Serbest Kürsü

SORUYORUM!!!!!! BÜYÜK DEPREME METRO HAZIR MI? MARMARAY HAZIR MI? AVRASYA HAZIR MI? VİYADÜKLER VE TÜNELLER HAZIR MI? KÖPRÜLER HAZIR MI?

28.02.2023 / 11:15

11

Yaşadığımız Büyük afetin arefesinde, bölgede halkımız perişan halde yardım beklerken, özelikle, barınma ve çadır sorunu yaşarken, acil önceliği, vatandaşlarımızdan topladığı bağışlarla, Çadır üretip, bölgeye acil sevk etmesi gereken, Kızılay Kurumu, öğrendiğimize göre, Başkanının, bilgisi dahilinde, Çadır satışı yapılması, vicdanları son derece yaralamıştır. En kara günümüzde, ortaya çıkan bu durumu, Toplum asla kabul etmez ve unutmaz! Allah yardımcımız olsun...

28.02.2023 / 09:20

13

vatandaş olarak güvendiğimiz ne kadar kurum varsa siyasileştırılmiş kızılay ülk tarihinin en zor dönemlerinde halkın gövenini kazanmış bağış yaparken içi rahattı vatandaşın bağışlarıyla ve vergileriyle halkın zor günlerinde yanında olmuş kurum holding aş olmuş. kızılay holdingleşirken devletin kurumları teker teker özeleştirilmiş afette bile para kazanaçcak kadar zalimleşmiş . bütün bunlar olurken hükümet 85 milyonu ters köşe yapmış halkın avukatlığını üstlenen muhalefeti atlatmış . haluk lavent olmasa konu gündeme gelmiyecek halk uyutuldu ancak muhalefet ne yapıyor tank palet fabrikasından daha önemli olan kızılay holdingleşirken sadece kızılay değil yandaşlarda holding sahibi olmuşlar bundan iy,si şamda kayısı sermaye olmadan holding genel müdürü olmak bu olsa olsa ülkemizde olur çadırı afetzedeye satan kanımızıda satıyormu acaba merak ettim. kızılay nerede diyene hakaret edenler boşuna bağırmamış suçu bastırmak için hakaret ediyorlarmış meğer. afrikadaki kabile yönetiminde bile bağışlarla büyüyen kurumun halkın haberi olmadan ticarethaneye çevrilse sorumluyu taşa tutarken . muhalefetten çok cılız seslerin çıkması doğrusu şaşırttı. hiristiyan alemi kızılhaç böyle bir rezalete bılaşsa ne olur ascaba .. dsaygıyla

27.02.2023 / 20:12

1

Ülkemizin içerisinden geçmekte olduğu zor ve bir o kadar da meşakkatli şu günlerde, asıl üretilmesi gerekenin fiziki olarak enkaz altında kalan vatandaşlarımız ile birlikte, yaşanan afetin psikolojik travmasının etkisinde kalan tüm ülke için moral motivasyon ile birlikte geleceğe umutla bakabilecek bir ortamın sağlanmasıdır. Bir ülkenin idare edilmesi noktasında ana dinamik olan siyaset kurumu ve bu kurumun aktörleri öncelikle, düşünsel bazda halkın beklentilerine cevap verebilecek bir iklimi oluşturmak zorundadır. Bununla birlikte yaşamın vazgeçilmez parçası olan ekonomik istikrarı sağlamak ve bu noktada vatandaşın kafasında soru işareti bırakmayacak şeffaf ve rasyonel atımlar atmalıdır. Siyaset sadece muktedir olabilmek, elde edilen gücü hiçbir şekilde kaybetmemek adına yapılmamalıdır. Siyasetin öznesinde sadece halk olmalı ve siyaset kurumu halk ile kucaklaşmalı, bütünleşmelidir. Kendisini halkından izole eden ve farklı bir yerde konumlandıran siyasetçiler, toplum ile arasında derin uçurumlar oluşturur ve ülkenin bu düzlemde hak ettiği yere gelmesi mümkün değildir. Belki de bilinçli olarak istenen de budur? Statlarda ortaya çıkan tepkiler, münferit eylemler olmayıp, toplumun büyük çoğunluğunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yaklaşımlar olabilir. Tam bu nokta da siyasi aktörlerin bu yaşananlara şiddetle tepki göstermesi ve yasaklama gibi güncel refleksler ortaya koyması yerine, bu tepkilerin arka planında yatan gerçeğin sorgulanması, toplumun bu noktaya nasıl ve ne şekilde geldiğinin araştırılması, ola ki; art niyetli ve militarist bir tutum içerisine girilmişse sorumlularının hukuk nezdinde tespit edilerek gereken yasal sürecin başlatılması gibi daha evrensel bir tavır sergileyebilirler. Toplum kendisi ile barışık, arasına mesafe koymayan, aynı görüşü savunmadığı için ötekileştirmeyen, siyasi ikbal yerine toplumsal mutabakatı önceleyen bir siyaset kurumu özlemiş durumda. Bu özlemin en kısa sürede gerçekleşeceği ümidiyle; Saygılar sunuyorum.

27.02.2023 / 11:50

3

Sayın Başkanım istanbulda yaşayan bir kişi olarak Istanbul ölçeginde problemlerin halledilmesinde bir İstanbul koordinatör Bakanlıgı tesisini gönülden bu şehre ve ülkedeki rolüne uygun lsan bilen hukuk ve iş tecrübesi olan diger bakanlıklarla koordinasyon içinde çalışan ve istanbula deger katacak koruyacak geliştirecek ve vizyonu ile örnek teşkl edecek bir çalışmayı ortaya koyacak bakanlıgı ciddi şekilde düşünmeniz ve teknlif ederek hayta geçirmenizi rica ederiz. Saygılarımızla

26.02.2023 / 18:09

1

Altılı masa yada on altılı masa hiç fark etmez, Yeni Anayasa Konusun da ne kadar samimisiniz ? - siyasi partiler yasası değişecek mi? ( Delegeler, üyeler mi lideri seçecek lider mi bunları atayacak ? tabandan tabana liyakat ve seçilerek gelecek yöneticilerin, siyasetçilerin, her türlü yetkin insanın önü açılacak mı ? ) - Üniversiteler kanunu değişecek mi ? - Kanunlarımızdaki anti demokratik, olanlar ayıklanacak mı ? - İhale kanunu değişecek mi ? - İnsan, Yer altı ve Yer üstü kaynaklarımızın etkin değerlendirilmesine yönelik üretim odaklı somut ekonomik programlarınızı seçimden hemen sonraya başlatacak hazırlıklarınız var mı ? - Eğitime ayrılacak bütçe birinci öncelik olacak mı ? Tüm yayınlar ve internet üzerinde ki kısıtlamalar kalkacak mı ? İnternet dar gelirli kesimler için süvbanse edilecek mi ? vs.vs.vs..... ÜLKEDE HER KONUDA SEFERBERLİĞE İHTİYAÇ VAR. LÜTFEN EYLEM PLANLARINIZI SOMUTLAŞTIRIN ANLAŞILIR, KISA NET MESAJLAR, SLOGANLAR VE VAADLERLE SIK SIK İLETİŞİM ARAÇLARI ÜZERİNDEN HALKA DUYURUN. AKSİ HALDE MEVCUT İKTİDARAN DAHA FAZLA KONUT, DUBLE YOL, VS BETONA DAYALI GÖZ BOYAMA VE OY ÇALMAK İÇİN YAPACAĞINIZ KAMPANYALARA AİT HİÇ BİR VAADİNİZ BİZİ İLGİLENDİRMİYOR.

25.02.2023 / 14:46

0

Ben, hiçbir siyasi kurumla bağlantısı olmayan emekli bir akademisyenim. 70 yıla yaklaşan yaşamım boyunca toplum yararına sayısız çalışma yaptım ve kitaplar yazdım sağlığım elverdiğince de bu çalışmalarımı sürdüreceğim. Cumhurbaşkanı Adayı üzerinde anlaşmak için çaba göstermeden önce önerimi dikkate almanızı önemle arz ederim. Kanımca tüm tarafların aradığı özellikleri taşıyan bir aday, yaşadığımız deprem felaketi sırasında ortaya çıkmıştır. Bu kişi, Deniz Yavuzyılmaz’dır. Kendisi yaşadığımız deprem felaketi sırasında yüksek insani değerlere sahip, eğitimli, genç ve enerjik olmanın avantajını kullanarak kararlılıkla inandığı doğruları savunan ve hayata geçirmek için olağanüstü çaba gösteren bir kişi olduğunu ispatlamıştır. Bilime inanan ve insana değer veren, vicdan sahibi hiç kimsenin aksini düşünecek olduğunu sanmıyorum. Seçimlerin büyük hayati öneme sahip olduğunun bilincinde olan herkese, en akılcı Cumhurbaşkanı Adayının Deniz Yavuzyılmaz olduğunu bir kez daha bildirmek istiyorum. Saygıyla,

24.02.2023 / 21:46

0

Anadolu’daki Siyasi/Ekonomik/Sosyolojik/Kültürel/Etnik/Zihniyet Fay Hatları: 1. Seküler (laik) sistemi benimsemiş kesimler ve seküler (laik) sistem karşıtı kesimler. 2. Kırsalda, köylerde, kasabalarda yaşayanlar ile şehirlerde uzun süreden beri yaşayanlar, şehirlere uyum sağlıyanlar. 3. Eğitimlerine orta okul/lise seviyesinden sonra devam etmiyenler ile yüksek okul/meslek eğitimi alanlar.4. Arabesk müzik ile klasik müzik dinleyenler.5. Kitap okuyanlar ile kitap okumayanlar.6. Değişime açık olanlar ve değişime kapalı olanlar. 7. Aydınlara-mürekkep yalamışlara şüphe ile bakanlar ve aydın (okumuş) kesim arasındaki kırılgan fay hatları.8. Demokrasiyi özümsemiş ve demokrasi karşıtı kesimler.9. Çoğulcu demokrasi ve çoğunlukçu demokrasi arasındaki fay hat kırılması.10. Risk alabilen, inisyatif sahibi ve girişimci ruhu/zihniyeti olanlar ile risk/inisyatif almıyanlar. 11. Zihniyet farklılıkları arasındaki fay hattı gerilimleri.12. Üst gelir grubu ile diğer gelir grupları arasındaki uçurum.13. Uzlaşma kültürünü benimsemişler ile uzlaşma kültürüne uzak kalanlar arasındaki fay hatları.14. Ve diğer kırılgan fay hatları. KILIÇDAROĞLU BEYEFENDİNİN ŞANSI ÇOK AZ. Yukarıda özetlenen kırılgan fay hatları dikkate alındığında, K. Kılıçdaroğlu Beyefendi eğer Cumhurbaşkanı adayı olursa, (özellikle Alevi - Sünni - Şafi) fay hattı (mezhepsel fay hatları) nedeniyle ŞANSI ÇOK AZ. Kılıçdaroğlu yüzde 51+ oy ile seçilemez. LİTMUS TESTİ: Gidin Selçuklu çoğrafyasına, Karadeniz bölgesine, Tokat’a, Çorum’a, Adapazarı’na, Kocaeli’ne, Kütahya’ya, Afyon’a, Kırıkkale’ye, Nevşehir’e, Niğde’ye, Osmaniye’ye, Maraş’a, Antep’e, Urfa’ya, Kayseri’ye, Malatya’ya, Sivas’a, Erzurum’a, Muş’a; Kılıçdaroğlu için “ön yoklama” yapın.Gerçeği göreceksiniz.Anadolu çoğrafyasında Sünni ve Şafi kesimler tutucu ve Alevi mezhebine mesafeli duruyorlar. Çoğulcu demokrasi kültürü, kırsal kesimde, kasabalarda , varoşlarda yerleşmemiş. NEDENLERİNİ SİZLER BULUN.

24.02.2023 / 20:58

1

Liyakatsız ve Vasıfsız Yöneticilerin cirit attığı bir ortamda, Eğitimli İnsanların yerini, Eğitimsiz İnsanlar aldı. Bu İktidarın Eğitim ve Eğitimli insanlara karşı, ciddi anlamda bir takıntısı var. Devlet Yapılanmasında Eğitimsiz İnsanların tercih edilme nedeni? Mevcut Saltanat düzenlerinin, kesintisiz ve sorunsuz, sürdürülebilir olma şartına bağlıyorum. Tüm Liyakatsız ve Eğitimsiz olan Yöneticiler yüzünden, Sonu Hüsranla biten o kadar çok olay var ki, Yitip giden Hayatlara bakmak çok ağrıma gidiyor. Tıpkı Yaşadığımız Büyük Deprem olduğu gibi. Dikkat ettiniz mi? Yönetim Kadrolarından hiç İstifa eden olmadı. Yüzsüzlüğün bu kadarı! Kamu İktisadi Kurumların Yönetim Şemalarına baktığımızda Parti Mensubu Bakan, Milletvekili, İl ve İlçe Başkanlarının 1. derecede Akrabalar tarafından işgal edildiği aşikardır. Benim anlamadığım? Muhalefetin bu Yönetim Şemalarını sıkça gündem yapmadığıdır. A dan Z ye Her Devlet Kurumunun Yönetim Şeması incelenmelidir. Yapılan tespitler, Ülke Halkının bilgisine sunulmalıdır. Özellikle, Danışmanlık adı altında Kadrolaşmayı, Grup Sosyal Paylaşım Sitelerini ve Trollük yapan Şahısların mutlaka, Kamu oyuna duyurulması gereklidir. Çoğu Bakan ve Milletvekilleri’nin Kendilerine ve Aile Üyelerine ait Şirketleri var. Bu Şirketlerin çoğu Devletin desteğini almış, Sermayesini Devletin olanakları ile kurmuş ve Devlet İhaleleri ile iş yapan Şirketlerdir. Aile bireyleri hem kendi Şirketlerini yönetiyorlar. Hem de Devlete ait Kurumlar da, Üst Düzey Yönetici olarak, Maaş alııyorlar. Zaten Şirketleri olan bu insanlar birde Devletin çatısı altında Devletten Sülalece Maaş almaları ne derece doğru olabilir? Üstelik SGK Pirimleri de Üst Düzey Yönetici Maaşından yatırılıyor. Böylece, Emekli Maaşlarını da Yüksek Kademeden sağlamış oluyorlar. Niçin Bunlar gündeme getirilmiyor? Niçin Anayasal bir düzenleme ile bunların önü alınmıyor? Gerçekten anlamış değilim. Unutmamak gerekir ki, Devlet Adamlığı, Bahane üreten değil, Çare üretendir.

24.02.2023 / 19:37

1

Eğer 14 Mayıs 2023 günü seçim olursa Muhterem RTE Beyefendi yüzde 51.0051 oy ile yeniden seçilir. Seçimde hileler olacak. Mühürsüz oylar geçerli sayılacak. Her türlü anti-demokratik ve psikolojik baskı yapılacak. Seçim öncesi süreçte sansür yaygınlaşacak. Parmak boyası şart. Kırsal kesim, kasabalar ve varoşlar için çoğulcu demokrasi lüks. Eğer 14 Mayıs günü seçimler olursa DEVA partisi (ve Gelecek Partisi) siyaset sahnesinden silinirler. Seçimlerin 18 Haziran 2023 günü yapılması Anayasaya (md 101 e) uygun. Eğer seçimler 14 Mayıs günü olacaksa Anayasa md 116 nin gereği yapılır. Tabii o zaman TBMM de 360+ oy şart. 6 lı masanın şu an en zayıf halkası İYİ Parti. Özet: Ülkemizin bir otokrat tarafından, 5 yıl daha yönetilmesi riski var.

23.02.2023 / 15:49

0