Merhaba öncelikle tüm vatan sevdalılarına selamlarımı iletmek isterim . Malum ülkemizde salgın bir hastalık baş gösterdi ve bu durum tüm dünyada olduğu gibi bizdede çok büyük etkiler yarattı. Sağlık bakanımızın durumunu biraz kendime benzetiyorum . Lise yıllarımda sınavdan bir gün önce sabahlara kadar ders çalışıp , kan çanağı gözlerle sınava girip geçer not alamamak .Bildiğim kadarı ile Covid-19 komşu ülkelerimizde görüldüğünde sadece Ankara’da tek merkezli test yapılıyordu . O zamanlar Türkiye geneli test yapabilmek için bir çalışmamız olsaydı belkide sınavı daha iyi bir not ile geçmemiz mümkün olabilirdi. Tabi sayın bakanımızdan yinede allah razı olsun . Şu anda açıklanan verilere bakıldığında hiçte fena gitmiyoruz. Özellikle sokağa cıkma yasağının ilerlemenin durmasında büyük bir rolü olduğuna inanmaktayım. Fakat o konudada geç kaldığımızı düşünüyorum. Sağlık bakanımızın her açıklamasında bu sefer ilan edilecek diye beklerken , iç işleri bakanımızın akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla ülkece büyük bir şoka girdik ve herkesin dilinde aynı şey böyle sokağa çıkma yasağımı olur ? Neyseki iç işleri bakanımız istifa etti ama kabul görülmedi akabinde sosyal medyada suçlu marketlere giden halk oldu ve bu konu kapandı. Kısacası deneme yanılma yöntemi ile sistemi kurduk .Acaba biz neyi bekledik ? Madem bu sokağa çıkma yasakları uygulanacaktı neden en başında yapmadık ? Bunları sormadan edemiyorum. En başında 20 gün sokağa çıkma yasağı verip bayramlarda 10 gün yerine 4 er gün tatil yapsaydık ,hafta sonları mesai yapsaydık daha faydalı olmazmıydı ? Neyseki olan oldu açıklanan veriler doğru ise yakın zamanda sağlığımıza kavuşacağız inşallah. Şimdi asıl sınava geçiyoruz . Bundan sonra ne olacak ? Aylardır kapalı olan esnaf kendini toplayabilecek mi ? Bu esnaflar kiralarını ödeyebilecek mi ? Bu esnafların yanında çalışan insanlar bu süreçte çektiği kredileri ödeyebilecekler mi ? Yaşayıp göreceğiz. Her derdin bir DEVA sı vardır. Allah Türk milletini korusun .
06.05.2020 / 04:51
Yonus Emre Karaoğlu
Ankara
, Esnaf
Partimizin logosu çok güzel ve anlamlı.Çok iyi bir metafor kullanılmış üzerine düşünülmüş.Fide ve cansuyu...Toprak ülkemiz olacak fide ise Deva Partisi..Su damlası yani can suyu ise çalışmalarımız , emeklerimiz olacak.Mavi renk ise güveni temsil ediyor..Sayın Başkanımız Ali Babacan ve Deva Partimize güvenip, çalışıp ürettiğimiz her adım gelecek nesiller adına yeşeren birer fide olacak..Logoyu tasarlayan düşünüp bulan emeği geçen herkesin yüreğine sağlık...
06.05.2020 / 04:29
Yunus Yıldız
İstanbul
, İşletmeci
Herkese selam benim görüşüm Bu ülke hemen hemen hiç bir partiye 18 sene iktidar vermemiştir koalisyonlar gördük sene sürmedi iktidarlar gördük ömrü dolmadan seçime gidildi ona rağmen bu kadar özelleştirme olmadı ülke çok kötü durumda bile devülasyonlar da bile bu kadar özelleştirme olmadı 18 sene iktidar da olacaksın özelleştirme adı altında bir çok kurumu özelleştireceksin buradan gelir elde edeceksin bir çok yol köprü vs. Yap işlet modeli ile yapılmasını övüp hazineden bir kuruş çıkmıyor diye övgüyle bahsedeceksiniz ama geldiğimiz nokta hazine boş olduğunu okuyoruz ve duyuyoruz bu ülke bunları hakketmiyor eskiden fabrika sahibleri ilk on sırayı alırdı şimdi bu denge bozuldu bankalar girmeye başladı çok anlamam ama bu şunumu gösteriyor faizle yaşıyoruz geleceğimizi mi yiyoruz vatandaş olarak gırtlağımıza kadar faize bulaşmış vaziyetteyiz faizin haram olduğunu söyleyenler de dahil biz nereye gidiyoruz
06.05.2020 / 02:53
Ednan Çakı
İstanbul
, Esnaf
Toplulukların düşünce ve icraatları, bireylerin zamana ve şartlara göre değişen düşünce ve icraatları gibidir. Maalesef güçsüz bireylerin iç dünyasında yaşamış olduğu bastırılmış duygular, bireyin güçlenmesi ile daha rahat ortaya çıkmaktadır. Gücünün gercek sahibini tanıyamayan ve kontrolünü sağlayamayanlar, zamana ve şartlara göre farklı karekterler sergilerler. Bu nedenle topluluk hareketlerinde esas düstur, zamana ve şartlara göre değişmeyecek ilkelerin belirlenerek özümsenmesidir. Bununla beraber zamana ve şartlara göre değişebilecek ilkelerin de deklare edilmesi bireyler ve topluluklar arasında güven teşkil edecektir. Aksi halde yaşanan acı tecrübelerden kaynaklanan güvensizlik diyalog ve ilişki zincirinin zayıf halkası olacaktır. Değişmemesi gereken ilkelerin başlıcaları inanç/dil/ırk/cinsiyet farketmeksizin yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, eğitim/sağlık/ekonomik alanlardaki özgürlükler olmalıdır. Maalesef, ülkemizdeki mevcut yönetimin bu ilkelerden taviz veriyor olması, toplumumuzun idarecilerine bakışını çürütmeye başlamıştır. Peki neden mevcut yönetimin kabul görme oranı hâlâ yüksek derseniz, başta belirttiğim gibi baskılanmış duyguların şartlara göre değişmesinin tezahürüdür. Belirtmek istediğim bir diğer husus ise siyaset ile asıl gaye, insani değerlere sahip çıkma olmalıdır.
06.05.2020 / 02:39
Aydın Yaman
Ankara
, Mühendis
İktidar artık yapamayacak hal aldı dolaysıyla işsizlik Turizmm çiftçilik çökmüş durumda Güne bir söz birakmak istiyorum “Eğer bir devlet çıkıp dilencilik ediyorsa vay o devletin milletin haline” Allah o milletin yardımcısı olsun
06.05.2020 / 02:35
İbrahim Halil Yıldırım
Şanlıurfa
, Tıp Çalışanı
Mevcut partiler yalnızca kendisine seçme olarak gördükleri kitlesini elinde tutmak için böl-parçala-yönet yöntemiyle bu milleti bölmüş durumda. Halbuki bu topraklardaki herkes bu topraklar için büyük bir zenginlik ve bu zenginlik olmadan bir olamayız. DEVA partisinin bütün kitleler için birleştirici güç olacağına inanıyorum.
06.05.2020 / 02:29
Gökhan Özmen
Kocaeli
, Mühendis
Türkiyenin içler acısı durumunu gördükçe içi kan ağlamayan tek bir vatan evladı yoktur. Burada yazılan görüşlerin çoğunu okudum herkes içi kan ağlarcasına birşeyler anlatmış fakat çoğu yazı şikayet içeriyor. Herkes şikayetçi olduğu rahatsızlık duyduğu durumları getirmiş, bu da bir görüştür elbette sonuçta şuan fikirlerimizi serbestçe ve özgürce ifade ettiğimiz bir flatform oluşturulmuş bu platformda yazılanlara saygı duymak gerekir bende yazılan herbir cümleye saygı duyuyor birçoğuna da katılıyorum. Burada ifade etmek istediğim asıl konu; şikayetler değil de fikir ve tavsiyelerin biraz daha dile yoğunlukta olması güzel olurdu. Sonuçta karşımızda ülkeyi müreffeh seviyelere çıkarmayı vaad eden yeni bir parti var, Gelin hep beraber el ele verelim ve bizim de çorbada tuzumuz olsun dercesine yardımcı olalım, fikir üretelim, tavsiylerde bulunalım ve ülkeyi el birliği ile olması gereken konuma getirelim. Şikayet edilen konuları dillendirmek yerine nasıl çözeceğimizi yazalım. Şahıslara ve söylemlere takılıp kalmadan sadece çözüme odaklanalım. Ben burada yazı yazan birçok insandan daha gencim daha toyum ilgiyle takip edeceğim herbir yazıyı, ve almam gereken herbir iyi fikri de alacağım. Umarım çok güzel çözüm önerileri çıkar da benim gibi herkes yaralanır. Bu platformu bize sağlayan DEVA partisi ailesine de teşekkürlerimi sunarım, başarılar dilerim
06.05.2020 / 02:11
Ferdi Sarımli
İstanbul
, Mühendis
Hükümet avrupa ve amerikaya uçaklar dolusu yardım malzemesi gönderdi. Abd ye yazılan mektupta türkiye ve abd nin muteffik ortak olduğu yazıldı. Demekki biz artık dış güçlerle muteffik olduk. Dost olduk. Zannediyorum bir dahaki secimde dış güçler turkiyeye karşı gibi sözler artık söylenmeyecek. Çünkü biz bu dış güç denen ülkelere zor günde yardım ettik ve onlarda bize teşekkür ettiler. Artık dost olduk. Öyle degilmi.
06.05.2020 / 01:09
Necati Atlı
Şanlıurfa
, Diğer
Neden ali babacan ve neden deva
Ülkemizin savaş politikalarından vazgeçip ekonomi politikalarına yönelmesi için.
Komşu ülke ve kardeş milletler ile sınırlarımızın tekrar açılması ve kardesligimizi pekinlestirmek için.
Emekli memur ve işçilerimizi enfilasyona ezdirmemek refah içinde yaşamalarını sağlamak için.
Korku ve baskıyı yıkıp özgür iradeyi tahsis etmek için bende ali babacan ve deva diyorum
06.05.2020 / 00:57
Osman Araz
Batman
, Çiftçi
61 yaşındayım,Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve müslüman bir anne,babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiş bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve bir müslümanım.Yaşamım boyunca Sosyal demokrasi fikrini savundum ve C.H.P.sine oy verdim.Dini vecibelerimi bi hakkın yerine getirebildiğim de söylenemez.Fakat Allah biliyor ya içimde ki boşluk,tatminsizlik ve ümitsizlik hissi hiç bir zaman yok olmadı.Ta ki 09.Nisan.2020 sabahı Fox TV de yayımlanan Çalar Saat programında tamamen tesadüf eseri sayın Ali Babacan'ı dinleyene kadar.Kısıtlı bir program içerisinde çok spesifik konulara temas etme imkanı olamasa da kalbimle beynim arasında bir köprü kurulduğunu hissetmeme yeterli oldu.Siyasetin sadece insan için yapılacak bir eylem ve insanların huzur ve refahı için yapıldığında anlamlı olduğunu dile getiren insanların varlığı umudumu artırdı.Bundan sonra ne kadarlık ömrüm kaldığını bilemem ancak içimde uyanan ümit ve huzurun mutluluğunu hissetmek bile bana yeter.Yolumuz açık olsun.
06.05.2020 / 00:34
İsmail Edip Arıcan
İzmir
, İşletmeci