Ali Babacan- 24 Eylül 2025 - Gazze Mitingi
Merhaba İstanbul!
İnsanlığın vicdanı İstanbul, merhaba!
Merhametin kalbi İstanbul, merhaba!
Yüzyıllar boyunca adaletin dili olmuş İstanbul, merhaba!
İstanbul!
Sen ki, yüzyıllar boyu karanlığın ortasında bir ışık gibi parlayasın,
Sen ki, her çağda dualarda oldun, her an kalplerde yer buldun,
Sen ki, zulme uğrayanların umudu oldun.
İstanbul, işte bu akşam buradasın.
Hepimiz buradayız.
Yüreklerimiz aynı hisle dolu.
Galata’dan Üsküdar’a,
Kadıköy’den Eyüp’e,
Beylikdüzü’nden Tuzla’ya…
Her semtte aynı sızı var,
Her gönülde aynı feryat var.
Evet, bu akşam burada gönlümüzdeki o feryadı duyurmak için buradayız.
Bu akşam hep beraber Gazze için buradayız.
Hep beraber Filistinli kardeşlerimiz için buradayız.
Buradan, bu muhteşem meydandan;
Gazze’ye selam olsun!
Selam olsun Gazze için direnenlere.
Selam olsun, dünyanın dört bir yanında, Gazze için sesini yükseltenlere.
Amerika'daki üniversitelerde, Hint’in sesi olan öğrencilere selam olsun;
Kefiyesiyle Berlin sokaklarını dolduranlara, bu uğurda gözaltına alınanlara, tutuklananlara selam olsun.
Londra’da haksızlığı haykıranlara;
Avustralya’da yolları, köprüleri dolduranlara;
Mısır’da, Pakistan’da, Latin Amerika’da Gazze için sesini yükseltenlere;
Dünyanın dört bir yanındaki tüm Filistin dostlarına, selam olsun.
Filistin meselesi, insanlığın ortak meselesidir.
Gazze’de yaşananlar siyasetin konusu değildir; Gazze’de yaşananlar insanlığın konusudur.
Konu Filistin olunca, parti ayrımı olmaksızın tüm Türkiye kenetlenir.
Haziran ayında Saadet Partisi bizleri Üsküdar’da buluşturdu.
Bugün Cumhuriyet Halk Partisi bizi Eyüp Sultan’da buluşturuyor.
Bu buluşmada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum; bizleri davet eden Sayın Özgür Özel’e de şükranlarımı sunuyorum.
Bakın arkadaşlar,
Gazze’de bugüne kadar son iki yılda tam 65 bin kişi katledildi, 65 bin.
Bunların çoğu çocuk, çoğu kadın.
167 bin kişi yaralandı. 2 milyonluk yer Gazze. 2 Milyonluk yerde oluyor bu sayı.
102 bin yapı yıkıldı.
300 binden fazla ev yıkıldı.
Sadece son 24 saatte anlık rakam bu: 58 Filistinli kardeşimiz daha katledildi. Sadece son 24 saatte.
Bunlar sadece rakamlar değil; bunların her birisi tek tek bir can.
Yıkılan evlerin hepsi, 300 bin ev, her biri tek tek bir yuva.
Gazze’de insanlar aç bırakılarak ölüme terk ediliyor.
Açlığı bir öldürme aracı olarak kullanıyor şu andaki Netanyahu hükûmeti.
Yiyecek kuyruğunda bekleyen kadınları, çocukları silahla tarıyorlar, öldürülüyor bu insafsızlar.
Gazze’de yaşanan soykırım her gün büyüyor.
(“Katil İsrail” sloganlarına) “Katil” kelimesi bunlara az, katil kelimesi.
Bunlar soykırımcı, soykırımcı.
Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler komisyonu geçen hafta “İsrail’in Gazze’de yaptığına resmen soykırım” dedi; Birleşmiş Milletler raporları kayıtlarına girdi bu.
Henüz 1 günlük bebekler bombalarla katlediliyor.
İnsanlar çaresizlik içinde dua ediyor.
Ve tüm bunların müsebbibi gözü dönmüş bir iktidar, gözü dönmüş bir İsrail iktidarı.
Bu katiller ordusu yüzünden bugün bölgemiz bir ateş çemberine dönmüş durumda.
İsrail Gazze’yi bombalamaya devam ederken, bir yanda Lübnan’a saldırdı, bir yanda Suriye’ye saldırdı. Hem Lübnan’da hem Suriye’de şu anda İsrail’in işgal ettiği geniş bölgeler var.
Bir yandan Yemen’e saldırırken bir yandan da İran’ı vurdu.
Üstelik İran operasyonunda Trump açıkça İsrail’in askeri operasyonuna destek verdi. İlk defa Amerikan ordusu da işin içine girdi.
Ne oldu?
İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Birliği ortak bir zirve düzenledi. Liderler bir araya geldi. Bütün İslam ülkelerinin ve bütün Arap ülkelerinin liderleri bir araya geldi, Katar’da.
Çünkü İsrail, arabuluculuk yapmaya çalışan Katar’ı da evinde vurdu.
Daha o zirvenin sonuç bildirgesi yazılırken, İsrail ordusu ilhak amacıyla Gazze’yi işgale başladı.
Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar yüzsüzlük, bu kadar hoyratlık, şımarıklık görülmemiş bir şey.
Peki, bunlar olurken Trump ne dedi?
“Ne yapacaksan yapın, eliniz çabuk tutun” dedi. Tepki bu.
Evet, hangi Trump? Erdoğan’ın “dostu” Trump.
Şimdi bu yuhlar daha çok Trump’a doğru gitsin…
(“Tayyip istifa” sloganları) Gidecekler arkadaşlar merak etmeyin, gidecekler. Er ya da geç gidecekler. Hiç şüpheniz olmasın. Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik yapan er ya da geç gider.
Zülüm yapan er ya da geç gider. Endişeniz olmasın.
Bugün Netenyahu hükümeti bir katliam yapıyor mu? Yapıyor
Savaş suçu işliyor mu, insanlık suçu işliyor mu?
Evet.
Netenyahu’nun en büyük destekçisi kim? Trump.
Trump’ın desteği olmasa Netenyahu bu hoyratlığı, bu şımarıklığı yapabilir mi?
Yapamaz.
Peki, ben buradan, bu meydandan, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum.
İki lafın başı “Dostum Trump”, “Dostum Trump” diyen Erdoğan’a sesleniyorum:
Netenyahu’nun en büyük destekçisine siz nasıl olur da “dostum” derseniz yahu?
İnanın içim yanıyor, içim.
Bir soykırımcının, alenen bir soykırımcının aleni desteğine, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı “Dostum” diyemez, dememeli.
(“Tayyip istifa” sloganları) Hep beraber ilk seçimde inşallah. İlk seçimde.
Uluslararası ilişkilerde, diplomaside, yeri gelir düşmanınızla bile konuşursunuz.
Ancaak, durduk yere şirinlik yaparsanız, ülkenin itibarını yerle bir edersiniz.
Bakın; Güney Afrika Cumhuriyeti dünyanın öbür ucunda “İsrail soykırım yapıyor” dedi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvurdu.
Daha sonra Meksika, Şili; ta Güney Amerika'dan geldi, davaya taraf oldu;
İktidar sadece izledi.
Malezya ticareti durdurdu; onunla da kalmadı: “İsrail'e gidip gelen hiçbir gemi benim limanlarıma uğrayamaz” dedi.
Malezya, ta güneydoğu Asya'nın ortasında bir ülke.
Bizim iktidar sadece izledi.
Mesele İsrail’se; laf var, eylem yok.
Mesel Amerika ise; ne laf var ne de eylem.
Şu anda iktidarın yaptığı bu.
Yarın Erdoğan, Washington’da Trump’la toplantı yapacak, değil mi, Beyaz Saray’da.
Kendisine Gazze ile ilgili tavsiyelerimiz var.
Daha henüz vakit var; ABD’de saat henüz gündüz. Ki toplantı yarın.
Bir; acilen, Trump ‘tan ateşkes talep edin. Çünkü Trump “dur” dese, İsrail kolay kolay hareket edemez.
İnsani yardım koridorlarının derhal açılmasının ve sürekli açık tutulmasının mutlaka Trump ’tan talep edin; bunu sağlayın.
İsrail’e karşı etkili yaptırımları hemen başlatın,
Savaş suçları için yargı süreçlerini derhal işletin; ve iki devletli çözümden asla ama asla taviz vermeyin.
Bir kez daha altını çizelim.
Gazze Gazzelilerindir.
Gazze Gazzelilerindir.
Gazze, bağımsız bir Filistin devleti için mücadele edenlerindir.
Gazze; saldırılara, tehditlere, tacizlere, üzerlerine yağan bombalara rağmen topraklarını terk etmeyen Filistinli kardeşlerimizindir.
Biz bunu her yerde, her platformda haykıracağız.
Gözü dönmüş Netenyahu durana kadar;
Soykırımı sona erene kadar;
İşgal son bulana kadar;
Mazlumlar rahat bir nefes alana kadar;
Amerika’daki işbirlikçileri desteğini kesene kadar;
Biz bunu durmadan, tekrar ve tekrar söyleyeceğiz.
Her adımda, her sokakta, her meydanda…
Adalet ve merhamet galip gelene kadar;
Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Çünkü biliyoruz ki:
Biz susarsak, zulüm büyür!
Zulme karşı tek yürek, tek ses olursak, işte o zaman tarih değişir!
O yüzden, bir kez daha haykırıyorum:
Katliam emirlerini verenler hukuk karşısına çıkıp hesap verene kadar;
Onlar uluslararası mahkemelerde yargılana kadar;
Filistin davası devam edecek.
En tepedekilerden başlayıp, aşağıya doğru;
Yönetici kademelerinden, bürokratlara, subaylara, tetiği çeken tek bir askere kadar; hepsi hesap verecek.
Evet arkadaşlar:
Bu akşam bu meydandan tüm dünya bizi duysun.
Şimdi öyle güçlü seslenelim ki; Washington’da bu meydanın sesi yankılansın.
Hazır mıyız İstanbul? (…)
Barış ve kardeşlik için yüreğimizi ortaya koyacak mıyız? (…)
Adalet için sesimiz yükseltecek miyiz? (…)
Mazlumların yanında duracak mıyız? (…)
Çocuk katillerine karşı tek yürek olacak mıyız? (…)
Gazze’deki soykırıma hep beraber “dur” diyecek miyiz? (…)
İşte tüm dünya duyuyor.
Beyaz Saray’ın duvarları yankılıyor, bilin.
Hepsi dinliyor, hiç merak etmeyin.
Evet buradayız. Ve bir aradayız.
Türkiye’de hak, Türkiye’de hukuk, Türkiye’de adalet…
Bölgemizde hukuk ve adalet, dünyada hukuk ve adalet; bunun için çalışıyoruz.
Rabbim, bize böyle meydanlarda Gazze’nin kurtulduğu, Filistin’in özgür olduğu o güzel günlerde de toplanmayı da nasip etsin inşallah.
Sözlerimin sonunda, bu meydanda toplanan herkesi saygıyla tekrar selamlıyorum,
Bu buluşmanın ev sahipliğini yapan Cumhuriyet Halk Partisi’ne tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
Sağ olun, var olun.
24 Eylül 2025