Serbest Kürsü

Ülkemizde yargıya güvenin artırılması için radikal reformlar uygulamaya geçirilmelidir. "Kuvvetler ayrılığı" prensiplerine uygun olarak yargı teşkilatı Hakim Savcı sınıfından en alt düzey personeline kadar bir bütün olarak ele alınmalıdır. Yargıya güvenin oluşabilmesi; yargının bağımsız ve tarafsız olması ile doğrudan ilgilidir. Bunun çözümü de öncelikle yargıya bağlı tüm teşkilatların dışarıdan gelebilecek tüm etki, yönlendirme ve telkinlere karşı tam olarak korunabilmesiyle mümkündür. Türkiye’de yargı teşkilatına bakıldığında sistem içerisinde karar verici konumda olan Hakim ile iddia sunan, delil toplayan, kamu adına talepte bulunan Cumhuriyet savcıları aynı fiziki ortamlarda bulunmakta, hatta aynı katta yan yana odalarda çalışabilmekte, aynı lojmanda, aynı serviste bir araya gelebilmektedir. Hakim-Savcı ayrımı net bir şekilde yapılmalıdır. Gelişmiş hukuk devletlerine baktığımızda bu tür uygulamalar görmek mümkün değildir. Yapılacak en önemli çalışmalardan biri Savcılık teşkilatlarının reformudur. Savcılıklar adliyelerden çıkartılarak, adli kolluk teşkilatları bünyesinde ayrı fiziki ortamda bulundurulmalı, Cumhuriyet savcılarının ve teşkilatının fiziki olarak ayrı konumlandırılması sağlanmalıdır. Cumhuriyet savcılarımız (public prosecutor) halkın yani kamunun savcısı konumundadır. Mevzuatımızda adli kolluk tanımı olmasına rağmen, yönetmeliği olmasına rağmen uygulamada ciddi aksaklıklar vardır. Adli kolluklar tamamen Cumhuriyet savcılıklarının emri ve gözetiminde olmalıdır. Ancak adli kolluk görevlileri uygulamada kolluk (emniyet, jandarma vb.) binalarında çalışmakta, adli kolluk personeli aynı zamanda emniyet mensubu olduğundan karmaşık bir yapıda hizmet sunmaktadır. Adli kolluk tam bir teşkilat yapısına kavuşturulmalı, ayrı fiziki yapıya sahip olmalı, adli kolluk yönetmeliği kanunlaştırılmalı ve Cumhuriyet Savcılarına tabii tutulmalıdır. Cumhuriyet savcılarını ve Hakimleri ayrı kurullar atamalıdır. Tüm adli kolluk teşkilatları Adalet Bakanlığına bağlanmalıdır.

18.05.2020 / 02:07

0

97 doğumlu gayet genç sayılacak sıradan herhangi bir vatandaşım. Kendimi biraz okudukça ve gördükçe "apolitik" atfettim. Kısa hayatımdaki deneyimlerim ve akranlarıma oranla siyasi tarihe olan daha yoğun ilgimin getirdiği birikim ile doğru gördüğüme doğru, yanlış gördüğüme yanlış demeyi bildim şimdiye kadar sadece. Kendime "muhalefet" demedim hiç ama bir laf ettiğimde sanırsam muhalefetin genç bir ferdi olarak görüldüm. Bu durum ömrü hayatımda hükümette A,B veya C partisi olsa da değişmezdi. Yaşadığımdan bildiğim için değil lakin gördüğüm ve insanları dinlediğim, izlediğim, okuduğum için şunu farkedebiliyorum ki: Sanki 2019, 2020'ye bağlanmadı da 1999 2000'e bağlanıyor. Şartlar kimi bakımdan 99'a göre zor kimi duruma göre de kolay yeni bir parti için. İllaha yeni neslin bir temsilcisi gibi konuşmak gerekirse... "yeni bir umut" gerekiyordu. Deneyimine güvenilen, yeni milenyumun ilk on yılında (ülkenin belki de 30'lardan sonra en hızlı geliştiği dönem) bulunmuş bir kişi ve sadece o kişi değil, "yanındaki" onca insanlar... Hep bir gerginlik yerine bizlerin sırtını rahatça geriye attıracak, akşam haberini sabah gazetesini "bugün ne olmuş?" diye açtırtmayacak, yüzümüzü bir inatla batıya değil de modernizme çevirecek insanlar... Yolunuz umarım açık olur. Bu ülkenin tadını aldığı ama doyasıya yaşayamadığı günler var. İşte, onların geri gelmesini istiyoruz.

18.05.2020 / 08:06

0

Merhaba, öncelikle sayın Ali Babacan'a Şu karanlık ortamda vatandaşlarımıza ışık olduğu için teşekkür ederim. Şu ana dek olan şahsi izlenimin Sayın Babacan'ın başarılı olacağı yönünde. Fakat muhafazakar bir aileye mensup birisi olarak söylemeliyim ki, Sayın Babacan partisinde akparti veya fetö kalıntılarına Aman vermemeli ve siyasal İslamcılardan uzak durmalıdır. Yüce dinimiz Son 20 yılda çok istismara uğradı ve türlü türlü din tüccarları türedi.. Acilen iyileştirilmiş bir parlamenter sisteme ihtiyaç vardır. Gazı Mustafa Kemal ATATÜRK'ün izinde ilkelerinde ve fikirleri ışığında hareket ettiği sürece başarı sağlayarak Ülkemizi en iyi dereceye taşıyacağı konusunda güvenim Tamdır. Sayın Ali Babacan'a çıktığı Bu zorlu yolda başarılar dilerim. Yüce Allah'ım Ülkemizi en iyi yerlere getirmeyi nasip etsin..

18.05.2020 / 10:48

0

Umutların tükendiği, gelecek kaygılarının zirveye oynadığı bir dönemde Deva Partisi güneş gibi doğacaktır. İnancım ve güvenim tamdır. Yeter ki milletimiz 82 milyonuyla kucaklansın ve genel durum bütün gerçekliğiyle milletimize sunulsun. Bir öğrenci olarak bunları görüyor, DEVA partisinin potansiyeline gönülden şahit oluyorum. Gelecekte karşılaşılacak olan zorluklar karşısında başarı ve mukavemetler dilerim. Allah yardımcımız olsun.

18.05.2020 / 11:48

0

Merhaba, Kurdoğlu Cemaatine mensup olduğu söylenen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ikmal Dairesi Başkanı Tuğamiral için, eğer DEVA Partisi iktidarda olsaydı, nasıl bir işlem yapılmasını önerirdi? (Ödev : Risk analizi ve riskin yönetilmesi)

06.04.2021 / 13:30

0

Hayırlı olsun başkanım buraları unutmayın.

07.04.2021 / 23:57

0

Mutlu bir Türkiye icin el ele slogani Ortak akıl projeleri Tüm partilerin katılımıyla yapılmalı Adalet insan hakları ve özgürlüklere çok önem verilmemeli TBMM SECILEN MILLETVEKILLERI HALKI TEMSIL ETMELI MECLISIN ÇALIŞMASINI VE TEMSIL ETME HAKKLARINI ÖZGÜRCE KULLANMALARINI SAĞLAMA VE ONEMLI HÂLE GETIRMELIDIR

11.04.2021 / 13:26

0

Herkese hayırlı ramazanlar diliyorum. Bu mübarek ramazan ayında zaten dinamik ve hızlı oluşum gösteren parti teşkilatlarımızda gerekli istişareler yapılıp fizibiliteler tamamlanarak bu ramazan ayı için vatandaşa RAMAZAN DEVASI adı altında kumanyalar dağıtılması, halka temelden dokunacaktır. Bu dağıtımın kumanya dağıtımı yoluyla yapılması pandemi nedeniyle kimseyi lebaleb :) durumda bırakmadan amaca hizmete götürecektir. Hem örgütlerimizin kendi arasında koordinasyonuna hizmet edecek hem de aynı zamanda vatandaşın DEVA ile buluşmasına öncülük edecektir. Ramazanı takiben bayramlaşmalarda insanların yüzündeki tebessüm DEVA mızın gelecekte alacağı yeri belirleyeceği kanaatindeyim. Bu gibi vatandaşın nabzını birlikte harekete geçirebilirsek bu kararlı yürüyüş büyük bir sempati toplayacaktır. Zaman taşın altına eline koyma zamanı değil! o taşı kaldırmaya teşebbüs etme zamanıdır. Saygılarımla... Antalya Muratpaşa İlçe Başkanlığı SMMM ANIL YILMAZ

12.04.2021 / 21:47

0

Şunu söylemek isterimki Partinize sonuna kadar destek veriyorum benimde oyum eşimle birlikte size olacaktır bize iste bu sekilde gelin halkımız ne yazikki biraz cıkarcı birazda cahil malesef ama bu durumu gerekirse her ilde konusmalar konferaslar yada oturumlar yaparak düzeltebileceğinize inanıyorum ülkemizin su an düsmüş olduğu durumun bende farkındayım ben çözümü Sayın Babacan ve söylemeden duramıycam partinin bende önemi yok bize harbi yöneticiler lazım Sayın Yavaş gibi insanlara hasret kaldığımızı belirtmek isterim ülkemin durumuna üzülüyorum iktidarında artık bi kansere yakalandığını ve bu durumdan pek kurtulacağını sanmıyorum inşsaallah kaybederler ve kaybedeceklerdir ama peşlerini bırakmayıp yargılanmalarını 83 milyon türk insanının parasını çalanlar olarak agır hüküm giymelerini 4 gözle bekliyorum hepinize slm ediyorum bende sizin ve sizin gibi yöneticilerin arkasındayım En güzele emanet olunuz

14.04.2021 / 21:19

0

sayın başkanım, tam sayısını ve tarihini bilmiyorum ama 80 sonrası için terörden 35-40.000 insanın öldüğünü söyleniyor. ve ülke gelirinin büyük bir bölümü silahlanmaya , orduya ve devlet bürokrasisine aktarılıyor.ben bir yurttaş olarak devlet işlerini bilmem. bildiğim tek şey 2 milyar $ füze aldığımız ve ülkede devlet kontrolü ile maske satışının yasaklandığı ve 50 kuruşluk maskenin bana 60 gün sonra geldiğidir. oda 5 adet devamı gelmedi. ve bu virüs yüzünden 1 sene içinde 35.000 insanımızın öldüğü milyonlarca insanın korku panik ve hastenelerde acı çektiğidir. bu virüs bize terörden daha büyük zarar verdi. ve devlet halka yardım yapmak yerine silahlanmaya yatırım yapıyor. tüm esnaf zarar içinde. dükkanlar kapanıyor insanlar mutsuz umutsuz; şans oyunları, kumar ve kripto paralar üzerinde milyarlarca lira ekonomiden uzaklaştırılıyor. bir telefon hattı almak için senelik 120 tl vergi veriyoruz.GSM şirketleri bu parayı peşin alıyorlar.kullanmadığım hizmetin vergisini ödüyorum. devlet fahiş bir şekilde halktan vergi alıyor ve bu para halka gelmiyor.asker devlet , makam bürokrasisine harcanıyor. bir yurtdaş olarak neden biz devleti bakıyoruz ve devlet bizi bakmıyor anlamış değilim. tüm türkiye 2 ay kapansa ; devlet herkese mercimek, makarna dağıtsa, kira gelirini yasaklasa borçları ötelese, ve yurtdışından aşısız insan girişini engellese allah'ın izni ile biz bu vebadan kurturuluruz. tam kapanmada tüm hizmeti asker ve polis yapabilir. gerekirse ordu ekmek yapsın ekmeği ordu dağıtsın. halk normalleşince onlar karantinya girsinler. devletin hiç parası olmasa dahi silahtan biraz kıssalar halkın parasını; halka harcasalar ; milli bir seferberlik ile biz bu virüsten kurtuluruz. ve yeniden kalkınma için kredi sicil affı getirip; silahlamaya ve bürokrasiye yapılan yatırımları üreticilere ve girişimcilere yöneltseler biz bu krizden çıkarız . şahsi olarak bu ülkeye inancım her geçen gün azalıyor. sizin gibi insanları gördükçe umudumuz artıyor. allah yar ve yardımcımız olsun.

15.04.2021 / 00:27

0