlenerek öğretmen değerlendirilmeli prim şeklinde ücreti farklı olabilmeli.Ayrıca öğretmenler 5 yıl içinde yüksek lisansını tamamlamalı.Yeni mesleğe girmek için başvuranlar ise,mesleğe girdikten sonra 5 yıl içinde yüksek lisansını tamamlamak için taahhütname alınmalı. Öğretmenler sözleşmeli olmalı dedim.Bir yıl Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünde bulundum.Orada ücretli öğretmenlerin “işimi kaybederim”endişesiyle nasıl çalıştıklarını gözlerimle müşahede ettim. 2) Özellikle ortaokullarda Liseye Geçiş Sınavı(LGS) sınavı gibi sınavlar kaldırılmalı.Çocuklar “Yarış Atı” olmaktan çıkarılmalı.Onun yerine pedagog, psikolog ve rehber öğretmenlerin ortak çalışmalarıyla hazırlanan testler ve yıl içinde aldığı Notlar da değerlendirilerek,öğretmenler kurulunun da görüşü alınarak “Akademik eğitime gidecek”,”Mesleki Eğitime gidecek” öğrenciler belirlenmeli,bu yönlendirme hiçbir şekilde bozulmamalı.Çocuğun yönlendirilmesinde karar verenler sorumlu olmalı.Tam anlamıyla düzenli bir sistem kurulursa her yıl veya her bakan değişikliğinde çocuklar heder edilmemiş olur. 3) Okullar ruhsuz bir koca beton yığınları gibi.Çocuk sabahleyin okula giderken isteksiz gidiyorlar.Çünkü çocuğu okula çekecek bir cazibeliği yok.Okullarda mutlaka ve mutlaka olmazsa olmazlardan birisi Kapalı Spor Salonu.Düzgün donanımlı bir spor salonu olmalı.Bu spor salonunu işleten,sırf spor salonuyla ilgilenen bir ekip bulunmalı,çocuğun sporla ilgili ihtiyaçlarını bu ekip karşılamalı. 4) Okullar yapılırken planlamada mutlaka tam donanımlı toplantı salonları bulunmalı.Okullar proğram yapmak için yer bulamıyorlar

16.05.2020 11:47

22
Mustafa Ok Kütahya , Öğretmen

Baroların demokratik yapısını bozacak, özgür savunmaya engel olacak tüm girişimler Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırılık teşkil eder. Baroların seçim sistemi’nin değiştirilmesi ile ilgili siyasetin müdahalesini doğru bulmuyorum. Çoklu baroya imkân tanıyan bir sistem kabul edilemez. Avukatlara Anayasamızda açıkça yazılı olduğu üzere; Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Güçlü bir demokrasiye sahip olmanın ilk şartı, tüm dünyada da kabul edildiği üzere, hukuk devleti ilkesinin tüm kurumları ile işler halde olmasından geçer. Hukuk devleti; ancak güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargı erkinin varlığı ile hayat bulur.

16.05.2020 11:27

28
Emre Altun Ankara , Avukat

Daha önceki günler acizane düşüncelerimi belirtmeştim. Son olarak da bu toplumun çoğunluğu muhafazakar ve ataerkil zihniyet esas olmak üzere otoriter zihniyetinde hakimiyeti altındadır. iki zihniyette hiyerarşik emir komuta zihniyetidir.Başka bir anlamda gerçeğe tanrı bilgisine en yakın olan bilir. Devlet yöneticisi bilir, Örgüt ve cemaatin en üstündeki şeyh bilir. Bizde onların dediklerine uyarız.Bizim özel ve genel doğrularımız onlara şekillenir diye bi anlayış ve algı oluşmuştur. Laik kesimde ise aynı şekilde hiyerarşik bi şekilde gerçeği lider bilir. Devleti yöneten bilir.,Askerler bilir. vs vs uzar gider. Kısacası toplum muhafazakar ve laik olarak kapmlaşarak cemaat yapıları oluşmuştur. Böylelikle böyle bi toplum yapılanmasında otoriter yapılara biat artmaktadır.YANİ KISACASI TOPLUM GÜCE TAPMAKTADIR.Bunu bi önceki serbest kürsüde belirtmiştim.O düşüncelerime ek olarak. açık olarak şu eklemeyi yapmayı uygun görüyorum. KARŞI TARAF OYUNU KURALLARINA GÖRE OYNAMIYOR. HER TÜRLÜ FAULÜ YAPIYOR KEMİK KIRMA PAHASINA. ONUN İÇİN BİZDE OYUN KURALLARINA UYMAMIZ GEREKİYOR. YANİ Kİ DE DEMEM O Kİ MİLLETVEKİLLİĞİ TRANSFERLERİNE GÜCÜMÜZ YETTİĞİ KADAR AĞIRLIK VERMEMİZ GEREKİYOR. ANCAK VE ANCAK BUNLARI SAHADA BÖYLE DURDURUP MAÇI ALABİLİRİZ DİYORUM.Ben başka bi çare bulamıyorum.Böyle zihniyet yapısına sahip toplumu ancak nihai olarak böyle ikna edip yönünü bize döndürebiliriz.Tabii başka taktikleri uygula hakkımız baki olmak üzere.Tekrar belirtmem gerekirse toplum demokrasi istiyor ama demokrat değil. kültürel ve zihniyet olarak demokrat değil maalesef. ve de ülkede gerçek demokratlar çok az..Sizlerin de iyi bildiği gibi oyunu kurallı kuralsız oynayarak, kırkharamilerden önce kurtulmak ondan sonra da Türkiye yi fabrika ayarlarına getirdikten sonra da evrensel hukuk devletini yeniden tesis edip demokrasi kulvarına Ülkeyi sokmaktır hedefimiz teşekkür eder, kolay gelsin der başarılar diler saygılar sunarım.

16.05.2020 11:10

21
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Öncelikle ülkemizin huzur ve güvenliği için çözüm arayışında olan tüm vatandaşlarımızı saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Dünya genelinde hemen her konuda köklü değişimler olduğu gibi geleneksel siyaset anlayışının da bir an evvel terk edilmesi gerektiğine inanıyorum. Tüm siyasi partilerin ilk söylemi "Eğer seçilirsek" olduğu için farklı görüş ve hislerle aynı toprağı paylaştığımız milletimiz, güven inançsızlığına düşmekte ve farklı fikir ve uygulamalara fırsat vermek istememektedir. Oysa ki tüm büyük atılımlar küçük başlangıçlar ve ispatlar ile gereken desteği ve enerjiyi oluşturabilmektedir. Bu bağlamda partimiz olarak ilk olarak iktidar arayışında değil ispat arayışında olmayı kendimize borç bilmeliyiz. Ne var ki yaptığım bireysel araştırmalarda, bu uğurda gereken kaynak ve süre bir çok insana zahmetli görünmekte ve direk iktidar sahibi olunacak bir seçimle her şeyin çok daha kolay olacağı düşünülmektedir. Teşkilatlanma çalışmalarımızın bir an evvel hız kazanması ve bu görevlendirme sürecinde reel sorunlara rasyonel çözümler bulunması için, "SEBEP-SONUÇ" ilişkisine çok dikkat edilen, pilot uygulamaların çalışması tamamlanmalıdır. İç ve dış ilişkiler, eğitim, ekonomi, adalet, toplumsal huzur, hayvan hakları, aile ve sosyal politikalar vs.. derhal yeniden tanımlanmalı ve bu süreçte vatandaşın anlamakta zorluk çekeceği siyasi akademik söylemler yerine daha sade ve daha anlaşılır olunmalıdır. Milletimizin her gün TV de nefretle izlediği kötü olayların ve halkı temsil ettiğini söyleyip birbirine sataşmaktan, çalışmaya fırsatı kalmayan milli temsilcilerin psikolojik yansımalarından bir an önce kurtarılması gerekmektedir. Bu yolda partiler arası değil, görüş ve mantıklar arası köprüler kurulmalı, sonuçların belirli bir zümrenin menfaatine değil, konuyla alakalı tüm yurttaşların ortak menfaatine hizmet ettiği ortaya konmalıdır. ÇÜnkü benim güzel ülkem, her canı ile her varlığı ile şanlı tarihi ve evrensel vicdanı ile her şeyin en güzeline layıktır. Sağlıcakla kalın.

16.05.2020 10:26

23
Yücel Kaya İstanbul , Özel Sektör Çalışanı

Demokrasi ve atılım partisi olarak sosyal medya da bize gönül veren tüm arkadaşlar birşeyler yapmaya çalışıyor ama yetmiyor sosyal medya yi kullanmaya çok insan var bunun için medyayı kullanmamız lazım bize destek verecek bir tv bir gazete olmalı bunun için ne yapılabilir. Bir tv kanali satın alınabilir veya sıfırdan kanal açılabilir. Öncelik verilmesi gereken bir konu saygılar

16.05.2020 01:57

25
Abdulvahit Şendul Hakkari , Diğer

Herhangi bir Siyasal partinin kendi içinde, Herhangi diğer Siyasal görüşe sahip bireylerin Milletvekilliği, Yönetim ve diğer organlarda varlığını yanlış bulmasını mazur, hatta haklı #bulurum. ❗️Lakin; TMMOB gibi, Kanunla kurulan bir sivil toplum örgütünde herhangi başka siyasal görüşe sahip bireylerin Delegelikte, Yönetim ve diğer organlarda varlığının yanlış bulunmasını haklı hatta mazur bile #bulamam. https://www.facebook.com/563493009/posts/10158699491108010/

16.05.2020 01:13

1
Sinan Türk Tokat , Mimar

Üye adayı olduğumuz partimiz kimi insanlarca elitist olarak algılanmaktadır. Bu algıya sebep olarak da liyakata vurgu yapılmasını görüyorum. Partimizin elitist algısının yıkılması için liyakat vurgusu terkedilmelidir. Siyasette liyakatin kimde olduğu sandıkta belirlenir. Liyakatin kimde olduğuna toplum karar vermezse böyle bir yönetimin adı teknokrasi olur. Partiye alınacak yöneticilerin adeta cv'sinin istenmesi başka bir sorun. Normal bir insan nasıl arkadaşlık yapacağı bir insana yaklaşırken ya da bir sevgili adayına yaklaşırken cv'sini sormaz ise partinin bir insanın geçmiş başarı veya başarısızlıklarıyla ilgilenmemesi gerekir. Parti yöneticiliklerinin insanlara iş verir gibi cv'ye bakılarak verilmemesi gerekir. Siyasal parti toplumu yansıtmak istiyorsa holding gibi yapılanmamalıdır. Ev hanımlarını da sayarsak toplumun yarısı işsiz iken ve bir çok insan iflas etmiş iken işini iyi yapan insan arıyoruz demek doğru değildir. Ticarette veya mesleğinde başarısız olmuş bir insanın siyasette de başarısız olacağı varsayılmamalıdır. Bozuk bir sistemde başarısız olması bir kişiyi önemsizleştirmez. Siyasi partiler toplum önderlerini ve önder adaylarını toplayan bir kurumdur. Bir holdingte genel müdür olan bir insan yerel önder olamazken hiç umulmayan insanlar yerel önder olabilir.

15.05.2020 23:28

4
Onur Güngör Balıkesir , Gazeteci

I. Meşrutiyetten itibaren hayatımıza giren siyasî partilere, günümüzde hâlâ yeni partiler eklenmektedir. Tarihlerin değişmesiyle, halkta ortaya çıkan talepler de değişmektedir. Mevcut konjonktüre göre program hazırlayan siyasî partiler, halkın isteklerine kulak kabartma mecburiyeti hissetmektedirler. Fakat günümüzde, 18 yıllık Ak Parti iktidarı ciddi bir şekilde halktan bir kopuş yaşamakta ve ülkenin sorunlarına çözüm bulamamaktadır. Antidemokratik kararlarla, seçilmiş belediyelere atanan kayyımlar, ülkede seçimlere ve demokrasiye olan inancı zedelemektedir. Devlet aklıyla değil de, şahsî keyfilikle yönetilen ülkemiz için artık sorunlar çözümsüz hâle gelmiştir. Sürekli bir ayrıştırma ve ötekileştirme, her geçen gün artan adaletsizliklere tanıklık etme, korku ve yıldırma yöntemleriyle ifade ve basın özgürlüğünün sınırlandırılması gibi en demokratik haklar çiğnenmeye devam etmektedir. Eğitimin bozukluğu, atanamayan binlerce öğretmenin kronikleşen sorunları, ücretli öğretmenlikle öğretmenlik açığını ucuza kapatma yoluna gidiş gibi sorunlar eğitimin sadece belli başlı problemleri olarak göze çarpmaktadır. Adalet konusunda gün geçmiyor ki yeni bir hukuksuzluğa tanıklık etmeyelim. Halkı tehdit edenlerin, halka aba altından sopa gösterenlerin ve aleni bir şekilde hakaret edenlerin hiçbir cezaî işleme tabii tutulmaması, artık adalete olan güveni yok etmiştir. Şahsî düşünce ve ifadelerini demokratik bir şekilde dile getiren gerek yurttaşlarımız gerekse gazeteciler hakkında derhal soruşturma açılması, çifte standardı ve siyasallaşan yargıyı bizlere hatırlatmaktadır. Ekonomide yaşanan kriz, halkın belini kırmış, yakın zamanda halkın tanzim kuyruklarında oluşturdukları tablo hafızalardan silinmemiştir. Emeklinin geçim derdi, işsizin çaresiz kalışı, üniversite okuyan öğrencilerin henüz öğrenciyken duydukları gelecek kaygısı artık dayanılmaz hâle gelmiştir. Tepeden tırnağa batan bu ülke şartlarında, Deva Partisi'nin kuruluşu zarurîdir ve Deva Partisi sorunların çözümüne taliptir.

15.05.2020 19:29

3
Çağdaş Kaplan İstanbul , Öğretmen

Herkese merhabalar; Çok kötü yönetilen bir ekonomi yanında artık kısıtlı keslimesinin az kaldığı, yok diyebileceğimiz ifade özgürlüğu, kimsenin güvenmediği adalet sistemi. Ülkemizde insanlar mutsuz ve mevcut durumda umutsuz. Türkiye'nin iktidarıyla ve muhalefetiyle kötü yönetiliyor. Yerel yönetimler vizyonsuz,halktan kopuk. "Süper başkanlar" var merkezi yönetimde ve yerel yönetimlerde. Süper başkanların insafına ,düşuncesine kalmış halkın refahı. Sistem yok ,vizyon yok hiçbirinde. DEVA Partisi olarak halka umut olmalı,refahlarını artırmalı,mutlu olmalarını sağlamalıyız. Bunun için yeni projeler, vizyon ortaya koymalıyız. Halk bir umut bir çare arıyor.DEVA Partimiz bu umudu ortaya koymalıdır. Saygılarımla , herkese sağlıklı günler dilerim

15.05.2020 19:26

2
Ersan Arsen Hubeseryan İstanbul , Avukat

Mevcut devlet ve üniversite hastaneleri, okullar, üniversiteler ve devlet dairelerinin bulunduğu bölgeler hem merkezi konumları hem de insanların uğrak yeri olmaları hasebiyle cazibe merkezidir. Şehrin en uzak köşesine yapılan şehir hastanelerinin etrafında oluşan bu rantın yanı sıra, şehir hastanelerine taşınan devlet hastanelerinin yerleri de rant açısından kıymetlidir. Rantın kaynağı millet olduğu halde, pek çok konuda olduğu gibi, şehir hastaneleri konusunda da maliyet milletin sırtına yüklenirken ranttan belirli kesimler istifade etmektedir! Hastanelerin ve hatta diğer devlet kurumu binalarının yapım ve yenilenmesi planlanırken etraflarında oluşması muhtemel rant, yapılacak kompleks bünyesinde planlanarak hastanelerin yapım ve işletme giderleri karşılanabilir. Böylece şehir hastaneleri gibi mali anlamda dipsiz kuyuya dönüşen kurumlar yerine devletin mali yükünü azaltan kurumlar çıkar ortaya. Mesela bir üniversite hastanesi kentsel dönüşüm kapsamında yenilenirken, şehrin dışına taşınıp arazisi mütahitlere rant olacağına, arazi içerisinde AVM, bankalar ve diğer yüksek kira ödeyen kurumlar için de binalar planlanarak, hastane bulunduğu bölgede minimum maliyetle yenilenebilir, yüksek kira getirisiyle işletme giderlerine katkı sağlanabilir. Benzer durum taksi plakaları için de geçerli! Vaktiyle çok düşük meblağlarla edinilen plakalar etrafında oluşan rant, daha sonra yüksek kira bedeliyle millete maliyet olarak dönmekte, ticari taksi konforundan kısılan maliyet dışında taksiciliği üçkağıt olmazsa kıt kanaat geçinilen bir meslek haline getirmekte, bu işten sadece oturduğu yerden yüksek gelir elde eden plaka sahipleri kazançlı çıkmakta! Devletin, kaynağı millet olan rant gelirlerinin millete geri dönmesini sağlayacak üretim ve ticaret sistemlerini kurması halinde oturduğu yerden para kazanan rantiyecilerin yükü milletin sırtından kalkacak ve milletin refah seviyesi artacaktır.

15.05.2020 18:39

0
Abdullah Akbay İstanbul , Yönetici

11 Mart'ta gerçekleşen Lansman itibariyle, sarih bir şekilde anlaşılmıştır ki Deva partisi alışılagelmiş muhalefet anlayışını kıracaktır. Yapılan her işi eleştiren değil, daha iyi nasıl yapılabileceğini gösteren. Hükümetin ve Türk usulü başkanlık sistemi'nin! sorunun kaynağı olduğu noktalarda bile çıkış için çözüm üretebilen, bir nevi pusula görevi gören, hamaset, popülizm değil netice odaklı bir hareket olarak yola çıkmıştır. Bu uzun zamandır özlemini çektiğimiz bir durumdur. ülke menfaati için alınacak kararlar, anlık reflekslerle değil, kişisel ilişkilerle değil bir plan çerçevesinde ortak akıl ve istişare kültürü ile karar alma ve sorumluluğu paylaşma konusunda katılımcılık bilinci ile yönetilirse toplumun tüm katmanlarına nüfuz edebilir ve ancak o şekilde meşruiyet kazanabilir. Güçlü birey, güçlü toplum, devleti de güçlü kılacaktır. Biz gönüllüler ve üye adayları olarak ulaşabildiğimiz, söz alabildiğimiz her platformda bu hareketin neden Deva olacağını anlatmalıyız. Başkanımızın da dediği gibi: " çok çalışacağız."

15.05.2020 13:54

2
Taylan Urgancı Samsun , Yönetici

Turkiye’de kaynak sıkıntılarının yanında daha çok vatandaşın hayatının içinde bir sorun var. Vatandaşlar sorunlari karşısında çözüm bulacak merciyi ya bilmiyor ya da ulaşamıyor. Bunun 2 sebebi olduğunu düşünüyorum: Devletin yerelde ve merkezi yönetimde mekanizmaları yetersiz ve de vatandaş için çağın gerekliliklerine uygun bir platform yol. E-devlet diyorsanız çok daha fazla geliştirilmesi gerekiyor ve Deva Partisi’nin yerel yönetim vizyonunu bu konuda doğru buluyorum. Covid-19 krizinde, yardım, işsizlik maaşı vs gibi konularda hep kaynak var mı yok mu bunu konuştuk ama iyi bir organizasyon olmazsa yarın kaynak olduğunda da bunu adaletli şekilde dağıtamayız.

15.05.2020 09:56

21
Furkan Demirbas İstanbul , Özel Sektör Çalışanı

Merhaba, Milletimiz günümüz siyasetinde bağıran, parmak sallayan, hakaret eden, ötekileştiren, kutuplaştıran, dışlayan, vizyonsuz ve popülist siyaset ve siyasetçilerden yoruldu. Kucaklayan, ötekileştirmeyen, birleştiren, din, dil, ırk gözetmeyen, torpilin değil liyakatin ön planda olduğu bir siyaset ve siyasetçilere ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. İyi Çalmalar. Saygılarımızla.

15.05.2020 08:23

3
Mehmet Selim İpekeşen İstanbul , Bankacı

Sevgili deva gönüllüleri Şehri ramazan ayının son günlerine girmiş bulunmaktayız. Allah sübhane u teala ibadetlerinizi kabul etsin. Fakir fukaranın gözü kulağı vereceğimiz sadakalarda . Allah için yardımlasin ve allah için infak edin. Allah sübhane u teala ibadetlerinizi kabul etsin. Sizleri allah ın selami ile selamlıyorum. Es selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu

15.05.2020 03:12

0
Osman Araz Batman , Çiftçi

Son günlerde turkiyede acayip şeyler oluyor. Birkadin cikti dedi bizim listeler hazir bizim aile 50 kisiyi goturur. Bizim sitede de birkac kisi var. Benim listem hazir. Bir baskasi cikti dedi biz liste yaptik. Karilarinizi cocuklarinizi nasil koruyacaksiniz. Bizim gomulu silahlarimiz var dedi. Bu gun yeni bir video daha ortaya cikti. Uniforma giymis ellerinde otomatik silahlar olan ve isid bayragi onunde toplanmis bir gurup şöyle şöyle yapacağız dediler ve hatta bir siyasi partinin adini andılar. Bir vatandaş olarak olarak bu olayları korkuyla izliyorum. Devlet olan bir devlet bu tür gruplara müsamaha etmemelidir. Ama bunu yapanlara hiç bir şey yapıldığını henüz duymadım. Ben bir vatandaş olarak böyle bir ülkede yaşamaktan korkuyorum. Allahım sen bizi koru. Turkiyeye gerçek manada hukuku adaleti ve yasaları herkese eşit olarak uygulayan bir devlet bir hükümet lazım. Bence deva partisi bu konuları ciddiye alıyor. Er geç deva partisi hak ettiği noktaya gelecektir.

15.05.2020 01:02

1
Necati Atlı Şanlıurfa , Diğer

1915 İngiltere de İşsizlik vurgun soygun Kumar Derin devlet ilişkisini anlatan Peaky Blinders dizisini izledim Çetenin lideri Thomas Shelby aile toplantısı yapıyor alınan karar bir soygun, vurgun öldurme vs her türlü kanunsuzluk ailenin diğer üyeleri oylama yapıyor eğer kabul etmezse nedenini söylüyor. Bir kanunsuzluk olayıda olabilir ama her kararın oylaması dikkatimi çekti Türkiye de en hayati bir konuda olsa duymuyosun bile insanın içinden Aynı Türkiyedeki gibi diyesi geliyor

14.05.2020 21:32

0
Muammer Topbaş Bursa , Esnaf

Allah'ın izniyle, Allah rızasını kazanma arzusundayız. Tutamayacağımız sözler vermeyeceğiz. Sözün günü geldiğinde, yeni sözlerle takasa girmeyeceğiz. Adil-dürüst-şeffaf olacağız. Temiz siyaset güdeceğiz.

14.05.2020 16:38

0
Yasin Yoğurtçuoğlu Siirt , İş İnsanı

Herkes iyi günler dilerim sizlere 21 yaşındaki birinin gözünden günümüz Türkiye'sinin portresini kendimce çizmeye çalışıp neden yeni bir nefese ve DEVA'ya ihtiyacımız olduğunu kendimce açıklamaya çalışacağım ve naçizane bir kaç tavsiyede bulunmaya çabalayacağım. Hepimizin bildiği üzere dünya büyük bir afet yaşıyor bu kriz günlerinde bulunduğumuz sistemin organizasyon ve koordinasyon özelliklerini daha net görme şansı elde ettik.Gördüğüm üzere basit bir maske dağıtımını bile etkin bir şekilde yönetemeyip kararsızlıklar içinde verilen kararlardan hızlı dönüşlerle bütün piyasanın dinamiklerini hem sarsıp hemde halkın bu kadar temel bir ihtiyacını karşılamasında elini zorlaştırmıştır.Bu apaçık bir yönetimsel sorunun ve önceden çok şekilde övünülen halkın ve piyasanın nabzını tuttuğunu savunan hükümetin artık bu uzvunun ve istişare ortamının kaybettiğinin bir göstergesidir.Artık insanlar şahsi çıkarları ve rant uğruna devletin kaynaklarını harcayıp kamuya bir kuruş katkıda bulunmamaya başladılar.Onun dayısının oğlunu bunun amcasının kızını devlet kadrolarına umarsızca ve liyakat gözetmeksizin sadece sadakat(ki bence buda göstermelik)temelli bir yaklaşımla yerleştirirseniz zaten gelinen noktayı tahmin etmek zor değil.İnsanların hep daha iyi bir seçenek olsa zaten onu seçeriz mecburiyetten seçiyoruz kötünün iyisi ne yapalım dediklerine hep şahit oldum.Ancak artık bu seçeneklerin dışında bir 'iyi' olduğuna inandığım DEVA'nın olduğuna artık biliyorum.Tabi bu bilgiyi insanlarla paylaşırken daha sesi yüksek bir politika izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum burada sesi yüksekten kastım 'heyt,eyy' gibi içi boş kavramlar değil sadece parti programını halk özelinde minimize edip köydeki Ayşe teyzemin kahvehanedeki Mehmet amcamın daha iyi algılayabileceği şekle getirip daha etkili yol almak.Aynı zamanda sosyal medyada etkinliği yüksek olan kişilere ulaşıp gençliğe de bir nebze dokunmak. İmlada ve anlatımda bir eksiklik var ise amatörlüğüme veriniz ilk kez bu tip bir yazı yazıyorum

14.05.2020 16:28

0
Bekir Can Topcu Balıkesir , Öğrenci

Bugün bize unutturulan Atatürk devriminin DEVLETÇİLİK İLKESİ; Karma ekonomidir. Ekonomide KAMU ve ÖZEL kesim yer alır. Bunlar, Devletin öncülüğünde, Kamucu, halkçı ilkelerle belirlenen kalkınma planlarındaki hedefler doğrultusunda kamu görevi yaparlar. Bugün SALGIN nedeniyle Sağlık sektöründe yaşanan sorunlar, 1980 sonrası DEVLETÇİ, HALKÇI POLİTİKALARIN TERKİ, KAMU İŞLETMELERİNİN DEVLET ELİYLE İFLAS ETTİRİLİP,EKONOMİNİN ÖZEL KESİME, TAŞERONLARA TESLİM EDİLMESİNDENDİR. ÇİN ise, SALGINDAKİ BAŞARISINI UYGULADIĞI KARMA EKONOMİYE, YANİ , ATATÜRK DEVRİMİNİN DEVLETÇİLİK İLKESİNE BORÇLUDUR. ANAYASAMIZDA VAR OLAN SOSYAL DEVLET ve DEVLETLEŞTİRİLME İLKELERİ GEREĞİ DEVLETÇİ POLİTİKALARA dönülmesi gerektiğini düşünmekteyim.

14.05.2020 13:36

15
Emre Altun Ankara , Avukat

Daha sert muhalefet yapılmalı. Sesimiz daha gür cikmali

14.05.2020 07:43

8
Gökhan Ergül Muğla , Mühendis

Hâlihazırda ülkemiz pek çok sorunla boğuşmaktadır. Fakat bunların içinde en büyüğü adalet sorunudur. Ve Türkiye bu sorunu çözemediği sürece hiçbir sorununu çözmeye muvaffak olamayacaktır. Bu sorun çözüme kavuşturulduğunda ise diğer bütün sorunlar bir şekilde çözülecektir. Son dönemde adalet mekanizmasının yanlış işlemesinden dolayı hak kaybına uğrayan on binlerce insana haklarının iade edilmesinin sağlanması, her şeyden önce üzerine yaşadığımız ülkenin selameti açısından, elzemdir.

14.05.2020 06:17

7
Erkan Kandemir Kütahya , Serbest Meslek

Dünya çiftçiler gününde Mardin Diyarbakir Şanlıurfa da ozellestirilen enerji dağıtım sirketinin haksız uygulamalari ve yüksek maliyetli enerji bedelleri sebebiyle çiftçiler mağdur durumda mardinde tedaş firmasının yaptığı resmi açıklamada ikinci ürün olarak ekilen mısır ve pamuk üretimi icin gerekli olan enerjiyi vermeyeceklerini ve bölgede genel bir elektirik kesintisi yapacaklarını duyurdu,hem sulaması yapilamiycak binlerce hektar mısır ve pamuğun ekilmeyecegi hemde bu köylerde yaşayan insanların elektriksiz ve hayvanlarının susuz kalacağı anlamına gelen bu uygulamayla ülke ekonomisine katkıda bulunan turizm sektörünün yanındaki en büyük finansman sektörü olan Tarım da agir bir darbeyle karşı karşıya,Bununla beraber mağdur olacak kesmin sadece çiftçi olmayacağı memleketin yani mardinin en büyük gelir kaynağı olan tarımın sekteye uğramasıyla esnafın tarımsal ilaç firmalarının tohumcularin tekstilin yani her alanda bir daralmaya ve ekonomik krize girmeside milli gelirin ziyan edilmesi gibi an meselesidir,bunu size bildirmek istedim nacizane bu sorunu paylaşmanız bu agir problemi gündeme getirilmesi gerektiğine inanıyorum her platformda, Deva partisi olarak bu bölgeye güçlü birşekilde adımızı duyurup güçlenmemiz ve destek alabilmemiz icin bölgenin en agir ve yıllardır çözülmeyen ve el atılmayan tarımsal sulama ve buna bağlı olan enerji problemine makul bir çözüm bulunması gerektiğine ve bu firmanın en büyük destekçisi olan güncel hukumetin kendi rantı icin çözmedigi bu sorunu bizim iktidara geldiğimizde tarım icin yapacağımız ekonomik açılımlarla cozecegimizi burdaki halka anlatmamız ve her platformda bu sorunu dile getirip samimiyetimizi göstermemiz gereklidir,Nacizane bölgenin kanıyan yarası olan bu problemi sayın genel baskanimiz ve kurucu üyelerimizle paylaşmak istedim

14.05.2020 02:34

15
Jindar Üşenmez Mardin , Mühendis

Serbest Kürsü'nün ana amacının ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Sadece tahminlerde bulunabilirim. Ana amaç ne olursa olsun bu uygulamanın partiye faydalı olacağını düşünmekteyim. Parti profili elbette Serbest Kürsü değildir. Parti profilini oluşturan, şu anda resmen görevde olanların arı gibi çalıştıklarından eminim. Parti profilinin (parti temsilcilerinin) öncelikle Merkez Yönetim Kurulu, il ve ilçe teşkilatlarında görev alacaklar olacağını ve daha sonra üyelerin oluşturacağını düşünüyorum. Partinin tüzüğünde kadın kotasının %35 olacağı yazılıdır. Merak etmekteyim. Serbest Kürsü'de niçin yok denecek kadar kadın yorumcu var? Kadınların erkekler kadar memleket meselelerine kafa yorduklarını ve çözüm önerileri olduğunu, olması gerektiğini düşünüyorum. Kadının olmadığı hiç bir teşkilatın, yapının başarılı olacağını düşünmüyorum. Sadede geleyim. DEVA'da kadın olmalı. Her kademede olmalı. DEVA'da kadın etkin ve verimli olmalı. Serbest Kürsü'de de kadın olmalı. Kadınların sözlerini, düşüncelerini erkekler öğrenmeli. DEVA'daki kadınlar diğer partilerinkilerden daha cesur olmalı. Kadınlar erkeklere seslerini duyurmalılar ki; anlaşılabilsinler ve erkekler ile kadınlar beraberce gerçek başarıyı yakalayabilsinler. Sadece erkeklerin olduğu bir yerde çalışmalar her zaman topaldır ve hedefe çoğu zaman ulaşılamayabilir. Hedefe erkeklerle kadınların beraberce yürümesi dileklerimle,

14.05.2020 01:35

3
Fethi Gönen Kocaeli , Mühendis

Ülkemizin geleceği, Sn Ali Babacan ve ekibinin uygulamaya hazır oldukları ekonomik program ile yeniden inşa edilecektir. Dün bu ülke’nin ekonomisini başarıyla yöneten Sn.Ali Babacan’ın, bir araya getirdiği kadro halkımıza umut olacaktır. Böylesine bir süreç içerisinde Sn. Ali Babacan ve kurucu üyeler ile Deva’ya gönül verenlerin ellerini taşın altına koymaları ve desteklerini esirgememeleri çok değerli. Demokrasi ve Atılım Partisi tüm Türkiye’ye hayırlı olsun, tüm ekibe başarılar dilerim..

14.05.2020 00:27

3
Emre Altun Ankara , Avukat

Hayırlı akşamlar. Okulların açılmasıyla ilgili olarak bir kaç yorumu platforma eklemek istiyorum. Okulların kademeli olarak açılması da bir formül olabilir. Öğrenciler uzun süredir okul ortamından uzak kaldılar sağlık birinci öncelik ancak bilim kurulu uygun gördüğü takdirde öğrencilerin haziran sonuna kadar okullara gelmeleri uzun süren okulsuzluk dönemi ve öğrenci formasyonu açısından önemlidir. LGS VE YKS öğrencileri bu dönemde okuldan uzak olmanın dezavantajlarını çok yaşadılar. Ne kadar da online eğitimler verilsede yapılan anketler yüz yüze eğitimin ve okulun öğrenci hayatındaki önemini ortaya koymuş oldu. Bu nedenle diğer ülkelerin okula dönüş modelleride iyi incelenmeli bu konularda gerekli önlemlerin alınması çok önemlidir. Sınav guruplarının 1 Haziran tarihinde yakaşık bir aylık bir süreyle okula gelmeleri sınav başarıları açısından önemli bir farkın oluşmasına neden olacaktır.Öğrenciler guruplara ayrılabilir gün ikiye bölünebilir küçük ve diğer lise gurupları bir birinden ayrılarak okula dönüş sağlanabilir. Ancak bilim kurulu tabi ki bu konuda olumlu cevap verirse. Anlaşıldı ki yüz yüze eğitim sosyalleşme, tekrar, sınava hazırlık, arkadaşlık, görsel öğrenme, araç gereç kullanımı, labaratuvar ortamında öğrenme gibi... bir çok konuda belirgin bir farka sahip. Ama her duruma karşı bu tecrübelerden ders alınarak eğitimin bu modelide iyi modellenmeli ve ani durumlarda devreye sokulmalıdır. Bu konuda DEVA PARTİSİ eğitimle ilgili yetkili birimler 1 Haziran tarihinden önce açıklamalar yapabilir ve toplumla fikirlerini paylaşabilirler. Yönlendirici olmak çok önemli. Saygılar iyi çalışmlar.

14.05.2020 00:07

1
Turgay Aytaş İstanbul , Üst Düzey Yönetici

Sayın serbest kürsü okurları ve fikirdaşlarına hayırlı ramazanlar diliyorum. Sağlıklı günler temenni ediyorum. Bir kaç fikrimi paylaşmak istiyorum. Okulların açılması noktasında MEB henüz net bir açıklama yapmış değil. Tabiki bilim kurulunun dışında hareket etmek doğru olmayacaktır. Kurulun vereceği kararlara hiç düşünmeden harfiyen uymak çok önemli. Ancak okullar konusundaki karışıklık halen devam ediyor başlangıç için 1 Haziran tarihi zikredilse de bu tarihte henüz netleşmiş değil. Bir kaç önerimi buradan sunmak isterim. Uzun yıllardır eğitimle uğraşmış bir eğitimci olarak. 1. Bilim kurulunun elindeki veriler okulların açılması açısından çok önemli. 2. Çocuklarımızın sağlığı her türlü başlangıçtan önemli. 3. Ancak Avrupa da artık birçok ülkede ana okulları dahil olmak üzere okullar açılmaya başladı bunların dikkatle izlenmesi bu verilen analiz edilmesi gerekir. 4. Özel okulların başlangıç konusunda ve velilerle yaşanacak sorunlar konusunda yaptıkları hizmetlerin iyi anlatılması çok önemli. 5.Özel okul yönetimleri basında çıkan yorumlara bağlı olarak sorunlar yaşıyor bu sorunlara çözümler bulmak gerekiyor. Şu anda halı hazırda yurt genelinde yaklaşık 15.000 civarında özel okul var burada çalışanlar okul dışı alınan hizmetler düşünüldüğünde ülke için ne kadar önemli bir kama değer oluşturdukları ortada bunların iyi irdelenmesi gerekmektedir. 6. Okulların açılması ile ilgili olarak eğer 1 Haziran tarihi olacaksa bu konuda okullara gerekli önlemlerin alınması konusunda gerekli yönlendirme yazılarının gönderilmesi çok önemlidir. 7. Çok büyük sorunlar olmayacaksa aslında bütün gruplar başlayabilir. Ancak şu şekilde bir yol haritası izlenebilir. Örnek olarak eğer bir okulda ilk-orta ve lise öğrencileri varsa ilk ve orta gurup sabahtan öğlene kadar lise gurubu öğleden akşama kadar ikiye ayrılarak okula getirilebilir. Yemek saatleri kantin saatleri ve kullanımı konusunda gerekli tedbirler alınabilir.

13.05.2020 23:51

0
Turgay Aytaş İstanbul , Üst Düzey Yönetici

Çok özür bu bügünkü mesajıma ikinci ektir Biz Deva Partililer olarak diğer siyasiler gibi çok konuşup az dinlemeyeceğiz tam tersine çok dinleyip az konuşacağız. Amatör bi psikoloğ gibi hareket edeceğiz . Eleştiri suçlama vd mavraları tolere edeceğiz.az ve öz konuşarak ikna etmeye çalışacağız hiç bi ayrım yapmadan tepki vermeden bskutluüjmuzu bozmadan hareket edeceğiz tekraren tşk ederim. Söz bi daha böyle parça parça olmayacak saygılarımla

13.05.2020 22:47

22
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsada sesini duyuramıyor. Bugüne kadar yöneticiler kendilerini saraylara kapatıp ne kadar halktan uzaklaşmışlarsa demokrasi hukuk ve adaletten o kadar ayrılmışlardır. Korku siyaseti, polemikler, yalanlar hepimizi çok yordu. Ötekileştirmeler, ayrımcılık, şucu buculuk hepimizi artık çok yıprattı. Artık birlik olma zamanı. İnsanların ayrı olmadığı, bir olduğunu haykırma zamanı. Korku siyasetine yer olmadığı, doğruların konuşulduğu, ülke, millet ve vatanın bahsi yapıldığı, önce insan olduğu anlatma zamanı. Artık açılan bu yaralara DEVA olma zamanı.. Gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin halkın üzerinde bir güce sahip olmaması demektir. Kendini halkın üzerinde gören siyasi figürler inat, halkla birlikte, halkla içiçe olmak için DEVA diyorum. Saygılarımla..

13.05.2020 22:22

1
Zafer Kara Ankara , Özel Sektör Çalışanı

Pardon bir önceki mesajıma ektir bütün bunların yanında parti içi eğitim önem arzeder.konusunda saygın otoriteler aracılığı ile tabii ayrıca da dinle devletin yönetilemeyeceğini akılla yönetilebilineceğini bilmemiz ve anlatmamız gerekiyor eğer insanlar dini referansların rehberliğinde veya dini manüpüle ederek ticaret yapar veya yapmaya kalkarlarsa kısa süre de belki kazanabilirler ama uzun zamanda hem kendilerinin ve de ülkenin kaybedeceği kesindir bunu yeri ve zamanını ve söyleme veya aktarma şeklini belirleyerek topluma anlatmak uygun olur diye düşünğyorum tekrar tşk ederim saygılarımla

13.05.2020 22:14

1
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Rahmetli Demirel in bi sözü vardı "siyasette küsme olmaz,küseceksen siyaset yapma " diye.siyaset uzun soluklu bi maratondur. Çok kaygan ve sarp yolları var.Kısa erimli siyaset olmaz.olur şahsi beklenti içerir.Bu partide görev alıp siyaset yapılacaksa eğer kişi önce kendisi ile yüzleşmesi maddi manevi ve bilgi olarak kendini hazır etmesi ve hiç bi şahsi beklentiye girmeden kararını verebilmelidir.Eğer böyle yapmazsa önce kendi üzülür şahsi hesabı tutmadığı için sonra partiye zararı dokunur ülkenin toplum yapısı muhafazakar ağırlıklı güce prim veren alışkanlıklarıyla hareket eden,normal değişime kapalı bi topluma sahibiz.bunun içinde demokrasiyi talep eden ama demokrat olmayan kesim de var.esas bunları ikna edebiliriz.küsmeden yılmadan usanmadan emek vererek parti içi vs dışı eleştiri ve Mavraları telore ederek bunu yapabiliriz. Dini ritüelleri ve değerleri değil de aklı referans alarak Söylem ve kavramlarla insanları ikna edebiliriz.ama inanca da saygılı olduğumuzu dinin bir moral değer olduğunu ve hayatı anlamlzndırdığını bilmeliyiz gerektiğinde bunu yerinde belirtmeliyiz. Kırk haramiler halka din,korku ve yalan satarak ve de devleti alet ederek halkı sindirdiler.Biz halka umut ve güven vereceğiz bu doğru ama yetmez Güçlü görünme algısını da yaratmak zorundayız.Bu da önce Genel merkez ve il teşkilatlarının hele ilk kurucularının çok çalışıp ikna yöntemini iyi kullanmaları gereklidir ayrıca da daha önceden siyasettte belirleyici roller oynamış deneyimli ve sözü dinlenir devlet adamlarının da taraflı tarafsız bu gidişatı yani kırk haramiler sistemini eleştirmelerinin sağlanması iyi olur derim.uluslararası desteğin çok önemli olduğunu fazladan belirtmiş oluyum. Hep birlikte kenetlenirsek vs de inanırsak kesinlikle bunu başarırız .ipi göğüsleriz ama erken ama geç kolay gelsin saygılarımla

13.05.2020 21:58

20
Dursun Tunçbilek Niğde , Müşavir

Öncelikle merhabalar.Üniversite Sınavına hazırlanan bir genç olarak Yeteneklerimin ve isteklerimin doğrultusunda bir bölüm seçmek istediğimde ilk baktığım iş olanakları ve maaşı oluyor.Maalesef ülkemizde bizim gençler olarak ne istediğimiz çok önemli değil.Bizler yeteneklerimiz ve isteklerimiz ile bir meslek seçip,hayatımıza güzel bir şekilde devam etmek,tatillerde dünyayı gezmek,Mezun olduktan sonra iş imkanına sahip olmak istiyoruz.Ülkemizin uluslararası bir başarısı olmasını gençler olarak çok istiyoruz.Ama bu zamanda sanırım bu pek mümkün olmuyor.Ekonomi kötü,Beyin göçü çok fazla,İşsizlik çok fazla,Üniversiteden mezun olup iş bulanlar ya düşük maaşlarda ve kötü şartlarda ya da okuduğu bölümden çok daha farklı bir alanda çalışıyorlar.Durum böyle olunca da Üniversite mezunları ya ülkeden gidiyorlar ya da istedikleri gibi çalışamıyorlar.Bu durum beni çok üzdüğünden dolayı Deva partisi olarak bu sorunlara da bir çözüm getireceğinize yürekten inanıyorum.Bu yolda ben de sizinle yürüyeceğim.Artık gençlerin de sesi duyulsun.Teşekkür Ederim.

13.05.2020 13:51

4
Berkay Güney Ankara , Öğrenci

Oncelikle sehit annelerimiz olmak uzere tum annelerimizin anneler gunu kutlu olsun. Korku siyaseti, baski siyaseti, algi yonetimi, darbe polemigi Sayin Ali Babacan ne guzel soyledi. Gelecek perspektifi sunamayanlar, umut veremeyenler korku siyaseti yapiyor diye. son gunlerde dabe olacak, listeler hazir, bizim aile 50 kisiyi goturur, bizim sitede 3-5 kisi listede, baska biri cikar cocuklariniz, hanimlarinizi bizden nasil koruyacaksiniz diye insanlari tehdit eder korku baronlari is basinda. Kirli, cirkin igrenc bir siyaset. Bu sekilde ekonominin kotu gidisini saklayacaklarini saniyorlar, bu sekilde insanlara umut olamadaklarini gizlemeye calisiyorlar. Binlerce isletme, kucuk esnas, fabrika batmis bitmis durumda, issizlik almis basini gitmis, carsi pazar ates pahasi bunlar konusulmasin insanlar korksun sinsin. Karsiliksiz para basarak, harcan tum tum yedek akceler, pansuman tedbirler. Bunlar bilinmesin, konusilmadin. Lidtelerimiz var, 50 kisiyi goturur bizim aile tehditleri konusulsun, insanlari provoke edilsin. Yapanin yanina kar kalsin, birsey olmasin. Iste bunlara karsi Deva Partisi ve Ali Babacan. Yeniden umut icin, yeniden gelecek icin cocuklarimiz, yarinlarimiz icin davamiz, DEVA' miz olsun.

12.05.2020 23:40

5
Hakan Çelebi Ankara , Mühendis

Sayın yetkili eğitimle ilgili görüşlerimi paylaşmak isterim. 1.Eğitim sektöründe kamu -özel ayrımı olmaksızın özellikle yönetici kadrolara çalışanların hakları zayi edilmeden tecrübeli işin ehli öğretmen ve idarecilerin atanabilme yolunun açılması. Özeldeki tecrübenin paylaşımının sağlanması. 2. Yabancı dil üzerinde çok etkili bir biçimde durulması öğrencilerin bir yabancı dil dışında ikinci yabancı dil konusunda eğitim almalarının alt yapı koşulları sağlanarak sağlanması. Dil belki de üzerinde en fazla durulması gereken konuların başında gelmektedir. 3. Devletin başarılı öğrencilerin yurt dışında belirli sürelerle kalıp yetişmeleri açısından burs imkanlarının genişletilmesi. 4.Okulların tümünün başarı durumlarının nitelik anlamında sıkı bir şekilde denetlenmesi. 5.Eğitimdeki birinci amacın evrensel ve kendini ifade edebilen bireyler yetiştirmek üzerine donanım sağlaması. 6.Proje üreten her okula bu konuda gerekli teşviklerin sağlanması. 7.Okulların her biri için bir başarı skalasının oluşturulması. 8. Anadolu öğretmen liselerinin tekrar açılması.Bu okulların sadece öğretmen yetiştirmesi ve bu şekilde mezun olan öğrencilerin yüksek öğretimde öğretmenlik bölümlerinde okuduktan sonra kpss olmadan direkt atanmalarının önünün açılması. 9. Yaşanan pandemi olayından sonra eğitimin özel-kamu farketmeksizin alt yapı anlamında, sınavlar anlamında bu tip süreçlere hazır hale getirilmesi. 10. Öğretmen alım kriterlerinde özellikle mülakat usullerinde değişiklik yapılması. Bazı branşlarda mülakat şeklinin daha nitelikli şekilde devam ettirilmesi. 11. Üretici okul, üretici öğretmen ve üretici öğrenci yapılanmasının okullarda yaygınlaştırılması. 12. Uluslararası yarışmalarda özellikle ulusal bilim yarışmalarına öğrenci hazırlanması bu yarışmaların sıkı şekilde takip edilmesi. 13. Özel okulculukla ilgili kurulacak yer ve gerekli maddi imkanlar konusunda yeterliliğin fiziki kuruluş alanlan seçiminin iyi yapılması.Yapılan her katkı eksik kalan kısımlara DEVA olmak için.

12.05.2020 15:53

1
Turgay Aytaş İstanbul , Üst Düzey Yönetici

Sayın yetkililer iyi çalışmalar diliyorum bir kaç konuyu paylaşmak istetim. Serbest kürsüden EĞİTİMLE konuları paylaşmak isterim. Türkiye de son on yıl içinde eğitimin araç-gereç ve bina fiziki yapısında çok olumlu gelişmeler yaşandı bu yatsınamaz. Ancak durum bu şekilde olsa da şu konuları kamu oyunun bilgisine sunmak isterim. 1. İlk basamkatan itibaren ilk-orta ve lise eğitiminde şu unsurların irdelenmesi önemlidir diye düşünüyorum. Küçük yaştan itibaren çocuğun kişisel eğitimine verilen destekleyici unsurların daha da artırılması. 2. Dil eğitiminde öğreticinin meslek verimliliği ve öğrenen üzerindeki etkisi. 3.Açılacak okulların oyun, bahçe, labaratuvar ve etkinlik alanları anlamında daha işlevsel olmaları. 4.Görsel ve deneysel eğitime verilen önemin artırılması. 5.Sınıf geçme sisteminde yapılacak düzenlemeler. 6.Tüm öğrencilerin LGS ve YKS sistemindeki merkezi sınavlara giriş koşullarının nitelik anlamında gözden geçirilmesi. 7.Okullarda eğtimde kullanılacak kitap, araç-gereç ve görsellerin önümüzdeki yeni yıllara entegre olabilecek şekilde düzenlenmesi. 8. YKS sınavlarında sınav olduktan sonra ancak tercih yapabilecek duruma gelen öğrencilerin bu aşamaya varmadan tercih konularının olabildiğince çözüme kavuşturulması. 9.Öğrencilerin tercih aşamasına gelmeden önce nitelik ve akademik anlamda yapabilecekleri mesleklere yönlendirilmeleri çalışma hayatındaki başarılarını artıracaktır. 10. Özel durumlar haricinde merkezi sınav takminin sabit hale getirilmesi. 11. Güzel sanatlar, yazılım, robotik, programlama dilleri, bilişim sistemleri. sağlık araç ve gereçleri gibi önemli alanlarda sadece bu alanlara hizmet veren nitelikli meslek okullarının açılması. 12. Bu meslek okullarında eğitici olarak görev yapacak hocaların yüksek öğretimde yetiştirilmesi ve bu okullarda görevlendirilmesi. 13. Eğitimcilerde çok çalışanın başarısının teşvik edildiği bir sisteme geçilmesi. 14. Yerel kurumların eğitimde daha etkin rol almasının önünün açılması.

12.05.2020 15:09

6
Turgay Aytaş İstanbul , Üst Düzey Yönetici

Umarım ileride hayallerimizi kendi vatanımızda kurabileceğimiz bir ülke için samimi ve başarılı bir çalışma yürütürsünüz. Gelişmiş ülkelerde de olduğu gibi kentten köye göçün teşvik edilmesi ve Türkiye'nin kırsal alanlarının doğa ile uyumlu verimli bir üretimin benimsenmesini ve böylece köylerde yaşayan insanların gelirlerinin yükselmesiyle şehirlerde ki baskının azalması ve daha modern daha yeşil ve sakin bir Türkiye hayal ediyorum. En temel kaliteli gıda ürünlerinden, yüksek teknoloji ürünlerine kadar üretebilecek bir potansiyelimizin olduğunu düşünüyorum. Bu hususta gerekli olan bütün konularda yapılması gereken reformları Deva partisinin yapabileceğini düşünmek istiyorum çünkü artık başka bir 20 yıl kayıp etme lüksümüz yok. Teşekkür ederim, iyi çalışmalar.

12.05.2020 13:32

3
Haktan Özden İstanbul , Öğrenci

Merhaba, Öncelikle hayırlı ramazanlar dilerim. Zor zamanlar geçiriyoruz, sanki boğazımız düğüm üstüne düğümleniyor. Son iki seçimdir oy kullanmıyorum. Bu duruma geleceğime inanmazdım bir vakit. Bitaraf olan bertaraf oluyor ya! AKP iktidara geldiğinde lise öğrencisiydim. Toplumun muhafazakar kesiminin üzerine müthiş baskı olduğu dönemlerdi. Tayyip Bey'e karşı sorgulanamaz bir sempati besliyordum. Hiç siyasi parti mensubu olarak kendimi değerlendirmedim ama, "Bir partiye üye olursam AKP'ye üye olurum." derdim. Hakikaten mazlum ve zayıf durumdaydık. Dualarımız muvaffak olması yönündeydi, Kim inanırdı ki "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem." diyenlerin bir gün sofralarından dalkavukları ve zalimleri eksik etmeyeceğine, ardında yığınla mazlum bırakacağına? Aldatılmış hissediyorum, üzerine titrediğimiz kutsal değerlerle, hakikatle hem de. İddiamızı, saf ve temiz duygularmızı çaldılar. Doğruluk namına sözlükte ne kadar kavram varsa içi boşaltıldı malesef. Hak, Hukuk, Adalet, Liyakat vs... Yorulduğumu hissediyorum. Eleştirmekten, karşı çıkmaktan, hakikati savunmaktan ve sonucunda yaftalanmaktan. Dar bir çevrem var kendimi rahat hissedebildiğim, Bu da sıkışmışlık hissi veriyor bazen. Bize yüzde altı derler inanmayın daha da azaldık. Sorunların en büyüğünün hukuksuzluk olduğunu düşünüyorum. Adeta söyleye söyleye Kabile Devleti'ne çevrildi ülkemiz. Kararlar sorgulanamaz şefin etrafında veriliyor. Herşey onunla anlamlandırılıyor. O iyi dediyse iyi olan birşey ertesi gün fikrini değiştirdiğinde çok kötü olabiliyor. Böyle bir devletin akıbeti aşikardır. Kabile devletinde ne adalette, ne eğitimde, ne ekonomide istikrar olabilir. Bu şartlar altında DEVA partisinin varlığının yurdumuz için bir nefes olmasını temenni ederim. Umarım iddialarınızda samimisinizdir, ve öyle kalırsınız. Saygılarımla

12.05.2020 13:17

4
Ali Ülker İstanbul , Mühendis

Öncelikle herkese iyi günler. Partimiz yeni bir parti olduğu için herşeyden önce en önemli olayın kendi içimizde güçlenmemiz olduğunu düşünüyorum . Bunun için bu serbest kürsü uygulaması çok iyi bir uygulama . Bence parti içi demokrasi meclisteki partilerin en büyük sorunu. Partide ki ortak görüşü savunmayan insanları çatlak ses ya da hain ilan ediyorlar bu da bi kısır döngü oluşup yeni fikirler ortaya çıkmamasına sebep oluyor. Bizimde şu an güçlenmek için herkesin görüşüne ihtiyacımız var.Ama umarım ilerde güçlü bir parti yapısı oluştuktan sonra da aynı şekilde parti içinde herkesin fikirlerine önem verilir.

12.05.2020 10:00

15
Ender Kılavuz Adıyaman , Tıp Çalışanı

Artık gençleri kendi inandığı doğrularına zorlayan bir zihniyetten, gençlere gerekli ve hakettikleri özgürlüğü veren bir yönetime ihtiyacımız var. Bu ülke gençlerin aklındaki yurt dışına kaçma hevesini ve avrupa sevdasını yenemediği sürece hiçbir zaman başarı elde edemez. Partisinin her yerinde özellikle genç ve bayan bulunduran, yönetimi okumuş ve ciddi başarılar elde etmiş şahıslardan oluşan bu partinin iktidarın getireceği sorumlukları ile baş edecebileceğine inanıyorum. Almanya'da doğmuş, büyümüş ve 30 yaşında 2019 senesinde Türkiye'ye temelli dönüş yapmış biri olarak, şimdiye kadar yurt dışında çok yakından takip ettiğim Mustafa Yeneroğlu Beyin de bu partinin bir parçası olduğu için çok mutluyum. Kendisinin dürüstlüğü, aklı ve insanlığı tartışılmaz dır. Yine takıp ettiğim başka isim ise Fatih Zingal Bey dir. Kendisini DEVA partisine kazanmak birçok genci kazanmak anlamına gelir. Kendisine güvenim sonsuzdur ve Mustafa Bey gibi Fatih Bey de birgün yanlış giden şeylerin farkına varacak tır.

12.05.2020 06:12

4
Bilal Koç Ankara , Bilim İnsanı

Yerel örgütlenmesini henüz neticelendirmemiş bir parti için söyleyeceklerim aceleci olarak değerlendirilebilir ancak kurucular kurulundaki gençleri de göz önünde bulundurarak halkla sıcak temas hususunda noksanlık olduğu kanaatindeyim. Bir Yeni Demokrasi Hareketi sendromu daha yaşanmaması için CVlilerin, meraklısına temas etmesi gerekiyor. Bu hususta daha yaratıcı olunabileceği kanaatindeyim. Her ne kadar pandemi süreci temasa engel bir durum olsa da e-temas olarak nitelendirilebilecek bir çok aygıttan yararlanılabilir. Partiyi anlatmaya henüz başlamışken, bir yandan da anlamak için partideki gençlerin, bilhassa kurucular kurulundaki gençlerin en azından sosyal medyada daha fazla insan merak etmeleri gerektiği kanaatindeyim. Belirtmek isterim ki, özellikle serbest kürsü fikri cazip ise de, serbest kürsü fikrini mikrolaştırarak, küçük şehirlerde her şehre, büyükşehirlerde ise her ilçeye-özel bir parantez açılarak-, kentin sorunlarının ve çözüm önerilerinin, kent ile ilgili hayallerin paylaşılabileceği, güncel politikaya dair her türlü görüş ve önerinin paylaşılabileceği ve en önemlisi de yerel örgütlerde siyaset kodamanlarından bana yer kalmaz ön kabulü dolayısıyla fikrini/hayalini beyandan imtina eden ancak Deva Partisi'ni de merak eden kalabalık bir genç topluluğa e-forumlar yoluyla ulaşılması gerektiği kanaatindeyim. Malum ulaşımın iki yolu mevcut. Birinci yol halkın partiye geldiği yol iken ikinci yol partinin halka gittiği yoldur. Türkiye siyaset tarihinde başarılı olmuş partilerin tamamının ortak paydası partinin halka gitmesidir. Serbest kürsü ile ulaşımın klasik/basit yolu seçilmiş. Sosyal Medya reklamları/yönlendirmeleri ile sadece merakı olanın bir de ilgisini çekmek, ilgisi olanın bir tık ile fikrini almak, fikrini aldığının ortaklaşmasını sağlamak için serbest kürsünün öncelikle meraklısına ulaşmasını sağlamak gerekir diye düşünüyorum.

12.05.2020 00:50

29
Hasan Yavuz Batman , Avukat

Düşünme vaktidir. Söyleme vaktidir. Yazma vaktidir. Mücadele vaktidir. Çalışma vaktidir. İstişare vaktidir. Muhabbet vaktidir. Dürüstlük vaktidir. Karşılıklı saygı vaktidir. Eşitlik vaktidir. Hakkın, hukukun, adaletin ve demokrasinin savunulması vaktidir. İstikbal ve istiklal vaktidir. Hürriyet vaktidir. Vicdanın vaktidir. Derde DEVA vaktidir.

11.05.2020 21:29

24
Mehmet Engin Doğan Ankara , Yönetici

ÇÜRÜMÜŞ YARGI SİSTEMİNİN BİR PARÇASI OLAMADIM! “Çürümüş bu yargı sisteminin Bir parçası olarak kalmak, Bozulan yargı sistemini düzeltmek Artık imkansız hale gelmiştir!” Maalesef ki Türkiye’de Hukuk, Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar Hukuk krizine girmiştir. “MAHKEME KARARLARI BİZZAT MAHKEMELER TARAFINDAN UYGULANMADIĞI BİR SÜRECİ YAŞAMAKTAYIZ. YARGI İSE VİCDANINI KAYBETMİŞ TÜM İRADESİNİ BİR GÜCE TESLİM ETMİŞ DURUMDADIR. TÜRKİYE'DE YENİDEN BİR HUKUK DEVLETİ KURMAK, Yargı bağımsızlığını tesis ederek Yeni bir hukuk sistemi inşa etmek gerekir. ÇÜRÜMÜŞ BU YARGI SİSTEMİNİN BİR PARÇASI OLARAK KALMAK, BOZULAN YARGI SİSTEMİNİ DÜZELTMEK ARTIK İMKANSIZ HALE GELMİŞTİR.” Zaten uzun zamandır Hak Arama hürriyeti DERİN DONDURUCUYA BIRAKILMIŞTIR. "AK-P İKTİDARININ YARGIDA YARATMIŞ OLDUĞU EROZYON İNANILMAZ BOYUTLARDADIR! TÜRKİYE'DE YARGIÇLAR O KADAR ÇOK SİLİKLEŞMIS O KADAR İKTİDARA BAĞIMLI HALE GELMİŞTİR Kİ BU DURUMU KABULLENMEM MÜMKÜN DEGİLDİR! Yargiclar ve Savcilar Kendi kişiliklerini ortaya koymaktan Öyle uzak bir noktaya geldiler ki Bir Hukukçu olarak Bundan üzüntü ve elem duymaktayim! İradesini kullanamayan bir yapı ortaya çıkmıştır Bu Cok ama çok tehlikeli bir Durumdur Hitler, Alman yargıçlarına, ‘KARAR VERİRKEN BENİM YERİME FÜHRER OLSAYDI HANGİ KARARI VERİRDİ DİYE DÜŞÜNECEKSİNİZ ve ONA GÖRE KARAR VERECEKSİNİZ!" diyordu Türkiye’de Cok az sayidaki Yargıçlari tenzih ederek Yargic larin biraz bu mantıkla hareket ettiklerini müşahede etmekteyim! BİZİM YERİMİZDE MEVCUT SİYASİ İKTİDAR ya da ADALET BAKANLIĞI OLSAYDI HANGİ KARARI VERECEKSE, BİZ DE O KARARI VERELİM DİYORLAR!..” Bu Durum yargı için Çok acıklı bir durumdur! Bir an önce Anayasa mizda da Yer Aldığı şekliyle Hakimlik Teminatı sağlanmalı Yargıya güven tazelenmelidir! Yoksa Hukukun Adaletin Olmadığı Bir Memlekete yabancı Sermaye niye Gelsin?

11.05.2020 21:22

0
Turgut Yenilmez İstanbul , Avukat

Sn. Genel başkanım ,DEVA partisi kurullarının kıymetli başkanları ve DEVA partisinin hizmet aşkını gönüllerinde hisseden benim gibi gönüllü olan değerli gönüldaşlarım hepinizi saygıyla mühabetle selamlıyorum. Kıymetli Deva ailesi bugün size Türkiyede var olan ancak kimsenin seslerini duymadığı 500bin iktisadi idari bilimler fakültesi(İİBF)nde mezun olan kardeşlerimizin sıkıntılarını taleplerini sizlere aktaracağım. İİBF mezunları yıllarca okuduktan sonra mezuniyetlerinin ardında kamuda istihdam edilmek için kpss'ye ciddi manada hazırlanıyor. Kpss'de yüksek puan almaları yetmiyor alınan yüksek puanların ardında kamu kurumları kendileri için kaç tane personel alacaksa ona göre sınav ilanına çıkar, yaklasık bir yıl emek veren genç kardeşlerim kpss maratonundan sonra sınavların tek merkezde yapıldığı Ankaraya gidiyorlar. Tabi bazı kardeşlerimizin cebinde parası olmadığı için çoğu sınava gitmiyor bile.. bu sınavlardanda başarılı bir şekilde geçen kardeşlerimizi bekleyen en önemli sıkıntı başlıyor.. MÜLAKAT sistemi dediğimiz, liyakatin,eşitliğin,hakkın,hukukun olmadığı, adam kayırmanın eş dost ahbap ilişkisinin olduğu bir sistem haline gelen mülakatlarla genç kardeşlerimizin emeği çalınıyor. Sınavda 97.98,.. aldığınız puanın bi hükmü yok orda istediklerini seçiyorlar ve objektif hiç bir kriterde yok.bir diğer sıkıntıları güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hiç bir hukuki alt yapıya bağlanmadan yapılması ve kişilerin güvenlik soruşturması ve arşivaraştırması hakkında itiraz hakkının bile olmayışıdır.vatandaşın amcası eniştesi halası kardeşi daha önce fetö ile ilişkili veya iltisaklı olduğunu belirterek bunlar hakkında olumsuz dosya hazırlanıyor.. cezaların şahsiliği ilkesi ne yazık ki işlemiyor. Gençlerimizin önünü açalım, emeklerine sahip çıkalım Malesef iktidar partisi gençlerimizin emeğine ideallerine sahip çıkamamıştır. DEVA partisi olarak 500bin işssiz İktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarının yanında olacağınıza inancım tamdır.

11.05.2020 20:49

1
Hakan Aktepe İstanbul , İş İnsanı

Selam ülkemiz için daha çok çalışacağımız DEVA lı güzel günlere.Arkadaşlar sizede itici geliyordur eminim takım elbise yi giyen iktidar partisinden kim varsa vatandaşa iki üç perde üstten bakması ve samimiyetsizliği.İnanın konuştuğum görüştüğüm insanlar takım elbiseli görünce kaçmaya başlıyoruz diyor.Bir hor görülme veya ezilme veya ezecek hissi gibi diyor insanlar ünüforma gibi geliyor artık bize diyorlar.Tabi burda şunu da unutmamak lazım Mevlana nın dediği gibi Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, Nice elbiseler gördüm içinde insan yok, sözünüde unutmadan insanlara doğru olanı yalansız olanı ve onunla birlikte olduğumuzu onun yanında olduğumuzu hissettirirsek gönülleri kazanan biz oluruz.Tek yapmamız iktidarın kısır döngüsüne takılmadan onlarla kısır alışagelmiş tartışmaları yapmadan insan odaklı kim olursa insanca yaklaşıp dertlerine DEVA olmak olmalıdır.Saygılarımla

11.05.2020 15:02

3
Ömer Kaya İzmir , Serbest Meslek

Yeni bir yola çıkdınız öncelikle hayırlı uğurlu olsun ömrünün nerede ise elli yılını ülke siyasetinine alakalı ve duyarlı olarak geçirmiş biri olarak belki dikkate alırsınız umuduyla birkaç görüş aktarmak istiyorum. Birincisi bu mevcut sistem (düzen) içerisin de bugüne kadar olageldiği gibi ufak tefek rutuşlarla kitlesel bir destek sayısal bir üstünlük elde edebilir hatta ikdidar olabilirsiniz bu durum sizleri olmasa bile size inananları hayal kırıklığına uğratacağı şüphesizdir . Onunun için köklü revizyonist uygulamalar gerekmektedir bunun için en hayatı iki husus eğitim ve adalettir din, ırk, mezhep vs gözet meksizin geniş bir konsensusla bugüne kadar ortaya konulan uygulamalar bir kenara bırakılarak bu iki husus insani esas alan düzenlemelerle toplumun kabuluna sunulmalıdır saygılarımla .

11.05.2020 15:00

0
Kemal Sağır Antalya , Esnaf

merhaba partinin alternatif medya veya tv kanallarında yapılan canlı yayınlarında genel başkan sn: Ali babacan kurucular ve parti yönetim kadrosu ve miletvekili, sn: M. yeneroğlu düzeyinde katılımları gözlemliyor izliyor takip ediyorum. 9 mart 2020 tarihinde partinin kuruluşu gerçekleşmişti,dünyada ve ülkemizde 1 ci gündem maddesi olan corona virüsü halen gündemin birinci maddesi olmaya devam etmekte dolayısıyla parti temsiliyeti açısından çıkılan canlı yayınlarda bazen deva partisinin kuruluşuyla kamuoyunda istenen ivmeyi ve beklenen heyecanı yaratamadığı gibi görüşler moderatör ve program yöneticileri tarafından soru şeklinde veya görüş olarak ortaya konulmaktadır,çok ciddi bir salgına denk gelen bir parti kurulum tarihi ve fiziken çalışmayı etkileşimi imkansız hale getiren bir salgına denk gelmesine rağmen kuruluştan bu yana sadecer 2 ayın geçmesi göz önünde bulundurulduğunda başarısı azmi ortada olan ve emin adımlarla yürümekte olan bir parti için bu iddiları ortaya atmak bu tarz sorular yöneltmek manipülasyon ve algı yönetiminden başka birşey değildir,dolayısıyla bu tarz morel bozucu söylemlere itibar edilmemesi gerektiğini izlenen yöntemin ve ilerlemenin çok doğru yönetildiğini düşünmekteyim. Komisyonları oluşturulan ve görüşmeleri başlanan il ilçe teşkilatlarının kurulum çalışmaları yereldeki örgütlenmeleri oluşturacak komisyonların oluşumunun çok isabetli olduğu görülmektedir,oluşacak il ilçe teşkilatlarında yer alacak kadroların deva partisinin yereldeki ve genel anlamda ki başarılarını yüzde yüz etkileyeceğinin teşkilat oluşturma komisyonları tarafından bu hususun göz önünde bulundurulacağına inanmaktayım. il ilçe teşkilatlarında kendine birikimine güvenen zamanının gerekirse tamamını ayırabilen yaşadığı ilin ilçenin problerine hakim olan yerel medyada partinin değerlerini dile getirebilecek,partinin programına uyumlu ve fakat kendi özgün siyaset üretme tarzını çalışarak ortaya koyabilecek kadrolardan oluşmasını temmenni ederiz,saygılar iyi çalışmalar.

11.05.2020 14:49

1
Abdullah Sütpak Şanlıurfa , Yönetici

Herkese Merhaba Partinizin tüm çalışmalarını şu an için online da olsa dikkatle takip ediyorum.Umarım bahsedilen DEĞERLER en kısa sürede devletimizi ve milletimizi kalkındırmak için gerekli mecralarda uygulanan DEĞERLER olur. Anayasa konusunda bir kelam etmek istedim nacizane olarak. Mevcut anayasaları yapanlar genelde bürokratlar yada askerler olmuştur ülkemizde bunun sonucu olarakta bazı şuçlar bazılarından farklı cezalandırma sistemi mevcuttur.Bunu değiştirmenin gerekliliğini şöyle anlatabiliriz sanırım millete. Cezaevlerinde neden fikir suçlularına af gelmesi veya affedilmesi düşünülmezken toplumu derinden yaralayan hırsızlık,rüşvet,adam öldürme gibi suçlara af gelir sürekli. Sebebi basittir. Kanunları yapan bürokratlar kendilerine düşman görükleri kişileri dışarı çıkartmak istemezler çünkü korkarlar insanın fıtratı gereğidir. sizde olsanız aynısını yapardınız. Ancak kanun yaparken hırsız mağdurunu, oğlunu kaybetmiş bir anneyi, yada tecavüz mağduru birini işin mutfağına davet eder ve ondan fikir alırsanız işte o zaman toplumun tümünün kanayan yarasına melhem olan bir ANAYASA oluşturmuş olursunuz. Yoksa bürokrat kendine göre asker kendine göre yasa çıkartır. İşte bizim bu ülkeye vermemiz gereken anayasa her kesimin yarasına melhem olabilecek bir ortak akıl olmalıdır. ve bu anayasa oluşturma sisteme bağlanmalıdır ki ilerde bu sistem tekrar bürokratların eline geçmemelidir. 2.olarak şu an ki hükümetin yaptıklarını milletimize anlatırken kullanabileceğiniz bir örnekleme yapabilirim. VR(sanal gerçeklik) gözlüğü takmış birine dışardan bağırarak ne anlatsanız boştur çünkü o gördüğüne inanır. Onu ikna etmek için gözlüğü taktığı sırada dışardaki kişilerin onun cebinden para aldığını video çeker ve sonra o kişiye izletirseniz ancak size inanır. Yani siz veriler ile kişilerin gerçek hayatını etkileyen olayları(ekonomik-kültürel vs) hikayelendirerek kişilerin gözlük dışındaki gerçek hayatlarını onlara inandırabilirsiniz.Böylelikle VR gözlüğün büyüsü bozulur.Selamlar

11.05.2020 14:00

1
Mehmet Akif Kuşaslan İstanbul , Yönetici

Selamün aleyküm. Sizlerle Türkiyemizin hala aşamadığı ve sürekli olarak gündemde olan bir konuyu paylaşmak istiyorum. Türkiyemiz 83 milyonu bir yürek olan ve içinde Türk Kürt Arap Laz Çerkez hep beraber yaşayan büyük bir milletiz. Fakat kardeşlerim aralarımıza nifak tohumu eken kişi veya kişilere izin vermeyelim. Eğer izin verirsek biz birbirimize düşeriz ve asla kazanan çıkmaz. Özelliklede batıdan doğuya veya doğudan batıya okumaya çalışmaya her ne sebeple gelen olursa olsun asla dışlamayalım. Üniversite yıllarımda memletimden uzak bir yerde okudum. Başlarda herkesle güzel sohpetler arkadaşlıklarımız vardı taki benim Doğudan gelen Kürt biri olduğumu öğreninceye kadar sürdü bu sohpetler muhabbetler. Öğrendiklerinde ne mi oldu söyliyim sizlere önce birbir uzaklaştılar sonra konuşmamaya başladılar peki sonra mı bu kürttür bu teröristtir dediler bana karşı durdular tabi tek bana karşı değil diğer kişilerede kimlere mi dünyaya Türk olarak doğmayan herkese karşı bu tavrı takındılar. Kendilerine yakın gördükleri Hocalara da anlattılar sonra mı keyfi dersten bırakmalar başladı olsun dedik memleketimizin huzuru kaçmasın dedik ama nereye kadar güzel insanlar kimse bu dünyaya Türk Kürt veya başka birşey olacağını bilerek gelmedi. Lütfen duyarlı olalım. Ha bide bunu siyasete alet etmeyelim. Benim partimiz çatısı altında bulunan bütün başta Sn. Ali Babacan Başkanımız olmak üzere diğer başkan üye ve gönüllü kardeşlerime ricamdır bu saçma ayrımcı kutupsallaştırıcı bakışı zihniyeti yok edelim hep beraber inşALLAH. Son sözümüz olarak NE MUTLU ÜMMET-İ MUHAMMEDİM olsun. ALLAH hepimizden razı olsun. Teşekkür ederim.

11.05.2020 03:13

14
Umut Can Demirel Diyarbakır , Mühendis

Öncelikle Herkesin Ankara'da Dayi'si Amca'si Sayesinde Her İşini Halledicek Bir Parti Olmadiği İçin Öncelikle Çok Mutluyum. Sayin Ali Babacan'i Ekonomi Yıllarından Taniyan Takip eden Birisi Olarak Bu Parti'ye Karşiliksiz Gönül Veren Birisi Olarak Öncelikle Deva Partisinin Kurucuları İle Sayin Genel başkani ali Babacan'a Selamlar Saygılar. Öyle Bir Ülkedeyiz ki Öyle Bir Nimet İçerisindeyiz ki Bu Ülkenin Nimetlerinden Faydalanmak Aslında Çoğu Ülkenin Önüne Geçmek Demek 1) Tarimi Kendi Kendine Yeten Ülkeden Başlayip Herşeyi İthal Eden bir Ülke Konumuna Geldik. Öncelikle Bize Çok geniş Bir Kapsamli Anayasa Lazim Artik Kenan Evren Yasasından Kurtulup Özgürlükçü Bir Anayasa Yapmamız ŞART. 2) Bizim Siyasi Partiler Kanununu Değiştirip En Başta Şu Bana göre Antidemokratik Olan %10 Barajını Kaldırmamız Lazım Ne Yazık ki Suana Kadar Gelen İktidarlarin Gelmeden Önce Parti tüzügune Yazdıgı Ama ıktıdar Olduktan sonra Kenara attiği Bir söz Olarak Kalıyor. 3) Hukukun Üstünlüğünü sağlayıp Gerçekten Herkesin Eşit adil Yargı Almasını Sağlamak 4) Avrupa Birliği Norm larını Faz larını Tekrar Gözden Geçirip Ne yapmak Gerekıorsa Yapmak Lazım 5) Kavgaci Ötekileştirici Bir Siyaset Tarzi İle yürümemek Yapmamak. 6) Din İle Siyaseti Birbirine Kariştirmamak Siyasetimizi Camilere Taşimamak. 7) Artik Ülke Olarak Şatafat İsrafi Engellemek Bütçemizi Daha doğru Kullanmak Ülkemizin Refahına Daha Fazla Katkı Sağlamak 8) Ünıversitelerimizin Dünya Sıralamasına Girmesi İçin Çabalamak Eğitim Kalitemizi artirmak Her sene Yeni Bir Sistemle Ortaya Çikmamak Ve En Önemlisi Bir Gecede Prof. Lari Doçent Prof Yapmamamız Lazım. 9) Demokrasiyi Hiç Bir Yerde Engellememek Karşi Görüşün Olsa Bile Dinlemek Demokrasiyi Otokrasiye donuştürmemek lazım. 10) Sosyal Devletin Gereğini Fazlasıyla Yapıp Ülkemizde Hiç Bir Aç Sokakta Yatmayan İnsan Bırakmamak. Nacizane fikirlerim Şimdiden Okuma Zahmetine Katlanan Arkadaşlarima Teşekkür ediyorum Kalın Sağlicakla Her Derdimize Deva Olmak Umuduyla...

11.05.2020 02:57

708
Doğan İzgi Batman , İş İnsanı

Öncelikle cümleten selamün aleyküm. Birbirinden farklı güzelliklere sahip güzel memleketimizin kıymetini bilmeyip var olan güzellikleri sadece kendi nefisleri için harcayan kişi kurum ve kuruluşları kınıyor ve sözlerime bu coğrafyanın en büyük yarası olan Eğitim hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Eğitim gibi güzel bir dünyayı sadece okul yapmak ile üniversite açmak ile kontenjanları artırmak sanan zihniyete artık dur deme vakti gelmiştir. Biz okul hayatımız boyunca önümüze ne çıkacağını bilmeden yaşadık.Yok milli eğitim bakanlığı ne diyecek ne yapacak acaba milli eğitim bakanı değişirse sınavlara ne olacak diye diye öğrenmeye ve öğretmeye vakit bulamadık.Yeni neslin böyle olmasını istemem ve belli çizgileri olan bir yeni eğitim sistemi şart ve bunu İNŞALLAH bu çatı altında bizler yapacağız.Öğrencilerin yarış atı gibi çalışmak zorunda olmadığı bilgi beceri ve yeteneğine göre kendi okumak istediği bölüm okutulmasını sağlamalıyız.Yoksa Fen bilen Sağlıkçı Matematik bilen Mühendis Türkçe bilen Öğretmen olmak zorunda kalacak. Ve yine öğrenciler üzerinden hocaların kendi egolarını tatmin eden eğitimciyi eğitim sahasında görmek istemiyoruz. Ve yine büyük bir sorun olan eğitim ve öğretim eşitsizliği öğrenciler üzerinde büyük yaralara sebep olmaktadır.Milli Eğitim kurumu okulların ilk orta lise üniversitelerin karşısında büyük güç olan özel okul kolej özel üniversite öğrencilerin aynı sınava alarak aynı başarı beklenmeside çok saçma bunun önüne geçilmelidir. Ve yine eğitimde ayrımcılık en büyük sıkıntılarımızdandır.Nasıl mı ? Sakal bırakan erkekle bırakmayan erkeğe farklı gözle bakılmamalıdır. Yine küpe takan bir erkekle takmayan erkeğe farklı anlam yüklenmemelidir. Ve yine açık bir kadın ile Çarşaflı veya kapalı bir kadına farklı gözle bakılmamalıdır. Üniversite çatıları altında binlerce gence hocanın kendine göre algı yaratıp o algıyı dayatması kabul edilemez.Öğrenciyi kendi görüşünde mi değil mi değerlendirmesini yapıp öğrenci bırakılıp geçirilemez.Teşekkür ederim

11.05.2020 02:47

22
Umut Can Demirel Diyarbakır , Mühendis

Türkiye'de özellikle "Cumhurbaşkanlığı" sisteminden sonra iki kutuplu siyaset anlayışıyla birlikte kimse kendi görüşlerini savunamaz hale gelmiştir. Bir tarafta %40'lık bir tabana sıkışmış cumhur ittifakı, diğer yanda %30'lu sayıları bulan millet ittifakı ve işin sonunda gelecekle ilgili tek bir proje sunmadan ve özellikle bazı siyasi sloganlar ve ideolojilerin içine sıkışmış bir siyaset anlayışı. Bütün partilerin yapılarında yer almış biri olarak, toplumun yarısını oluşturan kadınların, geleceğin mimarı olacak olan biz gençlerin partilerde yeterince temsil edilmediğini ve aslında partinin vitrinini süslemek için kullanıldığına da çok kez şahitlik ettim. Ancak biliyorum ki bugün, Türkiye'nin her yerinden belki farklı dilleri konuşuyor olsak bile, birbirimizin inandığı değerlere inanmıyor olsak bile, biz bu topraklarda ne başardıysak, ne kaybettiysek beraber yaptık. Bugün Demokrasimizi, aklımızı, vicdanımızı ve birlikte farklılıklara saygı duyarak yaşama sevincimizi kaybetmemeliyiz. Beraber olmak ve Anadolu'nun her karış toprağında DEVA Partisi'ni anlatmak için sabırsızlanıyorum. Gençlere, kadınlara ve bütün vatandaşlara selam olsun...

11.05.2020 01:29

4594
Alihan Filicioğlu Sakarya , Öğrenci

Bir umut olup umudun yeşertildiği sen ben değil biz denilen; istihdamın fazla olduğu mutlu mesut insanların yaşadığı bir ülke özlemle.... Umudun diri tutulması dileğimle selam ve saygılar

11.05.2020 01:24

25
Veysel Çakıroğlu Erzurum , İşçi

Okumaya Devam Edin

Sayfaları aşağıdan numara seçerek geçebilirsiniz.