29 Haziran 2021 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Gebze İlçe Binası’nın Açılış Konuşması

29 Haziran 2021

Gebze ilçe binası açılışı

DEVA Partisi’nin değerli genel merkez kurul üyeleri,

Kocaeli il teşkilatımızın ve Gebze ilçe teşkilatımızın değerli başkanları,

Siyasi partilerin kıymetli temsilcileri,

Teşkilat mensuplarımız,

Sevgili Gebzeli gönüldaşlarımız,

Bu program vesilesiyle diğer illerimizden gelip bizlerle beraber olan kıymetli konuklarımız,

Ulusal ve yerel basınımızın değerli temsilcileri,

Ekranları başında ve sosyal medya hesaplarımızdan bizleri izleyen tüm vatandaşlarımız;

Hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, Gebze ilçe binamızın açılış törenine hoş geldiniz diyorum.

*****

Değerli arkadaşlar,

Biz DEVA Partisi’ni kurarken çok temel bir ilkeyle yola koyulduk.

Demokrasi için, milletimizin sesini egemen kılmak için yola koyulduk.

Ülkemizde yaşayan her bir bireyin haysiyetini korumak için yola koyulduk.

Vatandaşlarımızın can güvenliğini, hak güvenliğini ve mal güvenliğini koruyan bir yönetim anlayışı için yola koyulduk.

Üstümüze düşen büyük sorumluluğun farkındayız.

DEVA Partisi, tüm hakların güvencesidir.

DEVA Partisi, özgürlüklerin partisidir.

Demokrasimize karşı yönelen her türlü kalkışmanın karşısında dimdik duranların partisidir.

Milletin iradesini her şeyden ve herkesten üstün tutanların partisidir.

Koşullar ne olursa olsun, hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermeyenlerin partisidir.

DEVA Partisi, hiçbir vesayet odağına, siyasetin üstünde bir güç atfetmeyenlerin partisidir.

Halkımızın verdiği yetkinin dışında, meşru siyasetin dışında, başka yerlerde gözü olmayanların partisidir.

İşte bu nedenle,

Hiçbir güç DEVA Partisi’nin yükselişinin önünde duramayacaktır.

Hiçbir engel, hiçbir tehdit, DEVA Partisi’ni yıldıramayacaktır.

*****

Değerli arkadaşlar,

Bugünkü iktidar ülkemizi bir korku tüneline soktu. Bu korku tünelinde neler var biliyor musunuz?

Mafya var, çeteler var, suç örgütleri var.

Karanlık yapılarla iş tutan siyasetçiler, bürokratlar ve medya mensupları var.

Menfaat çatışması çıkınca, ortaya saçılan pisliklerden anlıyoruz ki, şu anda tam bir menfaat şebekesi kurulmuş durumda.

Tıpkı 1990’lı yıllardaki gibi...

Hatırlarsanız 90’lı yıllar da böyleydi.

Bir de 90’lı yılların ağır günlerinin üstüne, 28 Şubat’ın baskı iklimi eklendi.

Asker vesayeti vardı, korku hüküm sürüyordu.

Adaletsizlik; günlük, sıradan devlet uygulaması haline gelmişti.

Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı ve yine ülkemiz derin bir ekonomik krizin içindeydi.

2001’i hepiniz hatırlıyorsunuzdur. 2001 yılına geldiğimizde döviz kurları patlamış, gecelik faizler yüzde 7500 seviyelerini görmüştü.

Tam 20 tane banka batmıştı. O bankaların hepsinin yükü devletin üzerine kalmıştı.

Esnaf kepenk açamıyordu. Başbakanlık binasının önüne yazar kasalar fırlatılıyordu.

Halkımız fakirlikle baş başaydı. Tıpkı bugünkü gibi...

O günlerde önünde yazar kasa fırlatılan başbakanlık binasında kimin odası vardı biliyor musunuz?

Yine bugünkü gibi her krizin ortağı olan Bahçeli’nin odası da oradaydı. O Başbakanlık binasındaydı.

Mafyaların, çetelerin sokaklarda cirit attığı, toplumun ayrıştırıldığı, insanların ötekileştirildiği ve baskı gördüğü günlerdi o günler.

Siyasi kriz, hukuki kriz, ekonomik kriz... Hepsi bir arada yaşanıyordu, tıpkı bugünler gibi.

Bakın, ne kadar çok bugünlere benziyor... Değil mi?
Ve o günlerde yine, krizlerin ortağı, küçük ortak olarak iktidardaydı.

Her birimiz o dönemde, kendi hayatımızda çok acılar çektik. Bu ızdıraba kendi ailelerimiz de tanıklık etti.

Kadınların eğitim hakları, sırf başlarındaki örtü nedeniyle gasp ediliyordu. Bunları yaşadı bu ülke.

Ama ne oldu? Hiçbir zorluk, umudumuzu kaybetmemize neden olmadı. Hiçbir karanlık da sonsuza dek sürmedi.

Başındaki örtü nedeniyle hakları gasp edilen kadınlar, 2002 seçimleri ve sonrasında bir tarih yazdılar. Analarının ak sütü kadar helal olan haklarını o mücadeleyle kazandılar.

Unutulmaz bir mücadele veren kadınlar, adlarını dünya demokrasi tarihine de yazdırdılar.

Paşaların “Bin yıl sürecek” dedikleri o devir, o 28 Şubat devri tepetaklak oldu.

Kazanan hak mücadelesi oldu, hak.

O günün zorbaları, o günün baskı kuranlar da kaybedenler oldu.

*****
Değerli arkadaşlar,
20 yıl oldu.

O günlerden bu yana gün oldu, devran döndü.
Bugün maalesef bambaşka bir baskı iklimindeyiz arkadaşlar, bambaşka.

Şimdi; dünün ezilenlerinin onurlu mücadelesiyle iktidar koltuğuna oturanlar, başkalarını ezmeye başladı.

Maalesef Türkiye, kazanımların birer birer yakıldığı bir ülke haline getirildi.

Hatırlıyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi vardı, değil mi? Türkiye’nin tüm Avrupa’ya öncülük ettiği bir sözleşme.

Adı bile “İstanbul” imza yeri de İstanbul.

Bu sözleşmenin konusu ne biliyor musunuz? Aile içi şiddetin ve kadına şiddetin önlenmesi.

Bunlar bizim için kırmızı çizgi niteliğinde konular. Bu uluslararası sözleşme de onun sözleşmesidir.

Ancak sayın cumhurbaşkanı geçtiğimiz aylarda ne yaptı?

Tıpkı askeri vesayet dönemi gibi, gece yarısı bir imza attı.

Bir gece yarısı kararıyla, kadınların kazanımlarını ellerinden aldı.

Şiddete karşı güvence sağlayan sözleşmeden çekilme kararı aldı.

Biliyorsunuz, uzunca bir süredir bu iktidar, Türkiye’yi karanlıktan yönetilen bir ülke haline getirmişti zaten.

Bunlar Türkiye’yi karanlıkta alınan kararlarla yönetilen bir ülke haline getirdiler.

Değerli arkadaşlarım, Peki biz ne yaptık?

DEVA Partisi olarak kadınların tüm haklarına dün olduğu gibi bugün de sahip çıktık. Kazanımlarını korumak için harekete geçtik.

Kadına yönelik şiddete sessiz kalmanın, şiddete ortak olmak anlamına geldiğini bilerek Danıştay’da iptal davasını açtık.

Çünkü biz, ülkemizde maalesef kadınların hayatını kaybettiğini görüyoruz.

Potansiyel katilleri cesaretlendiren her türlü adıma karşı dik durmamız gerektiğini biliyoruz.

*****
Değerli arkadaşlarım,

Bakın, Cumhurbaşkanı‘nın attığı imza gereği İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğü 1 Temmuz’da sona eriyor. 1 Temmuz’a ne kadar kaldı? İki gün var.

Ancak, Danıştay’ın bunu engelleme yetkisi var. Yürütmeyi durdurma yetkisi var.

Biz başvurumuzu yaptık.
Ben buradan Danıştay üyelerine seslenmek istiyorum:

Danıştay üyelerinin üstüne düşen tarihi sorumluluğun farkına varması lazım.

Yürütmeyi durdurun, potansiyel katilleri yüreklendirmeyin.

Kadınların kazanımlarına zarar vermek isteyenlere ortak olmayın.

Yürütmeyi durdurun ve kadına şiddetin, aile içi şiddetin büyümesine engel olun.

*****
Değerli arkadaşlar,

Eski Türkiye’nin baskıcı uygulamaları ile bugünkü baskıcı uygulamalar arasında ortak bir nokta var.

Tarihimizdeki en şiddetli tartışmalar, ideolojik kutuplaşmalar ve rejim kavgaları maalesef hep kadınlar üzerinden yürüdü.

Çağdaşlık tartışmaları, kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik, kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. Dindarlık kadının başörtüsüyle anıldı.

Ancak, biz bunları kabul etmiyoruz.

90’lı yılların karanlığında eğitim hakkı için, özgürlük için mücadele eden kadınların nasıl yanında olduysak;

Bugün de onların yanındayız. Bugün de kadınların yanındayız.

Bugün de kadınların haklarına göz koyanların karşısında dimdik duruyoruz, duracağız.

Değerli arkadaşlar;

Ben bugün buradan açıkça, bir zamanlar Sayın Erdoğan’a güvenip oylarını esirgemeyen vatandaşlarımıza sesleniyorum.

Vaktinde AK Partiye gönül vermiş dostlarımıza sesleniyorum. Bu gidişatın sizlerin kalbini kırdığını da gayet iyi biliyorum.

Demokratik kazanımlardan geri adım atılmasına razı olmadığınızı biliyorum.

Çünkü ben sizlerin haktan, hukuktan vazgeçmediğinizi biliyorum.

Ülkemizi 90’lı yılların karanlığına döndüren bu iktidara ve ortaya dökülen tüm kirli ilişkilere tepkili olduğunuzu da biliyorum.

Mafyanın siyasi gündemi belirlediği, siyasetçilerin çetelerle iş tuttuğu bu günleri içinize sindirmediğinizi biliyorum.

“28 Şubat karanlığını üstümüzden alsın” diye desteklediğiniz, oy verdiğiniz insanların, bugün 28 Şubatçılarla beraber yol yürümesinden rahatsız olduğunuzu biliyorum.

“Rotayı ben çiziyorum” diyen Perinçek’e, krizlerin ortağı Bahçeli’ye razı olmadığınızı da biliyorum.

AK Partiye gönül vermiş, 2002’de, 2007’de, 2011’de, 2015’te destek vermiş vatandaşlarımız, siz gidin Bahçeli’yle ortak olun, siz gidin Perinçek’le ortak olun diye vermedi.

Ben sizin vicdanınıza güveniyorum.

Çünkü sizler bu ülkede yapılan haksızlıklara göğüs germiş insanlarsınız. Sizler, verdiğiniz haysiyet mücadelesini zaferle taçlandırmış insanlarsınız.

Biliyorum, bu ülkede “Herkes için hak, herkes için özgürlük, herkes için refah” diyenlerin yine sizler olacağınızdan eminim.

Gelin, eski mağdurların, yeni mağduriyetlere sessiz kalmayacağını gösterelim.

Gelin, tüm menfaat şebekelerine bir kez daha son verelim.

Gelin, kadınlar üzerinden yürütülen bu kutuplaşmaya bir son verelim.

Kadınların haklarını ve kazanımlarını hep beraber koruyalım.

Gelin, yepyeni bir birliktelikle ülkemize hizmet edelim.

Gelin umut olalım, DEVA olalım.

Unutmayın; DEVA Partisi varken kimse kimsenin hakkına göz koyamayacaktır.

DEVA Partisi, herkesin can güvenliğinin, hak güvenliğinin ve mal güvenliğinin garantisi olacaktır.

Senelerce mücadele ederek kazandığınız tüm hakların teminatı biz olacağız.

Çok açık bir şekilde diyoruz ki;

Kimse artık bu ülkede bir başkasına üstünlük taslayamaz. Çünkü artık DEVA Partisi var.

*****
Değerli arkadaşlar,

Menfaat şebekelerinden, ekonomik dar boğazdan ve politik sıkışmışlıktan nasıl kurtuluruz biliyor musunuz?

Kadınların aklı, fikri ve emeğiyle kurtuluruz.

Ben de ülkemizin demokrasiye değer veren tüm kadınlarını DEVA Partisi’ne davet ediyorum.

Gelin hep beraber “Bu devran da bin yıl sürmeyecek” diyelim.

Nasıl ki 28 Şubat zulmünü bu ülkenin utancı olmaktan çıkardıysanız, gelin bugünümüzü de beraber kurtaralım.

Çocuklarımız için, ülkemiz için, gelin hep beraber mücadele edelim.

*****

Değerli arkadaşlar,

Biz her an halkımızın içinde, halkımızla beraber sorunların çözümü olacağız.

Bu milletin aklıyla, onuruyla, gururuyla alay eden zihniyeti, gittiğimiz her yerde milletimize anlatacağız.

Milletimize kulak vereceğiz. Toplumun gerçek gündeminden asla sapmayacağız.

Biz DEVA Partisi olarak bu ülkenin tek umudu olduğumuz bilinciyle çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle bir kez daha, Gebze ilçe teşkilatımıza çalışmalarında başarılar diliyor, il binamızın hayırlı çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum.

Hepinize çok çok teşekkür ediyorum.