Serbest Kürsü

Öncelikle yaşanan deprem felaketi nedeni ile hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan Rahmet, kederli ailelerine ve tüm ulusumuza sabırlar diliyorum. Nitelendirilirken Felaket kelimesinin bile lütuf olarak yetersiz kaldığı, son derece ifade edilemez bir doğal afete maruz kaldık. Çok canımızı yitirdik, belki bir an canlarımızla birlikte umutlarımızı da yitirme noktasına geldik. Ben hükümetin yaptığı çalışmaların yeterli olup olmadığı noktasında fikir beyan etmiyorum, Çünkü 10 İle yayılan deprem bölgesinde yaşananlar zaten malumun ilanı. Çok fazla söze gerek yok. Bu noktada evlerimiz yıkıldı, kırılan fay çatlağına düşen umutlarımız kırıldı, kollarımız, ayaklarımız kırıldı belki; Peki Yıkıldık mı? Kesinlikle hayır. Bu ülke Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ile kendi küllerinden doğmuştu, bunun örneğini tarihimizde görmek mümkün. Yine aynı inanç, aynı özveri, aynı kardeşlik duygusu, aynı vatan sevdası ve aynı mücadele ruhu ile bu badireyi de belki kolay olmayacak ama atlatacağız. Böylesine olağanüstü ve tüm toplumu yakinen ilgilendiren doğal afetin yaraları sarılmamışken, ülkenin her bir ferdi canı yanan her bir depremzede vatandaşımızın yarasına merhem olma çabası içerisindeyken, özgül ağırlığı olduğunu kendi beyanıyla ifade eden bir politikacı, sanırım silindiği siyaset sahnesinde tekrar heybetli bir rol alma derdine düştü ki; Ülke siyasetine yön verme çabası içerisine girmiş. Seçimlerin ertelenip ertelenmeyeceği, ertelenirse hangi yöntemin izleneceği, hangi tarihin seçim tarihi olarak belirleneceği gibi hususlar hakkında öyle sanıyorum, Ülkemizdeki siyasi aktörler bahse konu şahs-ı muhteremin akıl hocalığına ihtiyaç duymayacak kadar konularına hakimler. Olmadık dönemlerde gereksiz çıkışlar yaparak, siyasi yelpazenin makas değiştirmesini sağlamak gibi bir rolü varsa, lütfen artık bundan vazgeçsin. Bu millet bu şahsın eylem ve söylemlerinden yoruldu. Saygılarımla

15.02.2023 / 15:41

0

-İstanbul ve deprem gerçekleri için bir komisyon oluşturması lazım. -Nüfus yoğunluğu almanya gibi dağıtılmalı ve 4 milyonu geçmemeli şehirler. -Sanayi yoğunluğu marmara bölgesinden çıkılmalı anadoluya yayılmalıdır. -Mevcut binaların en azından ayakta kalmasını sağlayan karbonfiber ile güçlendirilmeli inşaat uzmanlarından daha tatminkar bilgiler alınmalı ve toplum bilgilendirilmelidir.

16.02.2023 / 12:32

0

Deprem konusunda hassas olduğumuz bu günlerde bir konuyu ve öneriyi bilginize arz etmek isterim , Gayrimenkul Değerleme uzmanı olarak hergün bir çok binada ekspertiz hazırlıyoruz,Eğer her alım satımda ekspertiz mecburiyeti getirebilirsek ,ve eksper raporlarında zemin etüt bilgisi, ve projedeki durum ile mevcut durum arasındaki aykırılıklar tapuda belirtilirse ;hatta aşırı yanlış imalat (kolon kesme ,kiriş kırma vb)imalatlar eksper raporunda belirtilip bunların satışı yasaklanırsa en azından kısa vadede bir tedbir alınabilir. Bu kadar fazla binayı tespit için yeteri kadar personel ve zaman olmayabilir ama her gün binlerce ekspertiz yapılıyor. Bu kaynaktan faydalanıp daha sağlıklı binalarda oturabilmemiz mümkün olur

16.02.2023 / 18:28

0

Sayın Yetkili Özür dileyerek bazı önerilerde bulunmak istiyorum. 1999 depreminde Adapazarı’nda üç ay çalışmalara katıldım. Bu zaman zarfında sahada bazı eksiklikler olduğunu tespit ettim. Depremde zaman geçtikçe ihtiyaçlar değişiyor, farklılaşıyor. Şu anda deprem bölgesinde temizlik elemanına, çöp poşetine, eldiven ,maske,tırnak makası, çakmak, şarjlı ve pilli el fenerine , kedi ve köpek mamasına ve bunları dağıtacak eleman ve plastik kutulara ihtiyaç olduğunu Antakya’daki akrabalarım ile yaptığım görüşmelerde tespit ettim. Bir önemli husus ise giden ekiplerimizin verimsiz çalışması ve enkazlarda fotoğraf çekmeye çalışmasının halk üzerinde olumsuz etki yapmasıdır. Saygılarımla arz ederim. Erol Balcı İBB

17.02.2023 / 08:40

0

"Siyasetin finansmanının inşaat rantından sağlanması" nı (bu tespit televizyonda dinlediğim bir güzel insana ait yani benim değil) önlemeden deprem felaketlerinin hem tüm siyasileri ve hem de bürokratik yetkililerin ihanetteki paydan kurtarılması mümkün olmayacaktır. Eminim ki hem kendileri hem de danışman ve editörleri benden çok daha iyi bilirler ama 74 yaşındaki bir ihtiyarın ukalalığı ile söylüyorum; Saygıdeğer Başkanımın konuşmalarında toplumumuzun anlayabileceği, sadelik ve basitlikte ve de kısa, öz ve gerçekleri vurucu bir şekilde (Rahmetli Süleyman DEMİREL bunu başarıyordu diye düşünüyorum.. Ben kendisine hiç oy vermedim ama rahmetli babam çok uzun süre kendisinden vazgeçmedi.

17.02.2023 / 22:22

0

Kamu idaresinin ana dinamiklerinden olan ve Devlet hizmetlerinin vatandaşlara en yalın biçimde sunulmasını sağlayan Belediyelerin yapmış oldukları hizmetler ile bütçelerinden yapmış oldukları harcamalar arasında rasyonel bir dengenin varlığı ayrıntılı inceleme konusu olmalıdır. Bununla Birlikte özellikle Belediyelerin personel rejimleri başlı başına irdelenmesi gereken bir husus zira; 5393 Sayılı Belediye Kanunu ile 3575 sayılı Vergi Usul Kanunu bu konusu hukuki düzlem içerisine almıştır. Belediyelerin personel harcamalarının, gerçekleşen bir önceki bütçenin kaçta kaçına kadar olabilirliği söz konusu kanunlarla düzenlenmiştir. Bu bağlamda Belediye Başkanlıklarının özellikle İçişleri bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından belirli periyotlarda yapmış olduğu rutin teftiş ve denetimlerinde yukarıda belirtilen hususa yönelik tespit ve eleştiri niteliğinde rapor varmıdır? bu sorunun cevaba muhtaç olduğu kanısındayım. Bunun ötesinde eğer böyle bir tespit söz konusu ise denetim ve teftiş raporunu hazırlayan görevli tarafından kanunun emrettiği şekilde bir yaptırım uygulanmasının önü açılmışmıdır? Her ne kadar Belediye Başkanlıklarının kendi tüzel kişiliklerine has gelirleri söz konusu olmakla birlikte İller Bankası tarafından ödenen pay genel bütçeden karşılanmakta ve bu gelirin gelişigüzel harcanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Halkımızın en temel hizmet ihtiyaçları olan içme suyu, kanalizasyon, şehir içi ulaşım, temizlik, çöp, çevre düzeni, alt yapı ve üst yapı donatıları, sosyal yaşam alanları, ihtiyaç sahibi vatandaşların ihtiyaçlarının giderilmesi, risksiz bir yapılaşma altyapısının sunulması, standartlara uygun imar planları hazırlamak ve uygulanmasını sağlamak gibi daha da sayabileceğimiz kalemlerin gerçekleştirilmesinde elbette personel ihtiyacı olacak, bununla birlikte yetersiz durumlarda hizmet alımı yapılacak ve yapılacak işler ehline taşere edilecek. Sadece hukuka uygun, hakkaniyetli ve devlet ve millet menfaati ile orantılı olsun. Saygıla

18.02.2023 / 11:10

0

Merhaba 6 masanın ortak politikalar metnini okudum ve hayranlıkla hayal ettim olması için , yalnız bir noktada metindeki bir kelimenin değişmesini rica ediyorum. Özel eğitim gerektiren dezavantajlı çocuklar diye bahsedilmiş. Bende bir otizmli çocuk babasıyım. Dezavantajlı çocuklar kelimesi çok hoşumuza gitmedi. Bunlar sadece özel çocuklar lütfen özel çocuklar olarak değiştirin. Saygılarımla Op. Dr. İlhan Aydın

18.02.2023 / 21:42

0

Anayasamızın 57. Maddesinde “Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.” yazmaktadır. Ülkemizde birçok vatandaşın konut sorunu vardır. Bu sorunu çözmek için ne kadar çaba gösterseler de; konut fiyatlarının yüksek olması, asgari ücretin düşük olması, devletin zengin vatandaşlara gereğinden çok konut sahibi olmasına imkan vermesi, yabancılara konut satışı gibi nedenlerle mümkün olmamaktadır. Zenginlerin konutu bir yatırım aracı olarak kullanması yoksul vatandaşlarımızın konuta ulaşmasını engellemektedir. Partinizin bu konuda bir çözümü var mıdır? İnsanların ihtiyaç dışında konut almasını engelleyici bir politikanız var mı? Bunları seçim öncesi kamuoyu ile paylaşacak mısınız? Devlete konut ihtiyacını karşılayacak tedbirler almadığı için dava açmayı düşünüyor musunuz?

20.02.2023 / 11:39

0

büyük felaketin üzerinden neredeyse 2 hafta geçti üzerinden dün gece terar eden deprem insanlarımızın ne kadar sahipsiz olduğunu gösterdi . sosyal devletin esamesi bile olmadığını sadece yönetim koltuğunda oturanlar görmüyor .bakanlarımız 2 haftalık traşsız pejmurde görünüşleri ile insanların aklı ile dalga geçiyorlar . ölen kişinin arkasından ağıt yakıyorlar madem halkın refahı için bu kadar kendinizi paralıyorsunuz bilim adamlarını niye dinlemediniz diye soran yok .ülke yaklaşık her 8 senede depremi yaşıyor buna rağman tedbir alınmamış yapılan binalar denetimden uzak ahbap çavuş ilkesiyle göz yumulmuş .seçimlerde iktidar olacakların ilk işi sosyal devlet kavramının ne olduğu ve gereğini yapmak için işinin ehli liyakatlı kişlerin yardımıyla başarılacağını bilmelidir . en azından deprem bölgelerini belirleyip öncelikle islah edilmesi gerekir. yol yapmakla bina dikmekle bu işlerin olmıyacağını artık anlamalar gerekir . bu işi başaran ülkelerin izlediği yol belli her şeyi ben bilirim ben yaptım oldu gibi ilkel düşünceli yöneticilerden kurtarılıp işinin ehli insanlarla acilen terar ayağa kaldırmak ülkeyi yönetiğini idaa edenlerin insani vazifesi olmalıdır. her şeyi kadere yüklemek sadece cahil beyinlerin sığındığı laftır .bilinmeliki hangi iş olursa olsun bildiğin kadar başarılı olusun . ne yazıkki ülkemizde yönetim koltuğunda oturanların yaptıkları hataların cezası verilmiyor devletkurumunun yargıçları sadece normal vatandaşa hesap sorarken yönetim kadrosundakilere hoşgörüyle baktıkları sürece depremlerin veya tabiatı hor kulanmaktan kaynaklanan afetlerin acılarını daha çok yaşayacağız . saygıyla

21.02.2023 / 10:14

0

Selamlar deprem ile ilgili 2 düşüncem var. 1- oto yoldaki belli noktalarda mola yerleri gibi deprem fay hattı boyunca belli noktalara olası depremde lazım olacak çadır, battaniye gibi malzemeler depolanır ise olası depremde en kısa zamanda ihtiyaçlar giderilir. 2- her evin özellikle çocuk odaları yaşam kapsülü veya yaşam odasına dönüştürülür ise ölümler az olur diye düşünüyorum bu düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim Hayırlı Çalışmalar

21.02.2023 / 17:44

0